27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 MART 2000 ÇARŞAMBA O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorusCâcumhuriyet.com.tr Hizbullah'a Giden Yolun Taşları... AİCV COŞKUN Eski Parlamenter ve Turizm Bakcmı ım döşedı bu taşları... Hızbullah'ın tanık ol- duğumuz bu korkunç cinayetleri işleyecek kertede genişleyip ge- si, işledikleri vah- şet noktasmdaki cinayetlenn yurt ölçe- ğindeki yaygınlığı insanı ürpertiyor. Ortaya çıkanlan yüzlerce cinayet, binlerce süah, roketatarlar, havan top- lan, kalaşnikoflar, el bombalan, bır or- duya yetecekkadar cephanelik, yurdun dört bir yanında gizli ve etkin bir öiTgüt- lenme, bürokrasiye ve eğitiıne si2ma... Tüm bunlar çok ciddi bir şeriat kalkış- ması hareketıyle, insanlık dışı bir vah- şet örgûtüyle karşı karşıya olduğumu- zu ortaya İcoymaktadır. Bu Hizbullah, İBDA-C gibi şenatcı örgütlerbirdenbiremi ortaya çıkü? Gök- yüzünden mi indi, yoktan mı var oldu? Bu gelişmenin sosyolojik nedenleri ne- dir? Bu gelişmeye yardım edenler krrrı- lerdir? Bır yanda adaletsiz bir gelir da- ğıümı, yıllarca süren yüksek oranlı enf- lasyon, dar gelirii kıtleleri, sosyolojikola- rak doğaüstü güçlerden çare ummaya yönlendirdi. Bu gibi örgütletin gehş- mesine ortam hazırladı. Konuya siyasal açıdan bakarsak, bu i$in tam 50 yîllık bır geçmişi var. Dinın siyasete alet edilmesi 1950yılındabaş- ladı. Sami Karaören dostumuzun da Müdafaa-ı Hukuk dergisının ocak sayı- sındaki "46 Ruhunun Ülkemize Etti- ğL_" başlıklıyazısındabelırttığıgıbıbu karşıdevrim düşüncesüün iktıdara ge- çişidir. Karşıdevnmin ilk adımı, Ata- tûrk'ûn Türkçeleştırdığı, ibadete çağn olan Türkçe ezanı yeniden Arapçaya çevirmekle anldı. Her ilde, her ilçede bir kûtûphane ile donatılmış Halkevleri ve Halkodalan kapatıldı. kütüphaneler- deki kitaplar mahzenlere atılarak çürû- meye terk edildı. Toplumsal bu- eğitim kurumu olan Köy Enstitülen'nin kapı- sına kilit vuruldu... Kültür düşmanı bir siyasal ıktıdarla karşı karşıyaydık. Son 50 yülık süreçte îslarnın siyasal yaşamda, çıkar sağlama aracı olarak kullanilmasının üç önemh dönemi var- dır: I. Dönem 1950-1960 yülan, IL D&- nem 1965-1980arası, III. Dönem 12Ey- lûl 1980-28 Şubat 1997 arasıdır. DP döneminde (1950-1960) en çar- pıcı olay, sadece ezaıun Arapçaya geri- ye döndûrûlüşü değildir. Curnhuriyetin başbakanı ne yazık ki cumhuriyetimi- ze ve Atatürk'e karşı çıkryor ve Atatûrk devnmlenni. "tutan devrimler -tutma- yandevrankr" bıçımınde ıkıye ayınyor- du. Meclis'te, DP grubunda mılletvekil- lerıne "SBhflafedbikgeriyegetirebüir- siniz'' dıyordu. Bu söylem, birgeriye dö- nüş özlemıydı. Şenat devletinin geriye getirebileceğinin, bir başbakanın ağ- zından Cumhuriyetimizın en önemli kurumuTBMMçaüsı alundailkkez di- le getirilmesiydi. Oysa anayasada dev- letin temel niteliklerinin değişmeyece- ği ilkesi vardır. Başbakan Menderes'in bu konudaki eylemleri sadece bunlarla sınırb değil- dir. 1956 Ocak ayında Akşehir'de laik- hk hakkında verdığı söylevde, "ortaokırf- larda din derskrinin okutulmasınT sa- vunuyordu. Daha sonra Manisa DP kongresinde "hihfetBteaiyor", Sıvas Li- sesi'nde kız ve erkek öğreocilerin tene- füs alanlan aynhyordu. Bavar-Meade- res Uülisi Saidi Nursi'yı ziyaret ediyor- lar, sonunda Aralık 1959'da Nurs köy- lü Sait (Said-i Nursi) Ankara'daki DP toplantılanna ne acıdır kı "şeref" veri- yordu(!). Bir yandan kitaplan mahke- mede incelenirken Said-i Nursi, Men- deres'i kutsuyor (takdıs ediyor), başba- kan da karşılığinda 'irtkâmn uydur- ma bir hareket oMuğunu" ilan ediyor- du. Böylece dının siyasete alet edilme- sinın. siyasal çıkarlar ve oy toplamak için kullanılmasının somut örneklen, karşı- devrimın ilk hareketleri DP ile başlı- yordu(l). IL Dönem: 1960 sonntsı 27 Mayıs 1960 Devrimi, özünde bir yandan demokrasi dışı hareketlere kar- şı çıkma, öte yandan da dinın siyasal çı- karlar içuıkullanılmasıru engelleme ria- reketidir. Gerçekten ülkemizin bugûne kadar gördüğü en ılericı. insan haklan- na ve hukukun üstûnlüğu ılkesine bağ- h olan 1961 Anayasası, laıklik ükesıru de güvence alnna almıştı. Amane yazıkki 1961 Anayasası'nın getırdığı ilkeler çok kısa sürede yozlaş- onldı. "Bu anayasa bize bol gefiyor" söylemlen dillere sakız edildi. DP'nin devamı olduğunu söyleyerek iktıdara gelen AP ve daha sonralan DYP, her za- man din siyasetini önde tutan bir poli- tıka izlemişlerdir. DP'nin devamı oldu- ğunu ileriye süren yeni liderler (Demi- rd-ÇiDer), bu konularda Menderes'ten gende kalmadıklanru göstermişlerdir. Alâyişli-nümayişlı cuma namazlan- na gıtmeler, "Bana sağcılar suç işliyor dedirtemezsiniz", "Tespih tutan eüe »- lah tutan el bir olur mu" söylemlen, Said-i Nursi'nin "yassdhk" kazanma- suu sağlama girişirnleri hep bu dönem- de görüldü. Demirel, AP Genel Başka- nı olduktan hemen sonra memleketi Is- parta'ya gıttığınde ailesinden önce, sa- dık bir dindarolduğunu göstermek için Saıd-ı Nursi'nin bır zamaıüar sürgün- deyken oturduğu evi önceükle ziyaret etti ve ruhuna fatiha okudu. Bu dönemde imam-hatip okullanrun pıtrak gibi çoğaldığı görûlür. Başbakan da imam-hatip okullannın temel atma törenlerinden açdışlanna hiçbuini ka- çırmadan koşarcasına yetişiyordu. O arada "Ezan susmayacaknr" diyerek sankı ezanm susmasını isteyenler var- mış gibi kendini din kurtancısı yerine koyuyordu. ffl. Dönem: 12 Eylül 1980 ve sonrası Bu dönem de soğuk savaşu yoğun yaşandığıyılbırdn: ABD'nin "YeşüKu- şakModeti" devletın tüm katmanlann- ca da benimseniyordu. 12 Eylül rejiminin en etkin uygula- yıcı bürokratı Ozal'ın daha sonra siya- sal partisini kurup başbakan olması. Türk-Islam sentezi düşüncesinı ve ta- rikat sistemini en üst düzeye taşımış ohryordu. Zaten Özal, 1980 öncesi aga- beyim diye hitap ettiği Demirel tarafin- dan DPT Müsteşarlığı' na getirilmemiş miydi? DPT'run koridorlannda takun- yalanyla dolaşıp mescitte namaz kıl- masıyla ünlenmemış miydi? Halkaanlatacağıkonulan zonınlu ol- madığı halde ayetlerle süsleyen bu dar- benin başı, gerçek bir "tsiam sentezci- â" olduğunu her zaman göstermiştir. Ni- tekun 12 Eylül 1980 rejiminin kurdu- ğu Atatürk Yüksek Kurulu, 20 Hazıran 1986 günü Evren'uı başkanlığında top- lanarak "Türk-lslam sentezini temel alan bir kültürün tüm ulusa kabul etti- ribnesinev'onelik birraponı" onaylamış- ür... Atatürk'ün kurduğu Türk Tarih ve Türk Dil kurumlan kapatümış, Ata- türk'ün vasiyeti iptal edilmiştır. Şeriat isteyenler, uzun yülar çağdaş devleti kendi üzerlerine gelen bir güç, bir "düşman" olarak gördüler. Daha sonralan, devleü düşman görmek yeri- ne onun kadrolannı ele geçirme ve ona egemen obna taktiği izlendi. Devlet kadrolannın ele geçirilerek bu kadrola- nn kendi amaçlan için kullanılması po- litikası öne çıktı; özellikle adalet, içiş- leri ve poliste kadrolaşmaya başladılar. 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 dar- beleri "muhafazakâr" ve "gerid" ya- pılan ve uygulamalanyla "karşıdev- rimd" uygulama ve polıtıkaya geçit verdi. Bu dönem soğuk savaşuı en yo- ğun baskılar içinde yaşandığı dönem- dir. ABD'nin yeşil kuşak kurammı or- taya atması. kimi CIA uzmanlannm Türkiye'de Atatürkçülüğü karalama gi- rişimleri, bu amaca ulaşmak ıçuı bu ko- nularda çeşıtlı kuramlar öne sürmelen hep bu döneme rastlar. Şurası beürtilmelıdir ki 1982 yılına kadar Türkiye'de birtek ilahiyat fakül- tesivardL Ancak sözde Atatürteçü 12 Ey- lül cuntası, "Din Kûttürû ve Ahlak BÜ- gSa" dersini zorunlu kıldı. Böylece ül- ke genelinde 264.000 saathk bir ders ve bu iş için 10.000 öğretmen kadrosu ya- ranldı. îlahiyat fakültelerinin sayısı 2 l'e çıkanldı. Türk-lslam sentezi gereği ola- rak 1983 ydında 1739 sayüı Milli Eği- tim Temel Yasası'nda değişiklik yapı- larak imam-hatip lisesi mezunlanna tüm fakülteleTe ve yüksekokullara gir- me hakkı tanmdı. Böylece gericı 1980 yönetimi, imam-hatip lisesi mezununa öğretmen, yargıç, savcı, emnıyet müdü- rü, kaymakam, vali olabdme yolunu aç- mış, Atatürk'ün öğretimbnüğiyasası da delik deşik edilmıştir. Evren-Özal lşbuüğj: tslamı referans alan bürokratık kadrolaşmamn genişle- mesi, 1980 ve sonrası siyasal yaşamı- mızm adeta en önemli simgesidir. Ev- ren-Özal ışbirlığı çok sıcak bır bıçim- de sürüyordu. Kendisini ne yazık ki Atatürkçü olarak tanımlayan Evren'in gözetimi ve koruyuculuğu altmda Ozal'm da etkin uygulamalanyla, siya- sal tslamcüar, siyasal yaşamda ve bü- rokratık kadrolarda çoğaldılar, en etkin biçimde egemenliklerini genişlettiler. Başbakan, bakan, miHetvekili, vaM, em- niyet mûdürü, varoç, genel müdür ve kaymakam oldutanlslamınkadrolaşma- suuntipik bir örneğinı geçen hafta Hik- met Çetinkava kendi sütununda anlat- u. Çetinkaya, "C^ybnpmaıtŞeho!" ad- lı yazısında, ANAP iktıdanrun atadığı Şanlurfa Valisı'nın devletın çok değer- lı arsasını Islamcı vakfa verdıgını, bu va- liye Mesut Yümaz'ın sahıp çıktığım, daha sonra Erbakan'ın bu kişiyi nasıl Konya Valisiyaptığıru anlam. Bunun gi- bi yüzlerce, binlerce kadro genişleme öykülen vardır. Bu arada vakıflar, der- nekler ve tarikatlar tarafindan açılan Kuran kurslan, öğrenci yurtlan, çığ gi- bi büyüyordu. 1997 yduıa gelindiğin- de, imam-hatip okulu sayısı hemen he- men 600'e, öğretmen sayısı 20.000'e, imam-hatipte okuyan öğrenci sayısı 512.000'e ulaşmış bulunuyordu. Sılahlı eğitim yapılan kamplar da ço- ğalmıştı. 12 Eylül'de Özal, daha sonra tekrar başbakan olan Demirel, Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz, en fazla imam- hatip okulu açan politikacuun kendile- ri olduğunu övünçle duyuruyorlardı. Tansu Çıüer, büyuk mıtınglerde Ku- ran'ı öperek, "Ezansusmayacak", "Bay- rakinmeyecck" diyerek siyasetyaşamm- da ustasmı izliyordu. Ne yazıkkibir cum- huriyetvalısınin kızı olarak yen'şmiş bu kişi, 1996 yıhnda Cumhuriyet Bayra- mı'mn 73. yüdönümünde "Siyaset di- nin emrinde olacak" diyebilecek kadar ileriye gidıyor, dının siyası çıkarlar için kuilamlmasında ustalan Menderes ve Demirel'e ne kadar yaklaşmış olduğu- nu behrtmek istiyordu. Mesut Yılmaz'ın, anayasanın din ve vicdan özgürlüğünü düzenleyen 24. maddesinin değiştirilme- si içuı ciddi ginşunlerde bulunduğunu nasıl unutabiüriz? Böylece karşıdevnm tarlası büyüyor, nadaslamyor, sürülüyor ve sulanıyor- du. Sevgüi Mumcu'nun kitabmda söy- lediği gibi ticaret-siyaset-tarikat üçge- ni gelişiyordu. Ozal, başbakan olur olmaz ilk icraat olarak Suudi Krallığı'na ve Arap serma- yesine bağlı Faisal Fmans Kurumu, Al Baraka, Kuveyt Türk gibi finans ku- rumlan için kararname yayunlamıştı. Böylelikle siyasal tslamınkapitalist sü- reçte de gelişmesi sağlanıyordu. Tari- katlanyla, dernekleriyle, vakıflanyla, özel okullanyla, Kuran kurslanyla, kız ve erkek öğrenci yurtlanyla, büyük şir- ketleri, gazetelen, radyolan, TV'leri ve finans kurumlanyla siyasal Islam geh- şiyordu. Bu aşamalarda, Mıllı Selamet ve Refah Parbsrnın katkılan, bu parti- lerin değişmez liden Erbakan'm özel- likle 1980 öncesi Milliyetçi Cephe ko- alisyonu dönemlerinde ve 1994 sonra- sı Çiller'le beraber kurduğu ortaklıkta- ki gırişimleri ve kadrolaşmalan ve dav- ranışlanbaşlıbaşmabirkonu olduguiçin bu yazımızda sadece değinerek geçi- yoruz. 195O'lı yıllardan başlayarak, si- yasal partiler aracdığıyla, toplumda ve bürokraside tarikatçıhk, siyasal Islam böylece korunup geliştıriliyordu. Işte Hizbullah'a giden yolun taşlan, kutsal din kavramrnı oy avcüığına alet eden siyaset adamlan tarafindan böyle döşenıyordu. Sonuç: Şundilerde Sayın Başbakaru- mız, finans kaynaklan bellı olmayan Gülen okullanm her gıttığı dış ülkede öve öve bitiremıyor. Oysa Haziran 1999'da TV kanahnda yayımlanan ka- setinde Fethullah Gülen'in nasıl takıy- ye yaptığı gözler önüne seriunemiş mi- dir? Sayın Başbakan, Hıdıullah hareke- tınden ders almamışa benziyor. Türk-tslam sentezini egemen kılan uygulamalara artık dur demeniı>zama- nının geldığı, geç olsa da arüaşılmıştır Şeriat devleti kurma gırişimleri ciddı- ye alınmış, irtica ile mücadele etmenin devlerin birinci derecede önemle üze- nnde durması gereken bir görev oldu- ğu anlaşılmıştır. Vahşet örgütü Hizbul- lah'ın ortaya çıkışı, şeriat devleti yarat- mak ısteyenlere karşı alınan 28 Şubat kararlannın yerindeliğini ve hakhhğmı bir kez daha ortaya knymuştur. (1) Pıraye Bigat Cerrahoğlu, De- mokrat Parti Masalı, Milliyet Yayınla- n, 1996, s. 86. PENCERE TarBıi Tepstae ÇevirmekT.. 28 Şubat'ın yıkJönümünde medyanın tatavacılan boş dur- madılar. Herkesin kendine göre bir yorumu olacak elbet!.. Bu ülkede dincinin türiüsü var, etnikçinin bini bir para, irtica ibadullah... Ve Hizbullah... Mezar evlerden çıkmış Drakulalar yalnız toplumda değil, po- litikada değil, Meclis'te değil, medyada da cirit atıyorlar. 28 Şubat'ı alkışlayacak değiller ya, elbette yerecekler... Kimi safoş da entellik ayağına 28 Şubat'ı demokrasi adına gagalıyor. Hepsine boşverip ülkemizdeki siyasal kamavala çiçek dür- bününden bakmak gerek... Gülü tarife ne hacet.. Ne çiçektir biliriz. 28 Şubat tarihsel bir dönüm noktası!.. Kayıkçı kavgasına girişmek yerine olaya bu açıdan bakmak gerek... Ne diyor 28 Şubat: Yüriırlükteki yasalar uygulansın!.. Türkiye laik bir cumhuriyettir; bunun gereği yerine getiril- sin; öğretim Birfiği Yasası hayata geçirilsin; imam liselen mes~ lek okullandır; temel öğretim kurumlan değildir, beş yıllık eği- tim dûnyada kalmadı; sekiz yıllık zorunlu öğretime başlansın; irtica tehlikesine karşı yasalar kâğıt üzerinde kalmasın!.. MGK (Milli Güvenlik Kurulu) anayasal bir devlet kurumu de- ğil mi?.. İçinde Cumhurbaşkanı var, Başbakan var, ilgili bakan- lar van tümü de karan imzalıyortan zamanın Başbakanı Erba- kan da imzalıyor. Yasanan olayda anayasa veya yasadtşı en küçük bir pürüz yok. Avrupa demokrasinin beşiğidir, tarihsel oluşumun özeti de şöyle: 1) Fabrikalann kurulması.. 2) Tarih sahnesine sanayi burjuvazisinin çıkışı; proletarya- nın oluşması.. 3) Burjuvanın zamane iktidanna karşı çıkmasıyla pariamen- toda yer alması.. 4) Siyasal yaşamın sola açılması... Ne demek sola açılış?.. Sağı simgeleyen soylu sınıflara ve zamane devletinin öğre- tisi Hıristiyan şeriatına muhalefet... Ya Türkiye'de "demokrasi" adı altında başlayan "çokparti- li rejim'de ne oldu?.. Sola açılış mı oldu?.. Hayır, sol tepelendi, çok partili rejimde sürekli sağa açılış ön- görüldü. Avrupa'da demokrasi sola açılışla gerçekleşti; bizde sağa açı- lışla gerçekleşemedi. Avrupa'da demokrasi Hıristiyan şeriatını devletten tasfrye ederek kuruldu; şimdi bizde Islam şeriatını devtete aşılayarak mı demokrasi kurulacak?.. Tarih tersine mi dönecek?.. • Tarih kimi ülkede bir süre için tersine dönebilir; nitekim Iran'da döndü. Iran demokrasıye mi kavuştu?.. Ama Türkiye'de tarih tersine dönmez.. 28 Şubat bunun kanttıdır. 28 Şubat'a karşı çıkmak, hem tarihe hem demokrasiye kar- şı çıkmaktır. fct* Hj CUMHURİYET JVİAHALLESİ'NDE SEÇİM SüRÜYOR! umhuriyet Mahallesi evlerinin ön projeleri tamamlandı. Hazırlanan 25 değişik ev tipinin arasından, Cvımhuriyet Mahalleliler, beğendiklerini seçmeye başladılar. Ev tiplerini seçerüerin inşaat projelerinin hazırlanmasına da hemen başlandı. öte yandan, I. Bölüm'ün yaklaşık 2 kilometre güney doğusunda denize yaklaşık 800 metre uzakhkta kurulacak olan Cumhuriyet Kınah Mahallesi arsalarının satışı da sürüyor. Daha Önce de duyurduğumuz gibi, bu arazideki parseller jeolojik zemin raporları hazırlanarak düzenlenmiş imar planı ve depreme - - dayanıklı projeleriyle birlikte sunulmaktadır. Okurlarımızla, dostlarımızla birlikte yaşayacağımız Cumhuriyet Mahallesi adım adım gerçekleşiyor. Mahallemizle ilgili her yeni gelişmeyi size bildireceğiz. \ Cumhurryet mahallesi "Doğayla uygarlık buluşuyor" YINE PENIZCORUNUMLU IM.AR.LI 1FRAZLI BACIM5IZTAPULU Cumhuriyet Mahallesi nerede kuruluyor? •Cumhunyet Mahallea Istanbul'un batıstnda, Tekırdağ-Çortu yolu Kınalı kavşağı ûçgenınde, Çanta Köyü betedıye sıranan içinde kuruluyor istanbul'a uzakltğı TEM yoiundan 46 dakika, E5 yotundan 55 dakikadır. •1 Bolumün hemen güneyınde yer alan Kınaiı Bölümu arazısının de stabılce yollan vardır. •Bu arazının de yalnızca % 14'ü evtere aynldı. Kalan % 86'nın küçuk bır bölümü yoi ve otopark, çok buyük bır brjlumü ıse bahç« ve park otacak. Başvuru: ÇAĞ PAZARLAMA Basın Sarayı Kat:4 (Gazetecıler Cemryeti Üstü) Cağaloğlu - İSTANBUL Satış yapılan Cumhuriyet Kitap Kulübü bürolan: Ankara: Atatürk Bulvan No. 125 Kat.4 Bakanlıklar - ANKARA Izmir Halrt zrya Bulvan 1352. Sok. No: 2/3 Alsancak - İZMİR Tel: (0212) 520 21 91 - 92, Faks: (0212) 520 50 23 Tel: (0312) 419 50 20 pbx, Faks: (0312) 419 50 27 Tel: (0232) 441 12 20 pbx, Faks. (0232) 441 91 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle