27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 ŞUBAT 2000 CUMARTESİ O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr Aydınlanmacı M. Eğitim Bakanı: Hasan Âli Yücel MUSTAFA G A Z A L O CHP MYK Üyesi. Egıt-Der Genel Başkam • • ğretmenlik, müfettişlik, O Gazi Eğitim Enstıtüsü Müdürlüğü, Ortaögretım Genel Müdürlüğü, on beş yılmilletvekilliği(1935- 50), yedi yılı aşkın Milli Eğitıın Bakanlığı {1938-46) yapan ay- dmlanmacı HasanAKYûcd'in bugün (26 Şubat 2000) ölümünün 39. yılı. Doğumunun 100. yılında UNESCO, 1997'yi bütün dünyaya Hasan Âli Yü- cel yılı olarak duyurmuştu. Bu nedenle Yücel yurüçi ve yurtdışında çeşitli top- lantüarla anildı. Bu büyük ınsanı yılda bır kez ve sı- nırü çevTeyle anma yerine, bugünlerde genış kitlelere, gençlere tanıtmanın sa- yılamayacak kadar yaran var. 4 Kasım 1945'te UNESCO'nun Lond- ra'da yaphğı kuruluş toplantısına ülke- miz adına katılan Hasan Âli Yücel, bu- radaki konuşmasında eğıtimimizin ulu- sal ve evrensel ilkelenni şöyle belirt- mışti: "Biz buraya son yirmi yılRande,insan- bğm yeni istekJerine tıymak için bütün kurumlannda devrinı yapmıs, yeni ku- şaklannı banş sevgisiyle, uluslararası dostiuğa inançla >etjştirmiş bir ulusun temsilcjsi olarak geiiyonız. Devrimci TürkDevletfnde ulusal eği- timin ilkeleri şunlar olmuştur: a) Bütün dünya olııslannı tanımak, anlamak ve saymak, b) Kapalı bir kültürde sakh kabnaya- rak insanhğın ortak köitûr kaynaklan- naghmek, c) Yurttaslar arasmda ırk, din, diL, »- nrfaynnklan gözetmemek." (1) H. Â. Yücel bakanlığı sırasmda bu il- keleri yaşama geçirmiş, iyi bir uygula- yıcı olmuş, ülkemize unutulmayacak hızmetlerde bulunmuştur: • tnsanlığın ortak küJtürü olan 500'ü aşkın soyyapıtı (klasığı), "TercümeBû- rosu" aracılığıyla dılımize kazandırmış- tır. • Islam, Türk ve Sanat Ansiklopedi- lerinı yayına hazırlatnııştır. • Dergi, sözlük çıkarniada, çeşitli ser- giler açmada öncülük etmıştir. • Resım, heykel, tiyatro, müzık gibi güzel sanatlann her dalında özendirıci olmuş tur. • Eğitim şûralannı ilk o toplamıştır. • 1938 ile 1946 arasında okuma-yaz- ma oranı yüzde 23 'ten, yüzde 40'a çık- mışör. • Üniversite özerkliğinin temelini at- mışür. • Büyük cğıtımcı tsmail Hakkı Ton- guçla birlıkte Köy Enstitüleri'ni acarak üreticı, demokratik eğitim ilkeleriyle köy çocuklanna okuma olanağı sağla- mıştır. Yücel, Milli Eğitim Bakanlığı yaptı- ğı dönemde laik eğitimden, öğretim bir- liğinden ödün vermemiştir. 2 Mart 1942'de Birinci Kaymakam- hk Kursu'nda yapöğı konuşmada, genc cumhuriyetin laik eğitim anlayışını çok açık ortaya koymuştur: "Cumhuriyet eğföminin laikükflkesiTevhid-i Tedri- sat (Oğretim Birtiği) Yasası ile başlar. _ Cumhuriyet devJeti esasen din ile devte- ti ayırmış, dini sırf bireylerm vfcdanla- nna, duygulanna bırakmıştır. Cumhu- riyet, çoculdann eğitiminde bugmin di- ni kavnaMardanaynhmşolarakverihne- sini sağbumştur. Bu itibarla cumhuriyet okuilannda devlet eüvie din eğitimi ya- pılamaz. Telkin ettiğimiz ahlak, dini de- ğerierle yapbnma sokulamaz." (2). Beş yülık zorunlu eğitim varken 4 sa- at zorunlu din dersi, 8 yülık eğitim ge- lince, 10 saate çıkanldı. Resim, müzik, beden eğitimi gibi sanat derslen hafta- da bir saate indirildi. Onunla da yetinil- medi; 6. sınıftan başlayarak isteyenle- rin Kuran kurslanna gitmesi sağlandı. Bunlan yapanlar Atatürk ve Yücel dö- nemini iyi incelemelidirler. Bir süre Ankara Ünrversitesi'nde ça- lışan, ülkemiz eğitimini iyi incelemiş Alman Prof. Gottried Hausmann, ül- kemizden aynlırken yaptığı konuşma- da, Atatürk ve Yücel döneminı anımsa- tarak "Türkeğuımtarihiofanadan, dün- ya eğitim tarihinden söz edflemez" de- miştir. Bu görüşlerinı yurtdışındakı ko- nuşmalannda da yınelemış, Afganistan eğitimini düzeltmek için çağnldığında Türkıye'dekı eğitim aülımlannı örnek göstermıştir (3). Yücel'den sonra eğitim: Hasan Âli Yücel'in Milli Eğitim Bakanlığı'ndan aynlmasıyla eğitim birüğinden ödün verilmeye başlanmıştır. Önce getirdiği kadrolargörevden ahnmış, sonra döne- minde hazırlanan broşürler bakanlığın önünde yakılmıştır. 1947'de Yüksek Köy Enstitüsü kapaülmış, 1948 'de ilko- kullann 4 ve 5. sınıflannda ana-babala- nn isteğıne bağlı olarak seçilebilecek din dersleri konulmuştur. Aynı yıl 10 aylık imam-hatip kurslan açılmış, 1949'da Uahiyat fakültesi açümıştu". 1950'den sonra iktidar değişimiyle ödünler artmış, Köy Enstitüleri kapatı- larak imam-hatip hseleri (IHL) acılmış- tır. Önce ortaokullarda sonra liselerde din dersi seçmeli olmuş, 1982 Anaya- sası'yla da laikliğe aykın olarak ilk ve ortaöğretimde din dersınin zorunlu oku- tulması öngörülmüştür. 1973 yılında çıkanlan Milli Eğitim Te- mel Kanunu'yla tHL hem mesleki hem de ünıversiteye öğrencı yetiştıren okul- lar durumuna getınlmiş, 1983'te yapı- lan değişiklıkle de bu okullan bitıren- lerin başka üniversiteye gırmesi sağlan- mıştır.Atatürk ve Yücel dönemının ter- sıne, bugün devlet, din kültürü ve ahlak dersleri, İHL, tslam Enstitüsü ve ilahi- yat fakültesi, Kuran kurslanyla din eği- timi yapmaktadır. Hem de zorunlu ola- rak... Aynca camılerde, yurtlarda, basın yayında, Diyanet işleri etkinliklerinde din eğıtımı yapılmaktadır. 1923 'ten 1946'ya değın bilimsel eği- timle elde edilen kazanımlar bu tarih- ten sonra verilen ödünlerle bir bir yiti- rilmey_e başlanmıştır. Osmanlı dönemin- deki Uçlü eğitim yapısı'na yenıden dö- nülmüştür. Okullanmızda Atatürk ve H. Â. Yücel zamanında ağırlık verilen güzel sanatlar, felsefe, sosyoloji eğitim- len bugün önemini yitirmiştir. Sonuç: H. Â. Yücel, bakanlıktan ay- nldıktan sonra düşüncelerini gazeteler- de, kitaplarda savunmuştur. Karşıdevrim- cilerin çeşitli karaçalmalanna (iftıra) uğramış; onlarla mahkemede hesaplaş- mıştır. Dört yıl önce 29 Şubat'ta yitir- diğimiz ünlü eğıtimcı RaufInan, "Ata- tûrkçü Destansal MDli Eğitim Bakanı H.Â. YüceT adlı kıtabında şöyle diyor: "HasanÂli Yüceladıyaşayacak; ken- divazılannda, yapıtiannda, bakanhğm- daİdeşsiz büyük başanlannda veeğitim tarihinde jasavacak." (4) Hasan Âli Yücel'in, banşçı, laik, bi- limsel eğitim anlayışıyla, düşün ve sa- nat dünyamıza katkılanyla, çeşitli alan- lardaki hızmetleriyle, hümanist, aydın- lanmacı kişüiğiyle gelecek kusaklar de- ğerini daha iyi anlayacaklar, onu hak ettiği yere oturtacaklardır. (1-2) Kültür Bakanlığı TürkKlasik- leri Yaymları 'ndan H. Â. Y. Milli Eği- timle tlgili Söylev ve Demeçleri; Say- fa: 295-120. (3-4) Eğit-Der Yayınlan, Atatürkçü DestansalMilli Eğitim Bakanı H. Â. Y. (M. Rauflnan) S. 52-53. "Cumhuriyetin özü ve niteliği rencide ediliyor. Tek kışinin ik- tidan için cumhuriyetin ve hukuk devleti ilkesinin erdemleh terk ediliyor. Anayasa 'ya bağlılık yeminine ihanet kokusu siya- si ortama yayılıyor. Istikraradına istikrann kendisi tehlikeye atı- lıyor." Busözleri, Prof. Dr.Şener Akyolsöylüyor. Yalnız o değil, TV'lerde konuşan hukukçular, bilim adamlan da bu kanıda... TBMM'de başlatılan '5 artı 5' formülünü yaşa- ma geçirmek istekleri yanlıştır. Hele bu girişim, belli kişiyi yeni- den Çankaya'ya çıkarmak amacını taşıyorsa!.. Süleyman Demirel adını ilk kez 1960'ta duymuştum. Bir mühendis arkadaşım, Yassıada Duruşmalan sürdüğü günler- de, Demokrat Partilileri bir araya getirip toparlayacak kişinin Sû- leyman Demirel olduğunu söylemişti. Menderes'in Su işleri Genel Müdürü, otuz yaşlartnda bir mühendis!.. Gerçekten de, bir iki yıl sonra Süleyman Demirel birden siya- set sahnesine çıktı. Gümüşpala'nın kurduğu Adalet Partisi'ne genel başkan adayı olarak!.. Karşısında guçlü görünen Sadet- tln Bilgiç'i kongrede yenerek... O günlerde 'Çoban Sülü' ya da 'Morison Süleyman' diye anılıyordu. ABD'de birkaç yıl kurs görmüş, Morison firmasının Türkiye temsilciliğini yapan bir in- sanın birdenbire parti lideri olması beklenmedik, şaşırbcı birolay sayılmıştı. önce başbakan yardımcısı, sonra milletvekili, 1965'ten son- ra başbakan!.. 1969'da partisindeki parçalanmayı da kolaylık- EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Süleyman Hep Süleyman!' la atlatan, ama 12 Mart 1971 rüzgânyla iktidardan uzaklaştın- lan... Bir daha önemli görevlere dönecek miydi, yoksa politika dünyasından uzak kalacak mıydı? O günlerde, 12 Mart hükü- metinin Devlet Bakanı Ismail bey, bir soruya yanıt olarak "Gül- dürmeyin beni" demişti. Soru şuydu: "Demirel bir daha politi- kada etkin olabilir mi?" Derken siyasete döndü, ama artık yalnız degildi, öteki sağcı partilerle birlikte!.. Milliyetçi Cephe hükümetlerinin başkanı ola- rak... Sonra 12 Eylül olayı, sürgünlükler, Gün;z Sokağa kapa- n^, 'birbilen' sayılarak yıllann geçmesini beklemek. Yeniden par- ti başkanı, ardından SHP-DYP ortak hükümetinin başbakanı. Çok geçmeden, SHP'nin desteğiyle Türkiye Cumhurbaşkanı. Kendi deyişiyle, yedi kez gitmiş, sekiz kez gelmiş!.. 1960'larda doğan çocuklar iki kişiyi tanıyorlar; bir Ecevrt, bir Demirel!.. Otuzuna, kırkına gelmiş kusaklar için varsa yoksa bu iki politikacı!.. Yirmi birinci yüzyıla giriyoruz, yine bu ikili! Yaşla- n yetmiş beşi bulmuş ya da aşmış, ama etkinliklerini daha yıl- larca sürdürmek isteğindeler!.. Bu başanya alkış tutmak gerekir elbet! Kolay değil kırk yıl gün- demin baş yerinde kalabilmek! Kimi zaman tartışarak, kimi za- man neredeysedövüşerek!.. "İkikoyunuyönetmekten acizdir" diyen bir Demirel'in, bugün Ecevit'in yardımıyta bir beş yıl da- ha iktidarda kalmak ıstemesi de epeyce şaşırtıcı!.. Ama şaşma- ya hep alıştığımız için diyecek söz bulmak zor. TBMM'de beş yüzden çok politikacı, Meclis dışında da nice değerli kişi var. Erdal Inönü'den Ismail Hakkı Karadayı'ya, Yek- ta Güngör Özden'den Zekeriya Temizel, Meclis ıçinden (ah o intihar olayı yaşanmasaydı) Hikmet Uluğbay'a kadar vb... Yedi yıl yetmedi, hadi beş yıl daha! Niçin? Bu hükümet ancak Demirel'in varlığıyla ayakta kala- bilirmiş! Neden? Başka biri cumhurbaşkanı olsa bu hükümeti değıştirmeyi neden gerekli görsün! Gerçekte 82 Anayasası, baştanbaşa degiştirilecek bir anayasadır. Ama orasından bu- rasından delikler açmak bu anayasayı daha da kötü, daha da anlamsız hale sokar. Prof. Şener Akyol, "Anayasa değişse de Demirel aday ola- maz" diyor. Demirel'i yeniden Çankaya'ya taşımak girişimine "siyasi iltimas" adını veriyor. Bır de, Sunay'ın bır kez daha cum- hurbaşkanı olmasını önerenlere Ismet Paşa'nın verdiği yanıtı da unutmamalı: "Bir daha gelse ne yapacak ki; eski yaptıkla- nnı yapacak." Demirel de öyle... PENCERE Istikrar?, - Komşu komşu hu!.. -HuhuL - IMF gekJi mi?.. -Geldi. " .• - Ne getirdi?.. - Dolar molar.. - Daha neler?.. - Tahkim mahkim.. - Kime kime?.. - EcevH'e.. - Daha kime?.. - Demirel'e.. - Demirel nerde?.. - Çankaya'da.. - Çankaya nerde?.. - Anayasa'da.. - Anayasa nerde?.. - Suya düştû.. - Su nerde?.. - Bülent içti.. - Bülent nerde?.. - Konuta kaçtı.. ,^.- - Konut nerde?.. •• ,-fc'İ -Yandıbitti,külolmadı. ' , * l • Süleyman Bey'in bir beş yıl daha Çankaya'da kalması için anayasa zorianıyor. ^ Süleyman Bey ıyidir.. 82 Anayasası kötüdür. Yıne de çok zorlamaya gelmez; çünkü hukuk- ta kişi için anayasa degiştirmek olmaz; bir kez bu yol açılırsa, ardından neler geleceği bilinmez. Yeryatağında uyukJarken, sakalının üstünden fa- re geçen Nasrettin Hoca sakalını kesmiş. Nede- nini sormuşlar; Hoca'nın yanıtı: - Sonra yol oluri.. • Cumhurbaşkanlığı ülkemizde sık sık sorunsai- laşan bir garip makamdır. 1966 Cumhurbaşkanlığı seçimi için Cevdet Su- nay GenelkurmayBaşkanlığı'ndanistifaetti. Su- nay'a Meclis'te bir koltuk ayarlandı; Hazret Cum- hurbaşkanı seçildi. 1972'de Cumhurbaşkanlığı seçimi için Faruk Gürler Genelkurmay Başkanlığı'ndan istifa etti. Meclis'te Gürier'e bir kottuk ayarlandı; ancak Fa- ruk Paşa seçilemedi. 2000 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimi yine so- runlu!.. "Istikran sağlamak için" Demirel'in seçil- mesi gerekli!.. Bu kez anayasayla oynanıyor... Anlaşılıyor ki 2000 yılına gelmişiz; ülkede istik- rar sağlanamamış... 1999'da üç dokuz vardı; 2000'de üç srfır var. Is- tikrara kavuşmak için dokuz doğursak da.. srfıra srfır, elde var srfır. SINIRSIZ İNTERNET FtYATI 1 DOLAR HER AY HER AY 50 SAATE KADAR SAAT UCRETI 5 0 SAATTEN SONRAKI (HER AYIN İLK 1 SAATI BEDAVA) SAAT ÜCRETl 0.28 SABAH 8'DEN AKŞAM 1 8 E KADAR İNTERNET HERAY 50 SAATE KADAR SAAT ÛCRETI HERAY 50 SAATTEN SONRAK SAAT ÜCRETl 0,16 GECE 23TEN SABAH 7'YE KADAR İNTERNET RYATI HERAY 50 SAATE KADAR SAAT ÛCRETI HERAY 50 SAATTEN SONRAKI SAAT ÜCRETl 0,12 KONTÖRLÜ 15 SAATLİK İNTERNET FİYAT1 DOLAR KULLANIM SÜRESI 1 5 SAAT ÇOCUKLAR İÇİN KONTÖRLÜ 10 SAATLİK İNTERNET FtYATI DOLAR KULLANIM SURESI 1 0 SAAT İxlr Müşteri Destek Hattı: (0216) 458 48 48 Internet Adresı: www.ixir.net E-Posta: destek@ixir.net ıxır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle