Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S 6 ŞUBAT 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Prof. Dr. Akşit Göktürk için...HAŞMET SIRRIAKŞENER
26 Şubat 2000 gerçek aydın, bılge in-
san, bilım adamı, yazar, çevirmen ve ga-
zeteci Prof. Dr. Akşit Göktürk'ün 12.
ölüm yıldönümü... Geçen yıl Sayın Ok-
tmy Akbal 23 Şubat 1999 tarihli Cumhu-
riyefte "Akşit Göktürk İçin" başlıgı al-
tuıdaki yazısında onun hakkında özetle
şunlan yazmıştı: "Kim derdi ki, Van Li-
sesi çıkışlı bir çocukgelecek, IstanbuTda
Edebiyat Fakültesi'nin İngiliz DiB ve Ede-
biyatı Bölümü'ne girecek, 7amanla asis-
tan, doçentveprofesör olacak_ tngffiz ede-
biyatmın en önemli yapıtlannı Türkçeye
Itazandıracak. en saglam denemeJeri ya-
zacak._ Bunu, bir çeşit mucize saymama-
h mı? Göktürk'ün büyük çabasına, son-
SUZ yaİHjpntana, saygl dııymanıah mi?"
Prof. Göktürk için ölümünden beri
çok yazıldı ve çok söylendi... 1996 yı-
lında yayunladığınuz "Tanıtun Dene-
me" türünde yazüanmızı içeren
tt
Van\tan
Vaniköy'e" adlı mütevazı kitapçığımız-
da, Van doğumlu, VanAtatürk Lisesi çı-
kışlı bu bilge insandan söz ettnemek ol-
mazdı. Nitekim bir bölümde ondan söz
etmiştik. Yazunız, onun çevirisini yap-
tığı ve 1969 yıluıda Türk Dil Kuru-
mu'nun çeviri ödülüne layık göriilen
"Robinson Crusoe" adlı kitaptan bir ahn-
tıyla başlıyor ve şöyle devam ediyordu:
Gerçek aydın, bilge insan, bdim ada-
mı, yazar, çevirmen ve gazeteci Prof.
Dr. Akşit Göktürk'ün ölüm yıldönümü.
Belki etkinliklerle anüacak yine onun için
çok şey söylenecek. Galiba en güzelini
de Fazıl Hüsnü Dağlarcayazmıştı ardın-
dan:
"Sana yeni bir ağıt yazmayacağım, /
BeidenKsinler inanmıyonım ki ötdüğü-
ne"
1934 Van doğumlu, değerli dilbilim-
ci, çevirmen, yazar ve eleştirmen Prof.
Göktürk, Van Atatürk Lisesi'ni bitinniş,
Istanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Ede-
biyao Bölümü'nden 1960yılındamezun
olmuştur. Biryıl sonra aynı bölüme asis-
tan olarak girmiş, Lavvrence Durrerin Is-
kenderiye Dörtlüsü'nün Teknik Özgün-
lüğü konulu teziyle doktorasını vermiş
(1965), sonra da sırasıyla doçent(1972)
ve profesör (1978) olmuştur.
Ölümünden birkaç yıl önce kendi ka-
leminden kısa yaşamöyküsünü yazar-
ken: "Bikiiğim, öğrendiğim, yaşadığun
her şeyi kafamın, yüreğfanin yettiğince,
kendi çabamla ediniyorum, bu koşullar-
da olabikügince_'' demışti.
Bizım kuşağuı, ortaokul lise yıllanna
rastlayan yıllarda, üniversite öğrencisi
olan Prof. Göktürk'ün yaz tatillerinde
Van'a gelıştnde, başta onun çabasıyla
ve diğer arkadaşlannın katkısıyla gerçek-
leştirilen sanat etkinlikleri büyük ilgi
toplardı. Programını hâlâ sakladığun,
Moliere'den uyarlama "Cunri" oyunu-
nun, îstanbul'dan kostümleri getirilerek
sahneye konuluşundakı güzelliği anım-
sıyorum. O yıllardaki olanaklar düşü-
nülürse bu etkinliklerin ne büyük özve-
ri ile hazırlandığı sanırun daha iyi anla-
şıhr. Bu etkudiklerde Van Lisesi'ndenye-
tişenlerin de elbette büyük katkısı olur-
du.
Prof. Göktürk'ün kaybından sonra,
birçok yazar, eleştirmen, gazeteci ve bi-
lün adamı onun için "günlük dalgalan-
maJaragoredeğişnK-yenaydur nıtehğın-
deki birleşerek kişıliğınden, yazarlığm-
dan ve hocahğından övgü ile söz ederek
yazmışlardır. Ömeğin Sayın Onat Kut-
laronun için: "Sanatçıonunınunvedü-
şünsel üretimde dürûsthık özeninin ay-
dmlanmızarasındabflegenelahlâkiyoz-
taşmaya paralelriaigafanmainrgöster-
digi günümfizde Akşit Göktürk, ciddi
kerteriderden biriydi. Yapbğı her işin
ğrencilerim,
çocuklaranız, sevgi
içinde erdemi,
hoşgörüyü,
içtenliği,
açıkyürekliliği,
inançla yüceltsinler
isterim. Insana
saygı, her türlü
yapmacığı,
çıkarcılığı, ikiyüzlü
buyurganhğı
kovsun. Gönlümde
üstüne titreyerek
büyüttüğüm umut
budur.'
(deneme,arasünna,çeviri. inceleme) he-
sabnu öoce kendine verebilenlerden bi-
ri. Sayın Anday'ın deyişiyle bb> 'sis ça-
nı.' Örtahkta çok görünmemiş ofanası,
yapdğı işinönemsizMgiiKİendegfl, yaban-
a yazarian ete ahrken okuma va da çe-
viri konulanna eğiHrken gösterdiği oîa-
ğanüstückklryette,geırçeldeş1m)iğidÛ2ey-
leçokönemhydi Birde30ydhk,çok sev-
diğiın bir dostu yitirdiın. Çıkar gözet-
mez bir dosthık. Bence bu da çok önem-
li, özellikle günümüzde" diye yazmış.
Edebiyat Fakültesi'nden hocası sayın
M
A
ma Urgan ise kaybından sonra Cum-
huriyet gazetesindeki sözlennde şunla-
ra yer vermişti: "Akşit Göktürk khnfle-
ri gibiyabana okuDarda dî öğrenmemiş-
ti. Varhkb çevreterde yaşamanın koby-
hldanndan da vararianmanuştL Her öğ-
rendiğini yahuz öğrenmişti. Ve esash öğ-
renmişti Ne denli esaslı öğrendiğuıi ya-
znannda. latapbnnda, çevrflerinde ka-
nıdadL AkşitGöktürk gSbibir öğrencim
oMuğu için gururlanr.orum."
Sayın Prof. Dr. Şerafettin Turan ise
onun kaybının ardından "Çağdaş Türk
D&F dergisinin Nisan 1988 sayısında
şöyle yazmıştı:
u
Ölçülülük,çahşkanhk,
güvenflirtik. açıknk_ Onunla hemşeri ot-
nuunız belli oranda da olsa aramızda
duygusal bir yakmhk doğurmuştu ama
Akşh Göktürk, bilgtsive davTanışlan ile
bsa sürede dikkatleri üzerine çekmişti.
lutarnbğı ve dudağmdan eksilmeyen gü-
hımsemesiyse kendtsine gönül kapdan-
nm açılmasını sağJamıştı. Türk Dil Ku-
rumu'nda yıllarca birlikte çalışbk. Aka-
demik basamaklan güvenilir adımlarla
çıkmakla kalmamış, binmde oMuğu ka-
dar yazm, dfl ve düşün alanında da ülke
çapıiMİa hakh bir üne kavuşmuştu. O ay-
nı zamanda bir savaşım adamı idi. Ger-
çekleri, doğrulan, Kiliği ve güzelliği sa-
vunmadan yılmayan bir savaşımcu.. En
sonunda \oruldu ve ufkumuzdan kaydı
ama örnek ahnacak bir yaşamın tûm
ürünkrini,izleriniveanriarm bn-akarak-
Gönkmdebesiediği umutiardabunbr de-
Pmiydi?''
Prof. Akşit Göktürk'ün ölümünden
sonra anısına yayımlanan "Akşit Gök-
türk'e Saygı" adlı kitapta, daha birçok
bilim adamuun, yazann ve öğrencisinin
onun için övgü ile, sevgiyle ve özlemle
yazdıklannı görüyoruz. Aynı kitapta
*Birkaç Çizgi>ie Ben" başhğıyla kendi
kaleminden kısa özgeçmişüıi şöyle ak-
tanyordu. "Öğrencikrinvçocuklanmız,
sevgi içinde erdemi, hoşgörüyü, içtenfi-
gj. açıkvüreklniği, inançlayüceltsinler is-
terim. tnsana saygı, her türlü yapmao-
ğı,çıkarahğı, ikhüzlü buyurganhğı kov-
sun. Gönlümde üstüne titreyerek büvüt-
tüğûm umut budur."
* Yargıç, Istanbul 10. Asliye Tıcaret
Mahkemesi Başkanı
Şehir Tiyatroları Krzystof Choinski'nin 'Kapıyı Aç' oyununu sahneliyor
istenmeyen sonu
AYŞEKÖKSAL
Birkadmbügisayann başın-
da yazı yazıyor. Karşısındaki
şey duşünmeden boş boş te-
levizyon seyrediyor. Ikısi de
bunalmış, sıkılmış... Paylaş-
mak istedikleri bir dertleri var
ama o kadar yabancılaşmışlar
ki, susmak birbirlenni dınle-
mekten çok daha kolay gelı-
yor.
Yönetmenlıgmi Taner Bar-
las'ın yaptığı, Polonyalı oyun
yazan KrzystofCnoinski'nın
'Kapıyı Aç' adlı oyunu. insan-
lann gözü ve beyinleri kapa-
h olarak devam emrdikleri ya-
şamlannda ancak çok büyük
bir kayıp meydana geldiğın-
de ve yaşamlan ellerinden ka-
yıp gittiğinde bazı 'gerçelde-
ri' sorgulamaya başladıklan-
nı anlatıyor.
Zihni Küçumen'in Türk-
çemize kazandırdığı ve ilk
olarak 1979 yıhndaradyooyu-
nu olaraktiyatroseverlerinkar-
şısına çıkan 'Kapıyı Aç' oyu-
nu, HarbiyeCep Tiyatrosu'nda
sahneleniyor.
tki kişilik oyvmda, Taner Barlas ve Tomris tn-
cer rol alıyor. Oyunun dekor ve kostüm tasarımı
BanşDinçel'e, ışık tasanmı ise CengizOzdemir'e
ait.
- Cboinski bu oyunn 1970'lerde yazmış. Oviınu
yeniden gündeme getirmenizin nedeni nedir?
TANER BARLAS - Oyunun konusu güncelli-
ğini koruyor, hatta daha da ciddi boyutlara van-
yor. Aile içindeki iletişimsizlik ve çocuklann ih-
mal edilmesi sonucundaistenmeyen 'son'lara doğ-
ru itilmeleri çok güncel bir sorun olduğu için bu
oyunu sahnelemeye karar verdim. Günümüzde
insan ilişkileri de dahil olmak üzere her şey me-
taya dönüşmüş bir durumda. Özellikle aile için-
de yaşanan duyarsızlık ve sevgisizük anne-baba-
yı evlatlanna ve kendilerine yabancılaştınyor. Yi-
ne de yaşamlannı sürdürüyorlar. Zaten yaşamımız
bizim dışımızda, toplumsal ve ekonomik yapı ta-
rafindan programlanıyor.
Bütün bu kaos içinde çocuklanmıza ayrracağı-
mız vakit ne kadar, çocuklara göstereceğimiz il-
gi ve özen ne kadar? Yorgun, bezgin ve umutsuz
insanlann çocuklarla paylaşabileceği neler kalı-
yor? Hiçbir şey. tnsanlar ancak kendi dertleriyle
ilgıleniyorlar. Bu oyundakı ailede de her şey ön-
ceden programlanmış ve ış bölümü yapıhnış. Gö-
rünürde 'mükemmel bir aile' tipi bile denılebilir.
(Fotoğraf: KAAN SAĞANAK)
r
yunun yönetmeni Taner Barlas, 'Kapıyı Aç'taki amacın,
aile gibi küçük bir birimden yola çıkarak toplumun psikolojik,
pedagojüc, ekonomik ve hatta geri planda da olsa politik
sorunlan sorgulamak ve tartışmak olduğunu belirtiyor.
Çocuklanna ellerinden gelen her şeyi sağlamış-
lar. Ama bu işbölümü bireyleri motorize ve duy-
gusuz bir yaşama itmiş. Sanıyorum ki oyunu iz-
leyen birçok kişi kendisinden izler bulacak. Ben
ne yapıyorum, çocuklanma nasıl davranıyorum di-
yebilecekler ve felakete doğru gözleri kapalı sü-
rüklenmekten kendilerini sıyırmaya çalışacaklar.
- Bu uetişim kopukluğunun evİUiğin eskimesi'
fle hiç ügisi yx>k mu?
BARLAS- Evlıhk tabii ki eskimiş. Ama bu es-
kime belki sadece daha az özen şeklinde ortaya
çıkabilirdı. Bu ailede ise sevgisizük ve duyarsız-
hk hâkım. Bu, ister istemez çocuklanna karşı da
yabancılaşmayı ve duyarsızlığı getiriyor.
-O}iınu izlerken, ikiIdşininbirbirkrini anlama-
maiannın altnıda biraz da benciinkve aşın birey-
seueşmenin etkfleri sezînyDr _.
BARLAS - Çünkü dünyanın sistemi, insanlan
sadece kendini düşünmeye itiyor. Ancak bir fela-
ket karşısında özbenliklerinden sıynhp ne yaptık-
lannı düşünmeye başlıyoriar. Bu noktâdabile hiç-
biri kendisinin suçlu ohna ihtımalinı kabul etmi-
yor ve 'görevini' yenne getirdiğini iddia ediyor.
Kendileri dışında bir suçlu buhnak, hayali bir in-
san yaratıp rahatlamak amacındalar. Bütün soru-
nu kendilerinden uzakta tutmaya çahşıyorlar. Ama
sonuçta dönüp dolaşıp kendilerine tosluyorlar ve
becerebıldiklen ölçüde 'özekştiri' yaptüdan za-
man en azından hayatlannın
yeni döneminde tavırlarının
ne olacağına daırbir soru ışa-
reti bırakıyorlar seyircinin ka-
fasmda. Ya^dıklan bu süre-
cinartık onlann yaşamlann-
daeskisi gibi olmayacağı duy-
gusunu seyirciye iletmekte
yararvar.
-Pekisizce gerçekten'konu-
şabuiyoriar
1
mı?
BARLAS- 20yılhkbırıüş-
kuun büyük bir bölümünü bu
duygusuzluk ve iletişimsizlik
içinde yaşanuşlar. Hiç değiş-
tırmeye de çahşmamışlar. Bir
saat içinde bilinçlenip gerçek
bir ıletışım kurmalan çok zor
ama en azından bir çabanm se-
zilmesi. göriilmesi yetiyor.
- Neden boşanmryoıiar?
BARLAS - Kendi kabuk-
lan içinde o yaşamı benimse-
mişler ve bir ahşkanlık edin-
mişler. Tıpkı sigara içergibi.
tnsan sigaradan nefret etme-
sine karşın içiyor, her gün bı-
rakmaya çahşıyor. Ertesi gün
yeniden başhyor. Insanoğlu
zaten rahatlanna düşkün var-
lık, kolay kolay kazandıkları
statüyü bozmak ve zoru başarmak istemez. Ayn-
ca çocuklanna özgürlük ve maddi destek verme-
leri, bu 'çadanuş' aılenın 'görevlerini' sürdürebil-
meleri için devam ediyorlar.
- Çocuklar konuşabflselerdi ne derterdi?
BARLAS - Aslında kız çocuk sıkıntılannın
sinyallerini veriyor. Babası sigara içtiğini anlayın-
ca, 'sinirlerimi yaoşunyor, ara sıra içhorum" di-
ye cevap veriyor. Baba da kızının neden sıkıldı-
ğını anlamak yerine ona sigaranın zararlannı an-
latmaya kalkıyor. Hatta o kadar ilgısiz ki, bu ko-
nudakonuşmayı bile unutuyor kızıyla. Küçük oğ-
lanın ise adı bile geçmiyor zaten. Hızh ve hoyrat
bir gidiş içindeki dünyanın kaosu içinde baba da
anne de tamamen 'ruhsuz' bir motor haline dö-
nüşmüş. Hayatlannı verecekleri çocuklarını arök
duyamayacak kadar sağır oknuşlar.
- Sizce oyun, sadece evtflik kurumunun pedago-
jik olarak incelenmesimi, yvksa toplumsal bir bo-
yutu da var mı?
BARLAS - Temelde o var zaten. Bu ekonomik
yapı, insanlan bu makinenin içinde bir dişli olma-
ya itiyor. Bu durumda insanlar birbirleri ile ileti-
şim sağlayacak, duyarlılık gösterecek zamana ve
güce sahip olamıyorlar. Oyununamacı da aile gi-
bi küçük bir birimden toplumun psikolojik, peda-
gojik, ekonomik ve hatta çok geri planda da olsa
politik bir yığın sorunu sorgulamak ve tartışmak.
Çağdaş Türk resminin
ustalan, Galeri Nev'de
Kültür Servisi - Abidin Dino ile ustam dediği ağa-
beyi Arif Dino'nun eserlen 14 yıl aradan sonra 3
Mart- 4 Nisan tarihleri arasmda Ankaıa Galeri Nev'de
sergilenecek. Sergide, Flkret Mualla, tlhan Koman,
Erol Akyavaş gibi yitirdiğimiz sanatçılann yam sua
Tiraje, Komet, Utku Varhk, Mehmet Koyunoğlu gibi
resim sanatunızm genç kuşak temsilcüerinin de ya-
pıtlan yer alacak. 'Hayal/ Hakikat', 'Dûş/ Deneyim',
'Asıl/Temsfl' gibi temalar çerçevesinde üç kuşağı bu-
luşturan sergide iki ciltlik 'müzekhap'ta sanatsever-
lerin ilgisine sunulacak.
Üzgür SeyirteP
1
pesim sergisi
• Kültür Senisi-
Izmir Aphrodie
Sanat Merkezi,
lsmail Yalçın,
Selçuk Togul,
Şebnem T.
Çamdalı, Hüseyin
Sartaş, Muzaffer
Genç, Mehmet
Arpacık, Fahir
Aksoy, Sevil
Yetkin,Betül .
Ergün, Gülseün
Çağıroğlu,
Gülseren
Güvenilir, Bengisu Yüdınm ve Uğural Gafiıroğlu'nun
yapıtlannı sergüiyor. Nâzım Hikmet'in 'Sen
Mutluluğun Resmini Çizebilir misin?' sözünden
hareket ederek oluştunılan ve 28 Mart'a dek sürecek
sergi, naif sanatın tüm söylenenlere karşın bir mesaj
ıletme yöntemi olduğunu vurguluyor. Içerikleri,
biçimleri, dokulan ve teknikleri diledikleri gibi
kullanan sanatçılar, çalışmalanyla fantastik öğelere ve
hayal gücüne yer veriyoriar.
Yönetmenterden Uınııtiu tepki
• İSTANBL'L (AA) - Film Yönetmenlen Dernegi, son
dönemde Yılmaz Güney hakkında yapılan tartışmalara
kendi üslubuyla tepki gösterdi ve sanatçının
fıbnlerinden 'Umut'un gösterimini, Beyoğlu
Sinemasf nda gerçekleştirdi. Fatoş Güney, Aüf
Yılmaz, Ali Özgentürk, Berhan Şimşek, Deniz Türkali
gibi pek çok sanatçının katıldığı gösterim öncesi kısa
bir konuşma yapan Dernek Başkam Yavuz Özkan,
Yılmaz Güney hakkındaki tartışmalarda sessiz
kaldıklannı, çünkü bu tartışmalann üslubundan
rahatsız olduklannı behrtti. Özkan, "Bir yaratıcı,
eserlenyle varolur ve tarihte yerini ahr. Şimdi sizi
senarist yönetmen ve aktör Yıhnaz Güney'in yaratüğı
'Umut' fîlmiyle baş başa bırakıyorum" dıye konuştu.
Fatoş Güney ise eleştiriler konusunda, "Bence en güzel
cevabı onun fümleri verecek" dedi.
Ailesi, Lorca'nın başyapıtını istiyor
Kültür Servisi - tspanyol şair
ve oyun yazan Federico Garcia
Lorca'nın, sahıplık hakkı taruşma-
lanna yol açan el yazması başya-
pıtı Londra'daki bir müzayede
evinde kilit altmda akıbetini bek-
liyor.
Aile, Christie's müzayede sa-
lonunda, 150 bin pounddan açı-
karmrmaya çıkanlması düşünülen
başyapıtı elde etmek için kıran
kırana bir mücadele vererek satış-
tan üç gün önce durumu yüksek
mahkemeye aksettirdi.
Yapıtın Christıe's'dekı satışını
şimdilik 11 saatlığine durdurma-
yı başaran Lorca ailesinin yedi
üyesi, şairin 60 yıl önce kayıpla-
ra kanşan 'Poeta en Nueva York'
(Nevv York'taki Şair), başlıklı şi-
irlerinin kendilerine verihnesini
ve 15 bin poundluk tazminat ta-
lep ediyorlar.
Başyapıt, Lorca'nm New YoTk
deneyüninin yam sıra kendisini
terk ederek tngiliz bir kadmla ev-
lenen sevgilisi heykeltıraş Emino
Aladren'm yaşattığı üzüntüyle
esinlenerek yazıhmş şiirleri içe-
riyor. Franco'nun dehşet saçtığj Is-
panya tç Savaşı sırasmda 1936
Ağustosu'nda yaşamını yitiren
Lorca, şiirlerini ölümünden kısa
bir süre önce, yayımcısı JoseBer-
gamin'e emanet etmişti. Lorca'nm
tüm mirasını bvraktığı ve Mad-
rid'deki Lorca Vakfı'nı kuran ai-
lesi, şairin yapıtının el yazması-
nın, 1940'ta Meksika ve New
York'ta yayımlandıktan sonra or-
tadan kaybolduğunu ve Lorca'nm
yapıtı Bergamin'e armağan etme-
diği açıklamasmı yaptı.
'New York'taki Şair'i, Lorca,
1929 ve 1930 yıllannda Colom-
biaÜniversitesi'ndeyken yazmış,
yapıt üzerinde ölümüne dek dü-
zeltmeler yapmıştı.
YERYUZU SURE
F Muhtar JCâtırcıoğiu
Hanta Koleksîyona
Serçısı
25 Şubat-22 Nisa
Kış Müzayedesi 200a
• Istanbul Haber Servisi - Artıum Sungur
Sanatevi'nin 10. kunıluş yıldönümü kapsammda
"Kış Müzayedesi 2000" adıyla önceki gece Artium
Sungur Müzayede Salonu'nda gerçekleştirilen
müzayedede, Namık Ismail'in 1916 tarihli "Sedire
Uzanan Kadîn" yağlıboya tablosu 12 milyar üraya
satıldı.
IVfiltenniumöa Dans'
• ANKARA (ANKA) - Baleye, ;Senfonilerle
Dans', 'Uçarcasına' ve 'Dansın Üç Rengi'
yapıtlanyla geçen yıllarda yeni ve farklı yaklaşunlar
getiren Ankara Devlet Balesi, bu yıl da
'Milleniumda'Dans' adlıyapıtlaAnkarah'" '
yf
sanatseverlerin karşısma çıkacak. 'Mavi',
'Balonumu Geri Istiyorum' ve 'Concerto' adlı üç
ayn bölümden oluşan 'Millenniumda Dans' bugün
Ankara Devlet Opera ve Balesi'nde sahneleniyor.
Sahne tasanmını ve kostüm eskızlennı Andreas
Wilkens'in hazırladığı yapıtın birinci bölümü olan
'Mavi'nin koreografısini James Sutherland üstlendi.
'Balonumu Geri Istiyorum' isimli ikinci bölümün
koreografı Uğur Seyrek de kendi sahne ve kostüm
tasarımmı Beethoven'm müzikleri eşliğinde
sergileyecek. îngiliz koreograf Sir Kenneth Mac
Millan'm hazırladığı 'Concerto' adlı üçüncü
bölümün sahne ve kostüm tasanmını ise Peter
Farmer yapü.
BUGÜN
• ADA KÜLTÜR'de 18.00'de Mor ve Ötesi grubu
nükleer enerji karşm bir konser veriyor. (244 28 39)
• BABYLON'da 22.30'da Afro-Küba grubu Sin
Pabbras'ın konseri yer alıyor. (292 73 68)
• FOTOGRAFEVİ'nde 16.30'da Üç Deniz Toptalugu,
'Yağmurtar Dinmeden' adlı albümünü kapsayan bir
dinletı sunacak. (251 05 66)
• ATATÜRK KTtAPUĞI'nda 11.30'da Orhan
Kurt'un 'Knlda Gösterisi' yer alıyor (249 09 45)
• BABtL KtTABEVt'nde 15 OO'te Aydm Engm ve
Hüseyin Topçugil kitaplannı imzalayacaklar.
(583 77 84)
• tMGE KtTABEVİ nde 16.00'da Can Dündar'ın
imza günü var. (348 60 58)
Özerk Sanat
Konseyi'nde
yeniyönetim
• Kültür Servisi-Özerk
Sanat Konseyi Girişim
Kurulu, altı sanat dalıda
gruplaşan sanat
örgütlerinin çahşmalannın
eşgüdümünü sağlayacak ve
Kültür Bakanlığı ile
1995'te imzalanan
grotokol doğrultusımda
Ozerk Türkiye Sanat
Kurumu'nun hayata
geçirihnesi için çalışmalar
yapacak. Konseyin yeni •
dönem başkanlığını
ÇASOD üstlendi.
Yeni girişim kunılunda
ÇASOD Yönetim Kurulu
Başkanı Rutkay Aziz,
UPSD Yönetim Kuruhı
Başkanı Nilüfer Ergin,
MESAM Yönetim Kurulu
Üyesi Fuat Güner,
TODER-ÎŞTtSAN
temsilcisi Başar Sabuncu,
Mhnarlar Odası temsilcisi
Vecdi Sayar,
PEN Yazarlar Dernegi ve
Edebiyatçılar
Demeği'nden Öner Yağcı
temsil ediyor. Genel
sekreter olarak Vecdi
Sayar'ı seçen Özerk Sanat
Konseyi Girişim Kurulu,
31 Mart günü saat 10.00'da
Nâzım Hikmet Kültür ve
Sanat Vakfi salonunda bir
toplantı düzenleyecek.