27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2SŞUBAT2000CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hasan Âli Yücel andıyor • ANKARA (Cumhariyet Bönsu)- Eski Milli Eğitim bakanlanndan Hasan AJı Yücel, ölümünün 39. yıldönümünde yann Eskişehir'de düzenlenecek bir etkiniüde anılacak. ADD Eskişehır Şubesi ile Eğit- Der Eskışehır Şubesi tarafindan ortaklaşa düzenlenecek etkinliğe konuşmacı olarak Yücel'in kızı Canan Eronat, eğitimci yazar Talip Apaydın ile Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfi Başkaıu Mustafa Aydoğan kahlacak. Kutan: İstikrara iıtiyaçvar I TRABZON (Cumhurhet) - Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda bır krize tahammülü olmadığını belirten Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, Mesut Yılmaz'ın Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin son sözlerini onaylamadıklannı belirtti, Kutan, "Ecevit'ın söylediklerini de aynı ölçüde doğru bulmuyoruz. Türkiye'nin istikrara ihtıyacı var. Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı konusunda bir krize tahammülü yoktur" dedi. MecRs'e zfyaretçi yasağı • ANKARA (AA)- TBMM'ye 9 Mart Perşembe gününe kadar salı, çarşamba ve perşembe günleri ziyaretçi alınmayacak. TBMM Idare Amiri Hakan Tartan, milletvekillerine bir yazı göndererek "ziyaretçi yasağı "nı duyurdu. Karann genel kunıl calışmalannın etkin ve süratlı biçimde sürdürülebilmesı amacıyla alındığını bildirdi. üğurhı'nun yacgHanması • İstanbulHaberServisi- Uluslararası uyuşturueu kaçakçısı Abuzer Uğurlu'nun, 'teşekkül halinde kokain ithal etmek' suçundan 30 ile 60 yü arasında ağır hapıs cezası istemiyle yargılanmasına Istanbul 1 No'lu DGM'de devam edildi. Uğurlu'nun tahliye talebini reddeden mahkeme heyeti, tanıklann dinlenilmesi ve dosyadaki eksiklerin giderilmesi amacıyla duruşmayı erteledi. MGK'nin gündemi OHAL • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Milli Güvenlik Kurulu, şubat ayı olağan toplantısında olağanüstü hal uygulamasının uzatılmasını görüşecek. MGK bugün saat 15.00'te Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel başkanlığında yapacağı toplantıda. Hizbullah başta olmak üzere bu ay içinde irticai faalıyetlerle mücadele konusunda yapılan çalısmalan gözden geçirecek. 25doktora meslekten men • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Tabıpleri Birliği (TTB), Aczmendi lideri Müslüm Gündüz ile üişkisi ortaya çıkan Fadime Şahın'in "burun estetiği yaptırdığını" kamuoyuna açıklayan Doktor Zafer Atakan'ı, meslekten bir ay süreyle men etti. TTB, reklam yapan ve uzmanlık alanı dışında etkinliklerde bulunan 25 hekime de meslekten men ile çeşitli tutarlarda para cezası verdi. RTÜK'ten CIW Tirk açddaması • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Radyo ve Teleyizyon Üst Kurulu (RTÜK), CNN Türk'ün yaymının, 'Öealan'ın Mandela ile özdeşleştirilmesinin terör hareketirün iç ve dış destekçilerine cesaret verici nitelikte bulunduğu' gerekçesiyle diirdurulduğunu açıkladı. '5 artı 5' için bir araya gelen hükümet ortağı partilerin liderleri uzlaştı Gemnüik zirvede aşddıANKARA (Cumhurrvet Bürosu)-Başba- kan BülentEcevit ile ANAP Gene] Başkanı Mesut Yılmaz arasında gerginliğe neden olan cumhurbaşkanlığı konusunun ele alın- dığı lıderler zirvesinden "5+5 öoerismin im- zaya açıtnaa" kararı çıktı. Ecevit'in, "Kder- Kğmgereğiniyerinegetireroemelde'' suçladı- ğı Yıhnaz. alınan grup kararlanna rağmen DSP'ü milletvekıllennin oy vermediği yasa- lann oylama tutanaklanm zirveye getirdi. ANAP Genel Başkam Mesut Yılmaz, Ecevit'in zirvede kendisine "AJVAP gru- Hükiimetin önerisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM'de imzaya açıJan hükumetın anayasa değişikliği önerisi gerekçe- siyle şöyle: Madde 1- 7.H.1982 tanhli ve 2709 sayüı Türkıye Cumhunyetı Ana- yasası'nın 101. maddesinın bınnci fıkrası aşagıdakı şekilde değıştınlmış, üçüncü fıkrası yürürlükten kaldınl- mıştırCBirkimseikidefacumhıırbaş- kanı seçilemez' hiikmü). "Cıunhur- başkanıTBJVLM'eelarkyaşaudoldur- muş ve yükseköğrenim yapmış kendi üyeieri veya bu nitefikfcre ve miHetve- kffiseçame.vtferfifiğmesanipTürkv»- randaşlan araından beş yıîhk bir sü- re içinsecilir. Bir kimse, en fa/Ja iki kez cumhurbaşkanı seçflebiMr." Madde 2- Bu kanun, yayımı ta- rihinde yürürlüğe girer ve halkoyla- masına sunulması halinde rümüyle oylanrr. Genel gerekçe: Anayasanın 101. maddesıne göre cumhurbaşkanı 7 yıl- hk bır süre için seçilmektedir. Üçün- cü fikraya göre de bir kimse iki defa cumhurbaşkanı seçılememektedir. Teklifte, parlamenter rejimin dün- yadaki diğer örneklenne uygun olarak cumhurbaşkanının görev sûresı beş yıJ olarak belirlenmekte ve aynı zaman- da aynı kişının bır kez daha cumhur- başkanı seçılebilmesı olanağı getiril- mektedir. Bu teklifle tecrübesınden faydaianı- lacağına ınanılan cumhurbaşkanının tekrar seçilmesinin ıstıkrar sağlayıcı nitelikte olduğu değerlendirilerek bir kımsenın üst üste veya farklı zaman- larda en fazla iki kez cumhurbaşkam seçilebılmesıne v« mevcut cumhur- başkanının da bu düzenlemeden ya- rarlanmasma olanak tarunmaktadır. bunubareketegeçirmek için sertbir demeç rerdiğinr söyledığıni kâydettı. Yılmaz, konunun zirvede tatlıya bağlandığrnı be- lirrirken hükümetin önerisi içuı de, "Sanı- yorum bu hatiyle MechVten geçmesinde sorun olmavacak" dedı. Ecevıt, zirvenin ar- dından ~raiıa(la<Jığını"'belırterek, "Bukonu- da arannzda farklı görüş yok" açıklamasını yaptı. Hükümet önerisi dün akşam saatle- rinde nulletvekillerince imzalanmaya baş- landı. Başbakan Ecevit, MHP Genel Başkam ve Başbakan Yarduncısı Devlet Babçeli ile ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz dün Başbakanlık'ta birarayageldiler. Yaklaşık 2 saat süren zirvede '5+5'e ilişkin hükümet önerisinin gruplann ımzasına açılması be- nimsendi. Bu karann ardından anayasa de- ğışıkliğiyle ilgıli süreç hızlandı. Ancak zirvede zaman zaman gergin anlar da yaşandı. Yılmaz'ın. zirveye, alınan grup kararlanna rağmen DSP ve MHP milletve- killennin oy vermediği af, tahkim yasalan- nm oylama tutanaklanyla geidi. Yılmaz'ın, ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART ( N(NE BİÇİM HUKUK PBS/LETı. NJE BİÇİM İNföAM HAKLAf2),BİÇİM BİÇİM liderlerin telkinlerine karşın milletvekıllen- nin oy vermeyebileceğini ifade ettiğı öğre- nildi. Ecevit, zirve sonrasında Bahçeli ve Yılmaz'la birlikte açıklama yaparken "lm- zalar hemen topianmaya başİayacak. Zaten genel başkaıuar ünzalamıştL Öneri mflletve- kiBerinin imzasına sumuacak, bugünden itj- baren. En kısa zamanda imzaiar toptana- cak" dedi Ecevit, "367 oya uiaşdabileceğin- den lumımı musunuz" sorusuna, "Evet çok umuQUvum" yanıtını verdi. Ecevit, "Koatisyonda sorunumuz yok. Anavssa değişikBğnie igiK konuiardada arannzda tam bir görüşbirüği var" dedi. Ecevit, zırve sonrası Cum- huriyet'e yapüğı değerlen- dirmede de, büyük ölçüde rahatladığrnı söyledi. Ece- vit, "YıimazTa vanhğmız ortak nokta ne oMu" soru- suna ise, "Anayasa değişik- liği konusu zinenifl bir bö- lümünü akh. Sonrasında gündemdeki öteki konubrı göruştük" dedı. DSP kulislerinde, Ece- vit'in Yılmaz'ı hedef alan açıklamalan "Adayfağmı destekkmem.Ona göre dav- ran" mesajı olarak yorum- landı. ANAP'lılar Uk iki tur- da her partinın kendi adayı- nı çıkaracağını, ancak son turlarda DSP'nin MHP'li bir aday yerine Yılmaz'ı destekleyeceğine uıanıyor. Ecevit'in son açıklamalany- la bu bekJentının önünü ke- sip Demirerii formüller için ANAP'ı zorlamayı hedefle- diği bildirildi. Yılmaz dün akşam NTV'de katıldığı program- da "Bizim daha önce vanb- ğuntzmutakabatkişiselmu- tabakabmızd]"' dıyerek, anayasa değişikliği için par- tisınde "diğer partikrden fada ofanayan" fıreler ola- cağuu söyledi. Yılmaz, gru- bunda Demirel'e yönelık tepkiler olduğunu "Ben bu sıkıntrvi işin başında öngör- düm. Ve bunu Ecevit'le de paylaştım. Bizdeaçıkolarak çıkan bu otay diğer partiler- degiz&kaldrdedi. Yılmaz, cumhurbaşka- nlığı konusunda ısteğjBin ohnadığrnı. olsagizleırieye- ceğinı belirtti. , DYP lideri, cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinin hızlanması için çıktığı liderler turunu tamamladı Çilleı^iıı turundanuzlaşnıa çıkb AYŞESAYEV ANKARA - DYP Genel Başkam Tansu ÇüBer'in, cumhurbaşkanlığı seçımıne iliş- kin anayasa değişikliği sürecınin hızlandı- nlması amacıyla gerçekleştirdiğı lıderier tu- rundan, "5+5" için uzlaşma çıktı. Görüş- melerde ANAP liden Mesut Yılmaz, önce- ki gün kendisini "kriza\ahğusaminıi>etsiz- ikvesi\3si korsanhkla" suçlayan Çiller'i. ilk kez "samirnrvetiııeinarKürdı" Çıller. hükü- met ortaklanna "halkmiamasmailişkin öne- rinin Anayasa Komisyonu 'nda reddedflme- si dunımunda Genel Kurul'a indiriunesin- de Brarh otmayiacağı 1 ' ve 102 imzayı bulma- lan halinde, hükümet ortaklanna 82 imzay- la destek olma sözü verdi. Görüşmede Yıl- maz, öneri içinher partiden "50-60imza bu- hmabifcceğini*' söyledi. Çıller'ın, "Bu öne- ri referandumsuz kabul edilebflir mi" soru- sunu yönelttiği Başbakan Bûlent Ecevit'in ise "Böyle olacağuıı umut etmek zonında- ynn* yamrını verdi. DYP lideri Çiller, Cumhurbaşkanı Sûlej- man Demirel'in yeniden aday olmasına ola- nak taruyacak anayasa değişikliği sürecinin hızlandırnması amacıyla önceki gün FP li- deri Recai Kutan la yaptığı görüşmenin ar- dından dün de sırasıyla Başbakan Bülent Ecevit, MHP Genel Başkam ve Başbakan Yardımcısı Deviet Bahçen ve ANAP Genel Başkam Mesut Yılmaz'ı ziyaret etti. Çiller, önceki günkü grup toplantısında ağır eleş- tiriler yönelttiği Yılmaz 'la en bsa süreli gö- rüşmeyi yapmasına kanjin "oJıunJu" izle- nimlerle aynldığun ifade etti. Görüşmede Çiller, DYP ve FP'nin verdıği ve cuinhur- başkanuun halk tarafindan seçılmesine dö- nük anayasa değişikliği önensinin hemen görüşülmesi isteminde bulundu. Çıller. bu öneri komisyonda reddedilirse, ''Genel ku- ruida reddedflen önerilerfe ügih a>m koou- da değtşikük önerisi\«rUemeyeceği" yönün- dela spekülasyonlan engellemek için bu- nun Genel Kurul'da oylatılması konusunda ısrarü olmayacaklanm söyledi. Çiller, hükü- me( ortaklannın imzaladığı 5+5'e ilişkin öneri üzerinde imzalann tamamlanması ve DYP önerisiyle birleştirihnesini ısteyince de AN.<\P Genel Başkan Yardımcısı Musta- fa Taşar devTeye girerek. "Sizin önerinizde geçici madde var, yani ikisi farklı öneri, tek- ruk olarak Dİrk^tirUmesi güç" görüşünü ilet- tı. Bunun üzerıne Çıller de DYP milletve- killerinin gerekirse hükümet önerisine im- za vereceklerini bildirdı. Yılmaz, anayasa değişikliği önerisine her partiden 50-60 mil- letvekilınin imza vereceğini belirterek, Çil- ier'e garanti verdi. Görüşmede çay servis- leri gecikince Yılmaz'ın. "Şimdi basın, çay büe ikram etmediler >azar"* espnsıne. Çıl- ler, "Hayn; çaybnnı bile icmeden kalkbtar diyt j'azariar" karşılığını \erdı. Bunun üze- nne D\ P h AKNad Tuncer, "Çay,anbşma- terdan sonra içitir" dedi. Anayasa Komisyonu Başkam Ertuğrul Valçınba>Tr. cumhurbaşkanının halk tara- findan seçiünesine ilişkin DYP ve FP'nin anayasasa değişikliği önerisini 2 Mart günü gündeme alacaklanm belrrtirken 5 arü 5 for- mulüne ilişkin önennin de imzalann ta- maralanmasuun ardından komisyona getı- rileceğini bıldirdi. Çiller-Bahçeü görüşmesinde ise kısa sü- reli bir gerginlik yaşandı. Bahçeli'nin "Siz daha önce geldiğmizde, ?+5 için destek iste- diniz. Cumburbaşkaıunı halkın seçmesi ko- nusundaki önergeyi gündemden çıkarma- mış mrjdmız'" sorusuyla karşılaşan ÇiIJer, " Biz halkseçsin önerisini 29 Arahk'ta imza- ya açtik. FP destek verince Mecüs Başkanb- ğı'na ilettik. Genel konsensüsün 5+5 için oia- cağmıgörüncede ikinci önerhiverdık" açık- lamasuıı yapmak zorunda kaldı. Bahçeli, "Sizden bizim önerimize destek isthoruz. Çünkü biz size ana>~asa değişikliği konusun- da destek veriyoruz" sözlerine şaşıran Çil- ler, "Siz hükümetsiniz ve siz de 5+5 yönun- Hükümet ortaklan ile yapüğı görüşmenin ardrndan basrn toplantısı düzenJeyen Çiller, "uztaşma zenünînin vakaland^j" ızlenimi edındiğını söyledi. Halkoylamasrna ılışkın ılk önerinin bir an önce Anayasa Komisyo- nu'nda görüşülmesini istediîdennı belirten Çiller, "Bu öneri reddedilirse, bunun Genel Kurul'da oylaolması gibi bir talebimiz ol- ma>acaknr. Çünkü. bazı ana>asa profesör- lermmdeyonımfadığıgiibi.Mecfe'tebu-öne- ri reddedfldiği takdirde, 1 \ıl boyunca a>ıu konuda öneri \erilemtneceği gibi bir spekü- lasyona vol açdmasını istemhoruz" dedi. Çıller, "Yümaz grubu içindeki sıkmblan size aktanb mı ve 5+5 konusunda samimi gördünüz mü" sorusuna "Komisvonun top- lanması için net bir irade ortaya koydu. Di- ğer konuiardada uzlaşmacı bir psikoloji içm- de olduğunugördüm" dedı. Ç|Uer, grup top- lantısında Yılmaz'a yönelik eleştinJerinin anımsatılarak yöneltilen. "Görüşmede sa- mimnetine inandmız mı" sorusuna ise "Evet, bugün (dün) itibanyla, bövie bir ide- nimedmdmi'' karşılığını verdi. Çiller, uzlaş- ma zemını doğrultusunda bayramdan önce anayasa değışikliğırun Meclis'ten geçiril- mesi umudunda olduğunu ifade etti. IRMIKIAYDIN ENGÎN aengin@dorukjıettr FRANKFURT - Haberi elekt- ronik eşya satan bir büyük ma- ğazanın, tetevizyon aygıtlan sa- tılan bölümündeki açık televiz- yonlarda dinledim. Yüzterce tete- vizyon ekranının oluşturduğu du- varda, yüzlerce ekranda ve aynı anda... Gerçeküstü birgörüntüy- dü. Federal Idare Mahkemesi (Al- man Danıştay'ı) eyalet-kent ve başkent Beriin'deki okullarda, Müslüman çocuklara din dersi verilmesini ve bu dersi, başında "kûçük" Erbakan'ın bulunduğu Avrupa Milli Görüş Teşkilatlan'nın aft kuaıluşu Islam Federasyo- nu'nun vermesini kabul etti. Anımsarsınız, dünkü Tırmık "Rüzgâr eken fırtına biçer diyen atalar sözünü sık sık duyacağız" diye bitmişti. Almanlar rüzgân ektiter. Hasa- da, harmana daha vakrt var. He- le bir uygulama başlasın... Dilimde ödemişli Terzi Sa- dık'ın sık sık yinelediği bir teker- leme, kıs kıs gülüp, Main Irmağı boyunca, eller cepte geziniyo- aım. Nasıl gülmem; Terzi Sa- dık'ın sözünü nasıl anımsamam: "Yerden göğe küp dizseler... En alttakini çekseler... Seyreyle Hadi Bakalım, Kolay Gelsin... sen gümbûrtüyü!.." Seyreyteyeceğiz. Islamın Sünni kesiminin Hane- fi mezhebi, Berlin'deki Müslü- man çocuklara "din dersi" vere- cek. Alevi Müslüman çocuklar, Şafıi Müslüman çocuklar, Şii Müslüman çocuklar, Fas'tan, Cezayir'den. Irak'tan, Filis- tin'den, Nijerya'dan kopup gel- miş Müslüman göçmen ışçilerin çocuklan, Hanefi kardeşleri ile "kardeş kardeş" Müslümanlığı öğrenecekler. öğretmenlerin seçimi, müfre- datın saptanması Milli Görüşçü mollalanmızın işi. öğretmenlerin maaşlan, okullarda sınıf aynlma- sı, aptes almacak musluklann sağlanması, namaz kılınacak okul mescitlerinin yapılması da Almanlann işi. Sizce bu kadan bile "en altta- ki küpün çeklldiğinin" bir kanıtı değil mi? • • * Ama bu kadanyla kalmayacak. öğretmen, çocuklara "Islamın kadın tanımım" anlatacak; kadı- nıntanıklığını.zınayapan kadının Islam şeriatınca nasıl cezalandı- nlacağını, kadının miras hakkını filan... Sonra o çocuklar Berlin sokaklannda "kadınlar" görecek- ler. öğretmen "Islamdaki şarap yasağını" anlatacak; sonra o ço- cuklar Rhein, Mosel, Main, Lahn, Neckar, Isar kıyılannda, ırmak boylanndaki bağbozumuşenlik- lerini görecekler. öğretmen "Islam ve faiz" ko- nusunu işleyecek; sonra o ço- cuklarevdeki sohbetlerdeAlman bankalannda açılmış "Sparkon- tolar"da (tasarruf hesaplannda) yatan milyonlarca ve milyonlarca markı duyacaklar... • • • Ama bu kadarla kalmayacak. öğretmen derste "Islamda dört mezhep hak mezhebidir: Hanefi, Şafıi, Maliki, Hanbeli mezhepleriyani... BizHanefiler.." diye bircümleye başİayacak; Şır- naklı Şafii Kürt'ün kızı ile Suudi ül- kesinden getmiş Maliki Arap'ın oğlu birbirlerine bakacaklar. öğretmen fütursuzca devam edecek, "Bu dört hak mezhebe Sünni mezheplerdiyonız. Bunun dışında Şiilikbatıl, Alevilikise sa- pıklıktır". Sıvaslı Aievi kızı ile Tah- ran'dan yeni tüymüş Iranlı Şii sı- ğınmacının kızı birbirlerine baka- caklar... • • • Ama bu kadarla da kalmaya- cak. Almanya'nın öteki eyaletlerin- de, Berlin eyaletiyte ikjili Danıştay karannın bir kopyasını kapan "Milli Görüşçû" molla kardeşle- rimiz, alt örgütteri Islam Federas- yonu adına, bulunduklan eyate- tin hükümetinin kapısına daya- nacaklar; oeyalettekı Müslüman çocuklara da din dersi verilmesi- ni ve bu dersle ilgilı olarak Milli Görüşçü Islam Federasyonu'nun yetkili kılınmasını isteyecekler. Mınn kınn etmeye kalkan eyalet hükümetlerinin burnuna Federal Idare Mahkemesi'nin karannı da- yayacaklar. Bir "hukuk ctev/eö"nde yüksek mahkeme kararlannın bağlayıcı nitelikte emsal oluşturduğunu bi- len eyalet hükümetleri de çare- siz... Durun, durun; bitmedi. Bu ka- darla da kalmayacak... Milli Görüş kadrolannda Nak- şibendi tarikatının taşıdtğı ağır- lıktan zaten öteden beri tedirgin olan öteki tarikatlann Alman- ya'daki elebaşılan da "Eyvah, dükkân eldengidiyor, Nakşiben- dilermalıgötürüyor" telaş ve öf- kesi ile kollan srvayacaklar. Sü- leymancılar, Nurcular, Kaplana- lar, Hizbullahiler, sakallı, sakalsız bilmemne hocacılar bulundukla- n kent ya da kasabada Müslü- man çoğunluğu kendilerinin tem- sil ettiğini önce ıddia edecekler, kabul ettiremezlerse ispat etme- ye soyunacaklar... • • • Hey gidi Terzi Sadık, sağ olay- dı da yerden göğe dizilmiş küp- lerden en alttaki çekilince kopa- cak gümbûrtüyü görüp duyaydı. Kimbilir ne kadar gülerdi... Ama ecel işte. O göremedi. Şimdi oğlu, Main kıyısında eller cepte yürüyüp, karşısına çıkan Almanlara bakıp, kıs kıs gülüyor. Fukara Almanlar da "Bu herif durduk yerde bizim suratımıza bakıp bakıp, ne demeye sırrtıyor acep"diye soruyorlar(dır hernal- de) birbirlerine... POLTltKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Uyanış KültürüC) Micha Brumlik, Almanya'da tanınmış bir eği- tim araştırma uzmanı... Brumlik, 'Eğitim ve Bilim Sendikası'nın (GEW) yayın organına (Şubat 2000) verdiği demeçte şöy- le diyor "Yabancı ülkelere göç eden toplumlara, kendi anadillerinde eğitim verilmesi imtiyazının kaldınl- ması gerekir..." Şimdi akla gelen soru şu oluyon "Almanya 'da 2 milyon 400 bin Türkiye Cum- huhyeti yurttaşı bulunuyor; acaba Almanya Türk- lere karşı bır tavır mı takınıyor?.." Kendi kültürlerinden uzaklaştınp, Alman kültü- rüne yaklaştırılma çabalan uzun süredir bu ülke- de tartışılıyor... Son olarak GEW kongresinde gündeme getiri- len "Uyanış kültürü" ve "Muhalifkültürier Avnjpa- sı'na giden yol" konulan bir asimilasyon (kendi içinde eritme) politikası mıdır? Micha Brumlik'e yöneltilen soru şöyle: "Bu göruş hangı politik nedenlere bağlı?" Brumlik'in yanıtı oldukça düşündürücü: "Bugün artık yabancı aiieterin çocuklannı, ne kendi toplumlanna ne de geldiklen Almanya'nın altyapısını yansıtan bir küttüre yakın tutmak söz konusudur. Nitekim, yeni yeni yapılanmaya baş- layan farklı bir kültürün doğuşu üzerinde dunvak gerektiğinı düşünüyorum. Elbette ki, farklı top- lumlann kültürlerini birbirinden ayırarak yalnızca bir tanesi üzerinde yoğunlaşmak ya da yalnızca kendi kültürümüzü ön plana çıkanvanın yanlış ol- duğunu biliyorum. Fakat göç edenlerin geldiklen topraklarda konuşulan lisanın, herkesin ortak bir değeri olarak benimsenmesi, herkesin kendi di- linde eğitim görmesi ile doğan aynlığı ortadan kaldtracaktır. özellikle de, Almanya 'nın işçialımı çağnsınaya- nıt vererek gelenlerin, kendi özgürirade ve seçim- leriylegöç ettıkleh gerçeğinden yola çıkacakolur- sak, geldiklen ülkede, kendi dil, din ve kültürieh- ni gündemde tutan bir devlet yönetimi ile karşı- laşmayı beklemediklehni varsaymamız gerekir." • • • Micha Brumlik'in açıklamalan bir bakıma 'Al- man Islamı' projesiyle örtüşüyor; Okullarda Türk- çe derslerinın kaldınlmasını, yerine Almanca Is- lam din dersi konulmasını isteyen çevrelerin dü- şünceleriyle birleşiyor... Başta belirttiğim gibi Almanya'da 2 milyon 400 bin Türk yaşıyor; oysa resmi verilerde 'ulusalazın- lık' 90 bin kişiyle sınırlı kalıyor... AJmanlar Türkler'in ulusal kimliklerinden korku- yorbence... O zaman da şu soruyu sormak gerekiyor: "Almanlan neden Tün\ kimliği korkutuyor da, Islam kimliği korkutmuyor?" Alman Islam projesi, Almanya'da yaşayan Tür- kiye Cumhuriyeti yurttaşlannı dinsel kimliklerini öne çıkaranlar 'Türk' ve 'Kürt' aynmcılığını da kö- rüklemiyoriar mı? , Y©ruden Micha Brumlik'in açıklamalanna dö» rujyonjz. - - .. - . , J 3 Soru: "Burada gerçekten gönüllü olarak gelmiş bir topluluktan söz edebilir miyiz? Daha ziyade care- sizlikten göç etmiş insanlann, ekonomik durum- lannı düzeltmek umuduyla geidiklerini söylemek daha doğru olmaz mı?" Brumlik: "Etnik alanda araştırmalar yapan sosyologlar, özellikle de ışçi göçü ile gelen insanlann, geldik- len ülkede çalışmaya ve yaşamaya en hazıhıklı olan kesimi teşkil ettiğini savunuyohar. Eğerkibu döneme, gehye dönüşü berabehnde getirecek ya da beliıii bir süre sonunda sonlanacak birgiri- şim gözüyle bakılmışsa, bu noktada her iki tara- fın da yanılgıya düştüğü aşikârdır. Çünkü bugün görebiliyoruz ki, bu insanlar buraya yaşamlannı sürdürmek ve tutunabilecekleh topraklara yeneş- mek üzere gelmişlerdi. Almanya, yasal anlamda bir göç ülkesi olmayo- lundadır. Belki bugüne dek, yalnızca bir göç top- lumu olmasından kaynaklanan ve göçmenlere ta- nınan haklan tam birgönüllülükle kendilerine sun- mayan ülke konumundaydı; fakatartık, yeni bir va- tandaşlık anlayışını berabehnde getiren ve etnik kökeni ne olursa olsun herkesi bir 'Alman vatan- daşı' değil de 'Yeni nesil vatandaşı' olarak ka- bul eden değerier doğmuştur. Er ya da geç, Al- manya, insanlık adına atılacak biradımın çok öte- sindekı, göçmen yasasını faaliyete geçirmekle, uluslararası bıratılıma geçmek durumunda kala- caktır." ••• Geldiklen toprakta konuşulan dilin herkesçe or- tak bir değer olarak benimsenmesi ne anlama ge- lir? Eğer söz konusu ülke Almanya olursa, o ülke- nin altyapısını yansıtan bir kültüre yakın olmak!.. Yani, kendi dil, din ve kültüründen soyutlanıp Al- man toplumu içinde eriyerek yitip gitmek!.. Almanya bunu "yeni kuşak yurttaşı" diye yut- turmayaçalışıyor... hikmetcetinkaya << cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 YAKIN TARIH GÖZDEN KAÇMASINÎ T ı r m ı k a T ı r m ı l ı , A y d ı n •i ' :••,': ı V ? o . 3 . 0 0 0 . 0 Aydın Engin vaşadığımız günlerin kıtabını yazdi: Tırmıka Tırmık. OC3G
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle