25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-I5ŞUBAT2000SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bakan Cem 1 e lyl kalp'ödiüü • tstanbul Haber Servisi- Dışişleri Bakanı tsmail Cem'e yaptığı başanlı hizmetler, AB'ye adaylık, Türk-Yunan ilişkilerine kazandırdığı i\me ve Türk dış politikasına getirdiği saygınlık nedeniyle, "Türk Kalp yakfi Sakıp Sabancı tyi Kalp Ödülü" verileceği belirtildi. Cem'e ödülü, perşembe günü, Sabancı Center'da düzenlenecek bir törenle verilecek. Anayasa değişKUği önerisi • ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - FP ve DYP'nin, cumhurbaşkanının halk tarafindan seçümesine üişkin anayasa değışikliği önerisi bugün TBMM Başkanüğı'na sunulacak. llifnin HDbuM değerlendipfnesi • ANKARA (Cıımhııriyet Bürosu)-MHP Genel Sekreteri Abdurrahman Küçük, Hizbullahın vahşetlerine "inanç kılıfi giydirmiş" olmasının din eğıtımının ne kadar önemli olduğunu ortaya koyduğunu belirtiıken ilköğretimin 7. sıruftnda Kuran okuma ve anlama, ilmıhal bilgileri ve peygamberlerin yaşamlan gibi derslerin seçmeli olarak okutulması gerektiğini savundu. •••* •• Komup tşletmesinde goçuk • Haber Merkezi - Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Kömür lşletmesi'nde meydana gelen göçük sonucu metan gazından zehirlenen Yüksel Ulgü adlı ışçi ölürken 2 işçi de tedavı altına alındı. Kilimli ocağında, metan gazından zehirlenen Yüksel Ulgü olay yerinde öldü. Zehirlenen Güven Akkiren ve Ahmet Deredüzü ise SSK Bölge Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Konsoloslukta •• a •• ••••• şüphelıolun • İstanbul Haber Servis - Bakırköy"deki Türkmenistan Başkonsolosluğu'nda görevli Lale Cansu adlı kadın, çahştığı kısımda ölü bulundu. Cansu'nun cesedi daha sonra ölüm nedeninin belirlenmesi amacıyla Adli Tıp Kurumu morguna kaldınlırken olayla ilgili olarak Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma başlaüldığı beürtildi. umıag'dan teşekküp belgesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) - Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfi (um:ag), "7. Adalet ve Demokrasi" haftasına katkıda bulunan kişi ve kuruluşlara teşekkür belgesi verdi. Vakfin araştırmacı gazetecilik kursunu başanyla tamamlayan gazeteci adaylanna da sertifikalan dağıtüdı. YıhıazGüney tepkisi • İstanbu) Haber Servisi - Kültür Merkezleri Platformu, sanatçı Yılmaz Güney'e "lumpen" denilmesini kınadı ve Güney'in, eserleriyle halkın gönlünde taht kurmuş bir sosyalist sanatçı olduğunu belirtti. Kültür Merkezleri Platformu olarak bir araya gelen Bulunmaz Kültür Merkezi, Çağdaş Sanat Atölyesi, Emek Kültür Merkezi, Tohum Kültür Merkezi, Yapı Sanatevi, Yüz Çiçek Açsın Küitür Merkezi ile Grup Munzur ve Grup Güneşe Türkü, dün tHD tstanbul Şubesi'nde ortak basın açıklaması yaptı. Ceco Ankara'da • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Amavutluk Başbakan Yardımcısı ve Çakşma ve Sosyal îşler Bakanı Makbule Ceco, Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın davetlısı olarak dün Ankara'ya geldi. Cumhurbaşkanı'nın 'Devlet rutinin dışına çıkabilir' yorumuna TBB'den tepki 'Demirel lıııkıık taınnnyor'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cum- hurbaşkanı Süleyman DemireTın Batman Valiliği'nin "usubüz'' silah ıthalatıyla ilgi- li "Deviet rutinin dtşına çıkabtttr" sözleri, yargı çevreleri ve sıyasiler tarafindan tepkiy- le karşüandı. Türkiye Barolar Birlıği (TBB) Genel Başkanı Prof. Dr. Eralp Ozgen. hu- kuk tanunamazlıkla suçladığı Demırerin "hukuk devieti ilkesini inkâr ettiğiııF' söy le- di. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, *Devletin, hiçbir şekflde, bir hukuk devletm- de yasalann dtşında davranma lüksü yok- tur" dedi. Eski Anayasa Mahkemesi Başka- nı ve ADD Genel Başkanı Yekta Güngör Ozden, hukuk devletinin cumhurbaşkanla- nnın vesayetinde olmayan devlet olduğunu vurguladı. Demirel ise kendini savunurken, sözleri- nın tamamının dikkate alınmasını istedi. TBB Başkanı Özgen, dün duzenledığı ba- sın toplantısında, Demırerin Kahramanma- raş gezisinde Batman Valiliği'nin usulsüz sı- lah ıthalatıyla ilgili söylediği "Deviet ruti- nin dışına çıkabtfir" sözlennı "hukuk tanı- mamazlık'' olarak değerlendirdi. Devletin ne zaman nasıl davTanacağının, ne gibi işler yapabileceğinin hukuk kurallan ile belirlen- dığini belirten Özgen, şunlan söyledi: "Bir önceki cumhurbaşkanımız da 'Ana- yasayı bir kere ihlal etmekle bir şey olmaz' demişti. Üzflkrek görüyoruz ki aynı zihniyet devam etmektedir. Anayasamıza göre cum- huriyetimiz bir hukukdevtetidir. Hukuk dev- ieti demek, hukuka bağk hukuk dışı işlem yapmayan devlet demektir. En ağır koşuüar Ecevit 'Silahların kaynagı meşru' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Başbakan Büknt Ecevit, Batman Valılı- ği'nce gerçekleştirilen si- lah ithalatının parasal kay- nağını sağlayan Yüksek Planlama Kurulu (YPK) karannın altında dönemin bakanlannın da imzalan- nın bulunmasını değerlen- dirirken "Ama bu, meseJe yapüacak bir şey degjL Sa- dece kaynagın meşru yol- lardan sağlandığmı gösteri- yor" dedi. Ecevit, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'ı ziya- ret ederek Bükreş'te katıl- dığı Balkan ülkelen baş- kanlar zirvesi ile ilgili top- lantı hakkında bilgı verdi. Ecevit, "Cumhurbaşka- m ile 5 arn 5 konusunda ye- ni bir değeriendirme yapta- nız mı r şekİLndekı soruya, "Hayır, yeni bir değerien- dirmeye gerek yok. Zaten TBMM'de temsü ledilen bûtûn partiler 5 arü 5 for- mülü üzerinde birleştikle- rini açıkladılar. Bu hafta içinde de TBMM'ye bu ko- mıdaki anayasa değışikliği önerimizi diğer partilerin genel başkanlan ile birtikte sunabileceğimizi umayo- nım" yanıtını verdi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART Birieşmiş IVlilletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafindan hazuianan rapora göre, yoksul ülkekr kategorisindeki ülke sayısı 25'ten 48'e çıkü. Öymen, Cumhurbaşkanlığı ve Hizbullah'la ilgili PM bildirgesini açıkladı 6 Kişiye özel anayasa olmaz'ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - CHP, Cumhurbaşkanlığı se- çimleriyle ilgili olarak İtişiye özel anayasa de- ğişikliği yapılmasma karşı ç_ıktı. CHP lideri AMan Oymen tarafindan açıklanan parti bildiri- sinde. Hizbullah örgü- tüyle ilgili olarak son dönemde yaşanan olaylann Türkiye'de laıklik il- kesinden ve hukuk devieti anlayışından sapma- lann ulaştığı endişe verici boyutlan bır kez daha gözler önüne serdığı vurgulandı.Oymen dün dü- zenlediği basın toplantısında, hafta sonu gerçek- leştirilen parti meclisi (PM) toplantısında Hiz- bullah olaylan ve Cumhurbaşkanlığı seçimleriy- le ilgili olarak alınan kararlan açıkladı. PM bil- dirgesinde şu görüşlere yer verildi: - Son dönemde ortaya çıkan obylar ûDcemiz- de lafldüc flkesmden, hukuk devieti aniayışmdan sapmabrm ve din istismaralığının ulaştığı endi- şe verici boyutian bir kez daha gözler önüne ser- miştir. HaDan inançbrmı sömûren birtaknn in- sanhk dtşı çevTeter, e> lenılerini inandmaz dnayet- ler işleyen >ahşi çeteler ohışturmaya kadar var- dınnışJanhr.Hizfoullahadhgericiterörörgütü.bu ohışumunfaukcumhurh'ete, devfeteve bütün uhı- sa karşı eylemlere girişen akıl ve insanhk dışı ör- neğkfir. - Bu olay ve bulgular CHP'nin baştan beri inançla savunduğu laiklik ilkesının ülkemiz ve halkımız için ne ölçüde yaşamsal ve vazgeçürnez olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. - Bu suc örgütünün ohışma ve örgûtlenme saf- hasında ülkemizdeki annhkçı terör e>lemlerine karşı "bir sauınma hareketı" maskesi altmda, kamu erid taşı> an bazj kişi ve çev relerden müsa- maha gördûğü kama ya> T gmdır. Son gûnlerdeki taruşmalar ve birbiriyle çetişen açıldamafar, bu mûsamahanm bo>uton konusunda kamum'u- muzda hakk ve kaygı \trki soru işaretieri doğma- sına yoi açmışDT. - CHP Paro Mecüsi her türlü terör hareketine karşı ulusal güvenliğin ve esenlığm duraksama- dan savunulmasmdan yanadır. Ancak şimdiye kadar çirkin örneklerini yaşadığımız ve gördü- ğumüz gibi terörle mücadele gerekçesi adı altın- da bıle olsa hukuk devletı anlayışıyla bağdaşma- yan her türlü eylem ve işlemlerin de karşısında- dır. - Batman N'aBliği'nce yapılan suah ithabn ve onunla bağlanah tarnşma konulan da CHP ta- rafindanckldibiçimdeizleme>%akıuuş(ır.Baııe- denlerk CHP tüm diger sh^sal ve jargısal dene- tim mekanizmalarnia birlikte > < asadışı ın^ula- malaria ilgili oiarak sonucun nerelere yahut kim- lere vanrsa varsm TBMM'deki denetim yoDaı> nm da en etkin şekflde kuüanılnıası>1a tüm so- rumhıhıkkrm araşüniması ve gereken yasal iş- lemlerin yapdması gerektiğine inanmaktariır. CHP PM, Cumhurbaşkanlığı seçimlenyle il- gih olarak da, Oymen'in partinin Onursal Genel Başkanı Erdal tnönü'yü aday göstermesine des- tek vererek başka hıçbir adayı desteklememe ka- ran aldı. PM karannda ikodar partilerinın kişi- ye özel bir anayasa değışikliğiyle meşgul oldu- ğunun altı çizilerek u \apmakistedîklerideğişik- Bk ayıu ktşinin üst fiste iki kez seçüemevçceğine üşkin anavasa kurahnı kaldırmakör. Bu kural cumhurbaşkanının sadece ulusun ve devletin ya- rartannı gözeterek vansız görev yapmasnı sağ- bmak için konutmuş bir temel kuraktar. Bundan ödün verilmesi v^nhşör. Avnca geçmişte de buna benzer girişimler yapılmış. başanseiıkla sonuç- lannuş ve veni sorunlar ortaya çıkmışar. 20001i viilann başmda Tûrkrve'nin geçmişin vanhşlan- nı cağnşüran tekrariara değJL gekceğe umutia bakmamızı sağJavan yeni açdnniara gereksininıi vardır" karannı aldı. ve bunahnüarda bfle devletin hukuka bağh kalma« zonuıhıdur. CMağanüstü koşullarda devletin yönetim tara ile ilgili yasal düzenle- mekrin varhğı bunun açık deİüklir.'" ANAP Genel Başkanı Ydmaz, Başkanlık Divanı toplantısı girişinde gazetecilerin sorulan üzenne şunlan söyledi: "Saym Cumhurbaşkanı'nm kullanriıgı rutin sözcüğü açüdanmaya muhtaçür. Bana göre devlet, devieti temsfl eden tüm kurum- lar, hükümet, yasalara uymak zorundadn*, her halükârda uymak zonmdadn*. CMağa- nüstü haOerdekidüzenleme- ler de zaten yasalarla öngö- rülmüştür. Devletin, hiçbir sekilde, bir hukuk devtetinde yasalann dışmda davranma lüksü yoktur." ADD Genel Başkanı Yek- ta Güngör Özden, hukuk devletinin her istediğini ya- pamayan devlet olduğuna işaret etti. CHP Genel Başkanı Al- tan Öymen, "Devletin rutin işlerinin dışma çıküması hu- kuk devietinde söz konosn değildir" dedi. Demirel'in sözlerinin kastını işaret et- medığını sandığını belirten Oymen, "Çünkü hukuk dışı bir uygulamayı ne cumhur- başkanmın, ne de başka bh" devlet vetküisinin kabul ede- ceğini samvorum" dedi. DYP Grup Başkan Vekili Saffet Ankan Bedük. "Sayın Cumhurbaşkanı gerek de- mokrasi anlayışı ve mücade- lesi, gerekse devlet adamhğı nosyomrylaba devieti çokiyi bilmektedir. O açıklamayı bh" başka değerlendirmeye tabi tuünayı doğru bntanuyo- rum" demekle yetindi. Demirel: Sözlerimin tamamını nkııyıın Cumhurbaşkanı Demirel, dün Barolar Birliğı'nin söz- lerine tepki gösterdiğini anımsatan gazetecılere şun- lan söyledi: "Barolar Bh*- gi'nin ne dediğini bilmivo- rum. Yalnız benim beyanı- mın ondan sonraki cümksi de var. 'Yasalan aşmamak suretıyle' diye.Onuokuma- dan eğer değeriendirme ya- pıyorİarsa o' lâ taknbe salâ- te' gibi olur. İçinizde bileo var mı 'lâ taknbe sâlate'nm ne olduğunu? 'Namaz kıl- mayuı" diyor yanL Ama al- tmda bir cümle daha var: 'Ve entüm sükerâ', 'Eğer sarhoşsanız namaz kılma- yın" diyor. Alünı nazar-ı dik- kate almadan. üstüne 'lâ taknbe salate' den giderseniz öyle olur. Devlet ahm yapar. Bu ahmlan çeşitli şeldide ya- par. Gerektiği zaman ihale açar, gerektiği zaman aç- maz. Halin icabtna bağhdu". Rutin dediğimiz odur. Ah Türkiye "de biraz ber şey, ne söylenhor, ona dikkat edile- rekyapdsa." Demirel, bu sözünün 8. Cumhurbaşkanı Turgut Ozal'ın "Anayasayı bir kere ihlal etmekle bir şey olmaz" yönündeki sözüne benzetil- dığının belırtümesı üzenne de, "Ne mûnasebet Ben Türkçe konuşuyorum. Ben sizi anhyonım da, siz beni ni- ye anlamıyorsunuz" dedi. Demirel, tepkilerden ra- hatsızlık duyunca akşam sa- atlerinde Cumhurbaşkanlı- ğı Basuı Merkezi aracüıgıy- la yaptığı açıklamada da, "Benim bh- beyamm ahna- rak yanhş değerlendirüme- ler yapıhnaktadu-" dedi. IRMIKIAYDIN ENGtN aenginfS doruk.nettr. Haydi buyrun, şimdi ve bir kez daha konuşalım bakalım. Güneydoğu'da sürüp giden savaş için "kirii" dediydik ve bi- ze kızmıştınız. Kirli'sinden vaz- geçtim, savaş denmesine bile itirazınız vardı. Düz mantığın yalınkatlığında akıliar yürüt- müştünüz, "Savaş ise iki taraf olmalı" demiş ve "Koskoca Türkiye Cumhuriyeti ile üç bu- çuk, eli kanlı eşkıyayı aynı se- pete koyarak ne yapmak isti- yorsunuz siz" diye sormuştu- nuz. Nafile nefes tüketmiştik, sa- vaşa savaş denmesi, eşyanın adıyla çağrılması gerektiğinin altını çizmiş ve toplumsal so- runlan salt silahla çözmeye kal- kışmanın yanlışlığını vurgula- mış, mücadele yöntemi olarak terörü seçmiş bir örgütlenme- ye askeri bir yanıt verirken, böyie bir örgütlenmenin taban bulmasına yol açan toplumsal sorunlann askeri yöntemle çö- zülemeyeceğini bıkıp usanma- dan yinelemiştik. Bize çok kızmıştınız. Eli ka- lem tutanlannız "vatan haini" demeye getiren yazılar döktür- müştü; devlet yönetiminde so- rumluluklar üstlenenleriniz göz döndürmyş, laf çarptırmıştı. Kirli Dediydik, Kızdıydmız... "Savaş kirletir" diye uyardı- ğımızda, amacımızın "savaşan kahramanlan kirietmek" oldu- ğunu söylemiş, diş gıardatmış- tınız... Buyaın, şimdi ve bir kez da- ha konuşalım. Savaş kirletir. Nitekim kirlet- miş. Bakın şu "Batman batağı- na". Kişiler değil, kurumlar da gırtlağa kadar pisliğe batmış durumda. Söyler misiniz bana, Batman Valiliği denince bundan böyle aklınıza, bu ülkenin devlet erki- ni temsil eden illerden birinin en yüksek makamı mı gelecek, yoksa yasalan hiçe sayıp, ya- salar ne söz, Anayasayı ayak- lar altına alıp, kayıtsız, hesap- sız silah ithal edip, Hizbullah karanlığının militanlanndan "Karma özel Bihik" kurup, yol- suzluğun, yasadışılığın, hukuk katilliğinin kiri üstüne sıvanmış bir kurum mu ? Savaş kirletir. Kirlilik savaşın doğasında var. Başlangıçta "ulusal kurtuluş hareketi"" gibi hedeflerle yola çıkan PKK kadrolannı, savaş nasıl alabildiğine kirietti; nasıl uyuşturucu ticaretinden "yol- daş cinayetine" kadar yayılan bir koca pislik çukuruna düşür- düyse, devlet erkini kişilerin keyfi etkinliklerine, kurumlann "oıtin" dışına çıkma ve bunu alışkanlık haline getirmelerine yol açarak, onlan da aşın kirlen- meye uğrattı. Savaş kirletir ve savaşın kiri- ne bulananlar çırpındıkça pis- liğe daha derin gömülürler. Başlayın Batman'ın o ünlü valisinden. Vali Şarman, "Ben emirkuluyum. Yapdedileryap- tım" diyerek kirli ellerini yıka- maya çabalıyor. Ama Anka- ra'da 1996 fiyatlanyla 22 milya- ra villa aldığı ve "vali maaşı" yetmediğinden, 12 milyarlık taksıdin, Batman Valiliği adına silah ithal eden Trigon şirketin- ce ödendiği ortaya çıkıyor... Vali sıradan bir adam, Bat- man Valiliği sıradan bir devlet kurumu, diye düşünenler, Çan- kaya'nın kirienmişliğine ne di- yecekler? Bir beş yıl daha devlet erki- nin en tepesine kurulmaya ha- zııianan Demirel'in sözlerini anımsayın hele: "Devlet yük- sek menfaatlan gerektiriyorsa rutinin dışına çıkabilir. Bunun takdiri hükümete aittir" Bu sözler Anayasada tanım- lanan "hukuk devieti" terimin- deki "hukuk"un üstünün çizil- mesidir ve geriye "aşiret huku- ku"r\dan farksız bir "erk" ta- nımlaması kalır. Bu kirlenmenin ta kendisidir. Savaş kirletir. Bir zamanlar bu ülkede Em- niyet Genel Müdürlüğü, Içişle- ri Bakanlığı, Adalet Bakanltğı gibi çok kilit görevler üstlenmiş, halen pariamentoda milletin "vekili" olarak oturan bir bürok- rat-politikacının, "Mehmet Ağar eşittir devlet derseniz bundan mutlu olurum" diyebil- diği bir ülkede, savaşın kirletme gücü ete kemiğe bürünmüş karşınıza dikilmektedir. Kendi kendilerine "kutsal" ilan ettikle- ri devletin, binbir "şa/be"nin gölgesi üstünde duran kişiler- le özdeşleşmesi kirlenme de- ğilse, kirlenme nedir? Savaş kirletir. Bir toplumsal soruna bula bula askeri çözümler bulmak- tan ibaret bir siyasal körlük için- deyseniz; askeri etkınlıği, terö- rü mücadele yöntemi benim- semiş güçlere karşı kullanmak ve fakat bununla sınırlamak ye- rine bir bölgeye ve o bölgenin Kürt halkına yönetttiyseniz kir- lenme kaçınılmazdır. Valiler rüşvet alır, valilerden başlayıp Başbakanlara kadar uzanan bir yelpazenin içindeki bütün devlet erki yasadışılığın, hukuksuzluğun çukuruna dü- şer, birinin söytediğinı öteki ya- lanlar, birinin sakladığını öteki açığa çıkanr. örneğin biri "Jl- TEM yok ve hiç olmadı" der. Ona inanmak isteyenler bir sa- bah Batman valisinin demeci- ni okuyup apışır kalıriar. Vali, 'Silahlan JlTEM'e verdim" de- miştir. "Kirlenmişse kirlenmiştir" deyip pişkinliğe de vuramazsı- nız. Kirienen kişiler değil, bu ülke. Bizim de geleceği hakkında en az "o adamlar ve kadınlar" ka- dar söz sahibi olduğumuz gü- zelim bir ülke. Bize, payımız ol- mayan bir utancı yaşatıyortar. Bizi pisliğin göbeğinde ya- şamak zorunda bırakanlar suçlu değilse, suç nedir? POLTIİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKA\A İthal Malı İslam... Dinci medyanın, Hizbullah vahşeti karşısındata- kındığı tavır tartışılıyor... Acaba bu şaşkınlık mı, yoksa bilinçli bir davra- nış mı? Sanınm ikincisi!.. Şöyle 1994-96 yıllan arasına dönüp baktığımız- da, kimi dinci yazariar İBDA-C ve Hizbullah'ı öve öve bitiremiyorlardı... Hele bir tanesi vardı ki kendi gençlik günlerini anımsıyor ve şöyle diyordu: Tıpia benim gençliğimdekigibi ateşli bu çocuk- lari.." Diğeri ise Ankara'daki 'Beğendik' mağazasının dağıttığı Atatürk resimli kitapçığı şöyle yorumlu- yordu: "Paralanmız kurşun olarak bize atılıyor..." Şimdi bu dinci yazariar demokrasiden, insan haklanndan söz edip işi dönüp dolaştınp 'derin devlet'e getiriyoriar... Sonra ne yapıyoriar? Kaçak silahlara değinip faili meçhul cinayetlerin arkasındaki gücü açıklıyorlar "Devlet!" Devlet soyut bir kavramdır!.. Ama 'devlet erki 1 somut bir kavram!.. Siyasal erk, devletin kurum ve kuruluşlannı yön- lendirmez mi? Valiler, emniyet müdürleri devlet er- kinin bir ayağı değil mi? Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den FP li- deri Recai Kutan'a dek herkesin kendine göre 'demokrasi' ve 'laiklik' aplayışı var bugün... Ne diyor Recai Kutan: "Demokrasinin bize özgüsü olmaz. Laikliğin bi- ze özgüsû olmaz..." llk bakışta doğru söylüyor gibi geliyor insana!.. Recai Kutan, Şevki Yılmaz'ı, Ibrahim Halil Çe- lik'i ne çabuk unutuyor... Kutan'a göre Fazilet Partisi, Ittihatçı kafalar ta- rafindan yargılanıyormuş... Hey Allah!.. Necmettin Erbakan, "Kanlı mı olacak, kansız mı" derken Recai Bey neredeydi? • • • Dört-beşyıl önce Istanbul'un varoşlanndaki ca- milerde dolaşan Afganistan, Pakistan, Mısır, Iran kökenli şeriatçılar 'cihat çağnlan' yaparken Tan- su Çiller başbakan koltuğunda oturuyor; şimdi DYP Genel Başkan Yardımcısı olan Hayri Kozak- çtoğlu da valilik makamında bulunmuyor muydu? Dün 'Milli Gazete'de Mehmet Şevket Eygi şöy- le diyordu: "Son 30 yıl içinde ülkemize Arap dünyasından (bilhassa Mısır'dan) Pakistan'dan, Iran'dan Islami fıkiher, medetler, stratejiler ithal edildi. Bugünkü kaosta bunlann büyük rolü olmuştur." Eygi devam ediyor: "Evet son otuz yıldır dışandan ithal edilerek genç nesillerin ve dindar kesimin kafalanna zen\ edilen Islami fikirier, metotlar, doktrinler Islama ve Müslümanlara çokzararvermiş, milyonlarca insa- nımızın kafasını kanştırmıştır..." Kafast kanşaolar arasında Fazilet Partililer yok mu? Hem de çok sayıda!.. Valiler, kaymakamlar, emniyet müdürleri yok mu? Hem de nasıl! Dört yıl önce Konya-Ankara karayolu üzerinde Köy Hizmetleri Bölge Müdürlüğü karşısındaki Özel Hicret Öğretim Erkek Öğrenci Yurdu'na alına- cak oğrencilerden neler istenıyordu: "1- Sabahçı öğrenciler öğleden sonra, öğlenci öğrenciler sabahleyin (lisede okuyanlar) düzenle- necek dini mütalaalara katılacaklardır. 2- Namaz saatleri titizlikle uygulanacaktır. 3- Teyp, radyo bu- lundurulması sakıncalı değildir; dini içerikli kaset ya da diniyayın yapan radyo kanallan dinlenilebi- lir." Şimdi anladınız mı Hizbullah'ın neden özellikle Konya'yı seçtiğini, Konca Kuriş'in orada işken- ceden geçirilip öldürüldüğünü!.. Işte Van'daki son iki operasyon... Polisi Hizbullahçılar avlıyor: 5 şehit, 6 yaralı... Ve polis 5 Hizbullahçıyı öldürüyor... Güvenlik güçteri niye dikkatsiz bu konuda? Acaba polis, hâlâ Hizbullahı, kimi dinci yazariar gibi saf Müslüman olarak mı görüyor? • • • Din pazariamacılan Hizbullah'ı ve İBDA-C'yl "onlar bizden" diyerek görmezlikten geldi; 1992'de başlayan süreci bir bakıma destekledi... Müslüman adam öldürmez mi? Bal gibi öldürürl. Afganistan'da birbirini kıranlar kimter? Iran'da 17 yaşındaki gencin, vincin üzerinde ipini çekenler kimler? Hepsi Müslüman!.. Terörün dincisi dinsizi, sağcısı solcusu olmaz!.. Yazımı Eygi'den bir alıntıyla noktalıyorum: "Son otuzyıl içinde Türkiye 'ye sokulan ithal ma- lı ideolojilerden biri de Cemaüddin Afgani ve çö- mezlerinin ideolojisidir. Bilindiği gibi Afgani, taiay- ye yaparak asıl kimliği olan Iranlılığını ve Şiiliğini gizleyen, kendisiniAfganlı ve Sûnni olarak göste- ren birmaceraperestvekanşıkadamdır. Birİslam liderinin, önderinin, fikirve aksiyon adamının Müs- lümanlara karşı takıyye yapması, yalan söyleme- si, onlan aldatması çok fena bir şeydir. Böyle bir adama nasıl güvenebiliriz? Takıyyeci Afgani, aynı zamanda farmasondur. Afganiciler çok şeyi yık- mışlardır, çok kanşıklıklar çıkartmışlardır, ama müspet bir faaliyetleri görülmemiştir." Eygi, 'kanlı pazahan', 'toplu namazlan' bilir, o düzenlemelerin ne verip ne götürdüğünü geç de olsa anlamıştır... O nedenle 30 yıl sonra, ithal malı reçetelere kar- şı çıkıyor... Bu da bir aşama değil midir? hikmetcetinkaya(g cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 'Kovakçıyasalara uymadı' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)-Danıştay 10. Dairesi'nin, FP'den Istan- bul milletvekili seçilen Merve Kavakçıaın, "Türk vatandaşhğımn kaybettirflmesine inşldn" Bakanlar Kurulu karan- nnı iptali isteminin reddi- ne ilışkın karann gerek- çesi açıklandı. Bakanlar Kurulu kara- nnın yasalara uygun ol- duğu belirtilen kararda, "Davamn, Anayasa'nın yasama dokunuhnazhğı- nı düzenkyen yasayla ügi- Sİ hııhınmadığından, da- vacuun bu konuya ifişldn iddialanna itibar etmek mümkün değUdir" denil- di.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle