16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 ŞUBAT 2000 SALI 14 KULTUR [email protected] SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL Endişeye tııtsaklanıı kara güldürüsüGünümüz Ingiliz tiyatro yazar- lanndan, aynı zamanda tiyatro ve sinema oyuncusu, yönetmen, mim sanatçısı Steven BerkofFun sah- ne metinlerinden birini ilk kez 1986-87 tiyatro döneminde, Ta- ner Barlas'ın kurmuş olduğu Mim Tiyatro'da izlemiştik. Yazann Kaf- ka'nın ünlü romanından uyarladı- ğı "Değjşim", Ahmet Levendoğ- lu'nun mim sanatı ile tiyatroyu buluşturan özgün rejisiyle sahne- lenmiş, başrolü oynayan Taner Barlas oyunun koreografisini de üstlenmişti. 1980'liyıllannenvu^ nıcu yerli tiyatro yapımlan arasın- da yer alan bu ödüllü çalışmada, yaşamını kuşatan baskılar sonu- cunda hamamböceğine dönüşen Kafka kişisinin dramı, görsel-işit- sel boyutlan zengin bir tiyatro şö- lenine dönüşmüştü. Berkoff'un "Değişinı''i sahne- ye uyarlamış olmasma şaşmama- lı. "EmMşe" oyunun anahtar kav- ramıdır. Berkoff'un ilk kez 1986'da Los Angeles'ta sahnele- nen özgün yapıtı "DoJu Düşün Boş Konuş" ("Kveteh") da insan- lann, endişelerinin tutsağı olarak sürdürdükleri yaşama serüvenin- den birsüreç sunar. ('Kveteh' söz- cüğünün Türkçedeki en yatkın karşılığı 'kronik tedirgirüik' ol- malı.) Tıpkı bir türlü iyileştirile- meyen baş/mide/ romatizma ağ- nlan gibi, birlikte yaşamak zo- rundaolduğumuz, bilincimizi sü- rekh olarak kemirip duran tedir- ginliklerimizi, yasamı zehireden korkulanmızı, bu korkulan mas- kelemek için benimsediğimiz iki yüzlülüğü suratımıza çarpan bir öyküdür söz konusu olan. "Dolu Düşün Boş Konuş", Zu- hal Oteav v e Hahık BUginer'ın ye- ni kurduklan Tiyatro Atölyesi top- luluğunun ilk oyunu olarak sah- neleıjiyor. Yapım Ferhan Şen- soy'un sahne dûzeniyle, Sevim Çavdar'ın giysi tasanrruyla Se- üm Atakan'ın müziğiyle oluşmuş. Berkoff, beş sevimsiz oyun ki- şisinin sevimsiz ilişkileriyle çer- çevelenmiş, yaman bir kara alay tiyarrosu örneğı sunuyor. Basan- "olu Düşün Boş Konuş'un dinamosu, kendine güvenen, güçlü erkek görüntüsü altındaki çok boyutlu tedirginlikleri ve korkulan oyun boyunca adım adım sergileyen satış elemanı Frank'ta soluklu bir kara-güldürü oyunculuğu sunan Haluk Bilginer. sız bir satış elemanı, kansı, kay- nanası, arkadaşı ve satış yapuğı işa- damlanndan biri. Kişileri sevim- siz kılan temel özellik, hiçbir iliş- kide sevgi ve/ya da içtenlik olgu- sununyeralmayışı. Kendi tedirginliklerine tutsak kişilerin sevgi üretebilmeleri, iç- tenlikle davranabilmeleri olanak- sız çünkü. Onlar kişisel zayıflık- lann gizlenip, güçlü ve kişilikli gö- riinme oyununun sergilediği bir ilişkiler cehenneminde hem "gü- lünç" hem de "trajik" bir konum- da çırpınıp duruyorlar. Berkoff "görünüş" ve "gerçek" arasında yaşanan bu çırpınışı di- le getirirken, "gülünç" olanı iç i- çe dokuyor. Her bir oyun kişisi- nin "düşündükteri" ile "söyledik- leri"ni yan yana getiren, bu oyu- na çok yakışan ama başka oyun- larda yinelenmemesi gereken bir teknikle... Her bir oyun kişisi her- hangi bir ilişkiyi sürdürürken, ag- zını açmadan önce ya da konuş- ma arasında, uzun uzun ve çok komik biçimde neyi niçin ve na- sıl söyleyeceğini yüksek sesle dü- şünüyor. Bu arada sûrdürmekte oldugu ilişkiye ilişkin tüm tedir- gmliği ve güvensizliği sergüenmiş oluyor. Bu teatral süreç boyunca, sahnede bulunan başka kişilerdo- nup hareketsizleşiyor. Öteki oyun kişilerin duymadı- ğı "iç sesfcr" ya da "kafa sesleri" çoğunlukla küfurhi, argolu ve açık saçık bir söylem oluştururken, ilişkileri sûrdûren "dış sesler" kü- çfik burjuva kibarlığının alt ve üst sınırlannda dolaşıyor. Tiyatro Stüdyosu'nun geçen yıl sahnele- diği David Mamet'in "Bagla Şu tsj" oyununda yerel yönetimler tarafindan "uygunsuz" bulunup tepkiyle karşılandığı için tiyatro dünyasını ayağa kaldıran kulla- nımlar BerkofTunkiler yanında "masum" kalıyor. Ancak, yönet- men Ferhan Şensoy, oyuna "ken- disinin eklediği sanılmasın" diye, bir bölüm "tertMyesiz" sözü ayık- ladığını söylüyorbroşürde. "_en büyük sevüıdm, gördüm ki ve siz degöriinüz Id benden terbiyesz ya- zarlarda var" diye de şakalaşıyor seyirciyle. Böylece, sivri bir tavırla söyle- nen keskin sözler bir oranda yu- muşatılmış oluyor. Tûrkçenin In- gilizce gibi hızlı söylenemeyişi sonucunda da da Ingiliz kara alay tiyatrosuna özgüacımasız iğnele- yiciliğin dozu bir oranda hafifli- yor. Bir başka deyişle, Ingiliz Ber- [etin ilginç, sahneleme özenli, oyunculuk düzeyli. Oyun, Türk seyirciye "soğuk" gelme tehlikesinin, vurgu ve anlam kaydırması yapılmadan engellendiği, seyirciyle buluşan bir ürün. koff'la Türk Şensoy yenişiyorlar. Oyun yeterince »aana." "ttkPola- bileceği noktaya ulaşmadan da anlamı iletebiliyor. Berkoff'un kişileriyle özdeş- leşemeseniz de, şu ya da bu tür- den tedirginliğin ya da korkulann sızi de tutsak almış olduğunu du- yuran, bu nedenle de kişilerin ya- şadığı açmazlara pek de gülüp ge- çemediğiniz, pek çok özelliğiyle "evrensd" olan bu metinle yüz- leşmenizde, Ferhan Şensoy'un Ferhanca'lıklara pek de başvurma- dan oluşturduğu rahat ama disip- linli sahne ortamı ve yazann ön- gördüğü biçimde sahne tasanmı önemli etken. Bu ortam ve tasa- nm içinde beş oyuncu düzeyli ve keyifli yorumlar sunuyor. Berkoff' un keskin kara gülme- ce temposunu tutturan tek oyun- cu Zühal Okay. Frank'in kansı, beceriksiz ev kadını, doyumsuz dişi Donna'yı, doğal oyunculuk- la grotesk oyunculuk arasına kıl payı fark koyan ve yerli yerine oturan bir yorumla canlandınyor. Maço bir erkek tarafindan ezilen güzel kadını oynama yanhşını yapsa, salonun yan seyircisi onun- la özdeşleşecek ve Berkoff'un ka- ra alayı güme gidecek. Hızlı tem- poyu yakalamada Olcay'ı Tamer Karadağb izliyor. Frank'in evine yemeğe çağırdığı arkadaşı Henry'de an gülmecenin çeşitli tonlannda seyirciye abanmaksızın dolaşan, düzeyli biryorum sunu- yor. Oyunun yalnızca ilk tablosun- da yer alan Kaynana'da Ceial Perk son derece başanlı bir tipleme gerçekleştirmiş. Sahne ve kü- çük/büyük ekrandaki yüzlerce yer- li/ yabancı kaynana kompozisyo- nunun hiçbirini anımsatmayan, belleklerde kalacak bir kara gül- dürü oyunculuğu gerçekleştiriyor. Oyunun ikinci yansındaki kimi bölümlerde yer alan iş adamı Ge- ofge'u canlandıran Sermiyan MkJ- yatda güldürücü olabilecek, sıra- dan bir tipleme yerine, oyun kişi- sinin açmazlannın ağırlık ve gûl- dürücülük oranına denk düşen, dozunda bir oyunculuk sunuyor. Oyunun dinamosu, kendine gü- venen, güçlü erkek görüntüsü al- tındaki çok boyutlu tedirginlikle- ri ve korkulan oyun boyunca adım adım sergileyen satış elemanı Frank'ta soluklu bir kara-güldü- rü oyunculuğu sunan Haluk Bfl- jpner.Sanatçı, Frank'in kişiliği ve açmazlan ekseninde biçimlenen metni oyuncu kişiliğine şaşırtıcı bir ustalıkla sindirmiş. Frank'i tüm sevimsizliği ve sahne keyfi- ni korumayı da başanyor. Metin ilginç, sahneleme özen- li, oyunculuk düzeyli. "Dohı Dü- şün Boş Konuş", Türk seyirciye "soğuk" gelme tehlikesinin, vur- gu ve anlam kaydırması yapılma- dan engellendiği, seyirciyle bulu- şan bir çalışmanın ürünü. Şov dünyasımn kalbi Bob Fos^e'la atmaya devam ediyor^ A kıc% romantik ve ritmikKürriir Servisi - Bob Fosse, yönetmen, kore- ograf, dansçı, film ve sahne oyuncusu, şov dün- yasımn unutulmaz ismi... Shirlev MacLaine'li 'TathChartty', RoyScheider'lı 'AflThat Jazz', Dustin Hoffman'lı 'Lenny', Eric Roberts'lı 'Star 80' ve en önemlisı Liza Minnelli \e Joei Gny'li 'Cabaret' fılmlermi yönetti. 1973'te, Bob Fosse medyamn üç ayn daldaki önemli ödül- lerin sahibi oldu. 'Pippin' müzikaliyle Tony, 'Ca- baret' ile Oscar, 'Uza W"rth A Z' ile Emmy ödüllerinı aldı. Dansa getirdigi yeniliklerle ve çarpıcı sahnelemelerle ünlenen Fosse, şovlann- da, müzik ve metni dansla destekledi. 1953 'te- ki 'ÖpBeniKate'ten 1987'deld ani ölümünedek 35 yıl durmaksızın üreten ve dansta yarattığı bıçimle yüzyıllar ötesinin sanatına kendi dam- gasını vuran Bob Fosse, dul eşi Gwen Ver- don'un gırişimleri sonucunda kendi aduıı taşı- yan 'Fosse' müzikaliyle, Broadway'den sonra West End'dekı, Galler Prensi Tiyatrosu'nda (The Prince of VV'ales Theatre) Ingilizlerden oluşan kadroyla anılıyor. lzleyiciyi Bob Fosse'un bellekJerde yer et- rniş şovlannda duygusal bir gezintiye çıkaran 'Fosse' müzikali, kadınla erkek, erkekle erkek, kadınla kadın arasındaki savaşı gözler önüne seriyor. Fosse'un seksüel yönde süregelen fı- zıksel tutumunu belli bir öy- kîde odaklanmadan dansta iletmeyi hedefleyen şov, bu netlikte kotanlmış. Verdon, Bob Fosse'la birlikteliklerin- den doğan tek kızlan Nkole Fosse ve müzikalin Broadvvay baş dansçısı Ann Reinking ife şovun yönetim ve dans ko- nografisı ekibini oluşturu- yor. Bob Fosse, melon şap- kılann gızlediği bakışlarla ve btrden açılan ellerle, kalçası çkık vücutlann, omuzlann, tacaklann anı hamlelerle za- rfçe üçgen dnruşunu aldığı, gjçlü seksüel çağnlarla yülc- limodellerolusturmuştu. Yı- lın gibi kıvnlan, zeminde ka- jarcasına süzûlen, kuşlar gi- h çalıın atan ve özgürlükçü tplumda. seksüel enerjileri- n sonuna dek açığa vuran cansçılar yaraanıştı. Ann Reinking, Fosse'un ürzını, çelışkılerle yüklü bir colu paradoksla açıklıyor: "KıvTak zekânyla bedensel »vkleri duvıunsatan. beden- slliği gü0İı birnarinlikle kır- nasıra brşınçokakıa ve ro- nan tik amı çcık ritmikti. Öte vıtdan ^apımlan kışkırücj- ttda baştmçıkuınanınöldü- licâ etkjsni gâzler önüne se- rtr ve aUab sorgulartn. Coş- \nn teatnüta\nnuı yanı sıra tehadnctxq^enen tüm mü- JuüDenkndaka gerçekçi bir Btıamu >ardı yapıtlannın. İ TıtlıChanty'deya- • lzleyiciyi Bob Fosse'un belleklerde yer etmiş şovlannda duygusal bir gezintiye çıkaran 'Fosse' müzikali, kadınla erkek, erkekle erkek, kadınla kadın arasındaki savaşı gözler önüne seriyor. şamın zor ve acı tarafindan ete aldığı bir kadı- nın, kınlganlıgını ve güzefliğirii çiçek gibi yan- sıtnnstL" 1927'de Chicago'da doğan Bob Fosse'un sah- neye adım atmasını vodvilci babası sağladı. Kariyerine, bale, step ve akrobarik ögrendiği Chi- cago'da başlayan Fosse, 15'indeyken, gece ku- lüplerinde vodvil vetaşlamatiyatrosu yapan 'Riff Brotners' grubunun üyesiydı. Fred Astairc'in 'serin' romantizmiyle büyüyen Bob'un caz me- lonlan, Fred'in nazik şapkasından çıkan ritim- lerden çok daha 'edepsiz' bir içerik taşıyordu. Verdon'a göre Fosse, Astaire'den çok Gene Kelly'nin kendine özgü adımlanndan etkilen- mişti. Liseyi bitirdiği zaman I945'te Amerikan Donanması'na katılıp iki yıl görev yaptı. 'Ame- rican TheatreVVing'de oyunculuk dersleri gör- düğü Broadway'e gitti. Çeşitli yapımlarda rol aldıktan sonra ilk müzikal revü çıkışını 'Dan- ceMeASong' ile yaptı. Dansçı olarak 'CallMe Mister 9 ve 'Make Me Manhattan' adlı iki uzun soluklu müzikalde yer aldı. Bunu 'Give Girl A Break' ve 'Öp Beni Ka- te' gibi Hollywood fılmleri izledi. Koreografi- sini yaptığı ilk müzikal 'Pajama Game'in ar- dından, Verdon'la, 'Damn Yankees'i ve 'New GirlInTown'ı, Judy Holiday'le, 'Befls AreRin- ging'i, RobertMorse'la 'HcnvToSucceedlnBu- siness VVlthout Realh Trying'i yaptı. Yönet- men ve koreograf olarak kariyerindeki doruğa, Gvven Verdon'la calıştığı 'Redhead', 'TathCha- rity', 'Chicago'(yıldızı Ute Lemper) ve SidCe- asar'la yaptığı 'İittleMe' müzikalleriyle ulaş- tı. 'Pippin' müzikali, 'Dandn' adlı dans revü- sü, 'Big Deal' müzikali, yenilikçi bakış açısını netlikle yansıtıyordu. Fosse'un yapımlannda inanılmaz derecede dobralıkla ele aldığı seks ve aşk ilişkileri, ara- lannda Michaei Jackson, Madonna, Paula Ab- dul gibi pop yıldızlannm bulunduğu pek çok sanatçının işlerine esin kaynağı olmuştu. Kimi- lerine göre dansı, herkesten iyi görüntüleyen ve sahneye koyan Bob Fosse, ritmik adımlan ru- hunun derinliklerinde yakalıyordu. Bob Fosse, şovlannda müzik ve metni dansla destekJedi. YAZIODASI SELİM ÎLERİ Türkçe Tango Adlart Kim bilir kaç yıl geçti, TRT'ye bir program hazır- lamıştık: "Tango Bir Nostaljidir". O metinden yola çıkarak birde uzun yazı yazmıştım, aynı adlı. Han- gi dergide yayımlandı, unutmuşum. Tango beni ürpertir. Tango şarkıcısı Mefaret Ata- lay dostumdu. Tango dendi mi uçar gider, "Tango bir ihtirastır, tango bir başkaldın, bir çığlıktır..." derdi. Tangoya gönül veren sanatçılar değişik, ama belki de birbirini bütünleyen tanımlara yol almış- lar. Kimi, hayat kadar canlı tangonun ölüm kadar hüzünlü olduğunu söylemiş. Kimi, tangoda dan- sın duyguya, duygu aktanmınadönüştüğü kanısın- da. Tangoda cinselliğin, hem de her çeşidinden cin- selliğin varlığını ileri sürenler az degil. Bununla birlikte ortak payda, trajik, hüzün, isyan, aşk ve nefrette birleşebilir. Pervasızlık, kuraltanı- mazlık, kemikleşmiş olan her şeyi ret!.. Arjantin tangosu böyle de, Türkçe tangolar ay- nı yolda mı iz sürmüş? Batı'dan edindiklerimizin hemen hepsinde 'tak- litçi' kalmışken, Türkçe tangolar, bana sorarsanız, bütünüyle yerli dünyamızı yansıtır. Tango birden- bire actya razı bir gönül hikâyesi olup çıkar. Nere- deyse tevekkül' söz konusudur. Bir arkadaşım "Tangoyu iç bayıltıcı hale getir- mişiz, tangoyu bile", demişti. İlk dinleyişte doğru gibi geliyor. Ama sonra katılmadım. Tango bizde sessiz acılann ifadesi olup çıkmış. Fehmi Akgün'ün Yıllar Boyunca Tango (Pan Yayıncılık, 1993) adlı güzel kitabında tangonun toplumdan topluma değişim ve dönüşümlerini ya- kalamak olası. Ve yazar ekliyor: "(...) Türkçe tangolar ise, her biri bir aşk şüri olan sözleriyle, halkın müzikal beğenisine uygun me- lodileriyle vepek masum sayılacak karşılıklı bir 'tu- tuşma'cfan öteye geçmeyen dansı ile uzun yıllar boyunca müzik yaşamına tek başına egemen olur." Günümüzde, bunca yıl sonra, en genç insanı yi- ne etkileyebilir Türkçe tangolar. Birçok kez tanık oldum, gözlerin inceden buğulanışına. Necip Cetâl'in tango adlan, daha ilk adımda, bel- ki biraz baygın, ama o kadar içli bir romantizme gön- dermedir: Özleyiş, Aynlık, Benim Şarkım. Hele Fehmi Ege'ninkiler: En Son Hatıran, Meh- taplı Bir Gecede, Sana Nerden Gönül Verdim, Çok Ağladım... Necdet Koyutürk'ten bir tango adım yıllar ön- ce bir hikâyemin başlığı için ödünç almıştım: Yıl- lar Varki. Hâlâ tuhaf bir keder taşır bana. Nasıl sev- mezsinizD/nte Sevo////'yi, Papatya 'yı, Unutmakls- tiyorum'ul.. Sonra bir ad daha ödünç aldım, Türkçe tango- lardan birinin dizesinden: Mavi Kanatlannla Yalnız Benim Çlsaydın. Usta bir tango şarkıcısı olan Ib- rahim Özgür'ün Mavı Kelebek bestesinden. Türkçe tangolan adlarından yola çıkarak, dize- lerinden yola çıkarak incelemek isterdim. Sanınm her birinin yaşanmış öyküsü de söz konusu. Ne olmuşsa olmuş, müthiş birikim sanki gözar- PAMUK6ANK F O T O C R A F G Pamukbank Fotoğraf Galerisi'nde binyıhn ilk sergisi: "Macaristan-Fotoğraf Ülkesi'". Sergide, fotoğraf dünyasmın en ünlü imzalannı taşıyan eserler yer alıyor: Andre Kertesz, Brassdi, Cornell Capa, Escher Kâroly, György Kepes, Jözsef Nemeth, Jözsef Pecsi, Lajos Keresztes, Lâszlö Moholy - Nagy, Mari Mahr, Martin Munkâcsı, Robert Capa, Zoltân Zajky ve diğerleri... Macaristan. fotoğraf ustalanrun ülkesi. Bu ustalann kimisi ülkesini terk ederek dünya çapında üne kavuşmuş, kimisi ise vatanında kalmış. Aynı yetenek ve beceriye sahip olmalanna karşın keşfedilememiş, yapıtlan gün ışığına çıkanlamamış. Sizi 'Macaristan-Fotoğraf Ülkesi'ne, her iki gruba ait değerli eserleri bir arada görmeye davet ediyoruz. Sergi mekonları: Paraukbank Fotoğraf Galensi Teşvikiye Caddesı 105/3 B*Çağdaş Sanat Merkezı Akkavak Sokak 1/1 Nışantaşı 'Pazar harıç hergun 10.00-J9.00 arası. :ı dugûnler, nişanlar lar eşliğinde dans edilmiş, gözler yaşarmıştır. Günümüz şarkjcılannın böylesı zengin bir kay- naktan pek ender yararianmalarını anlamak kolay değil. Akad'ın, bu büyük ustanın yönettiği Yalnızlar Rıhtımı, arada bir gösteriliyor televizyonda. AN Kaptanoğlu imzalı senaryo, bütün Attilâ llhan çağnşımlanyla, bir tango şarkıcısının ve bir deniz adamının hikâyesidir. Orada Çolpan llhan yorgun şarkıcıyı canlandınr. Attilâ llhan Türkçe tangolann duyartığından fırtınalı bir öyküye açılmıştır. Türk si- nemasının tango, Türkçe tango izlekli galiba tek fil- mi. Türkçe tangolar dönemi nasıl sona erdi acaba? Sahiden sona erdi mi? Takvimde İz Bırakan: " •-'.-• "Uzaklara sevgilim, Ihep daha uzakJara...' Elif, New Yon\ Çıkmazlan, Adam Yayınevi, 2000. '3. Ankara Rock Festivali' 26 Şubafta başlıyor • ANKARA (AA) - Istanbul, Ankara, Bursa ve Samsun'dan 12 grubun katılacağı '3. Ankara Rock Festivali', 26-27 Şubat'ta Saklıkent Eğlence ve Kültür Merkezi'nde müzikseverlerle buluşacak. Efes Pilsen, Monkey T-Shirts, Radyo C, Radyovizyon, D&R, tmge Kitabevi, Dost Kitabevi, Atfantis Müzik, Yasam Sağlık Merkezi ve Saklıkent'in de aralannda bulunduğu kuruluşlann sponsor oldugu festivalde, 'Knight Errant', 'Something's VVrong', 'VVitness', 'Ominous Grief', Suicide', 'Turgay', 'Hazy Hill', 'Pilli Bebek', 'Corroded', 'Budhaphest', 'Tayga' ve 'BaytGadol' toplulukJan sahne alacak. l New Jazz Line' konserteri Dulcmea ve Babylon'da • Kültür Servisi- llki 6. Uluslararası Istanbul Caz Festivali kapsamında, Dulcinea'da gerçekleşen 'New Jazz Line' konserleri bu yıl 17 Şubat-30 Mart 2000 tarihlerinde yine Dulcinea ve Babylon'da "Millennium of Jazz-2000' başlığı altında düzenlenecek. Türkiye'den Aydm Esen, Fransa'dan Prysm ve Erik Truffaz ile Ingiltere'den King Kooba gibi günümüz çağdaş caz grup ve müzisyenlerinin son çalışmalannın bir araya geleceği konser programı Garanti Bankası'nın destegiyle gerçekleşecek. Taksim ile Tünel arasında yer alan konser mekânlannda düzenleyeceği etkinliklerle bir kış festivali başlatmayı hedefleyen proje, Pia Cafe, Urban, Gramofon ve Beyoğlu Pasajı gibi yeni yerleri canlandırmayı hedefliyor. 'Günümüz Sanatçıları Sepglsi' • Kültür Servisi-Istanbul- Resim Heykel Müzeleri Derneği'nin (RHMD) 3-20 Nisan tarihleri arasında Maya Plastik Sanatlar Merkezi ve Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde düzenleyeceği '20. Günümüz Sanatçılan Istanbul Sergisi'ne 18 sanatçı toplam28 çahşmayla katılacaL Garanti Bankası'nın katkılanyla gerçekleşecek olan serginin ikinci eleme sonuçlanna göre Resim ve Heykel Müzeleri Derneği'nin başan ödüllerine Burcu Ansoy, Derya Altmel, Kurucu Koçanoğlu ve Şinasi Güneş; Garanti Bankası Ödülü'ne ise Füruzan Erkuş değer göriildü. Ödül alacak sanatçılann yanı sıra Erim Bikkul, Ali Osman Çoşkun, Başir Borlakov, Sibel Dekil, Serpil Yıldınm, Oya Erol, Filiz Demirkaya, Ülkü Terem, Turan Aksoy, Galip Kemal Çelebi, Şakir Gökçebağ, Ragıp Basmazölmez ve Nurhayat Mega da sergide yer alacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle