25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 ARALIK 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER mrkish Minex- 2000 Tatbikat] • İZMİR (AA) - Türk ve müttefik deniz kuvvetleri arasında mayın harbine ilişkın eğitim ve işbırliğıni gehştirmek amacıyla Ege Denızı'nde 2O Kasım'da başlayan Turkish Minex-2000 Tatbikatı, Izmir'de sona erdı. Bu yıl ilk kez uygulanan tatbikat, Türkiye'nin ev safıipliğinde, Donanma Komutanlığı 'nca planlanarak Mayın Filosu IConıutanlığı tarafindan sevk ve ıdare edildi. Tatbikata katılan gemiler. tatbikat süresince Izmir ve Kuşadası limanlannı ziyaret etti. Çukırca'da sHah operasyonu • HAKKÂRİ(AA)- HaJdcâri'nin Çukurca ilçesınde yapılan arama- tarama çalışmalannda çok sayıda sılah ve mühımmat ele geçirildi. Alınan bılgıye göre, Jandarma Komutanlığı ekıplen tarafindan ilçenin sınıra yakın bölgelerinde yapılan arazi arama- tarama çalışmalannda, toprağa gömülü halde çuvallar içerisinde 12 adet Kalaşnikof marka uzun namlulu sılah, 1 adet makineli tüfek, 4 adet mavzer, 185 adet şarjör ve 5 bin 700 adet çeşıtli çap ve markada mermi ele geçirildi. Olayla ilgili soruşturmanuı devam ettigı bildirildi. Doğu AnadoHrtla karyağışı • VAN/HAKKÂRİ (AA) - Van ve Hakkân çevresinde etkili olan kar yağışı yaşamı etkilerken bölgede 150 dolayında yerleşim birimiyle ulaşım kesildi. Ulaşıma kapanan Bahçesaray karayolunda yol açma çalışmalan güçlükle yapılabiliyor. Onceki sabah başlayan ve aralıklarla devam eden kar yağışı, özellikle Van, Gürpınar, Başkale, Çatak, Bahçesaray, Hakkân, Yüksekova ve Şemdinli'de etkisini sürdürüyor. Kar kalınlığı, şehir merkezlerinde 20, yüksek kesimlerde ise 40 santimetreye ulaştı. Öte yandan, Hakkân şehir merkezinde kar kalınlığının 30 santimetreye ulaşması, şehiriçi ulaşımda aksamalara yol açıyor. Erkeklerede sımr thşı • RİZE(AA)-Doğu Karadeniz yöresinde, fiıhuş yapan kadınlardan sonra, boş gezen ve Birleşik Devletler Topluluğu ülkelerinden gelen erkekler de sınır dışı ediliyor. Rize Emniyet Müdûrlüğü yetkililerinden alınan bilgıye göre, işsiz ve boş gezen, aynca pasaportlanndaki vize sürelerinin bittiği tespit edilen, çoğunluğu Gürcistan uyruklu 250 erkek sınır dışı edildi. AB Komisyonu Türkiye Masası Şefi Servantie, terör örgütünün gönderdiği mektuba yanıt verdi AB'den PKK'ye mektupBRÜKSEL/ANKARA (Cumhurivet)-AB Komisyonu, PKK'nın katılım ortaklığı bel- gesiyle ilgili istemlerini ilettıgi mektuba yanıt vererek terör ör- gütûnü resmen muhatap aldı. Komisyon Başkanı Romano Prodi adına sözde PKK Başkan- lık Divanı'na gönderilen yanıt mektubunda, "Türkive tanısa da tanmnnia da kümlrel kimlik ve ortak geteneklere sahip etnik gruplan uhısal azuıhklar olarak kabuuefimetidir'' denildı. Edinilen bilgilere göre AB Komisyonu Türkiye Masası Şe- fi Alain Servantie, terör örgütü- nûn 2 Kasım'da komisyona gön- derdiği ve "kaohm ortakhğı bd- gesinde Kûrt sorununa AB'nin yaklaşınunın açık olarak ifade edilmesini" istedığı mektuba 20 Kasım 2000'de yanıt verdi. P- • Servantie'nin, "Kürdistan Enformasyon Merkezi - PKK Başkanlık Konseyi" adresine gönderdiği mektup, AB Komisyonu'nu da kanştırdı. Servantie, konuyla ilgili sorulara verdiği kaçamak yanıtlarda, "AB Komisyonu'nun, kendisine gönderilen her mektuba yanıt vermek durumunda olduğunu" ileri sürdü. KK'ye, AB Komisyonu Başka- nı Romano Prodi adına gönde- rilen ve teşekkür edilerek başla- yan mektup, terör örgütüne "yükseksaygılar" dilenerek son buldu. Servantıe mektubunda, "anadildevayın hakku anadüini öğrenme ve anadilde eğitim al- ma gibi haklann, kökenleri ne otursa olsun. tüm Türkler için garanti altına ahnmış olmadtğı- nı" kayderti. Servantie tarafindan aktanlan komisyon görüşünde, "Tûrkrye etnik gruplan uhısal azuılık ola- rak kabul etmeye açıkoka da ol- masa da bu gruplann iiyeleri- nin. bazı temel haklaruun ihlal edDdiğini gördükfcri barizdir" denildi."Kökenlerineolursaol- sun, biitiin Türkler için, kendi anadiDerinde yayın yapmak. eği- tim görmek. dillerini öğrenmek gibi kültürel haklargaranti alün- da değüdir" denilen mektupta, AB Komisyonu'nun, bu duru- mu dikkate alarak katılım ışbir- liği çerçevesinde, orta vadede Türkiye'nin,u kökenleri neohır- sa oisun, tüm vatandaşlara kül- tûrel haklar tanıması gerektiği- ni ifade ettiğj" yazıldı. Servantıe'nin, "Kürdistan Enformasyon Merkezi - PKK Başkanlık Konseyi" adresine gönderdiği mektup, AB Komis- yonu'nu da kanştırdı. Servan- tie. konuyla ilgili sorulara verdi- ği kaçamak yanıtlarda. "ABKo- misyonu'nun. kendisine gönde- rilen her mektuba yanıt vermek durumunda oMuğunu" ileri sürdü. Mektubun teröristlere, Türki- ye-AB ilişkilerinin en gergın ve hassas döneminde iletilmesi, bazı diplomatlararafindan, "ka- srtfc" olarak nitelendirildi. AB Komisyonu sözcüleri, olayla ilgili açıklama yapmak- tan veya sorulan yanıtlamaktan kaçındılar. Komisyonda, isim- lerinin açıklanmasını istemeyen bazı yetkililer, olayı, "gaf, ap- talhk" ve "beceriksizfik" olarak nitelendirdiler. PKK'nin mektubu PKK Başkanlık Konseyi'nin AB Komisyonu'na 2 Kasım'da gönderdiği mektupta şöyle de- nildi: U AB kendi tutumunu 8 Kasım'da açıklayacağı katüun ortakhğı belgesinde sergüeye- cektir. Bu noktada biıüği kendi ilke ve ölçüleriyle uyumlu bir yaklaşım göstermeye çağınyo- ruz. En başta da adaylığm siya- si kriterieri olan demokrasi. hu- kukun üstünlüğü, insan haklan ve azmhklann korunması husus- lannda ciddi bir yaklaşım sergi- tenmelidir. Bunun da en somut adınu, Türkiye açısından kritik önemde olan Kürt sorununa yaldaşunın açıkve net olarak be- mienmesidiıf Ankara'dan sert uyarı 'AB'nin tutumu akıl dışı y ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AB'nin PKK terör örgütünü muhatap almasına Ankara sert tepki gösterdi. Dışişleri, Brüksel Daımi Temsilcilı- ği aracılığıyla konuyu araşürdı. Dı- şişleri Bakanı tsmail Cem başkanlı- ğında Dışişleri Konutu'nda üst dü- zey bürokratlarla yapılan durum de- ğerlendirmesınin ardından AB Siya- si Müsteşan Luigi Narbone bakanh- ğa çağnlarak AB'nin tutumu kman- dı. AB'nin PKK'ye mektup yazdığı- run öğrenilmesi, dün Ankara'da hare- ketli saatler yaşanmasma neden oldu. Dışişlen Bakanı Ismaıl Cem'in ver- diği talimatla, Brüksel Daimi Temsil- cisi Büyükelçi Nihat Akyotaranarak AB Komisyonu nezdinde girişimler- de bulunuldu. AB Komisyonu Baş- kanı RamoDO Prodi ve Genişleme- den Sorumlu üye Günter Verhe- ugen'den konuya ilişkın açıklama is- tendi. AB Komisyonu sözcülüğü, Ankara'nın girişimleri üzerine şu açıklamayı yapmak zorunda kaldı: "Bu mektup fevkalade talüisz bir ida- ri hata neticesinde gönderUmiştir. Ko- misyon başkanı kendisi adına bir ko- misyon yetkUisitarafindan imzalanan mektuptan haberdar değOdn-." Akşâm saatlerinde Dışişleri Baka- m Ismail Cem, üst düzey bürokratlar ile bir araya gelerek durum değerlen- dirmesi yaptı. Toplantımn ardından, AB Komisyonu'nun Ankara Temsil- cısi Karen Fogg. Dışişleri Bakanlı- ğı'na çagnldı. Fogg'un Istanbul'da bulunması nedeniyle Siyasi Müsteşar Luigi Narbone bakanlığageldi. Nar- bone, bakanlıkta yalnızca 5 dakika tutuldu. Narbone, Müsteşar Vekili Uğur Ziyal tarafindan sert biçimde uyanldı. Dışişleri BakanlığVnın açık- lamasında, AB Komisyonu'nun, on- binlerce masum yurttaşın katünden sorumlu, terörist örgütü muhatap al- masının "alal ve izan dışı" olduğu vurgulanarak şöyle denildı: 44 Bu getişme üzerine AB Komisyo- nu nezdinden en üst düzeyde girişim- de buhınularak mektubun gerçekten komisyon adına yazıhp yazılmadığı- nın derhal açıkuğa kavuşturulması resmen talep edilmiştir." Başbakan Bülent Ecevit başkanhğmda bir araya gelen YAŞ üyeleri toplanü öncesi Amtkabir'i ziyaret etti. (Fotoğraf: AA) 18 subayın ordu ile ilişiği kesildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Yüksek Askeri Şû- ra, Başbakan Bülent Ecevit' ın başkanhğmda Genelkurmay Karargâhı jıda toplandı. YAŞ'ta Türk Silahlı Kuvvet- leri'nin(TSK)planlı faaliyet- leri değerlendirilirken ırticai ve bölücü unsurlara kanşan 18 TSK mensubunun orduy- la ilişiği kesilmesinin karar- laştınldı. Genelkurmay Çakmak Sa- lonu'nda dün saat 9.40'ta baş- layan YAŞ toplantısına Ge- nelkurmay Başkanı Orgene- ral Hüseyin Kıvnkoğlu. Mil- li Savunma Bakanı Sabahat- tin Çakmakoğlu, Kara Kuv- vetleri Komutanı Orgeneral HDmi Özkök, Denız Kuvvet- leri Komutanı Oramıral Üha- mi Erdii Hava Kuvvetlen Komutanı Orgeneral Ergin Celasüı. Jandarma Genel Ko- mutanı Orgeneral Aytaç Yal- man, 1. Ordu Komutanı Or- general Necdet Yümaz Ti- mur, 2. Ordu Komutanı Or- general Halit Edip Başer, 3. Ordu Komutanı Orgeneral Tuncer Kıhnç, Ege Ordu Ko- mutanı Orgeneral Çetin Do- ğan, Harp Akademileri Ko- mutanı Orgeneral Nahit Şe- noğuL NATO Güneydoğu Avrupa Müttefik Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tamer Akbaş, Genelkurmay Ikinci Başkanı Orgeneral Yaşar Bü- yükanıt, Kara Kuvvetlen Ko- mutanlığı Kurmay Başkanı Orgeneral Mehmet Şener Eruygur, Donanma Komuta- nı Oramıral Bülent Alpkaya ve MGK Genel Sekreten Ör- general Cumhur Asparuk katıldı.Toplantının sabahkı bölümünde son askeri durum hakkında YAŞ üyelerine bn- fing verildi. TSK'nm perso- nel, eğitim ve disiplin konu- lan olmak üzere planlı faali- yetleri ile ılgılı değeTİendiT- meler yapıldı.Toplantıda be- delli askerlik uygulamasının sonuçlanna ılişkin YAŞ üye- lerine bilgı verildi. TSK'nin gereksinimlerinin de ele alın- dığı toplantıda, ekonominın genel yapısı bozulmadan, bunlann öncelikle karşılan- ması kararlaştınldı. Şûra üyeleri dünkü toplan- tımn ardından Ecevit başkan- hğmda Amtkabir'i zıyaret et- ti. Ecevit'in, Anıtkabir Mo- zolesı'ne üzerinde "YAŞ üye- leri'* yazan çelengi koyması- nın ardmdan saygı duruşunda Telekom kararnamesi Sezer: Bağımsızlık açısından tehlikeli ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Hükümetin önceki gün Çankaya Köş- kü'ne gönderdiği Tele- kom'un özelleştirilmesine ih'şkinkararnamenin ınce- lemesini sürdüren Cum- hurbaşkanı AhmetNecdet Sezer'in Anayasa Mahke- mesi üyesi olduğu dönem- de Türk Telekomünıkas- yon AŞ'nin özelleştiril- mesine karşı çıköğı belir- lendi. Sezer, karşı oy yazı- sında, "Tetekomünikas- yon gibi stratejik önemi olan alanlara yabancüann ginııesinin ötesinde. ege- men olnıasj. gü\enük, ba- ğımsızlık ve ekonomik yönkrden çok sakıncaü olabüır. Çünkü bu tür ka- mu hizmetkri ülke güven- liği ile çok yakından Ugüi- dir" dedı. Sezer, özelleş- tirme yoluyla giderek ya- bancıların nüruzuna yol açılmasımn ülke bağım- sızlığı açısından kabul edi- lemeyeceğini vurguladı. bulunuldu. Ecevit, daha son- ra Misak-ıMiIli Kulesı'ne gi- derek Anıtkabir Özel Defte- ri'ni imzaladı. Ecevit, defte- re "Türk ulusuna bağunsız- hk,çağdaş uygaruk, laik cum- huriyet ve demokrasi yolunu açan aziz önder, yüce komu- tan Atatürk'e, YüksekAskeri Şûra üyelerinin sarsılmaz bağhhğınıveyürekten sa\gıla- nmı sunanm" diye yazdı. Toplantıda disiplinsizlik, irticai ve bölücü fahyetlere kanştığı belirlenen 18 perso- nehn orduyla ilişkisisinın ke- silmesı kararlaştınldı. Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği'nden ya- pılan yazılı açıklamada da toplantıda 18 kişinin TSK'den uzaklaştınldığı bil- dirilerek şöyle denildi: "Toplantıda, Türkiye'ye yöndik iç ve dış tehdit Türk Silahh Kuvvetieri'nin harbe hazıriık ve iç güvenlik hare- kât durum değeriendirmeleri yapılmıştır. TSK'nin personel konulan, tasarruf tedbirleri- nin uygulanması, yasa gereğj Gülhane Askeri Tıp Akade- misi'ndegörevlibazıpersone- lingöre\ sürelerinin değerlen- dirihnesi ile ilgili hususlar ve her yıl harekât ihthacuıa gö- re kita göre\1eri yönergesinde yapılan değişiklikler görüşül- müş ve gerekli kararlar ahn- mışnr." Cumhuriyet k i t a p 1 a r ı Ergin Yıldızoğlu KOTU SONSUZDA GEZİNTİLER Ergin Yıldızoğlu, bu kitabında, bir cerrah titızligıyle liberal demokrasi ve kapıtalızmın, esasında cerahat kaplı zaferi olarak nitelendinlen yarasına neşten batınyor, küçük bır azınlık yaranna kurulmuş bu ekonomik modelden kaynaklanan cerahatı ortaya çıkanyor. Hem de, "Kötü Sonsuz"un, ABD kapıtalızmımn ve egemenlığımn iplığini pazaıa çıkaıarak... CumhuriY»< Çağ Pazarlama A.Ş Turkocağı Cad. No:39/41 kitap kulübü (34334)Ca9aloğlu-lstanbul Tel. (212)514 01 96 Cumhuriyet k i t a p 1 a r ı Erdoğan Aydın NASIL MÜSLÜMAN OLDUK? Nasıl Müslûman olduğumuzu genellıkJe sormadık kendunıze Çünkü "dın ve hıdayet aşkıyla". kendılığınden İslâmıyetı benımsedığuniz yolunda koşullandınlmıştık. Oysa doğruyu aradığıınızda, Muslümanlaştınlma tanhınuzın, ınsanı ırkılten bir vahşet sürecı olduğu soğuk gerçeğıyle karşılaşıyoruz Bu sorunun aydınlığa kavuşturulması. şenatçılığın temel toplumsal guçlerden bın olduğu günûmüz Türiaye'sinde her zamankınden büyük bır önem taşımaktadır. r CumhurİYPf Çağ Pazarlama A.Ş. Turkocağı Cad. No 39/41 kitap kûiuBû (34334)(34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel- (212)514 01 96 Cumhuriyet k i t a p 1 a r ı Der.:Işık Kansu - Mehmet Açıktan AHMET TANER KIŞLALFNIN ARDINDAN Bu kitap, yurtseverlık ögretmenı Ahmet Taner Kışlah'nın katledıhşııun bınncı vılında, sadece paylaştığımız acının küçûlmesını kolaylaştırmak amacıyla değıl. Ahmet Taner Kışlalı sevgısının aradan geçen sure ıçınde nasıl harelendığının bır göstergesı olarak yayımlanmakta. <^ ^ Cumhuriyet ^ ^ kitap kulübû Çağ Pazartama A.Ş. Turkocağı Cad. No:39/41 (34334jCağaloğ!u-tstanbui Tel (212)514 01 96 Cumhuriyet k ı t a p 1 a r ı Türkan Saylan ATKIZ Bir Yaşamdan Kesitler Her zaman "genç" ve üretken kalmasını becerebılen bır bihmkadının yaşammdan on yedı yıllık bu- kesıt.. Olumsuzluklardan yılmayan, hep çözüm üretebılen, gerçek zengınhğm ınsanlann iç evTenlennden kaynaklandığının kanıtı "AT KIZ TÜRKAN"ın yaşamdan öğrendıkleri ve uyguladıklan... r'CumhuriYet Çağ Pazarlama A Ş. Turkocağı Cad No-39/41 ^ kitap kulûbû |34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel-(212)514 01 96 CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOGLU Terör Kavramlan çoğu kez doğru anlamlanyla değil, bi- lerek ya da farkında olmaksızın onlara yakıştırdığı- mız anlamlarla kullanıyoaız... "Terör" (ve türevleri olan "terörist", "terörizm" vb.), bence bu tür kav- ramlardan...Böylebirkuşkuyadüştüğümdesözlük araştırmasına başvunjrum. Bu kez de öyle yaptım. Fransızcadan aidığımız terör (terreur) sözcüğü, bu dile de Latince'den geçmiş. Latince "terror" söz- cüğünün kökeni ise "korkutmak" anlamını içeren "terrere" fıili... Sözlük araştırmamızın sonucu bu. Kavramın tanımı ise şöyle yapılıyor: "Bir gücü, bir iktidan zorla kabul ettirmek amacıyla sistemli bir bi- çimde şiddet kullanma." Bu tanıma göre "şiddet" kullanılması ve bunun "sistemli" olarak yapılması te- rör olgusunun asal öğeleri. Amaç ise, yine tanıma göre, (birilerince kabul edilmediği anlaşılan) bir "güç" ve "erk"\n "zor" kullanılarak kabul edilmeye zorianması... "Terörizm" kavramının genel geçer tanımı ise şöyle: "Bireylerin ve azınlıklann şiddete dayanan ve kişilere, mallara ya da kurumlara yöne- lik siyasal eylemi..." (Bkz. Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, cilt 22, s. 11445). Bu tanım bana oldukça eksik ve tek yanlı görünüyor ve yazıya baş- larken zihnimdeki bir soruya daha da belirginlik ka- zandınyor: Acaba egemen siyasal erk'in kendisi te- rörist olamaz mı? Devlet terörist olamaz mı? Birile- rince (bu bir tek kişi, bir grup, toplumun bir bölümü, büyük çoğunluğu, ya da tümü olabilir) kabul gör- meyen iktidannı kabul ettirmek için şiddete başvu- ran ve bunu sistemli biçimde uygulayan bir siyasal erkin bu eylemlerini de "terör" ve "terörizm"olarak adlandıramaz mıyız? ••• Sözünü ettiğim ansiklopedinin aynı bölümünde, Fransız Devrimi sırasındaki Birinci ve Ikinci Terör dö- nemlerine ilişkin tarihsel bılgiler de yer alıyor... llki gibi yine Robespierre başkanlığındaki siyasal yö- netimin uyguladığı "ikinci terör"ün bilançosu, beş yüz bin tutuklama ve kırk iki bin idam... Nazi yöne- timi kuşkusuz ki bütün insanlıktarihinin en korkunç, en unutulmayacak terör suçlannı işledi. Şilı'deki Pi- nochet yönetimi, bizdeki 12 Eylül sonrası dönemi, siyasal erk tarafindan uygulanan terörün daha ya- kın zamanlardaki örneklerindendir. 12 Eylül yöneti- mince çıkanlan ve şu anda yürürlükte bulunan 1982 Anayasası'nın temelindeki devlet anlayışının, bu yö- netimin felsefesini yansıtması doğaldır. • • • Hayatımın hiçbir döneminde terörizme, devrime ulaşmada bir yöntem olarak yakınlık ya da saygı duymadım. Fakat Lenin'in ağabeyi, tıp öğrencisi, devrimci-terörist örgüt "narodnaya volya/halkın ira- desi" üyesi ve o sırada 21 yaşındaki Aleksandr Ul- yanov'un bir suikast hazırlığına kanştığı gerekçe- siyie yargılanıp 1887 yılının 8 Mayısı'nda sabahın er- ken saatlerinde "Schlusselburg Kalesi"nde 4 arka- daşıyla birlikte asılarak idam edilmeden önce Çar- lık mahkemesi önündeki son sözlerini de hiç unut- madım. Bu sözler aynen şöyledir "Amacım mut- suz Rus halkına özgürlük sağlamaktı. Düşünce ve söz özgürtüğüne izin vermeyen, halkın mutluluğu ve aydtnlanması için yasalyoldan yapılmak istenen her girişimi ezen bir düzende terör, tek yol olarak kalmaktadır. Çok sağlam bir biçimde sipertenen ve muazzam baskı güçlerini yöneten bu rejime karşı biz açık bir dövüşe gihşemeyiz. Öyle ise haksızlığa karşı hassas olan her birey, teröre başvurmak zo- rundadır. Terör, devletin baskısına karşı bizimyanı- tımızdır. Despotik bir rejimi, halka siyasal özgürlük vermeye zorlamanın tek yolu budur." (Bkz. G.D.Obıçkin, "Lenin, Hayatı ve Mücadelesi", Ko- ral Yayıniarı 1974, Çev. A. Baykal). • • • "Terör", "terörizm", "teröhst" sözcükleri ülke- mizde son yıllarda çok ve sadece devlete karşı ey- lemleri tanımlamak için kullanıldı. Devletin de terör uygulayabileceği, terörist olabileceği pek düşünül- medi. Kurulu düzenin koruyucusu devletın, bu dü- zenin dokunulmazlığını ve sürekliliğini sağlamak için uyguladığı sistemli şiddetin terör tanımına tıpatıp uyduğu, terör olarak adlandınlabileceği akıllara gel- medi. Bugün vanlan bir noktada ise söz konusu kavramlan bir de bu açıdan irdelemek ve şu soru- lan sormak gerekiyor: Cezaevlerine doldurduğu yaklaşık on bin siyasi tutuklu ve hükümlüyü çıkara- cağı af yasasından yararlandırmayı düşünmediği gibi onları iyi ambalajlanmış hücrelere kapatmaya hazırlanan devlet mi, yoksa büyük çoğunluğu her- hangi bir şiddet eylemine katılmamış, sadece "giz- li örgüt" üyesi olmak vb. suçlamalanyla tutuklanıp hüküm giymiş ve yine çoğunluğu çok genç bu ki- şiler mi terör suçlusu sayılmalıdır? 12 Eylül rejimi- nin armağanı anayasayı değiştirmeyi düşünmediği gibi 1991 tarihli Terörle Mücadele Kanunu'ndaki sözlerle "Anayasal düzeni değiştirmeye ve ülke bü- tünlüğünü bozmaya yönelik her türiü örgütlü eyle- mi terörsayan" ve böylece terörün asal öğesi "sis- temli, şiddet"] göz ardı eden devlet mi, yoksa bu yasalann (cinayet vb. suçlar işlemiş olanlar dı- şında kalan) binlerce kur- banı mı terörist olmakla suçlanmalıdır? Ve en son Manisalı gençler dava- sında görüldüğü gibi, bu gençlerin hemangi bir sistemli, fiili, maddi bir şiddet eylemiyle herhan- gi bir ilişkilerinin bulun- masının söz konusu ol- madığı en baştan bilindi- ği halde, bu gençleri tut- sak eden, işkenceden geçiren, onlan ve aileleri- ni nice yıkıma uğratan devlet mi, yoksa bu gençler mi terör suçu iş- lemiştir? Ve son bir soru: Yoksulluk çıtasının daha da aşağılarına, dibine düşmemek için çırpınan memurlan, emekçileri döverek, tehdit ederek engellemeye çalışan bu devlet, bütün bu eylemle- riyle demokrasiye mi, yoksa 21 yaşında idam sehpasına giden tıp öğ- rencisinin sözlerinde an- latımını bulan bir teröre mi hizmet etmektedir? e-mail ckkfrı ixir.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle