Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 ARALJK 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Bepduşun kaddığı
Ekonomik suç işleyenlerin af-
fedilmesi önerisj, ÇivnTden emek-
li öğretmen Rüştü Özen'in aklı-
nabirfıkragetirmiş:
Padişah, Istanbul'un ünlü ber-
duşlanndan birini kadı atamış.
Berduş kadının önüne bir ala-
cak-verecek davası gelmiş. Ala-
caklı dert yanmış:
- Kadı efendi, komşuma borç
verdim. Aylar oldu, ödemez.
Borçlu, boynunu bükmüş:
- Kulunuz zavallı bir fanidir, eli-
ne her zaman para geçmez. Pa-
ram olduğunda alacaklıyı arıyor
anyor bir türiü bulamıyor, bu yüz-
den de borcumu ödeyemiyorum.
Kadı kararını vermiş:
- Alacaklı tez içeri atıla.
Alacaklıda şafak atmış:
- Aman kadı efendi, suçlu olan
ben değilim, o.
Kadı, "Sen sus" diye gürleyip
borçluya dönmüş:
- Alacaklı hapiste olacak. Bor-
cunu ödemek için aramakta ar-
tıkzorlukçekmezsin.
Şeşi beş
Eski Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel'in aile fotoğrafın-
daki isirnlerden Cavit Çağlar'ın
banka batırdıgı, yurtdışındaki
bankası zor duruma düşen Ka-
muran Çörtük'ün elindekileri
satmak zorunda kaldığı, kayın-
birader Ali Şener'in de Hazi-
ne'ye ait orman arazisini üstii-
ne geçirmek istediği belgelen-
di.
Geçen ilkbaharda Başbakan
Bülent Ecevit'in üzerinde dur-
duğu 5+5 formülü tutsaydı, bü-
tün bu olan bitene şeşi beş ba-
kılır mıydı, bakılmaz mıydı? Kim
bilir?
ISIK KANSU
kansu@cumhuriyet.com.fr.
Kamudan özelleştirme yoluyla satın
alınan Etibank'ı batıran Dinç Bilgin,
borçlarını ödemek için Sabah grubunu
bir konsorsiyuma devrettiğini açıkladı.
Sabah grubunun gazeteleri, radyo-
lan, televizyonlan, dergilerinin yeni sa-
hibi olan konsorsiyumda bulunan hol-
dingiere bir göz atalım:
Çukurova Holding: Mehroet Emin
Karamehmet'in başkanlığındaki hol-
ding; Yapı ve Kredi Bankası, Pamuk-
bank, Akşam gazetesi, Show TV, Tele-
kom'dan bundan birkaç yıl önce 500
milyon dolar karşılığı alınan cep telefo-
nu lisans hakkını kullanan Turkcell'in
sahibi.
Park Holding: Turgay Ciner'in sahi-
bi olduğu Park Holding'in yıldızı, son yıl-
Medyadaki değişimlarda kamudan özelleştirmelerle aldığı
kuruluşlarla parladı. Havaş ve Hopa ü-
manı ile başlayan bu süreçte Park Hol-
ding, Beypazarı'nda Etibank'a ait ve
cam sanayiinde kullanılan değerli, az bu-
lunur bir maden olan trona tesislerini Ro-
manya'daki bankası zor duruma düş-
tüğü için malvarlığını elden çıkaran Ba-
yındır Holding'in sahibi Kamuran Çör-
tük ile birlikte sahiplendi. Ardından, ge-
lişmiş teknoloji kullanılan ve yenilen-
miş olan Çayırhan Elektrik Santralı ile
ona bağlı kömür madenlerini özelleş-
tiımeyle aldı. Uygun koşullarda özel
sektöre devredilmeye hazırlanan elekt-
rik dağıtım şirketleri ihalelerinde Sam-
sun-Sinop-Ordu dağıtım bölgesinin im-
tiyazını kazandı. Yap-işlet-devret mo-
deliyle Divriği Hekimhan'daki demir
cevheri işletmesi imtiyazını 15 yıllığına
üstlendi. Türkiye Kömür Işletmeleri Ku-
rumu'na ait Tunçbilek, Soma, Alpagut
ve Dodurga'daki tesislerinde linyit üre-
timini yap-işlet modeliyle yürütüyor. Ya-
bancı şirketlerin de yer aldığı bir kon-
sorsiyum ile birlikte yine çok uygun ko-
şullarda 30 yıllığına özel sektöre veri-
lecek Yatağan-Yeniköy-Kemerköy sant-
rallannın işletme imtiyazı hissesinin bir
bölümünü Kamuran Çörtük'ten dev-
raldı. Park Holding'in, Türkiye'nin dün-
yada tekel konumunda bulunduğu bor
madeninin özelleştirilerek kendisine
devredilmesi yönünde kamu kuruluşu
olan Eti Holding'e iki kez başvuruda
bulunduğu da biliniyor.
Türkiye'de Milli Eğitim
Bakanlığı'na bağlı 60 bin
ilköğretim kurumu, bu
okullarda yaklaşık 500 bin
öğretmen bulunuyor. Bu
geniş görev alanında
bakanlığın denetimle ilgili
hizmetlerininin yüzde
doksanı "ilköğretim
müfettişleri"nce
yürütülüyor.
İlköğretim müfettişlerinin
görev kapsamı bununla
da sınıriı değil. Kreşler,
resmi ve özel anasınıflan,
öğrenci yurtları, kurslar,
dershaneler, rehberlik ve
araştırma merkezleri,
sağlık eğitim merkezleri,
İlköğretim müfettişleri dertli
halk eğitim merkezleri,
akşam sanat okulfarı, kız
sanat okullan,
otgunlaşma enstitüleri,
öğretmen evleri, izcilik
eğitim merkezleri, Milli
Eğitim Bakanlığı
yayınevleri, 60 bin
dolayındaki Kuran
kurslarını da denetliyortar.
Tüm Eğitim Müfettişleri
Sendikası (TEM-SEN)
Başkanı Alim Başaran,
mesleğe alınma
koşullannın zoriuğuna ek
olarak görev alanları çok
geniş ve sorumluluklan
çok ağır olan ilköğretim
müfettişlerinin hak
ettikierini alamadıklannı
savunuyor: "Diğertüm
kamu denetim
elemanlannın ek
gösterge tavan
puanı 3600 olduğu
halde, ilköğretim
müfettişlerininki 3000'dir.
özel hizmet tazminatı,
denetim tazminatı, iş
güçlüğü ve teminindeki
güçlük zammı gibi
ödemelerden, diğer tüm
kamu denetim
elemanlanna göre ancak
ûçte iki oranında
yararlanabilmektediıier.
Diğer tüm kamu denetim
elemanlanna makam
tazminatı verildiği halde,
ilköğretim müfettişleri bu
haktan hiç
yararianamamaktadır. Bu
olumsuzlar emekliliğe de
yansımakta, emekli
olduklannda geçim
sıkıntısı içine düşen
meslektaşlanmız, başka
bir iş yapmak zorunda
kaimaktadıhar."
İlköğretim müfettişleri,
yüklendikleri
sorumluluklann karşılığını
bekliyor.
AYDINLANMA ATEŞİ
Üetişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95
Cumok'un 5. yılı kutlanıyor
Cumok'un 5. yıldönümü dolayısıyla bugün okurlar
Caddebostan 'da bir araya geliyor. Balikadamlar Spor Ku-
lübü'nde saat 18.30'da yapılacak toplantımn ardından sa-
at 20.00 de yemek verilecek. -,,.
Cumoklar'a çağrı
Sizlere "Cumok"Iar mı yoksa
Cumhuriyet gazetesi okurlan
mı demeliyim? 5 yıl önce
Deniz Som'un bulduğu bu
ismi, bizler o günlerde çok
çabuk benimsemiştik. "Ben
Cumok'um" derken
arkamızda o coşkulu
kalabalığı özümsediğimizin
ayırdındaydık. Aynca her
Cumhuriyet okuru da
'Cumok' değildi. Oluşumun
içinde çalışmak gerekiyordu
"Ben Cumok'um"
diyebilmek için.
Küçük bir çağnya, taşkın
coşkularla koşarak Romantika
Kafe'sini dolduran sizlerle
oluşumunun 5. yılında biraz
söyleşmek, o günleri
anımsamak, anımsatmak
istedim. Gel gelelim artık
fbazı yemek ve gezilerde
bazılannızı görmem dışında)
sizleri bir arada görmem olası
olmadığından böyle bir yol
tek seçeneğimdi.
Bu durumun salt benim değil,
o gûnlerdeki coşkuyu yaşamış
hepimizin içinde bir yerleri
sızlattığı samsıyla o coşkuyla
hep birlikte bir kez daha
anımsayahm derken, bu
anımsamaya herhangi bir
beklenti ve işlev yüklemek
değil amacım, ama belki biraz
özlem, biraz özeleştiri olabilir.
O ilk günü ve ardmdan
başlayan, hemen bir şeyler
yapmak evecenliğinin egemen
olduğu toplantılan
anımsıyorum, toplantılarda
aldığımız notlan, yapmak
istediklerimizi,
beklentilerimizi içeren
yazılan kanştınyorum.
Birikimlerimizin işlevsel ve
yararlı olacağı bir ortak zemin
bulmuşluğun, en önemlisi,
birbirlerini tammadan aynı
pencereden, yani Cumhuriyet
gazetesinden yıllardu" aynı
görünümü aynı açıdan
izleyenlerin birbirlerine
kavuşmasının sevincini
görüyorum. Dostluğu,
dayanışmayı, sevgiyi
duyumsuyorum. Ulkedeki
tüm sorunlara el atmak için
gösterdiğimiz aceleciliği
anımsarken ilgi alanlanmıza
göre oluşturduğumuz
kümelerin içtenliği içimi
ısıtıyor ve kısaca bazılanna
değinmek istiyorum.
Sağlık kümmesi ilaç, eğitim
kümesi kitap toplama,
gazetemize katkı kümesi, iki
Cumhuriyet gazetesi alma
kampanyalanyla işe
başlamışlardı. Aynca eğitim
kümesi sekiz yıllık eğitimin
gerçekleşmesinin yollannı
ararken, çevre kümesi Habitat
dahil çevre ile ilgili tüm
kuruluşlarla iletişime
geçmişti. Gecekondu
sorunlanyla uğraşan küme bu
semtlere hemen ulaşmıştı.
Televizyon kümesi,
televizyonu nasıl
kurabileceğimizin araştırması
ve tartışması içindeydi.
Dilimizi anndırma kümesi,
yabancı sözcükleri. yabancı iş
yeri isimlerini saptıyordu.
Sanat kümesi şairlerle
söyleşiler, şiir dinletileri,
açıklamalı müzik dinletileri
ve 'tepkilerimizi dile
getirdiğimiz oranda vanz'
diyen tepki kümesi, panel ve
imza kampanyalan
düzenliyordu. En kalabalık
küme de tepki kümesiydi.
Doğal olarak Cumhuriyet
gazetesi okurlannın tümü
olup bitenlere tepkiliydi ve
tepkilerini dile getirmek
istiyorlardı.
Sevgili Cumhuriyet gazetesi
okurlan!
Bugün de giderek artan
tepkilerinizi kestirebiliyorum.
Birçoğunuzun çeşitli kitle
örgütlerinde, partilerde veya
yapıtlannızda tepkilerinizi
yaşama geçirebildiğinizi de
biliyorum.
Ama dünyada örneği
olmayan, bir gazete
okurlannın bu birlikteliği,
bizlerin eviydi ve biz orada
hepimiz ev sahibiydik.
Şimdilerde Cumok adını
yaşatan, nicelikleri az,
nitelikleri çok, iyi niyetli,
sabıriı arkadaşlanmıza
sevgilerimi yollarken, salt
gezilerde ve yemeklerde bir
araya gelen veya hiç
katılmayan eski Cumoklara da
ilk günlerin coşkusu adına
sormak istiyorum. Bu duruma
gelişimizdeki kişisel
sorumluluğunuzu hiç
sorguluyor musunuz ve bu
duramu (günün moda
deyişiyle) içinize
sindirebiliyor musunuz?
Ben kendi payıma, içinde
olmaktan kıvanç duyduğum
Cumok olgusuna bazı
etkinliklerimle, şimdilerde de
Cumok Tiyatro Kulübü'ndeki
çalışmalanmla katkılanmı
sürdünneme karşın.
her gün içimizi biraz daha
daraltan ülkemizdeki olumsuz
gidişe, yaşananlara, hep
birlikte sesimizi
yükseltemeyişimize •
yerinirken 5. yıl nedeniyle
düzenlenen yemeği hak edip
etmediğimi sorguluyorum.
Fügen Kıvılcımer
Globalleşmenin
bizdeki anlamı
Geçmişte Türk-Ame-
rikan îşadamlan Derne-
ği Genel Sekreterliği ve
Inşaat Mühendisleri
Odası Başkanlığj yap-
mış olan Sedat Özkol,
TMMOB dergisinin so-
rularını yanıtlarken, glo-
balleşme denen evre-
de "felsefesi veyaklaşı-
mı insandan ve toplum-
dan, istihdamdan, genç-
likten ve gelecekten ya-
na olan özel sektör ku-
ruluşlannın öne geçe-
ceklerini" ileri sürüyor
ve örnek veriyor:
"Bir Amerikan firma-
sı, Endonezya'dayaptı-
ğı üretimde 1 yılda işçi-
lere verdiği toplam üc-
retin daha fazlasını bir
basketbol yıldızına ver-
diği için; Çin 'de birglo-
bal firma, oyuncak üre-
timini oradaki çocukla-
ra yaptırdığı için dünya
pazahannda tu kaka edi-
liyor."
Ya Türkiye?
Banka batıranlara
"muteber işadamı mu-
amelesi" yapılarak dev-
let ihaleleri verilmeye
devam ediliyor, naylon
fatura ile trilyonları gö-
türenler spor kulüpleri-
ni yönetiyor...
Türkiye'de globalleş-
menin yolu, ahlak dışı iş
yapanı tu kaka etmek-
ten değil, baş tacı et-
mekten geçiyor.
HAYVANLAR ÎSMAIL GÜLGEÇ igulgec(a yahoo.com
KlM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak <t turk.net
ÖLVM. ORfÇCAfel İLE
ILGİÜ NE pU
ÇİZGtLlK KÂMtL MASARACI
H A R B İ SEMİH POROY
/AF YASASlr^fA
\ 'rf »lS/ıN#5lrı*N.*** /
# s
A
\ '
*•>£>*!
#
)
semihporoya yahoo.com
/
)
BTSI
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 2Aralık
"SADİZM7N /S/M BABASI
1614-'TE BÜGÜN, ÜNLÜ FRAN&I2 YA2ARI MARÇUIS DE
SAOEÇMAGKİ DÖ SAD) *4 YAŞINDA BlR AK/L HAS1A-
NESİNOE ÖUHJ. VtRMİ YAŞLARtNCM SAÇLAO16I HO-
YARPA YAŞAMTt fÇ//VO£/
S//SCOK SEKS SKANDA-
UM ADt KAetŞMtÇ OL4N SADE, ZAMAMfAJIN CİN-
SELLİK. VE AHLAK AMLAY/ŞINA TE££ Pü$TÜ6üNO€N
SÛA£X£J SO/SUfJ YARATMIŞn. BU HeO£AJl£, OTUZ
YIL KADARHAPÎS YAVUtŞ,KİTXPLAIZ./Hf PA O/SA-
PA MZAAIŞTI. YAPITlARtNPA, İNSANLARIM İÇİNOEKJ
ÇA&PtK DUYGUlA&l, MUSnjLÛĞÜ ; ERDEM VE İYIUK-
L£ KAPtŞr/&W SAPE, BfKÇDK SOEBİyAVÇ/ VB
FİUDZOfU DEGİ/VPEN ETK/UYEC£KTffZ.
ONUU, 8AŞKALARWA AO VEJSMEKTEKJ ZEVK AL-
MA DUYGUSUM4 /Ş£, SONİSAKİ YILLAR '
r
SA -
Pİ2M* PEN£C£KTİR
GÖRÜŞ
EMİN GÜRSES
Siyasal istikrar, ekonomik refah, çevrenin yaşanı-
labilirlik düzeyi, kültürel-etnik yapı ve savunma ko-
nuları birbirleriyle doğrudan/dolaylı bağlantılıdır, iç
ve dış güvenliğin ne durumda olduğunun gösterge-
sidir. MGK'de bütün bu konular görüşülür, bilgi alış-
verişınde bcılunulur. Fransa'nın Ankara Büyükelçisi Ber-
nard Garcia 20 Ekim'de CNN Türk'te yaptığı bir
açıklamada, "Hemen hemen her Avtvpa ülkesinde
MGK benzeri kunımlar var, fakat sadece güvenlikle
ilgilenirier" diyor. Türkiye gibi bir ülkenin, içinde bu-
lunduğu coğrafyası ve dış etkilere yönlendirmelere
açık etnik yapısı nedeniyle güvenlik konulanna ön-
celik vermesi anlaşılır bir kaygıdır. MGK'nin kaldınl-
ması için uluslararası çaba gösterenler MGK'nin al-
dığı kararlann toplumsal yararının olup olmadığını
değil de varlık nedenini sorguluyorlar.
Norveç gibi bir coğrafyada bulunmak ayrıcalığı
yok Türkiye'nin. 4.5 milyon nüfus, yüzde 0.5'lik bir
nüfus artışı, 25 bin dolar fert başına milli gelir ve Su-
udi Arabistan'dan sonra en fazla petrol ihraç eden,
önemli bir etnik sorunu olmayan, lsveç ve Finlandi-
ya gibi komşularıyla sorun yaşamayan bir ülke. Mus-
tafa Balbay Norveç için en büyük tehlikenin Kuzey
Denizi'nden gelebilecek balina saldınsı olduğu ko-
nusunda Norveç'li yetkilileri uyanyor.
Her zaman örnek olarak gösterilen Batılı gelişmiş
ülkelerde istihbarat birimleri ülke yaranna alınan ka-
rarlann uygulanması sürecine önemli katkı sağlarlar.
ABD'de CIA'nın, Ingiltere'de MI5 ya da MI6'nın şef-
lerinin tek başlanna açıklamayapmast ise ancak ola-
ğanüstü bir gelişme durumunda söz konusu olabilir.
Bizde MİT Müsteşarı'nın bazı gazetelerin temsilcile-
rini çağırarak bunlara Türkiye'nin uygulaması gerek-
tiği politikalar konusunda açıklamalaryapmasının al-
tında ne yatıyor? Bu toplantıya neden sadece belir-
li gazetelerden insanlar çağnlmıştır? Ülkenin ulusla-
rarası alana taşınmış ve Ankara'ya karşı bir baskı
aracına dönüştürülmüş bir sorun konusunda gaze-
tecilere yazılsın diye istihbarat şefi tarafından açık-
Iama yapılır mı? İstihbarat şefinin, yoksul olsaydım
komünist olabilirdim şeklinde Marksist bir yorumda
bulunması ise ilginç. Şimdiye kadar komünizme kar-
şı mücadele veren bir kuruluşun şefi, böyle bir yo-
rumla geçmiş uygulamalarla çelişkiye düşmüyor mu?
Yoksa yönlendirme hesaplan mı yapılıyor?
PKK çizgisinde MedyaTV'nin Güneydoğu'da sey-
redilebildiği ve olaylan çarpıtarak verdiği doğrudur.
Başbakan Ecevit, istihbarat şefinin bu açıklamala-
nndan yararianmalıyız diyor. Bunun için, konulann ül-
ke aleyhine propaganda olarak kullanılması yolunu
açabilecek bir şekilde istihbarat şefi tarafından ka-
muoyuna açıklanmasının beklenmesi mi gerekiyor?
Sayın Ecevit kendisinin buna izin verdiğini söylüyor.
Acaba bu konuda karar verilmiş de kamuoyunun ha-
zırianma dönemine mi girilmiştir? Hükümette Ecevit-
Yılmaz ikilisinin buna yeşil ışık yaktıklan iddiası doğ-
ru mudur? Kürtçe televizyon kurarsanız buna karşı
TC'nin televizyonu diye propaganda yapılacağı ve yi-
ne PKK'ninjstediği televizyonun seyredileceği bilin-
miyor mu? Öcalan'ı kullanalım açıklaması Ankara'nın
çabalannı sekteye uğratmaz mı? Böyle bir strateji olur
mu hiç! AB'deki Türkiye karşıtlan bunu bir koz ola-
rak kullanacaklardır. Zaten Ocalan'ın kullanıldığını
söylüyorlardı. Öcalan işbirliğini kabul etse ve olum-
lu bir şey söylese bile Batı'da Kürtçülük politikası üze-
rinden beslenenler, bu politikalannı sürdürmek için
gerekçe bulmakta daha az zorlanacaklar.
Ingilizce bilmediği söylenen Mikdat Alpay'ın MlTin
CIA ve FBI ile diyaloğu yürütmek için Washingtdıi'a'
gönderilmek istenmesi ise ilginçtir. İstihbarat şe-
fi "Siz Washington 'a derdinizi anlatamazsanız dünya
sahnesinde istediğiniz etkiyi gösteremezsiniz" diyor.
Alpay'ın VVashington'a gönderilmek istenmesinin bi-
rinci nedeninin, Türkiye'nin tezlerinin en üst düzey-
de anlatılmasına katkıda bulunması olduğu belirtili-
yor (S. Ergin, Hürriyet, 28 Kasım 2000). Böyle bir an-
layışın milli bir kuruluşta etkin olması ise başka bir
çıkmazdır. Dünya politıkasında böyle bir açıklama
yapacak ciddi bir ülke istihbarat şefi bulmak zordur
herhalde. MlT'in dış istıhbarata ağıriık vereceği açık-
laması yapılıyor. Eğer MlTte bu anlayış egemen olur-
sa, CIA gibi teşkilatlara Ortadoğu, Balkanlar, Kaf-
kasya ve Orta Asya'da bir destek kuruluşu olarak gö-
rev yapacağı şüphesi doğmaz mı?
Askerin neden her şeye kanştığını sorgulayan ba-
zı Batılılar ve yerli muhipteri, mandacı anlayışı Türki-
ye'ye kabul ettiremedikleri için dövünüyoriar. Bunun
önünde ise Mustafa Kemal geleneğini sürdüren
TSK'yi engel olarak görüyorlar. Ordunun güvenlik
konularıyla ilgilenmesini istiyorlar. Işte ordu da tam
bunu yapıyor. Bu kadar iç ve dış güvenlik sorunu
olan bir ülkede TSK'nin bunlarla ilgilenmesinin ko-
şullan vardır. Hem içerden hem de dışardan gelen teh-
likeler Kuzey Denizi'nin balinalarına pek benzemiyor.
E-mail: emingurses(« yahoo.com
Fax: 0212 513 85 95
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4SOLDAN SAĞA:
1/ Durmadan ^
konuşan, geve-
ze. 2/ Karak- 2
ter.. Katranla
kıldan yapılan
ve kalafat işle-
nnde kullanılan
bir tür macun.
3/lzmir'inKa-
raburun ilçesi-
ne bağlı turis- o
tikbirbelde.4/
Gözleri görme- 9
yen... Neodim
elementinin simgesi...
Uzakhkişareti.5/Kal-
siyumun simgesi... Os-
manlı devletindeki dir- 3
lıkkurumunun Batı'da- 4
ki karşılığı. 6/ E^ektrik 5
akımı taşıyan tel ya da
kablodizgesi... Birhay-
van. 7< tşlenmemiş,
ekılmemiş toprak...
•'Bu yıl yine sen- *
siz içime hiç sinmedi" (Şarkı). 8/ Siyasal yetkenin bır
kışinin üzerinde toplandığı devlet yönetimi doktrini.
9/iyi terbiye edilmemiş, vahşı binekhayvanı... "Dağ-
lan dolduran — çiçeği / Hangi rüzgârlar seni kokla-
yacak" (Cahit Külebi).
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/ Gemılerde ve iskelelerde halat atan ya da toplayan
kişi... Eski dilde su. 2/ Keskın kokulu doğal madde...
Özel bir cam kap içinde şarap, likör, madensuyu ve
meyve kanştınlarak hazırlanan içki. 3/ Antalya'nın bir
plajı... Erkek geyik. 4/ Süprüntüleri alıp atmak için kul-
lanılan kürek biçiminde saplı kap. 5/ Sıcağa ve soğu-
ğa karşı dayanıklıhğı kükürtle arttınlmış kauçuk...
Eski Mısır'da güneş tannsı. 6/ Bır ilimiz... Yemek. 7/
Bir göz rengi... Afyon yöresine Özgü bir halk oyunu.
8/1967-1971 yıllan arasında Istanbul'da yayımlanmış
sosyalistdergi... "Aç—":F. H. Dağlarca'nınşiirki-
tabı. 9/ Tümör... Zehir... Tıpta en gelişmiş görüntüle-
me tekniğinin kısa yazılışı.