Katalog

19ARALIK2000SALI CUMHURİYET SAYFA 17 Temel aranıyor! Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'nın yılbaşına kadar her gün bir temel ve her gün bir açtlış programı çerçevesinde 9 Aralık ^_^ 2000 Cumartesi günü Pendik sahilinde ve _ deniz otobüsü " iskelesi karşısında düzenlenen görkemli bir törenle, "Pendik Atıksu Kolektörü Inşaatı" adıyla attoğı temel -ki yaktaşık 5x5 metre boyutunda, menfez kapağı şeklinde, kalıp çakılmış, demirleri işlenmiş betona hazır durumdaydı-12 Aralık 2000 Salı sabahı itibanyla kaybolmuştur. Temelle biıiikte işin 5.6 trilyon liraya bir limrtet şirkete ihale edildiğini yazan tabela da kaybolmuştur. Yukanda, niteliklerini verdiğim bir adet temeli ve temeli törenle atılan inşaatn tabelasını görenlerin, yerini bilenlerin insaniyet namına Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'ya bildirmeleri önemle rica olunur. Vatandaş Zeki Yürekli. Elektronik posta: denizsom©cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Almanya'yı şeriatçı korkusu sarmış.. "Karaavı beslerken düsüneceklerdi!" A namur'un en sevilen doktorlanndan Murat Kemal Gökyar'ın Anamur Atatürkçü Dü- şünce Derneği Başkanı olduğu için Ana- mur'daki görevinden alınıp Bozdoğan kö- yünün sağlık ocağına atandığı duyurmuştuk geçen- lerde... Nereden nereye... Dr. Gökyar'ı köye gönde- ren Anamur Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Kür- şat Erdem'le bu köşede 1995'te tanışmışız... Dr. Erdem; osıraŞebihkarahisar Devlet Hastane- si'nin başhekimiymiş ve kaymakam vekilliği de ya- pıyormuş... Bir grup öğretmen, lise öğrencilerine ücretsiz üniversiteye hazırtık kursu açmış; kurs, kök- tendinci ve ırkçı çevreleri rahatsız etmiş. Kaymakam vekili Dr. Erdem gidip öğretmenlerden kursta Ata- türk'ten fazla söz etmemelerini istemiş; isteği yeri- ne getirilmemiş olmalı ki Giresun'dan müfettiş ge- lip kursu denetlemiş... Kursun sakıncalı olmadığına kararverilmişfakat kaymakam vekili başhekim, "üni- versite sınavlannın yaklaşmasf nı gerekçe göstere- Anamup'da rek kursu kapatmış... Sonra bakın neler olmuş... Hamile bir kadın doğum için Şebinkarahisar Dev- let Hastanesi'ne gelmiş... Parası olmadığı için has- taneye alınmamış, kadın Giresun'a sevk edilirken yol- da ölmüş. Yerel medya konuyu gündeme getirmiş, Ankara'dan Sağlık Bakanlığı müfettişleri gelmiş ama Dr. Kürşat Erdem'in hastaneye alınmayan hamile kadının ölümünde kusuru bulunmamış; zaten cum- huriyet savcılığı da takipsizlik karan vermiş... Derken efendim, geçen yıl yapılan yerel seçimler- de Dr. Erdem, Milliyetçi Hareket Partili belediye baş- kan adayı için seferber olmuş ve seçim zaferini ya- şamış... Ve bir gün Şebinkarahisar Devlet Hastane- si'nde görevli bir bayan doktorun eşi, hastanede ça- lışan bir kişi tarafından sağlık ocağı lojmanında ta- bancayla vurularak öldürülmüş... Şu işe bakın ki, cinayetten tutuklanan kişinin elin- deki 9 mm'lik Beretta marka tabanca, 1958 Kazan- cı doğumlu Kürşat Erdem'in ruhsatlı tabancası çık- mış. Şebinkarahisar AğırCeza Mahkemesi'ndeaçı- lan davada Şebinkarahisar Devlet Hastanesi Baş- hekimi Dr. Kürşat Erdem, "adam öldürmeye iştirak" suçu ile yargılanmış. Mahkeme 1999/46 esas sayı- lı davayı 25 Mayıs 2000'de karara bağlamış ve Dr. Erdem, beraat etmiş; ne ki dosya temyiz için Yargı- tay'a gönderilmiş. Bu arada Başbakan Bülent Ecevit'in devlet da- irelerinde tayinleri durduran genelgesi yürürlüktey- ken, MHP'Iİ Osman Durmuş'un Sağlık Bakanlı- ğı'nda gerçekleştirilen bir "operasyon"la Dr. Kürşat Erdem, Şebinkarahisar'daki görevinden alınıp Ana- mur'a atanmış. Bakalım, Anamur'da daha başka neler olacak! SESSİZ SEDASJZ (!) NURÎKURTCEBE Süheyl Erboz'un sorusuna yanıt Istanbul'da Abdullah Erboz llköğ- retim Okulu'nda okul aile birliğinin okula para toplamak için iftar yeme- ği düzenlemesine bir velinin ttirazını yazmıştık... Okuîu yaptınp Milli Eğitim'e bağış- layan Abdullah Erboz'un oğlu Sü- heyl Erboz'dan bir faks geldi; "bir veli" şeklinde ifade edilen kişinin ne- den medeni cesaret gösterip kimliği- ni açıklamadığını soruyor. Velinin adı bizde saklı... Velinin adı- nı neden saklı tuttuğumuz ise "okul aile birliği" denetçilerinden Tuncer Sarptunalı'nın bendenize gönderdi- ği mesajda bulunabilir: "Eğer kendinize gazeteci diyorsa- nız... Beyninizin kaç kıvrımının çalış- tığını bilemiyorum ve öğrenmek iste- miyorum... Ama gerçek olan şu var ki: 'öküz altında buzağı arayanlar öküzün altın- da kalır' ya da örneklemeyi ço- ğattacak olursak 'parmak ayı gös- terdiğinde budalalar parmağa bakar'. Öncelikle ögrenmek istiyorum, bu ya- zıyı yazmak için ne bahşettiler? Pa- ra! Ten! Beden! Onursuzluk! Tercih si- zin... Ama bunlardan birini tercih et- mekten başka şansınız olduğunu hiç • sanmıyorum. Ya da, şu anda onurlu olduğunuzu düşünüyorsanız, 'onuru- nuzu' yere yatınp kustuğunuz şeyle- ri maalesef yalamanız gerekecek... Devletin okullarını kimlerin yönerti- ğini bilemeyecek kadar zeka fakiriy- sen, buna söylenecek bir şey yok. Aynca, okul aile biriiğine ilişkin zatı aJi- nize kim fikir şırıngaladıysa, tecavü- zane birdurum... Hiç herhangi bir yerinizden vuruldu- nuz mu? özellikle topuğunuzdan vu- ruldunuz mu? Ya da vurulmadan onun mastürbasyonunu mu oluşturdunuz?" Göktaşı Gelsin istiyorum GÜRBÜZ YÖRÜK Emekli Öğretmen Televizyon ve gazetelerde- ki gündem hepimizin malu- mudur. Gündemin kişi ve ku- rumlara göre değiştirildiğini de bilmeyen yoktur. Sade bir vatandaş olarak gündemdekilere şöyle bir bak- mak istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı, af yasası diye bilinen kanunu ge- ri çevirmiş. Bu konu beni faz- la ilgilendirmiyor, ama yine de yazılanlan ve söylenenleri ta- kip ediyorum. Hükümet de bu konuda ısrarcı imiş. Haydi ha- yırlısı. Polisler kanunsuz olarak yü- rümüş. Hatta tabancalannı bi- le göstermişler. Içişleri Baka- nı bağırıp çağırıyor ve bazı ki- şileri suçluyor. Iddialarında gerçek payı var mı yok mu bi- lemem, ama bu konu da be- ni fazla ilgilendirmiyor. Büyük patronlar kulübü hü- kümete rest çekmiş. Hükü- met de restini görmüş ve kar- şı restini çekmiş. Her zaman olan çekişmeler. Ama sade vatandaş olarak benim önem- sediğim bir husus değil. Na- sıl olsa bir orta yolda buluşa- caklardır. Dışişleri Bakanı Sayın Cem, NATO'da Türkiye'nin Avrupa Birliği Ordusu adıyla kurulma- sı düşünülen gücü veto etmiş. Bunun getireceği baskılan dü- şünüyorum. En uzun vadede rahatsız olabiliriz görüşünde- yim. Bir Türk Paris'te restoran kapatarak anlı şanlı düğün yapmış. Beni ve benim gibi sade vatandaşlan hiç ilgilen- dirmiyor. Amerika'nın yeni başkanı ilk defa bir zenciyi dışişleri ba- kanı yapmış. Gelecekte zen- cilerin başkan bile olacağını tahmin edebildiğimden benim için sürpriz değil. Deprem yine bazı bölgeleri vurmuş. Acaba sıra bize ne zaman gelecek diye kaygıla- nıyorum. Opel, Izmir'deki fabrikasını kapatıyormuş. Bizim bileme- diğimiz bazı oyunlar oynanıyor demektir. Beşiktaş yine puan kaybet- miş. Baliç menüsküs değil- miş ve Trabzon maçında yine Galatasaraylı Jardel oynama- yacakmış. Ben Fenerbahçeli- yim. Rus bilginlere göre yarın dünyamıza göktaşlan çarpa- cak ve dünya yok olacakmış. Evet, bu konuyu önemsiyo- rum. Emekli olmama rağmen yapmayı planladığım birçok iş var. Hâlâ düşen rafı tamir edemedim. Hatıralanmı sade- ce kendimi tatmin etmek için yazmak isterdim, başlayama- dım bile. Bu sebeple de bu göktaşını önemsiyorum. Ak- lımda, şöyle küçük bir yere ta- şınıp kedi köpek beslemek ve değişik sebzeler yetiştirmek vardı, bunlan da gerçekleşti- remeyeceğim için üzülüyorve dünyaya çarpması ihtimali olan göktaşlarına lanet okuyorum. Hani şöyle öncelikle Türkiye'yi içime sindirerek gezmek var- ken bu göktaşı da nereden çıktı böyle diye söyleniyorum. Ama yine de avunacak bin se- bep buluyorum. Zira göktaşı dünyaya geliyor ve tüm kişi- lere aynmcılık yapmadan çar- pacak. Clinton da, Putin de benimle birlikte gidecek. Hat- ta Ecevit ve Ecevit'e sağlık konularında laf atanlar da bi- zimle birlikte olacak. Dedim ya, bu göktaşını önemsiyorum. Belki ilk defa tüm insanlar arasında aynm yapmayacağı için göktaşını bekliyorum. Gelsin de, hiç ol- mazsa benim gibi sade va- tandaşlann başkalannın tes- pit ettiği gündemlerle yaşa- masına son versin. KİRALIK İŞYERl Cağaloğlu Türkocağı Caddesi'ndeki Basın Sarayı'nın üçüncü katı kiralıktır. Basın, yayın ve haber ajanslan tercih edilecektir. Müracaat: tş günleri ve iş saatleri Tel: 513 83 00 TÜRK KALP VAKFI "Çocuk Kardiyolojisi" Türk Kalp Vakfı kalitesi ve titizliğiyle hizmetinizde 19 Mayıs Cd. No: 8 Şişli/İSTANBUL Tel: (0 212) 212 07 07 (pbx) Faks: (0 212) 212 68 35 ÇtZGİLÎK KÂMİL MASARACI f • > .vVV* : - • , , l ' i TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAH 19 Aralık İLK MOrORLU AMBÜL4NS.. MO-19O5'T1E 8UGUAI; DÜ 7OGLU AM8ULAMS M/ŞTI. / G ' KUITUI • SANAT (0212) 1*3 «9 78 (3 HAT) TERAKKİ VAKFI SANATGALERIS NAIFLER 19ARALIK-13 OCAK 2001 FAHİR AKSOY SELMA AKGÜN MERAL ATSAN GÜLFİDAN BİÇER İBRAHİM DİLSİZ TÜLİN ERÜNSAL NEZİHE HOŞSU HİKMET KARABUCAK NİHAL SIRALAR ESRA SİRMAN SELÇUK TGGUL ŞEBNEM TUNCER BENGİSU YILDIRIM Ebulula Mardin Cad. 12/A 80620 Levent/İSTANBUL Tel: (0212)351 00 60 Faks: (0212) 351 00 4« www.terakkivakn.com.tr İlanlarınız İçin (0212)293 89 78 [email protected] [email protected] www.perareklam.com.tr www.sinemafilm.com 20 Aralık 2000, Çarşamba Kadıköy Halk Eğitim Merkezi Sohbet*: 19.45, Konser: 20.30 21 Aralık 2000, Perşembe Sabancı Center, Hacı Ömer Salonu Sohbet*: 19.15, Konser: 20.00 Akbank Oda Orkestrası "Virtüoz Oda Orkestrası" II Mansur G. F. Handel / E. Bloch / A. Pârt: Fratres P. I. Çaykovski /1. Stravinski * 2000-2001 sezonımda yenilik: Konser öncesi Cem Mansur*la programla ilgili sohbetler. Blatflyatlan:Itaı 4^00^00 TI, ötmd a^o&oooTl Bitet $«nş Noktmtan Aksamt (0212) 252 35 00 Vıttoranu Taksim (0212) 25115 71 Alcmerkej (02u) 282 09 65 Sıudiye (0216) 36a 90 90 bdıkSy H«lk Etttitn Mutaıi (0216) 33010 27 AKBANK Sanatın, Sanatçıntn Yanında wwwjutbank.com.tr/sanat Nüfus cüzdanımı, sigorta kimlik kartınu kaybettim. Hükümsüzdür. HAYATİKAYGISIZ İLAN TC KÜÇÜKÇEKMECE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2000/518 * Davacı Axa Oyak Sigorta AŞ vekili tarafından davalılar Murat Demirel vs aleyhine açılan tazminat davası sebebiyle: Verilen ara karar gereğmce: Kuruçeşme Cad. G. Pala Mah. No: 11 Avcılar/îstanbul adresinde ikamet ettiği bildirilen davalı Mıırat Demirerin bu adresine duruş- ma gününü bildirir meşruhatlı tebligatlar çıkanlmış, ancak davalının bu adresten aynldığı bildirilerek tebligatlar bila ikmal gelmiş, ad- res araştınlması için ilgili yerlere müzekkereler yazılmış, gelen yazı cevaplanndan davalının adresi tespit olunamadığından kendisine duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. Duruşma günü 23.2 2001 günü saat 09.00'da talik edilmiş olup adı geçen davalı Mu- rat Demirerin duruşma günü mahkememizde hazır bulunması veya kendistni vekille temsil ettirmesi, aksi takdirde duruşmaya gıya- bında devam edileceği ve dava dilekçesinin kendisine tebliğ olunacağı hususu ilan olunur. 28.11.2000. Basın: 72951 GÖRÜŞ NEBI CEYLAN Değişme de Göreyim "Benhep bunu bilir, bunu söylerim" demenin tadını bilirsiniz: Çevremizde bir beğeni, bir imren- me çemberi oluşturur bu söz; kararlılığımızı an- latır. Kim neyi ararsa arasın; biz vanlacak yere var- mış, gerçeği bulmuş kişi oluveririz bu sözle. "Ben biröyle, bir böyle olamam" türünden bir iki söz daha söyleriz ardından. Şöyle bir de ağır ağır ba- kanz çevremizdekilere. Onlar biraz ezilirler, uta- nırlar. Bizim gibi olamayışın suçluluğunda yaka- lanmışlardır bize ve kendilerine. Içimizde utku ta- dı, büyük adam olma inancı ve bir keyıf, bir ke- yif! Çıkarlara göre yön değiştirmek onursuzluğunu konumuzdan uzaktutup birdüşünelim: Değişme- meyi başarabilir miyiz; başarabilseydikgüzel olur muydu hep aynı kalmak? Yeni doğmuş bir bebeğin eli ayağı buruşuk, yüzü gözü yumuk ve suratındaki çizgiler derin- dir. Yaşlı mı yaşlıdır ve çirkindir bebek, öyle gö- rünür. Görünürya, aldanmayacaksın. Birkaçgün içinde bir güzelleşir bir güzelleşir; tarifsiz! fnsan bu, sureti Hak'tandır; güzel olacak elbet. Gün doğup gün battıkça her bebek farklı, her çocuk ayrı, her insan kendi olur. Ne güzeldir ken- di olmak! Oysa, yetmez kendi olmanın güzelliği; gün ge- lir, daha da farklı olmak sevdasına düşer insan. Değişmenin, farklı olmanın, kişiye ayrıcalıklı bir konum kazandırdığını içgüdüsel bir sezişle kav- ramıştır her nasılsa. Yine içgüdüsel sezişlerle, bi- raz da el yordamıyla kendini "ötekiler"öen ken- dince farklılaştırmaya koyulur. Saçını uzatır, ke- ser, bir değişik tarar, konuşurken kaşını bir yana yıkar; ilk fırsatta sakal, bıyık, favori uzatır, sonra keser. Giyinir, soyunur; açılır, örtünür... Değişmenin tadına varınca insan, farklı olma- nın sağladığı iç doyuma iyice kaptırır kendini. Farklılık, üstünlüktür artık. Değiştirir kendini her alanda. Benim derdim dil ya, o alandakiler batar gözüme en çok: Sözcükler başkalaştırılır, konuşma tarzı tersyüz edilir. Anadili Ingilizceymiş de Türkçeyi o aksan- la konuşuyormuş sahteliğine düşülür örneğin. Boşuna mı sanırsınız, o ağzını büzerek konuşma merakı, o yabancı edalar? Başka bir kültürün in- sanıymış gibi görünmenin dayanılmaz çekiciliği sarar insanın benliğini. Al beni, kullan beni diye fıngirdeşir moda sözler. Onlan kullanmak resmen "statü"dür, üstünlüktür; sezilir bu. "Herhangi bir biçimde"yerine "birbiçimde", "/ç/n"yerine "adı- na" demenin; "ekip çalışması"n\n, ftele hele "ke- yifalma"nın saltanatı sürülür bir zaman. Bir "sa- natçı duruşu'durg\der. "Startalmak", "çiftestan- dart", "globalleşme" de vazgeçilmez "söytemier- dir. Değişik, seçkin; hatta, sanatçı gibi görünülür belki, bunlaryerli yersiz kullanılarak. Ve bazen ki- milerinin salt bu (gibi) sözcükleri söyleyebilmek için konuştuğunu düşünürsünüz. Hiç fark etmeyiz; ama farklılık tutkumuzda on,-, laria aynıyızdır! Yine de kızanz onlara, kınanzö^r, lelerini, gizli ya da açıkça. Belki rekabettendir. Kınamamalı kimseyi. Değişim büyük yasadır. Za- manla nasıl da değişir insan! İnsan mı yalnız? "Şu akıp giden kum seline bak I Ne durması var ne dinlenmesı I Bak bırdenbire nasıl bozuluyor dün- ya I Nasıl atıyor bir başka dünyanın temelini". Gözünü sevdiğim değişim; zaman, sensin! Gençlik de sensin, yaşhlık da. Beğeni de sensin, sanat da; eşitlik sevdası da seninle, farklı olma- nın ayncalığını arayış da. Mutluluk, biraz da değişmenin tadına varmak- tır. Ben hep bunu bilir, bunu söylerim. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 1 SOLDANSAĞA: 1/ Yalruzca ah- lak üzenne ku- rulu yönetim 2 biçımi. 2/ Ci- nayet... tnceta- laş. 3/ Küçük mağara... Saç dökülmüş olan kimse. 4/ Yan, yarrm... llaç. 5/ Hububat to- 8 zu... Kalayın g simgesi. 6/ "Sadıklan tahkir ile redkaideoldu/Hırsız- 1 lara ikram ü — yeni 2 çıktT(ZiyaPaşa)...Bır 3 nota. 7/ Kökeni Orta 4 Asya'ya kadar uzanan. 5 geleneksel Türk güre- şi. 8/ îyüeştirme, teda- vi 9/ Italya'nın en uzun ırmağı... Uzaklaşmak, arası açılmak. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Marmara Denizi'nde bir ada. 2/ Türlü müzik araç- larının verdiği sesleri birbirinden ayırt etmeyi sağla- yan ses özelliği... Türkiye'nin de üyesi olduğu bir örgüt. 3/ Rey... Gece yapılan sinerna ya da tiyatro gösterisi. 4/ Antalya'da ünlü bir uçurum. 5/ Bağışlama... Bor- sada, kesin vadeli değerlerin kuru ile primli değerle- rin kuru arasındaki farka verilen ad. 6/ Yeryüzü... Bu- da'ya ya da başka kutsal kişilere ait olduğu kabul edi- len emanetlerin saklandığı anıt. 7/ Ses... Arap abece- sinde bir harf. 8/ Olduğundan büyük gösterme. abart- ma... Eski Mısır'da güneş tannsı. 9/ Ilave... Oya yap- makta kullanılan küçük araç. BÜYÜKÇEKMECE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1999/1831 Davacı Vezir Aktaş tarafından davalı Zekeriye Yıl- maz aleyhine açılan tazminat davasında, davalı Zekeri- ye Yılmaz bugüne kadar bulunamadıöından ilanen du- ruşma günü ve dava dilekçesinin tebliğine karar veril- miştir. 24.9.1999 tarihinde tabanca ile yaralanan dava- cının çalışamadığı ve elınden sakat kaldığuıın, toplam 1.000.000.000.-TL tazmınatuı davalıdan alınıp davacı- ya verilmesi davasınrn 22.2.2001 tarihinde, saat 09.45 *te mahkememizde yapılacak duruşmasının dava- lı Zekenye Yılmaz'a ilanen tebliği duruşmaya gelme- diği takdirde \eya kendısinı bir vekille temsil ettirme- diği takdirde yokluğunda karar venleceği hususu da ilan olunur. 30.11 2«5b Basm- 73354