Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5EKİM 2000PERŞEMBE
OLAYLAR VE G O R U Ş L E R olay.gorus(âcumhuriyet.com.tr
Bakû Kongresi?ve Türk-Rus Ilişkileri
Prof. Dr. Slllia KİLİ Boğaziçi Üniversitİ
S
on haftalarda Cumhunyet
peş peşe "Birinci Doğu
HaOdan KuruItayT, "Kur-
tuluş Savaşı Vıllarında
Tûrk- Sovyet Birliği Üisld-
leri" konulannda "kitap-
çıkjar" yayımladı. Bu yayınlar, her iki
ülkede yeni rejimin kurulma aşamala-
ruıda hangı nedenlerle "yaklaşma", es-
ki "husumederi" unutma dönemine gi-
rildiğinin ipuçlannı vermektedir.
\919-1922 yıllan arasmda Türk-Rus
ilişkilerini incelemek, belki de bugün-
kü Türk-Rus ılişkilennin daha da iyi
anlaşılmasına yardımcı olabilecektir. O
dönemde her ikı ülkenin ılışkılerinde
"akücT ve uzun vadeli "çıkarlar" söz
konusu olmuştur. Ancak Mustafa Ke-
nurf'in tutumu ve beyanlan da bu yakın-
laştnamn hangi ilkeler doğrultusunda
olabıleceğıni açıkça belirtmiş ve bir sü-
reç sonunda yeni Sovyet rejimi bu ilke-
ler ışığında hareket etmenin daha doğ-
r\ı placağını kabul etmiştı. Ne yazık ki
?*tw.'ni. özellikle II. Dünya Savaşı yılla-
nnda:: başlayarak Türkiye'ye karşı düş-
manca tavnnı sürdürmüştür.
.Çoğrafyamızı değiştiremeyeceğimi-
ze.'jşöre Rusya'yı iyi tanımamızın ve
Rüşya'nın da Tüikiye'yi iyi tanımasının
ve üretılen siyasalann bu "iyi tanuna"
sonucu oluşturulmasının her iki ülkenin
ilişkilerinin daha iyiye gitmesine katkı
sagjayacağı da yadsınamaz bir gerçek-
tirj 919-1922 dönemini iyi değerlendir-
menin bu "iyi anlamaya" katkısı olaca-
ğıjnancını taşıyorum.
önceükle Rusya, Türkiye'yi salt ABD
etkisinde bir ülke olarak değerlendir-
mekten vazgeçmelidir. Hükümetler ge-
lirgider. Aslolan Türk ulusunun sağdu-
yusudur, bınkJmWîHBu<|fağduyu ve bi-
rikim, her şeye karşın etkili olmaktadır.
Bu sağduyu velnrikimin kökeni Kema-
lıst dış siyasasının ilkeleridir.
Birinci Dünya Savaşı
vesonrası
Çarlık Rusya 1917 yıluıda "İhtitaT
sonucu savaş.an çekildi. Gene 1917'de
Lenin yaptığı bir açıklamada "tstanbul
Müslümanlann elinde kalmalıdır" de-
di. Bu açıklamanın ilginç bir yönü de
"Türkler" yerine "Müslümanlar" söz-
cüğünün seçimiydi. Batı ülkelennin ye-
ni Sovyet rejimine karşı tavır almalan
Lenin'de bir taktık değişikliği gereğini
doğurmuştu. Oysa savaş süresınde ya-
pılan bir gizli andlaşma ıle tngılızler ve
Fransızlar savaş sonrası îstanbul ve Bo-
ğazlar'ın kontrolünü ilk defa Rusya'ya
bırakmaya söz vermişlerdi.
Birinci Dünya Savaşı süresinde, özel-
likle Ingiltere ve Fransa'nın gırişimiy-
le ve Çarlık Rusya'nın da dahil olduğu
ve Osmanlı tmparatorluğu'nu parçala-
maya yönelik yapılan gizli andlaşmala-
n Sovyet hükümeti tüm dünyaya açık-
ladı. Böylece hem Çarlık Rusya'nın ve
hem de andlaşmalan ımzalayan öbür
Batılı ülkelerin emperyalist amaçlannı
dünyaya duyurdu. Bu duyurunun ABD
iç politikasına büyük bir etkisi oldu. O
döneme değin dış politikada öncelığı
Güney Amerika ülkelerine veren ve dün-
ya politikasına ağırhğını koymayan bir
ABD vardı. ABD bu andlaşmalann dı-
şında kaünıştı ve andlaşmalann açık-
lanması kamuoyunda büyük tepki yarat-
ü. tktidarda bulunan Demokrat Parti hü-
kümeti ve Başkan \V0son seçimlerde
yenilgiye uğradı. ABD, Avrupa'nın kar-
maşık ilişkilerinden uzak kalmak ama-
cıyla içe dönük (isolationalist) siyasa
üretme dönemine girdi.
Sovyet Rusya ve Bakû
Kongresi
Marksist kurama göre işçi sınıfinın ıh-
tilali, ancak endüstrileşmiş ülkelerde
gerçekleşebilirdi. Çünkü işçiler en çok
o ülkelerde yoğunluk kazanmış ve be-
lirli bir bilinçlenme sürecıne girmişler-
di. Oysa Marksist ihtilal henüz yeterin-
ce endüstrileşmemiş ve köylü sınıfının
çoğunluğu oluşturduğu Rusya'da ger-
çekleşti. Buna karşın, dönemin Sovyet
önderlen, hâlâ Marksist kuramın etki-
sinde, kendı ıhtilallerini endüstnleşmiş
Batı ülkelerinde yaymayı düşündüler,
planladılar ve uygulamaya koydular.
Bu doğrultuda birçok "ajttasyon" tak-
tiği uygulandı. Birçok Batılı ülke, özel-
likle Almanya, grevler ve küçük çapta
ısyanlarla sarsıldı Bazı başanlar da el-
de edınüdi: Macaristan'da kısa sürelı
"Bda Kun" rejımı kuruldu. Münih'te be-
lediye seçimlerinı komünıstlerkazandı.
Ancak Sovyetler bekledikleri sonuçla-
n alamadılar
Çünkü 1920'lere kadar Batılı ülkele-
rin çoğunluğu sosyal adaletı, sosyal gü-
venliği gerçekleştırmeye yönelik sıya-
sa üretmeye ve uygulamaya başlamış-
lardı. Bu siyasalar ve gelışen eğıtım ola-
naklan işçilen, kendi haklı çıkarlannı
"sjstemin" içınde aramaya ıtti. Üstelık
Ingıltere gibi ülkelerde işçi partileri güç-
leameye başladı. Anayasal sistem için-
de sorunlara çözüm arama olanaklan
doğdu.
Sovyet Rusya, Batı'dakı sistemı ken-
di ideolojisi doğrultusunda çökerteme-
mişn. Kısacası, Sovyet Rusya Batı'yı,,
Batı'da yenemedi. Bu nedenle Sovyet-
ler gözlerini "DoğıTya, Batı'mn en za-
yıf olduğu yer olan "Doğu" ya çevirdi-
ler. Batı, Doğu'da zayıftı, çünkü orada
Batı sömürgecı idi. Doğu'nun uluslan-
ru, halklannı baskısı altında bulunduru-
yor, onların topraklannda hüküm sürü-
yordu. Sovyetler'in "madura" ulusla-
n, halklan Bakû'da toplantıya çagırma-
sının temel nedeni buydu. Ancak bir çe-
lişki de buradaydı, çünkü Sovyetler Çar-
lık Rusya'nın hüküm sürdüğü ve Aze-
riler, Türkmenler gibi çeşitli uhıslann top-
raklarından aynlmak niyetinde değil-
lerdi.
Sovyetler gelişmiş Baü ülkelerini "Do-
ğıTdayenecekti. Eylül 192O'de Bakû'da
toplanan kongre, Doğu'nun sömürülen
halkına Sovyet rejimini özendirme ama-
cını taşıyordu. Batı Sovyet rejimini dış-
lıyordu. tngiltere, Amerika, Polonya gi-
bi ülkeler Rusya'ya askeri müdahaleler-
de bulunuyorlardı. Sovyetler hiç olmaz-
sa Kafkas sınınnı ve gelecekte Boğaz-
lar'ı da güvenceye almak amacıyla Ana-
dolu'da başlayan kurtuluş hareketinı des-
teklemeye yöneldiler, TBMM hüküme-
tının de Sovyet Rusya'dan gelecek yar-
dıma ve Kafkaslar'da banşa gereksini-
mı vardı. Rus sınınndan katırlarla altın
taşıdıklannı rahmetli Fahri Bekn Pa-
şa'dan duymuştum.
Kuşkusuz Sovyet Rusya için amaç bir
süreç ıçinde Anadolu'dâ benzer bir re-
jimin gerçekleşmesıydi. Ancak, Musta-
fa Kemal daha ilk aşamada, Sovyetler'le
üışkılenn hangı ilkeler doğrultusunda iyi
gelişebileceğini açıklamıştı.
Milli Mücadele'nin en kritik bir dö-
nemınde, iç isyanlann yayguı olduğu
\ e henüz düzenli bir ordu lnırulamadı-
ğı bir dönemde, Ağustos 1920 tarihın-
de TBMM'de yaptığı bir konuşmada,
aynı yılın eylül ayında, Sovyet Rusya ta-
rafından Bakû'da düzenlenecek olan
kongreye o aşamada TBMM'nin davet
edilmemiş olup davetlerin bazı kişilere
gönderilmesi üzerine Mustafa Kemal
özetle şöyle konuşmuştur: "Bizülkemi-
zi\e onun bağunsızhğını kurtarmak için
yola koyulduğumuzda yalnızca kendi
görüşlerimize ve kendi gücüinuze da-
yandık. Hiçbir kimseden ders almadık.
Bizûn prensipierimiz Botsevik prensip-
kri değüdir. \e Bolşevik prensiplerini
uhısumuza kabul ettirmeyihiç düşünme-
dik. Bu doğrultuda hiçbir girişimde bu-
lunmadık. Biz kendi görüşlerimiz, ulu-
sumuzun kendi birikimi kendi özellik-
leri doğrultusunda hareket ettik ve ha-
reket edijoruz. Bizün görüşümüzün da-
yanağı halkçılıknr. Gücün, egemenliğin,
yönetimin halkm elinde bulunmasıdu-."
1 Mustafa Kemal'inbusözleri "ideolo-
jik bağunsıznğr da içeren bir tam ba-
ğımsızlık anlayışıdu-. Öte yandan, 16
Mart 1921 Moskova Andlaşması'yla
Sovyet hükümeti ve TBMM birbirleri-
ni tanıdıklannı belgelemışlerdır. tkı dev-
let arasında başlayan iyi ılişkiler Kurtu-
luş Savaşı yülanndan cumhuriyetin ilk
dönemlerine de taşınmış; ancak özel-
likle II. Dünya Savaşı'ndan sonra Soğuk
Savaş döneminde çeşitli nedenlerle bu
ilişkiler bozulmuştur.
1990 sonrası gelişmeler Rus-Türk iliş-
kilennde yeni bir sayfa açmıştır. Bu ye-
ni dönemde Rusya ile Türkiye Kafkas-
lar'da, Orta Asya'da ve hatta Balkan-
lar'da rekabete, "roenfaat" çelişkilerine
gırmişlerdir.
Önemli olan ne Rusya'nın ve ne de
Türkiye'nin birbirlerini "hasnn" gör-
me gibi şartlanmalara meydan verme-
meleridir. Tam tersıne iki ülke arasında-
ki akılcı ılişkiler "Mavi Akun" gibi or-
tak "menfaattar" projelenni çoğaltmak-
tu-. Duygulann değıl, aklın egemen ol-
ması ılışkılenn sağlıklı, banşçı ve hat-
ta üretken olmasını sağlayacakür.
Sorun Çok! Umar Yok mu?..
tsmet KEMAL KARADAYI Emekli Cumhuriyet Savcısı
_ • . nsanı hayvandan
I ayıran özelliklerin
I başında, onun onu-
I ru ve utancı vardır.
JL- Kişilerden, kuruluş-
lardan, devletten, nereden
gelirse gelsin, terör, kıyım,
işkence ve her türlü key-
fı, zorba davranış, insanın
'insanca yaşama hakla-
n'na, onuruna aykındır..
Öte yandan, yasalann uy-
gulanırhğmdaki doğrula-
rı -da, yanhşlan da sis-
tem'in belirlediği bilin-
mekte.... Ne var, yöneten-
lerin sitemi, yine de sis-
tem'e değil, bize yönel-
mektedir. Ve onlann uygu-
ladıklan her yanlış sürek-
li olarak bizleri hırpala-
makta. üzmekte... Huku-
ku "insan haklan' gerçe-
ğinden, çağdaş aydınlan-
manın özgür ve laik dü-
şünce uygulamalanndan
uzak tutarsak, yasalan top-
lumlann kendi zamanla-
nndaki gereksinmelere uy-
gun ve nesnel kılmazsak,
içinde bulunduğumuz bir-
liktelik gemisinı batmak-
tan kurtarabilir miyiz? Hu-
kuk devlerinin yolu, top-
lum dinamiklerini göz ar-
dı etmemiş olan hukukun
üstünlüğü düşüncesinden
geçmez mi, geçmesin mi?..
Bu kısa girişi, kazandı-
nınlar ve başanlarla dolu
olmasını dilediğim yeni
Adli Yıl nedeniyle, huku-
kumuzun sorunlu birkaç
konusu üzerinde söyleş-
mekiçinyaptım.
Yargüıklar: Ve öncelik-
le de büyük kent yargılık-
lan!.. Hani şu, 'saray lany-
la îstanbul, Ankara, Iz-
mir'dekilerfilan... Adalet
Bakanlığı, oralann nere-
deyse her semtine, adale-
tin halk hizmetindeki bi-
rikimli külfetlerinin azal-
tılması amacıyla mı ney-
se, nice yapılar kiralayıp
mahkemeler kurmuştur..
Bu uygulama bence ya-
rarh olmamıştır. Çünİcü:
Günümüzde biryerden bir
yere ulaşım kolaylaşmış-
tır, bir... Her semte bir ad-
liye kuruluşunun devlete
maliyetini düşünmek ge-
rekir, iki.... Yargıç, savcı
açığı çok, üç... öyle ise
'hizmet a\ağa' götûrülür-
ken dağınıklığa. savurgan-
lığa yer venlmemelidir...
Aravermder: Burada da
öncelik, şu bılinen bir bu-
çuk aylık 'adli tatü'de .
Sonrasında, yılbaşı sayım
ve dosya devirleri nede-
niyle bir aya yakın, yargı-
lamayı durdurma eylemin-
de... Birincisinin gerekçe-
sinde, elli-aitmış yıl ön-
celennin köylü üretimle-
ri ve ulaşım güçlükleri söz
konusuydu. Ya şimdi?..
Hiç de gerek kahnamıştır
bence böyle bir uzun ara-
vermeve. Hele de onca
MAIJA PLISETSKAJA's
IMPERIAL RUSSIAN BALLET
Artistik Diıvktör ve Bcış Balet
Gediminas Taramfa
Sheherazade
Bolero
Polovtsian Dcınces
ÎSTANBUL SATIŞ NOKTALARI:
Mydonose Call Center gişeleri
(Hergün saat: 10:00-22:00 arası):
Akmerkez, Mayadrom, Capitol,
Galleria, The Marmara Oteli,
Mydonose Shovvland (Gosıe.-i oncesi)
AFM Sinemaları: Akmerkez,
Teşvikiye. Carousel, Pyramid
Tur operatörleri: VIP Turizm
Seyahat Merkezleri.
Kolon Tour (0212) 284 54 57
İnternet üzerinden bilet satışlarımız
başlamıştır:
www.mydonose.com.tr
P O R L A N D
P O R S E L E N
Sunar
170 kişilik dev kculro
60 kişilik Senfoni Orkestmsı
50 kişilik koro
5-8 Ekim 2000
Mydonose Shovvland'de
Bilet fıyatları,
17:00seansında
5-7-10ve 15milyonTL,
19:00 ve 21:00 seanslarında
10-15-20 ve 28 milyon TL'dir.
bayramlar varken. Yıllık
izinler ne güne duruyor?.
'Ceciktirilmiş adalet hu-
kuku zedeler' diyoruz.
'AdütatiT uygulaması kal-
dınlmalıdır...
Uzmanlık: Çağımızın
yoğun ve kanşık öteki'le-
rinde olduğu gibi, yargı
bölümünün içeriğinde de
yetişkinleşmek, uzman-
laşrnak gerekir, zorunlu-
dur. Genel kültürle birlik-
te kendi dallannda uzman-
laşma kaçınılmazdır... Ce-
za, hukuk, ticaret, trafık,
kaçakçılık, döviz, icra, ba-
sm, çocuk, iş, devlet gü-
venlik... Ve bir başka sıra-
lamada sulh, asliye, ağır
ceza, kurulması düşünülen
istinaf... Sonra üst yargı-
lıklar: Yargıtay, Danıştay,
Sayıştay, Askeri Yargıtay,
Anayasa Mahkemesi...
Şunlan öneriyorum: a. Uz-
manlık deyişi, kendi da-
hndaki bilgi donammı, yet-
kinlık anlanunda kullaml-
malı; hiçbir kişi ve kuru-
luşa ayncalıklı ün, ünlem,
üstünlük getirilmemeli-
dir... b. Uzmanlaşmış gö-
revli, suç, sağlık ve istek
dışmda görev ve yer deği-
şikliğine uğratılmamalı-
dır... c.
l
Adh" koOuk' kurul-
mahdır. d. Yargıç adayla-
n da içinde, cezaevi ve
adalet çalışanlan kurslar-
dan, sınavlardan geçiril-
melidir. e. Yargınm tam
bağımsızlığı için, seçim
ve atama, yükselme ve yer
değiştirme. cezalandırma
ve ödüllendirme gibi 'öz-
hîk' işlerinde Adalet Ba-
kam, Müsteşar, Cumhur-
başkanı yetkileri kullanıl-
mamahdır...
F tipi cezaevleri: 'Ceza-
evlerinin dramı'nı çok ön-
celeri yazmıştık. O, sürü-
yor, şimdi daha büyük...
Tütuklu ve hükümlülerin
erkek, kadın, çocuk; me-
mur, yabancı, politikacı,
terörist, hasta, mafya ya
da çete bağımlısı gibi ay-
runlan doğal... Doğal olan
bu aynmlar, yine de insa-
nın ruhsal ve toplumsal
yapısma üygun tutulma-
lıdır... Peki şurada 'F tipi
hücre'ler nedir?. O 'hüc-
re'lere 'oda' diyebilir mi-
yiz?. O tür uygulamalan,
Cezaevleri Tüzüğü'nü di-
siplınel iıücrecezası' ile bir
tutabilir miyiz?. Sözüm
ona 'armma'dan söz edi-
liyor... İnsan, nasıl annır,
insanhğından uzak tutul-
duğunda, toplumsal var-
lık' dışına itildiğinde?..
'Zindan'ın o her türlü
'zulm'üyle iyileştirme,
topluma yeniden kazan-
dırma sağlanabılir mi?.
Hem, bakalım her görev-
li ve yetkili aynı iyi ni-
yet'i, eğitilmişliği taşjya-
bilir mı? TMY'nin 16/2
maddesi neden değiştiril-
mez ya da kaldınlmaz? Şu
ileri sürülen kitaphklar,
spor alanlan, kantinler, ha-
valandırma yerleri filan,
eğitimli hangi görevlinin
gözetıminde olacak, 'gös-
termeük' olmaktan ne de-
rece çıkacaktır? 'F tipi',
İena'bk ve 'eza' götürme-
melidir...
Genel bağış (af): Geç-
miş yıllar sorusunu yine-
liyorum: 'Ulusal huzur'u
sağlayacak olan bir genel
'devlet baba bağışı'nın za-
manı gelmedi mi, geçmi-
yor mu? Politik çıkar ve
oyunlara ne gerek var?..
'Mağdur' edilenler konm-
sun, zararlan giderilsin...
Hükümlü yakınlan da yı-
kılmasın. 'cezalann Idşi-
seDiği' ilkesi uygulansın. ..
Aşamalı, koşullu düzen-
lemelergetirilsin... Hangi
kapsamdaysa, ileriye yö-
nelik çok yanlı genel 'te-
şekkûr' bağışı (affı), bir
an önce, büyük bağışlann
büyük banşlar getireceği
düşüncesiyle, BMM açıhr
açılmaz çıkanlmalıdır...
:;•; 335 9 335
B@NUSCARD
katkılarıyia. www.mydonose.com.tr
BAYBURT ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 2000,136
Davacı DSİ Genel Müdûrlüğû vekilleri Av. Hikmet
Bekar ve Av. Nejat Polat tarafmdan davalılar Şûkran Kı-
lıç ve müşterekleri aleyhine mahkemetnize açılmış bu-
lunan tescil davasının yapılan açık duruşması sırasında
verilen ara karan gereğince,
Davacı vekilleri mahkememize vermiş olduğu dava
dilekçesinde Bayburt ili, Merkez Çiğdemtepe köyünde
kâin 153 parsel no'lu ve istimlak evrakında 72 parsel
numarası ile gösterilen taşınmazda 2.300 m2'lik kısmın
davacı idare adına tescilini talep etmiş olup Bahçeliev-
ler 4. Cadde 130/10 Emek-Ankara adresinde ikamet et-
mekte olan Şükran Kılıç ve Hande Arzu (Arzu) Büyük-
limanlı ile Bayburt ili Merkez Çiğdemtepe köyünden
Sevinı Büyûklimanlı, Mustafa Büyüklimanlı, Demet
Büyûklimanlı, Ayten Büyûklimanlı, Ülker Büyûkli-
manlı, Leman (Liman) Büyûklimanlı, Şafak Büyûkli-
manlı ve Volkan Büyüklımanh'nın tüm aramalara rağ-
men adresleri tespit edilip davetiye tebliğ edilemedigin-
den ilanen tebliğine karar verilmiş olup duruşmanın bı-
rakıldığı 16.11.2000 günü saat 09.00'da duruşmada ha-
zır bulunmalan veya kendilerini bir vekille temsil ettir-
meleri, duruşmada hazır bulunmadıklan ve kendilerini
de bir vekille temsil ettirmedikleri takdirde duruşmala-
nn yokluklannda yapılıp karara bağlanacağı hususu
HUMK'nin 213 ve müteakıp maddeleri gereğince dave-
tiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 53800
PENCERE
bvşanaKaç,TanyaiıtL
îstanbul Üniversitesi'nin açılıştöreni. Rektör Ke-
mal Alemdaroğlu konuşuyor:
"- Ûlkemizde anüdemokratik bir Islam devletikur-
mayı hayal edenler, insanlanmızın tertemiz dini
duygulannı sömürerek ve laik devieti zorbalıkla
suçlayarak, demokrasi postuna bürünmüş bir ir-
ticai hareketi ulusumuza dayatma eylemine girmiş-
lerdir."
Vay sen misin bunlan söyleyen!..
Törene katılan Turizm Bakanı ANAP'lı Erkan
Mumcu söz alıyor, öfkesini burnundan soluyarak
şu sözlerte kürsüden rektöre çatıyor:
"- Bilim kunımlan olan üniversitelerin Cumhu-
riyeti korumak ve kollamak konusundaki duyariı-
lıklan Türk Silahlı Kuvvetleri ile aynı üslupta ola-
maz. Üniversite düşünce ve ifade özgûriüğünü
savunmalıdır."
•
Demek ki:
1) Üniversite ile ordu, Cumhuriyeti korumak ko-
nusunda bir olamazlar.
2) Üniversite düşünce ve ifade özgûriüğünü sa-
vunmalıdır.
Sonuç: ""*» '
3; Ordu özgühüklere karşıdır.
Kızmaya gerek yok!..
Bakan Bey böyle düşünüyor.
•
Avrupa, partamenter sistem diye biryönetim bi-
çimi icat etmiş; kör topal 82 Ânayasası'nda da
yazdığı üzere sistem şöyle işler.
1) Halk bir meclis seçer.
2) Meclis hükümeti seçer.
3) Hükümet ülkeyi yönetir. j
Cllkede olanbitenden hükümet sorumludur.. !
Üniversite rektörieri değil.. j
Ordu da değil. '
Bugün Türkiye'de "düşünce ve ifade özgüriü-
ğü" yoksa, kim sorumludur?..
Hükümet sorumludur.
Demokrasi yoksa kim sorumludur?.. ı
Hükümet sorumludur. •
Yani?..
Bakanlar Kurulu'nda ANAP'lı Erkan Mumcu'nun
da bulunduğu 57'nci hükümet sorumludur.
Rahmetli Şinasi Nahit'in ünlü bir sözü var ;
"Bu memleket uzun laftan battı."
Sen Bakansın, ama, ne yetkini kullanırsın, ne de
sorumluluöunu bilirsin; Ankara'da demokrasi ya-
pacağına, lstanbul'a gelip bir törende kürsüye çı-
karak rektöre ve orduya çatarsın.
Ne için?..
Gerçek bir demokrat olmadığın için..
Irticaya göz kırptığın için..
•
ANAP'lı Turizm Bakanı Erkan Mumcu demokra-
si mi istiyor?.. Bakanlık koltuğunda oturduğu 57'nci
hükümet parlamentoda çoğunluğa sahip!.. Çıka-
racaklan yasalara Rektör Alemdaroğlu engel da-
maz.
Bakan Bey, Istanbul'da orduya çatacağına An-
kara'da 12 Eylül yasalannı değiştirse ya!..
Türkiye'nin yanm yüzyıllık dramı bu!.. Çok par-
tili rejimde merkez sağ irticaya sürekli göz kırpa-
rak koltuğa oturdu ve işte ülkemızin hali pür me-
lali!..
Peki, bu aldatmacanın sonu ne zaman gele-
cek?..
Yoksa gelmeyecek mi?.. ' \,
S :
*ML
Sevgili Sedat
Seni seviyoruz
ve özlüyoruz.
TÜREL AİLESİ
ANKARA 15. İCRA
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
İLAÎSENTEBLİGAT
Dosya No: 2000/2514
Alacaklı veküi: Akbank T A.Ş vekilı Av. Hikmet Erko-
yuncu. Strazburg Cad. 25/9 Sıhİnye/Ankara.
Borçhı: Uğur Eryılmaz, Kennedy Cad 127/8
G.O.P/Ankara.
Borç miktan: 475.358.322- TL'nin icra masran, avukat
ücretı, yüzde 105 faızin, yüzde 5 faizin gıder vergisi ile
bırukte tahsili (fazlaya ilişkin haklannuz saklı kalmak
kaydı ile)
Müstenidi: Kredi kartı sözleşmesi.
Ödeme emri borçluya tebliğ gönderilmiş, bila tebliğ
dönmesı üzenne borçlunun emniyet kanalı ile adresinın
tahkik edılmesı ıstenilmiş, borçlu adresi emniyet müdür-
lüğünce de bulunamaması üzerine ödeme emrinin ilanen
yapümasına karar verilmiştir.
Işbu ödeme emrinın ilan tarihınden ıtıbaren borcu ve ta-
kip masraüaruu kanunı süre olan yedı güne on beş gün ıla-
ve ederek 22 gün içinde ödemeniz, (teminatı vermeniz),
borcun tamamına veya bir kısmına veya alacaklının taki-
bat icrası hakkına daır bir itirazınız varsa, senet altındaki
unza size aıt değılse yine bu 22 gün içinde aynca ve açık-
ça bıldirmeniz, aksi nalde icra takibinde bu senedin sizden
sadu- olmuş sayılacağı, imzayı reddeth'ğiniz takdirde mer-
cii önunde yapılacak duruşmada hazır bulunmanız, buna
uymazsanız vâki ıtırazınızın muvakkaten kaldırüacağı, se-
net veya borca itirazınızı yazıh veya sözlü olarak icra da-
iresine 22 gün içinde bıldırmediğınız takdirde aynı müddet
içinde 74 madde gereğince mal beyanında bulunmanız,
aksi halde hapisle tazyık olunacağınîz, hiç mal beyanında
bulunmaz ya da hakikate aykın beyanda bulunursanız ha-
pisle cezalandınlacağııuz, borç ödenmez veya itiraz edil-
mezse cebri ıcraya devam edileceği, takıbe itiraz ettiğiniz,
takdirde, ıtırazla bırlıkte tebliğ giderlenni ödemeniz aksi
halde itiraz etmemiş sayılacağınız ihtar olunur. 22.09.
2000. Basın: 54117
BAKIRKOY 4. SULH HUKUK
MAHKEMESt HÂKİMLİĞl'NDEN
Dosya No: 2000,445
Edirne Keşan Beyendik köyü, Aydoğan Mah. CUt:
0012, Kütük: 0026'da nüfiısa kayıtlı bulunan Hasan ve Be-
hiye'den olma 30.8.1946 doğumlu Sabri Işbılır'in aynı ha-
nede nüfusa kayıtlı Sabri ve Fatma'dan ohna 1971 doğum-
lu Musa tşbilir'e MK'nuı 355. md. uyannca vasi olarak
atanmasına karar verildiğinden ışbu karara itırazı olanlann
kanunı süresi içinde mahkememize müracaatta bulunma-
lan herhangi bir itiraz vakı olmadığı takdirde hükmün ay-
nen kesınleşmiş sayılacağı ılan olunur.
Basın: 53211