Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 EKİM 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
JUon Birdal,
AFde
• BRÜKSEL(AA)-
tnsan Haklan Demeği
(ÎHD) "Onur Başkanı"
Akın Birdal, Brüksel'deki
Avnıpa Parlamentosu
Tesisleri'nde düzenlediğı
basın toplantısında,
Türkiye'nın AB raylanna
oturduğunu, artık bu
trenin hareket etmesini
beklediklerini söyledi.
TBMM ile Avrupa
Parlamentosu arasında
diyalog organı olan
Karma Parlamento
Komisyonu'nun
Eşbaşkanı ve Yeşiller
Grubu üyesi Fransız
Daniel Cohn Bendit ve
IHD Başkanı Hûsnü
Öndül ile birlikte ortak
basın toplantısı
dûzenleyen Birdal,
Helsinki'de Tûrkiye için
yeni bir süreç başladığını
ve ortaya bir yol hantası
konulduğunu söyledikten
sonra "cezaevlerinin
genel afla boşaltılmasını"
istedi.
FPTHerden
zlyaret
• ANKARA (AA)-
Fazılet Partısı Mılletvekili
Yasın Hatıpoğlu, Filistin
halkının mücadelesine
saygı duydııklannı,
destek verdiklerini
belirterek Tûrkiye
Cumhuriyeti'nin de
kuruluş aşamasında
zorluklar çektığını ve
baskılara maruz kaldığını
hatırlattı. Hatıpoğlu,
"Hiçbir nimet kûlfetsiz
olmuyor" diye konuştu.
Yasin Hatıpoğlu ve Prof.
Dr. Oya Akgönenç
başkanlığında, FP
milletvekıllerinden
oluşan bır heyet,
Füistin'in Ankara
Büyûkelçisi Fuad Yasin'i
ziyaret etti.
akşamyemeği
• ANKARA (AA)-
MHP'libazı
milletvekilleri ve
bakanlar, TBMM
Başkanı seçiminin
ardından akşam
yemeğinde bir araya
geldiler. Hacı Baba
Restoran'daki yemeğe
katılan Devlet Bakanı
Faruk Bal, TBMM
Başkanı seçiminde
MHP'li Ömer Izgi'nin
kazanmasını
değerlendirirken
Meclis'in hûr iradesini
ortaya koyduğunu ve
MHP'li adaya teveccûh
gösterdiğini söyledi.
Yemeğe, Bal ve Aydın'ın
yanı sıra Tanm ve
Köyişleri Bakanı Hüsnü
Yusuf Gökalp ile yaklaşık
60 milletvekili katıldı.
Tûpban eytami
Wtıı
• ERZURUMÇAA)-
Atatûrk Üniversitesi
Hahiyat Fakültesi'nde
derslere girmeyen
türbanlı öğrencilerin
başlattıkJan oturma
eylemi sona erdi. Rektör
Prof. Dr. Yaşar
Sütbeyaz'ın, "Kılık-
Kıyafet Yönetmeliği"nin
tavizsiz şekilde
uygulanması yönûndeki
talimatıyla, llahiyat
Fakültesi'nde okulun
başlamasıyla birlikte
türbanlı olarak derslere
girmek isteyen öğrenciler
okula ahnrnadılar. Bunun
üzerine, llahiyat
Fakültesi'nde bir grup
tûrbanlı öğrenci, fakülte
binası önûnde 15 gûn
önce oturma eylemi
başlattı. Öğrenciler
eylemlerine dûn son
verdiler. Fakûlte
yetkililerinden alınan
bilgiye göre, öğrencilerin
devamsızlık haklannın
sona ermesı nedeniyle
374 kız öğrenciden
243'ünûn tûrbanını
açarak derslere gırdiğı
kaydedildi.
Demirel'in sağ kolu Karabulut, Egebank soygununun ayrintılannı anlattı
irkeüere kredi aktarcbk'ANKARA (Cumhurlyet
BÜrOSU) - Yahya Murat De-
mirel'in sağ kolu olduğu belir-
tılen Aykut Karabulut, para-
van şırketlere kredi aktardıkla-
nnı itiraf etti. Karabulut, kredi
aktanlmasında en biiyük par-
çanın 35 mılyon dolar ile Vir-
gin Adalan'ndaki Yonne ve
Dina şirketlerine verildiğini
belirtti. Karabulut, şirketlere
açılan kredi sözleşmelerini
Demirel'in talimatıyla yardım-
cısı Kevin Hood ile birlikte
imzaladıklannı söyledi. Ege-
bank'tan Bankekspres'e bağlı
4 firmaya 30 milyon dolar ak-
tanldığını belirten Karabulut,
karşılığında da bu bankadan
Demirel'e ait 8 şirkete kredi
verildiğini açıkladı.
R
üştü Saracoğlu, Yahya Murat Demirel
döneminde Egebank'tan aldığı 500 bin dolar
kredi ile ilgili dün îstanbul DGM Savcısı 'na
sanık sıfahyla ifade verdi. Rüştü Saracoğlu, 3
gündiir ifade verecek merci aradığını söyledi.
Eski ekonomıden sorumlu
Devlet Bakanı, eski' Merkez
Bankası Başkanı Rüştü Sara-
coğlu, Demirel döneminde Ege-
bank'tan aldığı 500 bin dolar
kredi ile ilgili olarak dün îstan-
bul DGM Savcısı'na sanık sıfa-
tıyla ifade verdi.
Kasırga operasyonunun fîra-
ri kilit isimleri arasında yer alan
ve önceki gün îstanbul da gö-
zaltına alınan Aykut Karabulut,
dün adli tabiplikteki muayene-
sinin ardından DGM Savcılı-
ğı'na çıkanldı. Soruşturmayı
yürüten DGM Cumhuriyet Sav-
cısı Nuh Mete Yüksel tarafın-
dan sorgulanan Karabulut, Ege-
bank'ın hortumlanmasının ay-
nntılannı anlattı. Karabulut'un
Demirel 'e ait paravan şirketlere
aktanlan kredi sözleşmelerini
hazırladıklanm ve kendisinin de
ımzaladığını kabul ettıği öğre-
nildi. Karabulut, "Sözfeşmderi
hazuiadıktan sonrayönetim ku-
ruiunun onayına sunardık, ku-
ruhın onayı ohnadan kredi ko-
nusunda herhangi bir işlem ol-
ması söz konusu olamaz. Aynca
imza konusunda sadece ben de-
ğfl,off-shorebankaahğmdan so-
rumlu eski Genel Müdûr Yar-
dıması Kevin Hood'un da imza
yetkisi vardır" dıye konuştu.
Egebank Off-Shore Bankacı-
Memnr-Sen Genel
BaşkanıFatihUğurhı
ve yönetim kuruhı
ü i B
y
yenideıı genel
başkanhga
içinCHP'yezryarette
botundular.
Hâkümetm ekonomi
potitikasmı efeştiren
Uğartu,CHP'niQ
parfaunentoda
buhınmsyı
hbsettiklermi söyledi.
(Fotoğraf: AA)
Baykal, Uluğbay 'ın intihargirişiminin Egebank ile ilgili olduğunu ilerisürdü
'^blsuzluk 6 ay gizlendi'ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal, Egebank yol-
suzluğunu hükümetin 6 ay boyunca gizle-
diğinı iddıa ederek bu olayuı siyasi uzan-
tılannın açıklanmasını istedi. Dönemin Ha-
zine'den sorumlu Devlet Bakanı Hikmet
Uluğbayın intihar girişiminin Egebank
yolsuzluğuyla ilgili olup olmadığını öğren-
mek isteyen Baykal, "Sayın U- mmmm^^^
hıgbay'ı 5 gûn içindeintihar gj-
ri^mine sevkeden oiay6 ay bo-
yunca Idmseyi rahatsız etmedi
sına yansıyan bölümlerinin dışında çok da-
ha başka yönleri bulunduğunu belirten
Baykal, "BizTürkiye'deki siyasikadrolann
baotayiardakisonımhıhığanuntartışıima-
sun istiyoruz" dedi.
Baykal, "çoksaygmvedeğerli bir devlet
adamı" olarak nitelediği Uluğbay'ın inti-
har girişimiyle ilgili olarak hâlâ kamuoyu-
mi" sorusunu yöneltti.
Memur-Sen Genel Başkanı
Fatih Lğurfaı ve yönetim kuru-
lu üyelen, dün CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal' ı genel
merkezde ziyaret ettiler. Baykal, kabulde
yaptığı konuşmada hükümete Egebank
yolsuzluğuyla ilgili olarak ağır suçlamalar
yöneltti. Türkiye'nin cumhuriyet tarihinin
en büyük yolsuzluk skandahyla çalkalan-
dığım belirten Baykal, toplumun bu skan-
dalın polis-adliye yanlanyla meşgul edil-
diğini söyledi. Egebank yolsuzluğunun ba-
HP lideri Baykal, Egebank yolsuzluğunun
basına yansıyan bölümlerinin dışında çok
daha başka yönleri bulunduğunu belirterek
"Biz Tûrkiye 'deki siyasi kadrolann bu olaylardaki
sonımluluğunun tartışılmasım istiyoruz " dedi.
c
nun tatmin edilemediğine dikkat çekerek
"Bankalar yeminK murakıplar raporunun
kendisine gekfikten 5 gûn sonra intihar gi-
rişiminde buinnmasınm bir rasdantı olup
olmadığını öğrenmek istedikJerini" vurgu-
ladı. Bu konuyu Uluğbay'dan sonra gelen
bakanlann takip edip etmediklerini de öğ-
renmek isteyen Baykal, "Demokratik bir
ûlkede bu tfir sorularm yamtnz
mûmkön değfldir. Abdülhamit döneminde
bfie böyle yokuzhıklar yamtszz kahnamış-
ör. Ben bu sorularm cevabmı bumek istiyo-
nun" diye konuştu.
CHP lideri Baykal, hükümete yönelttiği
sorularla ilgili olarak şunlan söyledi:
-23 Haaran 1999'da EgebankiailgHİ ra-
por siyasi otoriteve intikal edi-
" yorve21Aralık'a kadar hiçbir
şey yapılmryor. 6 ay boyunca
gizteruyor. Demokratik bir ül-
kede 1 gûn gedkse çok ağır he-
sap soruhır. Saym Uluğbay in-
tihar girişiminde buhınmak
• zorundakaku.Bubirduyarn-
hğm yansımasıdır. 5 gönde sa-
ym Uluğbay'ı intihar girişjmine sevk eden
rapor 6 ay boyunca Idmseyi ranatsız etme-
di mi? Gönfil isterdi ki bunun hesabı parla-
mentoda sorubun."
Baykal, memur maaşlanna yapılan yüz-
de 10 oranındakı zamma da tepki göstere-
rek "Arbk kemer sıkma gerkk kakh, şjm-
di boğaz aküryor" diye konuştu.
Savcdar Sümerbatık dosyasına el attı
îstanbul Haber Servisi- Yöne-
timi, Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonu'na (TMSF) devredilen
bankalardan Egebank'la ilgili
dosyadaki incelemeleri tamam-
layan Şişli cumhuriyet savcılan
Medt Ceytan ve ARan Gûnay-
dın, Sümerbank dosyasına el at-
tı. Egebank'taki off-shore he-
saplardan 86 milyon doların
zimmete geçirilmesiyle ilgili
dosyayı ise dün îstanbul
DGM'ye göndererek "Teşekkül
halinde zmunet" suçundan yü-
rütülen soruşturmayla birleşti-
rilmesini sağlayan Ceylan ve
Günaydın, bugün de yönetimi
yine TMSF'ye devredilen Sü-
merbank dosyasını ele aldılar.
Savcılann, daha önce başlatılan
soruşturma kapsamında Sümer-
bank'tan usulsüz kredi verilme-
siyle ilgili dosya üzerindeki ça-
lışmalan sırasında, Şişli Adliye-
si'nin bir günlük aradan sonra
yeniden hareketlenmesi bekle-
niyor.
Ankara 7. Asliye Ticaret
Mahkemesi, TMSF avukatı Di-
lek Tubay'm başvurusu üzerine
25 Ocak 2000 tarihinde Sümer-
bank'ın ortaklan Kasnn Gari-
poğlu, Hayyam GaripoğhL, Ni-
zam Garipoghı ve Handan Gü-
leç hakkında yurtdışma çıkış ya-
sağı vermişti.
lık Genel Müdürü Aykut Kara-
bulut, kredi aktanmlannda en
büyük payı 35 milyon dolar ile
Vırgin Adalan'ndaki Yonne ve
Dina şirketlerinin aldığını itiraf
etti. Karabulut. Bankekspres'in
Egebank'tan 30 milyon dolar al-
dığun, bunun karşılığında da
DemireFe ait 8 şirkete para ak-
tanldığnıı söyledi.
Sorgusunun ardından DGM
Savcısı Nuh Mete Yüksel, Ka-
rabulut'u tutuklanması istemiy-
le 1 No'lu Nöbetçi DGM'ye
sevk etti. 1 No'lu Nöbetçi DGM
Yedek Hâkimi Rüstem Çiloğhı,
KarabuJut'u "çıkar amaçlı suç
örgütüne üye ohnak" suçlama-
sıyla tutukladı. Karabulut, An-
kara Merkez Kapalı Cezaevi'ne
konuldu.
Karabulut'un da ceza-
evine gönderümesiyle Ka-
su"ga operasyonunda tu-
tuklananlann sayısı 11'e
yükseldi.
Ifadelerdeid
Karabulut
Aykut Karabulut'un adı
Demirel ile birlikte tutuk-
lanan Gökalp Baştürk'ün
yedek hâkimlikte verdiği
ifadede geçmişti. Baştürk,
ifadesinde şunlan söyle-
mişti:
"Bankanın saün ahn-
masmdan sonra Demirel
ile görûşmelerimiz oldu.
Demirel'in Egebank'ı sa-
ün ahnasından sonra Kıb-
ns'ta Egebank'ın oftshore
şirketi kurmasında her-
hangi bir çalışma yapma-
dnn. Sadeceşirketin kurul-
masından sonra yurtdışın-
da buhınan Dina ve Yonne
isimli şirkeüere kredi açü-
ması sırasuıda, bu şirket-
lerden vekâHname akfam.
Şirketfcrin Isviçre'deki
UBS Bank'tald besaplan-
nın detaylannı akhm ve bu
detaylan Off-Shore Genel
Müdürü Aykut Karabu-
lut'a biktirdim. Karabulut,
bunun ûzerine şirketier
adma kredfleri Isviçre'deki
banka hesabma gönderdL
Paranın yatmış olduğunu
görûnce şirkeüerden akb-
ğun vekâletle Turldye'de
Sümerbankve tkrisat Ban-
kası'nda bu şirketier adı-
na hesap acordun. Şirket-
ierde bu hesaplara parala-
n gönderdiler."
'Geriödedim'
Saracoğlu, savcılığa
verdiği ifadesinde Ege-
bank'tan aldığı krediyi ge-
ri ödediğini, ancak banka-
nuı yeni yönetimi ile bu
konuda mahkemeye yan-
sımış bir ithilaf durumu ol-
duğunu belirtti. Gazetele-
rin 5 gündür kendısini
"Hnç ertiğüü" ve kendisi
için "kaçü" dediğini belir-
ten Saracoğlu, bu sırada 3
gün boyunca ifade verecek
merci aradığını öne sürdü.
Mali şubeye mi, yoksa Şiş-
li Cumhuriyet Savcüığı'na
mı ifade vereceğini bile-
mediğini savunan Sara-
coğlu, tt
Ben buradayım.
Hiçbir yere kaçacak duru-
mum yok. Ben kredi akhm
da demiyorum, almadım
da demiyorum. Bu konu-
dald mnhatahım savadır"
diye konuştu.
IRMIKIAYDIN ENGİN aengin@doruk.nettr.
Farkında mısınız?
Bütün siyasi partilerin içinde
olupbitenlerdidikleniyor; par-
ti içi demokrasinin, parti içi hu-
kukun işleyip işlememesi ilgi
odağına oturuyor da söz Bü-
lent Ecevit'in Demokratik Sol
Partisi'ne PSP) gelince susu-
luyor.
Kuruluşunun ilk yıllarında
"Bu partide Ecevit ailesinin
dediği olur; onlann ı-ıh dedi-
ğine partide yaşam hakkı ta-
nınmaz" dendi ve bu veri ka-
bul edildi. DSP'de ne olursa
olsun "Eee, n'apalım, o parti
değil aile kuruluşu. Orada bi-
linen kurallar, ilkeler işlemez"
deniyor ve hiç bir şey denmiş
olmuyor.
Ecevit(ler)'in DSP'sinin de-
mokratikliği tartışmalı.
"SoHuğu daha da tartışmalı.
Bu satırlann yazarına göre D-
SP ne demokrat, ne sol.
Ama bu onun parti olması-
na engel değil. Son seçimler-
de en çok oyu, kan-koca Ece-
vit'ler değil, Demokratik Sol
Parti aldı. Üstelik o sadece bir
parti değil, bir "iktidarpartisi."
Başta Başbakan olmak üzere
hükümetin pek çok kilit baka-
Ne Demokrat, Ne Sol, Ama Parti
nı DSP'den milletvekili seçilip
Meclis'e girdiler.
Yani DSP bal gibi parti.
Ama DSP bal gibi parti ftlan
değil.
•••
Birkaç hafta önce iki sosyal
demokrattan, Kilrtçi Musta-
fa ile Ali Usta'dan söz eden
bir Tırmık yayımlandı. Ardın-
dan önce Istanbul'dan, sonra
yurdun dört biryanından faks-
lar, mektuplar, elektronik mek-
tuplar geldi. Hepsinin ortak
yanı tek cümlede özetlenebi-
lir: "Biz de..." diyorlardı, "biz
de birer Kilitçi Mustafa ve Ali
Usta'yız..."
Sonra da kendi "DSP'lilik
öyküleri"n\ anlatıyorlardı. Ne
tuhaf "Biz de birerKilitçi Mus-
tafa, birer Ali Ustayız" diyen-
lerin DSP'lilik öyküleri de şa-
şırtıcı bir benzerlik hatta öz-
deşlik taşıyor.
Hepsi de CHP'de başlamış
partili yaşamlarını, Ecevit'in
izinden DSP'ye taşımışlardı.
Hepsi de CHP'deki itiş kakış-
tan bıkmış, umutlarını büyük
ölçüde yitirmiş; müteahhrtler
partisine dönüşmüş bir sos-
yal demokrat partide "rant sis-
temi" ile savaşmak yerine
"rant vurgunu" yanşı yapıldı-
ğını görmüşler ve sosyal de-
mokrat ülkülerini DSP bayra-
ğı ve çatısı altında sürdürme-
yi yeğlemişlerdi.
DSP onlara sadece ve sa-
dece "dürüstlük" sundu ve
başka da bir şey sunmadı.
Salihli'den mektup yazan
bir "KilitçiMustafa", önce be-
nim bile unuttuğum bir Tır-
mık'tan Yevgeni Yevtuşen-
ko'nun dizelerini aktarmış:
"...Bir gün hatıriayıp utana-
cak çocuklanmız I Yiğitlik sa-
yıldığını doğruluk denen şe-
yin!.."
Sonra bu dizeleri DSP'ye
uyarlamış:
"Bir gün okuyup şaşıracak
çocuklanmız I Marifet sayıldı-
ğını dürüstlük denen şeyin!.."
Mektuptaki ince alayı elbet-
te fark ettiniz. Siyasetçinin do-
ğal niteliği olması gereken dü-
rüstlük, Tûrkiye toprağında
"marifet" değeri kazandı ve D-
SP salt bu niteliği ile binlerce
sosyal demokrat kadro ele-
manını, milyonlarca sosyal de-
mokrat seçmeni kazandı.
Ecevit'in dürüstlüğünden
kuşku duyan yok. DSP'nin
öteki ağır toplannın çoğunun
ayırt edici özelliklen de dürüst-
lük. Zekeriya Temizel, Hik-
met Uluğbay, Hikmet Sami
Türk, Ismail Cem, Sema
Pişkinsüt... Bu liste uzayıp gi-
der. Herhalde bu politikacıla-
nn kursağından haram lokma
geçmemiş, hiçbiri tüyü bitme-
miş yetim hakkı yememiştir.
lyi de, bu nitelikler ülke yö-
netiminin dizginlerini ele al-
mak için yeterti mi?
Dahası "dürüstlük" salt kir-
li para işlerine, vurgunculuğa,
hırsızlığa bulaşmamaktan mı
ibaret?
Parti içinde bırakınız de-
mokrasiyi, bırakınız siyasal
ahlakın doğal gereklerini, Si-
yasi Partiler Yasası'nın öngör-
düğü uygulamaları bile do-
lambaçlı yollardan aşıp parti-
yi, DSP'yi seçmiş özgür yurt-
taşlann yarış alanından, bir
atanmışlar örgütüne çevirme-
nin; atanmışların tepesinde
"karşı çıkarsan bir daha atan-
mazsın haaa "tehdidini sürek-
li sallandırmanın siyasal dü-
rüstlük bağlamında sorgulan-
ması gerekmez mi?
Adında "demokratik" ve
"sol" nitelikleri taşıyan bir par-
tiye, MHP'li geçmişi bilinenle-
re yeşil ışık yakılıp onlarca yıl-
dır sosyal demokrasinin bay-
rağını ün, ikbal, mevki, mansıp
beklemeksizin taşıyanlan kapı-
nın dışına itmenin bir de "ahla-
ki" sorumluluğu yok mu?
Nail Büyükerman ı Eskişe-
hir "demokratik so/"culannın
milletvekili adayı olarak sapta-
yanların sorumluluğu tartışıl-
malı, değil mi? Şu ünlü Fınldak
Kubilay Uygun'u parlamento-
ya sokup "milletin vekili" ya-
pan Kilitçi Mustafa mıydı, yok-
sa Ali Usta mı?
Parti üyefiği ölcütünün "Aile-
ye boyun eğen dürüst partili-
ler"e indirgeyen bir örgüte par-
ti demek ne kadar doğru? "Bo-
yun eğen dürüstler"\e bu ülke
nereye kadar yol alabilir ki?
POLİTİKA GÜ1NLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Gaspçı Çocuklar
Olay 1999 yılının temmuz ayında, Izmir'de ya-
şandı...
Ayhan Olcay (21), SJV. (18) ve A.B. (17), arka-
daşlan T.K. (17) ile E.Y.'nin (17) boğazına jilet da-
yadılar...
Üç kafadar, T.K. ve E.Y.'nin iki tişörtünü ve 450
bin lirasını (milyon değil) zoıia ellerinden aldılar...
T.K. ve E.Y polise başvurup şikâyetçi oldular...
Polis, Ayhan Olcay, S.A. ve A.B.'yi yakaladı, gö-
zaltınaaldı...
Üç genç ilk sorgulanndan sonra mahkemece tu-
tuklanıp Buca Cezaevi'ne konuldular...
Ortada iki tişört ve 450 bin lira vardı. Üç genç
'gasp yaptıklan' gerekçesiyle cezaevine gönderil-
mişlerdi...
Dava, Izmir Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde
başladı. Üç genç, 120 yıl hapis cezası istemiyle
yargılanmaya başlandı...
Yargılama sürerken şikâyetçi T.K. ile E.Y. ifade
değiştirdi...
Dediler ki:
"Tutuklu üç kişi bizim an\adaşımızdır. Biz kendi
isteğimizle iki tişörtü ve 450 bin lirayı verdik. Şikâ-
yetimizi geri alıyonjz..."
Mahkeme heyeti kararlıydı...
21 yaşındaki Ayhan Olcay, 18 yaşındaki S.A. ve
17 yaşındaki E.Y.'nin 'iki tişört ve 450 bin lirayı'
gasp ettiklerine inanıyordu...
21 yaşındaki Ayhan Olcay söz istedi:
"Hâkim bey, iki tişört ve 450 bin lira için aylardır
cezaevindeyiz..."
17 yaşındaki E.Y. ağlıyordu:
"Vallahi biz zorla almadık. Tişörtleri düğünde gi-
yecektik. 450 bin lirayı da minibüsçüye yol parası
içinverecektik..."
Üç gencin avukatı savunmasını yaptı...
Sonuç: Mahkeme SA'yı 33 yıl, Ayhan Olcay ve
A.B.'yi 22'şer yıl hapis cezasına çarptırdı...
• • •
Üç genç, arkadaşlanndan iki tişört ve 450 bin li-
ra gasp ettikleri için 77 yıl hüküm gıymişlerdi...
Aradan bir süre geçti...
Yargıtay, Izmir Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin
verdiği karan usulden bozdu...
Üç genç umutlanmıştıL
Dava yeniden başladı...
Ayhan Olcay, son duruşmaya ödenek yetersizli-
ğinden dolayı Isparta Cezaevi'nden getirilemedi..
Demek ki Adalet Bakanlığı'nın 20-30 milyon li-
rası yoktu!..
Mahkeme, Ayhan Olcay'ı yeniden dinlemediği
için karannı veremedi...
Üç genç, 1.5 yıldır cezaevinde yatıyor...
Sanıklardan 17 yaşındaki AB.'nin annesi Sani-
ye Hanım gözyaşı döküyon
"Adalet bu mu?"
Ne yazık ki adaletimiz, yani yargımız bu!..
Yasalanmız çağdışı...
Eğer üç genç bir şirket kurup bankanın kasa-
lannı boşattsalardı, başlanna böyle bir iş gelmez-
di...
Ama bir koşulla!.. -< - "• •
Amcalar, dayılar güçlü olacak!.. - . ;:
Siyasal erk onlara destek verecek!..
Hey gidi benim Türkiyem hey!..
Adamlar, 2.5 milyar dolan bir çırpıda çalıp gö-
türüyor; adamlar devleti soyuyor; adamlar iş takip-
çisi gazetecilere çantalar içinde milyon dolarları
teslim ediyor; öte yanda üç genç insan iki tişört ve
450 bin lirayı 'gasp ettikleri' gerekçesiyle toplam
77 yıl hapis cezasına çarptırılıyor...
Hani bir şarkı vardı, galiba Selda Bağcan'ın:
"Adaletin bu mu dünya!"
• • •
Üç genç, 1.5 yıldır iki tişört ve 450 bin lirayı gasp
ettikleri gerekçesiyle hapis yatarken Hazıne'nin
kasalannı boşaltanlar, bankalan soyanlar, Hazine
alanlannı 'zityefük yoluyla ele geçirenler, hayali ih-
racat vurgunuyla köşe dönenler 'saygın insan'dır
benim ülkemde!..
Günlerdir çantayla gazeteciye ulaştınlan '1 mil-
yon dolar' tartışılıyoıi..
önceki gün de Istanbul'da 'Etik Zirvesi' yapıl-
dı...
Bir toplum gırtlağına dek ahlaksızlığın içine gir-
mişse, medyanın üzerindeki kuşkular artmışsa, si-
yasetçi banka soygununun aracısı olmuşsa, dev-
let erki olup biteni desteklemişse etik bizim neyi-
mize?!
Toplum bu olup bitenleri sorgulamıyor, yaşanan
acı gerçekler karşısında bile belki şöyle düşünüyor
"O çanta dolusu para keşke bana gelseydi!"
Evet... Üç genç hapiste. Suçları da iki tişört ve
450 bin lirayı gasp yoluyla almak...
Milyar dolarları götürenler 'saygın insan' oluyor,
hırsızlıklan yargı tarafından kanrrJananlar ise te-
levizyon ekranlanndan, gazetelerin köşelerinden
'etik dersi' vermeyi sürdürüyor...
DÜZELTMEıDünto/ yazımda değindiğim 1774
sayılı Kimlik Yasası 1980 sonrası değil, 1973 yılın-
da çıkmıştır. özür dilehm.
hikmetcetinkaya(g cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
CumhurİYrt
krtan kulöhü^ kitap kulubu
ÇAĞININ TANIĞI ÜÇ YAIAR
2 BASI
KUIİLAY 0UYI VE TARİKAT
SANCIU YIUAR KU$ATIUMI$
SOKAKLAR
4 BASI
K|Zg POSTUNDA KURT
ZAMBAK SANA DA BÜLAJT1 KAN
2 BAS!
DİN BARONUNUN KAZURI
2 BASI
A$IK KADINLAR SOKAĞI
2 BASi
JERİAT PAZARI
SEVDANIN ADRESİ BEUİ DEĞİL
TÜRKİYE'NİN $EYTAM ÖÇ6ENİ
6ÖZURİN POYRAZ
Cumhunyet Kıtap Kulubu Çağ Pazarlama A.Ş Turkocağı Cad.
No.39/41 (34334) Cağaloğlu-lstanDul Tel 514 01 96