25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 EKİM 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER JUon Birdal, AFde • BRÜKSEL(AA)- tnsan Haklan Demeği (ÎHD) "Onur Başkanı" Akın Birdal, Brüksel'deki Avnıpa Parlamentosu Tesisleri'nde düzenlediğı basın toplantısında, Türkiye'nın AB raylanna oturduğunu, artık bu trenin hareket etmesini beklediklerini söyledi. TBMM ile Avrupa Parlamentosu arasında diyalog organı olan Karma Parlamento Komisyonu'nun Eşbaşkanı ve Yeşiller Grubu üyesi Fransız Daniel Cohn Bendit ve IHD Başkanı Hûsnü Öndül ile birlikte ortak basın toplantısı dûzenleyen Birdal, Helsinki'de Tûrkiye için yeni bir süreç başladığını ve ortaya bir yol hantası konulduğunu söyledikten sonra "cezaevlerinin genel afla boşaltılmasını" istedi. FPTHerden zlyaret • ANKARA (AA)- Fazılet Partısı Mılletvekili Yasın Hatıpoğlu, Filistin halkının mücadelesine saygı duydııklannı, destek verdiklerini belirterek Tûrkiye Cumhuriyeti'nin de kuruluş aşamasında zorluklar çektığını ve baskılara maruz kaldığını hatırlattı. Hatıpoğlu, "Hiçbir nimet kûlfetsiz olmuyor" diye konuştu. Yasin Hatıpoğlu ve Prof. Dr. Oya Akgönenç başkanlığında, FP milletvekıllerinden oluşan bır heyet, Füistin'in Ankara Büyûkelçisi Fuad Yasin'i ziyaret etti. akşamyemeği • ANKARA (AA)- MHP'libazı milletvekilleri ve bakanlar, TBMM Başkanı seçiminin ardından akşam yemeğinde bir araya geldiler. Hacı Baba Restoran'daki yemeğe katılan Devlet Bakanı Faruk Bal, TBMM Başkanı seçiminde MHP'li Ömer Izgi'nin kazanmasını değerlendirirken Meclis'in hûr iradesini ortaya koyduğunu ve MHP'li adaya teveccûh gösterdiğini söyledi. Yemeğe, Bal ve Aydın'ın yanı sıra Tanm ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp ile yaklaşık 60 milletvekili katıldı. Tûpban eytami Wtıı • ERZURUMÇAA)- Atatûrk Üniversitesi Hahiyat Fakültesi'nde derslere girmeyen türbanlı öğrencilerin başlattıkJan oturma eylemi sona erdi. Rektör Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz'ın, "Kılık- Kıyafet Yönetmeliği"nin tavizsiz şekilde uygulanması yönûndeki talimatıyla, llahiyat Fakültesi'nde okulun başlamasıyla birlikte türbanlı olarak derslere girmek isteyen öğrenciler okula ahnrnadılar. Bunun üzerine, llahiyat Fakültesi'nde bir grup tûrbanlı öğrenci, fakülte binası önûnde 15 gûn önce oturma eylemi başlattı. Öğrenciler eylemlerine dûn son verdiler. Fakûlte yetkililerinden alınan bilgiye göre, öğrencilerin devamsızlık haklannın sona ermesı nedeniyle 374 kız öğrenciden 243'ünûn tûrbanını açarak derslere gırdiğı kaydedildi. Demirel'in sağ kolu Karabulut, Egebank soygununun ayrintılannı anlattı irkeüere kredi aktarcbk'ANKARA (Cumhurlyet BÜrOSU) - Yahya Murat De- mirel'in sağ kolu olduğu belir- tılen Aykut Karabulut, para- van şırketlere kredi aktardıkla- nnı itiraf etti. Karabulut, kredi aktanlmasında en biiyük par- çanın 35 mılyon dolar ile Vir- gin Adalan'ndaki Yonne ve Dina şirketlerine verildiğini belirtti. Karabulut, şirketlere açılan kredi sözleşmelerini Demirel'in talimatıyla yardım- cısı Kevin Hood ile birlikte imzaladıklannı söyledi. Ege- bank'tan Bankekspres'e bağlı 4 firmaya 30 milyon dolar ak- tanldığını belirten Karabulut, karşılığında da bu bankadan Demirel'e ait 8 şirkete kredi verildiğini açıkladı. R üştü Saracoğlu, Yahya Murat Demirel döneminde Egebank'tan aldığı 500 bin dolar kredi ile ilgili dün îstanbul DGM Savcısı 'na sanık sıfahyla ifade verdi. Rüştü Saracoğlu, 3 gündiir ifade verecek merci aradığını söyledi. Eski ekonomıden sorumlu Devlet Bakanı, eski' Merkez Bankası Başkanı Rüştü Sara- coğlu, Demirel döneminde Ege- bank'tan aldığı 500 bin dolar kredi ile ilgili olarak dün îstan- bul DGM Savcısı'na sanık sıfa- tıyla ifade verdi. Kasırga operasyonunun fîra- ri kilit isimleri arasında yer alan ve önceki gün îstanbul da gö- zaltına alınan Aykut Karabulut, dün adli tabiplikteki muayene- sinin ardından DGM Savcılı- ğı'na çıkanldı. Soruşturmayı yürüten DGM Cumhuriyet Sav- cısı Nuh Mete Yüksel tarafın- dan sorgulanan Karabulut, Ege- bank'ın hortumlanmasının ay- nntılannı anlattı. Karabulut'un Demirel 'e ait paravan şirketlere aktanlan kredi sözleşmelerini hazırladıklanm ve kendisinin de ımzaladığını kabul ettıği öğre- nildi. Karabulut, "Sözfeşmderi hazuiadıktan sonrayönetim ku- ruiunun onayına sunardık, ku- ruhın onayı ohnadan kredi ko- nusunda herhangi bir işlem ol- ması söz konusu olamaz. Aynca imza konusunda sadece ben de- ğfl,off-shorebankaahğmdan so- rumlu eski Genel Müdûr Yar- dıması Kevin Hood'un da imza yetkisi vardır" dıye konuştu. Egebank Off-Shore Bankacı- Memnr-Sen Genel BaşkanıFatihUğurhı ve yönetim kuruhı ü i B y yenideıı genel başkanhga içinCHP'yezryarette botundular. Hâkümetm ekonomi potitikasmı efeştiren Uğartu,CHP'niQ parfaunentoda buhınmsyı hbsettiklermi söyledi. (Fotoğraf: AA) Baykal, Uluğbay 'ın intihargirişiminin Egebank ile ilgili olduğunu ilerisürdü '^blsuzluk 6 ay gizlendi'ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Egebank yol- suzluğunu hükümetin 6 ay boyunca gizle- diğinı iddıa ederek bu olayuı siyasi uzan- tılannın açıklanmasını istedi. Dönemin Ha- zine'den sorumlu Devlet Bakanı Hikmet Uluğbayın intihar girişiminin Egebank yolsuzluğuyla ilgili olup olmadığını öğren- mek isteyen Baykal, "Sayın U- mmmm^^^ hıgbay'ı 5 gûn içindeintihar gj- ri^mine sevkeden oiay6 ay bo- yunca Idmseyi rahatsız etmedi sına yansıyan bölümlerinin dışında çok da- ha başka yönleri bulunduğunu belirten Baykal, "BizTürkiye'deki siyasikadrolann baotayiardakisonımhıhığanuntartışıima- sun istiyoruz" dedi. Baykal, "çoksaygmvedeğerli bir devlet adamı" olarak nitelediği Uluğbay'ın inti- har girişimiyle ilgili olarak hâlâ kamuoyu- mi" sorusunu yöneltti. Memur-Sen Genel Başkanı Fatih Lğurfaı ve yönetim kuru- lu üyelen, dün CHP Genel Başkanı Deniz Baykal' ı genel merkezde ziyaret ettiler. Baykal, kabulde yaptığı konuşmada hükümete Egebank yolsuzluğuyla ilgili olarak ağır suçlamalar yöneltti. Türkiye'nin cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk skandahyla çalkalan- dığım belirten Baykal, toplumun bu skan- dalın polis-adliye yanlanyla meşgul edil- diğini söyledi. Egebank yolsuzluğunun ba- HP lideri Baykal, Egebank yolsuzluğunun basına yansıyan bölümlerinin dışında çok daha başka yönleri bulunduğunu belirterek "Biz Tûrkiye 'deki siyasi kadrolann bu olaylardaki sonımluluğunun tartışılmasım istiyoruz " dedi. c nun tatmin edilemediğine dikkat çekerek "Bankalar yeminK murakıplar raporunun kendisine gekfikten 5 gûn sonra intihar gi- rişiminde buinnmasınm bir rasdantı olup olmadığını öğrenmek istedikJerini" vurgu- ladı. Bu konuyu Uluğbay'dan sonra gelen bakanlann takip edip etmediklerini de öğ- renmek isteyen Baykal, "Demokratik bir ûlkede bu tfir sorularm yamtnz mûmkön değfldir. Abdülhamit döneminde bfie böyle yokuzhıklar yamtszz kahnamış- ör. Ben bu sorularm cevabmı bumek istiyo- nun" diye konuştu. CHP lideri Baykal, hükümete yönelttiği sorularla ilgili olarak şunlan söyledi: -23 Haaran 1999'da EgebankiailgHİ ra- por siyasi otoriteve intikal edi- " yorve21Aralık'a kadar hiçbir şey yapılmryor. 6 ay boyunca gizteruyor. Demokratik bir ül- kede 1 gûn gedkse çok ağır he- sap soruhır. Saym Uluğbay in- tihar girişiminde buhınmak • zorundakaku.Bubirduyarn- hğm yansımasıdır. 5 gönde sa- ym Uluğbay'ı intihar girişjmine sevk eden rapor 6 ay boyunca Idmseyi ranatsız etme- di mi? Gönfil isterdi ki bunun hesabı parla- mentoda sorubun." Baykal, memur maaşlanna yapılan yüz- de 10 oranındakı zamma da tepki göstere- rek "Arbk kemer sıkma gerkk kakh, şjm- di boğaz aküryor" diye konuştu. Savcdar Sümerbatık dosyasına el attı îstanbul Haber Servisi- Yöne- timi, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) devredilen bankalardan Egebank'la ilgili dosyadaki incelemeleri tamam- layan Şişli cumhuriyet savcılan Medt Ceytan ve ARan Gûnay- dın, Sümerbank dosyasına el at- tı. Egebank'taki off-shore he- saplardan 86 milyon doların zimmete geçirilmesiyle ilgili dosyayı ise dün îstanbul DGM'ye göndererek "Teşekkül halinde zmunet" suçundan yü- rütülen soruşturmayla birleşti- rilmesini sağlayan Ceylan ve Günaydın, bugün de yönetimi yine TMSF'ye devredilen Sü- merbank dosyasını ele aldılar. Savcılann, daha önce başlatılan soruşturma kapsamında Sümer- bank'tan usulsüz kredi verilme- siyle ilgili dosya üzerindeki ça- lışmalan sırasında, Şişli Adliye- si'nin bir günlük aradan sonra yeniden hareketlenmesi bekle- niyor. Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi, TMSF avukatı Di- lek Tubay'm başvurusu üzerine 25 Ocak 2000 tarihinde Sümer- bank'ın ortaklan Kasnn Gari- poğlu, Hayyam GaripoğhL, Ni- zam Garipoghı ve Handan Gü- leç hakkında yurtdışma çıkış ya- sağı vermişti. lık Genel Müdürü Aykut Kara- bulut, kredi aktanmlannda en büyük payı 35 milyon dolar ile Vırgin Adalan'ndaki Yonne ve Dina şirketlerinin aldığını itiraf etti. Karabulut. Bankekspres'in Egebank'tan 30 milyon dolar al- dığun, bunun karşılığında da DemireFe ait 8 şirkete para ak- tanldığnıı söyledi. Sorgusunun ardından DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel, Ka- rabulut'u tutuklanması istemiy- le 1 No'lu Nöbetçi DGM'ye sevk etti. 1 No'lu Nöbetçi DGM Yedek Hâkimi Rüstem Çiloğhı, KarabuJut'u "çıkar amaçlı suç örgütüne üye ohnak" suçlama- sıyla tutukladı. Karabulut, An- kara Merkez Kapalı Cezaevi'ne konuldu. Karabulut'un da ceza- evine gönderümesiyle Ka- su"ga operasyonunda tu- tuklananlann sayısı 11'e yükseldi. Ifadelerdeid Karabulut Aykut Karabulut'un adı Demirel ile birlikte tutuk- lanan Gökalp Baştürk'ün yedek hâkimlikte verdiği ifadede geçmişti. Baştürk, ifadesinde şunlan söyle- mişti: "Bankanın saün ahn- masmdan sonra Demirel ile görûşmelerimiz oldu. Demirel'in Egebank'ı sa- ün ahnasından sonra Kıb- ns'ta Egebank'ın oftshore şirketi kurmasında her- hangi bir çalışma yapma- dnn. Sadeceşirketin kurul- masından sonra yurtdışın- da buhınan Dina ve Yonne isimli şirkeüere kredi açü- ması sırasuıda, bu şirket- lerden vekâHname akfam. Şirketfcrin Isviçre'deki UBS Bank'tald besaplan- nın detaylannı akhm ve bu detaylan Off-Shore Genel Müdürü Aykut Karabu- lut'a biktirdim. Karabulut, bunun ûzerine şirketier adma kredfleri Isviçre'deki banka hesabma gönderdL Paranın yatmış olduğunu görûnce şirkeüerden akb- ğun vekâletle Turldye'de Sümerbankve tkrisat Ban- kası'nda bu şirketier adı- na hesap acordun. Şirket- ierde bu hesaplara parala- n gönderdiler." 'Geriödedim' Saracoğlu, savcılığa verdiği ifadesinde Ege- bank'tan aldığı krediyi ge- ri ödediğini, ancak banka- nuı yeni yönetimi ile bu konuda mahkemeye yan- sımış bir ithilaf durumu ol- duğunu belirtti. Gazetele- rin 5 gündür kendısini "Hnç ertiğüü" ve kendisi için "kaçü" dediğini belir- ten Saracoğlu, bu sırada 3 gün boyunca ifade verecek merci aradığını öne sürdü. Mali şubeye mi, yoksa Şiş- li Cumhuriyet Savcüığı'na mı ifade vereceğini bile- mediğini savunan Sara- coğlu, tt Ben buradayım. Hiçbir yere kaçacak duru- mum yok. Ben kredi akhm da demiyorum, almadım da demiyorum. Bu konu- dald mnhatahım savadır" diye konuştu. IRMIKIAYDIN ENGİN aengin@doruk.nettr. Farkında mısınız? Bütün siyasi partilerin içinde olupbitenlerdidikleniyor; par- ti içi demokrasinin, parti içi hu- kukun işleyip işlememesi ilgi odağına oturuyor da söz Bü- lent Ecevit'in Demokratik Sol Partisi'ne PSP) gelince susu- luyor. Kuruluşunun ilk yıllarında "Bu partide Ecevit ailesinin dediği olur; onlann ı-ıh dedi- ğine partide yaşam hakkı ta- nınmaz" dendi ve bu veri ka- bul edildi. DSP'de ne olursa olsun "Eee, n'apalım, o parti değil aile kuruluşu. Orada bi- linen kurallar, ilkeler işlemez" deniyor ve hiç bir şey denmiş olmuyor. Ecevit(ler)'in DSP'sinin de- mokratikliği tartışmalı. "SoHuğu daha da tartışmalı. Bu satırlann yazarına göre D- SP ne demokrat, ne sol. Ama bu onun parti olması- na engel değil. Son seçimler- de en çok oyu, kan-koca Ece- vit'ler değil, Demokratik Sol Parti aldı. Üstelik o sadece bir parti değil, bir "iktidarpartisi." Başta Başbakan olmak üzere hükümetin pek çok kilit baka- Ne Demokrat, Ne Sol, Ama Parti nı DSP'den milletvekili seçilip Meclis'e girdiler. Yani DSP bal gibi parti. Ama DSP bal gibi parti ftlan değil. ••• Birkaç hafta önce iki sosyal demokrattan, Kilrtçi Musta- fa ile Ali Usta'dan söz eden bir Tırmık yayımlandı. Ardın- dan önce Istanbul'dan, sonra yurdun dört biryanından faks- lar, mektuplar, elektronik mek- tuplar geldi. Hepsinin ortak yanı tek cümlede özetlenebi- lir: "Biz de..." diyorlardı, "biz de birer Kilitçi Mustafa ve Ali Usta'yız..." Sonra da kendi "DSP'lilik öyküleri"n\ anlatıyorlardı. Ne tuhaf "Biz de birerKilitçi Mus- tafa, birer Ali Ustayız" diyen- lerin DSP'lilik öyküleri de şa- şırtıcı bir benzerlik hatta öz- deşlik taşıyor. Hepsi de CHP'de başlamış partili yaşamlarını, Ecevit'in izinden DSP'ye taşımışlardı. Hepsi de CHP'deki itiş kakış- tan bıkmış, umutlarını büyük ölçüde yitirmiş; müteahhrtler partisine dönüşmüş bir sos- yal demokrat partide "rant sis- temi" ile savaşmak yerine "rant vurgunu" yanşı yapıldı- ğını görmüşler ve sosyal de- mokrat ülkülerini DSP bayra- ğı ve çatısı altında sürdürme- yi yeğlemişlerdi. DSP onlara sadece ve sa- dece "dürüstlük" sundu ve başka da bir şey sunmadı. Salihli'den mektup yazan bir "KilitçiMustafa", önce be- nim bile unuttuğum bir Tır- mık'tan Yevgeni Yevtuşen- ko'nun dizelerini aktarmış: "...Bir gün hatıriayıp utana- cak çocuklanmız I Yiğitlik sa- yıldığını doğruluk denen şe- yin!.." Sonra bu dizeleri DSP'ye uyarlamış: "Bir gün okuyup şaşıracak çocuklanmız I Marifet sayıldı- ğını dürüstlük denen şeyin!.." Mektuptaki ince alayı elbet- te fark ettiniz. Siyasetçinin do- ğal niteliği olması gereken dü- rüstlük, Tûrkiye toprağında "marifet" değeri kazandı ve D- SP salt bu niteliği ile binlerce sosyal demokrat kadro ele- manını, milyonlarca sosyal de- mokrat seçmeni kazandı. Ecevit'in dürüstlüğünden kuşku duyan yok. DSP'nin öteki ağır toplannın çoğunun ayırt edici özelliklen de dürüst- lük. Zekeriya Temizel, Hik- met Uluğbay, Hikmet Sami Türk, Ismail Cem, Sema Pişkinsüt... Bu liste uzayıp gi- der. Herhalde bu politikacıla- nn kursağından haram lokma geçmemiş, hiçbiri tüyü bitme- miş yetim hakkı yememiştir. lyi de, bu nitelikler ülke yö- netiminin dizginlerini ele al- mak için yeterti mi? Dahası "dürüstlük" salt kir- li para işlerine, vurgunculuğa, hırsızlığa bulaşmamaktan mı ibaret? Parti içinde bırakınız de- mokrasiyi, bırakınız siyasal ahlakın doğal gereklerini, Si- yasi Partiler Yasası'nın öngör- düğü uygulamaları bile do- lambaçlı yollardan aşıp parti- yi, DSP'yi seçmiş özgür yurt- taşlann yarış alanından, bir atanmışlar örgütüne çevirme- nin; atanmışların tepesinde "karşı çıkarsan bir daha atan- mazsın haaa "tehdidini sürek- li sallandırmanın siyasal dü- rüstlük bağlamında sorgulan- ması gerekmez mi? Adında "demokratik" ve "sol" nitelikleri taşıyan bir par- tiye, MHP'li geçmişi bilinenle- re yeşil ışık yakılıp onlarca yıl- dır sosyal demokrasinin bay- rağını ün, ikbal, mevki, mansıp beklemeksizin taşıyanlan kapı- nın dışına itmenin bir de "ahla- ki" sorumluluğu yok mu? Nail Büyükerman ı Eskişe- hir "demokratik so/"culannın milletvekili adayı olarak sapta- yanların sorumluluğu tartışıl- malı, değil mi? Şu ünlü Fınldak Kubilay Uygun'u parlamento- ya sokup "milletin vekili" ya- pan Kilitçi Mustafa mıydı, yok- sa Ali Usta mı? Parti üyefiği ölcütünün "Aile- ye boyun eğen dürüst partili- ler"e indirgeyen bir örgüte par- ti demek ne kadar doğru? "Bo- yun eğen dürüstler"\e bu ülke nereye kadar yol alabilir ki? POLİTİKA GÜ1NLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Gaspçı Çocuklar Olay 1999 yılının temmuz ayında, Izmir'de ya- şandı... Ayhan Olcay (21), SJV. (18) ve A.B. (17), arka- daşlan T.K. (17) ile E.Y.'nin (17) boğazına jilet da- yadılar... Üç kafadar, T.K. ve E.Y.'nin iki tişörtünü ve 450 bin lirasını (milyon değil) zoıia ellerinden aldılar... T.K. ve E.Y polise başvurup şikâyetçi oldular... Polis, Ayhan Olcay, S.A. ve A.B.'yi yakaladı, gö- zaltınaaldı... Üç genç ilk sorgulanndan sonra mahkemece tu- tuklanıp Buca Cezaevi'ne konuldular... Ortada iki tişört ve 450 bin lira vardı. Üç genç 'gasp yaptıklan' gerekçesiyle cezaevine gönderil- mişlerdi... Dava, Izmir Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Üç genç, 120 yıl hapis cezası istemiyle yargılanmaya başlandı... Yargılama sürerken şikâyetçi T.K. ile E.Y. ifade değiştirdi... Dediler ki: "Tutuklu üç kişi bizim an\adaşımızdır. Biz kendi isteğimizle iki tişörtü ve 450 bin lirayı verdik. Şikâ- yetimizi geri alıyonjz..." Mahkeme heyeti kararlıydı... 21 yaşındaki Ayhan Olcay, 18 yaşındaki S.A. ve 17 yaşındaki E.Y.'nin 'iki tişört ve 450 bin lirayı' gasp ettiklerine inanıyordu... 21 yaşındaki Ayhan Olcay söz istedi: "Hâkim bey, iki tişört ve 450 bin lira için aylardır cezaevindeyiz..." 17 yaşındaki E.Y. ağlıyordu: "Vallahi biz zorla almadık. Tişörtleri düğünde gi- yecektik. 450 bin lirayı da minibüsçüye yol parası içinverecektik..." Üç gencin avukatı savunmasını yaptı... Sonuç: Mahkeme SA'yı 33 yıl, Ayhan Olcay ve A.B.'yi 22'şer yıl hapis cezasına çarptırdı... • • • Üç genç, arkadaşlanndan iki tişört ve 450 bin li- ra gasp ettikleri için 77 yıl hüküm gıymişlerdi... Aradan bir süre geçti... Yargıtay, Izmir Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği karan usulden bozdu... Üç genç umutlanmıştıL Dava yeniden başladı... Ayhan Olcay, son duruşmaya ödenek yetersizli- ğinden dolayı Isparta Cezaevi'nden getirilemedi.. Demek ki Adalet Bakanlığı'nın 20-30 milyon li- rası yoktu!.. Mahkeme, Ayhan Olcay'ı yeniden dinlemediği için karannı veremedi... Üç genç, 1.5 yıldır cezaevinde yatıyor... Sanıklardan 17 yaşındaki AB.'nin annesi Sani- ye Hanım gözyaşı döküyon "Adalet bu mu?" Ne yazık ki adaletimiz, yani yargımız bu!.. Yasalanmız çağdışı... Eğer üç genç bir şirket kurup bankanın kasa- lannı boşattsalardı, başlanna böyle bir iş gelmez- di... Ama bir koşulla!.. -< - "• • Amcalar, dayılar güçlü olacak!.. - . ;: Siyasal erk onlara destek verecek!.. Hey gidi benim Türkiyem hey!.. Adamlar, 2.5 milyar dolan bir çırpıda çalıp gö- türüyor; adamlar devleti soyuyor; adamlar iş takip- çisi gazetecilere çantalar içinde milyon dolarları teslim ediyor; öte yanda üç genç insan iki tişört ve 450 bin lirayı 'gasp ettikleri' gerekçesiyle toplam 77 yıl hapis cezasına çarptırılıyor... Hani bir şarkı vardı, galiba Selda Bağcan'ın: "Adaletin bu mu dünya!" • • • Üç genç, 1.5 yıldır iki tişört ve 450 bin lirayı gasp ettikleri gerekçesiyle hapis yatarken Hazıne'nin kasalannı boşaltanlar, bankalan soyanlar, Hazine alanlannı 'zityefük yoluyla ele geçirenler, hayali ih- racat vurgunuyla köşe dönenler 'saygın insan'dır benim ülkemde!.. Günlerdir çantayla gazeteciye ulaştınlan '1 mil- yon dolar' tartışılıyoıi.. önceki gün de Istanbul'da 'Etik Zirvesi' yapıl- dı... Bir toplum gırtlağına dek ahlaksızlığın içine gir- mişse, medyanın üzerindeki kuşkular artmışsa, si- yasetçi banka soygununun aracısı olmuşsa, dev- let erki olup biteni desteklemişse etik bizim neyi- mize?! Toplum bu olup bitenleri sorgulamıyor, yaşanan acı gerçekler karşısında bile belki şöyle düşünüyor "O çanta dolusu para keşke bana gelseydi!" Evet... Üç genç hapiste. Suçları da iki tişört ve 450 bin lirayı gasp yoluyla almak... Milyar dolarları götürenler 'saygın insan' oluyor, hırsızlıklan yargı tarafından kanrrJananlar ise te- levizyon ekranlanndan, gazetelerin köşelerinden 'etik dersi' vermeyi sürdürüyor... DÜZELTMEıDünto/ yazımda değindiğim 1774 sayılı Kimlik Yasası 1980 sonrası değil, 1973 yılın- da çıkmıştır. özür dilehm. hikmetcetinkaya(g cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 CumhurİYrt krtan kulöhü^ kitap kulubu ÇAĞININ TANIĞI ÜÇ YAIAR 2 BASI KUIİLAY 0UYI VE TARİKAT SANCIU YIUAR KU$ATIUMI$ SOKAKLAR 4 BASI K|Zg POSTUNDA KURT ZAMBAK SANA DA BÜLAJT1 KAN 2 BAS! DİN BARONUNUN KAZURI 2 BASI A$IK KADINLAR SOKAĞI 2 BASi JERİAT PAZARI SEVDANIN ADRESİ BEUİ DEĞİL TÜRKİYE'NİN $EYTAM ÖÇ6ENİ 6ÖZURİN POYRAZ Cumhunyet Kıtap Kulubu Çağ Pazarlama A.Ş Turkocağı Cad. No.39/41 (34334) Cağaloğlu-lstanDul Tel 514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle