Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OCAK2000CUMA CUMHURİYET SAYFA
iA U J \ kuttur@cumhuriyet.com.tr 15
Çarpışma'yla bizi 'kopartan' Cronenberg son filminde daha anlaşılır olmayı yeğlemiş
Omurgada bir priz açturmca...Sayısı 14'ü bulmuş, içerüderi
e biçemleriyle son çeyrek yüz-
ıldır Hollywood sineması stan-
artlannı zorlamış, tuhaf, itici
ilmleriyle özel hayranlar edinir-
en, bir kısım seyircinin de si-
irlerini epeyce törpülemiş, Ka-
adalı, aykın yazar-yönetmen Da-
id Cronenberg'in, 99 Berlina-
;'de gümüş ayı ödülüyle değer-
;ndirilmış yenı eseri, yeni yılda
lördüğümüz, 20O0'li yıllara ya-
jşan ilk film oldu. Aslına uy-
,nn şekilde yazarsak, "vaRohıŞ"
dıyla ansızın gösterime sunulan
e&stenZ", belli temalara, mo-
iflere yıllardır sadık kalan fan-
astik-korku sinemasının kendi-
le özgü Torontolu ustası Cronen-
ıerg'in,"Vıdeodrome"(1983),
•Sinek" (1986) gibi, senaryola-
ını bizzat yazdığı filmlerinden.
Jri Geller'in krzkardeşL.
Hiçbir şeyin göründüğü gibi
»lmadığı bir dünyada geçen, bi-
imkurgusal bir heyecan serüve-
ıini aktaran *vaRoJuŞ''ta, en son
on iki mevsim önce, dayanılmaz
ticilikteki "Çarpışnıa"sıyla bizi
esmen 'kopartan' Cronenberg'in
>u kez daha anlaşılır olmayı yeğ-
ediği ve gişe başansuıı amaçla-
tığı da açık seçik ortada.
Insanlığın gitgide video (ya da
nlgisayar) oyunlannın tutsağı ol-
luğu, muallakta bırakılmış bir
/akın geleceği fon alan filmde,
nesleğinde doruğa yükselmiş bil-
nsayar oyunu tasanmcısı Alleg-
a Geller (Jennifer Jason Leigh)
|üçlü bir şirketin sponsorluğun-
la, istekli birkullanıcı (ya da ka-
ılımcı) grubunun önünde, eXis-
enZ adını verdiği yeni oyununu
akdım eder ve sınarken suikas-
a uğruyor. Birdenbire gruptan
ine çıkıp "AUegra'ya ve eXis-
tenZ'a öhun" diye bağırarak, et-
:en kemikten yapıldığı için de-
iektörlere filan yakalanmayan
ve insan dişinden kurşun atan ta-
aancasıyla ateş eden bir suikast-
;ınm saldınsından kurtulan Alleg-
existenz /
Yönetmen, Senaryo:
David Cronenberg /
Kamera: Peter
Suschitzky / Müzik:
Hovvard Shore /
Oyuncular: Jennifer
Jason Leigh, Jude
Law, VVillem Dafoe,
lan Holm, Chistopher
Eccleston, Sarah
Polley, Don McKellar,
Callum Keith Rennie
/1998ABD
(Pinema-Avşar Film).
Suikaste uğrayan Jennifer Jason
Leigh'e konımalık yapan Jude Law
kuyruksokumuna priz açtınp
vaRoluŞ oyununu oynuyor.
ra, ona konımalık yapan şirketin
saf pazarlama stajyeri Ted Pi-
kul'la (Jude Law) kaçmaya koyu-
luyor.
Bu suikastı düzenleyen, sanal
oyunlara karşı çıkan, bağnaz ger-
çekçilerce, hakkında, oyunuyla
birlikte ortadan kaldınlması yar-
gısı verilmiş, şeytani Allegra, su-
ikast sırasında bozulup bozulma-
dığını anlamak için oyununu Pi-
kul'Ia oynamak istiyor, ama ön-
ce Pikul'un kuyruksokumuna bir
priz acmak gerekiyor! "Erkek"
çocuk Pikul, arkasına delik açıl-
masını zar zor kabullenerek, nor-
malde sinirli, geçımsiz, ama oyun
sırasında daha güzel ve seksi olan
Allegra 'yla çekici olduğu kadar
da tehlikeli bir "oyuniçindeoyun"
sarmalına kapılıyor derken...
Dizüstüne konup okşanarak ça-
lışan ve kadın cinsel organını çağ-
nştıran, gittikçe canlanan bir "*ga-
me pod" aracılığıy la, anüsün üs-
tündeki, iki delikli bir prizden
farksız bir "bio-port"tan, doğru-
dan katılımcuıın (ya da kullanı-
cının) sinir sistemine bağlanarak
oynanan eXistenZ oyununu, ka-
ukmcının arzulan, duygulan, kor-
kulan belirleyip oluşturuyor. Her
zamanki gibi yine cinsel ilişkıye
göndermelerle, bedene yapılan
müdahalelerle, kesip biçmelerle,
sokup delmelerle, girintiler-çı-
kıntılarla, karüı, irkiltici, sannsal
sahnelerle ve içe girmeye (alma-
ya) kafayı takmış yönetmenin
malum "takmnbrrjte*' dolu film-
de, pod'dan çıkan, göbekbağmı an-
dıran bir kordonun, kuyruksoku-
munda açılmış bir14
priz"e sokul-
ması ve karşılıklı bir enerji alış-
verişiyle oynanan eXistenZ, ka-
tıluncıyı postalandığı sanal âle-
min göbeğine yerleştirip, gerçek-
ten daha gerçek ve zor durumlar-
la sınayan, algılamasını değişti-
ren, şımdiye dek hayal edılenle-
rin çok ötesinde, zorlu bir oyun.
Bu oyunun yaratıcısı Allegra'nın,
karşı tarafça (gerçekçilerce) yok
edilmeye çalışıldığı filmin esin
kaynağını, 3-5 yıl kadarönce hak-
kında mollalarca katli vaciptir
fetvası verilen, yazar SaknanRüş-
di'nin başına gelenlerden almış
Cronenberg.
Seyirriyle dalga geçmek
Estetik değerlerini tersyüz et-
tiği, film süresince aymaza düşü-
rüp tedirgin bıraktığı seyircisiy-
le yine baştan sona dalgasını ge-
çerek kafa buluyor adeta. Ama
dünyayı bir sanal gerçeklik oyu-
nu gibi kuran "vaRoluŞ"la, nis-
peten hazmı kolay, herkesin ko-
İayca takılabileceği düzeyde, po-
püler olmaya çalışan bir fantezi
çekmiş bu kez hazret. Yeryer, be-
denle birlikte ruhun da derinlik-
lerine dalma iddiasındaki kendi
sinemasuıın da parodisini yapa-
rak hem de. Cronenberg'in hayal
gücünü doludizgin görüntülere
dökme çabasımn en yeni ürünü
olan, "organikfesentetiğin" iç içe
geçtiği ve belki de gerçekte de-
ğıl de bir oyunda geçen "vaRo-
hıŞ^ta Jason Leigh-Law çiftinin
yanı sıra \MDem Dafoe,lan Hotm,
Christopher Ecdeston, Sarah Pol-
ley ve Don McKellar gibi oyun-
cular da kısa rollerde boy göste-
riyor ve "defik açtcı", benzin is-
tasyonu sahibi Dafoe'yla, Alleg-
ra'nın hamisi, bilim adamı Holm,
akılda kalan kompozisyonlar çi-
ziyorlar.
Konumuz sinir cerrahisi
Yönetmenin, insanla bilim-tek-
noloji ilişkilerini kendine özgü
tarzıyla ele alan çoğu işindeki gi-
bi, yine Cronenberg formatlann-
da kotanlmış, bu kez sinir cerra-
hısi üstüne garip bir hikâye anlat-
tığı ve bir bilgisayar oyunu gibi
gelişen '^vaRoluŞ", kimisinin yü-
zünü buruştura buruştura, kimi-
sinin de ağzırun suyu aka aka sey-
rettiği, kuşkusuz "farkb oknma-
lara açık", tipik bir Cronenberg
filmi sonuçta.
Yıllardır aynı tema ve motifle-
re yoğunlaşaîak, içiyle dışıyla in-
san bedenindeki değişimlere, dö-
nüşümlere ilişkin, dayanması, an-
laşılması, anlamlandınlması güç,
esrarengiz, bulmacamsı, tuhaf
fanteziler üreten Cronenberg'in,
tekdiize yaşamm kısırdöngüsü-
ne kıstınlıp sıkıhnış çağdaş insa-
nın bilgisayar oyunu aracılığıyla
bir çıkış arayışını görüntülere
döktüğü bu son "sarsıa* fürni, yö-
netmenin nanunı şanını sürdürü-
yor, bizce "Vıdeodrome", tt
Si-
nek", "Ölü Üdzfcr" ya da Burro-
nghs uyarlaması "Çıplak Şölen"
gibi çoktan klasikleşmiş, başya-
pıtlan düzeyine erişmese de.
Notukıt^
hain hocaKorku fıhniyle gençlik fihni türlerini kaynaştınp
klasiklere yapılmış göndermelere, kimi buluş ve
esprilere bolca yer vererek son dönemde gişeden ses
getirmiş Çığnk 1-2', 'I Kn«m VVhat You Did Last
Summer' ve 'Fakülte' filmlerine yazdığı senaryolarla,
korkunun yıldızını yeniden parlatan. hatta
Hollywood'daki 'yeni kuşağın en yaratıcı
dehalanndan biri' olarak selamlanan, sinema tarihine
vakıf, daha 3O'lu yaşlarının başındaki, Caroline'h
senarist Kevin WHIiamson'un ilk yönetmenlik
denemesı 'Oğretmen', doğrusu bizi hayal kınklığına
uğrattı. 'LanerJi Tepe' yerine yeğlediğimız
'Oğretmen'de, kuşkusuz herkesin okul anılannda var
olan, anlayışsız, baskıcı, notu kıt hoca figüründen
yola çıkan senarist- yönetmen Williamson, küçük bir
kasaba lisesinden kurtulup büyük kente, üniversiteye
gitmeyi ve
garsonluk yapan
yoksul annesinin
(Lesle> Ann
VVarren) hayatta
Teachlng Mrs.
Tlngle/Yönetmen,
senaryo: Kevin
VVilliamson /
Kamera: Jerzy
Zielinski / Müzik:
John Frizzell /
Oyuncular: Helen
Mirren, Katie
Holmes, Barry
Watson, Marisa
Coughlan, Liz
Stauber, Molly
Ringvvald, Lesley
Ann VVarren/1999
ABD (Film Pop)
yenne
getiremediği
arzularuu
gerçekleştirmeyi
hedeflemiş,
küçüklüğünden
ben başanya
kilitlenmiş,
çalışkan bir kız
öğrenci olan
akıllı, uslu, iyilik
tımsali Leigh
Ann'la (Katie
Holmes), film
artisti olmayı
hayal eden,
Marüyn Monroe
ve 'Şeytan'
taklitçisi, Luke
için yanıp
tutuşan, yakuı
arkadaşı Jo Lynn
(Marisa
Coughlan) ve Leigh Ann'a kesik, beceriksiz yakışıklı
Luke'un (Barry Watson), hiçbir şeyden memnun
kalmayan, nefret dolu, zehir zemberek tarih
öğretmeniyle (Helen Mirren), şaka gibi başlayıp Tatar
oku gibi bir 14. yüzyıl silahıyla yaralanma, haneye
saldın, şiddet-dehşet sahneleriyle çığnndan çıkarak
ölümüne bir kavgaya dönüşen mücadelesini anlatıyor.
Ogretmene hakettiği dersi vermek
Bir taşra lisesinden, arkası güçlü, hafız. şımarık Trudi
(Liz Stauber), tarihçiyle sado-mazo ilişkıdeki okul
koçu (Jettrey Tambor), tarihçinin yerini alan, pembe
roman tutkunu müdür yardımcısı (Molly Ringwald),
Leigh Ann'ın sevecen rehber öğretmeni (Vivica A.
Fox) ve tarihçinin şantajlanna ses çıkaramayan okul
müdürü (Mknad McKean) gibi beylik karakterler
çızen füm, gitgide grotesk bir hal alan ikinci yansında
bayağı aksayıp çuvallıyor dramatik açıdan.
Öğretmenlerin tepkisini çekecek boyutta hain,
kıskanç, zalün yansıtılmış, kasabadan çekip
gidememiş, kocasrnca terk edilmiş yaşlı tarihçiye, vur
abaüya mısalı bütün kötülük faturasını çıkaran
Williamson, özgün olmak isterken yavan ve zayıf bir
gerilim denemesinden öteye gidememiş. Belki Helen
Mirren uğruna katlanılabilir.
CÖSTERİMDEKİ FİLMLER... CÖSTERİMDEKİ FİLMLER... CÖSTERİMDEKİ FİLMLER...
House on Haunted Htll/
Lanetll Tepe
194O'lı yıllardan, 1977'de ölene kadar çahş-
mış, korku- gerilim-macera türünde uzmanlaş-
mış, Amerikan sinemasuıın tıplu Ed Wood gibi
kenarda-köşede kalmış, unutulmuş, üçûncü sı-
nıf yönetmenlerinden VVflham Castk'ın, 1958
yapımı "House On The Haunted HiIT klasiği-
nin yenidençevrimi olan "LanetJi Tepe", günü-
müz teknolojisinin mükemmel özel efektleriy-
le destekli, yeni bir perili ev portresi çizerek
önümüze gıcır gıcu-, yeni bir korku-gerilim fil-
mi sürüyor. Eski birer Castle hayram olan, gü-
nümüzün iki ünlü yapuncısı ve yönetmeninin,
JoelSüver'la RobertZemedds'in yapımcılığın-
da gerçekleştirilen bu "House On The Haunted
Hill"in yeniden, çevrimini VVHnam Malone yö-
netmiş.
Tuzaklarla dolu, adeta içüıdeki şeytanla yeni-
den soluyarak canlanan bir evde verilen bir do-
ğum günü partisine katılan tüm davetli- davet-
sizlerin giderek eve hapsedildikleri ve bir türlü
içinden çıkamadıklan labirentimsi, dehşetengiz
bir hikâyeye dayamyor film. Parti mekânı ev, bir
zamanlar İcorkunç tıbbi deneylerin yapıldığı es-
ki, esrarengiz bir yapı.
"Shine"la Oscar kazanan GeofFrey Rush'la
Geoffrey Rush Laneth Tepe'de tüm daveifflerin
bir türfö terkedemediği bir parti verryor.
Famke Jansen'ın oynadıgı"LanerJi Tepe", kor-
ku öğesini kara mizah ve özel efektlerle birleş-
tiren, yeni bir gerilim-heyecan denemesi.
Son dönemde Türk sinemasında belirginleşen
canlüığnı yeni bir örneği de, yıllardu" televizyon-
da "Bizinıkiler'' vb. gibi, yediden yetmise her-
kese hitap eden popüler aile dizileriyle bir ge-
lenek oluşturan Bugay Yapım'dan gelen "Duruş-
ma" ikinci haftasmda..
Senaryosunu L'mur Bugay'ın yazdığı, Yalçın
Yelence'nin yönettiği \e başhca rollerini Meltem
CumbuL Zafer Algöz, Güven Kıraç ve Rutkay
Aziz'in paylaştığı "Duruşmar
'da, tstanbul'un
bir kenar mahallesinde yaşayan orta direkten
insanlar arasına bomba gibi düsen bir bekâret öy-
küsü hikâye ediliyor.
Mahallenin alımlı kızı Nazan'ın başından,
mahallenin iki yakışıklısıyla (Selami ve Ca-
vit'le) iki evlilik geçmesine karşın bakire kal-
ması, Selami'yle Cavit'in Nazan uğruna kıya-
sıya kapışması, Nazan'ın entrikacı annesinin
çevirdiği dolaplar, şeytana külahını ters giydi-
ren boşanma avukatuım numaralan, tüm ma-
halle halkınm gelişmeleri merakla izlemesi ve
sade mahalle yaşammın bir anda medyatik ha-
le dönmesi komik bir dille anlatılıyor. Perdede
sıcak mahalle renkleri ve canlı tiplemelerle ilgi
çekmeyi ve eğlendirmeyi amaçlayan, televiz-
yon dızısi gibi sevimli bir güldürü "Durusma".
YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR.
'Breakfast of Champions/
şamplyonların Kahvaltısı'
Bruce W Ulis, Nkk Nolte, Albert
Finney, Barbara Hershey, Glenne
Headley gibi ünlü oyunculan bir
araya getiren bir Alan Rudotph ka-
ra komedisi olan "Breakfast of
Champions- ŞampiyonlannKalrval-
ösı" bugün gösterime giriyor.
Robert Altman'ın çıraklığından
ve bağımsız sınemadan yetişen ya-
zar-yönetmen Alan Rudolph'un,
bilimkurgu ağırlıklı, kendine özgü
bir kara mızaha dayanan hikâye ve
romanlanyla 1970'li yıllardan be-
ri dikkat çeken, kolay kolay kate-
Sharon Stone 'Seksi Peri'deolgun ve dolgun.
gorilere sığmayan Amerikah yazar
Kurt Vbnnegut Jr.'un, vaktiyle di-
limize de çevrilmiş, aynı adlı roma-
nından uyarladığı "Şampiyonlann
Kahvarosr, Kilgore Trout (Albert
Finney) adındakı başansız bilimkur-
gu yazanyla, onun romanlannm
hayranı olan, Dwayne Hoover (Bru-
ce Willis) adındaki, biraz kafadan
çatlak, zengin bir işadamınm çev-
resinde ve gittikçe deliren bir dün-
yada gelişiyor.
Kahramanlannın gözünden mo-
dern yaşamın yerleşmiş kurumla-
nna saldın niteliğindekı "Şampiyon-
lann Kahvamsı'' meraklısına sürp-
rizler vaat ediyor.
The Muse /
Seksi Peri
Hollywood'un, komedi
ustası adaşı MdBrooks'un
izini süren oyuncu-yazar-
yönetmenlerinden Albert
Brooks'un son filmi "The
Muse- Seksi Peri", yönet-
menin gözünden Holrywo-
od yaşamına bakan bir "eğ-
lencefik". Brooks'un her
zamanki gibi yazıp yönet-
tiği ve oynadıgı "Seksi Pe-
ri", Amerikan sineması-
nm ünlü isimlerini karşımı-
za getiriyor. Örneğin filmin
kahramanı, nicedir özgün
bir şey yazamayan, kalemi
tıkanmış, maddi sıkuıtıya
düşmüş senaristi oynayan
Albert Brooks'la, yardı-
mını istediği, doğaüstü
güçlere sahip, seksi ilham
perisini canlandıran (ve
Bruce VViIlis 'Şampiyonlann Kahvartısı'nın zengin, çarJak işadanu.
böyle peri dostlar başına dedirten)
Sharon Stone'un ve senaristin il-
ham perisiyle çok iyi anlaşacak ka-
nsuıı oynayan Andıe MacDovvell'in
yanı sıra Jeff Bridges, Cybill Shep-
herd, Jennifer TıDy'nin de rol aldı-
ğı filmde Martin Scorsese, James
Cameron. Rob Reiner kendilerini
oynuyorlar.
October Sky/Eklm Dü$ü
Son yıllarda "Rocketeer", "Ju-
manji" gibi fılmleriyle adından söz
ettiren yönetmen Joe Johnston'un,
Jake GyOenhaaLChrisCooper,WH-
liam Lee Scott, Laura Dern, Nata-
lie Canerday gibi genç oyuncular-
la çevirdiği "October SKY-Ekim
Düşû", uzun yıllar boyunca NA-
SA'da çahşmış bir uzay mühendi-
sinin gerçek yaşamöyküsünden per-
deye aktanlmış.
Werner Von Braun'un çalışma-
lanndan etkilenip üç arkadaşıyla
birlikte roket yapıp firlatan ve ba-
basının karşı çıkmasma aldrmaksı-
zın sonunda kasaba halkını yldız-
lara erişmenin hiç de kötü bir şey
olmadığına ikna eden azimli genç,
uzay çağının başladığı 1950'li yıl-
larda kendine daha iyi bir hayat
kurmaya kesin kararlıdır.
Geçmişe saplanıp kalmış baba-
sına karşın geleceği gören, uzaya gö-
nül vermiş bir gencin düşlerini ger-
çeğe çevirdiği, gerçek bir yaşamöy-
küsüne dayanan "Ekinı Düşü", NA-
SA'dan geçen yıl emekli olmuş uzay
mühendısi HomerH-Hickam Jr.'un
"Rocket Boys" adlı biyografik ki-
tabından sinemaya uyarlanmış.
Thierry Bouefin 20. yüzyılm
son gösterisi btanbul'da
• Kümir Servisi - Ünlü Fransız fotoğrafçı Thierry
Bouet'nin 'Century's Last Show' (Yüzyıluı Son
Gösterisi) adlı fotoğraf sergisi 13 Ocak'ta Istanbul
Resim ve Heykel Müzesi'nde açılacak. Profesyonel
fotoğrafçılığa Tony Kent'in asistanı olarak başlayan
Bouet, 1997 yıluıda Türkiye'de 'Hotel Particuliers'
başlıklı bir sergi açmıştı. Sanatçı bu son sergisinde
moda dünyasını farklı bir bakış açısıyla ele alıyor.
20 Ocak tarihine dek sürecek olan sergiden sağlanan
tüm gelir Türk Eğitim Vakfı Depremzede Çocuklar
Eğitim Fonu'na aktanlacak.
Cemal Süreya Şiir Ödülleri'
sahiplenini bıridu
• Kültür Servisi - Ayduılık dergisinin düzenlediği
'Cemal Süreya Şiir Ödülleri'ni kazananlar belli
oldu. Bu yıl 10. su düzenlenen ve 46
yayımlanmamış, 18 yayımlanmış yapıtın katıldığı
yanşmada Altay Öktem 'Şiddet, Elbet' adlı
dosyasıyla yayımlanmamış yapıt dalında ödül
alırken, yayunlanmış yapıt dalında yanşmaya
katılan hiçbir yapıt ödüle değer görülmedi. Ödüller
11 Ocak'ta Italyan Opera Salonu'nda yapılacak bir
törenle sahiplerine verilecek.
Köpptfnün yönetmeni
Bernhard VNcki öMü
• MÜNtH (AA) - Ünlü banş filmi 'Köprü'nün
yönetmeni Bernhard Wicki, 80 yaşında Münih'te
öldü. 1919'da Münih'te doğan Wicki, savaş sonrası
Ahnan sinemasının önde gelen simalanndandı.
'Köprü'de İkinci Dünya Savaşı'nda Nazi ordusunda
silah altma alınan bir grup öğrencinin müttefiklere
karşı bir köprüyü savunmalan ve başlanndan
geçenler konu ediliyordu. 1959'da çektiği 'Köprü'
ile uluslararası alanda ün kazanan Wicki, 'Malachi
Rüyası', 'Yaşlı Kaduıın Ziyareti', 'Kalenin Fethi' ve
'Zanzibar' gibi tanınan fihnleri de yönetmişti.
Jeanne Moreau'ya Altın Ayı Ödütü
• Kültür Servisi-
Ünlü Fransız oyuncu
Jeanne Moreau,
Berlin Uluslararası
FilmFestivali'nde
yaşam boyu başanlı
çalışmalan
nedeniyle Altuı Ayı
ile ödüllendınlecek.
Festival
düzenleyicileri, bu
yıl 50. yılıru
kutlayan ve 9-20
Şubat tarihleri
arasında
düzenlenecek olan
festivalde,
Moreau'nun çalışmalanna da yer verileceğini
açıkladı. Sinema dünyasına 1949'da atılan ve bugün
71 yaşında olan Jeanne Moreau, ünlü fihni'Jules ve
Jim'de François Tnıffaut ile çalışmıştı.
Hollyvvood binyılm eşiğinde
pekor kırdı
• LOS ANGELES (AFP) - Hollywood filmleri,
1999'da toplam 7.3 milyar dolarlık hasılat elde
ederek, yeni binyılın eşiğinde bir rekora imza attı.
Pazanrun yüzde 17'sini elinde tutan Walt Disney
yapımlan bu hasılattan en çok pay alan filmler oldu.
Şirketin imzasım taşıyan 'The Sixth Sense' (Altmcı
His) ve Toy Story 2 (Oyuncak Hikâyesi 2)
beklenmeyen bir ilgiyle karşılaşarak 200 milyon
dolarlık kazanç elde etti. Listenin ikinci sırasında
yüzde 14'lük payla Warner Bros. yer alırken yüzde
13'le Universal üçüncü sırayı aldı. Yılın en yüksek
hasılatuu toplayan Yıldız Savaşlan Bölüm 1- Gizli
Tehlike'nin yapuncısı olan Tvventieth Century Fox
ise beşinci sırada kaldı. 'Austin Powers II' ve 'Blair
Cadısı' da Yıldız Savaşlan'ndan sonra en çok
izleyici çeken yapımlar oldu.
2000in ilk uluslapapası ödülü
Fanl Say'a verildi
• Kürtür Servisi - Fazıl Say'ın 'Gershwin' adh
albümü, ilk uluslararası odülünü Fransa'da kazandı.
'Gershvvin'e, dünyanm başlıca klasik müzik
dergilerinden 'Le Monde de la Music' 'Ayın CD'si
ödülünü verirken, albümü Alman RTL televizyonu
ve radyosu da "Aym Plağı' seçti. Türkiye'de geçen
hafta satışa sunulan ve içinde 'Rhapsody in Blue',
'Summertime', '1 Got Rhythm Variations' gibi
yapıtlannın da yer aldığı 'Gershwin'de Fazıl Say'a
Kurt Masur yönetimindeki New York Filarmoni
Orkestrası eşlik ediyor. 'Gershwin', Mart ayından
itibaren Teldec-Atlantic Records firması tarafmdan
ABD'de ve tüm dünyada satışa sunulacak.
Fotoğraf sanatçısı
Jose Maria Silva öldü
• LTÎUGUAY (AFP) - Ünlü tango şarkıcısı Carlos
Gardel'i muhteşem fotoğraflarla ölümsüzleştirerek
büyük bir ün sahibi olan Ispanya kökenli fotoğraf
sanatçısı Jose Maria Silva, bir yüzyıh aşan yaşamuıa
veda etti. 102 yaşında ölen sanatçı, popüler fotoğraf
sanatının en büyük isımlerinden biri olarak kabul
ediliyordu. 1897'de Ispanya'da dünyaya gelen
sanatçı, henüz beş yaşındayken ailesiyle birlikte
Uruguay'a göç etti. İlk stüdyosunu 1917'de ülkenin
başkenti Montevideo'da açtı. Gardel'le 1917'de
şarkıcnıın Uruguay turnesinde tanışan Silva, o
yıldan sonra Gardel'in fotoğraflaruıı sık sık çekti.
Ancak sanatçıyı fotoğrafın en tanınan isimlerinden
biri haline getiren yapıtlar, 1933'te çektiği Gardel
fotoğraflan oldu. Arjantin'in bu en ünlü tango
şarkıcısımn geniş kenarlı şapkasuım altından
gülümseyen yüzü belleklerden hiç silinmedi.
Gardel, bundan iki yıl sonra bir uçak kazasında
yaşamını yitirdiği için, bu fotoğraflar sanatçuun
müzik yaşamında kaydedilmiş son göriintüleri oldu.
Şarkıcı, çekmekte olduğu filmlerinin reklamını
yapmak amacıyla fotoğraflann 400 kopyasını
isteyince fotoğraflar daha da büyük bir üne
kavuşmuştu.