19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 OCAK2000ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER habere tepk) • İstanbul Haber Servisi- Avukat Alp Selek, Mısır Çarşısı davası nedeniyle Umranıye Cezaevi'nde tutuklu bulunan kızı Pınar Selek" e cep telefonu götürürken yakalandığı yönündeki habere tepki gösterdi. Avukat Selek bir gazetede, "Ünlü avukat cezaevine telefonuyla girerken yakalandı" başlıklı haberle ilgili olarak cezaevine telefon sokma ıddiasının 1 yıl önceki bir olay olduğunu ve dalgınlık nedeniyle kaynaklandığuu ifade ederek bu konuyla ilgili davanın da 3'üncü oturumunun yapıldığını kaydetti. Özbey'in itadesînin alınması • Istanbul Haber Servisi - Abdi Ipekçi cinayeti sanığı olarak aranırken Belçika'da yakalanan Yalçın Özbey'in ifadesinin alınabilmesi amacıyla Belçika makamlanna gönderilmek ûzere hazırlanan belgeler, Fransızcaya çevriliyor. Aynı dosya kapsamında Özbey'le birlikte gıyabi tutuklu olarak 20 yıldır aranan Mehmet Şener hakkındakı soruşturmada zamamaşımı süresinın dolması nedeniyle, 6 Ağustos 1999 günü takipsizlik karan verilmiş ve Şener'in gıyabi tutukluluğu kaldınlmıştı. Erdem'den kınama - • tstanbul Haber Servtt- Kamu Emekçılen Sendıkalan Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Siyami Erdem, yaptığı yazıh açıklamada, Eğitim-Sen Ağn ve Diyarbakır şubelerinın polis tarafindan aranmasını kınadı. Erdem, "Keyfi şekilde yapılan aramalann asıl amacuun KESK'in mücadelesini ve toplumsal muhalefeti engellemek olduğu açıktır" dedi. Sözen ve GökneTe beraat• Istanbul Haber Servisi - Kabataş-Baltalimanı tünel inşaatı sırasında usulsüz ödeme yaptıklan ve görevlerini ibmal ettikleri iddia edilen dönemin tstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen, ISKİ Genel Müdürü Ergun Göknel ile ISKİ Yönetim Kurulu üyeleri Metin Kavuk, Ziya Kurtaran ve Turgut Balıkcıoğlu, yargılandıklan Istanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada delil yetersızliğinden beraat etti. Saltuk, by-pass ameliyatı oMu • Haber Merkezi - Florence Nightingale Hastanesi'nde koroner by- pass ameliyatı geçıren emekli Orgeneral Haydar Saltuk'un sağhk durumunun iyi olduğu bildinldı. Yapılan açıklamada, göğüs agnsı şikâyetiyle Florence Nightingale Hastanesi'nde tedavi altına ahnan emekli Orgeneral Saltuk'a, Prof. Dr. Bıngür Sönmez tarafindan yapılan koroner by-pass ameliyatı sonrası 2 damannm değiştirildiği belırtildi. Açıklamada, Saltuk'un 1-2 gün içinde taburcu olacağı kaydedildi. TÜMTtS'ten knama • tstanbul Haber Servisi - Türkiye Motorlu Taşıt îşçileri Sendikası'ndan (TUMTtS) yapılan yazılı açıklamada, Akgün Nakliyat amban tstanbul Şubesi'nde işten çıkanlan ve haklannı bile alamayan TÜMTÎS üyelerinden 3 kişinın, dün işyerinin taşındığı'yeni adresi önünde beklerken gözaltına alınması kınandı. Türkiye'nin dışında hemen tüm ülkeler yılbaşı törenlerinde 'kültürlerini' sergilediler 'Tarihmıizr imuttuk DUZYAZI OKTAYEKİNCİ Bundan 2000 yıl önce Hz. Isa dûnyaya geldiğinde Anadohı'da- ki insan uygarhğı tam 8000 yaşın- daydı. Megara Kralı Byzas'ın şim- diİti Saravburnu'na gelerelc "kör- kr şehri" dediği Kalkedon'un (Kadıköy) karşısında İstanbul'un ilk çekirdeğini kurmaya başlama- sının üzerinden ise yaklaşık 600 yıl geçmişti. Yine Anadolu'daki nice kentimiz de Isa'nın doğumu- nun farkında bile olmadıklan ay- nı dönemlerde en az 1000 yaşın- da, hatta 1500 yaşındaydüar... 31 Aralık 1999'u 1 Ocak 2000'e bağlayan gece, dûnyanın doğusun- dan batısına sırayla "milenyuma girisi" kutlayan hemen tüm ülke- ler, bu büyûk uluslararası gösteri- yi ekranlan başında izleyen mil- yarlarca insana aym zamanda ken- di "tarihsel ve kültûreJ zengmük- lerini" de tanıttılar. Geçmişleri sadece birkaç yüzyıl öncesıne kadar uzanabilen Güney Pasifik Adalan'ndakı kutlamalar bile hemen tümüyle "yöresel renk- ler" ve "geleneksel degerler" ile düzenlenirken, başta Avrupakent- leri olmak üzere, geçmişleri yine • Uygarlığın binlerce yıllık geçmişine beşiklik eden bir ülke olarak, 2000 yılı kutlamalannda tarihsel zenginliğimizi dünyaya tanıtmak yerine Taksim Meydanı'ndaki bir 'rock' konserini ve 'The Marmara' görüntülerini yeğleyerek bir daha ele geçemeyecek büyük bir fırsatı kaçırdık... Yazık, çok yazık... en çok 1000 ya da 1500 yıl olan dünya kentleri de televizyon ek- ranlannda tarihsel yapılan ve uy- garhk simgeleriyle yer aldılar. Örneğin Moskova, yaklaşık 850 yaşındaki Kızdmeydan'ı 3. bin yı- la taşımanın coşkusunu dünyayla paylaşırken, Viyana'daki kutlama- larda görkemli saraylann görün- tüsü eşliğinde bütün insanhğa 18. ve 19. yüzyıhn "vab" klasiklen dinletildi. Benzer şekilde, Londra da tarihı Traflalgar Meydam'nda toplanan yüz binlere, 2000 yılına girildığinın haberini, yine kent ta- rihinın bir parçası olan Big Ben'in ünlü 13 tonluk çan sesiyle duyu- rurken naklen yayın sırası Yuna- nistan'ageldiğinde milenyum sah- nesine bu kez Atina'daki "Akro- pol" çıkıyordu... Türkiyemiz ise, işte böylesine muazzam bir uluslararası "tarih ve küttür gösterisine" binlerce yıllık ve dünyada "tek" olan kültür de- ğerleriyle katümak yerine, sadece Taksim Mevdanı'ndaki kutlama- lan ve bir "rock konserini" ekran- lara yansıtmakla yetındi. Galiba bu organizasyona "bi- zinı" de katılmamızı sağlayanlar, kim biür belki de "Cumhuriyet'in 75. yıh" ile "LS.2000yıhnaginne- nin" arasındaki "tarihsel anlam farkmı" bile pek kavTayamamış- lardı. Ya da belki de dünyaya ken- dimızi tarutırken, 10.000 yülık uy- garlık birikimlerimiz yerine "Cumhuriyet Meydanımızr gös- tererek ne kadar "*çağdaş" (!) ve "Babh" olduğumuzu da kanıtla- mak istemişlerdi... Oysa gerçekten çağdaş ve ay- dınlanmaya dayah Batılı düşünce, Uzakdoğu'dan Avrupa'ya kadar hemen tüm ülkelerde geçmiş de- ğerlerin ve kûltürel kazanımlann 2000"lere taşınarak, 3. bin yılı da "kimlikti ve kisihkli bir yaşam- b"buluşturmayı hedefliyordu. Bu nedenle de milenyum kutlamala- nnda ulusal renklen e\Tensel bi- lince taşıyanlar beğeni kazanıyor, biz ise bu konuda belki de "şam- piyon" olabileceğimiz görüntüle- ri dünyaya sunacağımız yerde, "The Marmara"nın önündeki ışıklı reklamlarla avunuyorduk... Pekı, Türkiye, 31 Arahk 1999 günü bizim saatimizle 12.00'de başlayan ve neredeyse bir tam gün süren "dünya mflenyum kudama- lan naklen yavm gösterisi" ıçin ts- tanbul'dakı hangi alanı yeğlenıe- liydi?.. Hiç kuşkusuz ve hiç tartışmasız Sultanahmet Meydanı'nı... Gerçi Eminönü Befcdiyesi,biraz da "siyaset kokan" bir kararla ve kimılerine göre de sadece Tak- sim'deki buluşmaya alternatif ol- ması için Sultanahmet'te de yılba- şı kutlaması düzenlemiş, buraya da çok sayıda vatandaş katılmıştı. Ancak aym kutlamayı aynı yer- de Eminönü Belediyesi'nin siyasi yönetimi değil, Tûrldye'yi temsil edecek şekilde, örneğin Kûkûr Bakanuğı düzenlemeliydi. Ya da uluslararası TV yayınına katılan "uhısal kanaUarumz" olarak Nilliuef KDKUD» SONRA 7 M£OJS UYESIdeCHPdenAYRIL TTJS fflı |CumhuriYetg bâyâlt'nt fobü ^»o<ftr otarak sOtOOncmk lli'tkiıuıct ht-niiz kanıra \anuııadı)NÜ'nün| İF ASIAÇIKLANDI^ ^ •M»._«H G e n W e t U m l , Komuta |f; Konscyi toplanıyor ^5? tnönü'nün istifa mektubunu okuyan torun Gülsün Bilgehan partiye katıldı # Gülsün Bilgehan Toker, "Partide ışık gördüm" diyerek CHP'li oldu. Partiyi hiziplerin batırdığını vurgulayan Toker, CHP'nin seçmenin verdiği dersi anladığını düşündüğünü söyledi. CHP'de (Cumhu- riyet Bürosu) - 2. Cum- hurbaşkanı tsmet tnö- nü'nün CHP'den "istifa mektubu"nu 5 Kasım 1972'de Pembe Köşk'te düzenlenen basın top- tnönü'nün torunu Gülsün Bilgehan Toker partiye kaülma aşamasuu şöylc anlaü- yor: "Genel Başkan btni partiye davet etti. Bu çok büyük bir etken. Ama daha ön- ce böyle bir davet alsaydım o zaman düşünürdüm. Şimdi kabul ettim." lantısıyla kamuoyuna duyuran torunu Gülsün Bilgehan Toker, "Partide ışık gördüm" diyerek CHP'li oldu. Partiyi hiziplerin batırdığını vurgulayan Toker, CHP'nin seçmenin verdiği der- si anladığını düşündüğünü söy- ledi. 25 Arahk 1999'da CHP'ye ka- tılan Gülsün Bilgehan Toker, partiye ilişkin görüşlerini Cum- huriyet'e anlattı. • Bir siyasi partiye ük kez mi ûye oluyorsunuz? • Evet. Daha önce hatta, bir- kaç dönemdir, hangi partiye oy vereyim diye bir seçmen olarak karar vermekte zorlandnn. • Şimdi üye olduğunuz parti daha önce de faaliyetlerini sür- dûröyordu, CHP'ye oy vermek konusunda çekinceleriniz mi vardı? • Yorum yapmıyorum. Bizim ailede böyle bir gelenek var. Kimse nereye oy verdiğini söy- lemez. Ama en azmdan böyle bir düşüncem ve endişem olduğu- nu söyleyebilirim. Ama daha sonraki dönemde CHP'nin seç- menin kendıne verdiği dersi ni- hayet anladığını düşünmeye baş- ladım. Ve yeniden yapılanma- sıyla partinin benim gibi düşü- nen insanlar için yeniden, eski "dedeocagV konumuna gelebil- me ümidini hissettim. Partide, böyle bir ışık gördüm yeniden. Aynı zamanda benim gibi, CHP'ye belki biraz ağır bir ders verdiğini düşünen seçmenleri- nin de aslmda gönülden, "Keş- ke şu partimiz birbiriyle kavga etmekten çıkıp ideaOerimiz için kavga eden parti oisa da, yeni- den isteyerek canıgönülden gidip partimize oj' versek" diye düşün- düklerini görmeye başlamıştun. Böyle düşünenler için bir ilk adırn atmak istedim. Şimdi gö- rüyorum ki aslmda, ne kadar çok insan gerçekten aynı şeyleri dü- şünüyor, aym sözleri söylüyor, birbiriyle paylaşıyormuş. Birkaç gündür çeşiüi çevrelerden kutla- ma telefonlan alıyorum. Aynı düsüncede olduklarmı, ne yapa- bileceklerini soruyorlar. Partiyi nasıl gene eski partimiz haline getirebüiriz, diye soruyorlar. Bi- zim kuşağımızın, sonrakilerin, evlerinde dedelerden kalma 6 ok bayraklan bulunan, Ismet Paşa, Atatürk resimleri bulunan ve bugün hangi partiye oy verecek- lerini bilemeyen gençler için bir örnek ohnak istedim. • Üye olmadan önce CHP'ye halaynm anlatır mııgniT? • Ben oy verecek yaşa geldi- ğimde CHP yoktu, kapanlmıştı. Benim bir özeüiğim de tsmet Paşa'mn hayatının son döne- minde, onun CHP'den istifa mektubunu okumamdı. Ve o is- tifa mektubunun içinde, partinin tsmet Paşa için sakıncah olarak görülen bir yolda ilerlediği ve bu yüzden tsmet Paşa'mn istifa et- tiği yazıyordu. Yani o günden beri benim partim yoktu aslmda. Birçok eski CHP'li gibi. • Bir dargınhk ya da kırguüık mı söz konusuydu? • Hayır, bir kırgmlık yoktu. Belki bir hayal kuıklığı vardı. A- ma düzelmesi için bir ümit vardı. O sırada ben öğ^enirnimi yapı- yordum. Oy verecek yaşta değil- dim. Öğrenimim bittikten sonra da askeri darbe oldu. 12 Eylül 1980 darbesi... Ve zaten partim kapatıldı. CHP olarak çok yeni açıldı. Ama o CHP de benim par- tim değil. O CHP, hepimizin kız- dığı, üzülerek baktığı, birbiriyle kavga eden CHP'ydi. Onun ar- tık, çok fazla uzadığını; genç-yaş- lı bütün seçmenler için bu ıstıra- bm, acunn çok fazla uzadığını düşünüyorum. Üstelik CHP'siz bir parlamentonun ne kadar zayıf ve ne kadar niteliksiz kaldığını da görüyoruz. • Ismet tnönü'nün istifasuu okudunuz. Bu hem duygusal ola- rak önemli hem de tarihsel bir önem taşıyor. Aradan geçen bun- ca zamandan sonra onun da ge- nel başkanlık yapOğı partiye üye olmak nasü bir duygu. • Çok özel. O yüzden belki bir başka partiye üye ohnak aklım- dan geçmedi. Ilkelerini ve yöne- timini desteklemediğim bir CHP'ye oy vermeye gönlüm el- vermedi. Ama şimdi CHP seç- menin verdiği dersi aldı diye dü- şünüyorum. Umanm, kişisel ne- denlerle değil, ilkeleri için kav- ga eden bir parti konumuna ge- lir. CHP'yi yeniden yapılanmak için gayret içinde görüyorum. Benim gibi düşünen ve şu ana kadar herhangi bir partiye üye olmayan yurttaşlann, gençlerin ve kadınlann bu partiyi elbirli- ğiyle yeniden kurması için bir ışuc belirdiğini umuyorum. • Bu ışığı görünce, siz kendi- niz mi partiye üye olmak için ka- rar alduuz, yoksa size davet mi geldi? • Genel Başkan beni partiye davet etti. Bu çok büyük bir et- ken. Ama daha önce böyle bir davet alsaydım o zaman düşü- nürdüm. Şimdi kabul ettim. • 18 Nisan seçimJerinden bu yana CHP'de çok önemli deği- şiklikler oldu. Tüm bu süreçte yaşananları nasıl değerlendiri- yorsunuz? • Gelinen nokta tabii ki yeter- li değil. Parti yeniden yapılan- maya başladı sadece. Ama bu gelişmeleri olumlu değerlendiri- yorum. Ama bu ışık ortaya çıkar çıkmaz, yeniden bazı güçlerin kulislerde, çeşitli yöntemlerle bu görünmeye başlayan ümidi yıkmaya başladık- lanru görüyorum üzüle- rek. Ama ümit ediyorum ki biz başanh olacağız. Biz derken CHP kökenh olup da bir siyasi parti çarkına bugüne kadar girmemiş, susmuş ama hep üzülmüş olan seç- men kitlesini kastediyo- rum. • CHP.seçimyenflgisi- nin nedenlerini irdelediği bir çahşma yapn. Barajın altmda kalmasuun çeşitli nedenleri sayüıyor. Sizce CHP neden barajın altm- da kaldı? • Partinin hazırladığı çahşma son derece olum- lu. Yalnız bu çalışmanın, parti dayanışmasını aşa- cak şekilde, çeşitli hiziplerin si- lahı olarak kullandması son de- rece yanlış. Benim ve benim gi- bilerin istemediği, ürktüğü, çe- kindiği de bu zaten. Bu yüzden oy vermemiştik. Bu başka türlü nasıl anlatılu" ki? Siyasi partiler için tek bir gösterge vardır, o da halkın oyu. Ve halk, son seçim- lerde bu yönetimi beğenmediği- ni, birçoğu da içi kan ağlayarak, oy venneyerek gösterdi. Bundan daha belirgin bir gösterge ola- maz. Bunun üzerinde rapor yaz- sanız ne olur, yazmasamz ne olur. Bunu sokaktaki insan ko- nuşuyor. Bunu benim çocukla- nm bile biliyor, CHP'nin neden battığını... CHP hiziplerden bat- tı. Kişi partisi haline gehnişti. • tnönü ailesinin CHP'ye üye olmaya hazırlanan başka üyele- ri varmı? • Var tabii; benden daha kü- çükler var, kardeşlerim var. Her yaşta hazır. • Türkiye'deki son siyasi ge- lişmeler hakkındaki görüşlerini- zi anlaor nusuuz? • Daha önce de belirttigim gi- bi, ben siyasete 25 Arahk 1999 günü girdim. Bu konuda sadece bir yurttaş ve seçmen olarak de- ğerlendirme yapabilirim. Gerek ekonomik, gerek siyasal alanlar- da çok kritik bir dönem yaşıyo- ruz. Çoğu zaman parlamento ye- ni kuşaklarm çok gerisinde ka- lıyor. Kurtuluş Savaşı'm kaza- nan ve Cumhuriyet'i kuran 40 yaşın altındaki kuşaktı. tsmet Inönü Genelkurmay Başkam ol- duğu zaman 36 yaşındaydı. Yurttaşlar, Meclis'e niteliksiz insanlar giriyor diye şikâyet edi- yorlar sürekli ama yalnızca şi- kâyet ediyorlar. O çarkı kırma- nın en iyi yolu bir şeyler yap- mak. CHP'nin şu anda bunu yapmaya çalıştığını umuyorum. "NTV" ve "CNN Türk"ü yöne- tenler bunu akıl edip, hem tarihsel geçmişimizin böylesi bir gecede siyasi sömürü aracı haüne getirü- mesine engel ohnalıydüar hem de dûnyanın karşısına en büyük ve "raidpsiz" zenginliğimizle çıkma- mızı sağlamalıydılar... Taksim yerine Sultanahmet'in yeğlenmesiyle l.S. 2000'e "hangi degerlerle" gireceğimizi şöyle bir düşünün. (Nitekım arkadaşlanmız tpekve Oral Çahşlar da, dostlany- la birlikte o gece Sultanahmet'te tarihi izleyerek 3. binyıla yürüme- nin tanımlanması bÛe olanaksız duygulannı yaşamış oknaktan müthiş mutlular... Onlan kutluyo- rum.) On binlerce ve belki de yüz bin- lerce insan, ilk yapıldığı yıl olan LS. 190'lardan bu yana, neredeyse 2000 yıldır dünyadaki ender tari- hi kent alanını oluşturan Hippod- rom'da toplanacaktı. TV kamera- lan kuzeye doğru döndüğünde, "LS. 1. binyıhn" tanığı, muhteşem Ayasofva'y ı milyarlarca insanla ta- nıştıracak; güneye döndüklerinde ise bu kez de t.S. 2. binyüın tanı- ğı, görkemli Sultanahmet Cami- si'ni bir anda aynı dünyalılara ulaş- tıracaklardı... Hele şu ünlü "Mfflton" ta- şı!.. Tarihin derinliklerinde- ki, o "yeryüzünûn merkezi" sayıldığı çağlara ait efsane- leri 3. binyılın eşiğinde ye- niden insanlığa anımsattı- gında, havai fışeklerden çok daha parlak bir ışık seli kö- relmiş bilinçleri de aydınlat- mayacak mıydı?.. İşte bu "evrensdniirasb'' kucaklaşacak insanlann coşkulan ekranda yer alu-- ken, örneğin bir Efes, bir Bergama,bır Ani,bir Prien- ne ya da .\ntakyu, Mardin, Hasankeyf, Çatalhöyük, Safranbolu, Sumeta, Mugla, Side, Konys», Baron, Amas- ya ve daha nice antık ve ta- rihsel yerleşmelerimizden kısa göriintülerin de art arda yansıbldığı ekranı düşledi- ğimizde, ne denli önemli ve bir daha ele geçmeyecek bü- yük bir fırsatı kaçırdığırruzı hemen fark edeceksiniz... Ne diyelim?.. Umanz 2000 yıh artık bizde de "t»- rih Nhıci" denen şu uygar- lık güvencesinin anınmsan- dığı yıl olur. Yine umanz, "asıl miknvum" kutlaması 21. yüzyıla gerçek giriş gü- nü, yani 31 Arahk 2000 ge- cesi yapılır da, bu kez artık dünyadaki eşsiz yerimizi ki- şiliksiz şovlarla değil, bize özgü degerlerimizle almayı beceririz... - •'"" - UOUD Başkanı 'Üniversüeler kan haybediyor' tstanbul Haber Servisi- Araştırma görevliliğinin, öğretim elemanlannm geür düzeylerinin enflasyon kar- şısında aşınması ve öğretim elemanlan için alternatif oluşturabilecek iş alanlan- na göre gerilemesi sonucu, başanh mezunlar için çekı- ci olmaktan çıktığı behrtil- di. Maaşlann yetersizhğinin sadece bir meslek grubunu etkilemediği, Türkiye'nin ekonomik ve sosyal gehş- mesinı frenleyen, ertelene- meyecek bir problem oldu- ğu vurgulandı. Üniversite Öğretim Üye- leri Denıeği (ÜÖÜD) Baş- kanı Prof. Dr. Kadir Ergra, yaptığı yazılı açıklamada, üniversitelere aynlan kayna- ğın ve öğretim elemanlan- nın maaşlannın yetersiz ol- duğunu ifade ederek soru- nun her yıl ağırlaşüğını kay- detti. Maaşlann yetersizhği- nin sadece bir meslek gru- bunu değil, toplumu da ilgi- lendiren yönü olduğuna de- ğinen Prof. Dr. Ergin, "Bu dunımüniversitelerimiziza- yn* düşürerek. bu knromb- nn verdiği eğhim ve araşbr- ma faaüyederini büyük öl- çüde suurlayan, dolayısıyia öğrencilerideerküeyen, Tür- krye'nin ekonomik ve sosyal geüşmesini frenleyen ciddi bir proMemdir" dedi. Küreselleşme ve hızlı teknolojik değişimin üni- versitelerin önemini gjttikçe arttırdığını anlatan Erdin, son yıllarda öğretim ele- manlannın gelir düzeyleri- nin hem enflasyon karşısın- da aşındığını ve satın alma gücü olarak duştüğünü, hem de öğretim elemanlan için alternatif oluşturabilecek iş alanlanna göre gerilediğine dikkatçektı. ORHAN BtRGtT İndin - Bindir YöntemL Dün öğleyin gelen bir haber, Hoca Nasrettin'in bir kez daha hayırla anılmasına yol açtı. TEDAŞ'ın 3 Ocak günü, üstelik yeni yılın ilk günün- den geçerii olmak üzere elektrik ücretlerine yaptığı yüzde 5 oranındaki zam, Başbakan'ın Enerji ve Ta- bii KaynakJar Bakanlığı'na verdiği talimat sonunda yüzde 2.1'e çekilmişti. Yani hükümet, iki gün önce hem sanayi sektörü- ne, hem de çok büyük bir tüketici kitlesine Nasret- tin Hoca'nın o ünlü anektodunda olduğu gibi eşeği kaybettirmiş, bir gün sonra da kimi eksiklikleri ile bu- lunduğu haberini vermiş oluyordu. Ekonomimizi yönetenler, 2000 yılına kamuda ve özel sektöfde her altı ayda bir yapılması doğal sayı- lan ücret ayartamalannın, enflasyon hedefine uygun ölçüler içinde yürurlüğe sokulacağını söylediler. Enflasyonu dondurma pahasına, yeni yılın ilk ya- nsında yüzde 15-20'lik bir artışı sindirmeye çalışan- lar, ocak ayının daha ilk haftası tamamlanmadan kar- şılaştıklan fiyat artışlan karşısında şaşırmakta haklı- dırlar. Gerçi, iş dünyası hükümetin enflasyonla savaş ko- nusunda verdiği sözleri bir güvence olarak gördü- ğünü saklamıyor ve bu nedenle de faizlerdeki düşü- şün süreceğine olan inancını koruyor. Ama öte yan- dan geçen yılı yüzde 57'lik bir skorla tamamlayaca- ğını bildiren hükümet, tüketici fiyatlarında yüzde 68.8'lik bir artışla karşi karşıya kaiıyor. Dün Başabakan'ın TEDAŞ'a yaptığı müdahale, bir ölçüde bu psikolojik çarpıklığı gidermeyi amaçlamış olabilir. Ama o amacın yani sıra, kamuoyunda, yö- netenlerin hiç istemediği bir başka görüntüye de y- ol açacak ve "Demek ki elektrik ücretleriyüzde 5 de- ğil, 2.1 'lik bir artışla da idare edebilecekmiş" deni- lecektir. Başkentte olup bitenleri öğrenmek amacıyla kısa bir telefon görüşmesi yaptığım bir meslektaşım da benzer birfıyat karmaşasının Ankara'da iki ayrı "bü- yük market"imizde kendisini gösterdiğini anlatıyor- du. Marketlerden birincisi hepimizin tanıdığı ve sade- ce başkentte değil, Istanbul'da, Anadolu'nun çeşit- li kentlerinde zincir mağazalan bulunan Migros. Öte- kisi ise IsJami sermayenin egemen olduğu Yımpaş. Belki de yeni başlamanın getirdiği rekabet koşul- lan içerisinde daha az kârla yetinmek amacıyla bu ikinci grubun sattığı aynı türden mallarda, ötekisine göre farklı etiketleroldugunu saptamış Ankaralı mes- lektaşım; "Temizleme tozu ise ikisi de aynı firmanın ürünû. Birçok mal için de aynı şeyleri söyleyebilirim. Ama şayet rekabet için de olsa ötekisi zarar etme- den işi sürdürebiliyorsa, niçin berikisi farklı fıyatta ıs- rar ediyor?" diyordu. Enflasyonun bu yılın birkaç ayı içinde yükselebi- leceğini, ama daha sonra aşağılara ineceğinden emin oldugunu söyleyerek, faizlerdeki düşüşün sü- receğine inandığınt ortaya koyuyor Başbakan. Ama bunlan söylerken, tüm önlemlerin sadece kamu ke- simince alınması ile yetinilmemesini, özel sektörün de kendi üzerine düşeni yapması gerektiğini ekleme- yi ihmal etmiyor. "Bütün toplum kesimlerinin enflasyonu aşağıya indirme girişimine katkıda bulunmalan gerekir. Hem pazarekonomisini benimseyip hem de herşeyi dev- letten beklemek haksızlık olur" sözlerinin sahibi olan Başbakan, herhalde ücretlilerin ve emeklilerin ken- dilerine düşen katkıyı nasıl bir özveri ile yaptığım bi- liyor. Ücretleri donduran hükümetin, zamlar için de bir yandan kendi üzerine düşeni yapması gerekiyor. TE- DAŞ yönetiminin son karannı düzelttiren Ecevrt'in, bu yönetimin başındakilere elektrik gibi yaşamsal önemi olan bir tüketim malındaki fiyat ayarlamasını hangi verilerle yaptığım sorması için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'na talimat vermesi gerekmiyor mu? Faks:0212 677 07 62 E-Mail: [email protected] SÜLEYMAN ÇELEBt ^Sosyal devlet flkelerine sırt çevrüiyor' tstanbulHaber Servisi- DtSK'ebağhTekstütşçi- leri Sendikası Genel Baş- kam Süleyman Çelebi, sosyal devlet ilkesini be- nimsemiş çağdaş üUcele- rin, çahşanlann yaşam standardını yükseltirken bizimkilerin buna sırt çe- virdiğini behrtti. Çelebi, belirlenen asgari ücretle umutlannın yara aldığını vurguladı. Süleyman Çelebi, yeni yılda çahşma yaşamına ilişkin beklentilerine iliş- kin yaptığı yazılı açıkla- mada, sendikacılar olarak yeni yüzyıhn yeni bir dö- nemin başlangıcı oLması ve çahşma yaşamına iliş- kin kararlann mannk ku- rallannın belirlediği bir platformda yeniden de- ğerlendirihnesi arayışı içüıdeyken, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun behrledıği miktann sefa- let içinde yaşamayı dayat- tığını ifade etti.Çahşma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanhğı'nın sendikaya üye olan işçilerin iş akıtlennın feshini önleyen yasa tasla- ğının hazır oldugunu açıkladığmı anımsatan Çelebi, taslağın önceki hükümetler dönemindeki akıbetine uğramamasını ve sonuçlandmhtıasını di- lediklerini belirtti. Bu tas- lağm yani sıra kayıtdışı çalıştınlan işçilerin yasal çerçeveye alınmasının zo- runluluk olması gerekti- ğini kaydeden Çelebi, "Çünkü sosyal devtet ilke- sine uymayan ve kişilerin çahşma hakkuu elinden alan yasalann varhğı, ça- hşma banşuu etidh'yen faktörlerdir. Bu yeni sü- reçte ohunsuz uygulama- lardaki kaynağm yasalar- dan ayıklanarak hayata geçirümesi olumlu bir ge- nşrne olacaktu-" dedi. DtSK Yönetim Kuru- lu'nca, temsilciler mecli- si toplantılan ışığında oluşturulan 2000 yılı programı bugün Genel Başkan Vahdettin Kara- bay tarafindan açıklana- cak. DlSK'inMerter'deki genel merkez binasmrn depremden zarar görmesi nedeniyle açıklama, Şiş- li'deki Bank-Sen binasm- da yapılacak. Türk Harb-tş Sendika- sı Merkez Yönetim Kuru- lu'nca yapılan yazıh açık- lamada da asgari ücretliye reva görülen "sefalet" üc- retinin yeni bin yılın Tür- kiyesi'nde de emeğin aluı terinin hıçbir değerinin olmadığıru gösterdiği be- lirtildi. Asgari ücretin he- deflenen değil, mevcut enflasyon oranı üzerinden ve 4 kışilık aile baz alma- rakhesaplanması gerekti- ği vurgulanan açıklanıa- da, asgari ücretin bir an önce vergi kapsamından çıkanhnası istendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle