23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OCAK2000CUMA CUMHURİYET SAYFA J. L J J A kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Sinir mi sinir gizli ajan Austin Powers'ın yeni serûvenlerini aktaran 'Avanak Ajan' gösterimde <90Tı yıllarııı pembe panteri mi? James Bond'un piütonik aşk ilişkisi Kaflüispetıvlü Batı y ya nasd ıdaşacak? The World İS not Enough / Yönetmen: Michael Apted / Senaryo: Neal Purvis, Robert Wade, Bruce Feirstein / Kamera: Adrian Biddle / Müzik: David Arnold / Oyuncular: Pierce Brosnan, Sophie Marceau, Robert Carlyle, Denise Richards, Judi Dench, Maria Grazia Cuccinotta, Robbie Coltrane /1999 ABD (UIP) Ünlü yapımcı AJbert R. Brotco- li'nin ölümûnden sonra kızının ya- puncıbğında çekilmiş, 19. James Bond filmi 'The VVorkl is not Eno- ugn-Dünya Yetmez', 40 yıllık bayat efsaneyi sürdürüyor beyaz perdede. Çoktan süngüsü düşmüş Ingilizle- rin, yıllardır popûler kültür alanın- daki büyûk övüncü olagelen Bond filmleri, kenti şenlendiren sirkin cazibesini taşırdı bir zamanlar. Şim- diyse pek esamesi okunmuyor. Yarattıgı tiplemenin perdedeki başansını göremeden 1964'te ölen Ian Fleming'in, büyûk savaş son- rasında, dûnyanın bloklara bölün- düğü, soğuk savaştn Jazışüğı yülar- da yazdığı casusluk-serüven ro- manlanrun, adını Amerikaü bır kuş- büımciden alan, gözünü budaktan esirgemez, çapkm kahramanı, sa- bahtan akşama majestelerinin hiz- metindekı süper ajan 007 James Bond'un, gürültülü paurtüı kovala- macalardan, hızlı hareketli sahne- lerden, gûzel kızlardan, son model silahlardan ve teknolojik gösteri- lerden geçilmeyen serüvenlen, 1962'den beri aktanldığı sınemada gitgfife gelenekseDeşerek popülerbir sehye dönüştü zaman ıçinde. Ama maço Sean Connery'den, züppe Ro- ger Moore'dan ve coşkun-taşkın Ti- mothy Dalton'dan bayrağı devrala- rak son 6 yıldaki 3 Bond filmiyle 007 karakterine bir incelik ve duy- gusallık kartığı rahatça ileri sürüle- F!hnde Bond Brosnan, Marceau'ya tırtuhıyor. büecek Pierce Brosnan'ın onca ça- balamasına, bütiin hiperaktiflığine karşın yeni kuşak aksıyon üstün ya- pımlannın hızına pek erişemiyor her zamanki gibi, grafik bakımın- dan ilginç birjenerik bölûmûnün ar- dından Garbage'm fılme adını ve- ren şarkısıyla başlayan 'DünyaYfet- mez'. Yine habire atlayıp sıçnyor, ko- vahyorkovaianıyor, dövüşüyor se- vişiyor, bu kez alışılmış.ın ötesinde hikâyeye kanştınİmış, kadın pat- ronu M'ye (Judi Dench'i seyret- mek bir zevk) karşı geliyor, sezgi- lerine, güdûlerine ve son anda kul- lanılacak, 'jirket armağaaı' oyun- cak-silahlanna güvenerek başına buyruk da takıhyor Brosnan'ın Bond'u, ancak genelde çok hırpa- lanıyor, fazlasıyla darbe alıp sık sık çaresiz kahyor. Gerçi son anda, giz- li servisin onun için yaporttığı, yep- yeni, teknoloji icatlanylatehlikeler- den kurtuluyor her seferinde, ama 1990'lann zehir zemberek, çağdaş aksiyon kahramanlanrun yanında, artık biraz yaldızı solmuş ve sıra- dan kalıyor sanki hazret. Son döne- min politik gerçeklerinden yararla- nan ve kullanan üç senaristin, se- naryosunu Kafkaslar'ın petrolünü Tûrkiye üzerinden Batı'ya taşıya- cak bir boru hatünın yapımı ekse- ninde gelişen bir dizi maceraya da- yanan, bızim için ilginç sayılacak bir entrika üstûne oturtuklan 'Dün- ya Yeönez'le, 1962 yapımı ikinci Bond fılrni > From Russia W"rtb Lo- ve-Rnsya'dan SevgDerte'den (ve bir yıl sonrasının 'Topkapisından) uzun yıllarsonra, Istanbul'un bır kez da- ha egzotik birbiçimde, bir Bond fil- mine mekân olduğunu fark ettik. (007 sayesinde bol bol reklamımız yapdıyor, iyisi kötüsü biryana rek- lamreklamdır, ne gûzel, ne güzel!) Hatta finalde, boğazı, lstanbul'u ve bizleri kurtardıktan sonra, yüba- şı zamanı, koluna kiraz dudaklı, bombacı fistık Christmas'ı(Denise Richards) takıp aganigi-naganigi dunımlara doğru yelken açarken tüm dûnyayı da Noel'i Türkiye'de geçirmeye çaguıyor hazret, iyi mi? Thames'dan Kafkasya'ya Ispanya'nın Bilbao kentinde baş- layıp Londra'nın Thames nehrinde- ki adrenalin arttıncı bir bot yanşıy- la hız kazanarak tskoçya yaylala- nndan çıg tehlikesindeki Kafkasya daglanna, Hazar Deıuzi'ne ve Is- tanbul'a kadar uzanan 'geniş bir coğralyada'geçen 'Dünya Yrtmez'ı, geleneksel kalıplara uygun, denge- li, beylikbir anlaum tutturmuş, yıl- lann deneyimlı yönetmeni Mkha- d Apted imzalamış. Başta, M'nın de şahsi dostu olan, Azeri petrolü- nü Batı'ya sevk edecek, lngiliz işa- damı King'in temize havale edılmesıy le içi- ne daldıgımız macera, M'nin en iyi ajanını (yani Bond'u) Kıng'in kızı Elektra'yı (Sophie Marceau, babasryla so- runlu, yastan çok hırsın yaraştığı, nevrotik bir Elektra yorumuyla Bondkızlan katalogun- da seçkin bir yer edini- yor) korumakla görev- lendirmesiyle sürüyor. Daha önce uluslara- rası terörist Tilki (Ka- fatasına saplanıp kal- mış kurşun nedeniyle acı fılan hissetmeyen, yavaş yavas ölmekteki, Elektra'nın sevdahsı, fılmin kötü adamı Re- nard rolünde düzeyn' bir oyunculuk sergiliyor Robert Carlyle) tara- fmdan kaçınlmış, ka- fası çok kanşık, güzel Elektra'yla Bond'un mercımeğı finna ver- mesi, malum, kaçınıl- mazdır. Ama Rus deni- zalnlannın cirit athğı boğazda(!), Kız Kulesi dekorunda gibigörünüp stüdyoda sonuçlanan filmin bitiminde bu kez Istanbulu- muzu patlayarak yok olmaktan kur- taran Bond'un asü tercihi, şortlu, masum genç kız haliyle ortalarda salınıp duran. dûnyaya tepeden ba- kan, daha doğrusu yere bakıp yü- rek yakan, nükleer silah uzmanı, Amerikalı çıtır Denise Richards oluyor tabii ki finalde. Her yeni Bond filmi yılbaşında gösterilir geleneğıne uygun biçim- de, 2000'in üçüncü haftasında gör- düğümüz ve gizemli Azeri prense- si havalanndaki Elektra'mn hikâ- yenin meşum kadını çıktığı 'Dün- yaYetmez', bir Bond fılminden bek- İenenleri yenne getiriyor genelde. Ancak ne soluk soluğa izlenen takip sahneleri, ne belli bir düzeyin altma düşmeyen aksiyon temposu, ne iç acıcı güzelliktekı kızlan, ne de özel efektleri ve parlak teknolo- ji cilası, bu artık zamanaşırmna uğ- rayarak kabak tadı veren, sinema- nın en uzun ömürlü kahramanla- nndan olan, lngiliz ajanı 007'nin de- modeliğini pek örtbas edemiyor so- nuçta. Ancak gişe sonuçlan 'Dûn- ya Yetmez'in iyi çalıştığım gös- teriyor, görebildiğımız kadanyla. Demek ki James Bond'a hâlâ talep var... SUNGU ÇAPAN Son James Bond filmi "DûnyaYet- ' daha afışierdeyken bir de Bond parodisi gösterime gıriyor bugün: "Anstin Pnmrs 2 - Avanak Ajan" 2 yıl öncesinde, Ocak 1998'de, Kana- dalı komedyen MDtf Myers'ı üne ka- vuşturan ilk Austin Powers komedi- si "A. Poers, International Man of M>^tery - Ajanlar Krah"m da son- dan bir öncekı Bond filmi "Yarm As- faı Ötancz''in hemen peşinden se>Tet- tiğimizi anımsayınca, "Avanak AjaBn ın gösterim zamanlamasında- kı uyanıkhğa ve tanıümm öoemini tes- hm eden pazarlama becerisine şap- ka çıkardık. Yaklaşık 2-3 yıl içinde çevrilecek yeni bir Bond fılmini bü- yük olasılıkla yeni bır Austin Powers 3 güldürüsü izleyecektir sanınz! TV ekranını komedyen fabrikası- na çeviren "Saturdav Nighf liv«"dan yetişip gişe şampıyonu "VVâjne'in Düırv^sı'" (1993) filmiyle dikkati çe- ken Torontolu komedyen, yazar Mi- kE.Myers'm senaryosunu yazıp yapmv cılığına kaüldığı ve başrolünü de üst- lendığı u AjanJarKralı''nın, 1987'de- ki yapımcı fırma New Line'ı da ih- ya eden umulmadık gişe basansı üs- tüne tezgâhlanmış "Avanak Ajan,Ca- zfeesi Yeter", gündüzleri moda fo- toğrafçısı, gecelen casus olarak takı- lan, dayanılmaz Austin Powers'ın (M. Myers) serüvenlerine, ılk filmde kal- dığı yerden devam ediyor. "Ajanlar Krak"ıun sonunda evlendiği dilber Vanessa (EHzabeth Huriey), doktor Evil' in üstüne saldığı bir robot çıkıp havaya uçunca balayını yanda kesen Austin, uzaydaki sürgünlüğünden dö- nüp Ay üzerindekı bir lazer sılahıyla, Was- hington başta olmak üzere bazı büyük kent- leri hantadan silmekle tehdıt ederek ABD başkaıundan (Tun Robbins) dûnyanın pa- rasını ısteyen, ezeli düşmanı. doktor Evil 'le kapışıyor yeniden. Cınsel gûcünûn peşin- deki Austin'in verdığı dunyayı kurtarma mücadelesinde, dangıl dungul, avanak ha- li sinir edıci boyutlara enşen ajanımıza, şı- rin, sanşm CIA ajanı Felicity (Heather Gra- ham) eşlik ediyor olanca kıvırtkanlıfıyla. Sheçler halmdeki abartih gfildürû Cinsel ağırlıklı deyimleri ve esprileriyle, yediden yetmise tüm Amenkalmm düine ya- pışan Austin Powers- Myers'in popülerli- ğini ikiye katlayan ve sadece Kuzey Ame- rika'da şimdiden 200 milyon dolan aşan bir hasılat sağlayan bu bılimkurgusal komedı- ye ilgisiz kahnak zor, her ne kadar Myers'in "tu kaka" mızahından pek hazzetmesekide. Seyirciyı zaman makinesıne bindirerek ona değışim rüzgârlannın estiği, cinsel öz- güriüğün yaygınlaştığı, o psikedelik 196O'lı yıllara götürüp o dönemin şarkılanyla, dans- larryla, modalanyla bezelı, şamatalı bır nos- Austin Powers 2, The Spy Who Shaooed Me Yönetmen: Jay Roach / Senaryo: Mike Myers, Michael Mc Cullers / Kamera: Ueli Steiger / Müzik: George S. Clinton / Oyuncular Mike Myers, Heather Graham, Michael York, Robert VVagner, Rob Lowe, Seth Green, Mindy Steıiing, Tim Robbins, Elizabeth Huriey/ 1999 ABD (UmutSanat). taljik gezi >aptıran "Avanak Ajan", pop külfürü çocuğu Mike Myers'in skeçler ha- lınde gelişen abartılı güldürü tarzuu örnek- lıyor. İlk bakışta ıtıcı, kaba saba, yüzeysel Yaptığı evlenme önerisinin, New York'lu, ortaçapta bir mafya babasınm kızı olan, sev- güisı Gina (Jeanne Trippkhorn) taraündan, Michael'ı da suç âlemıne kanşbrmama ge- rekçesiyle reddedflmesini sineye çekemeye- rek, zoria dahil olduğu Gina'nın kalabalık gangster ailesine ve restoran sahibi, kaympe- der Frank'a (James CaanJ sonunda kendini kabul ettirecek, New York'ta müzayedecilik yapan, kendi halindekı. şaşkın lngiliz damat Michael Felgate'ın (Hugh Grant) duygusal güidûrüsünü hikâye ediyor 'Micke> Bhıe Ews-BdahAşk' Bütün hikâyesinin, 1994'teki DörtNikâh BH-Cenaze'yle şöhretkuşunu yakaladığından beri, benzer rollerde, aynı çizgisinı sürdüren, temizyüzlü, sakar, sünepe küıklı lngiliz oyun- cu Hugh Grant'a göre şekülendirildiği, Kelry Makin adındaki Kanadah yeni bir yönetme- nin elinden çıkma 'Belah Aşk', alışıhmş ro- mantik komedıden çok duygusal güldürü de- nebilecek ve iz bırakmadan, hoşça vakit ge- çirtecek sevimli bir aşk filmi. Bir yandan da mafya parodisi yapıyor, beylik tarafindan güldürerek KaçakGdfa', 'NottingHfl-Aşk Engei Tammaz'. vb. gibi gişesi sağlam. duy- gusal filmlerle romantik komedi türünün yıl- di2inın yeniden parladığı son dönemde ıyi- ce alışnğımız, bir çırpıda tüketilecek cinsten 'BdaJı Aşkta, bir duygusal-romantık kome- di kefesı agır basryor, bir malum mafya film- leriyledalgageçenparodiyanı. Gina'yaduy- duğu aşk uğruna yalan kıvmp, hayali bir be- lalı Mavi Gözlü Mickey olan saf kahramanı- mızın, olası dama^ını coşkuyla benimseyen baba Frank'm yol göstermesiyle müzayede evınde mafyanuı kara paral^nnı aklşmaya O A ajanı rolündeki Heather Graham, HoUyvvood'un yükselen genç yıküzlanndan. ve bayağı gelen Myers mizahı gıderek tes- lim ahyor meraklısını ve kıkırdamalar kah- kahaya dönüşüyor "Avanak AjaıTda. Sena- rist, yapımcı ve başroldeki Myers'ın moto- ru oldugu, sinema tarihinden cinselliğe, te- levizyondan rap mûzığıne kadar her alana el atan esprilerle, göndermelerle, buluşlar- la dolu bu grotesk parodi, güniimüzden 1960'lara bakıp değişen anlayış ve değer- leri oldukça abartılı bıçımde kankatünze ede- rek eğlendirmeyı amaçhyor. Pop bakışryia fc tu kaka' mfrahı., "Geleceğe DÖDÖŞ"Ü andıran konusu, ab- sürd diyaloglan. peşpeşe gelen gag'lan ve dayarulmaz Mike Myers'iyle, özellikle ba- yağıhğı, zevksızliği öne çıkaran, pislik mu- habbeti yapan, pop renkli tarzıyla amacına ulaşan "Avanak Ajan"ın yönetmeni, 1996'da ilk Austin Powers filmıni de imzalamış olan JayRoKh.James Bondkmhğryle Peters Sel- lers'uı abuk sabukluklannı birleştiren. ka- fası hep belden aşağı çalışan Austin Powers tiplemesiyie ünlenen Mike Myers, rengârenk giysili, ablak suratlı, kazma dişli, kıllı ger- zek tipli, dayanılmaz Austin'den başka iki ayn rolü de üstleniyor. tlk film- deki gibi, dazlaklığı "YouOnly Uve Tmce - Yahuz tki Kez Ya- şamr"dan ödünç alınmış, hikâ- yenin kötü adamı doktor Evil'i oynuyor yine, zamane veledi oğlundan (Seth Green) kestiği umudunu, klonlanmış. habis ruhlu, minik kopyasından uman, sempatik birdertli baba kompo- zisyonu çizerek. Aynca dokto- run şışman tetıkçisi, Iskoç yağ tulumu, makyaj harikası iğrenç Fat Bastard da o... Doğaçlama- ya yer vererek, ayrıntılara da özenerek hazırlanmış bırtakım komik skeçler halinde seyreden "Avanak Ajan". türün klişeleri- ne renk katan, dilı bozuk bır pa- rodi olarak neşeyle izlenen. göz ahcıbirseyırlik ve eğlenceUk so- nuçta. ZAZ tarzı saçma gülme- ceden çok, son yıllarda "Sabk ve Avanak", "Ah Mary Vah Mary" gibi filmleriyle adlanm duyuran Farrelykardeşlerin faz- lasıyla kenef-pislik mızahma yaslanan, uçuk kaçık, kaba sa- ba güldürü yaklaşımına yakın duruyor, komik Myers-yönet- men Jay Roach işbirliğinin ürü- nü "Aıîstin Powers 2 - Avanak Ajan" parodisi. Baştan Aus- tin 'in tıpıne gıcık kapan, en cıd- di seyircinin bile giderek ma- karalan koyverdiği filmde, gül- me katsayısının yükseldiği ve kahkaha patlamasıyla sonuçla- nan sahneler gırla. Tempo ida- re eder, dekorlar-kostümlerala- calı bulacalı, müzikler (Lenny Kravitz'in söylediği, Ges Who klasiği "Amerkan Woman" şar- kısı gibi) nostaljik, gönderme- ler açık seçik, kızlar güzel, her şey spektaküler ve yan roller de ünlüler resmi geçidi halinde. Konuklannı ekranda kavga et- tiren TV'ci Jerry Springer'den şarkıcı vVHBe Ndson'a, besteci BurtBacharachdan şarkıcı El- vis Costeflo'ya kadar... Özetle, özelükle genç kuşak Amerikan seyircisinin baş tacı ettiği, sinir mi sinir Austin Po- vvers'in "aptalca antikatıklan ve taşfamaton" çevTesinde ge- lişen "AvanakAjan", küardama- dan durulamayacak, abartılı bir eğlence terapisi uyguluyor me- raklısına. Üçüncü bir devam fıl- mine kapı açarak sona eriyor... Mafyaya içgüveyisi olunca... Mickey Blue Eyes/ Yönetmen: Kelfy Makin / Senaryo: Adam Schefrımann, Robert Kuhn / Kamera:DonaJd E. Thorin / Müzik: BasiiPotedouris / Oyuncular Hugh Grant, James Caan, Jeanne Trippiehorn, Burt Young, James Fox, Joseph Vrterelli /1999 ABD (VVB) başlayarak hayat standardım yükseltmesiy- le, mafya-resim bağlantısıyla, ardından bffci- nayete ve kirli, karanlık işlere bulaşıp polis- le işbuiiği yaparak, yeraltı dünyasuun yü- lardır izlenen, şüpheli babalannın yakalan- masma neden olmasıyla süregelen film, ta- bii ki kaçınılmaz mutlu sona bağlanıyor. 'Baba' fibnlerinden 'Srtadostiara ve ge- çen yüm zevkli mafya taşlaması 'Anlat Ba- kakm'a kadar stralanacak yığınla filmin gi- derek kahplaştırdığı türe, zoriamada olsa sı- cak, komik bir çeşni katan, birtakım Italyan asıllı gangster ailesi tiplerini karşumza geti- ren bu duygusal güldürü-mafya parodisi ka- nşımı film, tam Hugh Granthayranlanna gö- re! Bizim gibilerse yıllann James Caan'ı, Burt Young'ı, James Fra'u ya da harika Jo VHereffi'si gibi oyuncularla idare ediyor. KEDİ GOZU VECDt SAYAR Nasıl Sajmaiı? Kediler, bencil yaratıklar olarak tanımlanır. Sanki, bencillikten tümüyle arınmış bir yaratıcılıktan söz edilebilirmiş gibi... Evet, kediler bencildir, ama bu ben- cillik, kediyi dünyadan soyutlamaz; evrensel sorun- lardan uzaklaştınp, kendi kabuğuna hapsetmez. Tam tersine, nice hayvanattan daha toplumsaldır kediler. Toplumun sorunlannı, kendi sorunlan yaparak, ken- dilerini aşmayı başanriar. Can Yücel'den Murat- hanMungana, Adalet Ağaoğlu ndanOrhanPa- muk'a nice ustanın yaşam serüveni ve yaprtlan, ke- dilerin ne denli sorumlu yaratıklar oldugunu kanıtla- maya yeter sanınm. Bu zenginliğin basınımızda yeterince yansıdığı, yansıtıldığı söylenebilir mi? Görsel basının muhte- şem sefaleti süredursun, yazılı basının tek tük de ol- sa kedilerin birinci sınrf temsilcilerine yer verdiğini gö- rüyoruz. Ve tabii ki onlan başka bir coşku ile izliyo- ruz. Yıldınm Türker'in Radikal'in Pazar ekinde yaz- drğı yazılan, Öküz dergisinin nerede ise tüm yazıla- nnı soluksuz okur kediler. Doğrudan kendilerine hi- tap eden yazarlan da ihmal etmezler bu arada. Cum- huriyet'te Aydın Engin'in "Tırmık"lannı, Oral Çalış- lar'ın, Mustafa Balbay'ın kedilerie ilgili sohbetleri- ni, Tan Oral'ın çizgilerini kaçırmamaya çalışırlar. Ama ille de kedilerden söz etmesini beklemezler yazar- lardan -kedilerin o kadar da bencil olmadığını hatır- latayım- köpekleri. kuşlan, ayılan, kısacası doğanın tüm güzel yaratıklannı savunan yazarlan da unutmaz- lar. Örnegin, kuduztehlikesıni fırsat bilıp, tüm köpek- lerin "itlaf" edilmesini isteyenlere karşı hayvan hak- lannı savunmakta direnen soyiu yazarlan... Örne- ğin, Pako'dan bahsetsin bahsetmesin, her zaman bü- yük bir keyifle okuduğumuz Bekir Coşkunun Hür- riyet'teki yazılannı. Vazgeçemediğimiz bir başka yazar da Sabah'tan Necati Doğru. Hiç anlamadığımız ekonomi sorun- lannı bize anlatmayı beceren Doğru'nun, profesyo- nel mizah yazarlanna taş çıkartan bir mizah duygu- su içeren yazılannın sonuncusu "bizim möölerinAv- rupa'ya girmesi'n konu alıyordu. Tabii ki inek kar- deşlerimizle ilgili bu yazıya ilgisiz kalamazdık. Çok iyi inek sağmakla övünen Tanm Bakanımızın "Şöyle çömelirim, memeyi ılık suyla yıkanm. Güzel güzeimasajlanm kikan devriartsın; ineğin isminisöy- lerim, usul usul 'kızım, yavrum' derim... önce omu- zunu, yanına otunınca da kann kısmını okşanm..." diye görüş beJirtmesi, Necati Doğru'nun, Sayın Ba- kan'ın venmi yüksek "Türk tipiinek" geliştirerek hay- vancılıktaki verim çrtasını AB'nin Kopenhag kriterte- ri seviyesine getirme niyetini sorgulamasına yol aç- mış. Sayın Bakan'ın hayvan sevgisine diyecek yok da, bizim "möölerin" Avrupa çapında bir verimlilik dü- zeyine ulaşması için yeterli mi? "Ahıra girerim, me- meyi şöyle bir kavranm, ineği ninniler söyleyerek sağanm..." türünden yöntemlerie AB'ye girebilir mi- yiz? Sevgili Doğru'ya, bu konuyu gündeme getirdiği için teşekkürlerimizi sunarak, gelelim kedilerin can der- dine. Sanat kurumlanmtzın verimliliği nasıl sağlana- bilir? Acaba, bu alanda da tıpkı tanm alanında oldu- gu gibi çagdaş üretim ve işletmecilik yöntemlerinin gündeme gelmesi gerekmıyor mu? 40 mılyon ton süt alınabilecek hayvan besleyip, 5 ile 8 milyon ton süt elde edebilen bır anlayıştn, sanat alanında verimlili- ği elde etmesi mümkün mü? AB standartlan deyin- ce, yatnızca ekonomik standartlar değil, kültüre) standartlar da gündeme gelecek kuşkusuz. Ve bu standartlar, nicelik, nttelik ve verimlilik sorunlarını gündeme getirecek kaçınılmaz olarak. Yani, yapılan harcama ile ne kadar ve hangı kalitede sanat üreti- mi yapıldığı karşılaştınlacak. Verimlilik, yaşam kalitesinin yükseltilmesi için ve- rilmesi gereken uğraşlardatemel ölçütlerden biri ol- madığı sürece, kamu kaynaklannın israfının önüne geçilemeyeceği biliniyor. Bu açıdan, Turizm Bakanı Erkan Mumcu'nun, Turizm Bakanlığı'nı bir müste- şarlığa dönüştürerek görevi esas sahibine, yani tu- rizm sektörüne devretmek istemesi son derece önemli birginşim. Bugüne dek, devlet turizm alanın- da son sözü söyledi de ne oldu? Devlet arazilerinin özel sektöre bedava "tahsıslnöen öte bir işlevden söz edilebilir mi? Avrupa ülkelennde turizm alanının düzentenmesi neden bakanlık etiyle yapılrmyor da sek- törün oluşturduğu özerk kurumlara bırakılıyor? Ne- den, Avrupa ülkelerinin turizm temsilciliklerı devlet memurlannın değil, profesyonel elemanlann çalıştı- ğı uzmanlık kurumlan niteliğinde de bızımkiler Ba- kanlığa bağlı birimler? Uluslararası mevzuat turistik tanıtımı ticari bir etkinlik olarak değerlendirdiğı için, turizm ataşelerine "diplomat" statüsü vermiyor. Bi- zimkiler, bu engeli aşmak için "takıyye" yapıyor. Tu- rizm müşavirleri ve ataşelerine "enformasyon" mü- şaviri adını vererek diplomat statüsünü "kurtarıyor". Ne dersiniz, verimliliği artırmak için mi bu takıyye? Yani, inekten daha çok süt almak için mi yoksa "Süt az olsun ama bizim kontrolümüzde olsun" anlayı- şından mı? Ineklerden, turizme geldık. Haftaya da sanat ala- nına bakanz. YENİ BASLAYANLAR Kahpe Blzans Bugün gösterime giren ve öncelikle Mehmet AH Erbfl'den Ayşegül Aldinç'e, Cem Davran'dan NorseE Idiz'e. Yümaz Köksal'dan Hande Ataizi'ne. Suat Snngor'dan Sûmer Tdmaç'a kadar uzatılacak, ünlülerden oluşan parlak oyuncu kadrosuyla göz alan "Kahpe Bizans" Gani Müjde'mn senaryosunu yazıp yöneîmenlığini de üstlendığı. delidolu, hareketli, kostümlü bir tarihsel komedi denemesi. Bir vuruşta üç kişiyi devıren, Karaoğlan, Tarkan, Malkoçoğlu, Battal Gazı ya da Kara Murat gibi süper dövüşken kahramanlann, 32 kısım tekmili birden, inanılmaz maceralarını aktaran tarihsel filmlerle ve bu filmlerdeki maço zihniyetle, şoven yaklaşımla, beylik klişelerie alabildiğine dalgasını geçen "Kahpe Bizans" parodisi, ilk kez yönetmenliği deneyen senaryo yazan Gani Müjde'nin kendine özgü mizahmın sinemaya yansımasının eseri. Smemamızda yıllardan sonra çekilen ve görsel-ses efektleriyle dikkatı çekecek ilk kostümlü, kılıçlı, dövüşlü, entrıkalı tarihsel üstünyapım mtehğindeki "Kahpe Bizans", Imparator Illetyus'un (M. Ali Erbil) saltanat yıllannda ve Anadolu'ya Bızans'ın hükmettiğı yıllarda geçıyor. Günümüze de göndermeler içeren ve hızlı, sürükleyici, matrak bir tempoda seyreden "Kahpe Bizans"", bütünüyle neşeli, gırgu: bir buçuk saat vaat ediyor sinemaseverlere. Bu bol aksiyonlu, bol şamatalı, komik tarihsel filmin müzıkJen Uğnr Dikmen - {Mehmet Soyarslan'a ait ve şarkıianm da Cem Karaca scslendirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle