Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 EYLÜL 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA
DEPREM
Ecevit: Devtet
aciz değil
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Bülent
Ecevit, dün
Cumhurbaşkanı Sûleyman
Demirel'le göriişme
sonrasında yaptığı
açıklamada bazı çevrelerin
devleti acz içinde
göstermesinin kendisini ve
Cumhurbaşkanı Demirel'i
rahatsız ettiğini söyledi.
Ecevit, "Çok haksız olarak
devleti acz içinde gösteren
bazı çevreler, dûnyada da
Türkiye'nin imajını
zedelemiş oluyorlar.
Tûrkiye'ye yardımda
bulunmak isteyen, Tûrkiye
ile dayanışma içine girmek
isteyen çevreler de tereddüt
ortamına girdiler" diye
konuştu.
ASO'dan bedelli
askerlik önerisi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Sûleyman Demirel,
Başbakan Bülent Ecevit,
Genelkurmay Başkanı
Oıgeneral Hüseyin
Kıvnkoglu'na birer mektup
gönderen Ankara Sanayi
Odası (ASO) Başkanı
Zafer Çağlayan, depreme
katkı amacıyla bedelli
askerliğin gündeme
getirilmesini önerdi.
Çağlayan, bedelli
askerlikten gelecek paranın
depremin yaralannın
sanlması amacıyla
kullanılabileceği ve bu
uygulamanın bir seferlik
için gerçekleştirilmesini
istedi.
Gençlerin rötarlı
butaşması
• tSKENDERUN
(Cumhuriyet) - Balıkesir
Valiliği dünya gençlerinin
Ören'de buluşmasını
engelleyince. gençler
Iskenderun, Antalya ve
Aydın kamplannda buluştu.
Kampçı gençler, Ören
kampının ertelenmesinde
hükümetlerin degil, devlet
sisteminin etkisı
bulunduğunu öne sürdü.
Gençler. devletin konuşan,
yaşantısını sorgulayan,
geleceğini tartışan. fikir
üreten, sorunlan irdeleyen
ve banşa çağrı yapan bir
nesil değil, susan gençlik
istediğini, Ören kampının
engellenmesinde de bu
düşüncenin yattığını
savundular.
Küçük'e bir yif
6ayhapis
• MALATVA
(Cumhuriyet) - Yazar Yalçın
Küçük tutuksuz yargılandığı
Malatya 1 nolu DGM'ce 1
yıl 6 ay hapis cezasına
çarptınldı. Küçük, 1993
yılında tskenderun'daki bir
konuşmastnda bölücülük
propagandası yaptığı
gerekçesiyle 3713 sayılı
Terörle Mücadele Yasası'nın
8/1 maddesinden
yargılanıyordu. Küçük,
kesinleşmiş cezalan
nedeniyle halen Haymana
Cezaev i'nde yatıyor.
Cezaevlerinde
gergiıHik
• Haber Merkezi-
tstanbul Bayrampaşa ile
Ankara Uiucanlar
cezaevlerinde bulunan
tutuklu ve hükümlüler. af
yasasının iade edilmesini
protesto etmek amacıyla
olay çıkardılar.
Bayrampaşa Cezaevi'nde
rutuklu ve hükümlüler
sayım vermezken
Ulucanlar'da mahkûmlar
ayaklandı. Her iki
cezaevindeki olaylar geç
saatlerde sona erdı.
Tarık Gürcan
toprağa verHdi
• İstanbul Haber Servisi -
Solunum yetmezliği
nedeniyle tedavi gördüğü
İstanbul Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi'nde
vefat eden Istanbul
Radyosu'nun ilk
spikerlerinden Tank
Gürcan (71) dün toprağa
verildi. Gürcan, Şişli
Camii'nde kılınan cenaze
namazından sonra
Zincirlikuyu Mezarlığı'nda
defhedildi.
Parksa Hilton
tadîlata giriyor
• İstanbul Haber Servisi -
Marmara depreminde hasar
gören Maçka'daki Parksa
Hilton Oteli, 8 ay süreyle
tadilata giriyor. Depremde
kolonlannda ve kirişlerinde
çatlak oluşan otelin Nisan
2000'de yeniden hizmete
girmesi planlanıyor. Otel
yönetiminin, tadilat
dönemi boyunca personele
yanm maaş ödeme karan
aldığı öğrenıldi.
Yurttaşlann kışı güvenli ortamda geçirme koşullannın sağlanmasında tartışma yaşanıyor
'Prefabrikte kaynak israfi'tLHANTAŞÇI
ANKARA - Bayındırlık ve ts-
kân Bakanlığı'nın deprem böl-
gesinde hasar tespiti tamamlan-
madan ve planlaması yapılma-
dan prefabrike konut yapmak
için "acdeyle" harekete geçme-
si "beUi çevrelere rant aktarma
girişimi'* kuşkulannı da günde-
me getirdi. Kış aylan yaklaşır-
ken depremzedelerin saglıklı ba-
nnma koşullanna kavusmasmın
zorunlu olduğu vurgulanırken,
bu ortamın prefabrike konutlann
yerine bölgedeki yanm kalmış
olan kooperatif evleri ve kışm
boşalacak olan yazlıklarda da
sağlanabileceği dile getiriliyor.
Bu görüşü savunanlardan
MHP'li Devlet Bakanı Sadi So-
• Devlet Bakanı Somuncuoğlu, kaynak israfı olarak nitelediği prefabrike
konutlann şehirleşmenin önünde engel yaratacağı uyansında bulundu.
muncuoğlu, mecbur kalınmadık-
ça prefabrike konutlara yönelin-
memesi gerektiğini belirterek,
konutlann gelecekte ekonomik
ve sosyal sorunlara yol açacağı-
nı söyledi. Şehir Plancılan Oda-
sı Genel Sekreteri Senihi Kitap-
çı, prefabrike konutlara tama-
men karşı olmadıklannı, ancak.
bunlann ileride kalıcı kentsel ge-
lişme için seçenek alanlan işgal
edeceğini belirtti.
Bayındırlık ve Iskân Bakanı
Koray Aydın, 35 ila 50 bin dola-
yında yapılması planlanan 30
metrekarelik prefabrike konutun
malıyetinin altyapısı ve sosyal
donatımlan hariç 1.5 milyar lira
olduğunu açıklamıştı.
Konutlann elektrik gereksi-
nimini Eneıji ve Tabii Kaynak-
lar Bakanlığı'nın karşılayacağı,
ev eşyası gereksiniminin "sefer-
berlik" anlayışıyla şirketlerce
karşılanacağı belirtilirken. ba-
kanlığın yapması gereken hasar
ve konut gereksinimi olan yurt-
taş sayısını belirlemeden bu ko-
nut için şirketlerle görüşmelere
başlaması "yandaşa peşkeş çek-
me" kuşkusunu gündeme getir-
di.
Konutlann ısınma sorununun
nasıl aşılacağı henüz çözüme ka-
vuşturulamazken, planlannın
yapılması eleştirilere neden ol-
du. Çünkü planlanan konutlann
ısınma sorununun çözümüne gö-
re değişebileceği belirtiliyor.
Teknik kişiler, konutlann ısınma
şekline göre planlanması gerek-
tiğini vurguladılar.
Somuncuoğlu, prefabrike ko-
nutlann metrekare maliyetinin
altyapı ve sosyal donatlar dahil
enaşağı 125dolarolacağını,oy-
sa toplu konutun hesabına göre
85-100 metrekarelik daımi ko-
nutlann altyapısı dahil 220 dola-
ra mal olacağına dikkat çekti.
Türkiye'nin bu kadar çok kay-
nak israfına tahammülü olama-
yacağına işaret eden Somuncu-
oğlu, geçıci konutlann yapılaca-
ğı alanlann daimi iskân alanlan
olmamasına özen gösterilmesi
gerektiğini vurguladı.
"Rakamlar abartılı'
TOBB Başkanı Fuat Miras,
prefabrike evlerin, 12 şiddetin-
deki depreme dayanıklı konutlar
olduğunu ve kendilerine yertah-
sisi yapılması durumunda çok
sayıda evi 6-7 ay içinde tamam-
layabileceklerini belirtti. Miras,
bu konuda birçok ülkeden teklif-
ler geldiğini 50-60 bin konutun
yaklaşık 1 milyar lOOmiIyondo-
lara, altyapısı dahil 2 milyar do-
lara malolacağını söyledi.
ÇİZMEDEİN YUKARI MUSAKART
IZLENİMLER/ SERDAR KEIK
Depremin içindekiler, içimizdeki depremler
YALOVA - Acılar yumağı dep-
rem bölgesinde vurgun yemiş, ya-
şamla bağlan zedelenmiş öylesi-
ne çok insan var ki. her tür deste-
ğemuhtaç...
Yalova'da TMMOB merkezin-
den aradılar, "tnsanlar perişan.
Drenajı olmayan alaniara kuru-
lan cadır kentJeri su basn" diye.
Soğuk. yağmur, çamur. yanlış
beslenme, hastalıklar, bannma,
günlük yaşamın bir parçası. In-
sanlar bir biçimde bu sorunlarla
ayakta kalmaya çalışıyor. Ama bir
sorun daha var kı, her ne kadar
değinilse de pek önemsenmiyor
anJaşılan. Yıkımın gerirdiği "dep-
resyon"dan söz ediyoruz. Kimi-
leri " şimdi bunlan düşünecek ha-
limiz yok" diyor. Oysa sorunun
boyutlan gerçekten büyük.
Depremin ilk anından başlaya-
rak bugüne varan süreçte birbirin-
den değişken binlerce yıkıntının
onanmı gerekiyor.
Örneğin annelerinin cansız be-
denlerinin altından. yanından kur-
tanlarak hayata döndürülen 5-8
yaşında, 10 yaşında çocuklar...
Ölüme tanıklıklan birçok yaşıtla-
nndanfarklı olan çocuklar... Bun-
lardaki yıkım nasıl giderilecek
acaba? Orneğin yıkıntılann altın-
da " dayan, bizi kurtaraeaklar"
diye yavrusunu avutmaya çalışan,
ama dakika dakika çocuğunun
ölümüne tanıklık eden babayı na-
sıl hayata döndüreceğız?
'Küçük kız
nasıl düzelecek'
Örneğin kendi bir biçimde kur-
tulup kardeşi yıkıntılar arasında
inlerken çaresizliğin suratma inen
tokatlanyla sarsılan; yardım için
sağa sola yalvaran, çığlık atan, ağ-
layan, ama o büyük koşturmanın
can pazannda tutunacak bir dal
bulamayan genç kızın. hayata, in-
sanlara bakışını nasıl düzeltece-
ğiz? Deprem bölgesindeki arka-
daşlaranlattı. henüz birlikteyaşa-
yalı bir yıl olmuş, ilişkilerinin gü-
zelliği imrenilen öğretmen çiftin
hazin öyküsünü. Evlerine aldık-
lan sıyah oturma grubunun heye-
canını arkadaşlanyla paylaşan iki
sevgili, o gece beton yığınlannın
altında kalmışlar.
Gövdesi kolonlann altına sıkı-
şan yaralı erkek, çaresizliğinin ya-
nı sıra kadına sürekli güç verme-
ye çalışmış. hayatın güzellikleri-
ni anlatmış ve geleceğe ilişkin
umutlannı.
Bundan ötürü belki de, kadının
yaşama direnci artmış. Ikinci gün
erkeğin sesi kısılırken eşini kur-
tarmışlar. Kurtarma operasyonun-
da kadının birhareketi enkazın bi-
çimini değiştirmiş.
O sırada erkeğin son çığlığı du-
yulmuş. Kadın şimdi, "tekbaşuıa
yaşamayı" sorguluyormuş. Kimi
zaman sevdiğini yalnız bıraktığı-
nı söyleyerek kendini suçluyor-
muş. Kimi zaman da bir an önce
kurtulma adına, yıkıntının biçimi-
ni bozan ayak darbesinı düşünüp
" acaba*' diyormuş, "ben mi se-
bep oldum."
Bu genç kadının kâbusuna ve
diğerlerininkine nasıl son verece-
ğiz? Deprem bölgesindeki az sa-
yıda psikolog ve psikiyatrist bu ve
benzeri yüzlerce, binlerce sorunu
nasıl çözecek? lçlerinde deprem
yaşayan bizler, uzman olmasak da
ellerimizi uzatsak ya onlara. Bel-
ki uzaktan da olsa ilgilenerek, ara-
da sırada bir "merhaba" diyerek.
Yardımlar
Çadır
kentlerde
su deposu
ihtiyacı var
İstanbul Haber Servisi -
Deprem bölgesine, çocuk
mamasından cam eşyalara
dek her türlü yardım devam
ediyor. İstanbul Büyükşehir
Belediyesi ise çadırkentler-
de su deposu ihtiyacı bulun-
dugunu belirterek, elinde atıl
durumda su deposu bulunan
yurttaşlann İstanbul Büyük-
şehir Belediyesi Kriz Mer-
kezi'nebaşvurmalannı iste-
di.
IşıklarHolding. Adapaza-
n, Gölcük ve Değırmende-
re'ye ishal önleyici çocuk
maması. çocuk bezi. hijye-
nik ped, giyim eşyası, çar-
şaf-yorgan-battaniye ve beş
koli ilaç; Şişecam Topluluğu
ise içme suyu, serum. temiz-
lik maddesi, gıda maddesi,
cam eşya ve çadırlann altı-
na konulması için ahşap pa-
letlergönderdiğini duyurdu.
Şişecam Topluluğu aynca
konteyner tipi taşınabilir 60
adet bannak yaptırdığını. bu
bannaklann 10 adedini Sa-
karya Üniversitesi persone-
line teslim edeceklerini
açıkladı.
Türkiye Hastanesi Başhe-
kimi Nusret Baş ise deprem
bölgesinde çalışmış ve sağ-
lık problemi olan medya ça-
lışanlanna ücretsiz sağlık
hizmeti vereceğini bildirdi.
İstanbul Bü^kşehır Beledi-
yesi, elinde atıl durumda su
deposu bulunan yurttaşlann
İstanbul Büyükşehir Beledi-
yesi Kriz Merkezi'ne baş-
vurmalannı istedi.
Comsat Mobile Commu-
nications (COMSAT CMC)
iletişım şirketi, Türkiye'deki
acentesi TEKNOgEM ara-
cılığıyla depremzedelere
yardım için çalışan yerel ör-
gütlere Planet 1S tipi cep te-
lefonlan dağıtacak. Dep-
remzedelerin ülkenin çeşitli
yerlerindeki yakınlanyla ile-
tişim kurmasını sağlayacak
telefonlardan konuşma üc-
reti de alınmayacak.
Prof. Sönmez, ABD garantisini alarak borçlanmanın faturasının yüksek olacağını söyledi
'Garatıtili tahvil bağuıılıiılv yaratır9
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)-Ankara Üniversitesi Siya-
sal Bilgiler Fakültesi'nden Prof.
Dr. Sinan Sönmez, Türkiye'nin
ABD Hazinesi'nin garantisini
alarak borçlanmasınm faturası-
nın yüksek olacağını ve sonun-
da yine dar gelirlilerin bu fatu-
rayı ödeyeceğini söyledi. Sön-
mez, ABD Hazinesi'nin garan-
tisini taşıyan borçlanma süreci-
ne girilmesinin, ABD'nin Türki-
ye'yi gerek siyasal gerek finan-
sal açıdan denetlemesini daha da
kolaylaştıracağını belirtti.
ABD'nin garantili borçlanma gi-
bi birtakım mekanizmalann kar-
şılığmda Kıbns sorununu ya da
Güneydoğu sorununu pazarhk
masasına yarırabileceğine dik-
kat çeken Sönmez, bu borçlan-
mayla sağlanacak kaynağın ne-
relerde kullanılacağını da belir-
leyebileceğini, örneğin tahkim
sonucunda ABD şirketlerinin ra-
hatlıkla gireceği enerji sektöriin-
de bu paranın kullanılmasmın
söz konusu olabileceğini söyle-
di.
Başbakan Bülent Ecevit'in 5
milyar dolar ve 10 yıl vadelı
borçlanma için ABD garantısi
istemi kaygıyla karşılandı.
Daha önce ABD'nin arka bah-
çesi olarak bilinen Latin Ameri-
ka ile Ortadoğu'daki yakın müt-
tefiki Israil'e uygulanan garan-
tili borçlanmanın Tûrkiye'ye uy-
gulanmasının ardından çeşitli
pazarlıklann gündeme gelebile-
ceği saviandı.
'Borçlanmak îçin yeni
enstrüman ararnyor'
AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi
öğretim üyelerinden Prof. Dr. Si-
nan Sönmez, hükümetin kaynak
sıkıntısı artrıkça borçlanmak için
yeni yeni enstrümanlar bulmaya
çalıştığını belirterek şöyle ko-
nuştu: "ABD Hazinesi'nindeste-
ğinin alınmasL borçlanmayı da-
ha kolaylaştıracaktu- diye düşü-
nüyoriar ki bu olabiür. Fakat fa-
turayı kimin ödeyeceği son dere-
ce açık. Bunu eninde sonunda
Türkiye'deki alt gelir gruplan.
sabit gelirlüer, ücretliler öde>e-
cektir. Bu yöntemin başka birçö-
zümü yok. Depremin sarsıntıla-
n sağhksız ekonomik yapıyı, fi-
nansman sıkıntısını iyice ortaya
çıkardı. Türkiye'de kaynaklar
var, ama o ka>naklar tahsis edii-
miyor. Vergi tahsil edilmesi gere-
ken kesimlerden yüksek faizler-
le borçlanılıyor.*'
"ABD Hazinesi'nin garantisi-
ni taşıyan borçlanma sürecüıe gi-
rilmesi, hiç kuşkusuz ABD'nin
Türkiye'yi denetlemesini. gerek
siyasal gerek finansal açıdan da-
ha kolaylaşnracak" diyen Prof.
Sönmez, ABD'yle Türkiye ara-
sında son dönemdeki siyasi ya-
kınlaşmaya dikkat çekerek bu
uygulamanın karşılıklı bağımlı-
lık ilişkisini siyaseten de ortaya
T i m e d e r g i s i d e p r e m e 4 s a y f a a y ı r d ı
'Farkkbir Türkiyeçıktnah'
Dış Haberfer Senisi - ABD'de yayımlanan
haftahk haber dergisi Time, "Türk halkı ve
üderler, deprem felaketinden farklı bir
Törkiye çıkması gerekriği konusunda
hemfîkir*'diye yazdı. Türkiye'yi sarsan
deprem felaketini geçen sayında kapak yapan
Time, yeni sayısında bu konuya dört sayfa
ayırdı. Haberde, Türk halkmın kadercilik ve
devlete bağlıhk gibi özelliklerinin de
değişeceği vurgulanarak Devlet Bakanı
Şükrii Sina Gürei'in, "Bu rrajedinin uzun
\-adede olumlu etkilerinin de olacağına
inanryorum. Türk halkı örgütlenmek ve kendi
sorunlanna sahip çıkmak anlamında daha
haarlıklı hale gelecek. De\ let-vatandaş ilişkisi
modern ülkelerdeki gibi olacak" şeklindeki
sözlerine yer verildi. ABD'deki felaketlerde
yardırrun bü>ük bölümünün sivil
kunıluşlardan geldiğini, federal hükümetin
bu yardımı organize ettiğini hatırlatan Time
dergisi, Turizm Bakanı Erkan Mumcu'nun,
"Kurtarma çalışmalarındaki bozukluğun
önemli bir nedeni. Ankara'nın yetkisini yerel
yönetimtere devredememesiydL Şimdi tüm
sistemi sorgulamak zorundayız" dediğini
hatırlattı.
çıkaracağını söyledi. Türk Ha-
zinesi'nin bu yöntemle kaynak
sağlaması durumunda bunun ko-
şullannın olabileceğine, örneğin
Kıbns sorunu ya da Güneydoğu
sorununun pazarhk meselesi ya-
pılabileceğine dikkat çeken Sön-
mez şunlan söyledi:
"Ama bu sadece borçlanma>-
la mı olur? Zannetmiyorum. A-
ma birtakım böyle mekanizma-
lar kullanılarak... ABD'liler. ör-
nak içerisinde Kıbns için çözü-
mü çeşitli kanallardan sürekli
mesaj olarak veriyorlar. Dola>>
sıyla bu da bir araç olabilir mi?
Bunu deseniz, finansçılar vs. 'A-
man bunlar ne kadar pimpirikli,
komplo teorileri kuruyorlar" di-
yecekler. Ama bence bu komplo
teorisi değil. Günümüzde politi-
ka böyle uygulanıyor aslında.
ABD, Türki) e'y le ilişkiler bu ka-
dar i>i gidiyorken bu kolaj hgı da
sağladıktan sonra bunu bir şekil-
de kullanacakür. Yani uluslara-
rası politik sonuçlan olabilir."
Sinan Sönmez, ABD'nin tah-
kimin çıkanlmasını istediğine ve
Türkiye'nin enerji sektörüne gö-
zünü diktiğine dikkat çekerek
Dünya Bankasf nın yaptığı gibi
vereceği garantiyle Türkiye'nin
sağlayacağı borcun ABD şirket-
leri için eneni yatınmlannda
kullanılmasmın istenebileceğini
söyledi.
POLİTİKA GÜ1NLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
•••Foça'da Bip Gece
Güneş, Karaburun üzerinden kaybolurken. gök-
yüzünün lacivert perdesi turuncu bir çizgiyle bu-
luşuyor...
Foça'da deniz kıyısında karşıki tepelere bakıyo-
rum...
Hef taraf konut... Ama tek bir ağaç yok...
Bahkçı lokantalan boş...
Izmir-Foça arasında çalışan minibüslerin arkala-
nna "Büyük aayı paylaşalım, yardım yapalım" ya-
zılmış...
Birtoplum, Edirne'den Kars'a; Bursa'dan Ağn'ya
dek aynı hüznü paylaşmış. umutlannı yannlar için
çoğattmış...
İki konu tartışılıyor küçük kıyı kasabasında: Dep-
rem ve af..
DlSK'in eski genel sekreterlerinden, eski SHP Mıl-
letvekili Fehmi Işıklar geliyor masamıza...
Işıklar, beş yıldır Foça'da yaşıyor. Polıtıkayla ılış-
kisi sürüyor. CHP'nin gün gün ivme kazandığını
anlatıyor...
Acaba lyonya kıyılannda yaşayan insanlar siya-
sete nasıl bakıyorlardı?
Biraz belirsizlik vardı insanlarda. Bülent Ecevit'e
güvenmişlerdi; onun için de DSP'ye oy vermişlerdi.
Gelin görün ki, 1970'lerın 'Karaoglan'ı lyonya kıyı-
lannda yaşayan insanların umutlannı başbakan
olunca kırmıştı...
Bir emekli öğretmen anlatıyordu:
"Biliyormusunuz, Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki ırk-
çı-gerici kuşatma sürüyor..."
Devam etti:
"O kadaryıldırdılarki, emekliliğimi istemekzorun-
dakaldım..."
Insanımız yaşam parıalılığından yakınıyor, ekono-
minin kötüye grttiğini anlatıyor, depremle birlikte si-
yasal iktidann da çöktüğünü belirtip soruyordu:
"Sayın Ecevit, Sağlık Bakanı Osman Durmuş'u
savunmakzonında rnıydı?"
Gece. Siren Kayalıklan'nın üzerine lacivert bir
atlas gibi inmişti.
Martılar denizin üzerindeydi...
Karaburun'un ışıkları görünüyordu...
Iskeledeki küçük balıkçı tekneleri imbatın getirdi-
ği esintiyle beşik gibi sallanıyordu...
• • •
Gölcük'ten kilometrelerce ötede yardım toplanı-
yor, araçlara konulup Körfez'e hareket ediliyor...
Saatler yavaş yavaş ilerliyor...
Geceler koyu yalnızlıklan içinde saklar...
Çocuklar geceleri hiç sevmez!..
Demir parmaklıkların bittiği yerde beyaz bir taş
duvar başlıyor. Kiremitleri kararmış görkemli yapı-
nın bahçesinde çınar ağaçlan sanki yüzyılın yalnız-
lığını yaşıyor...
Bilmem karanlık sislerinde gece yansı nöbetleri si-
ze neyi anımsatır!..
Ben, cezaevlerini anımsanm!..
Foça'da gecenin karanlığı içinde Siren Kayalık-
lan'na, yalancı bir âşık gibi göz kırpan Karaburun'a
bakarken cezaevlerindeki çocuklanmızı düşün-
düm...
Fehmi işıkJar diyordu ki:
"Çeteler dışan çıkacak, çetelere yatakiık yapan-
lariçeride kalacak; mafya babaları salıverilecek; du-
vara yazı yazanlar salıverilmeyecek..."
O anda tekrar dönüp baktım denize...
Bizim Serdar Kızık, "Martılar ördek gibi" dedi.
Gerçekten öyleydi. Denize dalıp çıkıyortardı. Şevki
Avcı, gözaltına alındığı 1981 yazını anımsadı...
Ay ışığı denize doğru uzanıyordu...
Imbatdurrnuştu...
Nedense bir eski fotoğrafı yeniden görür gibi ol-
dum...
O gece bir annenin çığlığı televizyon ekranından
firiayıp yüreğimizi tam orta yerinden vurmuştu...
Cezaevi aracı ağır ağır uzaklaşıyordu.
Jandarmalar, polisler, anneler, babalar, kardeş-
ler...
Anne, aracın peşinden koşarken çığlık çığlığay-
dı:
"Götürmeyin yavrumu, götürmeyin bebeğimi, o
daha çocuk..."
Cezaevi aracı uzaklaşıyordu hızla...
Yıllarönce Manisalı çocuklar 'çefe' kurduklan için
işkenceden geçmiş tutuklanmışlardı...
Çocuklanndan korkan; çocuklannı yargısız in-
fazlarda kırdıran; çocuklannı işkenceden geçiren;
çocuklannı cezaevlerine sokan bırtoplumdukL
Ölumlere alkış tutuyor, işkencecileri, katilleri
omuzlarda taşıyorduk...
• • •
Çevremizi sanki Efraim Huerta'nın alacakaran-
lık sessizliği kuşatmıştı...
Yeşermiş umutlarımızı toplayan cadılar, körpe
sevdalanmızı çalan büyücüler cirit atıyordu ortalık-
ta...
Foça uykuya hazırlanıyordu...
Siren Kayalıkları'na doğru yol alırken, Edip Can-
sever'in dizeleri dünü ve bugünü yansıtır gibiydi:
"Yani bizim hiç korkmadığımız şeyler
Belki en çok korktuğumuz şeylerdir gerçekte
Ki bütün işkenceler, ezinler ve kınmlar
Damlayan bir musluktur yerine göre
Yoksa bir enkaz altında bir ölüm
Ya da puslu bir havada bir cinayette
Bir ölüm
Ölümün anlamı ne"
hikmet.cetinkayaa cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
MOPSAŞ: 3 ayda yapanz
tZMtR(AA)-lzmir'de
depreme dayanıklı konut-
lar üreten Monolitık Panel
Sistemleri lnşaat Sanayi
ve Ticaret AŞ (MOP-
SAŞ). Körfez depremze-
deleri için depreme daya-
nıklı, hızlı ve kalıcı konut-
lar üretme çalışmasına
başladı.
Firmarun Yönetim Ku-
rulu Başkanı Kaya Tun-
cer, prefabnk evleryapıl-
masının geçici çözüm ol-
duğunu ve kaynakların
boşa harcanmasına neden
olacağını savundu.
Geçici konutlann, kış
bittikten sonra yıkılması
gerekeceğini bildiren
Tuncer, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Geçid prefabnk evler
yerine, aynı sürede.depre-
me da> anıklı. kalıcı ve her
rürlü konfora sahip mono-
litik panel evler yapabili-
riz. Prefabrik evler yerine,
kalıcı monoJitik panel ev-
ler için altyapı üretilmesi
çok daha verimli bir yatı-
nnı olacak. Depreme da-
yanıkhhkta en ideal çözüm
olan monolitik panel evler-
den 20 binini. 3 a> içinde
yapıp teslim edebiliriz.
Böyle büvük bir projeyi
organize edebilirİ7. Dep-
remde evleri yıkılan veya
oturulamayacak hak ge-
len vatandaşlanmız için
Ege Serhest Bölgesi'ndeki
fabrikamızın yani sıra
dünyadaki diğer fabrika-
lanmızdan da destek al-
mavı planladık. V atandaş-
lannuzın bu kışı sokakta
geçirmesini istemiyorut"