Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 EYLUL1999 PAZAR
8 PAZAR YAZILARI dishab@cumhuriyet.com.tr
Jakobenler buradan da geçmiştilyes Wide Shırt filminin Amerikalı
sıarlan, bıcı bıcı vücuduyla
fıntazmlar gözdesi Nicole Kidman
vs derin derin gûlümsemesiyle
kıskanç eşi Tom Cnıise, (en bilimsel
tarikattan (!), Scientologist
olmalanna rağmen!) belki fark
edememişlerdir. Ama "Kocaman
Kocaman Açık GözJer"ıyle 7 Mart
1999'da 10 yaşında olduğu halde
Londra'da dünyaya veda eden
Amerikalı sinema yönetmenlerinin
en AvTupalısı Stanley Kubrick
"Liberal Anglosakson Egemenli
Dünyanın" tepesinde kurulu pür-i
pak "AK- E V d e oturan, -Tann EU
GöJgesi" VVashingtonlunun
"Yeryüzünün En Büyük JakoboTi
olduğunu hayat boyu sayıklayıp
durdu. Incil'e el basıp "Kutsal
Görevi"ni genellikle 4 yılhğına
dcvralan bu VVashigtonîu ve akıl
hocalan o kadar liberal ve o kadar
liberal olurlar ki. Abraham Lincoin"
den JF Kennedy'e. Nixon'dan
Cünton'a kırdıklan fındıkJann
kabuklannı toplamak bizlere ve
çöplerini seyretmek veya izlemek de
maaselef sizlere düşer. Içi mi?
Liberal düşûnceye azıcık mola
lütfen! Içini yemek de elbetteki
"Tann'nın O Sıra AK-EV Kiracısı
Göigenin Elinin" hakkıdır. Konuyu
daha fazla açmak da bu satırlara
kalmamış. Ama biz yine de Kubrick
ûstadın, tipik Pentagon generalli ve
"AK-EV" nükleer danışmanlı "Dr.
Strangelove'' filmini hatırlatmakla
yetinelim.
Amenkalı İslamcı lider Louis
Farrakhan 1 miryon "kadınaz" bir
Müslüman ümmetinı Washington'da
toplar. Toplar ya! Kime ne zaran
var? Irkçı, aynmcı sloganlar
atıhrmış, kin katmerlenirmiş,
latinolarla düşmanlık kök salarmış.
Liberaliz evvel Allah!... Köşelerinde
yesinler birbirierini... Yeterki
Martin Lutfaer King ve yandaşlan
gibi densiz olmasınlar. "Eşit haklar,
işsiztik. sefalet, şiddet karşrtlığı" gibı
söylemler çekmesinler. Yoksa
akıbetin liberale kala! Yani şimdi
ömeğin, silah sanayiinin herkesten
daha (!) "eşit hak"kını nasıl
reddedebiliriz!..
Doğrudur, ilk anayasal metın Magna
Carta'da 1215'te Anglosaksonlann
özbe öz tohumu îngiltere'de ilan
edilmiştir. Hatta ilk insan haklan
yine Ingiltere (17. yüzyıl) ve
ABD'de (1776) gündeme gelmiş. Ne
var ki dünyaya mal olan Evrensel
Insan ve Yurttaşlık Haklan
Bildirgesi'nin telif hakkı şu Paris'ten
ve masonlarla Jakobenlerin başının
altından çıkmış. (Şimdi onu
sahiplenmeye çalışan bazı sahte
*t
mazlıımw
lar bir bilseler veya teslım
edebilseler...)
1789 Devrimi öncesi Britanya
Kulübü'nde (bu kulüpler bir cins
ilkel siyasi partiler) başlayan 1789'da
kurulan"laSocietedesAmisdeh
Constitntion - Anayasa Dostlan
Kulübü veya Cem^eti" serüveninin
P A R I S
UĞUR
HÜKÜM
aktörleri, Jakobenler adıyla bılınen
grup, Parisli bir Dominiken
manastınnda toplanıyor. Anayasa
Dostlan Eylül 1792'de Monarşik
rejime son verilmesiyle doğan
cumhuriyetle birlikte "la Societdes
Amis de la Libertet de l'Egalhe-
Eşirük ve Özgüriûk Dostlan
Kulübü"ne dönüşüyor. Diğer adıyla
Jacobinler Cemiyeti 1794 yılında en
önemli önderlerinden avukat
Maximilien-François
Robespier're'in idamına kadar ön
planda rol oynadığı gibi, dünya
siyasal bilim terminolojisine bir
deyim, hatta biraz iddialı, fakat çoğu
zaman kullananlann ağzında
karikatüre kaçan bir kavram
kazandınyor. Adına "Jacobendlik-
Halka Rağmen Halk İçin
tktidarcınk" dersek umanm çok
kimseyi düşman edinmiş olmayız!
Hele hele "Cumhuriyetfe
demokrasinin" sanal bir ringte
dövüştürüldüğü (!) hassas bir
ortamda. Demokrasiye katkı babtnda
yapılan her düzeyde fîkir ve öneri
tartışmasını kutsal addettigimizi
belırtip "Paris'in süngekştirdiği
siyasi camiaya yani Fransız
demokrasisine" yapılan eksik, hatta
yanlış bir eleştiriye cevaben
düşünülmüş bir küçük düzeltmeyle
noktalayahm. Evet, Jacobenler
yalnızca burada doğmadılar. iktidar
da oldular. Fikir ve modellerini bir
güzel ihraç da ettiler. Hem de yerel
artı-değerler üreterek. Ama onlar
buralardan geçeli 200 yıl oldu...
Konunun yaşayan uzmanlanndan
Rahip Jacques Fournier'in belirttiği
gibi. 100 yıl önce 1890'dan başlayan
bir süreç sonucu 1905 yılında çıkan
bir yasayla 1906'da tçişleri Bakanlığı
bünyesinde kurulan "Bureau de
Cultes-tbadet Bürosu" (kötümser bir
benzetmeyle Diyanet Işleri diyelim
adına) kanalıyla devlet "inanç
özgüriuğünü" izler (!) Öyle birkaç
tane bakanlıgın bütçesine bedel,
örtülü ödeneklenyle "servetter ve
nüfuzlar" banndıran gizemli bir
"teşküat" değildir bu büro. Üstelik
ömeğin rüm kiliseler kamunun
malıdır. Öte yandan adalet, içişleri,
maliye ve kültür bakanlıklan ve de
en önemlisi "kamtı vkdanını" temsil
eden tüm toplumsal kuruluşlar
(sendikalardan, aile birliklerine,
güzelleştirme derneklerinden spor
kulüplerine vs. vs...) büyük bir
kıskançlıkla u
inançlanr
'ru
gözlerler (!).
Tûrkiye kendi evini ve kapısının
önünü temizlerken hem de en önde
gelen "yüce hukukçulan"nın
agzından Anglosakson
Liberalizmi'ne övgüler yağdınrken
bazı tarihi ve siyasal bilım bilgilerini
tazelemesi gerekir. Günah keçisi
Fransa'yı kınayabilmek için
"Jacobenleri hâlâ iktidarda tutmak"
iki ayn bilimsel sınıflamaya ait
"cumhuriyet ve demokrasi"
kavramlannı zıtlıklar olabilirmiş gibi
sunmak "büyüklükle" bağdaşmayan
bir "kofaycıhk" hatta afFedin
bir"hafiflik" gibi gözüküyor bize
buralardan.
"Mtıtlak doğmlara -Allah vergisi
veya konumlan icabı sahip
oMuklanna inanan büyüklerimize"
sözümüz yok. Çagnmız gençler ve
öğrenmenin yaşı ve rütbesi
olmadığma inananlara. Fazla değil,
70 yıl önce şeriat hukuku ve
devletinden dönüşmeye çalışan bir
toplumda, Istanbul ve Ankara hukuk
fakültesinin kuruluşlannda görev
almış ünlü antinazi profesör Ernst
Hirsch'in TÜBİTAK Yayınlan'ndan
çıkmış anılannı okumalannı salık
verelim. O da Sakson kökenli fakat
geçen hafta Paris'te olağanüstü bir
tantanayla gösterime giren Eyes
Wide Shut filminin rahmetli
Anglosakson yönetmeni Stanley
Kubrick gibi Jacobenliğı yalnızca
"devletçilikn
te aramıyor.
u
MuÜakryeiçilik''ı mahkûm etmek
için artık medyatik aynalar hazır ve
nazır. Ama arada bir vicdanımızm
aynasına bakıp "En yakuumın
görüşünü aknm mı acaba" sorusunu
sorabiliyor muyuz?
'Buena Vista Sosyal Klübü'
Eduardo Sanchez'le 6 yıl önceki 4. Küba
gezimde tanıştım. Eşi Maria Mercedes'le
birlikte doktorluk yapıyordu Varedero Çocuk
Kliniği'nde. Havana'yı kucaklayan o upuzun
Melacon Caddesi'nde yıldızlı bir mayıs gecesi,
Eduardo ve eşine Kanada'yı ve Amerika'yı
tarumlamaya girişmiştim. fkisi de 30 yaşında
olan Kübalı dostlanm, tüm birikimli ve aydın
kimliklerine karşın Küba'dan başka her yerin
cennet olduğuna inanmışlardı. Düşlerini
biçimlendiren abartılann gerisini irdelemelerini
önerdim hep. Ancak yaşanarak edinilebilecek
zorlu deneyimlerin, kendi dağarcığımdaki
örneklerini anlatıyor, 12 yılı bulan dünya
gezginliğimi de aktanyordum onlara. Küba'nın
ünlü fılm yönetmeni Tomas Alea Guiterrez'in
Batı'da da klasikleşmiş yapıtı Memories of
Underdevelopment - Az Gelişmişliğin Anılan
adlı filmını nasılsa görme olanağı
bulamamışlardı. Mutlu azınlıktan genç bir 1 r
adamın, Küba'da kalmayı seçtikten sonra özveri
dönemini özümseme uğraşını öykülüyordu film.
Devrimi gönülsüzce benimsemiş görünen varsıl
genç adam, giderek devrime dudak büker olmuş
ve kendi burjuva bencilliğine yenik düşmüştü.
Melacon Caddesi'nde, sabaha
uzanan söyleşimizde Eduardo
ve eşi, ABD'ye göç etmek
üzere olduklannı ve devletten
resmen izin çıktığını
fisıldadılar bana. Bir ara.
benden çok daha iyi bildikleri
Hegel ve Feuerbach'ın
"yabancılaşma" tanımını
tartıştık. Bireyin kendi özüne
yabancılaşması olgusunu. bireyin kendisini
zincirleyen güçlere dönüşmesi gerçeğini
anımsatmıştım ikisine de.
Eduardo ve Maria Mercedes, iki yıldır New
York'ta yaşıyorlar. Sık sık telefonla görüşüyoruz
ve Havana'yı anımsıyoruz. Doktorluk
yapmalan, önlerine dikilen yığınla engelle
olanaksız görünüyordu. Eduardo şoförlük, eşi de
garsonluk yapıyordu Nevv York'ta. Bulduklan
Amerika, düşlerindeki Hollyvvood bağlamlı
masallara hiç benzemiyordu.
Yüzlerinin esmerliğini, şiveli lngilizcelerini başa
kakan ırkçılığm kahnyla üzgündü yürekleri.
Tıpkj Kanada'da diploması ve deneyimi
tanmmayan Türk, Kübalı, Ortadoğulu, Asyalı ve
Güney Amerikalı doktorlar gibi gerilimli bir
yaşam sürüyorlardı, ama yannlara olan umutlan
TORONTO
ENGlN
AŞKEV
çok gûçlüydü. Bu sıralar, tüm Kuzey Amerika'yı
hayranlığa boğan Buena Vista Sosyal Klübü'nün
yaşlan 85-95 arasında değişen müzisyen ve
şarkıcılanndan söz etmeye başladık. Havana'da
"Eski MahaUe"de şimdi artık unutulmuşluğa
bırakılan bir klübün, müziğe dönüş yapan
görkemli seslerini dinliyorduk her yerde.
Amerikalı gitarist Ry Cooder'in sabır ve
tutkuyla Havana'nm soylu müzik geçmişinden
bulup gün ışığına çıkardığı dev sanatçılann
serüveni, Alman filmci Wün Wenders'in duyarlı
belgeseliyle onurlandı. Eduardo ve Maria
Mercedes Buena Vista Klübü sanatçılarının New
York'ta Carnegie Hall'da verdikleri konserle
kendilerinden geçmiş gibiydiler. Yaşlan 85-95
arasında olan Ibrahim Ferrer'in, Compay
Secundo'yu, Ruben Gonzaies'i. Eliades
Ochoa'yı bir hazine avcısının tutkusuyla
buluveren Ry Cooder, Havana'nın çok eski
sevgilisi bayan şarkıtt ©mara Portuondo'yu,
Alberto Fernandeı'ı«e
1
S»»vador Repflado'yu da
katmıştı topluluğa. Buena Vista Sosyal
Klübü'nün ecele adeta meydan okuyan yaşı
geçkin ama gencecik yürekli virtüöz sanatçılan,
ölümsüzlüğün gizemine ulaşmış gibiydiler.
85'lik Ibrahim Ferrer, kadife
sesiyle Marieta'yı, Silencioadlı
şarkıyı Herido de Somras'ı
söylerken gözleri nemleniyordu
Kuzey Amerika'nın.
Toronto'da, New York'ta,
Amsterdam'da söylence olan
ustalar topluluğunun, en sevilen
^ ^ ^ _ ^ ^ _ _ şarkılanndan Amor de Loca
Jırventud, Compay Secundo'nun
ta 1930'larda ünlenmiş parçası olarak gönüllere
taht kurdu yeniden. Bir nostalji buketiydi o
şarkı. Tutkunun, adanmışlığın, yitirilen düşlerin
ve tutulmayan sözlerin öyküsünü anlatıyordu.
Artık bir kez daha geri gelmeyecek olan o
delişmen gençliği yankılarken
Compay Secundo'yla Eliades Ochao'nun
ortak sesinden Chan Chan'ı dinledik.
Eduardo ile eşinin bana ilettiği yeni plaktaki
Chan Chan, genç bir sevgilinin adıydı. .
Kırsal Küba'da yeşeren Juaniko adlı
bir sevda çiçeğinin, uçan Chan Chan'la
olan aşkını söylüyordu o şark). "Dos
Gardenias", "el Cuarto de Tub" ve
"Candeta" adlı diger parçalar, Küba'dan
bir ırmak gibi gürüldeyen müziksel görkemin
yadsınmaz kanıtlanydılar.
T T r » a l r rkîat*> * » a l n l r l ı Bangkok önceki gün Uginç bir kazaya sahne oldu.
U \sfUS. p i S l C y c U V l l l A l 4 0 ?
^ ^ taŞfyan b i r B o d n g 7 4 7 u ç a
g , müretteba.
üyla birlikte yağan şiddetli yağmurun da etkisiyle uçak pistine çakıklı. Ka/a üzerine yolcu-
lardan ve mürettebattan ölcn va da varalanan olmadı. Ancak oldukça ağır hasar alan uçak,
bir gotf kursunun \anınıda dinlenmeve terkedildi. Fotoğrafta. adeta yol kenannda dinlen-
meye terkedilmiş hasarlı uçuağı hız yaparak geçmiş islenimi veren Bangkok'lu bir motor-
sikletü görülüyor. (Fotoğraf: REUTERS)
Biraz rüşvet
almaz mısınız?
Rüşvet vermek kötü bir
şeydir. Ama kötü bir şey
yapmak bazen iyi bir
çözüm oluyor. Eğer ilke
olarak rüşvet venlmesine
karşıysanız beni
kınayabilirsiniz. Ama ben,
ufacık bir sorunun
çözümü için aylarca
bürokrasiyle uğraştığım
günleri belleğimde ayn
bir tazelikle
yaşattığımdan, ilkelerden
çok rahatıma ve ruh
saglığıma önem
veriyorum.
Birkaç yıl önce çok basit
bir sorunun çözümü için,
resmi bir dairede örümcek
kafalı bir memurun
kapısını aşındırdım uzun
siire. Her defasında bana,
bunun hallolunmayacak
bir mesele olmadığmı
söylüyordu. Ben de
teşekkür edip
aynlıyordum. Ama boş
lafla kimsenin karnı
doymuyordu.
"İşin erbabı"
arkadaşlanm beni dürtüp
duruyorlardı:
- Yahu, adama tek kuruş
vermedin; elbette
çözülmez sorunun!
Bense direniyordum:
Adamın yapacağı
küçücük bir iş; ve eninde
sonunda yapmak zorunda,
az daha dişimi sıksam
mücadeleyi kazanırrm
diye.
Ama adamın sabn benden
gûçlüydü. Sonunda
yenilgiyi kabul ettim ve
epeyce düşünüp
taşındıktan sonra bir
hediye aldım. Aldım da,
ona nasıl verecektim? Ya
almazsa? Ya danlırsa? Ya
işler iyice sarpa sararsa?..
Hediyeyi adama verirken,
rezaletın en büyük
payının ona ait olmasına
karşın, benim utanıp
sıkılmam. moralimi fena
halde bozmuştu o gün.
Sonuç, beklediğimden de
iyiydi. Meğer adam, bu
işlerin adamıymış; o ne
gülücükler, o ne iltifatlar,
o ne vaatler!..
Yılan hikâyesine dönen
sorunum şıp diye
çözülüverirken, ben de
deneyim kazanmış
oluyordum. Yine de içim
rahat değildi. Acaba hata
mı etmıştim? Yeterince
ilkeli ve dürüst
davranmamış mıydım?
Vermemeli miydim?..
Sonra bir kez daha rüşvet
vermem gerekti. Bir kez
daha... Alışmıştım artık.
Otuzumdan sonra yeni bir
yetenek keşfetmiştim
kendimde: Rüşvet verme
yeteneğini. Üstelik
kendimi de
suçlamıyordum. Düzen
böyleydi. Moskova'da
rüşvet vermeden nefes
almak olanaklı değildi.
En bas^ti, restorana
gidiyorduk. Falanca
salatayı veya mezeyi
istediğimiz zaman, garson
gözlerini kurnazca
kırpıştırarak, "Bikliğim
kadanyla kalmadı. ama
ben yine de bir bakayım"
diyordu ve bizim pamuk
ellerimiz ceplere
uzanıyordu.
Tatilcilerin %10'u reklamla, %90'ı tavsiye ile kendi otellerini buluriar...
C
lub Orient, Antik Çağın adalet, sağlık ve barış için buluşma
merkezi olan Ören'de denize "sıfır". binbir yıldızlı bir tatil
köyüdür. Homeros'un doğum yeri 'Işıklar Sahili'nde,
Dünyanın atmosferinde oksıjen oranı en yıiksek iki noktasından biri
olan Edremii Körfezı'nde Zeytin Rıvierası'ndadır.
Club Orient'te, Ege stılinde yapılmış 62 dubleks yapının her dairesi
2-4 veya 4-6 kişilık aileler ıçın tasarlanmış, ıçlerinde duş/WC ve
telefon olan, odalardan oluşur Tüm kapılar dev bir botanik bahçesine
açılır. Bahçe biter, incecık kumlu plaj başlar.
Özurluler ve engelliler için tumüyle duzayak, veıeteryanlar ve
diabetikler için sorunsuz tatıl. Günlük doktor viziti.
Ağaçlann sMğmdan denz gûrtntüsünü çekemedîk Ge*t gömn
0rwi'i8 nt >İ3B
Clrt Oriert.
OfibapYP, 9.000.000 TL,0-12m ûcretSB, (3.)-4.-S.S. «plter, 5.500.090 71
Clob Orient Holiday Resort, Ören-Burhaniye
Tei: 0.266.416 34 45 - 416 53 54 • Faı: 0.266.416 40 26 www.club-onent.com
ARAS HOTEL
MORDOĞAN
Bol oksijeni. iyol kokusu. sıfır nem oram
ile sizı sağlığa davel ediyonız.
Bodrum tipi Gulet'imizle
eşsiz Mordoğan gün
batımlannı yakalayın
Haftalık konaklamalarda
bir günlük ücretsiz
koy ve mehtap gezisi
YURTİÇÎ VE YURTD1Ş1
TATÎL SEÇENEKLERÎ
Emsalsiz yatmızla otetimize gelip 2 gece 3 gün konaklayın ve tekrar yatımız ile geri dönün.
Kişi başt: 25.000.000.- TL yanm pansiyon
Havuz baştnda, havai fişek gösterilerini izlerken. Akdeniz ezgilerini sevdiklerinızle
paylaşın. Türk Evi'nde, fasıl nağmelenyle doyumsuz eğlencenin tadına ulaşın.
Kişi başı Günlük konaklama: 10.000.000.- TL yanm pansiyon
Izmir'e 80 km, tamamt deniz manzaralı odalarda, telefon, mınıbar, TV (uydu), sıcak-soguk
klima, jakuzi, sauna, su üstü ve sualtı aktiviteleri...
ARAS TOUR Tel: 0 232 446 41 41 Faks: 0 232 446 79 91
ARAS OTEL Tel: 0232 737 52 00 Faks: 0 232 737 70 73
Tatil süresince Cumhuriyetokurlanna gazetesi ücretsiz.
SATILIK DAİRE
Beylikdüzü Bizimkent'te
1 oda + 1 salon apartman dairesi sahibinden satılık.
0532 232 54 54 ve (0212) 244 54 39'a müracaat.
İLAN
T.C. •
SARIYER SÛLH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 1999/729
Mahkememizin 1999/729 esas 1999/868 karar sayılı ve 27.8.1999 tarihli ilamı ile
Bursa, Inegöl, Kemalpaşa, 0003 cilt, 0293 kütük sıra no'da kayıtiı Reşat ile Samime'den
30.5.1974'te doğma flke Madan annesi Samime Tozan'ın velayetı altına alınmıştır.
İlan olunur. 1.9.1999 Basın: 44819
ÇAN İCRA DAİRESİ'NDEN
DosyaNo: 1998/1052
Kambiyo senetleri (çek. poliçe ve emre muharrer se-
net) üzerinde haciz yolu ile yapılacak takip taleplerinde
ödemeemri
1- Alacaklı ve varsa vekilinin adı: lrfan Karagüllü,
Vekillen Av. Sebahattın Gûner, Çan - Av. Şaban San,
Yenıce
2- Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soya-
dı ve ıkametgâhı: Muhamber Gürün, Kalkım Nahiyesi,
Yenıce
Harcadeğer esas: 479.278.0O0TL. ' '
3- Alacağın Türk parasıyla tutan, faiz miktan ve iş-
lemeye başladığı gün: 2.800 DM (Alman Markı) alaca-
ğının takip tarihinden itibaren yıllık %9 döviz faizi ve
icra giderleri ve icra vekillik ücreti ile birlikte tahsili.
4- Senet ve Tarihi: 21.09. 1998 vadeli bir adet bono.
5- Bir terekeye karşı yapılan takiplerde mirasçılann
adlan, soyadlan ve ikametgâhlan
Yukanda yazılı borç ve masraflan işbu ödeme emri-
nin tebliği tarihinden itibaren on gün içinde ödemenız,
takibın dayanagı senet kambiyo senedı niteliğini haiz
değilse (5) gün içinde mercie şikâyet etmeniz, takip da-
yanağı senet altındaki imza size ait değilse yine bu (5)
gün içinde aynca ve açıkça bir dilekçe ile icra dairesı-
ne bildirmeniz, aksi takdirde icra takibindekı kambiyo
senedi altındaki imzanın sizden sadır sayılacağı, imza-
nızı haksız yere ınkâr ederseniz, 100 liradan 5000 lira-
ya kadar para cezası ile mahkûm edileceğinız, borçlu
olmadığınız veya borcun itfa veya imhal edildiği veya
alacağın zaman aşımına uğradığı hakkında itirazınız
varsa bunu sebepleriyle birlikte (5) gün içinde tetkik
merciine bir dilekçe ile bıldirerek merciden itirazın ka-
bulüne dair bir karar getirmediğiniz takdirde cebri icra-
ya devam olunacağı, itiraz edilmediğı ve borç ödenme-
dıği takdirde on gün içinde 74. madde gereğmce mal
beyanında bulunmazsanız hapisle tazyik olunacağınız,
hıç mal beyanında bulunmaz veya hakikate ay kın be-
yanda bulunursanız hapisle cezalandınlacağınız ihtar
olunur. 9.10.1998.
Basın: 40616
Yüzümüze ciddiyet
maskesi takarak
oynadığımız tatsız bir
komediydi aslında bu.
Rollerönceden
saptanmıştı. Degişen,
yalnızca karşımdaki
rüşvetçi tiplerdi: Kimisi
uzun, kimisi kısa; kimisi
zayıf, kimisi şişmandı.
- Demek böyle bir
sorununuz var. Aslında şu
sıralarda bu işın çözümü
neredeyse olanaksız gibi.
Ama ben yine de elımden
geleni yapacağım.
Bu sözleri söyleyen
adamın yüzü, biraz çile
çekiyor izlenimi
venyordu. Böylelikle
sanki acıma ortak
oluyordu, sağolsun!
Sözler bitince de başını
hafıfçe eğerek, kaşının
hizasından bana bakmaya
koyuluyordu. Bu ağır
bakış, belki bir başkasını
şaşırtabilirveya
terletebilirdi. Ama ben
işin raconunu biliyordum
MOSKOVA
HAKAN
AKSAY
ya! Teklemeden yanıtı
veriyordum:
- Yardımcı olacağınızı
biliyordum. En kısa
sürede çözebilirsek, size •
minnettarlığımı ifade
edeceğimden kuşkunuz
olmasın.
Bunun anlamını çok iyi
biliyordu karşımdaki kurt.
Başını kaldınp rahatlıyor,
kaşındaki gözündeki
gerilim pozundan
vazgeçiyordu. Ama yine
de kesin konuşmaktan
kaçınarak, gelişmeleri
bana bildireceğini
söylüyordu. Bu da
doğaldı. "Çocuğun adı"
henüz konulmamıştı ki.
Ama süreç başlamış
oluyordu böylelikle. t
Sorunlan para veya |
hediye vererek çözmek,
ya da karşımdakini
aşagılamak -o aşağılık
oİmaya çoktan alışmışsa
bile- bana elbette keyif
vermiyordu. Ve işin sıkıcı
yönlerini, böylesi
tavırlann ciddiyetle örtülü
gülûnçlüğünü
yakalayarak, kendimce
oyalanma yöntemiyle
geçiştırmeye
çalışıyordum.
Bu konuda benden çok
daha deneyimii
arkadaşlanm, bendeki
gelişmeden,
gülümsemeyle kanşık bir .
övgüyle söz ediyorlardı.
"Ama" diyorlardı, "sen
bu işin profesy oncli
olamazsın hiçbir zaman."
Haklıydılar. Çünkü tüm
deneyimlerime karşın, her
seferinde, belki de bu
adam dürüsttür, belki
elinin tersiyle rüşveti iter
ve "Yahu, zaten bu benim
jşim!" diyerek bana
çıkışır, diye ümitle
beklemekten kendimi
alamıyordum.
SARI
£YLÜL'D6
MAVf
BODRUM BİR
BAŞKA GÜZEL
' #
+TUDNCESS
BODRUM-GÜVERCİNÜK
TAM
PANSİYON
5.000.000 TL
(0,5 yaş grubu ücretsiz)
Rezervasyon
Hote)Princ€SStet:02523745243
fax 0252 374 50 93
Tuğç€TurizmLtdŞti.tetO312
«5 65 22-23toc0312 425 65 24
Gazeteruz Cumiıuriyat ücretsiz
TÜRKKALPVAKFI
"Çocuk Kardiyolojisi"
Türk Kalp Vakfi
kalitesi ve titizliğiyle
hizmetinizde.
Tel: (0212) 212 07 07
(pbx)10Hat
Faks:(0212)212 6835