Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 EYLUL 1999 PAZAR
10 [email protected]
ABD, 1995'te dünyanın gelişen 10 pazan arasına aldığı Türkiye'deki gözde yatınm alanlannı belirledi:
'Türldye'de servet arbşı çıkarnnıza^
• ABD Ticaret Bakanlığı'nın saptadığı geleceğin gözde yatınm alanlannı açıklıyoruz:
Oto yedek parça ihracatı tekstilden sonra 2. sırada. 32 Amerikan finnası 11 milyar dolarlık
elektrik santralı yapımına hazırlanıyor.
ÖZGENACAR
ANKARA-ABD Ticaret Bakanlığı.
1995 'te dünyanın gelişen 10 pazan ara-
sına aldığı Tûrkiye'de yakın gelecek-
te önemli gelişme gösterecek sektör-
leri belirledi ve Amerikalı yatmmcıla-
n bu alanlarla ilgilenmeye çağırdı. Tür-
kiye'nin ilk beşe girmesini, bir Ame-
rikan diplomatı. 'nüfusuna. abm gö-
cünün artmasına. özel sektörünön ya-
ratıcılık ve dinamizmine, halkııun tü-
ketim eğüimlerindeki çeşitlenmeye borç-
ln' olarak niteledi.. ABD sermayesi de
dahil yabancı sermayenin bugûne de-
ğin Türkiye'ye 19 yılda topu topu 12
milyar dolarlık yatınm yaptığı, buna
karşıhk, bu rakamın Polonya, Macaris-
tan ve Brezilya'da yılda 6-10 mil-
yar dolar arasında değiştiği bildı-
riliyor. ABD Ticaret Bakanlığı'nın
Amerikan sermayesini Türkiye'ye
aktarmak için yaptığı araştırma
ile ilgili olarak bir diplomat, "Tür-
kiye'nin servetini arrürması bi-
zim de çıkanmızadır. Servet, öz-
güveni arttınr. işbiıiiğini gelişti-
rir, daha çok mal satar, rekabeti
arttınr, alım gücü de fazlalaştığı
için biz de daha fazla mal ve hiz-
met «atanz" yorumunu getirdi.
Yılda yüzde 1.6 gibi düşûk bir
nüfus artışı ile Türkiye'nin 2010
yılındaki nüfusunun 87 milyona
çıkacağı hesaplanıyor. Nicelik
olarak bu artışın yanı sıra nitelik
açısından da Türk halkının tüke-
tim seçeneklerinde kaliteye, çeşit-
liliğe ve çağdaşhğa hızla yönel-
diği gözleniyor.
Bu iki etken birleştiği için Tür-
kiye 'parlayan pazar' olma olgu-
sunu yaratıyor. Amerikalı diplo-
mat bu tüketim eğilimi için şaka
yollu olarak şu ilginç benzetme-
yi yaptı: "Bundan birkaç yıl önce
deprem ya da sd felaketinde insan-
lar Kızday'ın mahruti çadın ile
yetinirken, son depremde neredey-
se Chrisüan Diorcadın isteroldu-
lar. Dolaytsıyla Türk halkı kendi-
sinin daha iyisine layık olduğu bi-
lincine ulaştı." Diplomat. *bu hn-
h gelişnienin Türkiye'nin eskiyeB
alryaptsını zoıiadığını. bu neden-
le ABD'nin Türkiye'ye çeşitH mal
ve hinneder pazartayabileceğiııe ya
da Türk girişimcileri ile ortak ya-
Onmlar yapabilecegine inandtgı-
nı' söyledi.
Yatuım alanlan
İhracat kadar dış ticaret acıgı
Iki ülke arasmda Tûrkiye aleyhine
olan dış ticaret hacminin,
önümûzdekı 10 yıl boyunca daha
da açılacağı anlaşıhyor. Ancak
Dünya Ticaret Örgütünün (WTO)
2005'te tüm kotalan ve
sınırlamalan kaldırması ile tekstil
ihracatında bir rahatlamanın
yaşanacağı belirtiliyor. 1998'de
Türkiye 4.5 milyar dolarlık mal ve
hizmet alımında bulunmasına
karşılık ABD'ye 2.3 milyar
dolarlık satış yapmıştı. 1999'da
Türkiye'deki durgunluk nedeniyle
bu rakamlann gerisinde kalınacağı
anlaşıhyor. Liberal ekonominin
öncüsü ABD'nin Türkiye
karşısında koruyucu bir siyasa
izlemesi yadırgaruyor.
Iki ülke arasmdaki ilişki,
Türkiye'nin 1 dolarlık satışma
karşılık 2 dolarlık mal alışı ile
genelde 1 dolar açık verdiği
biçiminde özetleniyor.
Bugüne değin pekçok önlü
konuğu ağırlayan Beyaz
Saray, bugunlerde Ecevit'e
hazırlanıyor.
ABD Ticaret Bakanlığı'nca ya-
pılan calışmada, Tûrkiye'de ya-
kın geleceğin gözde yatınm alan-
lan özetle şu noktalarda toplanı-
yor:
1. Elektrik Santrallari:
Tûrkiye'de elektnk tüketimi yılda
yûzde 10 artıyor. Bu tüketim için
her yıl 2500 Megawatt elektrik
üretiminin ek olarak devreye gir-
mesi gerekiyor. Tahkim yasasının
da çıkmasıyla Tûrkiye'de 32 sant-
ralın ortak yapımı için Amerikan
firmalan 11 milyar dolarlık yatı-
nma hazırlanıyor. Yap-Işlet-Dev-
ret (YİT) sistemi ile yapılacak bu
santrallann yanı sıra elektrik şe-
bekelerinin yenilenmesi, dağıtı-
mın çağdaşlaştınlmasına ilişkin
projeler de devrede.
Doğalgaz ağırlıklı olmakla birlikte.
kömür ve suyla çahşacak santrallar ko-
nusuna ABD firmalanndan büyük ta-
lep gözleniyor. Büyûkelçilik yetkilile-
ri, tahkim yasasından sonra elektrik
sektörûnde yatınm yapacak Amerikan
şirketlerinin Amerikan bankalanndan
daha kolay kredi alabileceklerini söy-
lüyorlar. Birkaç yıl sonra bu santralla-
nn yapımında ABD'nin Türkiye'ye
mal ve hizmet ihracatında önemli bir
patlama yaşanacağı anlaşıhyor.
2. Telekomünlkasyon: 1999da
yüzde 27.3 olan telefon yoğunlugunun
2005'te 40'a çıkacağı öngörûlüyor.
Önemli arhş olmakla birlikte şimdihk ye-
tersiz olan cep telefonlannda yoğunlu-
ğun sadece 3.9 olduğu anımsatılıyor. Te-
lekom sektörünün bakır yatınm alanı
olduğu belirtiliyor. TürkTelekomu'nun
2000 yılının ilk çeyreğinde özelleştiril-
mesi aşamasında ABD'nin SPC şirke-
tinin yüzde 20 hisseye talip olduğu, Mo-
torola'nın Telecom'a yeni teknoloji öner-
diği, bazı şirketlerin de Türkcel ve Tel-
sim dışında cep telefonu konusunda li-
sans anlaşmalanna yöneldiği öğrenildi.
Aynca alışveriş yapılan 900'lü hatlann
geliştirilmesi, kablolu TV olanaklannın
ülke geneline yaygınlaştınlması, sayı-
sal TV projelerine geçilmesi gibi alan-
lann da Amerikalı yatınmcılann ilgi ala-
nma girdiğini belirtti.
3. Baylllk: Yiyecek ve gıyecek ürün-
lerinin satışında bayilik yetkisi ile şube
açma olarak tanımlanan sektöre 1986'da
McDonald's'ın girmesi ile önemli geliş-
meler sağlandığı anımsatılıyor. Şu anda
Türkiye'de bu alanda 2500'ü aşan bayi-
lik işletmelerinin üçte ikisinin yabancı
olduğu belirlendi. Türkiye'nin bayilik
sektörûnde 1997'de yanm milyardolar-
lık hasılatının 2000 yılında 2 milyar do-
lara çıkacağı hesaplanıyor Yiyecek atış-
tırma sektörünün yanı sıra hazır giyim,
temizlik, mobilya ve bilgisayar hizmet-
leri ve özellikle cimnastik salonlan da
bu alanda öne çıkıyor. 1999'da 250 mil-
yon dolan ABD'den olmak üzere Tür-
kiye'nin 850 milyon dolarlık ithalat ya-
pacağı tahmin ediliyor. Artan nüfusun ya-
rattığı talebi özellikle genç girişimcile-
rin öncülûk yaptığı küçük işletmelerkar-
şılıyor.
4. İnsaat Sektörü: Deprem fela-
ketinden sonra daha da önem kazanan
bu sektörde geçen yıl l milyar dolarlık
ithalat yapıldığı ve bunun dörtte birinin
ABD'den geldigi biliniyor. Nüfus artışı
nedeni ile on yılda ek 7.3 milyon ev ya
da apartman dairesine gerek olacağı he-
saplanıyor. Öte yandan Boğaz Tüp Ge-
çiti, boru hatlan, barajlar, santrallar gi-
bi çeşitli dev projelerin yapımı için Tür-
kiye'nin ABD'li mimarlık, insaat ve mü-
hendislik hizmetleri veren bürolarla, in-
şaat araç ve gereç şirketleri için önemli
birpazar olduğuna dikkat çekiliyor. Tür-
kiye'nin uluslararası deneyimli ve reka-
bet gücüne sahip müteahhitlik firmala-
nnın başka ülkelerde 1997 yılına değin
36 milyar dolarlık ihale kazanmış olma-
lan da ortak yapım şirketlerinin kurul-
masını heveslendiriyor.
5. OtO yedek parça: Tür-
kiye'nin ABD pazarlannda teks-
tilden sonraki en önemli ihracat
gücünün oto yedek parçalan sek-
törûnde olacağı anlaşıhyor. Türki-
ye'deki 16 değişik otomobil fab-
rikasının ülkede üretilen yedek
parçalann yüzde 80'ini kullandı-
ğı, gerisinin de ihraç edildiğine
dikkat çekiliyor. 1300 yedek par-
ça yapımcısı şirketin önemli bölü-
münün uluslararası rekabete ra-
hatlıkla ayak uydurduğu vurgula-
nıyor. Türkiye, oto fabrikalanna
1999'da yaklaşık 2 milyar dolarhk
yedek parça ithal ederken, Türk
yedek parçacılannın da 1 milyardo-
lan aşan ihracat basardıklan anım-
satılıyor.
6. TekStil: Türkiye'nin dün-
yanın 7. en büyük pamuk üretici-
si olduğu ve GAP'ın daha ilk aşa-
mada Türkiye'ye 300 bin tonluk bir
artış getirerek pamuk üretimini 1
milyon tona çıkarmasından önce,
en büyük 6. tekstil ve hazır giysi
satıcısı ülke olduğu özellikle vur-
gulanıyor. Türkiye'nin dünyada
sentetik elyaf üretiminde 10. oldu-
ğu da belirtiliyor Türkiye'nin top-
lam ihracatının yüzde 37'sini teks-
til ve hazır giysi oluşturuyor. Son
yıllarda 1 milyar dolarlık yeni ya-
tınm yapan Türkiye'nin böylece bu
maddelenn dışahmını azaltıp dış-
satımmı arttırmayı amaçladığı be-
lirtiliyor. ABD'nin Türkiye'ye uy-
guladığı kota sisteminin yarattığı
sorunlann çözümü için VVashing-
ton'da 22 Eylül'de başlayan görüş-
melerin öngörülen iki günlük süreyi
aştığı gelen haberler arasında yer
alıyor.
7. Tıp malzemelerl: Açıian
özel hastanelerin büyük kentler-
de başlayıp ülke genelinde de yay-
gınlaşması ile bu sektörün Tûr-
kiye'de önem kazandığı bir ger-
çek. Türkiye, yerli üretimin
kalitesizliği karşısında yüzde 15*i
ABD'den olmak üzere Avrupa-
Japonyaağırlıklı yılda toplam 500
milyon dolarlık tıbbi araç ve gereç
ithal ediyor. Ancak ABD'nin yıl-
lık pay artışının yüzde 20 oluşunun
verdiği cesaretle ve Dünya Ban-
kası'nın kredi şemsiyesi altında
Amerikalı girişimcilerin bu alan-
da Tûrkiye'de ortak yatırımlar
yapabileceği öngörülüyor.
8. CAP: Bu yörede tanmsal
makine araç ve gereç patlamasının
beklentisi karşılığında ABD'li
girişimcilerin bölgeye yönelmeleri
öneriliyor. Nitekim ABD Büyükel-
çiliği'nin girişimi ile 15-20 Ekim'de
Amerikalı şirket temsilcilerinden oluşan
bir heyet GAP bölgesinde incelemeler-
de bulunarak yatınm olasılık ve olanak-
lannı gözden geçirecek ve Türk girişim-
cileri ile tanışacaklar.
9. Turlzm: Türkiye'nin önemli sek-
törlerinden turizm alanında otel yapımı,
golf alanlan çizimi ve bu tesislerin temiz
su. kanalizasyonlan ile artıklannın değer-
lendirilmesi, buralara araç gereç sağlan-
ması konusunda da Amerikalı yatınm-
cılann dikkatleri çekiliyor. Araştırmada
öteki önemli sektörler arasında gıda
paketleme, çevre kirliliğinin önlen-
mesine yönelik artıklann yok edilmesi
ve kanalizasyon projeleri yer alıyor.
FİNANS OLANAĞI BÎR YILDA ÎKİYE KATLANDI
Ozel ortak projeler
Tûrkiye'de Türk-Amerikan ortak
projelerine ABD'nin çeşitli örgûtleri
değişik koşullarda fınans olanaklan
sağlıyor. Türkiye'nin genel kredi
gücüne bağlı olarak artan bu olanaklar
son bir yılda yaklaşık iki katına çıktı.
Denızaşın Ozel Yahnmlar Kurumu
(OPIC) geçen yıl Eylül'e kadar
Türkiye'ye 570 milyon dolar kredi
sağlamışken bu yıl aynı tarihte bu
rakamın 1 milyar dolan aştığı açıklandı.
Kurumdan bir yetkili Cumhuriyet'e bu
rakamın yıl sonunda 1.3 milyar dolara
çıkacağını söyledi. Bu rakamın 202
milyon dolan fınans ve 853 milyon
dolan da sigorta amaçlı sağlandı.
Ankara'da ABD Büyükelçilıği
bünyesinde kurulan ve dünyada bir
başka yerde açılmayan 'Hazar Finans
Merkezi' adlı kuruluş yetkilisinin
Cumhuriyet'e verdiği bilgiye göre boru
hatlan, elektrik santrallan dışında çeşitli
ortak yatınmiar da flnanse ediliyor.
Koç-Ford ortak tesisinin genişletilmesi
amaçlı projeye 200 milyon dolar verildi.
Bu bir kredi olmayıp. uluslararası
yatınm piyasalannda hisse senedi
çıkanlması olanağını gerçekleştiriyor.
Böylece Koç-Ford ortaklığı dünyaya
200 milyon dolarlık hisse satarak
genişleme projesini fînanse etmiş
olacak. Yapı Kredi Bankası ile City
Bank'ın, yine genişleme amaçlı
projesine de aynı yöntemle 200 milyon
dolar sağlanacağı açıklandı. Adı
verilmeyen imalat sektöründeki bir
başka grupla da aynı kolaylık için
görüşmelerin yapıldığı bildirildi.
ECEVİT, ABD DESTEKLİTAHVİL İSTEMEYECEK
Tahvil çıkartması yok
Başbakan Bülent Ecevit'in, daha
önceden söylendiği gibi ABD
Hazinesi'nin
güvencesi altında 2-4
milyar dolar arasında
tahvil çıkartması
yolunda bir gırişimde
bulunmayacak.
Kongre'nin onayını
gerektiren ve genelde
batma noktasındaki
ülke ekonomilerine
uygulanmış olan 'Brady Bonds'
denilen bu yöntemin Türkiye ile ilgisi
olmadığı, Ankara'nın kredi
bulmakta güçlük çekmediği
bildiriliyor. Buna karşılık depremin
yarattığı yıkıntılar karşısında yeniden
• Kongre'nin
onayını gerektiren ve
genelde batma
noktasındaki ülkelere
uygulanan 'Brady
Bonds' yönteminin
Türkiye ile bir ilgisi
yok.
yapılanma için gerekli olan 7.5 milyar
dolann yaklaşık 3.5 milyar dolannın
daha şimdiden
karşılandığı anlaşıhyor.
Başbakan Ecevit'in
Beyaz Saray dışında
Dünya Bankası
(IBRD)ve Uluslararası
Para Fonu (IMF)
başkanlan ile Türk
ekonomisi istikrar
programı ve bunun
finansmanı konusunu görüşeceği
bildiriliyor. Bu arada Ecevit, her
iki örgütün en büyük ortağı olan
ABD Başkanı Bill Clinton'dan da
bu iki kuruluş nezdinde destek
isteyecek.
Ankara projenin gecikmesinden yakınıyor
• Clinton'm
danışmanı
Wolf,
'Türkiye'nin
verdiği
güvence
paketinin
benzeri
bugüne değin
hiç görülmedi'
diyor.
KAZAKİSTAN
Tahran
• Bakû-Ceyhan bofu hattı
• Bakû-Supsa boru hattı
= ^ Bakû-Novorossısk boaı fıattı
• • * • TurKmenbaşı-Ercurum gaz boru hattı
Ece\it9
Ingfliz
petrol şirkeüeriııi
şikâyet edecek
Ingıliz petrol şirketleri-
nin, 20. yy'ın başlannda
Ortadoğu'da olduğu gibi
21. yy'a doğru Hazar De-
nizi çevresinde de benze-
ri oyunlan oynadıklan gö-
rülüyor. O zamankı gibi
şimdi de Türkiye'yi dış-
layan bir siyasa izliyorlar.
Bakû petrolûnün ilginç bir
öyküsü "var. Dinamiti bul-
duğuna pişman olduğu için
adına ünlü ödülü koyan
Alfred Nobel'in ka(4eşi
Robert 1873'te Rus ordu-
suna tüfek sapı yapımı için
ceviz aramava Bakû'ya gi-
der. O günle'rde halk 'neft'
dediği petrolü ilkel yön-
temlerle çıkarmaktadır.
Bakû'da kurduğu şirket,
kardeşi Ludvvig'i 'petrol
krah', 19. yy'm sonunda
Bakû'yu da 'petrol baş-
kentf yapar. 20. yy'a gi-
rildiğinde tngilizler, Orta-
doğu'da petrol solumak-
tadır. NMnstonChurchain
belleğınde Bakû petrolü
yer etmiştir. Akdeniz'den
Karadeniz'e geçip lstan-
bul'u ele geçirmenin ar-
dındaki hedef, Bakû pet-
Ecevit, Azerbaycan
petrolûnün Batı'ya ta-
şınmasında ana boru
hatö olarak Bakû-Cey-
han'ı başından beri en-
gelleyen fngilizleri
ABD Başkanı BfflOm-
too'a şikâyet ederken,
"Gedkmenin tek ne-
deni tngOizpetrolşirket-
leri olup bu hatü sabo-
te edijoriar" ıletısini
verecek. Ecevit, 2002
vılında Türkiye'ye ula-
şacağı ahlaşılan 'Türk-
men doğalgazı boru
hattı ileflgüiçalışma-
larda Washin<^ton'un
gösterdiği desteğe' de
teşekkür edecek. Türk-
menistan ve Azerbay-
can temaslanndan son-
ra Ankara'ya gelen
ABD Başkanı'nın Ha-
zar Enerji Gelişmesi
Özel Danışmanı John
WoU da, "Başbakan
Ecevit'in Türkiye'nin
boru hatlan konusun-
da verdiği güvenceteri-
niVVashington'datek-
rarlarken, önceliği bu
soruna vereceğine de
inamyorum" dedi. Bu-
güne degin tüm ABD'li
yetkililer Bakû-Süp-
sa'nın değil Bakû-Cey-
han'ın ana hat olması-
nı, gereğinde ileride
ikincil hatlar yapılarak
tek hata bağımlı kalın-
mamasını çeşitli kere-
leraçıkladılar. Ece\it'in Clinton görüşme-
sinde Bakü-Ceyhan ile ilgili beklentileri
şöyle: 1. Azen petrolünü işletecek olan ln-
giliz şirketlerinin de ortak olduğu AlOC'un
da Türkiye gibi bir an önce taahhüt altına
girmesi, 2. Türk hükümetinin verdiği güven-
celer paketine ABD'nin finans kuruluşla-
ruıca malı desteğin sağlanması. 3. Hattın
müteahhitliğini yûklenen Türkiye açısın-
dan Azerbay can-Gürcistan bölümünün ya-
pımındaki nskin çözümüne yannmcılann da
güvence sağlamalan.
Başlangıçta a
Bakû-Ce>tan hatüna yete-
cek petrol yok" ve "Dünya petrolfiyaüdü-
şük,bu hattanyapmunadeğmez" diyen Ulus-
lararası Azeri Petrol Konsorsiyumu'nun
(AIOC) Ingiliz ortaklan BP ve Amoco şir-
ketleri birleşrikten sonra, şimdi ağız değiş-
tirip yeterince petrol oldugunu söylüyorlar.
Süpsa hattının 100 bin varilden 400 bin va-
rile genişletilerek. Bakû-Ceyhan'ı devTe-
den çıkanp boğazlardan ulaşımı gerçekleş-
tirmek için çaba harcadıklan gözleniyor.
Zeus'un sözleri
Geçen hafta Tûrkiye'de bir basm toplan-
tısı dûzenleyen. 'pasaportunda hazirandan
bu yana Türkne'ye 17 giriş-çıkış damgası-
nın bulunduğunu' açıklayan Wolf, "Öoce-
kigün İstanbul'da Arkeoloji Müzesi'niziya-
retimde Türki\e'nin yüz>ıllaniır ne kadar
tarihsel otaylara sahne oldugunu algdadun.
Özellikle, bir kösedeki Zeus heykeli beni
çarptL Sanld 'Şimdi Ceyhan'ın zamanıdır.
Süpsa'nın genişletilmesi masada olmama-
lı...' diyordu.1
' Muhalifler ise, bu boru hat-
tının 2.4 milyar dolara mal olamayacağını
ve fazlaya çıkması karşısında Ankara'nın
'mafiyet' ve 'süresmde bitirme' güvencesi
vermesmi istediler. Türkiye. Botaş'ın mü-
teahhitliğinde olmak koşulu ile bu güven-
ceyi verdi. Ancak Ingilizler, güvencenin bir
kamu kuruluşu olmasına karşın Botaş üze-
rinden dolaylı değil, Türk hükümetince doğ-
rudan doğruya verilmesini istediler. Türk hü-
kümeti, istenen güvenceyi Haziran 1999
Bütçesi'nde verdi. Bunun karşılığında An-
kara projenin yapımına geçildiğinde AIOC
ortaklannca topun zaman zaman taça atıla-
rak kesintilere uğratılmasını önlemek ama-
cıyla öngörülen tarihte projenin gerçekleş-
memesi durumunda Türkiye'ye tazminat
ödenmesi koşulunu ortaya attı. tngilizler,
Süpsa boru hattında 2 ve oradan da boğaz-
Bakû nasıl petrol başkenti oldu
Nobel'den Ingilizlere
Bakû petrolü
rolüne ulaşmak ve Türk
boğazlannı denetim altına
almaktır. Atatürk. Çanak-
kale'de bu yolun geçilmez
oldugunu Ingilizlere an~
latır. Daha sonra 2. Dün-
ya Savaşı'nda Adolf Hit-
kr'in Sov^etler Bırliği'ne
saldınsının temel hedefi
Bakû petrolüdür. Ordusu-
nun ilerleyişinde akarya-
kıtı bittiği için Bakû kur-
tulur. lağüiz şirketlerinin
ayak oyuntanmn ardında
bu kez Çanakkale'den Is-
tanbul'a doğru değil de
tam ters yönde, boğaz tra-
fiğini zorlama planı yat-
maktadır. Ingilizpetrolcü-
ler. boru hattı olaymın dep-
remden dolayı belki Türk
kamuo>'unun gündemin-
den düştüğûnü düşûnüyor-
lar. Ancak depremin Tûr-
kiye'de olağanüstü sivil
toplum örgütlenmesinde
patlamayarattığı da dikkal-
lerinden kaçıyor.. BP-
Amoco, boğazlardan geçit
konusunda kendilerine yö-
nelecek dinamik tepkiyi
algılayamama hatasını in-
şallah yapmıyorlardır.
lar üzerinden tankerle Rotterdam'a 1 dola-
ra taşınarak maliyetin 3 dolar oldugunu ge-
rekçe gösterip Bakû-Ceyhan"da bu maliye-
tin 4 dolar ve aynca Ceyhan- Rotterdam de-
niz taşımacılığının 4.6 dolar gibi ticari ol-
mayan yüksek bir rakama çıkacağını öne sür-
düler. Türkiye geçiş maliyetinin deniz ula-
şımı ile 3.36 dolar oldugunu ortaya koydu.
Benzersiz ödûn paketi
Ingilizlerin 3, Ankara'nın 3.36 dolarlık ma-
liyetleri arasındaki fark ise boğazriskinior-
tadan kaldınyor. Wolf, "Tûrkler projeUeil-
g3i her türlü temel finansal güvenceyi ver-
dL Şimdiyedeğin bu alanda bövlesine birpa-
ket göriilmemiştir. Top raldp sahada" di-
yor. Bu arada Ingilizlerin, Azerbaycan'da-
ki bazı yetkililere de çıkar sağlayıp yanla-
nna almak suretiyle Bakû-Ceyhan projesi-
ni dışlamayaçalıştıklanda gözleniyor. Tür-
kiye gündeminden boru hattının düşmesin-
den yararlanan Ingiliz şirketleri yeni oyun-
lar sahneliyor. Ağustos'ta bir Azeri gaze-
tesinde BP-Amoco ortakhğı çıkışlı bir ha-
berde depremin Tûrkiye'de 30 milyar dolar-
lık zarar yarattığını, bu nedenle Bakû-Cey-
han'ın artık 'gömüldüğünü' ilan etmekten
geri kalmadı. Wolf, "ABDTi kuruhışlar sa-
dece Bakû-Ceyhan'a değil. Türkmen Gaz
Hattı Projesi'ne de fınans desteği sunacağı-
nı açıkladılar. Çünkü her iki proje de verim-
li ve gerceklesebilir niteliktedir"' sözleriyle
Türkiye'nin fınansmanda güçlük çekece-
ği savlannı püskürttü. ABD. dünyada bir
benzeri olmaksızın sadece Ankara'da EX-
IM Bank, OPIC ve TDA üçlüsünü 'Hazar
Finans Merkezi' adıyla ABD Büyükelçili-
ğı çahsı altında topladı. Bu kurumdan bir
yetkili. Cumhurivet'e. "Her iki boru ham
da yapdabilir ve fînanse edüebilir. Kaldı ki
Düma Bankası (IBRD) ile bir alt kuruluşu
olan Uluslararası Finans Kurumu (TFC) da
her iki projeyi desteklevecekJerini açıkladı-
hr" dedi. Çalışmalan daha geç başladığı hal-
de, Türkmen gazının Türkiye'ye ulaşnnl-
ması projesinde işlerin daha hızlı yürüdü-
ğû gözleniyor. Bu olay dahi Bakû-Ceyhan
projesinde işin içinde iş oldugunu doğrulu-
yor. ABD'nin ekonomik ambargosunu del-
mek için tran'ın 'devletleştirdiği' halde pet-
rol kuyulanndan bazılannı İngiliz şirketle-
rine vererek Süpsa'nın kapasitesinin dışm-
daki bölümü de ülkesi üzerinden Körfeze
akıtılması için kulis yaptığı söyleniyor.