Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi s
GeneJ Yayın Yönetmeni- Orban Erinç
0 Genel Ya\m Koordınatönr Hikmet
Çetinka\a • Yazıışlen Müdurii. tbrahim
Yıldız • Sorumlu Müdur Fikrel tlkiz
0 Habcr Merkezi Müdüni: Hakan
Kara 0 Görsel Y'önetmen: Fikret Eser
lstıhbaratCengizYıldınm#Ekonomı Özlenı
Yüzak # Kültür Handan Şenköken 0 Spor
Abdülkadir Yücelman • Makaleler Sami
Karaören # Düzeltme Abdullah Yazıcı #
Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge
Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehnret Faraç
Yayın Kurulu llhan Selçuk
(Başkan). Orhan Erinç, Oku>
Kurtböke, Hikmet Çetinkaya,
Şıikran Soner, Ibrahinı >. üdız,
Orhan Bursah, Mustafa Balbav.
Hakan Kara.
AnkaraTemsılcısi Muslafa Balbay Atatürk Bulvan
No 125, Kat4, Bakanlıklar-Ankarâ Tel 4195020(7
hat), Faks 4195027 01zmırTemsılcısı Serdar Kızık,
H ZıyaBK 1352 S 2/3TeI.4411220, Faks 4419117
0 AdanaTemsılcısi- Çetin Yiğeooğlu, lnonüCd 119
S No 1 Kat l,Tel 363 12 11, Faks. 363 12 15
Mûessese Mudürii İ stüd Akmen #
Kcordmatör Ahmet Korubaa • Muha-
sebr Bûlent V.enw#]dare HâseyiD
Gmtr0 Bügı-Ulem Nıillnal^Bılgı-
sayarSıstem Mârihet ÇilerOSaaş
FızgetKuzı
MEDYA C: • Yöoetım Kurulu
Başkanı - Genel Müdur Gülbin
Erduran # Koordınator Reha
I;ıtman 0 Genel MudurYardımcısı
SevdaÇoban Tel 514 07 53 -
51395 80-5!384««l,Faks.513«63
y ve Basao: Yau Gûn Habcr Ajansı, Bastn ve Vayıncıiık A Ş
Tüjkocagi Cad 39 41 Cağaloglu 34334 lstanbul PK 246 - SıHteci 34435 Istanbul
Tel (O'212)512 05 05(2Ohatl
Faks (0*212)513 85 95 www.cumhunyet.com.tr 25EYLÜL 1999 tmsak:5.20 Güneş: 6.47 Öğle: 13.03 tkindi: 16.24 Akşam: 19.06 Yatsı: 20.27
londra Moda
Günleri'ne
görkemli fina.
• LONDRA (Reuters) -
Bir haftadır süren 'Londra
Moda Günleri',
modacılann tüm dünyada
gösterilen son
koleksıyonJanndan
seçmelerin sunulduğu
şovla sona erdi. Brezılyah
modacı Alexandre
Herchcıvitch'in transparan
giysısı ılgi odagıydı.
Yatova'daM
okul taşındı
• ORHANGAZİ (AA) -
Depremde zarar gören
Yalova'dakı Uludağ
Ünıversitesi Meslek
Yüksekokulu 'geçici'
oiarak Orhangazi'ye
taşındı. Okul Müdurii Prof.
Dr. Yalçm Yıldız, Belediye
Başkanı Turgut Onlü'yü
ziyaretinden sonra yaptığı
açıklamada, belediye
başkanının kendilerine çok
yardımcı olduğunu belirtti.
Tekstil, Gemi ve Güvene,
Seracılık, Iklimlendirme ve
Sogutma, Deniz ve Liman
tşletmeciliği ile turizm ve
otelcilik bölümlennin
bulunduğu okulda 600
öğrencinin ögrenim
gördüğûnü bildiren Yıldız,
en önemli sorunun deprem
nedenıyle çok göçük olan
Orhangazi'de ev bulmak
oldugunu söyledi.
Deprem
eğitim gezisi
• İSTANBUL (AA) - ÎTÜ
Maden Fakültesi Jeofizik
Bölümü Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Ahmet Ercan'ın
"gönüllü rehberlik"
yapacağı "Deprem Eğiüm
Gezisi" düzenlendi. BRT-
Bırsey Turizm Şirketi
tarafindan organize edılen
gezıye katılanlar
Adapazan, Gölcûk ve
Yalova'ya götürülecekler.
"Bilgi felaketi kovar"
diyen Prof. Dr. Ercan,
geziye katılma amacının,
halkı depremin etkıleri
hakkında bilgilendirmek
oldugunu söyledi.
Toplu mezar
• KONYA (Cumhuriyet) -
Konya Büyükşehir
Beledıyesi ekipleri
Beyhekim Mahallesi,
AJpaslan Sokak'ta yapılan
kanalizasyon çahşmalan
sırasında toplu mezar
buldu. Topograf Nurettin
Yfener, mezarda 15 iskeletin
bulunduğunu, burasının
Selçuklular döneminde
mezar amaçlı kullanılmış
olabileceğini belirtti.
Yener, yıkılan Zindankale
surlan nedeniyle de çok
sayıda küp kınğına
rastladıklannı söyledi.
Sulama kanallannın çoğalması ve artan sığınmacı göç hastalığı hızla yayıyor
Avrapa sıtıııa tehdidi altındaÇeviri Servisi - Dünya Sağlık Örgü-
tü'nûn (WHO) son sıtma raporuna gö-
re Avrupa'da sıtma salgını tehlikeli bir
şekilde tırmanıyor. 196O'lı yıllarda ka-
nalizyon şebekesinin yeniden düzenlen-
mesi, ileri tıbbi müdahale ve haşere ilaç-
lannm yardımıyla sıtmadan tümüyle kur-
tulan Avrupa ülkeleri. şimdi göçler ve su-
lama sistemlerinin sular altında bıraktı-
ğı tanm alanlan nedeniyle yeniden sıt-
ma tehdidıyle karşı karşıya.
Raporda, önlem alınmadığı takdirde sıt-
manın, önü alınamayacak bir şekilde ya-
yılacağı bıldiriliyor. Bu kaygılan arttı-
ran bır başka etken de küresel ısmma
nedeniyle sıtmanın kuzeye doğru ilerle-
mesi.
Geçen hafta Floransa'da toplanan
WHO AvrupaBölgesi Konseyi, 198l'de
Avrupa'da 2.882 oiarak tespıt edilen sıt-
ma vakalannm, 1997'de 12.328'e tır-
mandığına dikkat çekıyor. Tıbbi bakım
açısmdan bir sorun yaşanmamasına kar-
şın bu hastalann yüzde 7'si yaşammı yi-
tirdi; çünkü sıtma konusunda deneyim-
siz olan Avrupalı doktorlar, hastahğı an-
cak ileri evrelerde teşhis edebiliyorlar-
dı.
Hastalığı Avrupa'ya. sıtmanın yaygın
oldugu ülkelere giden Avrupalı turistler
taşıyor. Bu arada yetkilileri korkutan en
önemli gelişme, yerli sivrisineklerin tu-
ristlerden aldıklan parazıti yerel salgın
ağı oluşturarak yaymalan.
Kaldı ki Lüksemburg'da 3, New York'ta
2 vaka, hastalığın havayolu ile yayılabi-
leceğı olasıltgını gündeme getirdi.
Lüksemburg'daki 3 sıtma vakası ülke-
nin uluslararası havaalanınm birkaç ki-
lometre uzagında meydana geldi. Uz-
manlara göre bu hastalıklara, tropık ül-
kelerden gelen uçaklann içine saklanan
sivrisınekler yol açıyor.
Sağlık hizmetierinin aksaması
WHO, hastalığın yayılmasına yol açan
etmenleri şöyle sıralıyor Bölgesel çatış-
malar sonucunda hızlanan sığınmacı gö-
çü, sivnsineklerin üremesme uygun ze-
min oluşturan sulama kanallannın 1970'li
• Dünya Sağlık
Örgütü (WH0)
Avrupa'nın yeni
bir sıtma salgını
ile karşı karşıya
kaldığını
bildiriyor. Bilim
dergisi New
Scientist'in son
sayısında yer
alan yazıda,
hastalığın
yayılmasında
Türkiye'deki
GAP'ın etkili
olduğu ileri
sürülüyor.
yıllardan bu yana çoğalması. komüniz-
min çöküşünden sonra Doğu Blok'u ül-
kelerinde sağlık hizmetierinin aksama-
sı.
Rapora göre eski Sovyetler'le sınır
komşusu olan Azerbaycan ve Tacikis-
tan'da hastalık çok yaygın; oysa Erme-
nistan ve Türkmenistan'da daha seyrek
oiarak görûlüyor.
Bu ülkelerin sıtmaparazitı taşıyan va-
tandaşlan. turist oiarak Rusya'ya gel-
diklerizaman paraziti sivrisineklerebu-
laştınyor. Son aylarda Moskova'ya 180
kilometre uzakhktaki Ryazan kentinde
iki sıtma vakasına rastlanması ve bu iki
kişinin bölgenin dışına çıkmadıklanm
açıklaması bu tezi doğruluyor.
10 misli artan sıtma
Türkıye'de ise 1989 yılından bu yana
sıtma hemen hemen hiç görülmüyordu.
Ancak ülkenin güneydoğusunda sürdü-
rülmekte olan devasa sulama projesi
(GAP). 1990 ile 1994 yıllan arasında
10 misli artan sıtma vakalannın tek so-
rumlusu oiarak gösteriliyor. Salgını en-
gellemek için gösterilen çabalar olum-
lu sonuç verdi ve Avrupa'da 1996 yılın-
dan bu yana sıtma vakası görülmedi. Ne
var ki Türkiye'de hastalığın ne denlı
kontrol altında tutulduğu şüpheli. Kaldı
ki son yıllarda ülke turizminde görûlen
patlama Batı Avrupa'da sıtma salgını-
nın yeniden hortlamasma neden olabi-
lir.WHO yetkilılerine göre cidde tıbbi
bakım, dikkatli gözetim ve soğuk geçen
kış aylan hastalığın Kuzey Avrupa'da
yerleşmesine engel olabilir. Ancak gü-
ney Avrupa'daki sivrisinekler parazitin
varlığını sürdürmesine çok uygun bir
metabolizmaya sahip. 1997'de ltalya'da
birköylûnün, ülke sınırlannındışına çık-
madığı halde sıtmaya yakalanması. yer-
li sivrisineklerin paraziti taşıdığı inancı-
nı pekiştirdi.
"Gii ney Avrupa*da hastalığın yeniden
ortaya çıkma olasılığı çok yüksek" diye
konusan WHO yetkilileri, önlem alınma-
dığı takdirde ciddi bir salgının bölgeyi
etkisi altına alacağını ileri sürüyorlar.
Sanayi kurulusları
'Verin
altını da
kirletiyorlar
Ekonomi Servisi - Sanayi bölgesi olan
Trakya'da kuruluşlardan çıkan atıklar
çevre kirliliğinı arttınrken Çevre
Bakanlığı'nın denetiminden kaçan
fabrikalann atık salannı yeraltı
kaynaklanna akıttıklan bildirildi. lstanbul
Teknik Üniversitesi (ÎTÜ) Maden
Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. AtiUa
AykoL bazı fabrikalann iki sondaj kuyusu
açarak bunlardan birinı atık suJann
depolanmasında kullandıklannı söyledi.
Önceki yıllarda atık sulannı derelere ve
göllere boşaltmayı tercih eden
fabrikalann, Çevre BakanlığVnın
denetiminden kaçmak için yeraltı sulanna
yöneldikleri iddia ediliyor. Bölgedekı
fabrikalann çoğunun da antma tesisi
bulunmadığını belirten yetkililer,
denetimlerin yapılmamasını eleştiriyorlar.
Sondaj kuyusu açmak için Devlet Su
Işlen'nden (DSİ) ruhsat alan fabrikalann
üzerinde denetim yetkilerinin
bulunmadığını dıle getıren belediyeler,
işletme ruhsaü olmadan üretim yapan ve
kuyu açan bırçok fabrikanın bulunduğuna
da dikkat çekiyorlar. DSl yetkilileri, yeni
uygulamayla fabrikalara atık su debi ölçer
koyulduğunu belırterek kullanılan sudan
belirli bir oranda atıksu kanalizasyon
katılım payı alındığını kaydediyorlar.
tTÜ Maden Fakültesi öğretim üyesi Prof.
Dr. Aykol, denetimden kaçan
sanayicilerin açtıklan kuyularda atık
sulan depoladıklannı söylüyor.
Su seviyesi giderek düşüyor
Diğeryandan fabrikalann sondaj layarak
kullandıklan büyük mıktarlardaki suyun
yeraltı sulannın azalmasında da etkili
olduğu belirtiliyor. Trakya'daki
belediyeler, özellikle günlük su tüketimi
çok miktarda olan fabrikalann, yeraltı
sulannın azalmasında etkili
oldugunu belirtıyorlar. Yeraltı su
seviyesinde her yıl ortalama
2.5 metre düşüş kaydedildiğini bildiren
belediye yetkilileri, 1970'li yıllarda 30
metre olan su çıkarma derinliğinin
1990'larda 70 metreye kadar çıköğma
dikkat çekiyorlar.
Depremden sonra evlat edinmek isteyenkrin sayismda arüş olunca hükümet yasa> ı değistirme> e karar verdi.
Depremzede çocuklann yararlanması için Medeni Yasa değiştirilecek
Evlat ediıııne yaşı 30'a iınyor
K.4PLAN
ANKARA - Hükümet, Marmara Böl-
gesi'nde yaşanan depremin ardından gün-
deme gelen evlat edınmenin kolaylaştınl-
masına ilişkin değışikliği yeni yasama
döneminde TBMM'ye getirecek. Evlat
edinme yaşı 35'ten 30'a indirilecek, ço-
cuklu aılelere de evlat edinme hakkı ta-
nınacak. Devlet Bakanı Hasan Gemici,
depremden sonra evlat edinmek ıçın 10
binin üzennde başvuru oldugunu söyle-
di.
Depremle birlikte çok sayıda çocuğun
kımsesiz kalması, evlat edmme koşulla-
nnm yumuşatılmasını gündeme getirdi.
Hükümet. anayasa engeli nedeniyle yasa
hükmünde kararname çıkaramadığı için
evlat edinmenin de yeniden düzenlendi-
ği Türk Medeni Yasası 'nda değişiklik ön-
gören yasa tasansını, yeni yasama döne-
minde gündeme getirecek. Yasa değişık-
liğinin yasama geçirilmesi durumunda
evlat edinme yaşı 35'ten 30'a indirilecek
• Hükümetin yeni yasama
döneminde gündeme getireceği
yasa değişikliğine göre çocuklu
aileler de evlat edinebilecek.
Devlet Bakanı Hasan Gemici,
depremden sonra evlat edinmek
için 10 binin üzerinde başvuru
oldugunu söyledi.
ve çocuklu ailelere de evlat edinme hak-
kı tanmacak. Mevcut yasaya göre, çocuk-
lardan durumu uygun olanlar. meslek ele-
manlannın ıncelemelen sonucunda. yaş
başta olmak üzere tüm koşullan evlat
edinmeye uygun olan ve başvoırulan ka-
bul edılen ailelere. mahkeme karan ile
evlatlık oiarak verilıyor.
10 binden fazla başvuru
Dev let Bakanı Hasan Gemici, depremin
ardından kımsesiz çocuklan evlat edinmek
için 10 binden fazla başvurunun yapıldı-
ğını, ancak Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu (SHÇEK) yurtlann-
da, depremde kimsesız kalan 35 çocuğun
bulunduğunu, 27 çocuğun da deprem son-
rasında kayıp oiarak bildirildiğini anlat-
tı. Kuruma bağlı 75 çocuk yuvası ve 95
yetiştirme yurdunda 18 bini aşkın genç ve
çocuğa bakıldığmı kaydeden Gemici, ço-
cuklann yüzde 85'inin evlat oiarak veril-
mesinin mümkün olmadığını belirtti. Ge-
mici şunlan söyledi:
"Bunlann çoğunhığunun annesi-baba-
sı var. Çeşitli nedenlerle yurtiara bırakıl-
mışiar. Yurtlanmızda kalan çocuklann
ancak >üzde 15'i evlatlık verilmeye uy-
gun durumda. Evlat edinmek iste\en ai-
leierin talebi daha çok 0-1 yaş kımsesiz ve
sağlıklı çocuklar üzerinde yoğunlaştığuı-
dan bu özellikJere uygun yüda yaklaşık
500çocuk kuruma geliyor.Bunbıruı da is-
lemleri losa sürede ynpdryor."
Gemici, yunlarda kalan depremzede
kimsesiz çocuklann sayısının çok az ol-
ması nedenıyle başvunıda bulunan aile-
lere diğer çocuklan evlat edinmelerini
önereceklerini söyledi.
MAKtVE MÜHENDİSLERİ ODASI
'AmçlardaLPG
kulhınum
tehlikelideğiF
• TMMOB Makine Mühendisleri Odası
îstanbul Şubesi'nin düzenlediği konferansta
LPG kullanımının giderek yaygmlaştığı
vurgulandı. lstanbul Şube Başkanı Umit
Ülgen, LPG'nin taksilerde kullanımınm
tehlikeli olmadığını, dönüşümü gerçekleştiren
fırmalann denetimi altında oldugunu söyledi.
lstanbul Haber Servisi - uygulamalan hakkında
TMMOB Makine
Mühendisleri Odası
lstanbul Şube Başkanı
Ümit Ülgen. önceleri
yalnızca ocak, fınn ve
şofbenlerde kullanılan
LPG'nin (Sıvılaştınlmış
Petrol Gazı), dökmegaz
ve otogaz oiarak
kullanımının da son
yıllarda yaygınlaştığını
belirterek "Araçlarda
LPG kullanımında arük
tehükenin obnadığuu
LPG'ye dönüşüm yapan
finnalann denetimkri
altında oldugunu"
söyledi. TMMOB
Makine Mühendisleri
Odası lstanbul
Şubesi'nin. İTÜ Maçka
Tesisleri'nde
düzenlediği •'LPG ve
l/ygulamalan"
konferansmda konuşan
oda başkanı Ümit
Ülgen, önceki yıllarda
araçlann LPG'ye
dönüşümünü kaçak
yapan firmalann tehlike
arz ettiğinı anımsatarak
günümüzde aynı
tehlikenin dökmegaz
konusunda yaşandığını
belirtti. Dökmegaz
uygulamalannda proje
denetiminin sağlıklı
yapılmadığına dikkat
çeken Ül^en, "17
Ağustos depremi,
denerimin ne kadar
önemli oldugunu
herkese gösterdi.
Otogazda olduğu gibi
dökmegazda da
denerimin ve kontrolün
ügili yasalar
çerçevesinde Sanayi ve
Ticaret Bakanhğı'ndan
odamıza verilmesini
bekliyoruz" dıye
konuştu.
Ülgen. LPG
ilgili kurumlarda bir
mevzuat kanşıklığı
oldugunu ifade ederek
konferanstan çıkan
sonuçlan bu kurumlara
bildireceklerini ve kamu
kuruluşlannın
çalışmalanmn
birleştirilerek
yasalaşmasını
sağlamaya
çalışacaklannı kaydetti.
Yıldız Teknik
Üniversitesi Kimya
Mühendisliği Bölümü
Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Neşet Kadırgan'da,
tüplenn dolap içlerine
konulmasımn ciddi
tehlikeler yaratacağını
kaydetti. Tüpgaz
patlaması kazalanna
değinen Kadırgan,
bunun gerçek bir
patlama değil, basıncın
artması sonucu rüp
parçalanması oldugunu
söyledi. Araçlarda
alternatif oiarak LPG
kullanımının, motor
ömrünü uzattığını
söyleyen makine
mühendisı Kadir
örücü'de "LPG, yakıt
ve yağ giderlerini
düşürerek ekonomi
sağlamakta ve yanma
sonucu kurşun,
kükürtdioksit gibi
zarariı emisvonlar
üretmemesi nedenh le
yaşadığımız çevrenin
korunmasına karta""
sağlamaktadır"
1
görüşünü dile getirdi.
Orücü, araçlarda LPG
kullanımının en çok
Italya. Hollanda ve
ABD'de görüldüğüne
dikkat çekerek LPG'nin
Türkiye'de de
yaygınlaştınlması
gerektiğini söyledi.
e-posta : tan @ prizma. net tr
MESELA DEDIK ERDAL ATABEK
n edelli askerlikten beklenen ge-
İJ lirin sağlanamadığı açıklanıyor.
Bu gelir deprem bölgelerinin çeşit-
li gereksınmeleri için düşünülmüş
bir çözümdü, çeşitli nedenlerle ger-
çekleşememiş olabilir. Peki "bedel-
liyükiimlülük" neden sadece asker-
lik için düşünülmüş olsun? Başka
yükümlülüklere de bakmak gerekmez
mi? Öyle bir yükümlülük olsun ki,
yerine getirilmemesi önemli bir boş-
İuk yaratmasm, bedelle karşı lana-
bilsin, sayıca çok kişiyi ilgilendirsin.
Bakımz, öğrencilik bu koşullara çok
uygun. Öyleyse. hemen düşünün.
İlkööretim bedelli olsun
mu?..
A shna bakarsamz ilköğretim as-
J ı lındaçoktanbedelli oldu. Okul
bagışıydı ya da özel okulun taksidiy-
di, servısiydi. giyimiydi, kitabıydı
derken hem de yüklüce bir "bedeJ-
li". Ama karşıhğında çocuklara ne
veriliyor? Ezbercı eğitimin şartlan-
dırdığı kafalar. kendi başına bırakıl-
mış çocuk gruplan, sabahtan akşa-
ma kadar trafikte dolaşan servis araç-
lanna tıkılmanın getirdiği sıkıntılar.
Ya öğretmenlerin çılesi? Onca çaba-
nın gözleri önünde heba oldugunu
görmenin acısı, düşük maaşlann ya-
rattığı sıkmtı, en iyi niyetlerinin de-
Bedelli Oğrencîlik Olsa...
ğerlendirilmeyişi. Şimdi bu ilköğ-
retimin yerine "bedd" koyarsanız
pek bir şey kaybedilmediği düşünü-
lebilir. Öğretim yerine çocuklann
hobileri dikkate alınarak çeşitli oyun-
lar, uğraşlar yapılabilir, bunlar için
de okul dışında aileler çözümler bu-
labilir. Ekonomik durumu iyi olan ai-
leler hiç sıkıntı çekmesinler. "bedel-
Köğrencilik" programından yararlan-
sınîar. hem çocuklan rahat eder hem
de iyi bir gelir kaynağı kazanılmış
olur. Okullara bedel ödemek iste-
meyen ekonomısi uygun olmayan
ailelerin çocuklan okullara gitsin,
sayısı azalmış sınıfiarda biraz daha
rahat eğitim görsün, öğretmenler de
daha rahat eğitim yapabilsin. Bakın,
kaç yönlü yarar sağlıyor "bedelli ö^-
rencaik"? Hadi, ilköğretimi halle-
dın ki sıra ötekilere gelsin.
Üniversite bedelli olsun
mu?..
Oimdı yükseköğrenime de bak-
O mak gerekiyor, "bedeUi'' olabi-
lir mi, olamaz mı? Bır smav yapıyor-
sunuz, öğrenci istediğmi değıl, tut-
turabildiğini seçiyor, sonra da iste-
mediği bir mesleğin öğrenimini gö-
nülsüz sürdürüyor. Öğrenimini biti-
rip de bir mesleğin diplomasını alın-
ca ne oluyor?
Çoğunluk için hiçbir şey değiş-
miyor, elinde diploması olan bir iş-
siz oluyor. Çünkü zaten ortada iş
yok. Diplomalı gencin de içinde ça-
lışma isteği yok. Pek pek gördüğu öğ-
renimle ilişkısi olmayan bir iş yapı-
yor.
Metalurji mühendisi turizmle uğ-
raşıyor, tıp doktoru televizyonculuk
yapıyor, mımaryazarlığa başlıyor, hu-
kuku bitiren ticarete atılıyor. Çevre-
nizde de bol bol göreceğinız gibi ya-
pılan ışle görülen yükseköğrenimin
ilgisi çok küçük bır oranda kalıyor
(değil mi Kâmil?). Öyleyse, yük-
seköğrenim bal gibi bedelli olabilir.
Her fakülte ya da yüksekokul dalı-
na bir bedel konur. Her yıl belirli bir
"bedel taksidi" ödenir. Sürenin so-
nunda da öğrenciye diploması veri-
lir. Diplomasını alan kişi kazara o dal-
da çalışmak isterse, zaten gireceği şir-
ket ışın başında hizmet içi eğitim
veriyor, orada öğrenir. Fakülteyi nor-
mal bitirmiş olsa da işi yaparken öğ-
reneceği için hiç fark etmez. Çoğun-
lukla olduğu gibi başka bir iş yapa-
caksa diplomasınm önemi olmaya-
caktır.
Ama bedel karşıhğında bakın ne-
ler kazanacaktır: 1. Üniversite bitir-
mişolacaktır ki ailelerin en önem ver-
diği şey budur. 2. Askerlik konusu-
nu uzatmış olacaktır ki pek çok genç
için yükseköğrenimin amacı budur,
3. Keyfıne göre geçireceği 4-5 yılı
olacaktır ki bundan âlâsı olamaz.
Para bakımından sıkıntısı olmayan-
lar, "bededi vükseköğrennn'' üzeri-
ne "bedelli doktora" ya da"bedelü
master" yapabilırler. Buradangele-
cek paralarla da neler yapılmaz ki?
Bu "bedelli'' meselesini iyice dü-
şünmek gerekiyor, öyle bir kaynak
İci gele gele bitmez. Yeter ki, akıllar
işlesin, fikirler uçuşsun. ondan son-
ra da paracıklar gelsin. Artık bede-
li dolarlaödeyene Amerika'da, mark-
la ödeyene Almanya 'da, euroyIa öde-
yene de Avrupa'da birer aylık "bfl-
gi görgü arttırma gezisi'' de cabası
olsun. Nasıl buluş ama.