Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25EYLÜL 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Çelikel'in
açıklaması
Geçen hafta köşemizde Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği'nin
TOBB) Tahkim Divanı tarafından
telirlenen "hakem //sfes/"nde yer
aan kimi adları sıralamıştık. Liste^
ce, eski Istanbul Hukuk Fakültesi
Cekanı Prof. Dr. Aysel Çelikel'in
CB adı bulunuyordu.
Sayın Aysel Çelikel konuya iliş-
kn bir açıklama göndererek, adı-
nn tahkim kurulu listesinde bu-
lınduğunu iik kez köşemizdeki ya-
zdan öğrendiğini bildirdi:
"öğretim üyeliği görevini aka-
ctemik yaşamı boyunca tam za-
nanlı olarakyürütmekten onurduy-
djm. Statüm gereğiböyle birgö-
revi kabul etmek söz konusu ol-
madığıgibi, bugûne kadarböylebir
teklif de almış değilim."
Demek ki, TOBB Tahkim Divanı
hakem listesini uzmanlann kendi-
lenne sormadan da belirieyip ilan
ecebiliyor.
Sayın Çelikel, uluslararası tahkim
tartışmaları sırasında sessiz kal-
madığını da ifade etti. Buna kanıt
olarak da, Danıştay'ın yetkisinin
kaldırılarak, uluslararası tahkime
yetki tanınmasının Türkiye'yi kamu
hizmetlerinin görülmesinde ulusla-
rarası siyasetin emrine sokmak an-
lamı taşıdığını savunan makalesi-
ni gösterdi.
•l»
Bip de cezaevîni görse
Bayrampaşa Cezaevi'nde
hafta içinde meydana gelen
olaylan, geçmişte Ceza ve
Tevkifevleri Genel Müdürlüğü
yapmış olan avukat Veli
Devecioğlu ile konuşuyorduk.
"Cezaevinde yok, yok.
Silah, esrar, cep telefonu,
bol miktarda para "
diyecek olduk, Devecioğlu
cezaevlerinin uzun süredir
laçkalaştığını, buna karşın
Adalet Bakanlığı yetkililerinin
vurdumduymazlık içinde
olduklarını vurgulamak
üzere bir anısını aktardı:
"Birkaç yıl önceydi.
Ankara Kapalı Cezaevi'nde
kalan bir müvekkilimi ziyarete
gittim. Baktım, yanında iki kişi.
Görüşmemiz başladı, ama bu iki
kişi oradan aynlmadılar.
'Siz kimsiniz?' diye sordum.
'Biz örgüt temsilcileriyiz,
konuşulanları dinleyeceğiz'
karşılığını verdiler.
Böyle bir uygulamayı
kabul edemeyeceğimi
söylememe rağmen
görüşme sonuna kadar
yanımızda kaldılar.
Konuyu cezaevi yetkilisine ve
cezaevi savcısına ilettim.
Bir şey yapamayacaklannı
ima edercesine, başlannı öne
eğdiler. Bu kez Adalet
Bakanlığı'na gittim.
Sorunu aktardım, yetkililer
not aldılar."
Sonra?
Sonrası şöyle:
"Diğer görüş gününe
gittiğimde aynı olayla
karşılaştım.
Aynı temsilciler bu kez de
oradaydı.
Hatta müvekkilim bana bir
pusula vermeye kalkıştı. Bu iki
kişi pusulayı elimden kapmak
için az kalsın kolumu
kınyorlardı. • "
Yine cezaevi yetkililerini,
Adalet Bakanlığı yöneticilerini
defalarca uyardım. Hiçbir şey
değişmedi."
Veli Devecioğlu,
kıssadan hisse çıkardı:
"Devlet, cezaevlerine egemen
değil." Adalet Bakanımız
Sayın Hikmet Sami Türk,
DSP Genel Başkan
Yardımcısı Rahşan Ecevit'in
"Benim affım" diye
tanımladığı hazırlıklardan,
uluslararası tahkimi
anayasa hükmü haline
getirme, özelleştirmelerin
önündeki engelleri tümüyle
kaldırmak için
Danıştay Yasası'nı
yenileme, idari Yargılama
Usul Yasası'nı değiştirme
çalışmalarından bir başını
kaldırabilse, cezaevlerindeki
durumu algılayacak...
CHP Araştırma Merkezi, 7 Ekim
günü Park Apart Otel'de "Ekonomik
Politikaiar için Stratejik Seçenekler"
adlı bir toplantı düzenleyeceğini açık-
ladı. Toplantıya katılacaklara göz atıl-
dığında "sol" düşünceyi savunanla-
nn saygı duyduğu birkaç uzman ve
bilim insanı dışında, "liberal" görüş-
leri ağır basan isimler çoğunlukta gi-
bi. Dünya Bankası uzmanlanndan ve
12 Mart döneminin Başbakan Yar-
dımcısı Atilla Karaosmanoğlu'nun
Seçenek aranıyorsabaşkanlığında yapılacak toplantıya,
küreselteşmenin yıkıcı sonuçlannı sor-
gulayan UNCTAD'nins bölüm yöne-
ticilerinden Prof. Dr. Yılmaz Akyüz ya
da aynı konudaki eleştirel yaklaşım-
larını krtaplan ve bilimsel çalışmalan
ile ortayaseren Prof. Dr. Gürten Kaz-
gan çağrılamaz mı? Ekonomik geliş-
melere "eme/r"açısından bakan Prof.
Dr. Izzettin Önder veya Türk-lş Araş-
tırma Müdürü Prof. Dr. Oğuz Oyan da
toplantıya davet edilemez mı?
CHP Genel Başkanlığı'ndan gelip
Süleyman Demirel'in danışmanlığı-
na giden Hikmet Çetin'in elbette de-
neyimlerinden yararlanılabilir. Ama,
CHP üyesi Prof. Dr. Alpaslan Işıklı'nın
birikimlerini dışlamak partiye haksız-
lık anlamına gelmez mi?
CHP Araştırma Merkezi'nin gözün-
den kaçmış olabilir. Bu yıl başında
çeşitli üniversitelerden 100'e yakın
bilim insanı "Küreselleşmeye teslimi-
yet tek seçenek değildir" başlıklı bir
bildiri kaleme almışlardı.
Diyeceğimiz şu: Görüşlerine kulak
verilmek istense, Türkiye'ye tek çıkış
gibisunulan "yer?/sa0"ınseçenekle-
rini ortaya koyacakların sayısı hiç de
az değil.
Doğal afet
Bakanlar Kurulu, Marmara
depreminden yaklaşık iki ay
önce, 25 Haziran tarihinde
"Tabii Afetler Nedeniyie Ge-
lir Kaybı ve Altyapı Hasanna
Uğrayan Belediyelere Yapı-
lacak Yardımlara DairKarar"\
yürürlüğe soktu.
Bu karara göre, "deprem,
$u baskını, heyelan, çığ, ka-
ya düşmesi, tasman, fırtına"
gibi doğal afetler nedeniyie
1998 yılı içinde gelir kaybına
ve altyapı hasarına uğrayan
337 il, ilçe ve belde belediye-
sine lller Bankası'ndan ayrı-
lan pay yükseltiliyordu.
337 ilçeyi tek tek inceledik.
Gözümüze, yardım payları
arttınlan Ankara'daki beledi-
yelerçarptı. Karara göre, Ba-
lâ'nın payı 3 kat, Elmadağ'ın
payı 2 kat, Etimesgut'un pa-
yı 2 kat, Evren'in payı 3 kat,
Gölbaşı'nın payı 2 kat, Ha-
sanoğlan'ın payı 2 kat, Şeref-
likoçhisar'ın payı 2 kat yük-
seltilmişti.
Bakanlar Kurulu'nun kara-
rına bakılırsa, Ankara'nın bu
ilçe ve beldeleri "afet" gör-
müştü. Ne afeti? Orası biraz
karışık. Sorduk soruşturduk,
o ilçelerde yaşayanlara sor-
duk. 1998 yılında depreme, su
baskınına, heyelana uğrama-
mışlar; kaya düşmesi, fırtına
ile karşılaşmamışlardı.
Merakımız arttı, araştırdık.
Anladık ki, Ankara'daki bü-
tün bu ilçe ve beldelerin be-
lediye başkanlıklarını 18 Ni-
san seçimlerinde MHP ka-
zanmış.
Ne yani, bu yörelerde
MHP'nin seçim kazanması
doğal afetten mi sayılıyor?
ISSIZ ODA YAZILARI
VEDAT ÖZDEMİROĞLU
^ Az Sonra!
• Cumhurbaşkanlığı süresi
konusunda kesin karar veril-
di! Karara göre Demirel, Cum-
hurbaşkanlığı süresine değil;
Cumhurbaşkanlığı süresi De-
mirel'irii ömür süresine göre
ayarianacak! Bundan sonra
da Çankaya'ya çıkacak her
kişi de Demirel'in yaptığı ka-
dar cumhurbaşkanlığı yapa-
cak! Kararla ilgili olarak Baş-
bakan Ecevit, "Sonunda ra-
hatladım. En büyük korkum,
deneyimli Demirel'in aktifsiya-
sete dönmesiydi. Ben bulmu-
şum karşımda acemileri, ra-
hat rahat birinci parti oluyor-
dum. Az daha bu durum teh-
likeye girecekti" derken, De-
mirel, "Aslında benim gönlüm-
den geçen Kızılay'a genel baş-
kan olmaktı. Orası çok daha ga-
rantili görünüyor, kimseyerin-
den kıpırdatamazdı" dedi! Az
sonra!
• Clinton - Ecevit görüş-
mesinin gerçek nedeni anla-
şıldı! Görüşmenin, sanıldığı gi-
bi IMF kredileri, Kıbrıs konu-
laru yüzünden yapılmayacağı,
asıl sebebin Bill Clinton'ın
yazdığı şiirleri Ecevit'e gös-
termek istemesinden kaynak-
landığı öğrenildi. Clinton'ın ko-
nu hakkında yakın çevresine
"Bülent Ecevit, hem bir poli-
tikacı olarak beni anlar, hem de
birşair olarakşiirden anlar. Ay-
nca Ingilizcesinin mükemmel
olduğunu da biliyorum. Şiir-
lerimin gerçek değerini o be-
lirfeyebilir. Yoksa Kıbns'ı mıb-
nsı Ecevit'le niye görüşüp va-
kit kaybedeyim? Herkes biliyor
kidünyanın efendisi biziz, kri-
tik konularda biz ne dersek o
olur" dediği belirtildi! Az son-
ra!
• Bedelli askerlikte '28 Şu-
bat' sürprizi! Doğum günü 28
Şubat olanların herhangi bir
ücret ödemeden bedelli as-
kerlikten yararlanabilecekleri
bildirüdi! Konu hakkında konu-
şan bir yetkili, "28 Şubat'ın
önemi malum. Ogündoğan-
lara bir güzellik yapalım iste-
dik" şeklinde konuştu! Az son-
ra!
• Kediler toplu halde Türki-
ye'yi terk ediyor! Ünlü hay-
vansever Parrter Emel'in ayar-
ladığı bir gemiye dolarak git-
meye hazırlanan binlerce ke-
di adına konuşan ve adını giz-
leyen bir Tekir şunları söyledi:
"Türkiye'de zaten zor du-
rumdaydık, insanlarsokakke-
dilerine yapmadık kötülük bı-
rakmamıştı. Sürekli tekmeleni-
yor, hırpalanıyor, hatta zehihe-
niyorduk. Sonra depremler
başladı, herkes bizden medet
umaroldu. Depremiönceden
haber vermiyoruz diye sinirle-
rini bizden aldılar. Açlıktan bir
deri bir kemik kalmışız, depre-
mi haber verecek halimiz mi
kalmış. Biz de tek çare olarak
bilim adamlarını dinliyorduk.
Bunlar yetmezmiş gibi, birde
Satanistlerçıktı başımıza. Ke-
diden kurban olduğu nerde
görûlmüş. Bu kadar manyak-
lığa dayanamayız. Değil 9 can-
lı olmak, 90 can bile yetmez bu
ülkede. Hadi bize eyvallah!"
Az sonra!
• Istanbul'da köprü geçiş
fiyatlarının zamlanmasından
sonra, köprüden yapılacak in-
tiharlar da ücrete bağlandı!
Buna göre tek olarak atlamak
isteyenler vezneye 20 milyon,
el ele atlayacak çiftler ise 50
milyon lira ödeyecek! Bu karar,
yönetimin 'yurttaşın cebindeki
parayı alalırn da, nastl olursa
olsun" anlayışına bağlandı! Az
sonra!
Duyuru
• insel Inal ve Nadi Güter'in
'GİDİŞDÖNÜŞ' adh perfor-
mansı 3 Ekim'e kadar her gün
19.00'da Istanbul Sanat Mer-
kezi, 'Kumpanya' mekânında
izlenebilir. (Bilgi için: 0212 235
53 57)
ŞİŞLt 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1998/1177
Davacı Nazmiye Seziş tarafından davalı Imam Seziş aleyhine
açılan boşanma davasında;
Merkez Mah. Çeşme Sok. No: 2/1 Kâğıthane/tstanbul adresin-
de mukim davalı Imam Seziş'e adresinde tebligat yapılamadığzn-
dan ve yapılan emniyet araştırmasında da adresi tespit edilemedi-
ğınden davalı Imam Seziş'in duruşmanın atılı bulunduğu
23.11.1999 gûnü saat 10.30'da mahkememiz duruşma salonunda
hanr bulunmanız veya kendınizi bir vekil ile temsil ettirmediği-
niz veya mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediğiniz takdirde yok-
Iuğunuzda cereyan eden ışlemlere itiraz edemeyeceğiniz hususu
davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
14.09.1999. Basın: 45272
YERKÖYİCRA TETKİK MERCtİ
Sayı: 1999/3,4
Davacı Alparslan Aslan vekili Av. Fatih Deniz tarafından dava-
lı Halk Bankası A.Ş. aleyhine açılan lcıymet takdirine itiraz dava-
sında 4.6.1999 tarihlı duruşmada davacı vekili vekâletten ıstıfa et-
tiğinden ve tüm aramalara rağmen davacmın adresi tespit edile-
mediğinden, davacı ALPARSLAN ASLAN'ın 15.10.1999 günü
saat 11.15 'teki duruşmasına gelerek davasını takip etmesi veya
kendisini bir vekılle temsil ettirmesi hususu meşruhatlı davetiye
tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 7.9.1999.
Basın: 45193
HAYVANLAR İSMAİL GVLGEÇ - . - : , < - : t , - ' • - > • • • ' • - '
• niiBnnı;fln
<
"t"" K
tfcr
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak(âturk.net
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI
HARBİ SEMİH POROY
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 25Eylül
NIGBOLU SAl/ASI
« « ' P * 8UGÜN,OSMANLI ORDlieU, AvHUPAiJtAti'~
OAN OLUfAN Bie'nAÇU OftPUSU'HU NİSSOCU'C*
(ÇM4DİKİ 8UIGAMS1*N'M NİKOPOt.) YENPİ.OSMAH.
ULAR'tN SlRBİSTAM'A GİÇDİKLEJti, MACARİSTAfj'A
OOGKU YÖNELDİtCLEftİ, PADİŞAH YILPIgtM BAY£-
2İT ZAMANIYPI.AVRUPA OeifLETLBJtİ, O&M4VU
FETİH f>OUTİKASlNDAN TEPİR6İN OIMUŞLARC*.
BU A8AC* KUOÜS YOLUhtU P# TEMİZJ-EMEk: /S-
TEâifJOeVtHLEg. PAfH'NIN DESTe£İYt£, MACAR
KRALI SI&İSMUMD KOMUTASlNDA, 8tKL£ÇİIC Bfe
HAÇLt OKPUSU HAZIRLAPHAtt. H£MEH t/EM£M
TtlU AVRUPA
1
DEVlETLB/iMN X4TKIC>4 SULUM-
DUKLAKt BU OfiPU, MtİSOUJ'M, YILPtÇ/At SATB-
ZIT kX>MLrmstNDAK/ OSMAHİJ O&USUVtA KAR-
ILAÇTI va 8ÜYÛK 8JR Y£NIL6İYe
GÖRÜŞ
Dr. EMİN GÜRSES ;
Rusya Nereye? ;
Bu yüzyılın ilk çeyreğinde Sovyetler Birliği'nin ku-,
rulmasının koşullarını hazırlayan bölgesel ve ulusla-
rarası kriz, yine bu yüzyılın son çeyreğinde bu ülke-
nin dağılmasına da yol açmıştır. Güç yarışı üzerinel
kurulu uluslararası sistemin zaaflanndan yaraıianma- -
sını bilen Bolşevik liderler bu fırsatı iyı değerlendir-^
miş ve iktidan ele geçirmişlerdi. Fakat yine bu siste-
min tuzağına düşmüş ve Batı kapitalizmi ile askeri
bir yarış içerisine girerek kendi sonunu hazırlamıştır.
1917 Bolşevik Devrimi'nden sonra yaşanan iç mü-
cadeteler sonucu yönetimi ele geçiren Stalin ve eki-
binin ilk yaptığı iş, Çarlık döneminin profesyonel bü-'
rokrasisinden yararlanmak olmuştur. Bilindiği gibi, Dı-
şişlerı Komiserı Çiçerin aristokrat bir aileden gelme
eski bir Menşevikti. Ve görevı boyunca Çarlık diplo-
masisinin deneyimlerini Sovyet yöneticilerine aktar-
mıştır.
Stalin'in bu yöntemi, Sovyetler Birliği'nin çözülme-
si ve Soğuk Savaş döneminin sona ermesinden son-
ra Batı tarafından Rusya'yı yeniden yapılandırma dö-
neminde ömek alınarak kullanılmıştır. Eski komünist
bürokratların önemli bir kısmı, yağmadan paylarına
düşeni almak şartıyla kapitalist yapılanma için kol-
lan sıvamışlardır. Sovyetler Birlıği döneminde yap-
tıklan hatalaria birliğin dağılmasının koşullannı hazır-
layan bu ekibin, ABD'rtin öncülüğünde Batı kapita-
lizmine hizmet etmekte hiç de çekingen davranma-'
dığı gözlenmiştir. Yeltsin de dahil birçok yöneticinin
mali çıkar sağlama gırişimlerı yeni değildir.
Uluslararası finans kuruluşlan aracılığıyla "verim-
sizyatınmlar için mali destek sağlayarak önce borç-
landır, sonra taviz için sıkıştır' yöntemini uygulama-
da başanlı olan VVashington yönetimi, Rusya'da bir
kapitalist tabaka yaratmakta önemli adımlar atmış-
tır. Dış yardımların, bürokrat komisyonu kesildikten
sonra Merkez Bankası'na ulaştığı Batılı mali kuruluş-
larca bilinmektedır. Bu yeni zenginlerin önemli bir kıs-
mı, Sovyetler Birliğı döneminde ülkenin üretimini ve
uluslararası ticaretinı kontrol eden kışılerdi. Şimdi de
aynı görevi yerine getirmektedirler, fakat gelirin önem-
li bir kısmı banka hesaplarına aktarılmak şartıyla.
Bu yeni sınıfın artan sermaye birikimini Batı baş-
kentlerine taşıdığı bilınmektedir. Kostantin Loukf-
ne'in belırttığine göre 1992-1997 arasında 120 mil-
yar dolar civarında bir para yurtdışına çıkarılmıştır.
Rusya'da bazı askerlerin köpek eti yedikleri düşü-
nülürse bu rakamın ne kadar büyük olduğu anlaşı-
lır. Yurtdışına kaçırılan bu paralann, nasıl olupda Ba-
tı demokrasilerinin 'demokratık' usullere göre çalışan
bankalarına hiçbir sorun olmadan yatırılabiidiğine
şaşabilirsiniz. Fakat Batı kapitalizminde din-iman,
her şey parayla ölçüldüğü ıçın buna şaşmamak ge-
rekir. Bu paralarla New York, Paris, Londra, Amster-
dam, Berlin gibi önemli şehirlerde çoğunlukla paha-
lı evler ve restoranlar satın alınmaktadır.
Rusya'nın kapitalist uluslararası sisteme enteg-
rasyonunda eski Sovyet bürokrasisi kullanılırken, bir
taraftan da Rusya'nın, bölgesinde askeri ve ekono-
mik bir güç olarak ABD'nin hesapları önünde engel
olarak durrnası da engellenmeye çalışıyor. Kuzey
Kafkasya'daki çatışmalar Moskova'ya bir uyarı ola-
rak kullanılırken, Rus ordusunun bölgede zor duru-
ma düşürülerek ülkedeki eski etkınlığinm kınlması da
hedefleniyor. Bu şekilde başarısız bir ordunun dar-
be yapma ve eskiye dönüş hesaplan da engellen-
meye çalışılıyor.
Rusya sadeceiçeridesıkıştınlmtyor. Kafkasya'da- •
ki etki alanı da daraltılmaya çalışıJan Moskova'nın Iraıt.
ve Irak'la ilışkileri ABD'nin bölgeyı kontrol etmesiy-
le zayrflatılmış ve ticari alanda da önemli bir zarara
uğratılmıştır. Bu arada petrol boru hatları konusun-.
da elindeki bütün kozlan alınmaya çalışılan Mosko-
va, dünya petrol piyasasında önemli bir yer edinme
hesaplarını Kuzey Kafkasya'daki gelişmelerden son-.
ra yeniden gözden geçirmek zorunda kalacaktır. •
Dünya petrol üretiminin günlük 28 milyon varil civa-, •
nnda olduğu günümüzde bu rakamın belirli bir dü- .
zeyde devam ettirilmesi petrol tekelleri için elzem-
dir. Aksi takdirde sermaye transferi için çok önemlî <
bir ürün olan petrolden elde edilen gelirlerinde ka-'
yıp kaçınılmaz olacaktır. ABD ve uluslararası tekel- •
ler dünya petrol üretimini vefiyatını belirtemektezor- .
lanmamaktadır.
Moskova, petrol ve doğalgaz üretimiyle dünya pi- •
yasasına girerek ülke ekonomisinı darboğazdan çı-.
karabilmek hesaplarını yapmaktadır. Fakat ABD'nin
hesabı, Hazar havzası petrollerinin dünya piyasala- •
nna ulaşmasını elden geldiğince geciktirmektir. ABD
için en kârlı yöntem, var olan petrol üreticisi ülkete- •
rin üretimiyle dünya piyasalarını kontrol etmektir.
Arap ülkeleri başta olmak üzere petrol üreten ülke-;
ler zaten doğrudan ya da dolaylı olarak Batı kapita-
lizmine göbekten bağlıdırlar. Böyle kârlı bir ilişkiyeza-
rar vermek, uluslararası hegemonyayı sürdürmekte
olan ABD için risklidir.
Rusya'yı uluslararası kapitalizmin tuzağına düşü-
ren işbirlikçi bürokratlar, kendi halkına emperyalizm-.
den daha acımasız davranmıştır. Güç mücadelesin-
de 'erde/n'in yeri yok.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA: 1 2
1/Anadolu'nun
güneybatısında-
ki antikbölge...
Sarp bölgede
kurulmuş Kaf-
kasdağköyleri-
ne verilen ad. II
Bilgide temel 5
olarak düşünce-
yi alan ve varlı-
ğı, insan düşün-
cesinin kurdu-
ğunu kabul eden
öğretilenn genel g
adı. 3/ Kıyı ile
gemi arasında yük taşı-
makta kullanılan altı düz
tekne.."Gelecekgünle-
rin en güzeli, en ferahı /
Kalbi temiz alnı — se- 3
vişenlerin olur" (C.S. 4
Tarancı).4/Uğraş... Bar- 5
tın'ın bir ilçesi. 5/ Balık
yakalama aracı... Çıplak
vücut resmı. 6/ Hoşa git-
meyen, tatsız... Kimse, 8
kişi. II Aktinyum ele- g
mentinın simgesi... Ka-
ragöz oyununda kullanılan kamış düdük. 8/ Şöhret... Ba-" •
yağı, sıradan. 9/ Rakibin yumruklanyla çok sarsılmış, fa- '
kaı hâlâ ayakta durabılen boksör içm kullanılan sözcük..." •
Yapma, etme. •,
YUKARIDA^ AŞAĞIYA:
1/ Anadolu'nun güneyindeki antik bölge. 2/ Adlan aynı.
olanlardan her bıri... "Salih —": Ressamımız. 3/ Oy...^
Tuzağa düşürülen şey... Bir nota. 4/ Namlusu eğmeçli, ikf
yanı da keskin uzun savaş bıçağı. 5/ "Insan —'de hayal-^
ettiği müddetçe yaşar" (Yahya Kemal)... Ünlü bir divan
şain. 6/ Asya'da bir ülke... Eski Mısır'da güneş tannsı. 7/ i
Ender, seyrek... Kasnağa gerilmiş kumaşa iğne ya da tığ- (
la yapılan bir tür nakış. 8/ Çıkar yol. çare... Akarsu ya--'
tağı. 91 Tombala gibi kımı oyunlarda sayılann yazılı ol- •
duğu kart.