Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 AĞUSTOS 1999 CUMARTESİ
8 HABERLERIN DEVAMI
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
açıkladığı görüşler ile Öcalan'ın PKK örgütüne
yaptığı çağn eşzamana rastlıyor.
Ustelik Öcalan'ın çıkışıyla Koh'un ABD adına
öne sürdüğü resmi görüşler birbirini tamamhyor.
Öcalan, 2 Ağustos 1999 günü yayımladığı açık-
lamadaki anahtar cümlede:
"PKK'nin 1 Eylül 1998'den beri tek taraflı yü-
rütmeye çalıştığı ateşkes sürecinden 1 Eylül
1999'dan itibaren silahlı mücadeleye son verme-
ye ve güçlerini banş için sınırtartn dışına çekme-
ye çağınyorum" diyor.
Daha önce ve sonraki cümleler bir yana. Eşkı-
yabaşı'nın pek çok sakıncayı içeren yukardaki tek
cümlesini dikkatle okumak gerekiyor.
Öcalan, yine "silahlı 'mücadeleyi' bırakmaktan,
ateşkesten" söz ediyor.
Ama, örgüte "silahtan annmayı" emretmiyor.
PKK'nin, sınırlanmızdışında, kuşkusuz giderek
zenginleştireceği silahlariaTürkiye'ye karşı herza-
man tehdit öğesi olarak kalmasını istiyor.
Şiddete son vermeyi gerçekten içtenlikle iste-
miş olsaydı; örneğin son çağnsında hâlâ dağlar-
öa gezinen binlerce PKK'Iİ teröriste "pişmanltk
yasasından yararianmalannı" öğütlemez miydi?
öcalan, Türkiye'yi görüşme masasına çekme-
yi bir kez daha deniyor.
Idamdan kurtulmak için yeni bir hamle.
Bu çağrı uygun görmediği geJişmeler olursa P-
KK'yi hemen eyleme geçireceğini gösteriyor.
Devleti resmen Türk-Kürt ayırımı yapmaya zor-
luyor.
Hapishaneden "Kürt haktannı" sağlamakta te-
mel rol oynamaya hazırlanıyor. Anlaşılan, PKK'yi
elinde tutmaktan asla vazgeçmeyecek!..
isteklerinde olumlu sonuçlar alamadığı zaman
silahlanyla aportta bekleyen PKK'yi harekete ge-
çirmesi an meselesi.
Silahlan bırakmayan, militanları dağdan inme-
yen bir terör örgütünün yurtdışına çıkması hiçbir
şey ifade etmez.
PKK'nin yayın organı Özgür Polrtika gazetesin-
de öcalan'ın ateşkes çağnsından hemen sonra
yayımlanan demeci; kuşkuları, kaygıları doğrulu-
yor.
öyle bir demeç ki, sanki tutsak edilmiş bir dev-
let reisi konuşuyor.
ABD neyin peşinde?
Örneğin, çağrının özünde hâlâ Türk-Kürt halk-
larından, haklanndan söz ediyor. "Türkiye'nin AB
sürecine olumlu bakıyor." Uluslararası kurumlan
göreve çağırıyor ve... ABD'ye sesleniyor.
"ABD'nin Türkiye'den demokratikleşme re-
formları beklediğini, ama silahlı ortamın buna en-
gel olduğunu" söylüyor.
"Bu, bana da iletilmişti" diyor.
Amerika'dan "üzerine düşeni yapmasım" istiyor.
ABD'li diplomat Koh'un açıklamalan ve aynı gü-
ne rastlayan Öcalan'ın çağnsı, özde ve sonuçta
birbirini tamamlıyor..
Terörü kınıyor Koh. Ama -daha pek çok öne-
rinin yanı sıra- Kürtlere kendi çıkarlannı koruyan
parti kurma izni verilmesini, Kürt nüfusu ile uzlaş-
maya varılmasını, Kürtlerte diyalog başlatılmasını
istiyor.
Koh'un, ana amacını açıklayan tek cümlelik kı-
sa bir söylem dikkatlerden kaçtı.
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Istanbul'da azın-
lıklann dini liderterini ziyaretinde; Fener Rum Or-
todoks Patriği Bartolomeos, Koh'un gezisini yo-
rumlarken "Amehka'nın Türkiye'deki azınlıklann
sorunlanyla ilgilenmeye başladığını" söyledi.
Koh'un aşınya kaçan irdelemeleri, örneğin Kürt
partisinden ve Kürtlerle, tabii Kürt önde gidenle-
rini bir azınlık temsilcisi gibi kabul ederek diyalog
kurulmasını önermesi acaba hangi statü ile han-
gi amaca hizmet ediyor?
Amerika, Türkiye'de "Kürt azınlığın " peşinde mi
acaba?
Nereden baksak önümüze Sevr çıkıyor.
Adana Cezaevi
Rüşvete suçüstü
ADANA (AA) - Adana
Kürkçüler E Tipi Kapalı
Cezaevi Müdür Vekili Bay-
ram Ali Özkan'ın, bir fir-
madan rüşvet alırken suçüs-
tü yakalandığı bildirildi.
Iddiaya göre, Bingöl'e
başmüdür olarak tayini çı-
kan, ancak müdür vekili
olarak Adana'da görev ya-
pan Özkan, cezaevinin gıda
ihalesini alan Göktürkler
firmasından 3 milyar lira
rüşvet istedi. Özkaya, rüş-
vetin ilk 500 milyon liralık
bölümünü firma yetkilile-
rinden alırken ihbar üzerine
olay yerine gelen Jandarma
Bölge Komutanlığı istihba-
rat timleri ve Emniyet Mü-
dürlüğü Cinayet Bürosu
ekiplerince suçüstü yaka-
landı.
Olaydan sonra cezaevine
gelen Adana Cumhuriyet
Başsavcı Vekili Ruhi Ünlü-
sü, Bayram Ali Özkan'ın ilk
ifadesini aldı. Emnivet mü-
dürlüğü yetkilileri, 500 mil-
yon lirayı alan Özkan'ın,
kalan 2.5 milyar lirayı da
ilerleyen saatlerde almak
üzere anlaştığını, ancak ey-
lemi gerçekleştiremeden
yakalandığını kaydettiler.
Kürkçüler E Tipi Ceza ve
Tutukevi MüdürVekili Bay-
ram Ali Özkan, 16 Mart
1999 tarihinde de, nöbet dö-
nüşü evine giderken daha
önce cezaevinde yatan Sa-
dık Bulut tarafından taban-
cayla ayaklanndan vurul-
muştu. Sadık Bulut, Özka-
ya'yı, kendisine küfür etti-
ği ve falakaya yatırdığı için
vurduğunu söylemişti.
Özkan suçlamayı redde-
derek olayın bir komplo ol-
duğu söyledi.
Ote yandan, Adana Do-
ğumevi Saymanı Eşref Se-
ven'in de aynı firmadan 250
milyon lira rüşvet talebinde
bulundugu iddiası ile gözal-
tına alındığı öğrenildi.
Cuntacılara suç duyurusu
• Baştarafı 1. Sayfada
miş Cumhuriyet Savcısı
Kayasu dilekçesinde, dev-
letin geleceği için ordunun
yıpratılmaması gerektiğini
söyledi. Kayasu dilekçe-
sinde şunlara yer verdi:
"Suçlu bulunup bulun-
mamalan ayn meseledir, a-
ma mutlaka yargı öniine çı-
karılmalıdırlar. Çünkü
Türkiye'de 1908 yılından
beri maalesef yanlış bir uy-
gulama ile ordunun devle-
te başkaklırnıası meşru ka-
bul edilmeye başlanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin
kurulmasmdan sonra da
1960 ihtilali ile başlayan bu
gelenek, 12 Eylül 1980 ihti-
laliyle şimdilik sona ermiş
gözüknıektedir. Ancak ile-
ride başka darbelerin ol-
masuıı önlemenin yolu, bu
işe kalktşan kimselerin var-
gı önünde hesap vermesiy-
le kesüebilir."
Kayasu, suç duyurusuyla
mesleğini tehlikeye attığmı
öne sürerken hukukçu ola-
rak ihtilali savunmanın ola-
naklı olmadığmı kaydetti.
Savcı Sacit Kayasu dilek-
çesinde. "Bütün mesele tari-
hin bu ayıbı daha ne kadar
yargı önüneçıkarmaktançe-
kineceğüniz veya bu ayıptan
kurtulup yargı önüne çtkar-
dığınna yazmasını istememi-
ze bağlı. Ben bu dilekçeyi
yazmakla tarih ve millet
önündeki ayıbımdan kurtu-
luyorum" ifadesine yer ver-
di!
Haksız rekabete gözalb
HACERGEMİCİ
YUSüF ÖZKAN
Türkiye 1. Futbol Ligi karşılaş-
malannı yayımlama yetkisini satın
alan Uzanlar'ın başlatnğı kampan-
yalar Rekabet Kurulu tarafından
izlemeye alınırken, Turkcell Uzan-
lar'a Rekabet Yasası'na aykın dav-
randıklan gerekçesi ile "ihtarna-
me" gönderdi. Bu arada 1. Futbol
Ligi maçlannın naklen yayın hak-
lannı 2 yıllığına satın alan Tele
On'a karşı, tüketici dernekleri de
haksız rekabete yol açtığı gerekce-
siyle dava açmaya hazırlanıyor. Te-
le On'un tüketiciyi bir malı alırken
başka bir malı da almaya zorladı-
ğını vurgulayan dernek temsilcile-
ri, "Bu, baskj yapan saüş yöntemi-
dir. Hem iç hukuka hem de evren-
sel yasalara aykmdır" dediler.
Turkcell ve" CINE 5 abonelikle-
rini iptal ederek Telsim'e geçenle-
re özel indirimler yapacağını duyu-
ran Tele On'a, CINE 5'ten sonra
Turkcell 'den de uyan geldi. Tele
On'un uygulamasının 4054 sayıh
Rekabet Yasası'na aykın olduğunu
belirten Turkcell yetkilileri, bu
amaçla şirkete bir ihtarname gön-
derdiklerini bildirdiler.
îhtarnamenin ardından bu tür
yayınlara ara verildiğini dile geti-
ren Turkcell yetkilileri, "Yeıüden
aynı tarzda yayınlara başlanırsa de-
ğjşik vaptınmlar gündeme gelebi-
Hr" dediler.
Rekabet Kurulu da yaşanan ge-
lişmeleri izlemeye aldı. Şu ana ka-
dar kendilerine olayla ilgili herhan-
gi bir başvuru gelmediğini belir-
ten Rekabet Kurulu Başkanı Ta-
mer MfiftüoğJu, resen soruşturma
açma yetkilerinin de bulunduğunu,
ancak şu anda bu yetkiyi kullanma-
dıklannı söyledi. Yapılan soruştur-
ma başvurulanna teknik personel
olarak yerişmekte zorlanan kunı-
lun bu yetkiyi kullanmada agır
davrandığı, rakip firmalardan bir
başvuru gelmesini beklediği ileri
sürülüyor. Yaklaşık üç yıldır faali-
yette bulunan kurulun resen soruş-
turma hakkını sadece iki kez kul-
lanması da bu söylentileri doğrular
bir nitelik taşıyor. 1. lig maçlannın
yayın hakkını 2 yıl için vergi dahil
340 milyon dolar karşılığında satın
alan Tele On'a karşı, tüketiciler de
hak arama mücadelesi başlatmaya
hazırlanıyor. Tüketici dernekleri
temsilcileri, çimento, Telekom.
elektrik ve medya alanlanna yap-
tıgı yatınmlarla dikkat çeken Uzan
ailesine ait Tele On'un uyguladığı
politikalarla tüketicinin aleyhine
çahştığını, kamu niteliği taşıyan bir
alanda tekelleşme yoluna gittigini
savunuyorlar.
Tele On'dan maç yayınlannı iz-
lemek isteyenlerin, yine Uzan gru-
buna ait Telsim'e abone olmalan-
nın önkoşul olarak getirildiğini
anımsatan Tüketiciyi Koruma Der-
neği Izmir Şubesi Başkan Yardım-
cısı Nihat OkaL "Bir mah ahrken
başka bir malı almaya da zorhıyor-
lar. Arada büyük fıyat farkıyla ma-
hn ahnmaya zorianmasu hem 4054
sayıh Rekabeti Koruma Vasası'na,
bem 4077 savih Tüketiciji Koruma
Yasası'na, bem de evrensel tüketici
yasalanna aykmdır" dedi.
Tüketici Haklan Vakfi Başkanı
Dûndar Soyer de Türkiye'de özel-
likle son yıllarda gerek devlet ge-
rekse özel sektör öncülügünde ger-
çekleştirilen tekelleşmenin çok be-
lirgin hale geldiğini belirterek,
"Bunu Türk ekonomisinin her sa-
hasında görmek mümkun. Örne-
ğin çimento olayında aralannda
anlaşarak haksız rekabet >araü>or-
lar. Serbest rekabet felsefesi ne ha-
le geldi" dedi.
Hükümetten Erbakan ödünü• Baştarafı 1. Sayfada
saklı Erbakan'a bagımsız
adaylık yolunu açan SPY
değişikliğınin gerçekleşti-
rilmesi konusunda uzlasma
sağlandı. TBMM'nin ge-
çen yasama döneminde
uyum komisyonunda üze-
rinde anlaşma sağlanan
SPY değişikliği metni
DYP'li Ahmet tyimaya ta-
rafından aynen TBMM'ye
gönderilirken 9 Agustos
günü toplanacak anayasa
komisyonunda bu öneride-
ki "odakolma hali"nin ye-
niden tanımlanacagı bildi-
rildi. Anayasa değişikliği
konusunda muhalefetin
desteğine gereksinimi bu-
lunan hükümetin TBMM
gündemi için önceki gün
başlattığı muhalefetle uz-
lasma arayışı dün de sürdü.
Başbakan yardımcılan Hü-
samettin Ozkan ile Cum-
hur Ersümer, Adalet Ba-
kanı Hikmet Sami Türk,
MHP Grup Başkanvekili
Ömer tzgi ile FP Grup Baş-
kanvekili Bülent Arinç ve
DYP'li Ahmet tyimayadün
öğleden sonra yeniden bir
araya geldi. Toplantı sürer-
ken FP ve MHP temsilcile-
ri bir arâ dışan çıkarak ba-
zı konulan liderlerine da-
mştı. Toplantıdan sonra bir
açıklama yapan Ersümer,
"tahkimk ilgili öneri konu-
sunda mutabakata vardık-
lannı" söyledi. Ersümer,
"TBMM gündemi konu-
sunda paket olarak uzlaş-
maya vankfa mı" sorusuna
"Bir paketten söz etmek
mümkun değU" yanıtını
verirken TBMM'nin geçen
yasama döneminde uyum
komisyonunda hazırlanan
SPY değişikhğinin yenile-
nerek TBMM 'ye sunulma-
sı konusunda da uzlaşmaya
vanldığını söyledi. Ersü-
mer,
u
her iki tarafi da Türk
olan uyuşmazhklann iç
tahkimk çözümlenmesi"
konusunda uzlaşma sağ-
landığını bildirirken Danış-
tay'la ilgili olarak da "iki
aylık süre" koşulu getiril-
diğini bildirdı. Ersümer,
sosyal güvenlik tasansıyla
ilgili somlan ise yanıtsız
bıraktı ve "hükümetin önü-
mûzdeki hafta önceükleri-
ni TBMM'ye getireceğinr
söylemekle yetindi.
FP ve DYP'nin sosyal
güvenlik tasansının görü-
şülmesi konusunda iktidar-
la uzlaşmış görüntüsü ver-
memek ve bu tasanyı ikti-
dar tek başına çıkarabilece-
ği için TBMM'ye getiril-
mesi sorumluluğuna ortak
görünmemek istedikleri
kaydedildi.
FP Grup Başkanvekili
Bülent Annç da, önemli
konularda uzlaşma sağlan-
dığını, FP ve DYP'nin tah-
kimle ilgili çekincelerinin
giderildiğini söyledi. SPY
değişikliği konusunda "as-
hastan olmayan haberterin
yayımlandığını" savunan
Annç, "FP'yi kurtarmaya
ya da bir şahsın sKasi yasa-
ğmı kaWırma\ ayünelik bir
pazarhk içinde olduğumuz
haberleri yalandır. SPY ya-
sası üzerinde çalışıyoruz,
FPüzerindedegU"dedi
TBMM'nin geçen yasa-
ma döneminde oluşturulan
uyum komisyonunda, SPY
değişikliği konusunda uz-
laşmaya vanlmıştı. DYP'li
lyimaya bu metni aynen
TBMM Başkanlığı'na su-
narken öneri anayasa ko-
misyonuna havale edildi.
Anayasa komisyonunun
hafta başında toplanması
SPY degisikliginden kimler yârarlanacak?
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Hükümet ve muhalefetin uzlaşması so-
nucu olası bir seçimde bagımsız aday
olabilecek ısimler arasında Necmettin
Erbakan'ın yanı sıra aralannda Şevket
Kazan ve Ahmet Tekdal da yararlana-
bilecek.
RP'nin kapatılmasına neden olan
Şevld Yıimaz ve tbrahim HatU Çelik
hakkında ise "haikı din vç mezhep fark-
Uğı gözeterek Idn ve düşmanhğa açık-
ça tahrik etmek" eylemini düzenleyen
TCY'nin 312. maddesinden açılan da-
valann bazılan mahkûmiyetle sonuç-
landı. Cezalann kesinleşmesi duru-
munda Çelik ve Yılmaz'ın siyaset ola-
nağı kalmayacak.
Düzenleme 312. maddeyi kapsama-
dığı için FP'nin lider adaylarmdan es-
ki istanbul Anakent Belediye Başkanı
Recep Tayyip Erdoğan'ın bagımsız a-
day olma şansı bulunmuyor.
ve burada verilecek öner-
gelerle yeniden biçimlen-
dirilerek genel kunıla indi-
rilmesi planlanıyor. îyima-
ya'nın yeniden sunduğu bu
öneride, siyasi parti kurma
hakkı sınırlannın yeniden
düzenlenmesi yan kuruluş-
lar kurma yasağının kaldı-
nlması ve siyasi partilere
ticari faaliyet yasağı geti-
rilmesini öngören düzenle-
mede, parti kapatmayla il-
gili hususlar düzenleniyor.
Öneride, bir partinin "ya-
sak eylemlere odak olma
hali" yeniden düzenlenır-
ken "Bir siyasi partinin
anayasamn 68. maddesinin
dördüncü fıkrası hükmüne
aykın eylemlerin odak ha-
lini oluşturup oluşturmadı-
ğı hususu Ana>a&a Mahke-
mesi'nce belirlenir" deni-
yor. Üzerinde uzlaşılan ta-
nımlamaya göre, 'Hakkın-
da kapatılma da\ası açılan
partiye mensup kişilerin,
yoğun ve kararh biçimde
kapatma davası>ta ilgili ey-
lemleri işlemesi ve bunun
partinin grup genel kurulu,
yönetim kurulu ve genel
idare kurulu tarafından
zunnen (dolaylı olarak) ve
serahaten (açikça)onaylan-
ması haünde" bir parti o-
dak noktası durumuna ge-
lecek.
Şemsi Denizer öldürüldüI Baştarafı 1. Sayfada
gerçekleştırdiğı sılahla birlikteyakaladı. Gözal-
tına alınan tetikçi Balık'ın Zonguldak'ta mafya
ilişkileri içinde bulundugu ve daha önceden pek
çok adli olayla ilgili sabıkasının bulundugu öğ-
renildi.
Şemsi Denizer, saldırganın uzaklaşmasından
sonra çevrede bulunanlar tarafından hızla Zon-
guldak Devlet Hastanesi'ne kaldınldı. Hastane-
de yasama döndürülmeye çalışılan Türk-Iş Genel
Sekreteri ile ilgili tüm tıbbi çabalar sonuçsuz kal-
dı. Denizer daha sonra Zonguldak Devlet Hasta-
nesi morguna kaldınldı.
Saldınnın duyulmasının ardından Site Sem-
ti'ndeki Zonguldak Devlet Hastanesi ziyaretçi
akınına uğradı. Denizer' in ailesi, yakınlan ve ma-
den işçileri ile sendika yöneticileri hastaneye gel-
diler. Zonguldak Valisi tsmet Metin ve Zongul-
dak ll Emniyet Müdürü Mfimtaz Karaduman, o-
lay yerinde incelemelerde bulundu. Hastaneye
gelen Metin ve Karaduman, Denizer'in ailesine
ve sendika yöneticilerine başsağlığında bulundu.
Tûric-tj yöneticileri şokta
Türk-lş Başkanı Bayram Meral, olayın ardın-
dan gazetemize yaptığı açıklamada, "Bu olayın
arkasında mutiaka bir şeylervar. Saldırganın sor-
gusunda bunlarortaya çıkacaknr. Kirahkkatilden
söz ediuŞor. Kimin kiraladıgını bilemiyorum.Çok
üzücü. Hiçbir sornn yoktu. Sendikal kanatta işçi-
den kaynaklanan bir sıkmü olduğunu sanmıyo-
rum.Ötesindenevar bikmiyorum" diye konuştu.
Türk-Iş Genel Mali Sekreteri Sabri Özdes de
Denizer'in kiralık bir katil tarafından vurulduğu-
nu belirterek "Hiçbir şey yoktu. Bir anlam vere-
miyorum" diye konuştu.
KESK Genel Başkanı Siyami Erdem. Deni-
zer'in sıcağı sıcağına bir süreç yaşanırken suikas-
ta kurban edilmesinden üzüntü duyduğunu belir-
terek "Kongre süred boyutu var. Denizer'in seçi-
mi kazanacağı açık. Lluslararası tahkim vesosyal
gü>enligin gündeme gekügi dönemde Denizer'in
emek yanusı çıkışlan ve kararh tavn açtktir" de-
dh
'Tavn emek yanlısıydı'
Hak-tş Genel Başkanı Sabm Uslu da suikastın
ardındaki tüm ihtimalleri göz önünde bulundur-
mak gerektiğini anımsatarak "Soruşturma ta-
mamlaiMhktan sonra her şey ortaya çıkacaktır.
Umanm bir an önce katihn arkasında kimler var-
sa ve maksatian neyse açığa çıkarnhr. Bu hassas
dönemde her şey akla geûyor. Sorunsuz bir kong-
reyaşadığıdönemdesuikasta uğraması düşündü-
rücü. Kamuoyunun merak ettiği sonılar var. Ya-
nn bir gün ortaya çıkar mı bilemiyorum" diye ko-
nuştu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar
Okuyan da saldırganın hemen yakalanmasının
önemine dikkat çekti. "Degeıü bir arkadaşı kay-
bettik" diyen Okuyan, "Işçi kardeşkrimize baş-
sağhğı düiyonım. TekteseOimiz saldırganın yaka-
lanmış ounası. Yakalanması yapılacak spekülas-
yonu ömer. Faili meçhul olmaması iyidir. Emniyet
mutlaka çözecektir'"
Madenci direnişleriyle tanmdı
Bir maden işçisinin oğlu olarak 1954 yılında
Zonguldak'ın Çaycuma ilçesi Sandallar köyün-
de doğan Şemsi Denizer, uzun yıllar Türkiye Taş
Kömürleri Kurumu'nda topoğraf olarak çalıştı.
Karadon Bölge Müdürlüğü'nde çalışan Denizer,
çalışmaya başladıktan sonra sendikal faaliyetler
içinde de yer aldı. Denizer, 30 Kasım 1990 tari-
hinde başlayan ve 4-8 Ocak 1991 tarihinde bü-
yük Zonguldak-Ankara yürüyüşü sırasında Ge-
nel Maden tşçileri Sendikası Genel Başkanhğı
görevinde bulunuyordu.
Mafya kurşunlanna hedef oluncaya kadar bu
görevini sürdüren Denizer, maden ocaklannın ka-
patıhnasına karşı düzenlenen büyük yürüyüş sı-
rasında tanındı ve büyük bir prestij elde etti. Ey-
lemin ardından Türk-lş içinde hızla yükselen De-
nizer, daha sonra sendikasının kendisine hediye
ettiği Jaguar marka lüks otomobil ile basının gün-
demine girdi.
Türk-Iş Genel Sekreteri Denizer, adının yıpran-
masına neden olan bu arabayı sendikaya iade et-
mek zorunda kaldı. Denizer, yaklaşan Türk-Iş
kongresinde genel başkanlığa aday isimler arasın-
da yer alıyordu. Bir süre Zonguldakspor Kulüp
başkanhğı da yapan Denizer, evli ve bir çocuk ba-
basıydı.
Alpaslan Yelden'in işkenceyle öldürülmesi olayında soruşturma genişliyor
Üç polis daha açığa ahndı
İZMİR (CumhuriyetEge Bürosu)
- Gözalnnda gördüğü işkence sonu-
cu yaşamını yitiren Alpaslan Yelden
ile ilgili soruşturma kapsamında üç
polis memuru daha açığa alındı. Da-
ha önce açığa alınmış olan nezaret-
ten sorumlu polis memuru CemilBu-
lut ile birlikte açığa alınan görevli
sayısı dörde yükseldi.
Alpaslan Yelden'in ailesinin avu-
katı ve tzmir Barosu Insan Haklan
Merkezi sorumlusu Arif AU Cangı,
dün başkomiser tbrahim Peker, ko-
miser Hakan Ergüden ve polis me-
muru Muharrem Çetinkaya'nın açı-
ğa alındığı bilgısinın savcılıkça da
doğrulandığını söyledi. Avukat Can-
gı, Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş
Kurulu'nca görevlendirilen müfet-
tişler Nejat Akar ve tbrahim Şahin
Türk tarafmdan yürütülen soruştur-
ma kapsamında açığa alınan görevli
sayısının böylece dörde ulaşhğını
bildirdi. Avukat Cangı, sonışturma-
nın sağlıklı yapılabiünesinin önko-
şulunun bu polıslerin açığa alınma-
sı olduğunu belirterek gelişmeyi
olumlu bir adım olarak nitelendirdi.
Yelden ailesinin avukatı Türkan
Aslan ise üç polisin daha açığa alın-
masının "olumlu ancak eksik" bir
adun olduğunu kaydetti. Aslan,
"Açığa ahnmasmı istedigimiz başka
göre\ lüer de var. Bu bir ekip ve eki-
bin bir ktsmuu görevlerinde bırak-
mak, deuDeri karartmak açısından
sakıncah. Bu ekip, taşıdıgı sıfat itiba-
nyla her)«re ulaşabilecek konumda.
Şu anda otopsi raponınu beldiyoruz
ve otopsi raporunun başına bir şey
gelmesinden endise ediyonız" dedi.
Aslan, sonıştunnayı yürüten mü-
fettişlerin, savcılığa altı sayfalık bir
rapor verdiklerini, ancak bu konuda
savcılıktan Yelden ailesinin avukatı
olarak aynntılı bilgi alamadığını da
kaydederek şu görüşlere yer verdi:
"Daha önce açığa alınan Cemil
Bulut, gözalü obyında 'usulüne uy-
gun kayıt tutmamak' gerekçesiyle
açığa ahndL Ancak son açığa ahnan
üç po&in açığa ahnma gerekçelerinin
neye dayandınküğını bilmiyoruz.
Başkomiser tbrahim Peker ve yar-
dımcısı Hakan Ergüden'in, Alpaslan
Ydden'i sorgulayan poüsler arasında
olduğunu biliyoruz. Savcüıkta, Al-
paslan Yelden'i gözalnna alan \e sor-
gusuna kanlan polislerden yedi isim
var. Bu isimlerden sadece tbrahim
Peker ve Hakan Ergüden açığa ahn-
dL Ancak tsmail Aktaş, Kamil Aka,
Hikmet Kudu, Uğur Koca, Zeki
Gündoğdu ile ilgili herhangi bir iş-
lem yapılmadı. Biz, Alpaslan Yel-
den'in ölümolayına kanlanpolis me-
murlannm hepsinin açığa ahnması-
nı istiyoruz."
Dün gözaltına alınan üç polisten
biri olan Muharrem Çetinkaya'nın
ise kendi verdikleri listede ohnadığı-
na dikkat çeken avukat Aslan, "Bu
kişj de olayı gerçekleştirenkrden bi-
rijTniş, fakat biz bu kişiyi bilmiyor-
duk. idari soruşturma sonucu ortaya
çıkmış" dedi.
Yelden'i sorgulayan faili meçhul
olaylan inceleme biriminde görevli
başkomiser tbrahim Peker'in daha
önceden "cürüraü söyletmek için iş-
kence yapmak" suçundan tzmir 2.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde üu kez
yargılandığı ve bu davalann birin-
den beraat ettiği, digerinden 1998 yı-
lmın Eylül ayında 10 ay hapis ve 2
ay 15 gün memuriyetten men ceza-
sına çarptınldığı, dosyanın Yargıtay
aşamasında olduğu biliniyor.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
kinden baskın. Birinciyi ancak hakem heyeti çö-
zer!
Bıkmadan usanmadan yinelemekte yarar var.
Tahkimcilerin temel isteği şu:
- Kamu yatırımlan için yapacağımız sözleşme-
lerde Danıştay denetimi olmasın.
Buna karşı biz de şu sorulann yanıtlanmasını is-
tiyoruz:
- Danıştay çağdışı mı? -
- Danıştay vatan haini mi?
- Danıştay, Bergama'da siyanürle altın aranırsa,
çevre zarar görür, dedi. Gökova Termik Santralı
bölgeyi Yatağan gibi yapar, dedi. Bunlar mı suç?
Siyasiler tahkimi konuşurken, bu özü görmez-
den geliyorlar.
Ikinci madde, korkutmaya gelince... Herkesin
dilinde şu nakarat:
"Tahkim gelmezse karanlık gelir!"
- Neden?
"Yabancı şirketler yatınm yapmaz."
- Ihalesi tamamlanmış baraj inşaatlan var. Bire-
cik, Karkamış devam ediyor. O firmalar nasıl gel-
di?
"Ama tahkimi çıkartırsak, daha çok gelecekler.
Aksi halde elektrik kısıntılan yeniden başlar. Tür-
kiye'yi kimse çağdışına itemez."
Acı bir tablo ile karşı karşıyayız. Yabancı yatınm-
cılar Türkiye'yi çok sevdikleri için gelmiyorlar. Kâr
edebileceklerini düşünüyorlar. Bu da doğal. Ancak
bunun da tüm koşullarını kendileri belirlemek isti-
yor. Uygulama sürecinde Türkiye hukukunun hiç-
bir şekilde devrede olmamasını istiyorlar.
Ecevit'ın tahkim devrimi aynen geçerse önü-
müzdeki dönem yaşanabileceklerden bir örnek
verelim:
Bir enerji ihalesi yapıldı. Türk ortaklı bir çokulus-
lu şirket (ÇUŞ) ihaleyi kazandı. Yatınm bitti. Enerji
satışı başladı. Iş kârlı devam ediyor. ÇUŞ, yerli or-
tağı giderek çıkarlanna aykın bulmaya başladı. De-
ğiştirmek istedi. Yapabilir mi? Yapar. Çünkü, kimi
sözleşmelere bu tür maddeler koyabilir miyiz ara-
yışı daha önce vardı. Tepki görünce çekilmişti.
Yani burada, "ya tahkim ya karanlık" yok, "tah-
kim ve kâr anlık" var.
Ecevit'in hoşuna gitmeyecek, ama bu bölümü
Atatürk'ün bir sözüyle noktalayalım:
"Milletlehn yargı hakkı, bağımsızlığın birinci şar-
tıdır."
Varılan ortak nokta
Işin "ahlaksız pazarlık" yan\r\a gelince... FP'liler
uzunca bir süredir hangi konu gündeme gelse,
"arasına 312. maddede değişikliği de koyalım" di-
yortar.
Türkiye'deki bütün olumsuzlukların temeline de
bunu oturtuyorlar. Neredeyse, "anormal iklim de-
ğişikiikleri de bu yüzden" diyecekler.
Tahkimde de aynı şey oluyor. FP'liler hafta ba-
şında bir araya geldiler, konuyu görüşüp karara
bağladılar:
"Hükümetegidelim, Erbakan'a yeniden siyaset
yolu açacak değişikliği kabul ederterse, tahkimde
destek vereceğimizi söyleyelim."
FP'nin vitrinsel genel başkanı Recai Kutan, bu-
nu yalanladı. "Bizim bir pazarlık içinde olduğumuz
doğru değil" dedi. Kutan'ın bu açıklamayı yaptığı
gece, FP kunmaylan yeniden bir araya geldiler. Hü-
kümete önerilerini yineleme karan aldılar. Son ola-
rak dün Bülent Annç, "Siyasi yasaklann kalkma-
sı isteminde bulunmamız doğaldır. Bu kapsamda
Erbakan da olur, başkası da"diyerek Kutan'ın gün-
lerdir yalaniadığı konuyu doğruladı.
Bundan böyle FP'nin içinde olanlar için, Kutan'ı
dikkatle dinleyip tersini öngörmek gerekiyor.
DYP de kendisini bu hale seçmenin değil, hol-
dinglerin ve onlann medyasının getirdiğini düşü-
nüyor, tahkimden onlann yararlanmaması koşulu-
nu istiyor.
Dün akşam saatlerinde iktidarla muhalefet tem-
silcilerinin ulaştıkları ortak nokta, bu değeriendir-
meleri doğruladı. FP için 312'de değil ama Siyasi
PartilerYasası'ndadeğiklik yapılacak. DYP'nin is-
teği de yerine geldi.
Bu durumda "tahkim nedir" sorusu şöyle de ya-
nıtlanabilir:
"Se^ siyasiparti temsilcisinin dün yaptığı pazar-
lığa tahkim denir!"
Büyük sorumsuzluk
Otobüs firmaları
ehliyet kirahyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara'da önce-
ki gün hareket ettikten bir
süre sonra kaza yapan "Ba-
nş Turizm"e ait otobüse,
daha önce aşın hız ve ta-
kograf çalıştırmama nede-
niyle ceza uygulandığı be-
lirlendi. Kimi otobüs işlet-
melerinin çift süriicü çalış-
tırmamak için "ehKyet Id-
ralama" yoluna gittikleri-
ne dikkat çekildi.
Ankara Ümitköy Var-
yantı'nda önceki gün mey-
dana gelen kazada süriicü
kaydı olmayan Süleyman
Ateş'in en fazla 6 ay hapis
cezası alacağına işaret eden
yetJdliler, ehliyetinin olma-
dığımn belirlenmesi duru-
munda bu cezanm biraz da-
ha artacağını söylediler.
Aracın kayıtlı sürücüsü
Kemal Gülgel'in de kaza-
dan sorumlu olduğu ve ce-
zalandınlması gerektiği
belirttildi. Banş Turizm'e
ait otobüsün önceki gün
Ankara Ümitköy Varyan-
tı'nda yaptığı kazada 2 ki-
şi ölmüş ve 22 kişi de ya-
ralanmıştı. Trafik Yasa-
sı'na göre, günde en fazla
9 saat araç kullanılması,
uzun yola çıkan otobüsler-
de de en az iki sürücünün
bulunması gerektiği hük-
mediliyor. iki sürücüçalış-
tırmak istemeyen kimi oto-
büs işletmelerinin ise "eh-
liyet kû-alama" yöntemine
başvurduklanna dikkat çe-
kildi. Bu yönteme göre, şir-
ketler bazı sürücülerin eh-
liyetlerini belli bir ücret
karşılığında kiralayıp bu
sürücüleri kâğıt üzerinde
şirketle bağlantılı gösteri-
yorlar. Ehliyet sahibi sürü-
cülerin, terminal çıkışında-
ki polis denetimini geçtik-
ten sonra araçtan aynldık-
lan belirtiliyor.
Master Ralli İstaıılnıl'da
• Baştarafı 1. Sayfada •
izleyen ralliciler dün sabah saat 06.00'da Nevşehir'den ay-
nlarak Aksaray ve Konya'yı geçtikten sonra Ankara'ya u-
laştı. Otomobil kategorisinde Fransız Pibt Magnaldi'nin
başta götürdüğü yanş bugün Topkapı Sarayı'nda sona ere-
cek. Türkiye Otomobil ve Motorsporlan Federasyonu ile
Rusya Otomobil Federasyonu tarafından ortaklaşa ger-
çekleştirilen rallide Türkiye'yi temsil eden MehmetGûn-
gör, Deniz Algün ve Kemal Menkit önceki etaplannda,
birçok süriicü gibi yanş dışı kalmıştı.