20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 AĞUSTOS 1999 CUMARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada açıkladığı görüşler ile Öcalan'ın PKK örgütüne yaptığı çağn eşzamana rastlıyor. Ustelik Öcalan'ın çıkışıyla Koh'un ABD adına öne sürdüğü resmi görüşler birbirini tamamhyor. Öcalan, 2 Ağustos 1999 günü yayımladığı açık- lamadaki anahtar cümlede: "PKK'nin 1 Eylül 1998'den beri tek taraflı yü- rütmeye çalıştığı ateşkes sürecinden 1 Eylül 1999'dan itibaren silahlı mücadeleye son verme- ye ve güçlerini banş için sınırtartn dışına çekme- ye çağınyorum" diyor. Daha önce ve sonraki cümleler bir yana. Eşkı- yabaşı'nın pek çok sakıncayı içeren yukardaki tek cümlesini dikkatle okumak gerekiyor. Öcalan, yine "silahlı 'mücadeleyi' bırakmaktan, ateşkesten" söz ediyor. Ama, örgüte "silahtan annmayı" emretmiyor. PKK'nin, sınırlanmızdışında, kuşkusuz giderek zenginleştireceği silahlariaTürkiye'ye karşı herza- man tehdit öğesi olarak kalmasını istiyor. Şiddete son vermeyi gerçekten içtenlikle iste- miş olsaydı; örneğin son çağnsında hâlâ dağlar- öa gezinen binlerce PKK'Iİ teröriste "pişmanltk yasasından yararianmalannı" öğütlemez miydi? öcalan, Türkiye'yi görüşme masasına çekme- yi bir kez daha deniyor. Idamdan kurtulmak için yeni bir hamle. Bu çağrı uygun görmediği geJişmeler olursa P- KK'yi hemen eyleme geçireceğini gösteriyor. Devleti resmen Türk-Kürt ayırımı yapmaya zor- luyor. Hapishaneden "Kürt haktannı" sağlamakta te- mel rol oynamaya hazırlanıyor. Anlaşılan, PKK'yi elinde tutmaktan asla vazgeçmeyecek!.. isteklerinde olumlu sonuçlar alamadığı zaman silahlanyla aportta bekleyen PKK'yi harekete ge- çirmesi an meselesi. Silahlan bırakmayan, militanları dağdan inme- yen bir terör örgütünün yurtdışına çıkması hiçbir şey ifade etmez. PKK'nin yayın organı Özgür Polrtika gazetesin- de öcalan'ın ateşkes çağnsından hemen sonra yayımlanan demeci; kuşkuları, kaygıları doğrulu- yor. öyle bir demeç ki, sanki tutsak edilmiş bir dev- let reisi konuşuyor. ABD neyin peşinde? Örneğin, çağrının özünde hâlâ Türk-Kürt halk- larından, haklanndan söz ediyor. "Türkiye'nin AB sürecine olumlu bakıyor." Uluslararası kurumlan göreve çağırıyor ve... ABD'ye sesleniyor. "ABD'nin Türkiye'den demokratikleşme re- formları beklediğini, ama silahlı ortamın buna en- gel olduğunu" söylüyor. "Bu, bana da iletilmişti" diyor. Amerika'dan "üzerine düşeni yapmasım" istiyor. ABD'li diplomat Koh'un açıklamalan ve aynı gü- ne rastlayan Öcalan'ın çağnsı, özde ve sonuçta birbirini tamamlıyor.. Terörü kınıyor Koh. Ama -daha pek çok öne- rinin yanı sıra- Kürtlere kendi çıkarlannı koruyan parti kurma izni verilmesini, Kürt nüfusu ile uzlaş- maya varılmasını, Kürtlerte diyalog başlatılmasını istiyor. Koh'un, ana amacını açıklayan tek cümlelik kı- sa bir söylem dikkatlerden kaçtı. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Istanbul'da azın- lıklann dini liderterini ziyaretinde; Fener Rum Or- todoks Patriği Bartolomeos, Koh'un gezisini yo- rumlarken "Amehka'nın Türkiye'deki azınlıklann sorunlanyla ilgilenmeye başladığını" söyledi. Koh'un aşınya kaçan irdelemeleri, örneğin Kürt partisinden ve Kürtlerle, tabii Kürt önde gidenle- rini bir azınlık temsilcisi gibi kabul ederek diyalog kurulmasını önermesi acaba hangi statü ile han- gi amaca hizmet ediyor? Amerika, Türkiye'de "Kürt azınlığın " peşinde mi acaba? Nereden baksak önümüze Sevr çıkıyor. Adana Cezaevi Rüşvete suçüstü ADANA (AA) - Adana Kürkçüler E Tipi Kapalı Cezaevi Müdür Vekili Bay- ram Ali Özkan'ın, bir fir- madan rüşvet alırken suçüs- tü yakalandığı bildirildi. Iddiaya göre, Bingöl'e başmüdür olarak tayini çı- kan, ancak müdür vekili olarak Adana'da görev ya- pan Özkan, cezaevinin gıda ihalesini alan Göktürkler firmasından 3 milyar lira rüşvet istedi. Özkaya, rüş- vetin ilk 500 milyon liralık bölümünü firma yetkilile- rinden alırken ihbar üzerine olay yerine gelen Jandarma Bölge Komutanlığı istihba- rat timleri ve Emniyet Mü- dürlüğü Cinayet Bürosu ekiplerince suçüstü yaka- landı. Olaydan sonra cezaevine gelen Adana Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ruhi Ünlü- sü, Bayram Ali Özkan'ın ilk ifadesini aldı. Emnivet mü- dürlüğü yetkilileri, 500 mil- yon lirayı alan Özkan'ın, kalan 2.5 milyar lirayı da ilerleyen saatlerde almak üzere anlaştığını, ancak ey- lemi gerçekleştiremeden yakalandığını kaydettiler. Kürkçüler E Tipi Ceza ve Tutukevi MüdürVekili Bay- ram Ali Özkan, 16 Mart 1999 tarihinde de, nöbet dö- nüşü evine giderken daha önce cezaevinde yatan Sa- dık Bulut tarafından taban- cayla ayaklanndan vurul- muştu. Sadık Bulut, Özka- ya'yı, kendisine küfür etti- ği ve falakaya yatırdığı için vurduğunu söylemişti. Özkan suçlamayı redde- derek olayın bir komplo ol- duğu söyledi. Ote yandan, Adana Do- ğumevi Saymanı Eşref Se- ven'in de aynı firmadan 250 milyon lira rüşvet talebinde bulundugu iddiası ile gözal- tına alındığı öğrenildi. Cuntacılara suç duyurusu • Baştarafı 1. Sayfada miş Cumhuriyet Savcısı Kayasu dilekçesinde, dev- letin geleceği için ordunun yıpratılmaması gerektiğini söyledi. Kayasu dilekçe- sinde şunlara yer verdi: "Suçlu bulunup bulun- mamalan ayn meseledir, a- ma mutlaka yargı öniine çı- karılmalıdırlar. Çünkü Türkiye'de 1908 yılından beri maalesef yanlış bir uy- gulama ile ordunun devle- te başkaklırnıası meşru ka- bul edilmeye başlanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasmdan sonra da 1960 ihtilali ile başlayan bu gelenek, 12 Eylül 1980 ihti- laliyle şimdilik sona ermiş gözüknıektedir. Ancak ile- ride başka darbelerin ol- masuıı önlemenin yolu, bu işe kalktşan kimselerin var- gı önünde hesap vermesiy- le kesüebilir." Kayasu, suç duyurusuyla mesleğini tehlikeye attığmı öne sürerken hukukçu ola- rak ihtilali savunmanın ola- naklı olmadığmı kaydetti. Savcı Sacit Kayasu dilek- çesinde. "Bütün mesele tari- hin bu ayıbı daha ne kadar yargı önüneçıkarmaktançe- kineceğüniz veya bu ayıptan kurtulup yargı önüne çtkar- dığınna yazmasını istememi- ze bağlı. Ben bu dilekçeyi yazmakla tarih ve millet önündeki ayıbımdan kurtu- luyorum" ifadesine yer ver- di! Haksız rekabete gözalb HACERGEMİCİ YUSüF ÖZKAN Türkiye 1. Futbol Ligi karşılaş- malannı yayımlama yetkisini satın alan Uzanlar'ın başlatnğı kampan- yalar Rekabet Kurulu tarafından izlemeye alınırken, Turkcell Uzan- lar'a Rekabet Yasası'na aykın dav- randıklan gerekçesi ile "ihtarna- me" gönderdi. Bu arada 1. Futbol Ligi maçlannın naklen yayın hak- lannı 2 yıllığına satın alan Tele On'a karşı, tüketici dernekleri de haksız rekabete yol açtığı gerekce- siyle dava açmaya hazırlanıyor. Te- le On'un tüketiciyi bir malı alırken başka bir malı da almaya zorladı- ğını vurgulayan dernek temsilcile- ri, "Bu, baskj yapan saüş yöntemi- dir. Hem iç hukuka hem de evren- sel yasalara aykmdır" dediler. Turkcell ve" CINE 5 abonelikle- rini iptal ederek Telsim'e geçenle- re özel indirimler yapacağını duyu- ran Tele On'a, CINE 5'ten sonra Turkcell 'den de uyan geldi. Tele On'un uygulamasının 4054 sayıh Rekabet Yasası'na aykın olduğunu belirten Turkcell yetkilileri, bu amaçla şirkete bir ihtarname gön- derdiklerini bildirdiler. îhtarnamenin ardından bu tür yayınlara ara verildiğini dile geti- ren Turkcell yetkilileri, "Yeıüden aynı tarzda yayınlara başlanırsa de- ğjşik vaptınmlar gündeme gelebi- Hr" dediler. Rekabet Kurulu da yaşanan ge- lişmeleri izlemeye aldı. Şu ana ka- dar kendilerine olayla ilgili herhan- gi bir başvuru gelmediğini belir- ten Rekabet Kurulu Başkanı Ta- mer MfiftüoğJu, resen soruşturma açma yetkilerinin de bulunduğunu, ancak şu anda bu yetkiyi kullanma- dıklannı söyledi. Yapılan soruştur- ma başvurulanna teknik personel olarak yerişmekte zorlanan kunı- lun bu yetkiyi kullanmada agır davrandığı, rakip firmalardan bir başvuru gelmesini beklediği ileri sürülüyor. Yaklaşık üç yıldır faali- yette bulunan kurulun resen soruş- turma hakkını sadece iki kez kul- lanması da bu söylentileri doğrular bir nitelik taşıyor. 1. lig maçlannın yayın hakkını 2 yıl için vergi dahil 340 milyon dolar karşılığında satın alan Tele On'a karşı, tüketiciler de hak arama mücadelesi başlatmaya hazırlanıyor. Tüketici dernekleri temsilcileri, çimento, Telekom. elektrik ve medya alanlanna yap- tıgı yatınmlarla dikkat çeken Uzan ailesine ait Tele On'un uyguladığı politikalarla tüketicinin aleyhine çahştığını, kamu niteliği taşıyan bir alanda tekelleşme yoluna gittigini savunuyorlar. Tele On'dan maç yayınlannı iz- lemek isteyenlerin, yine Uzan gru- buna ait Telsim'e abone olmalan- nın önkoşul olarak getirildiğini anımsatan Tüketiciyi Koruma Der- neği Izmir Şubesi Başkan Yardım- cısı Nihat OkaL "Bir mah ahrken başka bir malı almaya da zorhıyor- lar. Arada büyük fıyat farkıyla ma- hn ahnmaya zorianmasu hem 4054 sayıh Rekabeti Koruma Vasası'na, bem 4077 savih Tüketiciji Koruma Yasası'na, bem de evrensel tüketici yasalanna aykmdır" dedi. Tüketici Haklan Vakfi Başkanı Dûndar Soyer de Türkiye'de özel- likle son yıllarda gerek devlet ge- rekse özel sektör öncülügünde ger- çekleştirilen tekelleşmenin çok be- lirgin hale geldiğini belirterek, "Bunu Türk ekonomisinin her sa- hasında görmek mümkun. Örne- ğin çimento olayında aralannda anlaşarak haksız rekabet >araü>or- lar. Serbest rekabet felsefesi ne ha- le geldi" dedi. Hükümetten Erbakan ödünü• Baştarafı 1. Sayfada saklı Erbakan'a bagımsız adaylık yolunu açan SPY değişikliğınin gerçekleşti- rilmesi konusunda uzlasma sağlandı. TBMM'nin ge- çen yasama döneminde uyum komisyonunda üze- rinde anlaşma sağlanan SPY değişikliği metni DYP'li Ahmet tyimaya ta- rafından aynen TBMM'ye gönderilirken 9 Agustos günü toplanacak anayasa komisyonunda bu öneride- ki "odakolma hali"nin ye- niden tanımlanacagı bildi- rildi. Anayasa değişikliği konusunda muhalefetin desteğine gereksinimi bu- lunan hükümetin TBMM gündemi için önceki gün başlattığı muhalefetle uz- lasma arayışı dün de sürdü. Başbakan yardımcılan Hü- samettin Ozkan ile Cum- hur Ersümer, Adalet Ba- kanı Hikmet Sami Türk, MHP Grup Başkanvekili Ömer tzgi ile FP Grup Baş- kanvekili Bülent Arinç ve DYP'li Ahmet tyimayadün öğleden sonra yeniden bir araya geldi. Toplantı sürer- ken FP ve MHP temsilcile- ri bir arâ dışan çıkarak ba- zı konulan liderlerine da- mştı. Toplantıdan sonra bir açıklama yapan Ersümer, "tahkimk ilgili öneri konu- sunda mutabakata vardık- lannı" söyledi. Ersümer, "TBMM gündemi konu- sunda paket olarak uzlaş- maya vankfa mı" sorusuna "Bir paketten söz etmek mümkun değU" yanıtını verirken TBMM'nin geçen yasama döneminde uyum komisyonunda hazırlanan SPY değişikhğinin yenile- nerek TBMM 'ye sunulma- sı konusunda da uzlaşmaya vanldığını söyledi. Ersü- mer, u her iki tarafi da Türk olan uyuşmazhklann iç tahkimk çözümlenmesi" konusunda uzlaşma sağ- landığını bildirirken Danış- tay'la ilgili olarak da "iki aylık süre" koşulu getiril- diğini bildirdı. Ersümer, sosyal güvenlik tasansıyla ilgili somlan ise yanıtsız bıraktı ve "hükümetin önü- mûzdeki hafta önceükleri- ni TBMM'ye getireceğinr söylemekle yetindi. FP ve DYP'nin sosyal güvenlik tasansının görü- şülmesi konusunda iktidar- la uzlaşmış görüntüsü ver- memek ve bu tasanyı ikti- dar tek başına çıkarabilece- ği için TBMM'ye getiril- mesi sorumluluğuna ortak görünmemek istedikleri kaydedildi. FP Grup Başkanvekili Bülent Annç da, önemli konularda uzlaşma sağlan- dığını, FP ve DYP'nin tah- kimle ilgili çekincelerinin giderildiğini söyledi. SPY değişikliği konusunda "as- hastan olmayan haberterin yayımlandığını" savunan Annç, "FP'yi kurtarmaya ya da bir şahsın sKasi yasa- ğmı kaWırma\ ayünelik bir pazarhk içinde olduğumuz haberleri yalandır. SPY ya- sası üzerinde çalışıyoruz, FPüzerindedegU"dedi TBMM'nin geçen yasa- ma döneminde oluşturulan uyum komisyonunda, SPY değişikliği konusunda uz- laşmaya vanlmıştı. DYP'li lyimaya bu metni aynen TBMM Başkanlığı'na su- narken öneri anayasa ko- misyonuna havale edildi. Anayasa komisyonunun hafta başında toplanması SPY degisikliginden kimler yârarlanacak? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet ve muhalefetin uzlaşması so- nucu olası bir seçimde bagımsız aday olabilecek ısimler arasında Necmettin Erbakan'ın yanı sıra aralannda Şevket Kazan ve Ahmet Tekdal da yararlana- bilecek. RP'nin kapatılmasına neden olan Şevld Yıimaz ve tbrahim HatU Çelik hakkında ise "haikı din vç mezhep fark- Uğı gözeterek Idn ve düşmanhğa açık- ça tahrik etmek" eylemini düzenleyen TCY'nin 312. maddesinden açılan da- valann bazılan mahkûmiyetle sonuç- landı. Cezalann kesinleşmesi duru- munda Çelik ve Yılmaz'ın siyaset ola- nağı kalmayacak. Düzenleme 312. maddeyi kapsama- dığı için FP'nin lider adaylarmdan es- ki istanbul Anakent Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bagımsız a- day olma şansı bulunmuyor. ve burada verilecek öner- gelerle yeniden biçimlen- dirilerek genel kunıla indi- rilmesi planlanıyor. îyima- ya'nın yeniden sunduğu bu öneride, siyasi parti kurma hakkı sınırlannın yeniden düzenlenmesi yan kuruluş- lar kurma yasağının kaldı- nlması ve siyasi partilere ticari faaliyet yasağı geti- rilmesini öngören düzenle- mede, parti kapatmayla il- gili hususlar düzenleniyor. Öneride, bir partinin "ya- sak eylemlere odak olma hali" yeniden düzenlenır- ken "Bir siyasi partinin anayasamn 68. maddesinin dördüncü fıkrası hükmüne aykın eylemlerin odak ha- lini oluşturup oluşturmadı- ğı hususu Ana>a&a Mahke- mesi'nce belirlenir" deni- yor. Üzerinde uzlaşılan ta- nımlamaya göre, 'Hakkın- da kapatılma da\ası açılan partiye mensup kişilerin, yoğun ve kararh biçimde kapatma davası>ta ilgili ey- lemleri işlemesi ve bunun partinin grup genel kurulu, yönetim kurulu ve genel idare kurulu tarafından zunnen (dolaylı olarak) ve serahaten (açikça)onaylan- ması haünde" bir parti o- dak noktası durumuna ge- lecek. Şemsi Denizer öldürüldüI Baştarafı 1. Sayfada gerçekleştırdiğı sılahla birlikteyakaladı. Gözal- tına alınan tetikçi Balık'ın Zonguldak'ta mafya ilişkileri içinde bulundugu ve daha önceden pek çok adli olayla ilgili sabıkasının bulundugu öğ- renildi. Şemsi Denizer, saldırganın uzaklaşmasından sonra çevrede bulunanlar tarafından hızla Zon- guldak Devlet Hastanesi'ne kaldınldı. Hastane- de yasama döndürülmeye çalışılan Türk-Iş Genel Sekreteri ile ilgili tüm tıbbi çabalar sonuçsuz kal- dı. Denizer daha sonra Zonguldak Devlet Hasta- nesi morguna kaldınldı. Saldınnın duyulmasının ardından Site Sem- ti'ndeki Zonguldak Devlet Hastanesi ziyaretçi akınına uğradı. Denizer' in ailesi, yakınlan ve ma- den işçileri ile sendika yöneticileri hastaneye gel- diler. Zonguldak Valisi tsmet Metin ve Zongul- dak ll Emniyet Müdürü Mfimtaz Karaduman, o- lay yerinde incelemelerde bulundu. Hastaneye gelen Metin ve Karaduman, Denizer'in ailesine ve sendika yöneticilerine başsağlığında bulundu. Tûric-tj yöneticileri şokta Türk-lş Başkanı Bayram Meral, olayın ardın- dan gazetemize yaptığı açıklamada, "Bu olayın arkasında mutiaka bir şeylervar. Saldırganın sor- gusunda bunlarortaya çıkacaknr. Kirahkkatilden söz ediuŞor. Kimin kiraladıgını bilemiyorum.Çok üzücü. Hiçbir sornn yoktu. Sendikal kanatta işçi- den kaynaklanan bir sıkmü olduğunu sanmıyo- rum.Ötesindenevar bikmiyorum" diye konuştu. Türk-Iş Genel Mali Sekreteri Sabri Özdes de Denizer'in kiralık bir katil tarafından vurulduğu- nu belirterek "Hiçbir şey yoktu. Bir anlam vere- miyorum" diye konuştu. KESK Genel Başkanı Siyami Erdem. Deni- zer'in sıcağı sıcağına bir süreç yaşanırken suikas- ta kurban edilmesinden üzüntü duyduğunu belir- terek "Kongre süred boyutu var. Denizer'in seçi- mi kazanacağı açık. Lluslararası tahkim vesosyal gü>enligin gündeme gekügi dönemde Denizer'in emek yanusı çıkışlan ve kararh tavn açtktir" de- dh 'Tavn emek yanlısıydı' Hak-tş Genel Başkanı Sabm Uslu da suikastın ardındaki tüm ihtimalleri göz önünde bulundur- mak gerektiğini anımsatarak "Soruşturma ta- mamlaiMhktan sonra her şey ortaya çıkacaktır. Umanm bir an önce katihn arkasında kimler var- sa ve maksatian neyse açığa çıkarnhr. Bu hassas dönemde her şey akla geûyor. Sorunsuz bir kong- reyaşadığıdönemdesuikasta uğraması düşündü- rücü. Kamuoyunun merak ettiği sonılar var. Ya- nn bir gün ortaya çıkar mı bilemiyorum" diye ko- nuştu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan da saldırganın hemen yakalanmasının önemine dikkat çekti. "Degeıü bir arkadaşı kay- bettik" diyen Okuyan, "Işçi kardeşkrimize baş- sağhğı düiyonım. TekteseOimiz saldırganın yaka- lanmış ounası. Yakalanması yapılacak spekülas- yonu ömer. Faili meçhul olmaması iyidir. Emniyet mutlaka çözecektir'" Madenci direnişleriyle tanmdı Bir maden işçisinin oğlu olarak 1954 yılında Zonguldak'ın Çaycuma ilçesi Sandallar köyün- de doğan Şemsi Denizer, uzun yıllar Türkiye Taş Kömürleri Kurumu'nda topoğraf olarak çalıştı. Karadon Bölge Müdürlüğü'nde çalışan Denizer, çalışmaya başladıktan sonra sendikal faaliyetler içinde de yer aldı. Denizer, 30 Kasım 1990 tari- hinde başlayan ve 4-8 Ocak 1991 tarihinde bü- yük Zonguldak-Ankara yürüyüşü sırasında Ge- nel Maden tşçileri Sendikası Genel Başkanhğı görevinde bulunuyordu. Mafya kurşunlanna hedef oluncaya kadar bu görevini sürdüren Denizer, maden ocaklannın ka- patıhnasına karşı düzenlenen büyük yürüyüş sı- rasında tanındı ve büyük bir prestij elde etti. Ey- lemin ardından Türk-lş içinde hızla yükselen De- nizer, daha sonra sendikasının kendisine hediye ettiği Jaguar marka lüks otomobil ile basının gün- demine girdi. Türk-Iş Genel Sekreteri Denizer, adının yıpran- masına neden olan bu arabayı sendikaya iade et- mek zorunda kaldı. Denizer, yaklaşan Türk-Iş kongresinde genel başkanlığa aday isimler arasın- da yer alıyordu. Bir süre Zonguldakspor Kulüp başkanhğı da yapan Denizer, evli ve bir çocuk ba- basıydı. Alpaslan Yelden'in işkenceyle öldürülmesi olayında soruşturma genişliyor Üç polis daha açığa ahndı İZMİR (CumhuriyetEge Bürosu) - Gözalnnda gördüğü işkence sonu- cu yaşamını yitiren Alpaslan Yelden ile ilgili soruşturma kapsamında üç polis memuru daha açığa alındı. Da- ha önce açığa alınmış olan nezaret- ten sorumlu polis memuru CemilBu- lut ile birlikte açığa alınan görevli sayısı dörde yükseldi. Alpaslan Yelden'in ailesinin avu- katı ve tzmir Barosu Insan Haklan Merkezi sorumlusu Arif AU Cangı, dün başkomiser tbrahim Peker, ko- miser Hakan Ergüden ve polis me- muru Muharrem Çetinkaya'nın açı- ğa alındığı bilgısinın savcılıkça da doğrulandığını söyledi. Avukat Can- gı, Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu'nca görevlendirilen müfet- tişler Nejat Akar ve tbrahim Şahin Türk tarafmdan yürütülen soruştur- ma kapsamında açığa alınan görevli sayısının böylece dörde ulaşhğını bildirdi. Avukat Cangı, sonışturma- nın sağlıklı yapılabiünesinin önko- şulunun bu polıslerin açığa alınma- sı olduğunu belirterek gelişmeyi olumlu bir adım olarak nitelendirdi. Yelden ailesinin avukatı Türkan Aslan ise üç polisin daha açığa alın- masının "olumlu ancak eksik" bir adun olduğunu kaydetti. Aslan, "Açığa ahnmasmı istedigimiz başka göre\ lüer de var. Bu bir ekip ve eki- bin bir ktsmuu görevlerinde bırak- mak, deuDeri karartmak açısından sakıncah. Bu ekip, taşıdıgı sıfat itiba- nyla her)«re ulaşabilecek konumda. Şu anda otopsi raponınu beldiyoruz ve otopsi raporunun başına bir şey gelmesinden endise ediyonız" dedi. Aslan, sonıştunnayı yürüten mü- fettişlerin, savcılığa altı sayfalık bir rapor verdiklerini, ancak bu konuda savcılıktan Yelden ailesinin avukatı olarak aynntılı bilgi alamadığını da kaydederek şu görüşlere yer verdi: "Daha önce açığa alınan Cemil Bulut, gözalü obyında 'usulüne uy- gun kayıt tutmamak' gerekçesiyle açığa ahndL Ancak son açığa ahnan üç po&in açığa ahnma gerekçelerinin neye dayandınküğını bilmiyoruz. Başkomiser tbrahim Peker ve yar- dımcısı Hakan Ergüden'in, Alpaslan Ydden'i sorgulayan poüsler arasında olduğunu biliyoruz. Savcüıkta, Al- paslan Yelden'i gözalnna alan \e sor- gusuna kanlan polislerden yedi isim var. Bu isimlerden sadece tbrahim Peker ve Hakan Ergüden açığa ahn- dL Ancak tsmail Aktaş, Kamil Aka, Hikmet Kudu, Uğur Koca, Zeki Gündoğdu ile ilgili herhangi bir iş- lem yapılmadı. Biz, Alpaslan Yel- den'in ölümolayına kanlanpolis me- murlannm hepsinin açığa ahnması- nı istiyoruz." Dün gözaltına alınan üç polisten biri olan Muharrem Çetinkaya'nın ise kendi verdikleri listede ohnadığı- na dikkat çeken avukat Aslan, "Bu kişj de olayı gerçekleştirenkrden bi- rijTniş, fakat biz bu kişiyi bilmiyor- duk. idari soruşturma sonucu ortaya çıkmış" dedi. Yelden'i sorgulayan faili meçhul olaylan inceleme biriminde görevli başkomiser tbrahim Peker'in daha önceden "cürüraü söyletmek için iş- kence yapmak" suçundan tzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde üu kez yargılandığı ve bu davalann birin- den beraat ettiği, digerinden 1998 yı- lmın Eylül ayında 10 ay hapis ve 2 ay 15 gün memuriyetten men ceza- sına çarptınldığı, dosyanın Yargıtay aşamasında olduğu biliniyor. G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada kinden baskın. Birinciyi ancak hakem heyeti çö- zer! Bıkmadan usanmadan yinelemekte yarar var. Tahkimcilerin temel isteği şu: - Kamu yatırımlan için yapacağımız sözleşme- lerde Danıştay denetimi olmasın. Buna karşı biz de şu sorulann yanıtlanmasını is- tiyoruz: - Danıştay çağdışı mı? - - Danıştay vatan haini mi? - Danıştay, Bergama'da siyanürle altın aranırsa, çevre zarar görür, dedi. Gökova Termik Santralı bölgeyi Yatağan gibi yapar, dedi. Bunlar mı suç? Siyasiler tahkimi konuşurken, bu özü görmez- den geliyorlar. Ikinci madde, korkutmaya gelince... Herkesin dilinde şu nakarat: "Tahkim gelmezse karanlık gelir!" - Neden? "Yabancı şirketler yatınm yapmaz." - Ihalesi tamamlanmış baraj inşaatlan var. Bire- cik, Karkamış devam ediyor. O firmalar nasıl gel- di? "Ama tahkimi çıkartırsak, daha çok gelecekler. Aksi halde elektrik kısıntılan yeniden başlar. Tür- kiye'yi kimse çağdışına itemez." Acı bir tablo ile karşı karşıyayız. Yabancı yatınm- cılar Türkiye'yi çok sevdikleri için gelmiyorlar. Kâr edebileceklerini düşünüyorlar. Bu da doğal. Ancak bunun da tüm koşullarını kendileri belirlemek isti- yor. Uygulama sürecinde Türkiye hukukunun hiç- bir şekilde devrede olmamasını istiyorlar. Ecevit'ın tahkim devrimi aynen geçerse önü- müzdeki dönem yaşanabileceklerden bir örnek verelim: Bir enerji ihalesi yapıldı. Türk ortaklı bir çokulus- lu şirket (ÇUŞ) ihaleyi kazandı. Yatınm bitti. Enerji satışı başladı. Iş kârlı devam ediyor. ÇUŞ, yerli or- tağı giderek çıkarlanna aykın bulmaya başladı. De- ğiştirmek istedi. Yapabilir mi? Yapar. Çünkü, kimi sözleşmelere bu tür maddeler koyabilir miyiz ara- yışı daha önce vardı. Tepki görünce çekilmişti. Yani burada, "ya tahkim ya karanlık" yok, "tah- kim ve kâr anlık" var. Ecevit'in hoşuna gitmeyecek, ama bu bölümü Atatürk'ün bir sözüyle noktalayalım: "Milletlehn yargı hakkı, bağımsızlığın birinci şar- tıdır." Varılan ortak nokta Işin "ahlaksız pazarlık" yan\r\a gelince... FP'liler uzunca bir süredir hangi konu gündeme gelse, "arasına 312. maddede değişikliği de koyalım" di- yortar. Türkiye'deki bütün olumsuzlukların temeline de bunu oturtuyorlar. Neredeyse, "anormal iklim de- ğişikiikleri de bu yüzden" diyecekler. Tahkimde de aynı şey oluyor. FP'liler hafta ba- şında bir araya geldiler, konuyu görüşüp karara bağladılar: "Hükümetegidelim, Erbakan'a yeniden siyaset yolu açacak değişikliği kabul ederterse, tahkimde destek vereceğimizi söyleyelim." FP'nin vitrinsel genel başkanı Recai Kutan, bu- nu yalanladı. "Bizim bir pazarlık içinde olduğumuz doğru değil" dedi. Kutan'ın bu açıklamayı yaptığı gece, FP kunmaylan yeniden bir araya geldiler. Hü- kümete önerilerini yineleme karan aldılar. Son ola- rak dün Bülent Annç, "Siyasi yasaklann kalkma- sı isteminde bulunmamız doğaldır. Bu kapsamda Erbakan da olur, başkası da"diyerek Kutan'ın gün- lerdir yalaniadığı konuyu doğruladı. Bundan böyle FP'nin içinde olanlar için, Kutan'ı dikkatle dinleyip tersini öngörmek gerekiyor. DYP de kendisini bu hale seçmenin değil, hol- dinglerin ve onlann medyasının getirdiğini düşü- nüyor, tahkimden onlann yararlanmaması koşulu- nu istiyor. Dün akşam saatlerinde iktidarla muhalefet tem- silcilerinin ulaştıkları ortak nokta, bu değeriendir- meleri doğruladı. FP için 312'de değil ama Siyasi PartilerYasası'ndadeğiklik yapılacak. DYP'nin is- teği de yerine geldi. Bu durumda "tahkim nedir" sorusu şöyle de ya- nıtlanabilir: "Se^ siyasiparti temsilcisinin dün yaptığı pazar- lığa tahkim denir!" Büyük sorumsuzluk Otobüs firmaları ehliyet kirahyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara'da önce- ki gün hareket ettikten bir süre sonra kaza yapan "Ba- nş Turizm"e ait otobüse, daha önce aşın hız ve ta- kograf çalıştırmama nede- niyle ceza uygulandığı be- lirlendi. Kimi otobüs işlet- melerinin çift süriicü çalış- tırmamak için "ehKyet Id- ralama" yoluna gittikleri- ne dikkat çekildi. Ankara Ümitköy Var- yantı'nda önceki gün mey- dana gelen kazada süriicü kaydı olmayan Süleyman Ateş'in en fazla 6 ay hapis cezası alacağına işaret eden yetJdliler, ehliyetinin olma- dığımn belirlenmesi duru- munda bu cezanm biraz da- ha artacağını söylediler. Aracın kayıtlı sürücüsü Kemal Gülgel'in de kaza- dan sorumlu olduğu ve ce- zalandınlması gerektiği belirttildi. Banş Turizm'e ait otobüsün önceki gün Ankara Ümitköy Varyan- tı'nda yaptığı kazada 2 ki- şi ölmüş ve 22 kişi de ya- ralanmıştı. Trafik Yasa- sı'na göre, günde en fazla 9 saat araç kullanılması, uzun yola çıkan otobüsler- de de en az iki sürücünün bulunması gerektiği hük- mediliyor. iki sürücüçalış- tırmak istemeyen kimi oto- büs işletmelerinin ise "eh- liyet kû-alama" yöntemine başvurduklanna dikkat çe- kildi. Bu yönteme göre, şir- ketler bazı sürücülerin eh- liyetlerini belli bir ücret karşılığında kiralayıp bu sürücüleri kâğıt üzerinde şirketle bağlantılı gösteri- yorlar. Ehliyet sahibi sürü- cülerin, terminal çıkışında- ki polis denetimini geçtik- ten sonra araçtan aynldık- lan belirtiliyor. Master Ralli İstaıılnıl'da • Baştarafı 1. Sayfada • izleyen ralliciler dün sabah saat 06.00'da Nevşehir'den ay- nlarak Aksaray ve Konya'yı geçtikten sonra Ankara'ya u- laştı. Otomobil kategorisinde Fransız Pibt Magnaldi'nin başta götürdüğü yanş bugün Topkapı Sarayı'nda sona ere- cek. Türkiye Otomobil ve Motorsporlan Federasyonu ile Rusya Otomobil Federasyonu tarafından ortaklaşa ger- çekleştirilen rallide Türkiye'yi temsil eden MehmetGûn- gör, Deniz Algün ve Kemal Menkit önceki etaplannda, birçok süriicü gibi yanş dışı kalmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle