23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 AĞUSTOS 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Yarım asırlık şerüven Ülkü Tamer, epey bir süre önce Mücap Ofluoğlu'nun 40. yılı için şu şiiri yazmış: "Perdesinin önü alkış I Alkış değil bir yokuş I Yüceleri aşıp geldi I Kırk kanatlı kırkıncı kuş" Tiyatro serüvenini kuş kanadına ne güzel kondurmuş şair... Devlet Tiyatroları. geçen haziran ayında 50. yaşına girdi. Devlet Tiyatroları'nın yasası 1949'da çıkmış. Iki sahne, 40 sanatçıyla başlamış koşu. Bugün ise iki bine yaklaşan sanatçı ve emekçisiyle her gece 30'a yakın perde açar olmuş. Muhsin Ertuğrul, ta 1947'lerde Küçük Tiyatro'da şunları söylemiş: "Bir tiyatro, yalnız seyircilerin üç saat geçirdikleri bir toplantı yeri değildir. Bir tiyatro, bütün ömürlerini sanatın cezbesi ve huşuu içinde geçiren sanatkârlar için bir mabettir. Çünkü tiyatroculuk bir meslek değil, dünyanın her yerinde bir imandır. Mensuplarıhdan bekleyiş ve özveri isteyen bir sanat. Yıllarca yapılan bu fedakârlığın çok defa karşılıgını vermeden can isteyen bir sanat. Bu inanış müritlerinin de en büyük istekleri, başlarını sokabilecekleri ve sükûn içinde çalışabilecekleri bir mabet bulmaktır." 50. yılda Ankara'da, Istanbul'da, izmir'de, Bursa'da, Adana'da, Diyarbakır'da, Trabzon'da, Antalya'da, Sıvas'ta, Van'da, Erzurum ve Konya'da; Haldun Taner'in, Aziz Nesin'in, Hüseyin Rahmi Gürpınar ın, Bertolt Brecht'in, Lorca'nın, Oğuz Atay'ın, VVilliam Shakespeare'in, Musahipzade Celal'ın, Erhan Bener'in sözcüklerden oluşturdukları dünyalara konuk olacağız. Sonbahara az kaldı. Ekim geldi, gelecek. Elli kanatlı ellinci kuş . havalandı, havalanacak... ISILMSU Gönüllü toplum merkezleriÇağdaş Kadın ve Gençlik Vakfı (ÇKGV), dostluğu, hoşgörüyü ve dayanışmayı yaygınlaştırmak için çaba harcıyor. Vakıf, daha çok gecekondu bölgelerinde sosyal hizmet amaçlı çalışmalar yapıyor. Mamak'taki Tepecik Toplum Merkezi bunun bir örneği. Büyük çoğunluğu ODTÜ öğrencisi olan 42 gönüllü öğretmenin görev yaptığı merkezde üç yıldır 600'ü aşkın çocuk ve genç, 200'e yakın genç kız ve kadına hizmet sunuldu. Neler yapılmış bir bakalım: - llkokul 3. sınıftan lise son sınıfa değin çocuk ve gençler için eğitime destek kurslan. - Üniversiteye hazırlık kurslan. - Sinema, tiyatro ve müze ziyaretleri. - Genç kız ve kadınlara yönelik okuma- yazma, beceri ve meslek kurslan. Bu hizmetler ne işe yaramış? Buna da değinmekte yarar yar. ÇKGV Yönetim Kurulu üyesi, ODTÜ Psikoloji 1 1 |§* — Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Serdar Değirmencioğlu, yöre kadınlarında gözlediği kimi değişimleri köşemize özetledi: "Kurs katılımcılan edindikleri becerileri ürüne ve gelire dönüştürebilmek amacıyla bir iş atölyesi istediler. Bunun üzerine bir kömür deposu onanlarak kadınlar için iş atölyesine dönüştürüldü. Vakıf, bu atölye için sanayi tipi overiok makinelerini Mamak Kaymakamlığı, diğer donanım için mali desteği de Kanada Büyükelçiliği ile ilişki kurarak sağladı. istek üzerine 1998 Ekim ayında genç kızlar için bir kuaför kursu salonu açıldı. Toplum merkezinde kurslara katılan ve işlikte çalışan kadınlann bu süre içinde çocuklarının bakımı sorun olması nedeniyle 3-6 yaş arasındaki çocuklar için 30 kapasiteli çocuk yuvası hazır hale getirildi." "Imeceye hazırım" diyen gönüllüler, ÇKGV'nin Müdürü Zühal Arnaz'ı "312 - 364 53 48" numaralı telefondan bulabilirler. Yuıttaşlık görevi Daha ilkokuldayken yurttaşlık bilgisi dersinde öğretmişlerdi: "Vergi vermek bir yurttaşlık görevidir." Biz, Harb-iş Sendikası'nın yalancısıyız... Bir sanayi ili olan Kocaeli'nde 1998 yılı içinde gelir vergisi beyanı toplamı 10 trilyon 965 milyar 748 milyon lira iken, aynı ilde yaşayan Harb-lş üyelerinin ödediği toplam vergi ise 3 trilyon 310 milyar lirayı bulmuş. Afyon'da gelir vergisi beyan toplamı 3 trilyon 448 milyar 101 milyon lira iken, bu ildeki Harb-lş üyelerinin toplam vergisi de 418 milyar liraya ulaşıyormuş. Bir örnek daha: 33 bin Harb-iş üyesinin 1998 yılında ödediği gelir vergisi, aşağıdaki 30 ilin toplamı kadarmış: "Adıyaman, Ağrı, Artvin, Bingöl, Bitlis, Çankın, Erzincan, Gümüşhane, Hakkâri, Kars, Kırşehir, Mardin, Muş, Niğde, Sürt, Sinop, Tunceli, Van, Aksaray, Bayburt, Karaman, Kırıkkale, Batman, Bartın, Ardahan, Iğdır, Yalova, Karabük, Kilis, Osmaniye." Yurttaşlık bilgisi kitapları yalnız çalışanlar için mi yazılmış acaba? ISSIZ ODA YAZILARI VEDAT ÖZDEMİROĞLU 75'lik (Karşı) Devrimci! Azman medya, Ecevit'i 'ka- falayan' manşetler atıyor, tah- kim karşıtlarını "renkli TV ve köprü de dahil heryeniliğe kar- şı çıkmayı devrimcilik sanmak- la" Ecevit, "75'lik devrimci" ilan ediliyor. Çünkü onlar için aslolan Amerika! Emperyalizmin post- modern biçimi olan Yeni Dün- ya Düzeni neyi uygun görüyor- sa, onlar da onu istiyor. Küre- selleşme adı altında kapitalist tekellerin, çokuluslu şirketle- rin, silah tüccarlarının ege- menliğini onurunu yitirmiş uşaklar gibi kabulleniyorlar. Onların dini, imanı, tanrısı pa- ra ve 'ilkeleri' tek: Paranın de- diği olur! Sınırsız ve sosyalist bir dün- ya devletini düşlersen 'dino- zor' derler sana. Ama sınırla- rı 'sanallaşmış'kapitalist dün- yaya boyun eğersen 'devrim- c/'olursun! Demek ki Mustafa Kemal devrimci değildi. Deniz Gezmiş ve arkadaş- ları da devrimci değildi. Demek ki ilhan Selçuk da devrimci değil Fakat Ecevit devrimci. Sol- cu eskileriyle aynı ağızları pay- laşarak kendini yenileyen' Ecevit'i tebrik ederim. Kral öldü, yaşasın soytarı! Aylık mizah dergisi Soyta- rı'nın ikinci sayısı çıktı. Erdal Betenlioğlu, Derya Sayın, Ap- tülika, Ahmet Keskin, Eda Oral, Musa Gümüş ve daha birçok değerli yazar-çizeri kad- Oktay - Serdar gerçek Eski Beşiktaşlı Serdar ile es- ki Beşiktaşlı olma yolunda hız- la ilerieyen Oktay'ın arası, sa- nıldığı gibi, Serdar'ın eski nişan- lısı ile Oktay'ın evlenmesi ne- deniyle açılmadı. Gerçek se- bep şuydu: Serdar aslında has- ta Fenerbahçeliydi ve evinin duvarları. koltuktakımları, hat- ta iç çamaşırları bile sarı-laci- vertti. Oktay bu durumu belge- lemiş ve "maçlarda bütün pas- lan bana atmazsan yöneticile- re söylerim" diyerek Serdar'ı tehdit etmişti. Bu gerginliğin üzerine bir de evlilik olayı ya- şanınca ipler koptu. Sezon ba- şında Oktay, yönetime, Ser- dar'ın Bahreyn'in El Habibi Yimpaşspor takımına hibe edil- mesini önerdi. Fakat Serdar, Kocaelispor'a verildi. Bunun üzerine Serdar, Oktay'ı aradı ve aralarında şu konuşma geçti: - Alooo, orası bilmemkaç bil- memkaç çift sıfır mı?.. Ben Serdar... - Sağda solda atıp tutuyor- muşsun Serdar, ayıp oluyo... - Ayıp Televole'de olur!.. Fut- bol raconunda arkadaşının ko- şu yoluna deplase olmak var mı kardeşim?.. - Ya yeter artık, anlayışlı ol be adam... - Hadi be!.. Seni dağa kal- dırıcam Oktay, mağaraya ka- patacam... Oğlunu kaçırıpTar- sus Idman Yurdu PAf takımı- na satacam... Babanı beşinci sınıf skeçlerde barmen olarak oynatacam... Aynca her ihtima- le karşı, geçen yıl annen oldu- ğunu iddia eden kadını da kap- rosunda barındıran bağımsız dergi Soytarı'ya destek vere- lim. (Kendı adıma M. Şeref Özsoy'un hazırladığı "Sahaf Geyiği" sayfasını yine çok be- ğendim.) ütüsürtüşmesinin oykusu lıcaya kaçırtıp ıslak bornozla dövdürtecem... Az sonra! - Yemin ederim Kocaelis- por'a satılmanla benim bi il- gim yok, seni takımdan uzak- laştıran Sergen'dir... - Ne sergen'i, Sergen mi kal- mış?.. O gideli üç yıl oluyo... Futboldan başka her şeyle il- gilendiğin için haberin yok ta- bii... - Serdar kes artık... - Sen görürsün, deniz tara- fındaki kaleden denize döke- cem seni... Kulağmı koparıp APS'yle Fadıl Akgündüz e postalayacam... O bi yolunu bulup söz konusu kulağı Ams- terdam Van Gogh Müzesi'ne satar... Yüzde otuz beş komis- yonu istiyorum... - Bak Serdar, bu tehditlerini medyaya açıklarım ha... - Açıklamazsan adisin... Se- ni anan bana sayıyla mı do- ğurdu caaanım?.. - Benden günah gitti... Der- hal Galatasaray'a geçip arka- ma Mehmet Ağar'ı alacam... Malatyaspor da olur, orda da Oral Çelik başkan... - Sana öyle şeyler yaptıra- cam ki Dostlukspor'dan baş- ka takımda oynayamayacak- sın... (dııt - dııt - dııt). Oktay telefonu kapattı ve görüşme bitti. Sonrasını biliyor- sunuz. Büyük ihtimalle bu iki acar oyuncuyu canlı yayında barıştırmak için dolara endeks- li pazarlıklar yapılıyordur şu günlerde. Ve Baba Hakkı'nın kemikleri sızlamaya devam edi- yordur! "Birşeyikırkkere söylersen olurmuş" kampanyası - 37 Susurluk Çetesi cezalandınlsm! KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK behicakOı turk.net HARBİ SEMİH POROY TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 7 Ağustos NOBEL ALAN /LK ASYALL. 434-f'0£,LİNU) H/M7Z/ ŞA/R RE gO YAŞ/NM ÖU>Û. B£N6AL'OE YAŞAYAAJ ^ 4 - NAT VESoSyAL KONULARM ÜNLÜ SİG SoyLU AİLEDEN G£L/yO£DU.DAHA f2 rA$/HD*yi££N $/İIİ YAZMAYA SAŞlAMIfr/./NGİLTE&e'YE /AIGİLİZ_ CE Ö&GENMEYE GİTTÎ VE K/SASÜ&EPE *A*4C8£Th> HİMTÇEYE ÇEVÎfZEC&C KA&4B İY/ÖĞJSEMD/..ZO X4f. A BBAS TOPRAKlARtNI LE G Ş C Ü , SEFALETİNİ GÖREREK BAZ/SOSYAL gEFOGMLAR YAPMAYA KOYÜLDU-SANrİNİKETAN KENT/NOE BİRHAUCÜNtVER£/TES>KUGDU.Sü• ARAÛA £ü'- REKLİ $İİR YAZAN mSpRB, fSiS'TE A/OSEL AR. MAĞAN/NIALIYOGOU. İNSANLIK, &A&Ş t/£ EI/fiEN- SEL SEVİNÇ TEtAALAR/NI ÖLENE PESİN i$l&EC£KrM ANKARA ASLİYE 18. HUKUK MAHKEMESt'NDEN EsasNo: 1998/341 KararNo: 1999/320 Davacı Tedaş Ankara Elektrik Dağıtım AŞ vekili Av. Ümran Özden tarafindan davalılar Emin Çınar ile Mehmet Beyazıt Poyraz aleyhine mahkememizde açılan ödence davasının yapılan yargılaması sonunda venlen karar uyannca; Hüküm: . : Davanın kısmen kabulû ile; 27.004.098 TL. maddi giderimin davali Mehmet Beyazıt Poyraz'dan 8.420.212 TL. maddi giderimin davalı Emin Çmar'dan 15.8.1995 tespit tarihinden itibaren 11.3.1996 tarihine kadar yüzde 57, 2.8.1997 tarihinden 20.4.1998 tarihine kadar yüzde 80 ve bundan sonraki tarihlerde değişecek oranlarda dikkate alınarak reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine. Kabul edilenbedel üzennden alınması gereken 1.37O.OOOTL. karar harcından peşin ödenen 1.275.275 TL.sinin çıkartılarak geri kalan 94.725 TL.nin davalılardan paylan oranında ahnmasına, Davacı tarafindan peşin ödenen karar harcı 1.275.275 TL.. başvurma harcı 125.500 TL., toplam 1.400.775 TL.nin davalılardan paylan oranında alımp davacıya verilmesine, Davacı davasını vekille takip ettiğinden kabul edilen bedel üzennden 3.542.431 TL vekalet ücretinin davalılardan paylan oranında alınıp davacıya verilmesine, Davacının yapmış olduğu yargılama giderleri: Vekalet harcı 24.000 TL.. dosya parası 7.000 TL., çağn kâğıdı posta ücreti 2.158.000 lira. müzekkere yazı gideri 100.000 lira. bilirkişi parası 9.500.000 lira, gazete ilan ücreti 17.710.000 TL. toplam 29.499.000 TL.nin kabul ve reddedilen bedel dikkate alınarak 28.421.801 TL.sinin davalılardan payları oranında alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacının kendi üzerinde bırakılmasına, 29.6.1999 tarihinde karar verilmiştir. Davalılardan Emin Çınar'ın adresi bilınmediğinden 7201 sayılı Tebligat Yasası'nın 31. maddesi uyannca ilan tarihinden itibaren 15 gün sonra tebliğin yapılmış sayılacağı tebliğ yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 29.7.1999 Basın: 37613 GÖRÜŞ Dr. EMİN GURSES Öcalan ye PKK'nin Geieceği Öcalan ın, salı günü avukatlan aracılığıyla yap- tığı açıklamada, 1 Eylül 1999'dan geçerli olmak üzere örgütün silahlı mücadeleye son vermesini ve sınırların dışına çıkmasını istemesi önemli bir gelişmedir. Bunun birkaç boyutu vardır. Öncelik- le bu çağrının, örgütün Avrupa ve Kuzey Irak'ta- ki liderliği tarafindan nasıl karşılandığına bakıl- malıdır. Örgütün tabanı ise Öcalan'ın çağrısına, Avrupa ve Kuzey Irak'taki liderierin tepkilerini al- dıktan sonra tavır belirleme cesaretini gösterebi- lecektir. PKK'nin Avrupa kanadı, yaptığı açıklamalarda, Öcalan'ın çağrısını kuşkuyla karşılayan bazı yan- daşlarını uyararak "Banş olmaz demek ciddi bir yanılgıdır" şeklinde bir açıklama yapmıştır. Ayn- ca barışın zorunlu olduğu, başka alternatif olma- dığı, gelişmeleri siyah-beyaz şeklinde yorumlama- ların doğru olmadığı ve taşıdığı riske rağmen önemli biradım olduğu ifade edilmiştir. Bu arada PKK'nin askeri kanadı ERNK'den gelen açıklama- da ise PKK'den klasik anlamda eylemlerin artık beklenmemesi ifade edilerek eski yöntemlerin başarısız olduğu adeta kabul edilmiştir. Öcalan'ın yaptığı açıklamada silahjarın bırakıl- ması şeklinde birtalep yoktur, çünkü Öcalan böy- le bir açıkiamanın örgüt tarafindan genel bir ka- bul görmeyeceğini bilmektedir. Örgütün sınırla- rın dışına taşınmasının istenmesi ise çok önemli bir gelişmedir. Sınır dışına çekilecek taraftarların öncelikle Kuzey Irak'a gidecekleri açıktır. Fakat Kuzey Irak'ta Barzani taraftarlarının bulunduğu bölgeye yerleşmeleri zordur. Çünkü Barzani, bu- radaki egemenliğinin, gelecek olan PKK taraftar- larınca tehdit edilebileceğini bilmektedir. Talaba- ni'nin bölgesine yerleşilmesi durumunda ise PKK'lilerTürk Silahlı Kuvvetleri'nin saldırılanna kar- şı korunmasız bir duruma düşebileceklerdir. Kuzey Irak'ta PKK'nin etkin liderlerinden Os- man Öcalan ve Cemil Bayık gibi isimler böyle bir çıkmazın farkındadırlar. Burada sıkışan PKK güçleri Batı Iran'a geçebilirler. Buradaki Kürtçü- dinci tranlı bazı subaylar ve yerel yöneticiler uzun zamandırTürkiye'ye karşı PKK taraftarlarına za- ten yardımcı oluyorlardı. Fakat Tahran-Ankara arasındaki son gelişmeler dikkate alınırsa bu yar- dım eskisi kadar pürüzsüz olmayacaktır. PKK Başkanlık Konseyi üyesi Duran Kalkan'ın, örgütün içerisinde silahlı mücadele konusunda ilk ateşkesin ilan edildiği 1993 yılından bu yana ba- zı ayrılıkların olduğunu kabul etmesi ve askeri za- ferin kazanılması üzerine kurulan politikaların ye- niden değerlendirilmesi konusundaki açıklama- sı örgüt liderliği arasında bir ayrılık olduğunu da göstermektedir. Örgütün Avrupa kanadı çatışma- iann durdurulmasını kendileri açısından olumlu yo- rumlarken, Kuzey Irak'taki kanat, çatışma dışına çekilen örgütün silahlı tabanını zamanla kaybe- deceğini ve böylece kendilerinin Şemdin Sa- kık'ın karşılaştığı bir sonla yüz yüze geleceklerin- den korkmaktadırlar. Fakat Kuzey Irak kanadı, başkanlık konseyinin Öcalan'ın çağrısını destek- leyen perşembe günkü ortak kararına rağmen Öcalan'ın açıklamalarıyla ters düşen bir tutum içerisine girerse örgütte bölünmeler gündeme ge- lebilir. Bunun sonucu ise çatışmaları yürüten Ku- zey Irak kanadının faaliyetlerini finanse eden Av- rupa kanadının mali desteği kesmesi gündeme ge- lebilir. Bu da, Kuzey Irak örgütlenmesinin sonu- nun başlangıcı olur. Eğer Öcalan'ın çağrısı olumlu yanıt bulursa, iki arada bir derede kalacak olan Osman Öcalan ve Cemil Bayık gibi, çatışmalardan beslenenler için sıkıntılı günler geliyor demektir. Sıradan PKK'liler için ise yeniden yaşama dönme imkânı. Ankara, yaşama yeniden dönmek isteyenlere yardım eli uzatmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının çoğunluğunu canından bezdirir duruma getiren sıkıntıların asıl kaynağı olan yoksulluğu besleyen koşullar ortadan kaldırılmadan alınacak önlemler ise geçici olacaktır. Öcalan'ın çağrısı, insanların ölmesini engelle- mek açısından önemlidir. Öcalan'ın bu açıklama- ları, Türkiye'de on binlerce yurttaşı ölmeye ve öl- dürmeye göndermeden önce yapmasını dilerdik. Şiddet kültürünün egemen olduğu bir coğrafya- da yeşeren bu köylü örgütünün şiddetle amaca ulaşma politikası bu toplumun insanlarına çok acı çektirmiştir. "Deneyimlerden öğrenme aptal- lığı"nĞan kurtulrnak gerekir. 5 6 7 8 B U L M A C A SEDAT YAŞAYA1S SOLDAN SAĞA: 1/Birtürhamur tatlısı. 2/ Şarkı, türkü... Ürün da- ha tarladayken, yetiştiği zaman teslim edilmek üzere önceden pey verilerek ya- pıİan satış. 3/ Büyük bir es- nekhğe sahip bir cins kumaş... Kent. 4/ tlkel benlik... " — kurşun gibi ağır" (Nâzım Hikmet). 5/ Aksaray ilinde. kayala- 1 ra oyulmuş pek çok din- 2 sel yapmın bulunduğu 3 ünlü vadi... Parola. 6/ II- , gieki... tstanbul'daözel- likle mozaikleriyle ta- ^ nınmış Bizans yapısı. 7/ 6 Bir nota... Uzaklık an- 7 latmakta kullanılan söz... g Bilgisiz, kültürsüz kim- _ se. 8/Venedik gondolcu- lanntn doğaçtan söyledıkleri şarkı. 9/ Soyundan gelinen kimse... Büyük makamdakı kimseleri hoş sözlerle, fıkra ve öykülerle eğlendiren kimse. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Aşın ve bayağı biçimde süslenıp boyanmış kadın... Bar- yum elementinin simgesı. 2/ Nazilerin pplirikasından Germen ırkından kimselere yakıştınlan ad... Padişahla- rın gönül almak ya da ödüllendirmek için birine giydir- dikleri değerli kaftan. 3/ Bir cins toprak... Bir etkinliğin geçici olarak durdurulduğu süre. 4/ "Evlerinin önü çar- dak / Elif'in elinde — / Sanki yeşil başlı ördek / Yüzer Elif Elif diye" (Karacaoğlan). 5/ Kanşık renkli... Güney- doğu Asya'da yetişen ve mobilya yapımında kullanılan bir cins kamış. 6/ Bizmut elementinin simgesi... Zimbab- we'nin başkentı. II Marmara Denizi'nde tunstik bir ada... Aşk ateşi. 8/ Küçük kareler biçiminde kesilmiş hamur kat- lan arasma kıyma konularak yapılan ttalyan yemeği. 9/ Ermiş kimselerin gösterdiklerine ınanılan doğaüstü durum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle