20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 AĞUSTOS 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA jjjJvOJ^I O 3 U / [email protected] 13 Fransız şarabına ambargo • PEKİN(AA)-Çin, "deli dana"' hastalığı bulaştırabilecek bazı maddeler kullanıldığı gerekçesiyle Fransa'dan şarap ithalini yasakladı. Çin"in bu karan, Avnıpa Birliği'nin yasağma rağmen bazı Fransız şarap üreticilerinin şarap yapımında sığır albümini kullanmaya devam ettikleri yolunda çıkan haberler üzerine aldığı bildirildi. Pekin'deki Fransız yetkilileri haberi dogruladı. sığır albümini kullanan firmalarca üretilen şaraplann ihraç edilen şaraplar arasında olmadığını belirterek, durumun açıklığa kavuşturulmasıyla Çin yetkililerinin yasak karannı kaldıracağına inandıklannı söylediler. Fransız şarap üreticileri, sığır albüminini şaraplann duruluğunu sağlamak için kullandıklannı açıkladılar. ABD'de vergi yasasına onay • W\SHINGTON (AA) - Muhalefettekı Cumhuriyetçi Parti'nın çoğunlukta olduğu ABD Kongresi, vergilerde büyük miktarda kesinti öngören yasa tasansmı onayladı. Başkan Bill Clinton ve partisi Demokratlann şiddetli muhalefetine karşm. daha önce Temsilciler Meclisi'nce kabul edildikten sonra, dün Senato'da da 49'a karşı 50 oyla onaylanan yasa, vergi gelirlerde 792 milyar dolar indirim anlamına geliyor. On yıl geçerli kalacak yasa, yûzde 14 tabanıyla 39.6 tavanı arasında 5 dilimden oluşan gelirvergisinin her diliminde yüzde 1 'lik kesinti yapılmasını, yatınm gelirlerinden sağlanan sermaye kazançlanna uygulanan verginin yüzde 20'den yüzde 18'e çekilmesini ve bu kazançlann enflasyona endekslenmesini. gayri menkul vergilerinin tümüyle ortadan kaldınlmasını öngörüyor. Tarım ürünlerîne sigorta • A.NKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tanm ve Köyişleri Bakanlığı Müsteşan Öhan Bflgin. tanm ürünleri sigorta yasa tasansının hazır olduğunu bildirdi. TBMM Tanm. Orman ve Köyişleri Komisyonu'nda ıMuhtaç Çiftçilere Ödünç Tohumluk Venlmesi Hakkında Yasa'da değişiklik yapılarak tohumluk kredilerinin arttınlmasını öngöre yasa tasansı kabul edildi. Buna göre hasar tespit işlemlerinde, çiftçinin ürün deseni içinde yer alan her bitki türü için ayn ayn değerlendirme yapılacak. Komisyonda bilgi veren Bilgin. çiftçi primlerinin başlangıçta bir süre Hazine tarafından ödenmesine ilişkin hükmüne, Hazine MüsteşarlığYnın muhalefeti nedeniyle tasannın TBMM"ye sunulamadığını belirtti. ftonomik kriz azaldı • ERZURUM(AA)- Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Yönetim Kurulu Başkanı Lütfii Yücelik. ekonomik krizin etkisinin geçmeye başladığmı, piyasalardaki ekonomik durgunluğun azaldığını. önümüzdeki aylarda ekonomik krizin etkısının tamamen ortadan kalkacağını söyledi. Yücelik. "Hükümetin aldığı ciddi ekonomik tedbirler sayesinde yatınmcılar ve işletmecilere güven geldiğini, yanm kalmış yatınmlann tamamlanma umudunun doğduğunu, çek ve senetlerini ödeyemeyen esnafın kendini toparlamaya başladığmı" belirtti. Pamuk ve soyada ffiyat beklentîsi • OSMANÎYE(AA)- Osmaniye Ziraat Odası Başkanı Baha Başlamışlı, pamuk ve soya destekleme alımı fiyatlannın bir an önce açıklanmasını istedi. Başlamışlı, yaptığı açıklamada, taban fiyatlann geç açıkJanmasınm çiftçiyi endişeye sevk ettiğini ve zor durumda kalan çiftçinin ürününü tüccara sarmak zorunda kaldığını kaydetti. Ramiz Savaş, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yasa aleyhine konuştu, oylamaya katılmadı Vergi tasarısı DSP'yi böldüANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-DSP"nin seçimler öncesinde- ki önemli propaganda malzeme- lerinden biri olarak kullandığı ver- gi reformu yasasında geri adım atılmaya hazırlanılması parti için- de rahatsızlık yarattı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nun DSP'li üyelerinden Ramiz Savaş, "vergi reformunun imha edilmemesi ge- rektiğini, son iki aydır kayıtdışı ekonomi baronlannın hep sahne- de olduğunu ve kayıtdışı ekono- misinin hükmen galip gddiğmi" söyledi. Tasannın oylamalanna katılmayan Savaş, "Açıklananve- ya iddia edilen 3 milyar dolann aksine. mali milat doiayısryla ka- yıtiara giren tutar yaklaşik 20.5 mflvar dolardvannda bulunmak- tadır" dedı. DSP'de bir grup mil- letvekilinın bu tasannın oylama- sına katılmayacağı ya da olum- suz oy kullanacağı öğrenildi. '"Vergi reformu' diye anılan ya- sada değişiklikler öngörerek 'ma- li milat' ve 'nereden buldun' so- rusunun 2002 yılına dek ertelen- mesini öngören tasan önceki gün TBMM Plan ve Bütçe Komis- yonu'nda görüşülerek kabul edil- di. Tasan, DSP içindeki bazı mil- letvekillerinin tepkisine yol açar- ken eski Maliye Bakanı Zekeri- ya TemizeTin Istanbu] belediye başkan adayı gösterilerek 'harcan- dığma' ilişkin yorumlar da yeni- den konuşulmaya başlandı. Ba- zı DSP milletvekilleri, "18 Ni- • 'Mali milat' ve 'nereden buldun' sorusunun 2002 yılına dek ertelenmesini öngören tasan önceki gün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülerek kabul edildi. Tasan, DSP içindeki bazı milletvekillerinin tepkisine yol açtı. san'danönce iki temel propagan- da maizememiz vardı. Biri 8 yıl- lık efitim. diğeri vergi reformu. Nasd bu kadar koiaygeri adm ata- rız" diyerek rahatsızlıklannı di- le getirdiler. Savaş'ın ifadesi Savaş, önceki gün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısın- da tasandan duyduğu rahatsızlığı açık bir dille ifade etti. Savaş,'18 Ntsan seçunlerini izleyen günkr- de TBMM çaosı aranda başiayan politik yaşanunın en zor ve krrtik konuşmasını' yaptığını vurgular- ken '4369 sayıh yasaya karşı baş- laülan,oklukça akılhca yürürüfen ve ülke yönetiminin üst kademe- lerinden de degişik bekkntüerie destek gören kampanya sonucun- dakavıtdışıekoDomilobismin hük- men galip gekttgini' söyledi. Sa- vaş'ın tasanya yönelttiği eleştiri- ler ana başhklanyla şöyle: # O kadar ileriye gidildi ki, 1999 yıh GSMH'sinin 208 mil- yar dolar olarak tahmın edildiği ülkemizde 100 milyar dolarlık bir kaynağın mali milat dolayı- sıyla yurtdışına transfer edildiği, sadece 3 milyar dolarlık bir kay- Türkiye de denetim oranıyetersiz kalıyor ANKARA (Cumhuriy« Bürosu)-Vergi Denetmenleri Genel Başkanı Coşkun Aras, Türkiye'de vergi incelemesi orarunm yüzde 2 olduğunu, bugüne kadar çıkanlan vergi yasalanndaki değişikliğe karştn yeterli verimin alınamadığına dikkati çekti. 1998 ytlmda 38 bin mükellefîn vergi incelemesinde 488 tril- yon matrah farkınm olduğunu kaydeden Aras, mükellefierin yüzde 98"inde vergi kaybınm belirlendiğini bildirdi. Aras, 1998 yıh sonu itibanyla Türkiye'de 2 milyon 300 bin dolayında aktif çalışan geiir ve kurumlar vergisi mükellefı olduğuna işaret ede- rek mükelleflerden 46 bininin incelemeyc tabi tutuldugunu vur- guladı. 1990'dan itibaren vergi yasalanndamevcut vergi güven- lik müesseselerinin tamamının kaldınldığım anımsatan Aras, bu düzenlemelerin dogru olduğunu, ancak vergi güvenlik müesse- selerinin kalkması ile ciddi ve önemli bir vergi denetimine de ihtiyaç duyulduğunu savundu. Vergi denetim elemanlannm sonmlannm çözümü için hiç bir adım atılmadığını söyleyert Aras, "Vergi denetmeni sayıs 2 bin 47 den 766'ya düştü. Bunun en önemli nedeni, meslek ve öziük haklanna ilişkin sorunlann giderek artmasKhr" dedi Gelir vergisindefd artışa tepki sürüyor Ekonomi Servisi - Türkiye Serbest Muha- sebeci Mali Müşavirler ve Yemiali Mali Mü- şavirlerOdalan Birüği (TÜRMOB), gelir ver- gisi oranlanmn 5 puan arttınlmasının yanlış- hk olduğunu ileri sürdü. TÜRMOB tarafından yapdan yazıh açıkla- mada, geçen yıl 4369 sayılı Vergi Yasası ile vergiyi tabana yaymak amacıyla gelir vergisinde en düşük ora- nın yüzde 25'ten yüzde 15'e, en yüksek oranın da yüzde 55'ten yüzde 40'a indirildiği hatıriatildı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilen yerri ver- gi tasansıyla bu oranlann, emeklenyle para kazanan serbest munasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir, yeminli mali müşavir, mimar, mühendis, avukat, doktor gibi serbest roeslek sahipleri için 5 puan artünlmasının öngörüldüğü kaydedilerek bunun haksızhk olduğu belirtildi. TÜRMOB'dan yapılan açıklamada. "Yeni vergi yasasınuı TB,\LMgertelkunıİuiKİagörüşülmeasu^andabuhaksizBğmâü- zemleceğine inanryoruz" denildi. nağın kayıt altına alınabildiği id- dia edildi. Açıklanan veya iddia edilen 3 milyar dolann aksine, mali milat dolayısıyla kayitlara gi- ren tutar yaklaşık 20.5 milyar do- lar düzeyinde bulunmakta. Ma- li milat dolayısıyla bazı değerle- rin kayıt altına ahnmasını sağla- mak amacıyla 8 bin 400 adet ye- ni şirket kurulrnuş, 27 bin 500 adet şirket sermaye armnmındabulun- muş ve bu yöntemle 12.7 milyar dolarlık bir miktar kayıt altına alınmış, 4 milyar dolarlık döviz bildirimi, 2 milyar dolarlık nakit bildirimi, 31 ton altın borsası iş- lemi karşılığında 0.3 milyar do- larlık altın bildirimi, 1.5 milyar dolarlık envanter bildirimi yo- luyla toplam 20.5 milyar dolar- lık bir değer mali milat dolayısıy- la kayıt altına alınmıştır. • Vergiye tabi gelirleri sınır- lamak, 4369 sayılı yasayı çöpe atmak anlamına gelir. Mali mila- dı ertelemek, kayıtdışı ekonomi- ye izin çıkarmak demektir. Bunun anlamı, belli çevrelere. 3 yıl bo- yunca kaçırabildiğiniz kadar ver- gi kaçınn, demektir. Vergi gü- venlik tedbirlerinin konjonktür- le alakası olamaz. tyi konjonktür- de vergi kaçakçılığıyla mücade- le edilir, kötü konjonktürde ver- gi kaçakçılığı ile mücadeleye ara verilir, diye bir kural koymanın hangi yönetim anlayışıyla bağ- daştınlabileceğini bilemiyonım. • 4369 sayılı yasayla geriri- len mali milat ve gelirin tamamı- nın 2002 yılına kadar ertelenme- si yerine, önıeğin 31 Aralık 1999 tanhine kadar ek süre verümek su- retiyle mali milat yenilenebilirdi. Aynca yasayla kurulmaya çalı- şılan sistemin ana ilkelerinden gerçek anlamda taviz verilmeme- si gerekir. Aksi takdirde birileri- nin yüzünü güldürmek adına Tür- kiye'nin geleceğini karartmış olu- ruz, vergi reformunu da imha et- miş oluruz. BM'nin Dönüşüm '99 raporu 'Keşmekeş kapitalizme' karşı uyanCENEVTIE(AA)-Bir- leşmiş Milletler. kapitaliz- me acele geçiş hevesinin eski Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa'da 100 mil- yon insanı sefalete sürük- lediğini bildirdi. BM Kalkınma Programı (^UNDP) tarafından hazır- lanan "Dönüşüm99" rapo- runda, kapitalizme geçiş sürecınin Doğu Bloku için felaket sonuçlar doğurdu- ğu bildirildi. UNDP Doğu Avnıpa ve Bağımsız Devletler Top- luluğu Ülkeleri Bölümü Müdürü Anton Kruide- rink, kapitalizme geçişte bu ülkelerce yapılan yan- lışlan, "içindebulunduğu- muz binyda veda ederken yapılmış en büyük hata" olarak niteleyerek "Buül- keler, yerine koyacak bir şe> yaratmadan. her şeye kâdir devleti küçültmeye kalkülar r dedi. UNDP'nin raporunda, Sovyetler Birliği'nin da- ğılmasından sonraki 5 yıl içinde aceleye geririlen pi- yasa reformlanmn sonuç- lan hakkında şu örnekle- re yer verildi: • Ermenistan'da yiye- cek fiyatlan 5 yılda 24 bin katarttı. • Bu ülkelerden daha iyi bir yaşam umuduyla vılda ortalama 850 bin ki- şi Bati ülkelerine göç edi- yor. Bu insanlann büyük bölümünün iyi eğitimli ye- tişmiş işgücü olması, bu ülkelerin geleceğini tehli- keye sokacak biçimde in- san kalitesini düşürüyor. • Polonya çocuklannın yüzde 6O'ı açlık ya da çe- şitlı düzeyde yetersiz bes- lenmeyle karşı karşıya. • 26 ülkenin birçoğun- da alkolizm ve uyuşturu- cu bağımhlığı "toajedi" boyutuna yükseldi. Bu süreçte, birçok ülke- nin giriştiği özelleştirme programlannın "ekonomik ohnaktan çok siyasal ne- denlerie" yapıldığı vurgu- lanan raporda, bu duru- mun tam tersi bir tepki ya- ratarak devletçilik eğilim- lerini güçlendirebilecegme dikkat çekildi. Japorrya'da ser>ise çağnlan hatalı araç saym, son 30 yılın en yüksek düzeyine ulaşü. Geçen yıl çagjılan 1.13 milyon aracm 680 bin adedinin Japonya'da üretilen, geri kalanının da irhal araçlar olduğu beürtfldL Otomotivderekabetkaüteyi vuntuEkonomi Servisi - En önce küresel- leşen sektörlerden biri olan otomotiv- de dünya çapında artan rekabet, paza- ra hızlı ve farklı ürün sunma çabası, bazı firmalan hata yapmaya yönelti- yor. Japonya'da 31 Mart'ta sona eren 1998 mali yılında, çeşitli üretim ha- talan yüzünden satıştan sonra servi- seçağnlan motorlu araç sayısının, son 30 yüın en yüksek düzeyine çıkuğı bil- dirildi. Japonya Ulaştırma Bakanlığı 'ndan bir yetkili, 1998 yılında 93 ayn mo- delden 1.13 milyon aracuı üretim ak- saklddannı gidermek için satıştan son- ra servise çağnldığını bildirdi. Yetki- li, servise çağnlan motorlu araçlar- dan 680 bin adedinin Japonya'da üre- tilen, geri kalanının da ithal araçlar olduğunu belirtti. Bu rakamlar, 165 ay- n modelin servise almdığı 1 %9 yıluı- dan bu yana kaydedilen en yüksek ha- taü ürün oranmı gösteriyor. Servise ça- ğınlan araç sayısında görülen bu or- manmanın, sektörde yaşanan iç ve dış rekabet yüzünden üretim hızmı arttır- mak zorunda kalan üreticilerin, üre- tim standartlanndan taviz vermesin- den kaynaklandığı kaydediliyor. Daewoo - GM ortakhğı Güney Kore'nin ikmci büyük fîrma- sı Daewoo grubu ile dünyanrn en bü- yük otomobil fırması General Motors (GM) arasında otomobil üretiminde iş- birliğine gidilmesi konusunda muta- bakat zaptı imzalandı. Borç batağın- dan kurtulmaya çalışan Daewoo, GM'den, otomobil birimi olan Da- ewoo Motors'u satın almasmı istiyor. Daha önce 1978 ile 1992 yıllan ara- sında Daewoo Motors'un yan hisse- sine sahip olan GM, Daewoo'nun bu dönemde GM markası altında otomo- bil sanşına izin veriyordu. 1992 yılında evliliğinbozulmasıar- dından Daewoo, GM'un Daewoo Mo- tors içindeki yüzde 50 hisseyi satın almıştı. öte yandan otomotiv sektöründe dün birbirleşme de Kuzey Avrupa'dan geldi. Isveç'in ünlü otomotiv fırma- lanndan Volvo, otobüs ve kamyon üre- timinde en büyük rakibi yine aynı ül- ke sermayeli Scania'nın çoğunluk his- sesine sahip oluyor. Volvo, Scania şirketinin yüzde 49 hissesini 7.4 milyar dolara satın ala- rak, şirket içindeki payını yüzde 69.6'ya yükseltecek. Koç grubuna göre küresel rekabettç başannm sırrı teknolojiye, markaya ve pazara hâkim olmak Rantiyeye karşı üretim ve yaünmEkonomi Servisi - "Ekonomide dibe vurduk" sözlerini kamuoyunun artık her gün duymaya alıştığı, yüksek faizin ön plana çıkması ile üretimin rantiyeye kay- dığı bu dönemde Koç Topluluğu, yeni ya- pılanması. yannmlan, krize karşı aldığı ön- lemler ile Türk iş dünyasında ömek olma- yı sürdürüyor. Koç Topluluğu'nun fınansal yapısı, ya- tınmlanna yönelik hedefleri ve global pa- zara açılma stratejileri, holdingin 4 pro- fesyonel yöneticisi tarafından bir basın toplantısı ile açıklandı. Koç Holding Yönetim Komitesi Üyesi TemelAtay, rant ekonomisinin ön plana çık- tığı bu dönemde topluluğun faaliyet kâr- lannın, toplam gelirlerinin yüzde 75'ini oluşturduğunu vurguladı. 2000'li yıllara 2.5 milyar dolarlık yatınm hacmi ile gi- ren Koç grubunun yöneticilerine göre, kü- resel rekabette uzun vadede ve kalıcı bir şekilde başanlı olmanın yolu, teknoloji- ye, markaya ve pazara hâkim olmaktan ge- çiyor. Grubun krize karşı aldığı önlemler ise şunlar: Yatınmlan kısa vadeli kaynaklar ile finanse etmemek. Her projenin özel- Topluluğun faaliyet kârlan, toplam gelirlerinin yüzde 75'ini oluşturuyor. 2000'li yıllara 2.5 milyar dolarlık yatınm hacmi ile giren grubun ilkesi bu yatınmlan kısa vadeli kaynaklarla finanse etmemek. liğine göre özkaynak/borç dengesi oluş- turmak. Uluslararası piyasalan yakından izlemek. Bu piyasalarda geçerli kurallara uygun oynamak. tş hacmi, Türkiye GSHM'sinin yüzde 3'üne; ihracat, Türkiye ihracatının yüz- de 3,1 'ine eşit, özel sektörün yüzde 11 'ini bünyesinde toplayan Koç Topluluğu, bu- gün otomotivden dayanıklı tüketim mal- lanna, enerjiye, turizme, fınansal hizmet- lere kadar geniş bir sektörel yelpazede fa- aliyet gösteriyor. Koç topluhığunun dün holding binasın- da gerçekleştirdiği tanıtım toplannsında Te- mel Atay'ın yanı sıra Stratejik Planlama Grubu Başkanı NecatiAnkan, Denetim ve Mali Kontrol Grubu Başkanı NevzatTû- fekçioğlu ve Finansman Başkan Yardım- cısı Kutsan Çelebican, grubun faaliyet gösterdiği sektörlere ilişkin şu açıklama- lan yaptılar: OtomotiV: Sektör yüzde 50 dolayın- da bir daralma yaşadı. Bir sektör daralır- ken hiç bir ülkede bu kadar ithalat yapıl- maz. Yurtdışında ekonomi daralınca hü- kümet derhal bazı parametreleri devreye sokar. Bunlann başında da vergi indirimi gelir. Türkiye'de de ek taşıt alun vergisin- de indirime gidildi. Ancak daha dinamik tedbirler almarak piyasa canlandınlabilir. Güney Kore'de bu sektörün başanlan örnek gösterilerek Türk otomotivcisinin gerekli gelişmeyi gösteremediği iddia ediliyor. Ancak G. Kore'nin korumacı politikalanm bırak- madığı unutulmamalı. Türkiye, Avrupa"nın otomotiv merke- zi haline gelme yolunda. Siyasi ve ekono- mik istikrarsızlığa karşın Ford ile ortak 650 milyon dolarlık yeni araç ve yeni fabrika yatınmı için hazırhklann sürmesi önem- li bir gösterge. Enerjl yatırımları ve tahkim: Uluslararası tahkim oyunun bir kural». Dış piyasalarda var olabilmek için bu kuralı oynamak zorundayız. Kamuoyunun en tartışılan konusu haline geldi. Koç Gru- bu'nun hedefı, Türkiye ve çevresinde te- lekomünikasyon ve enerji hizmetlerinde büyük oyunculardan biri olmak. Türkfelekom'un özelleştirme ihalesi ile GSM 1800 lisans ihalesine çok iyi hazır- lamyoruz. Bunun için dünyanın çok tak- dir edilen büyük telekomünikasyon şirket- lerinden SBC ile özelleştirme ve GSM için ön anlaşma yapıldı. Gıda ve hayvancılık: Güneydo- ğu'da yaşama geçirmeye hazırlandığımız besicilik projesi ile amacımız hayvancılık sektöründe bir model teşkil edebilmek. Biz bu piyasaya süt ve ette verimi arttır- mak üzere girdik. Hedef, sütte verimi 7 kat, ette 2.5 kat arttırmak. Dünya fiyatlan ile bunu yakalayacağımız için rekabette ba- şansızlık gibi bir kaygımız yok. Hayvan ithalatına izin verilmesini, miktarlar sı- nırlı olduğu sürece Türkiye açısından za- rarlı görmüyoruz. İŞÇİNİN EYRENtNDEN ŞÜKRAN SONER Kapsama Alanı Dışında Hani cep telefonlannda çok sık geçen "kapsama alanı dışında"uyar\s\ var ya. Kimi konularda olup bi- teni, sonuçlannı algılayamamamızı bu duruma ben- zetebilir miyiz? Sokaktaki vatandaş, demokrasinin, sosyal devlet ilkelerinin, insan hak ve özgürlüklerinin katledildiği bir anayasanın yaşamı, başına gelenler ile doğrudan ilişkisini algılayamaz. Bilse bile tam bilincine varamaz. Günlük yaşamında karşılaştığı sonuçlarla ilişkisini kuramaz. Doğal bir sonuç olarak insanoğlunun yaşamı ile bi- rebir ilişki kurduğu konular ile kuramadıklan arasın- daki ilgisi, duyarlıhklan, tepkileri çok farklıdır. SSK yasa değişikliği ile tahkim ve özelleştirmenin anayasaya giımesi konularına ilişkin gelişmeleri dü- şünürken çağnşım yaptı. 12 Eylül öncesi ilk DGM'le- rin kurulması gündeme geldiğinde, önce hukukçu- lar duyarlılık göstermişlerdi. O dönemin Istanbul Ba- rosu Başkanı, yazanmız Orhan Apaydın başıma di- kilmiş, "Seninkiler başlanna geleceklerin farkında değil" diye söyleniyordu. Ben de hemen telefonu çevirdim. DlSK'in sonradan katledilen Genel Başka- nı Kemal Türkler'i bulup, "Orhan Ağabey bir şey- leranlatıyor, en çok sizi ilgilendiriyormuş" diyerek te- lefonun ahizesini Apaydın'a uzattım. özetle önce bilgilendiler. Sonra gazetede bir açık oturum yaptık. Derken DİSK olayı tabanına anlattı. Yaşı anımsamaya elverişli olanlar unutmamışlardır. DlSK'in ünlü 'DGM'yi ezdik" stoganına kapı açan kam- panyası, işçilerin aralıksız direnişi ile, o tarihlerde özetlikle sosyal, siyasal olaytarda bağımsız yargıyı or- tadan kaldıracak özel yargı hukuku geçerli olamadı. Tabii ki bir 12 Eylül sürecinde kolayca kurumlaştı. Uluslararası yargıdan Türkiye'nin bir sürü mahkum olduğu kararlann ardından, Apo davasında benzer bir olaya kapı açmamak umudu ile askeri yargıç çı- kanlarak, bir uzmanlık mahkemesi statüsünde kal- dı. Işte tahkim, DGM gibi emeğin kendisine yönelik sonuçlannı, yol gösterici hukukçular, kitlelere ulaştı- racak liderler olmazsa ancak iş işten geçtikten son- ra algılayacağı, bilincine varacağı, duyarlılık göste- rebileceği bir konu değil. Elbette demokrasi kurumlan ile işlese, medyatop- lumu bilgilendirme işlevini yapsa, sapla saman bir- birine kanşmayacak, akla kara aynlacak. Medya, he- le de parlamento içinde yerlerini almış siyasi partile- rimiz, yeni dünya sömürü düzeninin ideolojisıni pom- palamak, IMF reçetelerinde dikte ettirilen az uluslu tekellerin çıkarlanna hizmet edecek kararlar için gö- nüllü seferber olmuşlar. Toplum, kamu yaran, emek çıkaıiannın tersi olan her şeyi kamuoyuna kabul ettirmek için variar. Yıllar- ca özeJleştirmeden başlayın, sosyal devletten vaz- geçme, sosyal güvenlik sistemlerini çökertme, en yaşamsal kamu hizmetlerini sağlık, eğitim, enerji, ka- mu alanının dışına çıkartma, paralı, pahalı hale geti- recek her şey için çırpınıyor, toplumun beynini yön- lendiriyoriar. Halk, emek cephesi kendi çıkarlanna, kendine yabancılaştırılıyor, ekonomiyi düze çıkarma adına bir avuç rantçının, vurguncunun çıkarlanna olan kararian kabul etmeye koşullandınlıyorlar. Işçi, halkyığınlan kamu kurumlannın kendileri için, iş kapısı, ucuz hizmet olduğunun çarpıcı gerçekler- le bilincinde olsalar da, ekonominin kurtuluşu için ak- sine işlerin yapılmak zorunda olduğunu da düşün- meye koşullandınlıyorlar. öyle olmasa işçiler kendi işyerierinin özelleştirilmesi gündeme geldiğinde kar- şı çıkmak üzere sokağa dökülür de, anayasaya özel- leştirme sokulmak istendiğinde seyirci kalıriar mı? Birincisinde yaşamın dayatması, kendi ekmek ka- pısı gerçeği isyanı üretiyor, ikincisinde "inşallah be- nim işyerime kadar ge/mez"kaderciliği egemen olu- yor. QJay yaşamının kapsama alanının dışına çıkın- ca bağ kopuyor. SSK emeklilik yaşı tartışmasında ise durum öyle değil. Özel sektörde 30 yaşların üstünde sigortalı iş bulamayan işçi, bir işten diğerine çıkanlırken çoğun- lukla sigortasız çalıştınlan işçi, bugünkü genç emek- liler cenneti düzeninde bile kamu çalışanı değilse kolay kolay emeklilik hakkını elde edemiyor, primle- rini yakıyordu. Şimdi başında şimşekler çakıyor. Hiç emekli olamayacağının, boşuna çok büyük pıimler yatınp yakacağının bilincine hemen vanyor. Hükümetin bugünkü çalışan işçiyi kandırmak üze- re, onlara yönelik geçiş maddelerini yumuşatması bi- le bir işe yaramadı. Hükümetle anlaşan sendika li- deri işçinin önünde fren olamadı. Türk-lş kendi üye- lerini göreceli kurtaracak formülde hükümet ile an- laşmışken çark etmek, emek cephesi eylemlerine katılmak zorunda kaldı. Emek cephesi, son IMF dayatması hükümetin Meclis tatile girmeden gerçekleştirmek istediği ana- yasa ve yasa değişiklikleri karşışında giderek daha güçlü duruyor. İşçi, teslim olmuş siyasi partiler, IMF'nin avukatlığına soyunmuş medyanın aksine yönlendir- melerine karşın, kendi çıkarlan doğnjltusunda olay- lara giderek daha bilinçli, duyarlı, karşı duruşunu güçlendiriyor. Tabii yaşamsal bağları çok kolay kurduğu SSK ya- sasına tepkisi çok daha şiddetli, anayasal değişik- liklere daha zayıf oluyor. Yine de gelişmeler işçiyi hız- la kendi çıkarlan doğrultusunda uyandınp, harekete geçiriyor.. İngiliz maliyesi sorusturuyor IBM'e vergi kaçırma suçlaması NEWVDRK(AA)-Jn- giliz maliyesinin, vergi kaçırdığı kuşkusuyla dün- yanm bir numaralı bilgi- sayar şirketi IBM'ye kar- şı soruşturma yürüttüğü bildirildi. Yaklaşık iki yıl- dır sürmekte olan soruş- turmanın IBM'nin Ingil- tere şubesinin 1991 ve 1996 yıllan arasında ABD'deki merkeze yap- tığı telif ve patent öde- melerini olağamn üzerin- de göstererek vergi kaçır- dığı yolundaki iddialar üzerinde odaklandığı kay- dedildi. IBM'nin Ingütere şube- sinin eski çalışanlanndan Gerard M. Churchhouse, şirketin söz konusu dö- nemde telif ve patent öde- melerini temelsiz biçim- de yüzde 8'den yüzde 12'ye çıkararak tngilte- re'deki faaliyetlerinden dolayı elde ettiği geliri düşük gösterdiğini ve böylelikle en az 500 mil- yon dolar vergi kaçırdığı suçlamasmda bulunmuş- tu. IBM'nin Ingiltere şu- besinde satış ve pazarla- ma müdürü olarak çalı- şırken 1995 yılında işten çıkanlan Churchhouse, şirkette dönen yolsuzluk- lan ortaya çıkardığı için işten atıldığı gerekçesiy- le tazminat davası açmış- tı. tngiltere maliyesi, VVall Street Joumal gazetesin- de çıkan haber üzerinde yorum yapmayı reddeder- ken IBM haberi doğrula- dı. IBM tarafından yapı- lan açıklamada, söz konu- su soruşturma "nonnal ve rutin bir uygulama" olarak nitelendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle