Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 AĞUSTOS 1999 CUMARTESJ
HABERLER
M E C L İ S İ N KADINLARI / 5
Tartiler kadını keşfetti'GÜRGÜN SAY
Meclisimizde kadmlann temstl edilme-
sini güçleştiren faktörlerden bırdiğeri. ka-
dın sorunlanyla uğraşmanın makbul bir iş
sayılmaması... Erkek egemen bir ortam-
da bu sorunlara eğilen kadmlann dışlan-
ması. Her nedense, bir dönem Meclis'te
kadın sorunlanna eğilen bir kadın temsil-
ciyi, gelecek dönem Meclis'te görmek
mümkürı olmuyor. Örneğin geçen dönem
"aile içinde şiddete maruz kalan kadın-
lar* konusunda çalışan ANAP Milletve-
kili İmren Aykut, bu dönem Meclis'te
yok. ANAP aday listelerınde tarikat bağ-
İantılı aşiret reislerine birinci sıradan yer
bulunurken bakanlık görevlerı de yapmış
olan bu deneyimlı kadın politikacıya lis-
telerde yer verilmedi. Yine geçen dönem.
Meclıs Kadın Komisyonu Başkanlığı gö-
revini başan ıle yürûten. Avrupa Parla-
mentosu'nda komisyon üyesı olarak gö-
revı devam etmekte olan Lale Avtaman
da, ANAP tarafından listelerde seçılebi-
lecek bir sıraya yerleştinlmeyerek Mec-
lis'e taşınmadı. Yine geçen dönem CE-
DAVV sözleşmesinin hayatıyet kazanma-
sı için çalışan CHP mılleHekillen Oya
Arash ve Bügen Keleşin de daha seçım-
lere gidılirken listelerde seçılemeyecek sı-
raya yerleştırildiklennden adayhktan çe-
kilmek durumunda kaldıklan görüldü. KJ-
sacası, deneyimli kadın polıtikacılar çok
kolay dışlanıyor. Sonuç olarak bu dönem
Meclisimizde kadın sorunlanna eğilmiş
bir tek deneyimli kadın politikacı yok. Ye-
ni seçilen kadın milletvekilleri. bu konu-
da çalışabılmek ıçin hem ışe yeni baştan
başlamak hem de görev süreleri içinde de-
rinleşip deneyım kazanmak durumunda-
lar. Açıkçası. kendilen 40 yıldır Meclıs
koltuklannı işgal eden genel başkanlar,
kadın sorunlanna eğilen kadın mılletve-
killennin ikinci kez tekrar Meclis'e taşın-
masına gerek duymuyor. Bu > iizden zaten
güçlükle yüriitüîen çalışmalann sürckliM-
ği sağlanarrmor. isterten sonuçlann çıkma-
szoriaşryor. Yine de 21. dönem kadın mil-
letvekillerinin yılgınlığa düşmedigini gör-
mek sevindırici. Örneğin ANAPîstanbul
Milletvekili Nesrin Nas. "kadınlar her
halükârda harcanıyor. Bir şe\ler vapıp
harcanrnakvar. Hiçbirş» \apmadan har-
canmak var" diyor. Sayılan zaten çok az
olan deneyimli kadın politikacılann ko-
layca harcanmasını önlemek için toplum-
daki demokratik güçlerin ve medyanın
baskı uygulaması gerekiyor. Çünkü Tür-
kiye'nin kadın politikacılara da ihtiyacı
var ve bu ülkede kadın politikacı kolay ye-
tişmiyor.
• Meclis normal şartlarda haftada 3 gün
çalışıyor. Kadın milletvekilleri, Meclis'in
çalıştıgı günlerde genel kurul toplantısı.
grup toplantısı gibi işler dışında mületve-
kili makam odalannda bulunuvoriar.
terleri var. Aynca her milletvekiline bir
danışman veriliyor. Danışmanlann göre-
vi milletvekiline zaman kazandırmak. Ör-
neğin güncel yaymlan tarayarak ilgili ko-
nularda milletvekılini bilgilendirmek. Ay-
nca milletvekilinin ihtiyaç duyduğu konu-
lan araştırmak. Danışmanlann üniversite
mezunu olmalan gerekiyor. Kadın millet-
vekillerinin danışmanlan genelde kadın.
Bazılan erkek danışman ile çalışmayı ter-
de hizmetleri görülen kütüphane miidü-
rü AIi Rıza Cihan, kütüphanenin amacı-
nın yasama çabşması yapan millehekille-
rine bilgi ve betge sağlamak olduğunu söy-
lüyor. Bu kütüphanede gerek koleksıyonu-
nun niteliği ve nicelıği açısından, gerek
çalışanlann kalitesı açısından en iyi şekil-
de hizmet üretildiğini söylemek mümkün.
Burada klasik kütüphanecilik hızmetleri-
nin ötesinde çalışan bir de araştırma biri-
Odalar süreklı olarak özel nedenlerle zi-
yarete gelen vatandaşlarla dolu. Milletve-
killeri görünüşte çok meşgul, ama kuşku-
suz bu çalışma.değil adeta gizli işsizlik.
Kadın milletvekilleri ziyaretçilerine bir
yandan olağanüstü nezaket gösteriyor. bir
yandan bu durumdan yakınıyorlar. Örne-
ğin DSP Amasya Milletvekili Gönül Sa-
ra>. " Ya öleceğim. ya bir şeyler vapacağım.
Ölmek benim için çalışamamak anlamına
geliyor* şeklinde konuşuyor.
• Milletvekillerinin makam odalannda
kendilerine yardımcı olarak özel sekre-
cih etmış. Danışmanlann, mezun olduk-
ları okullara ve her konuda birikim sahi-
bi olamayacak kadar genç olmalanna ba-
karak kadın konulannda ciddi araştırma-
lar yapabileceklerini düşürunek zor.
• Meclis'te ûlkemiz için gurur kayna-
ğı olacak nitelikte bir kütüphane var. Ko-
leksiyonunda 300.000 kitap ve 60.000 sü-
rekli yayına sahip olan TBMM kütüpha-
nesi, ülkenin en büyük ikinci kütüphane-
si ve bilgisayar ortamında çalışan yegâne
bilgi bankası. Kütüphanenin çağdaş ülke-
lerle boy ölçüşebilecek düzeye gelmesin-
mı var. Araştırma biriminin çalışanlan.
ûzerinde yasama çalışması yapılan konu-
larda milletvekilleri adına yerli ve yaban-
cı ka\ naklan en geniş şekilde irdelev ip so-
nuçlara varacak raporlar hazırlamakla
vükümlü. Yanı bilgiye ulaşmak isteyen
her milletvekili, ıstediğikonuyla ilgılipa-
rametrelerı bildirerek tüm verıleri elde et-
me imkânına sahip. Araştırma binminde
sosyal birimlerin her dalından uzmanlar
bulunuyor. Kadın araştırmalan uzmanı
olarak eğitim almış kimse yok. Birimin
koleksiyonu incelendiğinde, kadın konu-
sunda 1992'den bu yana 4 adet kısa çalış-
ma yapıldığı görülüyor.
Seçilen kadınlar, kadınlarla ilgili so-
runlardan yalnız kendilen değil. tüm ka-
dın kuruluşlan ve tüm aydınlann müşte-
reken sorumlu olduğunu düşünüyor ve bir
dayanışmanın özleminı duyuyorlar. Özel-
likle kadın sorunlanna eğilen kumluşlar-
la bilgi alışverişinin yararlı olacağına ina-
nıyorlar. Örneğin DSP'li kadın milletve-
killeri, aşağı yukan u
Her zaman kadın
çevrelerinden gelecek bilgüerden yararia-
nabiliriz. Bta yönlendirsinter" şeklinde
konuşuyorlar. ANAP Îstanbul Milletve-
kili Nesrin Nas. "Kadın kuruhışlan bize
gönüllü danışmanbk yapmalı" diyor.
DYP'nın deneyimli milletvekili AvferYJ-
maz. "Kadın sorunlanna esilmi'j kadın
kuruluşlan, bir soru> u irdelevip > asal ola-
rak incekdikten sonra, sonuç bildirgeterin-
de yapılması gereken kanun değişiklikle-
rini işaret ederek Meclis'teki kadınlarla
dnaiogiçinegirerterseyararbolur" diyor.
Aynca bir ortak çalışma modeli önererek
"Geçmiş dönemleri bırakjp bu dönem or-
tak bir çalışma başlatabüiriz. Hemen ko-
şamayız, ama belkibu dönem yaptşmayı
gerçekleştirebiliriz. Öncetanışır,daha son-
ra küçük gruplar oluşturarak sonınlan
bir sonuca bağla\acak şekilde tarbşınz.
Sonınlan öncelik sırasına kovup bir bireie
almak. konulan dağıtmamak önemli. Bir
piramidin tepesinden başla>ıp tabana ya-
\ılır gibi giderek daha çok sonına ei ata-
biliriz" diyor. Diğer kadın temsilciler de
bu dönemde işbirliği yapmanın olumlu
sonuçlardoğuracağına inanıyorlar. Örne-
ğin ANAP Milletvekili Nesrin Nas. bu
dönemde kadın sorunlan konusunda ya-
pılacak girişimlenn Meclis'te fazla birdi-
rençle karşılaşmayacağını düşünüyor ve
"Bu seçimlerde partiler kadını keşfetti.
Meclis'te bazı kadın konulan gündeme ge-
tirilebilirse erkek üyelerin buna kulakla-
nnı bkaması o kadar kolay değil" diyor.
Genel olarak bakılırsa, kendilerinden
kadmlann temsilcisi olması beklenen ka-
dın milletvekillerinin bu konulardaçaiışa-
bilmeieri için u\ gunortamlan >ok. destek-
leriyok. Kısacası kadın milletvekillerinin
işleri zor. Her şeye rağmen, ülkenin de-
mokratikleşmesi ve çağdaşlaşması adına
kadın haklan konusundaki çabalann de-
vam edeceği ümit ediliyor.
BİTTİ
IRMIK /AYDIN ENGİN
Yangın Yoksa İtfaiye
Ne Yapacak?
Anlaşıldı. önümüzdekı
günlerde PKK kadrolanyla il-
gili pek çok haberpkuyaca-
ğız. PKK içinde, Öcalan'ın
çağrısına verılen yanıtlar ve
âenecek tutumlar üstüne bir
dizi aynntı ile karşılaşacağız.
"PKK'nın şahınlerinden Ce-
mal Bayık 'He' dedi, ama 'I-
ıh' dergibi 'He' dedi" yorum-
haberienne, 'güvercinler' ka-
nadından Murat Karayı-
lan'ın deyip ettikleri eklene-
cek. Dahası, 1 Eylül'e doğru
PKK'nin dağ kadrolannın 'ül-
keyı terk etme' haberleri or-
talığı kaplayacak. Ve bütün
bunlann hıç önemı olmaya-
cak... PKK, askeri terimler ve
askeri bakış açılarıyla açıkla-
namayacak bir 'yol dönü-
mö'nde. 'Şiddeti mücadele
yöntemı olarak benımsemış'
bir örgüt manevra yapmıyor;
kendi varlığını karara bağla-
manın sancılannı yaşıyor, ya-
şayacak. Daha kestirme bır
deyimle PKK, kendı varlığını
sürdürme ya da sürdürme-
me kararı verecek.
Mücadeleyi sılahların
namlusunun ucunda aramak
PKK'nin temel politıkası, ey-
temlerinin ekseni, omurga-
sıydı. Öcalan'ın reddettiği.
sona erdirilmesi için çağnda
bulunduğu işte budur ve bu,
PKK'nin vartığının sona erdi-
rilmesiyle hemen hemen
eşanlamlıdır.
"Hemen hemen" dedik.
Hemen hemen. çünkü, ku-
ruluşundan kısa süre sonra
Kürtlerin siyasal temsılinde
iddia sahıbi, irili ufaklı 'öteki'
Kürt örgütlerini tasfıye eden
PKK, şımdi kendıni tasfiye
ediyor. Bu kolay olmayacak.
Kürtlerin siyasal temsılinde
bundan sonra kımın, neyin
söz sahibi olacağı, bugün u-
cu açık bir sorudur. PKK
kadrolannın, özellikle dağ
kadrolannın çeyrek yüzyıllık
siyasal yaşam deneyleri si-
lah sıkmak. asken tenmlerle
• konuşmak, askeri mantıkla
düşünmekten ibaretti. Öca-
lan'ın PKK'ye biçtiği yeni yö-
nelimde bu kadroların ayak-
ta kalıp kalamayacaklarını
kendilen bile bugünden kes-
tiremezler.
PKK bu zorlu, bu yakıcı
sorunu yaşayacak. Zikzak-
lar, gefgitler, duraksamalar,
ürküntüler birbirini izleyecek.
Öcalan'ın çağnsının somut
anlamı, 'TC devletinin düş-
manı ndan 'TC devletinin
yurttaşı' olmaya açılan sü-
reçtir. Yurttaşlığı 'TC devle-
f/'nin nüfus kâğıdını taşımak
değil, 'TC devletı'nı demok-
ratik bir cumhuriyete, bir hu-
kuk devletine dönüştürmek
için etkinlik göstermek ola-
rak kavranırsa, PKK'deki
olası bir dönüşümün zorluk-
lan daha iyi anlaşılır. PKK bu-
nun üstesinden gelebilecek
mi? Soruyu kendilen yanıtla-
yacaklar. Türk ve Kürt aydın-
lann bu konuda onları yürek-
lendirmeleri, desteklemelen
iyidır; ama etkilemeleri. yön-
lendirmeleri mümkün değil.
PKK, kendi kaderini kendi
tayin edecek!
• • •
Peki, Türkiye Cumhuriye-
ti devletinin dizgınlerini elın-
de tutan siyasal kadroları,
üniformah, üniformasız bü-
rokrasisi ne yapacak?
ÖcaJan'ın çağrısından bu
yana "Devlet pazaıiık yap-
maz" vurgusundan öte pek
bır yönelım gözlemedik.
"DeWef pazaıiık yapmaz"
demenin ise "Su ıslaktır" de-
mekten daha derin bir ıçen-
ği yok. Ister cam kafese tıkı-
lıp ıdama mahkûm edildiğin-
den can korkusu sardığı için,
ister 25 yıl sonra, yani bağış-
lanmayacak kadar geç bir
bilınç sıçramasıyla, ister baş-
ka çare kalmadığı için, ister
şunun için, ister bunun için,
Öcalan, silahlı mücadeleye
son verme çağnsı yaptı. Bu
satırlar yazıldığı ana kadar P-
KK'nin siyasal kanadı ERNK
de, silahlı kanadı ARGK de
Öcalan'ın çağnsına uyacak-
lannı ilan ettiler. Eğer sözle-
rini tutarlar ve sözlerini din-
letebilirlerse bu ayın sonun-
dan itibaren Güneydoğu'da
yeni bir dönem başlayacak.
Bıktırmacasına yineleye-
lim: Bu, daha önceki 'afeş-
kes' ilan ve çağrılarından ni-
telikçe farklı bir dönemdir.
Devlet, istese de pazarlık
edemeyecektir. Çünkü pa-
zarlığın öteki tarafı aradan
çekiliyor. Çekilince de, sayı-
lan on binlerle ölçülen ve
maliyetlerı mılyar dolarlarla
hesaplanan köy koruculan-
nın, aşiretlerini korucuaşire-
tine' dönüştürüp her ay yük-
lü paralan cebe ındiren aşi-
ret ağalarının, 'olağanüstü
hal tazminatı' ile maaşlannı
katlama olanağı bulan özel
timcilerin, bölgenin her mili-
metrekaresine yerleştirilmış
askerlerin, jandarmaların da
varlık nedenleri ortadan kal-
kıyor. Dahası, savaş rantla-
nyla beslenen zifin karanlık
güçler de ıster istemez şid-
detli bır zemin kaymasına
uğrayacaklar.
Bir başka deyişle Türki-
ye'nin önünde zengin bir si-
yasal, demokratik, ekono-
mik olanaklar açılıyor.
Pazarlık muhabbetini bir
yana bırakıp, o güne. bu ye-
ni döneme hazırlıksız yaka-
lanmamanın hesabını yap-
mak daha akıllıca değil mi?
aenginy doruk.net.tr.
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN
LnıvcraBn^ Sa|lık Bılımlen. fen Bıiimkn te Süfc Eâden ErMüûsûnûı jjjjıia bdmlen Yüksek Laaib ve Mû-
cı almacaknr
S\fiLIXBİUMLERİE>STİT(St
KONTENJA.NLAR
TClyrıklı VıhnalynUı LESruıTiri
\raom
\iulrak toı
BöknmeısDıyetetık
fctenmc Bılımıetı
Bnobtatıstık
Bi)okımya'
Bıyofarmasâtik ve Fıırrakokınetik
CemhııDıs'
10
Dıyeteok
Dofnm-K»lınSa^. veHast. Herrtjirelröı 3
Eczacılık Temel Bılımler
Endodofto|LXşı 4
ÇoaAGehjHnveEjram»"
10
1
3
10
1
4
3
12
i.
10
5
2
Ev Idaresj v
Fıraalolojı
Faımakoenoa
FITKMOİİ Bıyateboloji
Famasotıt Kımya
Fırmasötik Teknolo|i
Famasödk Tobıkolojı
Fızık Tetfavı ve RetabılıusHm
HalkSjŞlı&HemsırdtŞı
Hem^ıelık HıaiEtlen Yöaetma
HıslelojhEmbmolojı
lcHaselıklanHemsıretıŞı
kanivopjlmoner Rehabıteyvn 1
KurumEvldaresı
Mıkrobiyoloji " 2
Odyolojı ve Kcnupa Bozuklukkı
OralDaa»zvsRıdvoloji(Dısl 2
OrtodontMDyl 2
PedotontılDısl 2
PerodonlolojılDiş) 3
ProtezlDişl 6
Proe-Onc-Bıomdurnk 2
3
1
2
2
1
SosvalPedıaln"'"" 1
NûmsyOTvtMöabolızma"""" 2
tmrâiolojı"'""" 1
llen Nörolojık BiiımkT I
Temel Nörolojik Bılımler 1
Nötoflekırofizyotojı 1
RadyasyoBTedavisı Fizıîn ePlan
KansCT tpıdcrrayolo)isj
KanserBıvokımvası
45
45
45
45
45
45
45
45
45
45
45
45
45
45
45
45
45
45
45
45
45
50
50
45
45
45
45
Anabılım Dalıru ajtor
" Çevrc Hekımlı|ı Programına Tıp FaküEsı Mezunlanndaıı Tababet Uzmanlık TûaiŞûne göre Dahlıye. Pedum.
Hılk Sailıjı ve Aıle Hekımiıgı dallarada uzmaolıgmı aimış olaniar Süjvurabıhr
'" Çıvuk Gdijjmı ve FSıHraı Prograrrraa yabuıa aılı Ingılızce obn adaylann hs^unıian kabol edılecebır
Doklmyabasiıııvıl adavbnn KPOSden60 [Hiar almı^ olımkı eerekmebedv
"" S # k RJrtm PrapamımTç Fakûltesı. Saglıkia lleılı Dön Yıllık Yübdokul veya Fakûite üsas Meaelan
bbuledılır
'"" Aıle Sağlığı ProCTmma ba^vuncak adıvlıra tıp doklonı obmlın te yabmcı uyndJu adavm Tûrtçe İHİmelen
gerekmekıedır
" " " LFcneukProsraıraubaiv-uı^akada.vünntıpdoktonıolıiHİargerekmekiftiır
'"*••• So^al Pedıatn Programna Başraracak adavbnn çocuk sağltgı ve taalıkian uznam. yabancı uyrukJu
*la\lann Tûıkçe bılmden gcreknekıedi'
•"•••" \ûins>to<i ve Meobotızm pn^mını tuy.uracak ıdaylano tıpioklora oinalaa vabancı uvnilunSıytam
Türkçe bılmdcn gerekmekleJır.
"••••«•« Irtunûnolojı Pragnmı dokıorav-a to^vmak nbyimıı opdctoru vevı yüksek hsıns bıyolojı mezumıolnHlıa
yüM( 'ısaıs! hajvurjcak adavlann fen fakûltesı bıvoloji böKJmû mcnmı olmlan şe^kıtckıedır
FENBİLİMLERİE,NSTİTİISİ
50
45
45 UlvnkJa
\|açı^ten Endûstn Mühendjslıgı
BılgısayarBılımlen Mübemfclı|ı
^ Bıyoky
Bıyoınüfaendtslik
ÇevTeBüımfcn
Elektrikve Elektronık Mûhenısbjı
Onaö^eam Fen ve Maıematık Alan |**'l
45
45
45
45
Bülm.
37
10
50
6
V.Miı.
5
5
10
7
40
10
15
Mtnt
3
3
10
3
10
45
45
45
SaŞiıkEğmmı'"'
Saiiık Ymeümı
Saşlık Kunımkn Vöreomı
Spor fız\oterapcJİi£i
Spor H«tımisğı
Spor Bılımlen ve Teknolojıs
Tedavı (Diş)
Tükencmıı Efıtm v
Toksıkolojı
Topiu Beslenrae Sislemieri 10
1
45
45
45
45
45
45
45
45
.
-
45
45
.
45
45
45
45
.
_
-
-
-
.
45
50
-
50
-
50
50
50
50
50
50
50
50
50
50
.
-
45
45
45
45
45
45
45
45
45
8
GidaMOhendıslığı - 15 5
Ijtanstıkl""! 20 - 5
JeobjiVütendıslıgıı'l • 39 12
Kımval") 20 - 10
KımyaMOİKtHfelığJ - 20 10
Maden Muto«ıeı - 18 10
Vbtenatık 15 - 10
NİAICCT Encnı Mihendıslıtı ,"l • 10 5
ı'ı Jeokqı Mülmdıslıgı AnabılımDalı'naaıt 11 Yüksek Mütendtsük ıle 3 adetdokton koueqam ludrojcolap
nıühendblıeı proşramna aımr
I") NûklcerEnerjı Mühendıslıgı ve Kımva ABabılım Dallanmlaegffimyalnıza İngılızce olarak yapılrakaJır
I*") Oraögrctırrı Fen ve Nfatanaök AlanlaranabılnndıJıncka40koMea)aji lezsız VÜILSCK. lcjrb proşram n;ın aynlmiîtır
I"*') isıaosnk Anahhm Dalı'ra an 6 adeı bıîrm uzmanlı|ı ktnieşaıı abüervı progmnmaımr
NLFUS F.TÎTLERİ ENSTtrîSİ
V*iekLiaii Deklon
TebikDemografi o 3
Ekodoml ve Sosval Demografi 12 3
SAĞLIK BİLIMLERİ ENSİTÛSİ'
Müraauttanhkn 20 EylCB-1 Ekım 1999
YabanciiMsııuvlanti! 05 Eİım 1999
Yabancı dıl sınav ^ n Saac 1000
Yabancı cfal sınav ven H.L Yabmı Dıllet YûksekOkıılu Dersttlm BeyBpe
Mobltaısımtanhı 0M7 Ebm 1W
Mûraaatta ıstaıılen belgeler I- Adayiann. alLısas başvımılanoda lısaos dıploması. doktonı tevunılanftia tısans Y. ü-
sansdifHomasının ooayiı fotokopısı. b) Lısans ve yüksek lı^ans noı oralamaMnın ve nansknpOnın oaayiı fotokopısı. c) LES
puao belgesı (ouylı fotokopısıl ıbölûmlenr. ıstemı$ olduklan LES ptıan rüni kentenjan lısıcsındc belıralmıştır.) d) Refenns
iKtaıbu. e) Yûksek lısans veyadokunyapma ısle|mm geıekçdenm betııta koanpozısyı». 0 Nû&scüzdanı önıe|L g) Bır
aJet Iıtaşraf ile. Enaıtü Ojrena tşkri Bûrosumşa&enbı$v<jruyapdraa gerebnebalır.
2- Yıteı dıl ve Inlım smavlaraıda tejsnlı sayıtouk i<ac tm ootan Yâkset Lisans acbybn İÇİEIen ız 6ft IOO'OIL dottonı
adavlan ıçın en az
7
ft 100'nu alnalan serelur
3- loşüzce. Frart.uca ve Aimanca düknndeo tnnndevapılrnjuluslararası sandarm bıryabana dıl sımvıodaTOEFL-500.
IELTS-5.İ CPE-C ve KPDS-tO puaı alan vt sıoav <«auc belgesı bes >ıldan eskı obrnyan adavlaryabancı dıl gmj sınavla-
nndanmuaftutulurlar
4- Temel üp dalbnna mûıacaat edeceklerıcın LES belgesı venne kabul ettılen temel tıp puanı göstenrbeige [temel np puanı
(5(1) npa uzmanlıksnBvındatmeltşbılımienl böiûrraİDdeseJdeediJenstaBdBtpiBnısO7tenK)(ıpbilımlen Q bölûHBD-
den eldeedılen standan puanıp 0 3 ıleçarpıiarak loplanması ıle eldeedılır ı
H?l Btl.İMI.ERİ ENSTtTt'SC'
SP(4\TARİHİVEYERİ
ıHıtuııcıBİI 8Eylûll999BrtodeH.C YabancıDıllerYfibekOtoılumfitıdacyafKİaobır.
bj Miltkat 9-IÖ Eyiûl 1999 onhlen arasında ılgılı .Anabılım Dalı tanfmdaıı yapıiacaknr
c) Gın> Miuıın; kazanın adaytam listesı fen bılımlen enstdûsû ilanpanosuna asılaaktır
Be> vıidanestıolmayanulusjarasısondamabırIngılızcesmavıgdacgecernoıaJaslannbelşelenenstıtüvönenrnkuruhıkararry-
la "İngılızce YettriıkSınavı" yenne sayıUhlır Söz konusubelgelerıçm en azseçtrnodar TOER-500. İELTS- 5 5. CPE-
CKPDS^Odır
SCRSETfTLERİENSTİTÎSÎ
Basvınıltr Suuv Tarihltri
13-24 Eylûl 19*9 27-30 Evlûl 1999
V*:YabancıDılSıııaviHÛ Yabana DıllerYûksekOkuhıaratîndan yapıLacakbr GOTUI tnto bclüm staeriıtateuliıi-
abtlır
MİRACAAnA İSTENİLEN BELGELER:
Mezunıyeıbelgesı Ianaylı fotokopısı>. rraosknpı (onaylı fotokopısıI: LES BdgesL nûfuscüzdau surei 2 fotoçraf: 2 referans
mektubu(ümversıte hocilanaiml
Bîsm 37583
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Seçkinler...
Insanoğlunun (ve de elbette insankızının), bildi-
ğimiz en eski tarihinden beri, kimi "seçkinler" ol-
duğu gibi, seçkin olduğunu zanneden kimileri ol-
muştur.
Geçmişin seçkinleri; genellikle, soylular ve "kah-
ramanlar" idi. Bazen de, sanat ve bilim insanlan
seçkinler arasında sayılırdı. Ve elbette "rvhban-
lar", seçkinlerin en önde gelenleri idi.
Bütün bir insanlık tarihi boyunca, halklann en-
sesine çöken asalak "hanedanlann" ve "soylula-
rın", 20. yüzyılın sonlarında da, bir anlamda itibar
görmesini anlayabilmem mümkün değil. Ama in-
sanı anlamak çok zor. Tozu kalmamış imparator-
luklann sözde soylularının hâlâ ilgi görmelerini na-
sıl açıklayabiliriz ki?..
Aslında işin en doğrusunu ataJanmız söylemiş.
"Şeyh uçmaz, müritleri uçurur" demişler. Gerçek-
ten kimilerinin kendilerini "seçkin" saymalan ya da
"ayncaltklı" saymalan, ancak başkalarının onlan
seçkin ve ayrıcalıklı saymalanyla mümkündür. Fa-
kat nedendir bilinmez; bazı insanlar, başka bazı
insanlan seçkin ve ayncalıklı görmekten pek hoş-
lanırlar.
• • •
Günümüz dünyasında, "seçkinler" arasına gir-
menin çok farklı yollan var. Ünlü bir sporcu, med-
yada pariayan bir yıldız, hemen seçkinler arasın-
da yer alır.
Türkiye'de, kaliteli bir fahişe ya da yakalanma-
mayı beceren bir kaçakçı da seçkinler arasına gi-
riverir. Çok ilginçtir ki, dünya çapında bir bilim in-
sanımız, toplum tarafından pek tanınmaz ve de-
ğerlendirilmezken, karga sesli bir sözde şarkıcı
hanım, sırf güzel bacaklı olduğu için bu toplumun
ilgi odağı olabilir. Bunun suçu halkımızda mı, yok-
sa halkımızın kafasını altüst eden kitle iletişim
araçlannın yönetıcilerinde mi, bilemiyorum. Ama
bir gariplik olduğuna kuşku yok...
Kitle iletişim araçlarının "pompalamasr bir ya-
na, günümüzde "seçkin" olmaya giden asıl yol,
"para"dan geçiyor. Bu, Türkiye'de de böyle,
ABD'de de böyle, Çin'de de, Uganda'da da...
• • •
Eski (sözde) sosyalist ülkelerde komünist par-
tisi üyesi olmak, "seçkin" sayılmak için yeterli bir
özellikti. Ancak, zaten belli "özellikleri" ve "başa-
nlan" olmayan insanlan partiye üye yazmazlardı.
•••
Seçkinlik, kimi zaman "elitizm" kavramı olarak
karşımıza çıkar. Ve çok ilginç bir biçimde, "elit te-
orileri", demokrasi teorisi içinde yer bulur ve eli-
tizmi, demokrasinin özel birtürü olarak değerien-
diren siyaset bilimciler bile vardır.
Oysaki "elitizm", "totalitarizmin" başlangıcını
oluşturur ve özellikle "sağ totalitarizmin ", yani "fa-
şizmin" kökeninde, "kendinden menkul" bir eli-
tizm vardır.
• • •
Faşizm, belli bir ırkın diğerlerine karşı üstünlü-
ğü varsayımına dayanan, "sapık" birideolojidir. Ve
tüm dünyayı kana bulayan 2. Dünya Savaşı son-
rasında faşizm, Almanya ve Italya dahil, tüm dün-
ya devletleri tarafından nefretle kınanmış ve bir
"insanlıksuçu"olarak isimlendirilmiştir. Eskifaşist
devletlerin bu konudaki samimiyetlerinin tartışıl-
ması gerekse bile...
Fakat kendini "seçkin" ya da "ayncalıklı"sayan
herkesin faşist olmadığı da açıktır. Ancak korka-
rım böylelerinin sonu da, faşizmden başka birşey
değildir.
•••
Faşizm bir yönüyle sosyalizmin "zıddıdır", bir
yanryla da demokrasinin zıddıdır. Sosyalizm adı al-
tında, bir başka türden "totalitarizmin" yaşama
geçirilebileceğini gördük. Fakat demokrasi içinde
"elitizm", gerçekten büyük bir "çarpıtmadır". Ve
böyle bir çarpıtma, insanı eninde sonunda faşiz-
me götürür.
•••
Demokrasi, pek çok konularda, insanlar ara-
sında mutlak bir eşitliğe dayanır. Hiç kuşkusuz,
demokrasi içinde insanlar arasında nitelik farkla-
n vardır ve bu farklar ayncalıklar doğurabilir. Fa-
kat iş, "vatandaşlık" noktasına gelince, "hak ve
sorumluluklar" açısından hiçbir farklılık olamaz.
Kendini demokrat olarak tanımlayan pek çok in-
san tanınm ki, kendilerine, olmadık "üstünlükler"
ve "ayncalıklar" vehmederler. Ve bu "vehimlerini"
kabul etmeyen insanlan da, "anlayışsızlık've "bil-
gisizlikle" suçlar ve eleştirirler. Bu türden arka-
daşların eninde sonunda varacaklan nokta fa-
şizmdir. Bu noktaya, belki de pasif olarak, çoktan
varmışlardır...
Bir demokraside hiç kimse, kendinde ayrıcalık
görmez, görmemelidir. Bu işin tanımı böyle...
Bîr ekmek
Cuınhupıyot
Hergûnküflcıgereksmimüiizin koruyucu torhası
Cumhuriyet Kitap Kulubü reyonlarmda
« CumhurrytK
._. kitap kulûbû
24 SAAT >Ö1ETÇİ KİTAPÇI: «212 SU II 1İ HER İŞLEM Blü TELEFOMA