20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYTA CUMHURİYET 5 AĞUSTOS 1999 PERŞEMBE HABERLER AvukatMethı Narin'e beraat • İstanbul Haber Servisi- Hazırladığı "Komplo Sürüyor' başlıklı kitapçıkta, Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel'in de aralannda bulunduğu bazı kamu görevlilerini hedef gösterdiği iddia edilen avukat Metin Narin, hakkında açılan davanın ilk oturumunda beraat ettı. tstanbul 3 No'lu DGM'deki duruşmada savunmasını yapan Nann. Yüksel'in, Ankara Barosu avukatlanndan Zeki Rûzgar hakkında. "yasadışı örgüte üye olmak' suçundan dava açtığını anımsattı. Bu davayı özetleyen ve mesleki dayanışma için meslektaşlarının durusmalara katılmalannı isteyen bir davetiye bastırdığını ıfade eden Narin, Yüksel'i hedef gösterme gibi bir niyeti olmadığmı bildirdi. Mahkeme heyeti. 'suçun unsurlan oluşmadığı' içın oybirliği ile Narin'in beraatine karar verdi. Arıkan serbest bırakıldı • İstanbul Haber Servisi - Uyuştunıcu kullandığı gerekçesıyle, yeni devraldığı Ortaköy'deki "Garden 74" adlı lculübün açılış gecesinde polis tarafindan gözaltına alınan Saffet Ankan dün savcılık tarafindan serbest bırakıldı. Ankan yaptığı açıklamada, "'sosyete kuyumcusu" olarak tanınan Atık Berberoğlu'nun ifadesinde ismı geçtiği için gözaltına ahndığını belirtti. Kaçak operasyonu• Haber Merkezi - Edirne'nin Lalapaşa ilçesinde. önceki gün güvenlik kuvvetleri tarafindan Bulgaristan sınınndan Türkiye'ye yasadışı yollardan giriş yaparken yakalanan 7'si çocuk 15 soydaş, bugün Bülgaristan'a iade edılecek. Öte yandan Tekirdağ'm Marmara Ereğlisi ilçesinde, 29 Afganistan uyruklu ile bu kişileri para karşılığında smırdan geçirmek isteyen 5 Türk yakalandı. Yeni terminal • tstanbul Haber Senisi - Atatürk Havalimanf nda yapımı süren Yeni Dış Hatlar Terminali'nin 2000 yılının ilk aylannda hizmete gireceği belirtildi. Terminalin yapımmı üstlenen Tepe-Akfen-Vie (TAV) konsorsiyomu yetkilileri yaptığı açıklamada. 30 ay gibi kısa bir sürede tamamlanması planlanan terminalin yılda 15 milyon yolcuya hizmet vereceği bildırildi BektPik kesintisi • İstanbul Haber Senisi - Türkiye Elektrik Anonim Şirketi'ne (TEAŞ) ait boğaz enerji geçiş hattındaki tel çekme çalışmalan nedenıyle Sanyer İşletme Müdürlüğü bölgesindeki bazı semtlere, pazartesi günü 14 saat süreyle elektrik verilemeyecek. 06.00-20.00 saatleri arasında elektrik alamayacak semtler şunlar: Sanyer Yeni Mahalle. iskele ve Kavaküstü caddeleri, Rumelikavağı ve. civan, Rumelikavağı Mezarlık mevkii. askeri bölge. Telli Baba. Askeri Dinlenme Tesisleri ile Havantepe ve Astsubay Orduevi. DÜZELTME Gazetemızin dünkü arka sayfasındaki 'Tasarı, hay- van haklarını korumu- yor' başlıklı haberde. Ba- ğımsız Hayvan Platformu Sözcüsü Emel Yıldız'ın soyadı Yıldınm olarak di- zi lmiştir." Düzeltiriz. Dershane yetkilileri ÖSS sınav sorulannın dinci dershanelere sızdınldığını ileri sürüyor Kıışkıı yaratan başarıİZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Din- cı dershanelerde kurs gören öğrencilerin ÖSS'deki başansının arkasında, sorulann bu kesime sızdınlmasının yattığı öne sûrüldü. Dinci kesimin, organize yapısı ile eğitim sis- temindeki belirsizlik ve boşluklardan çok iyi yararlandığına dıkkat çekildi. Bu kesi- min, Türkiye çapında başanlı öğrencileri be- lirleyerek ücretsız eğitim ve para yardımı gi- bi vaatlerle bu öğrencileri kendisine cektiği vurgulandı. Dinci dersbanelerin, kendi öğrencilerinin ÖSS'de derece almalannı "reklam araa" olarak kullanmaları. dershanecilik sektörün- de tartışma başlattı. Dinci sermaye kapsa- mındakı dershanelerin "en başardı" öğren- cileri kendilerinin yetiştirdiklerine yönelik propagandasına tepki gösteren diğer dersha- neler. bu izlenimin yaratılmasına medya or- ganlannın da alet olduğunu öne sürdüler. Batı Deshanelen yöneticisi Ramazan Kara- kale, dinci sermaye kapsammdaki okul ve dershanelerin, Türkiye genelinde başanlı öğrencileri belirleyerek, ailelerinin çoğu or- ta halli ya da yoksul olan bu çocuklan üc- retsiz eğitim, bannma ve burs gibi cazip va- atlerle kendilerine çektiklerini söyledi. Din- ci sermayenin, devletın bıraktığı boşluğu doldurduğunu, devletin sahip çıkması gere- ken yoksul ve başanlı çocuklann bu kesim tarafindan elde edilmeye çahşıldığını kayde- den Karakale. dinci dershanelerin ÖSS'de başanlı görünmesinin de doğru olmadıgını belirterek şu görüşlere yer verdi: "Çokgûç- Ifi maU oianaİdan ve organize yapüan saye- sinde eğitim ve sınav sistemindeki betirsiziik- lerden ve boşluklardan çok iyi vararianıyor- lar. Yoksa eğitim öğretinün kalitesi bakırrun- dan daha iyi değüler. Örneğin, ağırukh orta- öğretim başan puanının sınavdaki etkisine iüşkin yorumlama gücünü tabanaçok kotav yaydılar ve bunu kuflandılar. Oğrencilerine okul değiştirterek avantaju obnalarun sağla- dıiar.Organizasyon açısuıdan çok başanhlar. Deshanelerini diğer kavnaklanndan sübvan- se ediyor olabilirter. Yavınlannı çok ucuza mal ediyorlar. Sahip olduklan televizyon ka- nau. gazete ve dergilerie reklamlannı çok iyi yapıyoriar. Oysa OSS 2 ve 3'üncûieri Ue Fen liseİeri sınavında 1 ve 2,'lerin bizden çıkoğı, ne yaak ki medyada kendme haber olarak yer bulamadır Sonuç Dershanesi öğretmenlerinden Hakkı Karadeniz, sorulan çahndığı için ÖSS sınavının iptal edilmesi olayında yanıt bekleyen sorular olduğuna dikkat çekerek "Sınav sorulannın yukandan sızdınldığı ve bunu önceden haber alan istihbarat örgütie- rinin uvansıyla sınavlann iptal ediktiği kanı- sındaviz. Stzdmlan sorulann da dinci kesi- min dershanelerinde sınavlara haarlanan öğrencüere verüdiğine, bu yöntemle başan kazanarak dereceye giren öğrencilerin de dershane rekiamlannda kuDanıldığı düşûn- cesmdeyiz" dedi. Karadeniz. sözlerini şöyle sürdürdü: "İstanbul bahiyatFakültesi'ndekiodadan torbalannjüetfe kesilerek çahndığı açıklana- rak iptal edilen ÖSS sınavmda karanhkta ka- lan sorular v-ar. ()la> polisiye olsav dı çoktan açığa çıkanlırdı. Fakülteye giden öğrend sa- yisı beUiçahşan personel bellL Bu yönde yay- guılaşunhp derinleştirflecek soruşturmayla olay kolayca aydmlatüırdL Bizûn kanımiT, sorulann yukandan dinci kesimin deneti- mindeki dershanelere ve buradaki öğrenci- lere sızdınldığı vönündedir. Bu sızdırma ola- yının daha önceden istihbarat örgütterince öğrenikiiğini ve bundan sonra da sınavlann iptal edildiğini dûsünüyoruz." MECLIS'IN KADINLARI / 3 CHP baraja takılınca... F azilet Partisi'nde, "Erkeklerin olduğu yerde kadının yönetici olmasına İslamın müsaadesı yoktur" şeklindeki düşüncelere inanıldığı biliniyor. FP'nin kadın milletvekillerinden beklediği hizmet, "türban" sorununu Meclis'e taşıyarak, TBMM'ye şeriat unsurlannın yerleşmesi için kapıyı aralamalanydı. FP milletvekili Oya Akgönenç GÜRGÜNSAY ~ Fazilet Partisi'nde, -Erkeklerin olduğu yerde kadının yönetici ol- masına İslamın rnüsaadesi yok- tur" şeklindeki düşüncelere ina- nıldığı biliniyor. Bu parti, kadın- lan Meclis'e taşırken herhalde ka- dınlar da karar alma mekanizma- lannda yer alsın, ülke yönetimine kalılsın diye düşünülmeli. FP'nin kadın milletvekillerinden bekledi- ği hizmet, "türban" sorununu Meclis'e taşıyarak, TBMM'ye şe- riat unsurlannın yerleşmesi için kapıyı aralamalanydı. CHP de Meclisimize kadın temsilci kazan- dıran partilerden biri olarak sayı- labilir. Sosyal demokrat ideoloji, eşitlik ve adalet ilkelerine dayan- dığı için tüm dünyada kadınlar da- ha çok sosyal demokrat partiler ta- rafından Meclis'e taşınır. Başka bir deyişle. bir sosyal de- mokrat parti Meclis'e girdiğinde, daha çok kadın Meclis'e girme şansı elde eder. Türkiye'de ise dünyada göriilmemiş bir şey oldu. Bir sosyal demokrat partinın yüz- de 10 ülke barajına takılarak Mec- lis'e giremeyişi, kadınlara Mec- lis'e girme şansı yarattı. Diğer partiler tarafindan aday listelerin- de kritik sıralara yerleştirilen ka- dınlar, CHP'nin baraja takılması sayesinde seçildiler. DSP, MHP ve DYP'den seçilen kadınlann bir kısmı bu şekilde seçilmış oldu. Genel olarak seçim kampanya- sı dönemıne bakıldıgında, bütün kadın adaylann benzer şartlarda çalıştıgı görülüyor. - Seçilen kadınlann büyük ço- gunlugu, parti örgütleri tarafindan organize edilen propaganda faali- yetlerine katılmış. Gece gûndüz demeden, köy köy dolaşarak yo- ğun şekilde çalışrruşlar. Bir kısmı, örneğin DSP Bilecik MilleUekili Sabahat Vardar, Bilecik'te DSP örgütü olmadığmdan. "Bağunstz aday gibi çalıştım. Pek çok kadın bu kadar ağır çahşmayı kaJdıra- maz" diyor. - Seçilen kadınlar seçim kam- panyalan döneminde hiçbir kadın kuruluşundan destek alrnamış, ka- dınlardan yardım görmemişler. T ürkiye'de ise dünyada görülmemiş bir şey oldu. Bir sosyal demokrat partinin yüzde 10 ülke barajına takılarak Meclis'e giremeyişi, kadınlara Meclis'e girme şansı yarattı. Diğer partiler tarafindan aday listelerinde kritik sıralara yerleştirilen kadınlar, CHP'nin baraja takılması sayesinde seçildiler. G ece gündüz demeden, köy köy dolaşarak yoğun şekilde çahşmışlar. Bir kısmı, örneğin DSP Bilecik Milletvekili Sabahat Vardar, Bilecik'te DSP örgütü olmadığmdan, "Bağımsız aday gibi çahştım. Pek çok kadın bu kadar ağır çahşmayı kaldıramaz" diyor. DSP tniDtevekih Sabahat Vardar ANAP milletvekili Nesrin Nas - Kampanyalarda kullandıklan propaganda söylemleri partileri- nin sloganlan doğrultusundaymış. Kadın seçmene yönelik hiçbir söylem kullanılmamış. Kadın seç- men talep etmemiş, kadın adaylar da kadınlara özel bir vaatte bulun- mamış. ANAP istanbul Milletve- kili Nesrin Nas, "Genelekonomik konulan konuştuk. Ekonomik so- runlar o kadar ağır basıvor ki ko- nulan başka bir düzfcme çekemi- yorsunuz" diyor. - Seçilen kadınlar kampanya döneminde 2 milyar ile 10 milyar TL arasmda değişen miktarlarda para harcamışlar. Sadece birkaçı fazla para harcamış. Örneğin DSP Amasya Mılleu ekılı Gönül Saray, "10 mD)ar; harcadığun miktar ya- runda komik kahr" diyor. Çünkü Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir kadın milletvekili çıkaran Amasya'da çok sayıda minibüs, telefon ve 100 kadar yardımcının masrafrnı üstlenerek bölgesindeki 129 köye defalarca ulaşması ge- rekmiş. - Seçilen kadınlann hepsi kam- panya döneminde iki ay gibi kısa bir süre ıçinde çok yoğun olarak çalıştıklannı ifade ediyorlar ve bu nedenle seçildiklerine inanıyorlar. Bazı1an kadın seçmenden oy al- dıklannı düşünüyor. Örneğin D- SP Amasya Milletvekili Gönül Saray. "Ben köy kökenlhim. Köy- den yetiştim ve şimdi kendi şirke- timle uluslararası tkaretyapan bir kadın güişimciyim. Sergilediğim bu geüşme köydeki kadmlann ve genç kızlann özkmi. Herhalde bu nedenle kadınlar erkekkrden giz- li olarak kulağıma egilip bana oy vereceklerini sö.viedfler" diyor. A- ma genelde, partilerine yöneltilen oylar sayesinde seçildikleri kana- atindeler. Özetlersek, kadınlann temsilci- si olması ümit edilen kadın millet- vekillerinin seçilmesinde siyasi partiler hayati rol oynuyor. Parti- , lerin kadın adaylarda hangi nite- liklen aradığına bakıldığında, hiç- bir partinin kadınlan temsil ede- cek nitelikteki, yani kadın sorun- D SP Milletvekili Gönül Saray, "Ben köy kökenliyim. Köyden yetiştim ve şimdi kendi şirketimle uluslararası ticaret yapan bir kadın girişimciyim. Sergilediğim bu gelişme köydeki kadınlann ve genç kızlann özlemi. Bu nedenle kadınlar kulağıma eğilip bana oy vereceklerini söylediler" diyor. DSP MiUetveküi Gönül Saray lan konusunda uzman kadmlan Meclis'e taşımadığı görülüyor. Buna ek olarak, toplumdaki ka- dmlann siyasetçilerden kendi hak- lan konusunda hiçbir talebi yok. Dahası, ülkemizde sayılan 200'e yaklaşan ve tüzüklerindeki amaç maddesinde kadın haklannın sa- vunulacağı yazılı olan kadın kuru- luşlan, seçim dönemlerinde ka- dınlann siyasal haklan ile ilgili ge- lişmelere seyirci kalıyorlar. Bu da- ğınık şartlarda, demokratikleşme adına adeta sembolik ve göster- melik olarak 22 kadın Meclis'e ta- şınmış bulunuyor. Şimdi bu ka- dınlardan, ümitsizce, kadmlann temsilcisi olmalan bekleniyor. Günümüzde çağdaş ülkelerin parlamentolannda kadın haklan- nın etkinlikle korunduğu görülü- yor. Bunun nasıl başanldığını araşûnp ders almak gerek. Örne- ğin siyasal katılımı ve siyasal gö- revleri neredeyse erkeklerle eşit oranda paylaşan Norveçlı kadınla- nn başan çızgısı incelendığınde, meclislerinde bizdeki gibi çok az sayıda kadın bulunduğu dönem- lerde bambaşka bir yol izledikleri görülüyor. tzlenen yolda kadın ku- ruluşlan başrolü oynamış. Kadın kuruluşlan ilk önce toplumdaki kadınlan siyasal açıdan bilinçlen- dirme çalışması yapmışlar. Kadın- lar, kadın kuruluşlannda sıyasetçi olarak yetişmişler. Seçim dönemlerinde kadın ku- ruluşlan siyasi partilere kendi adaylannı empoze etmişler ve se- çim öncesinde ülkenin bütün ka- dın kuruluşlan birleşerek kadın adaylan desteklemek için kam- panyalar düzenlemişler. Bu çalış- malar sonucunda. görülmemiş sa- yıda kadm meclise taşınmış ve se- çilen kadınlar gerçekten kadınla- nn temsilcisi olmuşlar. Kısacası, Norveç'teki kadın milletvekilleri kadınlar sayesinde seçildiler ve toplumun yansını oluşturan ka- dınlann uğradıklan adaletsizlik- lerin giderilmesi uğruna çahştılar. Norveç toplumundaki kadmlar eğitim hizmetlerinden, sosyal gü- venlik hizmetlerinden ve iş ola- naklanndan eşit yararlanabilme- ye başladılar. Demokrasi o ülke- lerde böyle gelişti. SÜRECEK IRMIK / AYDIN ENGİN [email protected]. Sağlık Bakanlığı'ndan aldığım Yeşil Kart'ımı kaybettim. Hükümsüzdür. YAĞMUR DEMtlR Imralı'da dört duvar arasından Ab- dullah Öcalan bir çağn yaptı. Şöyle birgözatıp geçtiyseniz, alın elinize ka- lemi, satırtann altını çizerek bir kez da- ha okuyun. önemli bulmadıysanız, ku- suru kendinizde arayın, gene alın ka- lemi elinize ve satırlann altını çizerek bir kez daha okuyun: "...PKK'yi, 1 Eyiül 1999 taribinden itibaren silahlı mücadeleye son ver- meye ve güçlerinı banş için sınıriann dışına çekmeye çağınyorum..." Eğer bu çağnyı, "Apoyağh ilmekten boynunu kurtarmakiçin 'son çare'ye sığındı" diye değerlendiriyorsanız ya- zık! Tutunuz ki Öcalan'ı can korkusu sarmıştır; tutunuz ki o da örgütün bu çağnyı benimseyip benimsemeyece- ğini yüreği küt küt atarak beklemek- tedir; tutunuz ki çağn örgütün bir ke- şimince benimsenecek, bir kesimi ise Öcalan'ı reddedip "savaşa devam" di- yecektir... Bu olasılıklann hiçbiri Öcalan'ın çağ- nsının, bütün taraflar için yakıcı öne- mini azaltmıyor. PKK üyeleri yada yandaşlan için bu çağn, yaklaşık 25 yıllık bir sürecin so- nu demektir. PKK, bugüne dek iki kez yapılan "ateşkes çağrılan", devlet umursamadıgı için "tek taraflı ateşkes ilanlan" ile karşılaştırılamayacak bir gelişme ile karşı karşıyadır. Öcalan, silahlı mücadeleye "ara ver- Bu, Öcalan'm Sınavı Değil! me" değil, "son verme" çağnsı yapı- yor. Bu, PKK'nin kuruluş nedeninin ve PKK'nin doğduğu günden bu yana benimsediği mücadele yönteminin kesin reddi demektir. Lice kırlannda bir ağaç altında top- lanıp "TC Devleti'ne karşı silahlı mü- cadele başlatmaküzere bir örgütkur- ma" karan alanlar, kısa sürede onlara katılan, eline Kalaşnikovu alıp dağa çı- kanlar, o günlerdeyirmi yaşlannda de- likanlılardı. Bugün 45 yaşındalar. Kimi- leri 50'yi devirdi. Bu 25 uzun ve kanlı yıl içinde Türki- ye, 12 Eylül'ü yaşadı; dünya "duvar"\r\ yıkılışına tanık oldu; Sovyetler Biıiiği çöktü; sosyalist sistem dağıldı. 1917'de başlayan "sosyalizm kunıcu- luğu" denemesi yenilgiyle noktalandı. Şimdi dünyanın bütün "sol" güçleri, yeni bir "sosyalizm kunıculuğu" için yol yöntem ararken bir yandan da kendi geçmişiyle hesaplaşıyor. hata- larından ve kazanımlanndan dersler çıkarmaya çabalıyor. Sıra PKK'de. Kürt halkının siyasal, ekonomik, küttürel, sosyal sorunlan- nın köklü çözümüne giden yolu, alışı- lagelmiş kolaycılıktan kurtularak "Kur- tuluş Kalaşnikovlann namlusundadır" sloganının dağlardaki yankısıyla es- rikleşerek değil, çeyrek yüzyıllık bir kü- çüktarihi, aklın ve bilimin süzgecinden geçirerek bir "ideolojik ve teorik he- saplaşma" günüdür. PKK bunun üstesinden gelebilecek mi; bu sınavdan yüzünün akıyla çıka- bilecek mi? Işimiz falcılık değil. Bilemeyiz. Ama Öcalan'ın "silahlı mücadeleye son verme" çağnsı, Cudi'nin ıssız koyak- lanna ulaştığt andan itibaren PKK'nin en genç ve en yaşlı, en acemi ve en deneyimli üyeleri için zoriu bir sınav başlıyor. Dağın doaığundan TC aske- rine kurşun sıkmaktan çok daha zor- lu bir sınav. Onurunu koruyarak, itiraf- çılığın utanç çamuruna bulanmadan "silahlarta verilmeyen bir mücadele- nin" yolunu yöntemini bulma, bunun gerektirdiği bilgi donanımını, siyasal kültürü edinme sınavı. Ama bu sınav salt PKK ve yandaş- lannın sınavı da değil. Konuya duyariı, sorunun çözümüne katkıda bulunma sorumluluğu taşıyan bütün Kürt ve Türk aydınlannın da sı- navı. Bu ülkenin Türk, Kürt, Marksist, Kemalist, liberal bütün aydınlannın... öcalan, Kürtsorununa "şahınce bir çözüm"öe ısrar edenlerin karşılığıydı, varlık nedeniydi. Öcalan'ı Kenya'da yakalayıp Imralı'da cam kafese otur- tarak zafer türküleri söyleyenler "kar- şıtlannı" etkisizleştirince kendi vaıiık nedenlerinin de etkisini yitirdiğini he- sapladılar mı bilemeyiz; ama şimdi öcalan'ın, "silahlı mücadeleye son verme" çağnsıyla birlikte, PKK'nin ya- nı sıra Türkiye'de Kürt sorununu zor kullanarak çözme iddiası ve saplantı- sındaki şahinler de varlık nedenlerin- den yoksun kalıyorlar. O yüzden "Kürtsorununun PKKso- runu olmadığı"n\ yıllardır inatla ve iti- lip kakılmayı göze alarak savunanlar da yeni bir sınavın eşiğinde. Kürt sorununun çözümünden ne anlaşılıyor ve bu, nasıl bir yaşam ger- çeğine dönüştürülecektir? Bu soru ideolojik derinlik, siyasal hünergerek- tiren bir yanıtlar dizgesi gerektiriyor. Yani zor ve zorlu bir sınav... Ama itiraf edelim ki sınavın en zor- lusu, Türkiye Cumhuriyeti devletinin Kürt politikalannı saptayan ve sapta- yacak poiitik kadroların, üniformalı, üniformasız yüksek bürokratlann önünde. Öcalan'ın çağnsının sonuçlannı, salt "Bakalım örgüt, başkanını dinleyecek mi? Bakalım örgüt bölünüp parçala- nıp güçsüzleşecekmi?'"umutve bek- lentisinln darlığına hapsederlerse ye- ni PKK'lerin doğuşunun dolaysız so- rumlulan onlar olacak. Böyle bir dargörüşlülüğün bedelini ise Türk'üyle, Kürt'üyle bütün Türkiye halkı ödeyecek... PERŞEMBE ORHAN BURSALI Geçmişe Bak, Geleceği Gör Türkiye'ye, toplumsal, ekonomik ve siyasi gelişmelere bakarak, iyimser mi yoksa kötüm- ser mi olmak gerek? Çeşitli gazetelerden yazar arkadaşların da olduğu bir yemekte, kötümser bir tablo çizmiştim. Bazı meslektaşlanm şiddet- le karşı çıktılar ve "Güzel gelişmelerden ömek- ler" verdiler. Kötümser tabloyu oluştururken çıkış noktam, Türkiye'nin sorunlarının büyüklüğü, zorluğu, ağırlığı ve sorunların üstesinden gelinemezliği vb. değildi. Türkiye'yi yöneten ve yönetmek için sırada bekleyen siyasi liderlerin, zor dönemlerde ve zor sorunlar karşısında gösterdikleri perfor- manstı (başanm). Bu başarımlarının iyi olduğunu söyleyebilir miyiz? Kişisel inancım: Türkiye dinamik bir ülkedir. Sorunlan ne kadar büyük olursa olsun, bunlan çözebilecek potansiyele sahiptir. Enflasyon mu? Kürt meselesi mi? Kötü dış itiban mı? Kredibilitesizliği mi? Vergi sorunu mu? Insan haklan mı? Karapara ekonomisi mi? Bilim ve teknikte geri kalmışlığı mı? Kaliteli insan yetersizliği mi? Köktendincilik mi? Ne? • • • Bunlann hepsi insani düzeyde ve özellikte ol- duklanna göre, Türkiye bu sorunlannı, hem de öncelikle kendi olanaklanyla; kendi insanına, kendi yurduna, kendi zengin kaynaklanna gü- venerek ve dayanarak çözebilir. Bunun tek önkoşulu, bu önemli sorunlan çö- zebilecek liderliğin var olmasıdır. Türi<iye'nin temel sorunu da, zor koşullann li- derlerini henüz ortaya çıkartamamış olmasıdır. Liderlik özellikleri, zor durumlarda gösterilen başanmla ortaya çıkar. Zor koşullar, liderin so- run çözme kapasite ve yeteneğini göstermesi açısından bulunmaz fırsatlardır. Çeşitli iktidar fırsatlarına rağmen, bugüne ka- dar hiçbir şey kanıtlayamamış siyasetçiler bu sorunlan çözemezler. Ne yazık ki siyasetçilerimiz, ancak olağan du- rumların insanları olduklarını gösterebiliyorlar. Güncel, günü bile kurtaramayan politikalann içinde boğulup gidiyorlar. Bu nedenle de ikti- darjan kısa ömürlü oluyor. Üstelik hiçbir sorunu çözemeden, sorunlan daha da ağıriaştırarak, iktidan sırada bekleyen diğer sıradan politikacı veya polttikacılara dev- rediyorlar. Durum böyle değil mi? ••• Şüphesiz iyimserliği ve kötümserliği, futbol takımı taraftarlığı gibi algılamamak gerekir. Çünkü her şey, doğası gereği, ne tam iyidir ne de tam kötü. "Tam I Eksiksizl Mükemmel" diye bir şey var mıdır ki? iyimserlik/ kötümsertik kavramlannın tartışıl- dığı ve konuşulduğu yerde, iyi gitmeyen şeyier var demektir. Bir gazeteci, kendi cebine giren paraya, ken- di çevresinin göreceli iyi kazancına veya sade- ce, ilişkide olduğu "iyi dunımdaki" veya "iktidar dunjmundaki" kesimlere bakarak "iyimser" ol- malı mı? Bakış açısı geniş tutulmazsa, veya bi- linçli olarak sürekli pembe gözlük kullanılırsa, kasıtlı olarak "sürekli iyimser" olunabilir. Tabii ki bu da bir tercihtir. Insan, kendi sağlığı, toplumun psikolojik sağlığı ve iktidar sahipleri- nin yararına ve onlann kişisel "ruhsal tedavileri için" de iyimser olunabilir. Türkiye'de iyi şeyier de oluyor. Bu iyi şeyleri sayarak bu sütunu doldurmak mümkün. İyi şeyier üzerine dizi yazı yazmak bile müm- kün. Dahası, bunlar yapılmalıdır da. Ama, bu tek tek iyi şeylerin, Türkiye'nin kangrenleşmiş ana sorunlannı çözemeyeceğini de bilmek durumundayız. Bu iyi şeylerin birikimiyle, on yıllar sonra, ül- kenin, ana sorunlannı çözebilecek bir doluluğa ulaşmasını bekleyecek vakti de ve ömrü de yok insanlann. Bankekspres'in devri Korkmaz Yiğit'in istemi reddedildi • İşadamı Korkmaz Yiğit'in bankadaki hisselerini kendi rızasıyla de\Tettiği belirtildi. Bankekspres üst yönetimi davanın görüldüğü mahkemenm, banka hisselerinin 3. şahıslara devrinin önlenmesi yönündeki tedbir talebini haksız bulduğunu açıkladı. EkoDomi Servisi - caret Mahkemesi'nin, Korkmaz Yiğit'in, Ban- banka hisselerinin 3. şa- kekspres'in tasarruf mev- duatı sigorta fonuna (TMSF) devir sözleşme- sinin iptaline ilişkin açtı- ğı dava, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tara- findan reddedildi. Banka üst yönetimi yaptığı açıklamada, Korkmaz Yiğit'in Ban- kekspres'teki hisselerini 12 Aralık 1998 tarihli de- vir sözleşmesiyle TMSF'ye kendi nzasıyla devrettiği, daha sonra da satışın iptali için dava aç- üğı belirtildi. Açıklamada. davanın görüldüğü 4. Asliye Ti- hıslara devrinin önlenme- si yönündeki tedbir tale- bini haksız buldugu be- lirtildi. Açıklamada şöyle de- nildi: "TMSF'ninverdiğice- vabı ve sunduğu beigeleri inceleven mahkeme heye- ti, sabşın yapılması için, Korkmaz Yiğit'in, davacı şirketieri temsilen Kırk- lareh 1. Noteriiği'nden ai- dığı vekâletnameye dik- kat çekerek davaa Kork- maz Yiğit Holding ve Korkmaz Yiğit İnşaat'm talebinin oybirliğivle red- dine karar verdi."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle