Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYTA CUMHURİYET 5 AĞUSTOS 1999 PERŞEMBE
HABERLER
AvukatMethı
Narin'e beraat
• İstanbul Haber Servisi-
Hazırladığı "Komplo
Sürüyor' başlıklı kitapçıkta,
Ankara DGM Cumhuriyet
Savcısı Nuh Mete Yüksel'in
de aralannda bulunduğu bazı
kamu görevlilerini hedef
gösterdiği iddia edilen
avukat Metin Narin,
hakkında açılan davanın ilk
oturumunda beraat ettı.
tstanbul 3 No'lu DGM'deki
duruşmada savunmasını
yapan Nann. Yüksel'in,
Ankara Barosu
avukatlanndan Zeki Rûzgar
hakkında. "yasadışı örgüte
üye olmak' suçundan dava
açtığını anımsattı. Bu davayı
özetleyen ve mesleki
dayanışma için
meslektaşlarının
durusmalara katılmalannı
isteyen bir davetiye
bastırdığını ıfade eden Narin,
Yüksel'i hedef gösterme gibi
bir niyeti olmadığmı bildirdi.
Mahkeme heyeti. 'suçun
unsurlan oluşmadığı' içın
oybirliği ile Narin'in
beraatine karar verdi.
Arıkan serbest
bırakıldı
• İstanbul Haber Servisi -
Uyuştunıcu kullandığı
gerekçesıyle, yeni devraldığı
Ortaköy'deki "Garden 74"
adlı lculübün açılış gecesinde
polis tarafindan gözaltına
alınan Saffet Ankan dün
savcılık tarafindan serbest
bırakıldı. Ankan yaptığı
açıklamada, "'sosyete
kuyumcusu" olarak tanınan
Atık Berberoğlu'nun
ifadesinde ismı geçtiği için
gözaltına ahndığını belirtti.
Kaçak
operasyonu• Haber Merkezi -
Edirne'nin Lalapaşa
ilçesinde. önceki gün
güvenlik kuvvetleri
tarafindan Bulgaristan
sınınndan Türkiye'ye
yasadışı yollardan giriş
yaparken yakalanan 7'si
çocuk 15 soydaş, bugün
Bülgaristan'a iade edılecek.
Öte yandan Tekirdağ'm
Marmara Ereğlisi ilçesinde,
29 Afganistan uyruklu ile bu
kişileri para karşılığında
smırdan geçirmek isteyen 5
Türk yakalandı.
Yeni terminal
• tstanbul Haber Senisi -
Atatürk Havalimanf nda
yapımı süren Yeni Dış Hatlar
Terminali'nin 2000 yılının
ilk aylannda hizmete
gireceği belirtildi.
Terminalin yapımmı üstlenen
Tepe-Akfen-Vie (TAV)
konsorsiyomu yetkilileri
yaptığı açıklamada. 30 ay
gibi kısa bir sürede
tamamlanması planlanan
terminalin yılda 15 milyon
yolcuya hizmet vereceği
bildırildi
BektPik kesintisi
• İstanbul Haber Senisi -
Türkiye Elektrik Anonim
Şirketi'ne (TEAŞ) ait boğaz
enerji geçiş hattındaki tel
çekme çalışmalan nedenıyle
Sanyer İşletme Müdürlüğü
bölgesindeki bazı semtlere,
pazartesi günü 14 saat
süreyle elektrik
verilemeyecek. 06.00-20.00
saatleri arasında elektrik
alamayacak semtler şunlar:
Sanyer Yeni Mahalle. iskele
ve Kavaküstü caddeleri,
Rumelikavağı ve. civan,
Rumelikavağı Mezarlık
mevkii. askeri bölge. Telli
Baba. Askeri Dinlenme
Tesisleri ile Havantepe ve
Astsubay Orduevi.
DÜZELTME
Gazetemızin dünkü arka
sayfasındaki 'Tasarı, hay-
van haklarını korumu-
yor' başlıklı haberde. Ba-
ğımsız Hayvan Platformu
Sözcüsü Emel Yıldız'ın
soyadı Yıldınm olarak di-
zi lmiştir." Düzeltiriz.
Dershane yetkilileri ÖSS sınav sorulannın dinci dershanelere sızdınldığını ileri sürüyor
Kıışkıı yaratan başarıİZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Din-
cı dershanelerde kurs gören öğrencilerin
ÖSS'deki başansının arkasında, sorulann bu
kesime sızdınlmasının yattığı öne sûrüldü.
Dinci kesimin, organize yapısı ile eğitim sis-
temindeki belirsizlik ve boşluklardan çok
iyi yararlandığına dıkkat çekildi. Bu kesi-
min, Türkiye çapında başanlı öğrencileri be-
lirleyerek ücretsız eğitim ve para yardımı gi-
bi vaatlerle bu öğrencileri kendisine cektiği
vurgulandı.
Dinci dersbanelerin, kendi öğrencilerinin
ÖSS'de derece almalannı "reklam araa"
olarak kullanmaları. dershanecilik sektörün-
de tartışma başlattı. Dinci sermaye kapsa-
mındakı dershanelerin "en başardı" öğren-
cileri kendilerinin yetiştirdiklerine yönelik
propagandasına tepki gösteren diğer dersha-
neler. bu izlenimin yaratılmasına medya or-
ganlannın da alet olduğunu öne sürdüler.
Batı Deshanelen yöneticisi Ramazan Kara-
kale, dinci sermaye kapsammdaki okul ve
dershanelerin, Türkiye genelinde başanlı
öğrencileri belirleyerek, ailelerinin çoğu or-
ta halli ya da yoksul olan bu çocuklan üc-
retsiz eğitim, bannma ve burs gibi cazip va-
atlerle kendilerine çektiklerini söyledi. Din-
ci sermayenin, devletın bıraktığı boşluğu
doldurduğunu, devletin sahip çıkması gere-
ken yoksul ve başanlı çocuklann bu kesim
tarafindan elde edilmeye çahşıldığını kayde-
den Karakale. dinci dershanelerin ÖSS'de
başanlı görünmesinin de doğru olmadıgını
belirterek şu görüşlere yer verdi: "Çokgûç-
Ifi maU oianaİdan ve organize yapüan saye-
sinde eğitim ve sınav sistemindeki betirsiziik-
lerden ve boşluklardan çok iyi vararianıyor-
lar. Yoksa eğitim öğretinün kalitesi bakırrun-
dan daha iyi değüler. Örneğin, ağırukh orta-
öğretim başan puanının sınavdaki etkisine
iüşkin yorumlama gücünü tabanaçok kotav
yaydılar ve bunu kuflandılar. Oğrencilerine
okul değiştirterek avantaju obnalarun sağla-
dıiar.Organizasyon açısuıdan çok başanhlar.
Deshanelerini diğer kavnaklanndan sübvan-
se ediyor olabilirter. Yavınlannı çok ucuza
mal ediyorlar. Sahip olduklan televizyon ka-
nau. gazete ve dergilerie reklamlannı çok iyi
yapıyoriar. Oysa OSS 2 ve 3'üncûieri Ue Fen
liseİeri sınavında 1 ve 2,'lerin bizden çıkoğı,
ne yaak ki medyada kendme haber olarak
yer bulamadır
Sonuç Dershanesi öğretmenlerinden
Hakkı Karadeniz, sorulan çahndığı için
ÖSS sınavının iptal edilmesi olayında yanıt
bekleyen sorular olduğuna dikkat çekerek
"Sınav sorulannın yukandan sızdınldığı ve
bunu önceden haber alan istihbarat örgütie-
rinin uvansıyla sınavlann iptal ediktiği kanı-
sındaviz. Stzdmlan sorulann da dinci kesi-
min dershanelerinde sınavlara haarlanan
öğrencüere verüdiğine, bu yöntemle başan
kazanarak dereceye giren öğrencilerin de
dershane rekiamlannda kuDanıldığı düşûn-
cesmdeyiz" dedi. Karadeniz. sözlerini şöyle
sürdürdü:
"İstanbul bahiyatFakültesi'ndekiodadan
torbalannjüetfe kesilerek çahndığı açıklana-
rak iptal edilen ÖSS sınavmda karanhkta ka-
lan sorular v-ar. ()la> polisiye olsav dı çoktan
açığa çıkanlırdı. Fakülteye giden öğrend sa-
yisı beUiçahşan personel bellL Bu yönde yay-
guılaşunhp derinleştirflecek soruşturmayla
olay kolayca aydmlatüırdL Bizûn kanımiT,
sorulann yukandan dinci kesimin deneti-
mindeki dershanelere ve buradaki öğrenci-
lere sızdınldığı vönündedir. Bu sızdırma ola-
yının daha önceden istihbarat örgütterince
öğrenikiiğini ve bundan sonra da sınavlann
iptal edildiğini dûsünüyoruz."
MECLIS'IN KADINLARI / 3
CHP baraja takılınca...
F
azilet Partisi'nde,
"Erkeklerin olduğu
yerde kadının yönetici
olmasına İslamın müsaadesı
yoktur" şeklindeki
düşüncelere inanıldığı
biliniyor. FP'nin kadın
milletvekillerinden
beklediği hizmet, "türban"
sorununu Meclis'e
taşıyarak, TBMM'ye şeriat
unsurlannın yerleşmesi için
kapıyı aralamalanydı.
FP milletvekili Oya Akgönenç
GÜRGÜNSAY ~
Fazilet Partisi'nde, -Erkeklerin
olduğu yerde kadının yönetici ol-
masına İslamın rnüsaadesi yok-
tur" şeklindeki düşüncelere ina-
nıldığı biliniyor. Bu parti, kadın-
lan Meclis'e taşırken herhalde ka-
dınlar da karar alma mekanizma-
lannda yer alsın, ülke yönetimine
kalılsın diye düşünülmeli. FP'nin
kadın milletvekillerinden bekledi-
ği hizmet, "türban" sorununu
Meclis'e taşıyarak, TBMM'ye şe-
riat unsurlannın yerleşmesi için
kapıyı aralamalanydı. CHP de
Meclisimize kadın temsilci kazan-
dıran partilerden biri olarak sayı-
labilir. Sosyal demokrat ideoloji,
eşitlik ve adalet ilkelerine dayan-
dığı için tüm dünyada kadınlar da-
ha çok sosyal demokrat partiler ta-
rafından Meclis'e taşınır.
Başka bir deyişle. bir sosyal de-
mokrat parti Meclis'e girdiğinde,
daha çok kadın Meclis'e girme
şansı elde eder. Türkiye'de ise
dünyada göriilmemiş bir şey oldu.
Bir sosyal demokrat partinın yüz-
de 10 ülke barajına takılarak Mec-
lis'e giremeyişi, kadınlara Mec-
lis'e girme şansı yarattı. Diğer
partiler tarafindan aday listelerin-
de kritik sıralara yerleştirilen ka-
dınlar, CHP'nin baraja takılması
sayesinde seçildiler. DSP, MHP ve
DYP'den seçilen kadınlann bir
kısmı bu şekilde seçilmış oldu.
Genel olarak seçim kampanya-
sı dönemıne bakıldıgında, bütün
kadın adaylann benzer şartlarda
çalıştıgı görülüyor.
- Seçilen kadınlann büyük ço-
gunlugu, parti örgütleri tarafindan
organize edilen propaganda faali-
yetlerine katılmış. Gece gûndüz
demeden, köy köy dolaşarak yo-
ğun şekilde çalışrruşlar. Bir kısmı,
örneğin DSP Bilecik MilleUekili
Sabahat Vardar, Bilecik'te DSP
örgütü olmadığmdan. "Bağunstz
aday gibi çalıştım. Pek çok kadın
bu kadar ağır çahşmayı kaJdıra-
maz" diyor.
- Seçilen kadınlar seçim kam-
panyalan döneminde hiçbir kadın
kuruluşundan destek alrnamış, ka-
dınlardan yardım görmemişler.
T
ürkiye'de ise dünyada
görülmemiş bir şey
oldu. Bir sosyal
demokrat partinin yüzde 10
ülke barajına takılarak
Meclis'e giremeyişi,
kadınlara Meclis'e girme
şansı yarattı. Diğer partiler
tarafindan aday listelerinde
kritik sıralara yerleştirilen
kadınlar, CHP'nin baraja
takılması sayesinde
seçildiler.
G
ece gündüz
demeden, köy köy
dolaşarak yoğun
şekilde çahşmışlar. Bir
kısmı, örneğin DSP
Bilecik Milletvekili
Sabahat Vardar,
Bilecik'te DSP örgütü
olmadığmdan, "Bağımsız
aday gibi çahştım. Pek çok
kadın bu kadar ağır
çahşmayı kaldıramaz"
diyor.
DSP tniDtevekih Sabahat Vardar
ANAP milletvekili Nesrin Nas
- Kampanyalarda kullandıklan
propaganda söylemleri partileri-
nin sloganlan doğrultusundaymış.
Kadın seçmene yönelik hiçbir
söylem kullanılmamış. Kadın seç-
men talep etmemiş, kadın adaylar
da kadınlara özel bir vaatte bulun-
mamış. ANAP istanbul Milletve-
kili Nesrin Nas, "Genelekonomik
konulan konuştuk. Ekonomik so-
runlar o kadar ağır basıvor ki ko-
nulan başka bir düzfcme çekemi-
yorsunuz" diyor.
- Seçilen kadınlar kampanya
döneminde 2 milyar ile 10 milyar
TL arasmda değişen miktarlarda
para harcamışlar. Sadece birkaçı
fazla para harcamış. Örneğin DSP
Amasya Mılleu ekılı Gönül Saray,
"10 mD)ar; harcadığun miktar ya-
runda komik kahr" diyor.
Çünkü Cumhuriyet tarihinde ilk
defa bir kadın milletvekili çıkaran
Amasya'da çok sayıda minibüs,
telefon ve 100 kadar yardımcının
masrafrnı üstlenerek bölgesindeki
129 köye defalarca ulaşması ge-
rekmiş.
- Seçilen kadınlann hepsi kam-
panya döneminde iki ay gibi kısa
bir süre ıçinde çok yoğun olarak
çalıştıklannı ifade ediyorlar ve bu
nedenle seçildiklerine inanıyorlar.
Bazı1an kadın seçmenden oy al-
dıklannı düşünüyor. Örneğin D-
SP Amasya Milletvekili Gönül
Saray. "Ben köy kökenlhim. Köy-
den yetiştim ve şimdi kendi şirke-
timle uluslararası tkaretyapan bir
kadın güişimciyim. Sergilediğim
bu geüşme köydeki kadmlann ve
genç kızlann özkmi. Herhalde bu
nedenle kadınlar erkekkrden giz-
li olarak kulağıma egilip bana oy
vereceklerini sö.viedfler" diyor. A-
ma genelde, partilerine yöneltilen
oylar sayesinde seçildikleri kana-
atindeler.
Özetlersek, kadınlann temsilci-
si olması ümit edilen kadın millet-
vekillerinin seçilmesinde siyasi
partiler hayati rol oynuyor. Parti-
, lerin kadın adaylarda hangi nite-
liklen aradığına bakıldığında, hiç-
bir partinin kadınlan temsil ede-
cek nitelikteki, yani kadın sorun-
D
SP Milletvekili
Gönül Saray, "Ben
köy kökenliyim.
Köyden yetiştim ve şimdi
kendi şirketimle uluslararası
ticaret yapan bir kadın
girişimciyim. Sergilediğim
bu gelişme köydeki
kadınlann ve genç kızlann
özlemi. Bu nedenle kadınlar
kulağıma eğilip bana oy
vereceklerini söylediler"
diyor.
DSP MiUetveküi Gönül Saray
lan konusunda uzman kadmlan
Meclis'e taşımadığı görülüyor.
Buna ek olarak, toplumdaki ka-
dmlann siyasetçilerden kendi hak-
lan konusunda hiçbir talebi yok.
Dahası, ülkemizde sayılan 200'e
yaklaşan ve tüzüklerindeki amaç
maddesinde kadın haklannın sa-
vunulacağı yazılı olan kadın kuru-
luşlan, seçim dönemlerinde ka-
dınlann siyasal haklan ile ilgili ge-
lişmelere seyirci kalıyorlar. Bu da-
ğınık şartlarda, demokratikleşme
adına adeta sembolik ve göster-
melik olarak 22 kadın Meclis'e ta-
şınmış bulunuyor. Şimdi bu ka-
dınlardan, ümitsizce, kadmlann
temsilcisi olmalan bekleniyor.
Günümüzde çağdaş ülkelerin
parlamentolannda kadın haklan-
nın etkinlikle korunduğu görülü-
yor. Bunun nasıl başanldığını
araşûnp ders almak gerek. Örne-
ğin siyasal katılımı ve siyasal gö-
revleri neredeyse erkeklerle eşit
oranda paylaşan Norveçlı kadınla-
nn başan çızgısı incelendığınde,
meclislerinde bizdeki gibi çok az
sayıda kadın bulunduğu dönem-
lerde bambaşka bir yol izledikleri
görülüyor. tzlenen yolda kadın ku-
ruluşlan başrolü oynamış. Kadın
kuruluşlan ilk önce toplumdaki
kadınlan siyasal açıdan bilinçlen-
dirme çalışması yapmışlar. Kadın-
lar, kadın kuruluşlannda sıyasetçi
olarak yetişmişler.
Seçim dönemlerinde kadın ku-
ruluşlan siyasi partilere kendi
adaylannı empoze etmişler ve se-
çim öncesinde ülkenin bütün ka-
dın kuruluşlan birleşerek kadın
adaylan desteklemek için kam-
panyalar düzenlemişler. Bu çalış-
malar sonucunda. görülmemiş sa-
yıda kadm meclise taşınmış ve se-
çilen kadınlar gerçekten kadınla-
nn temsilcisi olmuşlar. Kısacası,
Norveç'teki kadın milletvekilleri
kadınlar sayesinde seçildiler ve
toplumun yansını oluşturan ka-
dınlann uğradıklan adaletsizlik-
lerin giderilmesi uğruna çahştılar.
Norveç toplumundaki kadmlar
eğitim hizmetlerinden, sosyal gü-
venlik hizmetlerinden ve iş ola-
naklanndan eşit yararlanabilme-
ye başladılar. Demokrasi o ülke-
lerde böyle gelişti.
SÜRECEK
IRMIK / AYDIN ENGİN aengin@doruk.net.tr.
Sağlık Bakanlığı'ndan
aldığım Yeşil Kart'ımı
kaybettim. Hükümsüzdür.
YAĞMUR DEMtlR
Imralı'da dört duvar arasından Ab-
dullah Öcalan bir çağn yaptı. Şöyle
birgözatıp geçtiyseniz, alın elinize ka-
lemi, satırtann altını çizerek bir kez da-
ha okuyun. önemli bulmadıysanız, ku-
suru kendinizde arayın, gene alın ka-
lemi elinize ve satırlann altını çizerek
bir kez daha okuyun:
"...PKK'yi, 1 Eyiül 1999 taribinden
itibaren silahlı mücadeleye son ver-
meye ve güçlerinı banş için sınıriann
dışına çekmeye çağınyorum..."
Eğer bu çağnyı, "Apoyağh ilmekten
boynunu kurtarmakiçin 'son çare'ye
sığındı" diye değerlendiriyorsanız ya-
zık!
Tutunuz ki Öcalan'ı can korkusu
sarmıştır; tutunuz ki o da örgütün bu
çağnyı benimseyip benimsemeyece-
ğini yüreği küt küt atarak beklemek-
tedir; tutunuz ki çağn örgütün bir ke-
şimince benimsenecek, bir kesimi ise
Öcalan'ı reddedip "savaşa devam" di-
yecektir...
Bu olasılıklann hiçbiri Öcalan'ın çağ-
nsının, bütün taraflar için yakıcı öne-
mini azaltmıyor.
PKK üyeleri yada yandaşlan için bu
çağn, yaklaşık 25 yıllık bir sürecin so-
nu demektir. PKK, bugüne dek iki kez
yapılan "ateşkes çağrılan", devlet
umursamadıgı için "tek taraflı ateşkes
ilanlan" ile karşılaştırılamayacak bir
gelişme ile karşı karşıyadır.
Öcalan, silahlı mücadeleye "ara ver-
Bu, Öcalan'm Sınavı Değil!
me" değil, "son verme" çağnsı yapı-
yor. Bu, PKK'nin kuruluş nedeninin ve
PKK'nin doğduğu günden bu yana
benimsediği mücadele yönteminin
kesin reddi demektir.
Lice kırlannda bir ağaç altında top-
lanıp "TC Devleti'ne karşı silahlı mü-
cadele başlatmaküzere bir örgütkur-
ma" karan alanlar, kısa sürede onlara
katılan, eline Kalaşnikovu alıp dağa çı-
kanlar, o günlerdeyirmi yaşlannda de-
likanlılardı. Bugün 45 yaşındalar. Kimi-
leri 50'yi devirdi.
Bu 25 uzun ve kanlı yıl içinde Türki-
ye, 12 Eylül'ü yaşadı; dünya "duvar"\r\
yıkılışına tanık oldu; Sovyetler Biıiiği
çöktü; sosyalist sistem dağıldı.
1917'de başlayan "sosyalizm kunıcu-
luğu" denemesi yenilgiyle noktalandı.
Şimdi dünyanın bütün "sol" güçleri,
yeni bir "sosyalizm kunıculuğu" için
yol yöntem ararken bir yandan da
kendi geçmişiyle hesaplaşıyor. hata-
larından ve kazanımlanndan dersler
çıkarmaya çabalıyor.
Sıra PKK'de. Kürt halkının siyasal,
ekonomik, küttürel, sosyal sorunlan-
nın köklü çözümüne giden yolu, alışı-
lagelmiş kolaycılıktan kurtularak "Kur-
tuluş Kalaşnikovlann namlusundadır"
sloganının dağlardaki yankısıyla es-
rikleşerek değil, çeyrek yüzyıllık bir kü-
çüktarihi, aklın ve bilimin süzgecinden
geçirerek bir "ideolojik ve teorik he-
saplaşma" günüdür.
PKK bunun üstesinden gelebilecek
mi; bu sınavdan yüzünün akıyla çıka-
bilecek mi?
Işimiz falcılık değil. Bilemeyiz. Ama
Öcalan'ın "silahlı mücadeleye son
verme" çağnsı, Cudi'nin ıssız koyak-
lanna ulaştığt andan itibaren PKK'nin
en genç ve en yaşlı, en acemi ve en
deneyimli üyeleri için zoriu bir sınav
başlıyor. Dağın doaığundan TC aske-
rine kurşun sıkmaktan çok daha zor-
lu bir sınav. Onurunu koruyarak, itiraf-
çılığın utanç çamuruna bulanmadan
"silahlarta verilmeyen bir mücadele-
nin" yolunu yöntemini bulma, bunun
gerektirdiği bilgi donanımını, siyasal
kültürü edinme sınavı.
Ama bu sınav salt PKK ve yandaş-
lannın sınavı da değil.
Konuya duyariı, sorunun çözümüne
katkıda bulunma sorumluluğu taşıyan
bütün Kürt ve Türk aydınlannın da sı-
navı. Bu ülkenin Türk, Kürt, Marksist,
Kemalist, liberal bütün aydınlannın...
öcalan, Kürtsorununa "şahınce bir
çözüm"öe ısrar edenlerin karşılığıydı,
varlık nedeniydi. Öcalan'ı Kenya'da
yakalayıp Imralı'da cam kafese otur-
tarak zafer türküleri söyleyenler "kar-
şıtlannı" etkisizleştirince kendi vaıiık
nedenlerinin de etkisini yitirdiğini he-
sapladılar mı bilemeyiz; ama şimdi
öcalan'ın, "silahlı mücadeleye son
verme" çağnsıyla birlikte, PKK'nin ya-
nı sıra Türkiye'de Kürt sorununu zor
kullanarak çözme iddiası ve saplantı-
sındaki şahinler de varlık nedenlerin-
den yoksun kalıyorlar.
O yüzden "Kürtsorununun PKKso-
runu olmadığı"n\ yıllardır inatla ve iti-
lip kakılmayı göze alarak savunanlar
da yeni bir sınavın eşiğinde.
Kürt sorununun çözümünden ne
anlaşılıyor ve bu, nasıl bir yaşam ger-
çeğine dönüştürülecektir? Bu soru
ideolojik derinlik, siyasal hünergerek-
tiren bir yanıtlar dizgesi gerektiriyor.
Yani zor ve zorlu bir sınav...
Ama itiraf edelim ki sınavın en zor-
lusu, Türkiye Cumhuriyeti devletinin
Kürt politikalannı saptayan ve sapta-
yacak poiitik kadroların, üniformalı,
üniformasız yüksek bürokratlann
önünde.
Öcalan'ın çağnsının sonuçlannı, salt
"Bakalım örgüt, başkanını dinleyecek
mi? Bakalım örgüt bölünüp parçala-
nıp güçsüzleşecekmi?'"umutve bek-
lentisinln darlığına hapsederlerse ye-
ni PKK'lerin doğuşunun dolaysız so-
rumlulan onlar olacak.
Böyle bir dargörüşlülüğün bedelini
ise Türk'üyle, Kürt'üyle bütün Türkiye
halkı ödeyecek...
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Geçmişe Bak,
Geleceği Gör
Türkiye'ye, toplumsal, ekonomik ve siyasi
gelişmelere bakarak, iyimser mi yoksa kötüm-
ser mi olmak gerek? Çeşitli gazetelerden yazar
arkadaşların da olduğu bir yemekte, kötümser
bir tablo çizmiştim. Bazı meslektaşlanm şiddet-
le karşı çıktılar ve "Güzel gelişmelerden ömek-
ler" verdiler.
Kötümser tabloyu oluştururken çıkış noktam,
Türkiye'nin sorunlarının büyüklüğü, zorluğu,
ağırlığı ve sorunların üstesinden gelinemezliği
vb. değildi.
Türkiye'yi yöneten ve yönetmek için sırada
bekleyen siyasi liderlerin, zor dönemlerde ve
zor sorunlar karşısında gösterdikleri perfor-
manstı (başanm).
Bu başarımlarının iyi olduğunu söyleyebilir
miyiz?
Kişisel inancım: Türkiye dinamik bir ülkedir.
Sorunlan ne kadar büyük olursa olsun, bunlan
çözebilecek potansiyele sahiptir.
Enflasyon mu?
Kürt meselesi mi?
Kötü dış itiban mı?
Kredibilitesizliği mi?
Vergi sorunu mu?
Insan haklan mı?
Karapara ekonomisi mi?
Bilim ve teknikte geri kalmışlığı mı?
Kaliteli insan yetersizliği mi?
Köktendincilik mi?
Ne?
• • •
Bunlann hepsi insani düzeyde ve özellikte ol-
duklanna göre, Türkiye bu sorunlannı, hem de
öncelikle kendi olanaklanyla; kendi insanına,
kendi yurduna, kendi zengin kaynaklanna gü-
venerek ve dayanarak çözebilir.
Bunun tek önkoşulu, bu önemli sorunlan çö-
zebilecek liderliğin var olmasıdır.
Türi<iye'nin temel sorunu da, zor koşullann li-
derlerini henüz ortaya çıkartamamış olmasıdır.
Liderlik özellikleri, zor durumlarda gösterilen
başanmla ortaya çıkar. Zor koşullar, liderin so-
run çözme kapasite ve yeteneğini göstermesi
açısından bulunmaz fırsatlardır.
Çeşitli iktidar fırsatlarına rağmen, bugüne ka-
dar hiçbir şey kanıtlayamamış siyasetçiler bu
sorunlan çözemezler.
Ne yazık ki siyasetçilerimiz, ancak olağan du-
rumların insanları olduklarını gösterebiliyorlar.
Güncel, günü bile kurtaramayan politikalann
içinde boğulup gidiyorlar. Bu nedenle de ikti-
darjan kısa ömürlü oluyor.
Üstelik hiçbir sorunu çözemeden, sorunlan
daha da ağıriaştırarak, iktidan sırada bekleyen
diğer sıradan politikacı veya polttikacılara dev-
rediyorlar.
Durum böyle değil mi?
•••
Şüphesiz iyimserliği ve kötümserliği, futbol
takımı taraftarlığı gibi algılamamak gerekir.
Çünkü her şey, doğası gereği, ne tam iyidir ne
de tam kötü. "Tam I Eksiksizl Mükemmel" diye
bir şey var mıdır ki?
iyimserlik/ kötümsertik kavramlannın tartışıl-
dığı ve konuşulduğu yerde, iyi gitmeyen şeyier
var demektir.
Bir gazeteci, kendi cebine giren paraya, ken-
di çevresinin göreceli iyi kazancına veya sade-
ce, ilişkide olduğu "iyi dunımdaki" veya "iktidar
dunjmundaki" kesimlere bakarak "iyimser" ol-
malı mı? Bakış açısı geniş tutulmazsa, veya bi-
linçli olarak sürekli pembe gözlük kullanılırsa,
kasıtlı olarak "sürekli iyimser" olunabilir.
Tabii ki bu da bir tercihtir. Insan, kendi sağlığı,
toplumun psikolojik sağlığı ve iktidar sahipleri-
nin yararına ve onlann kişisel "ruhsal tedavileri
için" de iyimser olunabilir.
Türkiye'de iyi şeyier de oluyor.
Bu iyi şeyleri sayarak bu sütunu doldurmak
mümkün.
İyi şeyier üzerine dizi yazı yazmak bile müm-
kün.
Dahası, bunlar yapılmalıdır da.
Ama, bu tek tek iyi şeylerin, Türkiye'nin
kangrenleşmiş ana sorunlannı çözemeyeceğini
de bilmek durumundayız.
Bu iyi şeylerin birikimiyle, on yıllar sonra, ül-
kenin, ana sorunlannı çözebilecek bir doluluğa
ulaşmasını bekleyecek vakti de ve ömrü de yok
insanlann.
Bankekspres'in devri
Korkmaz Yiğit'in
istemi reddedildi
• İşadamı Korkmaz
Yiğit'in bankadaki
hisselerini kendi rızasıyla
de\Tettiği belirtildi.
Bankekspres üst yönetimi
davanın görüldüğü
mahkemenm, banka
hisselerinin 3. şahıslara
devrinin önlenmesi yönündeki tedbir talebini
haksız bulduğunu açıkladı.
EkoDomi Servisi - caret Mahkemesi'nin,
Korkmaz Yiğit'in, Ban- banka hisselerinin 3. şa-
kekspres'in tasarruf mev-
duatı sigorta fonuna
(TMSF) devir sözleşme-
sinin iptaline ilişkin açtı-
ğı dava, Ankara 4. Asliye
Ticaret Mahkemesi tara-
findan reddedildi.
Banka üst yönetimi
yaptığı açıklamada,
Korkmaz Yiğit'in Ban-
kekspres'teki hisselerini
12 Aralık 1998 tarihli de-
vir sözleşmesiyle
TMSF'ye kendi nzasıyla
devrettiği, daha sonra da
satışın iptali için dava aç-
üğı belirtildi.
Açıklamada. davanın
görüldüğü 4. Asliye Ti-
hıslara devrinin önlenme-
si yönündeki tedbir tale-
bini haksız buldugu be-
lirtildi.
Açıklamada şöyle de-
nildi:
"TMSF'ninverdiğice-
vabı ve sunduğu beigeleri
inceleven mahkeme heye-
ti, sabşın yapılması için,
Korkmaz Yiğit'in, davacı
şirketieri temsilen Kırk-
lareh 1. Noteriiği'nden ai-
dığı vekâletnameye dik-
kat çekerek davaa Kork-
maz Yiğit Holding ve
Korkmaz Yiğit İnşaat'm
talebinin oybirliğivle red-
dine karar verdi."