Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 AĞUSTOS1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DEPREM
ABD'nin yardım koşulu Kıbns; AB, Türkiye'nin giimrük birliği fonlannı gönderecek; IMF ise 'olağanüstü kredi' aktaracak
Veıtliklei'nıi geıi alaeaklarSERKANDEMİKTAŞ
ANKARA - Marmara Bölgesi'ni yerle
bir eden depremin ekonomik yaralannın sa-
nlmasına yönelik olarak Türk hükümeti ile
irtibat kuran ABD, Avrupa Birliği (AB) ve
Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi ülke ve
kunıluşlann verecekleri paralar yardım gi-
bi gösteriliyor. AB, Türkiye'nin gümrük
birliğinden kaynaklanan haklannı "yar-
dnn" kapsamında vermek için Atina'nın
vetosunu aşmaya çalışırken IMF, vereceği
parayı geri alacak. ABD'nin yapacağı yar-
dmılar, Başbakan Bûlent Ecevit' in Eylül so-
nunda VVashington'a yapacağı ziyaret sıra-
sında ele alınacak Kıbns, Türk-Yunan so-
DYP'den öneri
'Depremyasası
çıkanlmalı'
ANKARA (Cumhuriyrt Bûrosu) - DYP, Mar-
mara Bölgesi 'ni yıkan deprem yaralannın sanl-
ması için özel bir yasa önerisi hazırladı. DYP
Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekind. TB-
MM'nin 1940"tan bu yana deprem olan bölge-
lere özel yasa çıkardığını anımsatarak, kendile-
rinın de "Mannara Bölgesi Deprern Yasa Öne-
ris"ni TBMM Başkanlığı'na sunduklannı bil-
dirdi. Hûkûmetin "ek deprem vergfeTni geri
çekmesini olıımlu karşıladıklannı belirten Ekin-
ci, "Hükümet bu tasanyı ekim ayında da Mec-
is'e getirmemeti. tümden çekmeüdir. Çünkü bu
vatandaşlardan geien vardımlarm da önünü ke-
secektir" diye konuştu.
runlan gibi konulardabağlayıcı olabilecek.
On binlerce kişinin yaşamrnı yitirmesi-
ne ve evsiz kalmasına neden olan depremin
ekonomik bilançosu kesinleşmeye başlar-
ken Türkiye, dûnya ülkelerinden ve ulusla-
rarası kuruluşlardan yardım almaya yöne-
lik çabalannı sürdürüyor. Depremin yarat-
tığı ınsanlık trajedisi karşısında hareketsiz
kalmayan dûnya ûlkeleri ve kuruluşlann tu-
tumlan "Türkiye'ye parayağacak" yorum-
lanna neden olurken, son yaşanan siyasi ge-
lişmeler, paralann göründüğü kadar kolay
şekilde gelmeyeceğini gösterdi. AB, zaten
Türkiye'nin gümrük birliği haklanndan
kaynaklanan l .075 milyar Euro'luk fonla-
nnı yardım adı altında vermeye çalışırken,
IMF "obğanüstü kredi'' adı altında Türki-
ye'nin kotasında yer alan ve geri ödemeli
325 milyon dolan vereceğini açıkladı. Hü-
kümetin ortanca ortağı MHP'li Devlet Ba-
kanı Tunca Toskay da dün ATO'da yaptığı
konuşmada. "KoşuDu geiecek parayı iste-
mryoruz" diyerek kaygısını dıle getirmişti.
Türkiye'ye ekonomik destekte buluna-
cak ülke ve kuruluşlann pozisyonlan şöy-
le:
ABD: ABD, Türkiye'ye yönelik herhan-
gi bir nakit yardımı konusunda henüz bir
miktar belirlemedi. Ancak gerek 6. Filo'yu
Marmara'ya göndermesi, gerekse de her
türlü ınsani yardım malzemesini anında
Türkiye'ye seferber etmesi açısından bü-
yük yardımlan oldu. Nakit para yardımı ko-
nusunda daha çok IMF ve Dünya Bankası
kuruluşlannı devreye sokması beklenen
ABD, bir yandan da ay sonunda Ecevit'in
Washington'a yapacağı ziyarete hazırlanı-
yor. Bu ziyarette en önemli gündem mad-
desi Kıbns sorununun çözümü. ABD'nin
-depremzedetere yönetik yardımı" kastet-
meden siyasi konularda taviz istemesinin
büyük olasılık olduğu kaydediliyor.
IMF: IMF, acil yardım fonu yerine ola-
ğanüstü kredi yardımı adı altında Türki-
ye'nin kotasının yüzde 25' inı oluşturan 325
milyon dolar aktanmını öngördü. Bu raka-
mın, Türkiye'nin kotasının yüzde 50'sine
kadar arttınlarak 650 milyon dolara çıkarıl-
ması isteniyor. IMF yetkilileri, bu konuyu
Eylül ayında Türkiye'ye yapacaklan ziya-
rette ele alaeaklar. Yüzde 25'i ekim ayında
geleceği açıklanan para, taraflar arasında
yapılacak görüşmelerle belirlenecek bir tak-
vimde geri ödenecek. Türkiye ile IMF ara-
sında yapılacak stand-by anlaşması ile ak-
tanlması öngörülen 4 milyar dolar civann-
daki kaynak, deprem felaketi nedeniyle ya-
şanan ekonomik sıkıntıya yönelik bir yar-
dım paketi gibi gösteriliyor.
AB: Deprem felaketi, Türkiye ile AB ara-
sındaki gerginleşen ilişkilerin ısıtılmasına
yönelik bir fırsat olarak değerlendirildi. AB
yetkilileri, Türkiye'nin 12. tam üye adaylı-
ğı konusunda görüş bildirmezken deprem-
zedelere her türlü yardımın yapılacağını
açıkladılar. AB'den şimdiye kadar gelen pa-
ranın miktan 2 milyon Euro. AB, Türki-
ye'ye yönelik ekonomik yardımlann geie-
cek hafta Finlandiya'da yapılacak dışişleri
bakanlan toplantısındakesinleştırecek. Bir-
çok AB ülkesi. Türkiye'nin 1996 yıluıda
gırdigı gümrük birliğinden kaynaklanan ve
toplam 1 milyar 75 milyon Euro'luk fonla-
nn Yunan vetosundan kurtanlmasını isti-
yor. Türkiye'ye yardım olarak gösterilen bu
para, Türkiye'nin 3 yıldır hak ettiği, ancak
alamadığı fonlann tümü. Yunanistan, insan
haklan, demokratikleşme, Kürt sorunu,
Kıbns sorunu ve Ege'de anlaşmazlıklar ne-
deniyle bu fonlara veto koymuştu.
Depremde öksüz ve yetim kalan çocuklar için binlerce aile başvuruyor ÜJŞKILERDE GELÎŞME
Evlat ectinmeye yasal güçlük tsmail Cem
Denetimler sürüyor
Metro inşaatinda
deprem hasan yok
tstanbui Haber Servisi- Marmara Böl-
gesi'ni sarsan, binlerce insanın ölümüne
ve çok sayıda binanın yıkımına yol açan
Kocaeli merkezli 7.4 büyüklüğündeki
deprem, Istanbul Metrosu'nda hasara
yol açmadı. Taksim - 4. Levent arasında
inşa edilen metroda yapılan incelemeler-
de hiçbir hasar meydana gelmediği belir-
tildi. Yetkililer, metrodaki çalışmalann
Istanbuldaki olası depremlere karşı ge-
reklı teknolojiyle donatıldığını, denetim-
lerin sürekli olduğunu belirttiler.
Bu arada Atatürk Havalimanı Dış Hat-
lar Terminal Binası ve Katlı Otopark Te-
sisleri'nin yapı çalışmalannın büyük öl-
çüde tamamlandığı ve bu kısımlarda bir
deprem hasanna rastlanmadığı kaydedil-
di.
i
CELALYILMAZ
İZMİR - Türkiye'nin bir-
çok ilindeki binlerce aile
deprem felaketiyle öksüz ve
yetim kalan çocuklan evlat
edinmek istemesine karşın,
yasa ve yönetmeliklerdeki
"gözetid ve denetfcyicr hü-
kümler bu istemin gerçekleş-
mesini güçleştiriyor.
tzmir'de son üç gün içinde
evlat edinmek için başvuran-
ların sayısmın 600'ü aştığı
belirtilirken, Türkiye'nin di-
ğer illerinden de aynı yönde
binlerce istek geldiği, yazılı
istemlerin değerlendirmeye
alındığı bildirildi.
"Evlat edbune" kavramı-
nın yasa ve yönetmeliklerle
çok aynnOlı biçimde düzen-
lendiğini belirten Sosyal
Hizmetler Izmir II Müdür
Yardımcısı Ayje Gülsen,
kimsesiz ve bakıma gereksi-
nimi olan çocuklann önce-
likli olarak yaşadıklan yöreden kopanlmamasına
özen gösterildiğini kaydederek, evlatlık verme ka-
rannda da bu öncelik ve kriterlerin göz önünde tu-
tulduğunu vurguladı.
Yaşam biçimi ve çevresel alışkanlıklann çocuk
psikolojisi açısından çok önem taşıdığına dikkat
çeken Gülsen, anne-babasını yitiren çocuklara ya-
kınlan ve akrabalannca da zaman geçirmeksizin
sahip çıkıldığmı söyledi.
Gülsen, evlat edinmek isteyenlerin evliliklerin-
Ailelerini kay beden çocuklar, sıcak bir yuvBnın özlemi içinde yaşamlannı sürdürii yor.
den çocuklannın bulunmaması, okur-yazar olma-
lan ve eşlerden birinin 35 yaşını geçmesi koşulu-
nun arandığını anımsatarak şu bilgileri verdi:
"Depremle gelen felaket halkı ayağa kaldınh.
Duygularv-oğunlaşu. Kimsesiz çocuklan evlatedin-
mek ya da bakımııu üstienmek amacıyla yüzlerce
başvunı geliyor. Henüz Izmir'e deprem bölgesin-
den gelen kimsesiz çocuk da yok. Burada dikkat
edflmesi gereken.çocuklann alışüğugörsefliğiyleal-
gdadığıçevreierinden koparümamasıdır. Bazen bir
çocuk için eski bir oyuncak.
yaşadıgı kentin bir parkında-
ki ağaç ber şeyden daha
önemlidir; ondan ayınrsamz
çocuğun ruhsal dengesinin
bozulmasma ve yaşama küs-
mesine neden olabilirsiniz.
Çünkü, çocuklar raftan ab-
nan bir eşya değiL, özenk gö-
zetilmesi, konınmasu egitü-
mesi ve büyütülmesi gereken
variıklardır.
Evlat edinilebilmesi yasa-
lann ve yönetmdiklerin sıkı
denetimi altmdadır. Bununla
birlikte 'koruyucu aile' kav-
ramı var. Bu daha rahat işle-
tilebilir. Annesi veya babası
depremde yaraiannuş, uzun
süreli terapi gerektirmekte-
dir.
Bu süreç sona erinceye ka-
dar bakıma muhtaççocuklar
ailelerin yanlanna verilebilir.
Ortada kalan evsiz barksız at-
leler ve çocuklan da bu yön-
temle yeterii sürede konuk
edilebilir. Ancak evlat edinme çok vönlü değerlen-
dirilmesi gereken bir olgu. Beklenmeyen olumsuz-
luklar yaşanabilir."
Evlat edinmek isteyenlerin çocuklann yasadık-
lan kentlerin sosyal hizmet il müdürlüklerine baş-
vurmalan gerektiğini de belirten müdür yardım-
cısı Ayşe Gülsen, koruyucu aile olmak için yasal
engel olmadığını, isteyenlerin çocuklan anneleri-
babalan veya aileleriyle birlikte alarak belli bir
süre konuk edebileceklerini belirtti.
Cirisimlere basladılar
DİSKdepremde
74 üyesini kaybetti
tstanbui Haber Servisi - Marmara'yı sarsan
deprem felaketinde DlSK'in toplam 74 üyesini
kaybettiği, çok sayıda üyesinden de henüz ha-
ber alınamadığı belirtildi.
DlSK'ten yapılan yazılı açıklamada, Lastik-
Iş Sendikası'ndan 44, Birleşik Metal-îş Sendi-
kası'ndan 10, Genel-İş Sendikası 'ndan da 20 ol-
mak üzere toplam 74 üyesini kaybettiği ve bir-
çok üyesinden hâlâ haber alınamadığı belirtildi.
Bilgisine başvurulan üyelerin yüzde 70'inden
fazlasının evlerinin yıkıldığı ya da otunılamaz
hale geldiği bildirildi. Deprem bölgesindeki iş-
yerlerinin yakınlannda oluşturulacak geçici ba-
nnma merkezlerinden birincisinin Kocaeli Kö-
seköy Pirclli tesislerinin yakınında kuruldufu-
nun belirtildiği açıklamada, "Genel Sekreter
Murat Tokmak başkanhğtndaki kriz masasunn
çalışmalan yerel yönemnlerle işbiriigi halinde
devam ediyor, Üyesi oMuğumuz ICFTU ve E-
TUC gibi uluslararası örgütferin yardımian ko-
nusundaTürk-İş,Hak-lşwKESK'leiHşkiyege-
çilınesi için girişimler başiatıhnıştır'' denildi.
Kurtarma çalışmalannda tartışma
' Yalova küçiilmezse
toparlanamaz9
LEVENT GEN
YALOVA - Yalova, Çmarcık ve
Karamürsel'de başlatılan hasar tespit
çahşmalan yeni tartışmalan da bera-
berinde getirdi. Deprem bölgesinde-
ki kriz merkezi yöneticilerinin kur-
tarma ve enkaz kaldırmadaki acele-
ciliği hasar tespitine de yansıyınca
deprcmzedelerle Bayındirhk ve Is-
kân Bakanlığı'nca görevlendirilen
bilirkişiler arasında sürtüşmeler ya-
şandı. Yalova Çevre Koruma Derne-
ği Başkanı Şükrü Kaya Dalkıbç, Ya-
lova'nın yeniden toparlanabilmesı
için küçülmesi gerektiğini söyledi.
"Yalova gereldrse yeniden 3çe yapd-
malı" diyen Dalkılıç, Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı YaşarOku-
yan'ın denize enkaz dökme ile ilgili
yaptığı "ÇED raponımuzvar" açık-
lamasını yalanladı. Dalkılıç, TM-
MOB Koordinasyon Merkezi'ne
verdiği raporda, molozlann dökül-
mesi ile ilgili şu iddiayı ortaya attı:
"TtGEM arazisi ile Donanma Te-
sisleri arasmdaki dolgu alanınm ÇED
raporu yoktur. lskeienin doğusunda-
Id marina ve hızh feribot bkeiesinin
ÇED raponınu alamayan bir idare,
hiç başlamadığı söz konusu enkaz
alanınm nasıl olup da ÇED raporu-
nualnuş?"
Dalkılıç, deprem sonrasmda Ya-
lova'nın yeniden yapılanmasında uy-
gulanacak yöntem ve planlamaya ka-
rar vermeden önce yapı sektöründe
beklenen olası rant pastasma yöne-
lik gerekli önlemlerin alınmasını da
istedi. Dalkılıç, Yalova'nın toparla-
nabilmesi için mutlaka küçülmesi
gerektiğini de savundu. Yalova ve il-
çelerinde başlatılan hasar tespit ça-
hşmalannın 'yasaksavma'ya dönüş-
tüğü, Bayındirhk ve Iskân Bakanlı-
ğı uzmanlannın trafik kazası raporu
gibi çöken binalarda suç oranı belir-
ledikleri depremzedeler tarafından
dile getirilince TMMOB bu anlayı-
şa ve yönteme karşı çıktı. TMMOB
2. Başkanı Celal Beşiktepe, bu fela-
ket sırasında trafik kazası raporu ve-
rir gibi rapor verilemeyeceğini, ola-
yın tüm boyutlannın irdelenmesi ge-
rektiğini söyledi.
17 Ağustos'ta kaderleri değişti
Kocaeli'de sılaya
dönüş başladı
AHMETKURT
Beidr Srtkı Erdogan, "Bininci
Gece" adlı şiirinde şöyle diyor:
"Sda burcuburcu,flkocağım/Ço-
hıkçocuk basretinde kucağım /Sa-
na her şeyimi anlatacağnn / Otur
başucuma. sor >a\aş yavaş»"
Bunlar göç şiirleridir. Yerini
yurdunu bırakıp başka yurtlarda
ocak kuranlann hasretleridir.
Göçmenlere hep Kocaeli kucak
açmıştı. Binbir umutlarta Anado-
lu'nun çeşitli illerinden gelenle-
re, Balkanlar'dan sürülenlere, ka-
çanlara, ata yurduna koşanlara.
Kocaeli'de hemşeri dernekleri-
nin sayısı o kadar artmıştı ki ilçe
dernekleri, hatta köy demekleri
bile peşi sıra kurulmaya başlamış-
tı. Türkiye'nin "en zengta" kenti
olarak kayıtlara geçen Kocaeli,
Arıadolu insanının umut kapısıy-
d». Kimme göre Kocaeli'de iş var-
dı, aş vardı, ev vardı, doktor var-
dı, olcul vardı.
Öyle bir gün geldi ki nürus kâ-
ğıdmda Kocaeli doğumlu olanla-
nn sayısı azınlığa düştü. Kocaeli,
Amerika'nın New York'u gibi ol-
muştu. Her ilden, farklı kent kül-
türlerinden insanlar bir arada ya-
şamaya alışmıştık.
17 Ağustos Salı sabahı saat
03.02'de zaman durdu. Şiddetii
sarsmtı başladığında Kocaeli'nin
kaderi değişıyordu.
Gecenin karanlığında babalan-
nın annelerinin boynuna sanlan
çocuklar ağlayamıyordu bile.
Ne olduğunu, nereden bilebüir-
lerdıki?..
Küçük, masum beyinleri depre-
mi kavrayamamıştı, ama yetişkin-
ler ne olduğunu çabuk kavTamış-
tı. Bundan sonra neolacağını da...
Gün ışımaya başladığında, fela-
ketin tablosu da yavaş yavaş net-
leşiyordu. Umut kenti Kocaeli
yerle bir olmuştu. Yüzbinlerce in-
sanın umutlan da...
Ölenler, göçüp gitmişti bu dün-
yadan. Kalanlar içinse yeni bir
göç başlıyordu şimdi: Sılaya...
DEPREMMM!.. /ORHAN BURSALI
Sayın Ecevit hükümeti yönetmektedir. Sağlık
Bakanı, örneğin deprem bölgesindeki sağlık işle-
rini berrjat eden kasıtlı veya ırkçı-ideolojik davra-
nıslarda mı bulundu? Bu olaydaki kötü puanı MHP
ile birlikte hiç kuşkusuz Ecevrt de paylaşır. Çünkü
Sağlık Bakanı, davranışlanyla, Türkıye'nin kan ağ-
ladığı hayati bir konuda bütün Türkiye'yi zedete-
mektedir (Bakanın, MHP'nin kadrosunun "seç-
kinliği" konusunda topluma somut birfikir verme-
si ise ayn bir konudur).
Sayın Ecevit aynca, devletin de sevk ve ku-
mandasından esas olarak sorumludur. Örneğin
devletin ilgili örgütleri depremde başansız bir sı-
nav mı verdi? Hükümet ve hükümetin başı olarak
Ecevit sorumluluktan kaçamaz.
Devlet, siyasal iktidarlann ülkeyi yönetmek için
kullandıklar bir aygıttır.
Bu aygrt, önemli bir bölümüyle, işe yaramazlar-
la hırsız ve dolandıncılarla dolu; rüşvetçilerin cirit
attığı; çalışmayan ve üretmeyen insanlann büyük
çoğunluğunu oluşturduğu; iş yapılmasını engel-
leyen; siyasal partilerin adamlannı ve seçmenle-
rini durmadan ıçine tıktığı; bütün halkın ve toplu-
mun yaranna değıl, azınlık ideolojik, ırkçı, dinsel
görüşlere öncelikle hizmet eden; insan haklanna,
demokratik hak ve özgürlüklere düşman ve bu
açıdan da anayasayı durmadan çiğneyen; hizmet
değil engel üreten ve Türkiye'yi durmadan ileriye
Hükümet ve Devlet
taşıyamayan; asla bilimsel düşünemeyen, asla
teknik olamayan, asla sorunlara çağdaş çözüm-
ler üretemeyen, asla bugünün dünyastnın ve Tür-
kiye'sinin sorunlanyla başedemeyen.. bir yapıda
ve özellikte mi?
Bu aygıtla hiçbir iş yapamazsınız; yannlara yö-
nelik bir iş üretemezsiniz..
Böyle bir aygıtı düzettme programı olmayan bir
siyasal iktidann, Türkiye'de ne gerçekten iktidar
olma şansı vardır ne de başanlı olma!
Devlet aygrtını test eden bütün önemli olaylar-
da, bu gerçek ortaya çıkmaktadır.
Hele hele deprem, sürekli olarak devlet aygrtı-
nı ortaya çıkartan bir turnusol kâğıdı görevi yap-
maktadır.
Bu aygıtta, deprem ülkesi olmayanlann gönder-
dikleri kadar bile teknik bir kurtarma ekibi olma-
dığı görülmüştür. Bu aygrt, deprem yönetmelikle-
rindeki hükümleri bile, bırakın denetlemeyi, uygu-
lamaktan, bilimsel ve teknik verileri değertendir-
mek, yorumlamak ve hayata geçirmekten acizdir.
Yanlış konut yapmaktan yanlış yerleşim yerleri se-
çimine kadar, düne kadar hep bildiğimiz ve yaz-
dtğımtz, bugün ise ne yazık ki pratikte bir kez da-
ha sergilenen bu acınacak durumdan, devletin en
.tepesinden belediyelere kadar bütün yönetimler
sorumludur. Kimse depremin tarihinin bilinemez-
liği arkasına saklanamaz! (Bazı köse yazarlan, hat-
ta akademik titri olanlar bile bunda tesetli anyor!)
Izmtt ve bölgesinde deprem olacağını, bütün yer-
teşimlerin buna göre yapılması gerektiğini, Türki-
ye'yi ve halkı düşünen çağdaş kafalar yıllardır bas
bas bağırmaktadır!
•••
Burada test edilen sadece devlet aygrtı mtdır?
Hayır, hatta daha çok, bu aygrtı sürekli yöne-
ten siyasal partiler, hükümetlerdir de!
Başansızlık, bugüne kadar bu aygrtı çağdaş bir
aygrtadönüştürmeyen, dönüştüremeyen, dönüş-
türmek için kılını bile kıpırdatmayan siyasal IkJer-
lerdedir, partilerdedir.
Laf oJsun diye mi iktidara geliyorlar? Laf olsun
diye mi Başbakan, bakan vb. oluyortar? Laf olsun
diye mi devletin başı oluyorlar?
Bir siyasal lider ve partisi, Türkiyemizin sorun-
lannı çözebilmek, ülkemizi ve insanlanmızı zengin-
leştirebilmek için, öncelikle kullanacağı en önem-
li aracm devlet olduğunu bilmez mi?
Bir siyasal lider ve partisi, iktidara geldiğinde na-
sıl bir devlet aygıtı devralacağını bilmez mi?
Bir siyasal lider ve partisi, parti programının en
önemli maddesı olarak, devlet aygrtını çağdaş,
teknik ve bilimsel biryapıya kavuşturmayı planla-
maz, programlamaz mı?
Ulusal yas konusu
Cumhuriyet'te Ragıp Incesağır, geçen Salı
günkü Cumhuriyet'in 3. sayfasında yayımlanan
"Bir gönüllülük hikâyesi" yazısında, Ulusal Yas i-
lan edilmesi görüşünü dile getirmişti. Bu görüşü,
dünkü Radikal'de meslektaşımız Haluk Şahin'in
de savunduğunu memnuniyetle gördük.... Per-
şembe günkü yazımı evde yazdım, deprem anrt-
lan konusunda yeni bir fikir yakaladığımı sanryor-
dum. Gazeteye geldim ve Sabah'ta yazan Zey-
nep Göğüş'ün aynı konuyu yazdığını görünce mi-
nık bir şok geçirdim! Tabii, ilk yaptığım, hemen
Zeynep'e gönderme yapmak oldu!... Bazı düşün-
celer örtüşebilir, bazen aklın yolu birdir ve aynı
şeyleri düşünüp yazabiliriz. Ama ilk görüş sahip-
lerini biliyorsak, hele fikirler aynı günlerde üretil-
mişse, bunu belirtmelıyiz. Sayın Şahin'in, Ragıp'ın
yazısını okumadığını ve gözden kaçırdığını sanı-
yorum...
Yunanistan'a
teşekkür etti
MURAT tLEM
ATtNA-Marmara Böl-
gesi'nde etkili olan dep-
rem felaketi, bir taraftan
acılara neden olurken, di-
ğer taraftan Türk-Yunan
ilişkilerini olumlu yönde
etkilemeye devam ediyor.
Depremin ardından ilk
yardıma koşan ülkeler
arasında bulunan Yuna-
nistan'ın bu tavn takdirle
karşılanırken, ülke gene-
lindeki kampanyalann
düzenli olarak sürdüğü
belirtildi.
Yapılan yardımlarla il-
gili olarak Yunanistan Dış
fşleri Bakanı Yorgo Pa-
pandreu'yu önceki gün
telefonla arayan Dışişleri
Bakanı tsmail Cem, Tür-
kiye'nin teşekkürlerini
bir kez daha iletti. Cem-
Papandreu görüşmesinde
sadece yardımlar konusu-
nun gündeme gehnediği,
Yunanistan'ın AB nez-
dinde Türkiye'ye yapıl-
ması gereken yardımlar
konusundaki girişiminin
de konuşulduğu öğrenil-
di. tsmail Cem'in Pa-
pandreu'ya bu konuda da
takdir ve şükranlannı ilet-
tiği, Yunan basınında yer
alan haberler arasında.
Diğertaraftan Yunanis-
tan Dışişleri Bakanı Yor-
go Papandreu, Ismail
Cem ile yaptığı telefon
görüşmesinden sonra,
Ankara'da temaslarda bu-
lunan Finlandiya Dışişle-
ri Bakanı ile bir telefon
görüşmesi yaptı. Papand-
reu-Hallonen görüşme-
sinde Papandreu'nun
AB'den Türkiye'ye yapıl-
ması düşünülen yardım-
lar konusunda Yunanis-
tan'ın önerilerinin kabul
edilmesini istediği kayde-
dildi.
4 E;lül'de yapılacak
AB Dışişleri Bakanlan
toplantısında Türkiye'ye
önemli miktarda maddi
yardım yapılması bekle-
niyor. Bugüne kadar Yu-
nanistan'ın kullandığı ve-
tolar yüzünden aktanla-
mayan maddi yardımlara
komşu ülkenin olumlu
yaklaşması bekleniyor.
CHe yandan Yunanistan
işçi sendikalannın çağn-
sı ve dünyaca ünlü beste-
ci MikisTeodorakisin gi-
rişimleriyle geliri deprem
felaketine uğrayanlara bı-
rakılmak üzere iki konser
düzenlenecek. Atina ve
Istanbul'da yapılacak
konserlere Zfilfii Livane-
K ile Maria Faranduri de
katılacak.
FISCHER GİRİŞİMDE BULUNDU
Almanya
Yunan vetosu
için devrede
GÜRAYÖZ
OSMANÇUTSAY
BERLtN / FRANK-
FURT -Ahnanya Dişişleri
Bakanı Joschka Fıscher,
Avnıpa Birliği'nin (AB)
insani yardım için ayirdığı
belirli fonlan olduğuna
dikkat çekerken, bunlan
Türkiye için harekete ge-
çirmek için çahştığım söy-
ledi. AB mali yardımlan
üzerine konulan Yunanis-
tan vetosunun kaldınlma-
sından yana olduğunu
açıklayan Fischer, Yuna-
nistan Dışişleri Bakanı
YorgoPapandreu'ya da bir
mektup yazdı. Fischer
mektubunda, Papand-
reu'dan, Türkiye'ye yöne-
lik 350 milyon Euro'luk
yardım ile Gümrük Birliği
anlaşmasından doğan 750
milyon Euro'luk kredile-
rin üzerindeki vetonun
kaldınlması amacıyla ça-
ba göstermesi için çağrıda
bulunduğu ileri sürüldü.
Almanya Dışişleri Bakan-
lığı Müsteşan VVolfgang
Ischinger, söz konusu id-
dialan doğruladı. Yuna-
nistan'dan Türkiye'ye
Gümrük Birliği çerçeve-
sinde yapılacak mali yar-
dıma koyduğu vetoyu kal-
dırmasını isteyen Fischer,
"Türkiye AB'ye girmeli-
dir"dedi.
Almanya Dışişleri Ba-
kanı Fischer, dün başkent
Berlin'de Alman-Türk
Vakfi, Türkiye Araşnrma-
lar Merkezi, Almanya
Türk Toplumu, Avrupa
Alevi Birlikleri Federas-
yonu, Almanya Türk Va-
tandaşlan Konseyi ve Ber-
lin Brandenburg Türk
Toplumu temsilcilerini ka-
bul ettı. Almanya Dışişle-
ri Bakanı Fischer, Türk ku-
ruluşlannı kabulünde yap-
tığı konuşmada, AB'nin
belirli fonlan olduğuna
dikkat çekerek "Bunlan
harekete geçirmek için ça-
hşıyonım. Bu iş Mrkaç mil-
yon mark ile olacak iş de-
ğiL Mflyarlarca mark ge-
rektiren bir olay. AB'nin
buna yetecek fonlan var"
dedi.
Türkiye Araştırmalar
Merkezi Direktörü Prof.
Dr. Faruk Şen'in Alman-
ya'nın AB üzerindeki
ağırhğını koymasını iste-
di. Konuyla yakından il-
gilendiğini belirten Alman
Bakan, Yunanistan'm AB
mali yardımlanna koydu-
ğu 'mali ambargonun'
kaldınlmasmdan yana ol-
duğunu da kaydetti. Fisc-
her, Türkiye'nin AB üye-
liğı başvurusuna da deği-
nerek "Eğer Türkiye ayn
bir ülkeolarak dışarda ka-
hrsa Yunanistan'da daha
büyük sorunlar çıkacakur.
Kendileri bunun bilincin-
de. Ancak bunlan kendi
toplumlanna anlatabilme-
leri lazun. Türkive ile Yu-
nanistan'ın arasının düzel-
mesi için Türkiye'nin Av-
rupa Büüği'ne gjrmesi ve
Yunanistan'ın bunu böyle
görmesi lazun" dedi.