20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 AĞUSTOS 1999 CUMARTESİ DEPREM DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Devlete Kızmak da Neyin Nesi? _ Depremzede vatandaş devlete öfke yağdınyor. Üstelik o öfkesinde yalnız değil. Türkiye'nin yüzde 95'i deprem kuşağı üzerinde olduğundan ve de afe- tin görüntüleri, her gün herkesin evine ekranlarara- cılığıyla taşındığından, tüm vatandaşlar acıyı da, öf- keyi de paylaşıyor. Türkiye proaktif, yani olaylara önceden tedbir alan bir toplum değil. Biz reaktif, yani olay olduk- tan sonra tepki gösteren insanlanz. Bu nedenle öf- keyi anlamak kolay. Ama insanlanmızın gerektiğinde uğoına can ver- dikleri, başlan sıkışınca yardıma koşmasını istedik- leri devlete kızmasındaki gerekçeyi anlamak güç. Türk insanı devletıni sevmiyor ve onu düşman olarak mı görüyor? Eğer öyle ise bu devletın yaşaması güç, hatta olanaksızdır. Çünkü çağımızda hiçbir devlet, halkın desteğı olmadan ayakta duramaz. Böyle bir sihirli formül yok. Ama halkın öfkesı her geçen gün artıyor. Öfke kimi zaman öyle boyutlara ulaşıyor ki, Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel bıle yuhalanabiliyor. Süleyman Demirel kım? Cumhurbaşkanı, yani devletin simgesi, anayasaya göre de güvencesi. Demek ki, halk devletı yuhalıyor. Devlete kızmak da neyin nesi? • • • Yeryüzünde devletin etkısini, iyi ya da kötü his- seden var, ama gören yok. Devlet görünmez, çünkü o soyuttur. Sıze bayrak gibi simgeleriyle ya da o soyut gücün erkini kulla- nan elemanlarıyla, ajanlanyla, polıtikacılanyla, ba- kanlanyla, milletvekilleriyle, cumhurbaşkanlanyla, yargıçlarıyla, savcılarıyla, gardiyanlanyla, polisiyle, askeriyle, memuruyla görünür. Allah biiir, devletin simgesıni yuhalayanlann bir bölümü de devletin parçasıydılar, belki de memur- dular. Vatandaş devleti neden yuhalıyor? Karşrtlannın TC diye küçümsedikleri Türkiye Cumhuriyeti'ni, on- lann babaları, dedeleri kanlarıyla kurdular. 1923'te kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin 76 yaşındaki de- vamıdır bu devlet. öyle ise devlete kızmak neyin nesi? Ya da soruyu başka türlü soralım: Vatandaş ger- çekten neye kızdığını biliyor mu, öfkesinin asıl öz- nesini doğru saptayabiliyor mu? Ya da başka bir deyişle vatandaş, bütün kurum- lanyla devlete mi öfkeli, yoksa onun erkini kullanan politikacılann ortaya çıkardıkları sisteme, yani Türk- çe deyimiyle düzene mi? • • • -' Düzen ile devlet her zaman aynı şey değil. 76 yıl- lık Türkiye Cumhuriyeti devletinde düzen hep aynı düzen olarak kalmadı. Atatürk Türkiyesi'nın düzeni ıle Menderes ve Süleyman Demirel Türkiyesi'nin düzenleri aynı şey- ler miydi? Nrtekım, Bülent Ecevit birzamanlar "Bu düzen değişmelidir!" derken, devleti alaşağı etmeyi de- ğil, onu daha hakça bir düzene kavuşturmayı amaç- ladığını söylemek istiyordu. Peki o zaman bu görüşlerin ışığında halk devle- te değil de düzene kızıyorsa, Süleyman Bey'e ne- ye böyle tezahürat yapıyor? Onu anlamak müm- kündür. Süleyman Bey devletin değil, düzenin simgesi olarak kabul ediliyor da ondan tepki çekiyor. 1965'ten beri süregelen düzenin temsilcisidir Sü- leyman Bey. Yıllardır simge olarak tek düzendi Süleyman Bey. Ama şimdi düzene yeni bir öğe daha katıldı; Bü- lent Bey. Ve halk devlete değil, düzene kızıyor. Süleyman Bey ile Bülent Bey'e duyulan öfkenin izahı da bu iş- te. Binalaryıkılmak için depremi beklemiyor M üteahhıtler ta- rafından "de- netimsiz inşaat cenneti" olarak kabul edı- len Istanbul'da bazı yapı- lar yıkılmak ıçin depremi bile beklemiyor Mühen- dislik hizmeti görmemiş ya da mühendisın etkisız- leştirildiği ınşaatlann bü- yük risk oluşturduğu be- lirtiliyor. tnşaat Mühendislen Odası (ÎMO) tstanbul Şu- besi'nin, her yıl onlarca yapının kendiliğınden yı- kılmasının ardından yap- tığı tespit çalışmalannda, en önemli problem ola- rak, taşıyıcı sistemin in- şaasında yetkin bir mü- hendisin denetıminin yokluğu öne çıkıyor. Uzmanlar, henüz inşa- at halindeyken bile kendi- liğinden çöken yapılann hiç de az olmadığı Istan- buTun, şiddetli birdepre- me evsahipliği yapması durumunda ortaya çıka- cak enkazı düşünmek bi- le istemediklerini söylü- yor. Bahçelievler'de kendi- liğinden çöken bir bina- nın teknik incelemesinı IMO adına yapan Nergis Vasfioğhı ve Ali Sanöz- lü'nün hazırladıklan ra- porda yaptıklan ilgınç saptamalar, sorunun son derece vahim olduğuna işaret ediyor: "Çevre sakinlerinden öğrenildiğine göre bod- nım kat sürekti su dolu- dur. inşaaOn başlangıcın- dan buyana, drenaj prob- lemi çözülmemiştir. Bu nedenlezemin, taşıma gü- cü kaybına uğramışür." Incelemeyi sürdüren ekip, betonun fazla sulu dökülmesinden ötürü boşluk oranının fazla ol- duğunu, yedi katlı binaya göre kolonlann da olduk- ça "narin" yapıldıgını da belirliyor. tMO adına incelemede bulunan ekip. raporlan- nın sonuç bölümünde "Yapılann, hafriyattan başlamak iizere taşıyıcı sistemin imalatuım sonu- na kadar vetldn bir inşa- at mühendisi tarafindan denetienmesT gerektiğı- nin öneminı vurguluyor. İMO Istanbul Şubesi Yapı Denetim Modeli Ça- Iışma Grubu tarafindan hazırlanan ve odanın ay- lık yayın organında ya- yımlanan bir başka rapor- da ise yapı denetiminin sağlanamamasmm neden ve sonuçlan şöyle özetle- niyor: • Inşaat mühendisleri- nin fenni sorumluluklan imza sorumluluğu ile sı- nırlı kalmaktadır. • • Bu durumda proje uygulanmamakta, hatta taşıyıcı sistem radikal olarak değiştirilmektedir. • 1992 yılında yaşa- nan Erzincan depremin- de yapılan incelemelerde az katlı büıalarda bile çok büyük hasarlann meyda- na gelmesı yukanda be- lirtilen nedenlerden kay- naklandığını göstermış- tir." Istanbul'da yapılan zemin çalışmasına göre Gürpınar, Beylikdüzü ve Güngören en riskli bölgeler Aııadolu yakası daha sağlam EKTUĞRUL MAVİOĞLU Marmara'nın pek çok bölgesinde ağır hasar yaratan depremin, yüzyılı aşkın süredir Istanbul'da beklenen büyük deprem olmadığı uzmanlarca açıklandı. Kocaelı merkezlı 7.4 şiddetındeki depremm yarattığı ağır yıkım henüz çok tazeyken, Istanbul merkezli bir depremin en çok hangı semn etkileyeceğı, hangi semtın en az zararla kurtulacağı tartışılıyor. Istanbul'un ıçinde deprem sırasında hareketlenecek bir fay hattının bulunmaması, Izmit ve Gölcük'e göre kenti daha avantajlı duruma getiriyor. Aynca Istanbul, kendısine en yakın fay hattı olan Adalar'a 12 kilometre uzakta bulunuyor. Bu uzaklık, uzmanlara göre deprem sırasında Istanbul'un "flk anrodan" daha az etkilenmesi anlamına geliyor. Zemin etütlerine göre, Istanbul'un Anadolu yakası, Avrupa yakasına göre daha sağlam görünüyor. Istanbul Büyükşehir Beledıyesi Planlama ve Imar Daıre Başkanlığı Zemin ve Deprem Inceleme Müdürlüğü uzmanlan, olası bir deprem durumunda en az zarar görecek ilçenin önceden belirlenmesinın olanaksız olduğunu belirttıler. Depremin oluş şeklinın ve fay zonu içinde hareketlenecek yönün önemli olduğunu kaydeden uzmanlar, zemin yapısının inşaatın niteliğinde çok önemli olduğunu belirttiler. Uzmanlar. Istanbul'un tümünü kapsayan zemin etüdünde toplu konutlarla yeni bir şehrin inşa halinde olduğu Gürpınar ve Beylikdüzü ile Güngören'in zemininin yapılaşma açısından çok zayıf olduğunu kaydettiler. Kıyı kesimlerin de haritasını hazırlayan uzmanlar, deprem durumunda çöküntü yaşanabileceğine dikkat çektiler. Zemin ve Deprem lnceleme Müdürlüğü tarafindan hazırlanan jeoloji haritasında Istanbul'un yapılaşma açısından durumu aynntısıyla gösterilıyor. Büyükçekmece. Gürpmar ve Hadımköy: Heyelan bölgesi olması nedemyle zemin depreme dayanıklı değil. Bu bölgede olası bir deprem durumunda binalann çok büyük hasar görmesi sürpriz olmayacaktır. Bu bölge aynı zamanda binnci derece deprem bölgesi olarak kabul ediliyor. Güngören, Beykoz, Riva, Bahçeiievter ile Küçfikçekmece'nin bir bölümü: Yapılaşma açısından sakıncalı \e depreme dayanıklı değil. Alüvyon formasyonu gösteren bu bölgelerin taşıma kapasitesi çok düşük. Beykoz ve Riva'da alüvyon zeminin sıkıştığı ve çok katlı olmayan binalann risk oluşturmayacağı belırtiliyor. Bayrampaşa, Fatih, Enıinönü, Bağcılar ve Avalar'm bir bölümü: Bu bölgelerin de zemin etüdü açısından depreme karşı zayıf olduğu ve 15 derecelik bir eğimde heyelan tehlikesının bulunduğu kaydedılıyor. Bakurköy üe Bahçebev ler, Zeytinbumu: Zemin açısından yapılaşmaya en uygun bölgeler arasında sayılıyor. Ancak bölgenin içinde yer yer sorunlu alanlar da bulunuyor. Ataköy: Taşıma kapasitesi zayıf. Ataköy'ün altından geçen fay hatlan bu bölgeyı daha da nsklı hale getiriyor. Esenyurt, ŞişH, Gazfosmanpaşa. Maltepe, Arnavutköy: Büyükçekmece ve Küçükçekmece arasında bulunan tüm bölge gibi, yamaç olan yerlerde heyelan tehlıkesi bulunuyor. Zemin genel olarak yapılaşmaya uygun görülüyor. DdteDi, Eyüp, Beyoğlu, Kâğıthane, Sanyer, Beşiktaş, Harem: Zemin genel olarak sağlam olmakla birlikte, kınlma, çatlama, faylanma özellıklerini de üzerinde taşıyor. Düzlük bölgeler yapılaşmaya uygun, ancak eğimli bölgeler tehlike oluşturuyor. Baltaiimanı, Tuzta, Kadıköy, Üsküdar: Zemin kaya olduğu için taşıma kapasitesınin oldukça yüksek olduğu Deprem^e b ^ a n n yıküma nedenlerinin başnda binanui doğnı malzeme ve bilimsel hesaplarla inşaa edilmemesi geliyor. Son deprem bu gerçeği kanıthyor. Jeologlar ve şehir planlamacılan, Afet Işleri Genel Müdürlüğü'nden farklı düşünüyor 'Istanbul 1. derece deprem bölgesi' Afet Işleri Genel Müdürlüğü, fay hatlanna uzaklık ve yakınlıgı temel ölçü kabul ederek Türkiye'deki tüm illeri ve belli başlı ilçeleri deprem açısından derecelendiriyor. Buna göre tstanbul uzun yıllar ikinci derece deprem bölgesi olarak kabul edildi. Ancak jeologlar, 1509, 1766vel894yıllannda meydana gelen ve büyük yıkım yaratan tstanbul deprenilerini örnek göstererek, kentin ikinci derece deprem bölgesi tanımına uymadığı görüşünde yıllarca ısrar ettiler. Şehir planlama uzmanlan da, deprem bölgelerinin derecelendirilmesinde fay hattına yakmlık dışında başka faktörlerin baz aiınması gerektiği görüşünde Şehir planlama uzmanlanna göre, bir kentin deprem derecelendirmesi. fay hattına uzaklığının yani sıra zemin özelhkleri, sanayileşmenin ulaştığı düzey, elektrik, doğalgaz, telefon ve su şebekelerinin yaygınlığı ve binalann yüksekliği ve bölgedeki insan yoğunluğu ile de yakından ılgili. Bu faktörlerin gözönüne aiınması durumunda tstanbuFun neredeyse bütün bölgelerinin kaçınılmaz olarak birinci derece deprem bölgesi olarak kabul edileceğı belirtiliyor. Afet tşleri Genel Müdürlüğü verilerinde, tstanbul'un çeşitlı semtlerinin deprem derecelendirmesi şöyle: Yerteşim yeri Deprem Bölgesi Yerieşim yeri Deprem Bölgesi Adaiar Avcılar Bakırköy Büyükçekmece Gürpınar Kumburgaz Mimarsinan Yakuplu Baâcılar Manmutbey Bahçelievler Bayrampaşa Beşiktaş Beykoz Beyoğlu Çatalca Eminönü Esenler EVÜD 1 1 1 2 1 1 1 1 2 2 2 2 2 2 2 2 1 2 3 Kemerburgaz Fatih Güngören KadiKöy Kâğrthane Kartal Samandıra Küçükçekmece Maltepe Pendik Sanyer Silivri Sultanbeyli Şile Şjşli Tuzla Umraniye Usküdar Zeytınburnu 2 2 2 1 2 1 1 1 1 1 1 2 1 2 2 1 2 1 1 1700 yıllık tarihsel dönemde siddeti 6 ve üzerinde 114 büyük deprem gerçekleşti Istanbul 1766'da 'yerle yeksan' oldu rarihsel venler. 1509 depreminde Istanbul'da 109 mescit ve 1070 binanın yıkıldığını ve şehir içinde sağlam minare kalmadığmı ortaya koyuyor. Belgelerden, deprem sırasında 5 bin kişinin öldüğünü, Topkapı Sarayı'nın büyük hasar gördüğünü, devrin padişahımn ise bir süre için Edirne'ye yerleştiğıni öğreniyoruz. Depremin ardından tstanbul'da meydana gelen hasarlann onanlması için 3 bin usta ile 66 bin amele çalıştığı da günümüze ulaşan bilgiler arasmda. Bu depremlerin en büyüklennden biri 1766 yılında yaşandı ve başta büyük camiler olmak üzere kentin çok sayıda yapısı yerle bir oldu. Günümüzde hâlâ sağlam bir görüntü çizen Kapalıçarşı da bu depremde hasar aldı. tstanbul'da 1766 depreminden sonra yaşanan 1894 depremi bir öncekının yıkıcılığı ile yanştı. Tarihe düşülen kayıtlara göre, bu depremde deniz metrelerce • Istanbul'da en büyük deprem 1766 yılında yaşandı ve başta büyük camiler olmak üzere kentin çok sayıda yapısı yerle bir oldu. Günümüzde hâlâ sağlam bir görüntü çizen Kapalıçarşı da bu depremde hasar aldı. Istanbul'da 1766 depreminden sonra yaşanan 1894 depremi bir öncekinin yıkıcılığı ile yanştı. Tarihe düşülen kayıtlara göre bu depremde deniz metrelerce yükselip şehri basmış ve Istanbul viraneye dönmüştü. yüksehp şehri basmış ve Istanbul viraneye dönüşmüştü. Örneğin Gedikpaşa, Kadırga, ICumkapı, Yenikapı ve Langa'da bin ev yıkılmış, Kapalıçarşı hasar görmüş, Çemberlitaş, Divanyolu ve Tavuk Pazan'nda birçok han yıkılmıştı. Istanbul'u iki dakika içinde harabeye dönüştüren ve 1766 depremıne ılişkin bilgiler, Sarids Sarraf Hovannesyan tarafindan kaleme alındı. Hovannesyan'ın bu yazısını Kevork Pamukciyan günümüze aktardı. 1766 depremine ilişkin gözlemler tstanbul merkezlı büyük bir depremin nasıl sonuç yaratacağını gösteriyor' "Miladi 1766, Ermenilerin 1215 yıhnda ve 11 Mayıs'ta, keza Hicri 1179 Zilhiccenin 13'ünde, perşembe gnnii, Paskarya'dan 19 gün sonra, sabahleyin saat onu çeyTek gece, İstanbul'da şiddetli gürlemeler, ani sarsıntılar ve çok korknnç gürühülerle, yaklaşık iki dakika süren bir deprem meydana geklL Bazı kninseler, zelzelenin aşağı yukan yanm saat sürdüğünü söyledfler veya zannettilerse de, bu boşboğazhk idi ve hakikate u> manıaktaydı. Harabeye dönen ıstanbul Şehir taş yığınlany la doldu. Maazzam camileri yıkn, bilhassa Ana Camii (Ayasofya) ve Fatih tarafindan inşa edilen Sultan Muhammed Camii'nL. Keza hanlan \e bilhassa V'ezir Hanı'nı» Başfacalannı sövleyeceğim, zira şehrin her tarafını surlann ve sair klgir yapılann hepsini vıkıp harabeye çevirdi. Taşİann yığmmı gözyaşlan gibi öflüne indir. Keza Çarşıyı (Kapah Çarşı) da varalavıp hasara maruz bırakü ve kemerkriv le bazı kısımlarıııı yıkn. Deprem ara sıra yeniden kendini hissettiriyordu. 9 Temmuz Cumartesi günii geceleyin tekrar vuku buldu. Daha önce avın 6'sında gece saat üçte, Balat iskclesinin karşısında bulunan Avnalı kavak tesmiye olunan semtteki Padişah Sarayı yıkıkk tş bu ayın 25'inde, saat vaklaşık beş buçukta, birincisinden aşağı kalmamak üzere, şiddetli ve korknnç bir deprem daha vuku bulup birçok yerleri harabeye çevirdi. Ezcümle, Edirne kapusu denen kara tarafindald surun kapısını yerle yeksan etti. Burada oturan Yahudiler ve Türkler harabelerin altında kaldüar. tş bu seneyi bö> le geçirdikten sonra, ertesi yıl 19 Ocak 1767'de, ikindi vakti, saat yaklaşık on ikiyi çev rek geçe. şiddetli bir zeİzele daha oldu ve çok zarara sebebhet verdi._ AJTU ayın 27'sinde, gece vakti saat üçte yine şiddetli bir sarsuıü hissedildL 12 Mart gecesi tekrar kuvvetii bir sarsınO vukubuldu. Saat yedide korkunç gökgürühülerivle dolu yağdı. Yine aym 25'inci perşembe günü saat on buçukta, kuvvetii sarsıntılarla deprem oldu. Biz bu esnada kilisede idik... 30 Ağustos günü saat onbuçukta, 8 Eylül gecesi sabaha doğnı ve aynı avın dokuzunda, tekrar sallandık. Bu esnada firüna vardı ve şiddetli yagmur yağdL Aynı saatte, Kartal'da şimşekle dolu geldi. Seller, 200 kişinin sulara kapınp boğulmalanna ve evlerin vıkılmasına neden oldu». Bundan sonrasını ise ancak Tann bilir." belırtiliyor ve yapılaşma için uygun görülüyor. Dolayoba, Götdağu Aydost ve Kurtköy, Umraniye: Anadolu yakasının önemli bir bölümünün sahıp olduğu bu zeminde taşıma kapasitesi oldukça yüksek. Ancak yeraltındaki kınklar tehlike yaratıyor. KartaL, Erenkin, Bostano, Imranive'nin bir bölümü: Zemin sağlam olmasına karşın yer yer faylanma görülüyor. Zemin kayalaşma sürecıni tamamladığı için yapılaşmaya oldukça uygun olduğu belırtiliyor. Aynca bu bölgede bulunan Rahmanlar'ın zemin durumu açısından iyi durumda olmadığı, Yakacık'm ise çöplük üzenne kurulmasının son derece riskli bir nokta olduğu kajdedıliyor. -SuHanbeyli: Zeminin depreme dayanıklılığı oldukça zayıf. Bu nedenle yüksek katlı apartmanlar yerine en fazla iki katlı evler yapılması uygun görülüyor. Uyarılar unutuluyor 20yühk raporlar hâlâgüncel / stanbul Teknik Üniversite- si'nden Prof. Dr. AykutBar- ka, Kocaeli depreminın ar- dından olası şiddetli bir depremin Istanbul'u nasıl etkileyeceğine iliş- kin New York Times muhabırinin sorusunu "Şayet binalar yasalann öngördüğü normlara uygun biçim- de inşaedilirse, Istanbul'u sarsacak olası bir depremde. bu depremde gördügümüz manzaralarla karşıla- şacağunızı sanmıvorum" dıye ya- nıtladı. Barka'nın dikkat çektıği bu noktanın, tnşaat Mühendısleri Oda- sı'nca tam 20 yıl önce de ayrıntılı raporlarladile getirilmış olması, 20 yılda Türkiye'nin depreme karşı "üzülmek" dışında hiçbir şey yap- madığmm kanıtmı oluşturuyor. 1992 Erzincan, 1995 Dinar dep- remlerini de yerinde incelemiş olan .. " tnşaat Mühendislen Odası tstanbul r ^ IŞuÎJesi Sekreter Oyesi Muttu Öz- ,'•/ türk, 1998 Adana Ceyhan depre- mini de yerinde inceledikten sonra şu belirlemeyi yapıyor "Ceyhan'da inşaat mühendisliği açısından da kentieşme açısından da, yerel yönetim uygulamalan açı- sından da, kargaşa ve sefalet açısuı- dan da. insanlann çaresizliği açısın- dan da. timsah göz>aşı döküp vaad- de bulunan poütikaa açısından da yeni hiçbir şey jBktu." Mısıs fayın- daki kınlma ile meydana gelen bu depremin ardından, 1999 Kocaeli depreminin yıkımı yaşandı kı, yine değişen bır şey olmadığı görüldü. 20 yıl 6nceld rapor "Deprem mühendisliği ve dep- rem yönetmeliği'' üzerine bundan 20 yıl önce düzenlenen ba açık otu- rumda tMO Komisyonu tarafından hazırlanan rapor, 1992 Erzincan, 1995 Dınar, 1998 Ceyhan ve 1999 Kocaeli depreminden çok önce, ya- pılabilecek tüm uyanlann yapıldı- gını ve artık uyanda bulunmanın da gereksizleştiğini gösteriyor. 13 Ocak 1979 tarihini taşıyan bu rapo- run hâlâ güncelliğini koruması, 20 yıldır hükümetlerin "üzüntülerini bfldinnekdışında" bir adım bile at- madığınm en somut kanıtını oluş- turuyor. 20 yıl önce kaleme alınan ama güncelliğini koruyan raporda ana hatlanyla şöyle denıliyor •İlkemizin.yerviizününçokak- tif deprem kuşaklan üzerinde bu- hınduğu geçmişteki gibi, getecekte de sık sık şiddetli depremlere maruz kabp ağır can ve mal kavıplanna uğ- rayacağı arök çokrvi bilinmesigere- ken bir gerçek oimaktadır. Türki- ye'nin depremselliği üzerine\apdan çahşmalarsonucunda \ ıldaen azbir defa hasar>apan, 20 yilda birde çok büyük birdepremin meydanagetdi- ği saptannuşür. • Deprem tıerkes için sonuçlan karşdanmayacak tabö afet değOdir. BuoJayakarşı gerekli önientier ahn- dığıtakdirdedoğuracağı zararlann özellikle can kaybının önüne geçil- mesi mümkündür. • Llkemizde sık sık rastlanan depremler hemen her defasında sa- deceve sadece üzüntüyle karşdanır. Beffi birzaman geçtikten sonra unu- tulurve her dcfasmda bu durura ay- nen tekrarlarur. • Türkrye'de günümüze değin iktidarlann deprem zararlannm önienmesi ve azaltıhnası konusunda ülkenin yerleşme ve konut gereksi- nimi ile uyu mlu bir poHtikasıııın ot- maması ve depremlerolduktan son- ra ortaya çıkan çokboyutlu konut ihtiyacına çok acek çözümler bul- mak amacı ile yaklaşümış olması gerçekten anlambdır. • Deprem bölgeterinde gelecek- teki mudak felaketlerden can ve mal kaybından korunmarun tek çaresi bilimsel ve toplumsal bir konut ya- tınm poUtikasmuı biran önce beör- lenmesidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle