Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 AĞUSTOS 1999 CUMARTESİ
DEPREM
DUNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
Devlete Kızmak da
Neyin Nesi?
_ Depremzede vatandaş devlete öfke yağdınyor.
Üstelik o öfkesinde yalnız değil. Türkiye'nin yüzde
95'i deprem kuşağı üzerinde olduğundan ve de afe-
tin görüntüleri, her gün herkesin evine ekranlarara-
cılığıyla taşındığından, tüm vatandaşlar acıyı da, öf-
keyi de paylaşıyor.
Türkiye proaktif, yani olaylara önceden tedbir
alan bir toplum değil. Biz reaktif, yani olay olduk-
tan sonra tepki gösteren insanlanz. Bu nedenle öf-
keyi anlamak kolay.
Ama insanlanmızın gerektiğinde uğoına can ver-
dikleri, başlan sıkışınca yardıma koşmasını istedik-
leri devlete kızmasındaki gerekçeyi anlamak güç.
Türk insanı devletıni sevmiyor ve onu düşman
olarak mı görüyor?
Eğer öyle ise bu devletın yaşaması güç, hatta
olanaksızdır. Çünkü çağımızda hiçbir devlet, halkın
desteğı olmadan ayakta duramaz. Böyle bir sihirli
formül yok.
Ama halkın öfkesı her geçen gün artıyor.
Öfke kimi zaman öyle boyutlara ulaşıyor ki, Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demirel bıle yuhalanabiliyor.
Süleyman Demirel kım? Cumhurbaşkanı, yani
devletin simgesi, anayasaya göre de güvencesi.
Demek ki, halk devletı yuhalıyor.
Devlete kızmak da neyin nesi?
• • •
Yeryüzünde devletin etkısini, iyi ya da kötü his-
seden var, ama gören yok.
Devlet görünmez, çünkü o soyuttur. Sıze bayrak
gibi simgeleriyle ya da o soyut gücün erkini kulla-
nan elemanlarıyla, ajanlanyla, polıtikacılanyla, ba-
kanlanyla, milletvekilleriyle, cumhurbaşkanlanyla,
yargıçlarıyla, savcılarıyla, gardiyanlanyla, polisiyle,
askeriyle, memuruyla görünür.
Allah biiir, devletin simgesıni yuhalayanlann bir
bölümü de devletin parçasıydılar, belki de memur-
dular.
Vatandaş devleti neden yuhalıyor? Karşrtlannın
TC diye küçümsedikleri Türkiye Cumhuriyeti'ni, on-
lann babaları, dedeleri kanlarıyla kurdular. 1923'te
kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin 76 yaşındaki de-
vamıdır bu devlet.
öyle ise devlete kızmak neyin nesi?
Ya da soruyu başka türlü soralım: Vatandaş ger-
çekten neye kızdığını biliyor mu, öfkesinin asıl öz-
nesini doğru saptayabiliyor mu?
Ya da başka bir deyişle vatandaş, bütün kurum-
lanyla devlete mi öfkeli, yoksa onun erkini kullanan
politikacılann ortaya çıkardıkları sisteme, yani Türk-
çe deyimiyle düzene mi?
• • • -'
Düzen ile devlet her zaman aynı şey değil. 76 yıl-
lık Türkiye Cumhuriyeti devletinde düzen hep aynı
düzen olarak kalmadı.
Atatürk Türkiyesi'nın düzeni ıle Menderes ve
Süleyman Demirel Türkiyesi'nin düzenleri aynı şey-
ler miydi?
Nrtekım, Bülent Ecevit birzamanlar "Bu düzen
değişmelidir!" derken, devleti alaşağı etmeyi de-
ğil, onu daha hakça bir düzene kavuşturmayı amaç-
ladığını söylemek istiyordu.
Peki o zaman bu görüşlerin ışığında halk devle-
te değil de düzene kızıyorsa, Süleyman Bey'e ne-
ye böyle tezahürat yapıyor? Onu anlamak müm-
kündür.
Süleyman Bey devletin değil, düzenin simgesi
olarak kabul ediliyor da ondan tepki çekiyor.
1965'ten beri süregelen düzenin temsilcisidir Sü-
leyman Bey.
Yıllardır simge olarak tek düzendi Süleyman Bey.
Ama şimdi düzene yeni bir öğe daha katıldı; Bü-
lent Bey.
Ve halk devlete değil, düzene kızıyor. Süleyman
Bey ile Bülent Bey'e duyulan öfkenin izahı da bu iş-
te.
Binalaryıkılmak
için depremi
beklemiyor
M
üteahhıtler ta-
rafından "de-
netimsiz inşaat
cenneti" olarak kabul edı-
len Istanbul'da bazı yapı-
lar yıkılmak ıçin depremi
bile beklemiyor Mühen-
dislik hizmeti görmemiş
ya da mühendisın etkisız-
leştirildiği ınşaatlann bü-
yük risk oluşturduğu be-
lirtiliyor.
tnşaat Mühendislen
Odası (ÎMO) tstanbul Şu-
besi'nin, her yıl onlarca
yapının kendiliğınden yı-
kılmasının ardından yap-
tığı tespit çalışmalannda,
en önemli problem ola-
rak, taşıyıcı sistemin in-
şaasında yetkin bir mü-
hendisin denetıminin
yokluğu öne çıkıyor.
Uzmanlar, henüz inşa-
at halindeyken bile kendi-
liğinden çöken yapılann
hiç de az olmadığı Istan-
buTun, şiddetli birdepre-
me evsahipliği yapması
durumunda ortaya çıka-
cak enkazı düşünmek bi-
le istemediklerini söylü-
yor.
Bahçelievler'de kendi-
liğinden çöken bir bina-
nın teknik incelemesinı
IMO adına yapan Nergis
Vasfioğhı ve Ali Sanöz-
lü'nün hazırladıklan ra-
porda yaptıklan ilgınç
saptamalar, sorunun son
derece vahim olduğuna
işaret ediyor:
"Çevre sakinlerinden
öğrenildiğine göre bod-
nım kat sürekti su dolu-
dur. inşaaOn başlangıcın-
dan buyana, drenaj prob-
lemi çözülmemiştir. Bu
nedenlezemin, taşıma gü-
cü kaybına uğramışür."
Incelemeyi sürdüren
ekip, betonun fazla sulu
dökülmesinden ötürü
boşluk oranının fazla ol-
duğunu, yedi katlı binaya
göre kolonlann da olduk-
ça "narin" yapıldıgını da
belirliyor.
tMO adına incelemede
bulunan ekip. raporlan-
nın sonuç bölümünde
"Yapılann, hafriyattan
başlamak iizere taşıyıcı
sistemin imalatuım sonu-
na kadar vetldn bir inşa-
at mühendisi tarafindan
denetienmesT gerektiğı-
nin öneminı vurguluyor.
İMO Istanbul Şubesi
Yapı Denetim Modeli Ça-
Iışma Grubu tarafindan
hazırlanan ve odanın ay-
lık yayın organında ya-
yımlanan bir başka rapor-
da ise yapı denetiminin
sağlanamamasmm neden
ve sonuçlan şöyle özetle-
niyor:
• Inşaat mühendisleri-
nin fenni sorumluluklan
imza sorumluluğu ile sı-
nırlı kalmaktadır. •
• Bu durumda proje
uygulanmamakta, hatta
taşıyıcı sistem radikal
olarak değiştirilmektedir.
• 1992 yılında yaşa-
nan Erzincan depremin-
de yapılan incelemelerde
az katlı büıalarda bile çok
büyük hasarlann meyda-
na gelmesı yukanda be-
lirtilen nedenlerden kay-
naklandığını göstermış-
tir."
Istanbul'da yapılan zemin çalışmasına göre Gürpınar, Beylikdüzü ve Güngören en riskli bölgeler
Aııadolu yakası daha sağlam
EKTUĞRUL MAVİOĞLU
Marmara'nın pek çok bölgesinde ağır
hasar yaratan depremin, yüzyılı aşkın
süredir Istanbul'da beklenen büyük
deprem olmadığı uzmanlarca
açıklandı. Kocaelı merkezlı 7.4
şiddetındeki depremm yarattığı ağır
yıkım henüz çok tazeyken, Istanbul
merkezli bir depremin en çok hangı
semn etkileyeceğı, hangi semtın en az
zararla kurtulacağı tartışılıyor.
Istanbul'un ıçinde deprem sırasında
hareketlenecek bir fay hattının
bulunmaması, Izmit ve Gölcük'e göre
kenti daha avantajlı duruma getiriyor.
Aynca Istanbul, kendısine en yakın fay
hattı olan Adalar'a 12 kilometre uzakta
bulunuyor. Bu uzaklık, uzmanlara göre
deprem sırasında Istanbul'un "flk
anrodan" daha az etkilenmesi
anlamına geliyor. Zemin etütlerine
göre, Istanbul'un Anadolu yakası,
Avrupa yakasına göre daha sağlam
görünüyor. Istanbul Büyükşehir
Beledıyesi Planlama ve Imar Daıre
Başkanlığı Zemin ve Deprem
Inceleme Müdürlüğü uzmanlan, olası
bir deprem durumunda en az zarar
görecek ilçenin önceden
belirlenmesinın olanaksız olduğunu
belirttıler. Depremin oluş şeklinın ve
fay zonu içinde hareketlenecek yönün
önemli olduğunu kaydeden uzmanlar,
zemin yapısının inşaatın niteliğinde
çok önemli olduğunu belirttiler.
Uzmanlar. Istanbul'un tümünü
kapsayan zemin etüdünde toplu
konutlarla yeni bir şehrin inşa halinde
olduğu Gürpınar ve Beylikdüzü ile
Güngören'in zemininin yapılaşma
açısından çok zayıf olduğunu
kaydettiler. Kıyı kesimlerin de
haritasını hazırlayan uzmanlar, deprem
durumunda çöküntü yaşanabileceğine
dikkat çektiler. Zemin ve Deprem
lnceleme Müdürlüğü tarafindan
hazırlanan jeoloji haritasında
Istanbul'un yapılaşma açısından
durumu aynntısıyla gösterilıyor.
Büyükçekmece. Gürpmar ve
Hadımköy: Heyelan bölgesi olması
nedemyle zemin depreme dayanıklı
değil. Bu bölgede olası bir deprem
durumunda binalann çok büyük
hasar görmesi sürpriz olmayacaktır.
Bu bölge aynı zamanda binnci
derece deprem bölgesi olarak kabul
ediliyor.
Güngören, Beykoz, Riva, Bahçeiievter
ile Küçfikçekmece'nin bir bölümü:
Yapılaşma açısından sakıncalı \e
depreme dayanıklı değil. Alüvyon
formasyonu gösteren bu bölgelerin
taşıma kapasitesi çok düşük. Beykoz
ve Riva'da alüvyon zeminin sıkıştığı ve
çok katlı olmayan binalann risk
oluşturmayacağı belırtiliyor.
Bayrampaşa, Fatih, Enıinönü, Bağcılar
ve Avalar'm bir bölümü: Bu bölgelerin
de zemin etüdü açısından depreme
karşı zayıf olduğu ve 15 derecelik bir
eğimde heyelan tehlikesının
bulunduğu kaydedılıyor.
Bakurköy üe Bahçebev ler, Zeytinbumu:
Zemin açısından yapılaşmaya en
uygun bölgeler arasında sayılıyor.
Ancak bölgenin içinde yer yer sorunlu
alanlar da bulunuyor.
Ataköy: Taşıma kapasitesi zayıf.
Ataköy'ün altından geçen fay hatlan
bu bölgeyı daha da nsklı hale getiriyor.
Esenyurt, ŞişH, Gazfosmanpaşa.
Maltepe, Arnavutköy: Büyükçekmece
ve Küçükçekmece arasında bulunan
tüm bölge gibi, yamaç olan yerlerde
heyelan tehlıkesi bulunuyor. Zemin
genel olarak yapılaşmaya uygun
görülüyor.
DdteDi, Eyüp, Beyoğlu, Kâğıthane,
Sanyer, Beşiktaş, Harem: Zemin genel
olarak sağlam olmakla birlikte,
kınlma, çatlama, faylanma
özellıklerini de üzerinde taşıyor.
Düzlük bölgeler yapılaşmaya uygun,
ancak eğimli bölgeler tehlike
oluşturuyor.
Baltaiimanı, Tuzta, Kadıköy, Üsküdar:
Zemin kaya olduğu için taşıma
kapasitesınin oldukça yüksek olduğu
Deprem^e b ^ a n n yıküma nedenlerinin başnda binanui doğnı malzeme ve bilimsel hesaplarla inşaa edilmemesi geliyor. Son deprem bu gerçeği kanıthyor.
Jeologlar ve şehir planlamacılan, Afet Işleri Genel Müdürlüğü'nden farklı düşünüyor
'Istanbul 1. derece deprem bölgesi'
Afet Işleri Genel Müdürlüğü,
fay hatlanna uzaklık ve yakınlıgı
temel ölçü kabul ederek
Türkiye'deki tüm illeri ve belli
başlı ilçeleri deprem açısından
derecelendiriyor. Buna göre
tstanbul uzun yıllar ikinci derece
deprem bölgesi olarak kabul
edildi. Ancak jeologlar, 1509,
1766vel894yıllannda
meydana gelen ve
büyük yıkım yaratan tstanbul
deprenilerini örnek
göstererek, kentin ikinci derece
deprem bölgesi tanımına
uymadığı görüşünde yıllarca
ısrar ettiler.
Şehir planlama uzmanlan da,
deprem bölgelerinin
derecelendirilmesinde
fay hattına yakmlık
dışında başka faktörlerin baz
aiınması gerektiği görüşünde
Şehir planlama uzmanlanna
göre, bir kentin deprem
derecelendirmesi.
fay hattına uzaklığının yani sıra
zemin özelhkleri,
sanayileşmenin ulaştığı düzey,
elektrik, doğalgaz, telefon ve su
şebekelerinin yaygınlığı ve
binalann yüksekliği ve
bölgedeki insan yoğunluğu ile
de yakından ılgili.
Bu faktörlerin gözönüne
aiınması durumunda tstanbuFun
neredeyse bütün
bölgelerinin kaçınılmaz olarak
birinci derece deprem bölgesi
olarak kabul edileceğı
belirtiliyor. Afet tşleri Genel
Müdürlüğü verilerinde,
tstanbul'un çeşitlı semtlerinin
deprem derecelendirmesi şöyle:
Yerteşim yeri Deprem Bölgesi Yerieşim yeri Deprem Bölgesi
Adaiar
Avcılar
Bakırköy
Büyükçekmece
Gürpınar
Kumburgaz
Mimarsinan
Yakuplu
Baâcılar
Manmutbey
Bahçelievler
Bayrampaşa
Beşiktaş
Beykoz
Beyoğlu
Çatalca
Eminönü
Esenler
EVÜD
1
1
1
2
1
1
1
1
2
2
2
2
2
2
2
2
1
2
3
Kemerburgaz
Fatih
Güngören
KadiKöy
Kâğrthane
Kartal
Samandıra
Küçükçekmece
Maltepe
Pendik
Sanyer
Silivri
Sultanbeyli
Şile
Şjşli
Tuzla
Umraniye
Usküdar
Zeytınburnu
2
2
2
1
2
1
1
1
1
1
1
2
1
2
2
1
2
1
1
1700 yıllık tarihsel dönemde siddeti 6 ve üzerinde 114 büyük deprem gerçekleşti
Istanbul 1766'da 'yerle yeksan' oldu
rarihsel venler. 1509
depreminde
Istanbul'da 109
mescit ve 1070 binanın
yıkıldığını ve şehir içinde
sağlam minare kalmadığmı
ortaya koyuyor. Belgelerden,
deprem sırasında 5 bin
kişinin öldüğünü, Topkapı
Sarayı'nın büyük hasar
gördüğünü, devrin
padişahımn ise bir süre için
Edirne'ye yerleştiğıni
öğreniyoruz. Depremin
ardından tstanbul'da
meydana gelen hasarlann
onanlması için 3 bin usta ile
66 bin amele çalıştığı da
günümüze ulaşan bilgiler
arasmda. Bu depremlerin en
büyüklennden biri 1766
yılında yaşandı ve başta
büyük camiler olmak üzere
kentin çok sayıda yapısı yerle
bir oldu.
Günümüzde hâlâ sağlam bir
görüntü çizen Kapalıçarşı da
bu depremde hasar aldı.
tstanbul'da 1766
depreminden sonra yaşanan
1894 depremi bir öncekının
yıkıcılığı ile yanştı. Tarihe
düşülen kayıtlara göre, bu
depremde deniz metrelerce
• Istanbul'da en büyük deprem 1766 yılında yaşandı ve başta büyük
camiler olmak üzere kentin çok sayıda yapısı yerle bir oldu. Günümüzde
hâlâ sağlam bir görüntü çizen Kapalıçarşı da bu depremde hasar aldı.
Istanbul'da 1766 depreminden sonra yaşanan 1894 depremi bir öncekinin
yıkıcılığı ile yanştı. Tarihe düşülen kayıtlara göre bu depremde deniz
metrelerce yükselip şehri basmış ve Istanbul viraneye dönmüştü.
yüksehp şehri basmış ve
Istanbul viraneye
dönüşmüştü. Örneğin
Gedikpaşa, Kadırga,
ICumkapı, Yenikapı ve
Langa'da bin ev yıkılmış,
Kapalıçarşı hasar görmüş,
Çemberlitaş, Divanyolu ve
Tavuk Pazan'nda birçok han
yıkılmıştı.
Istanbul'u iki dakika içinde
harabeye dönüştüren ve 1766
depremıne ılişkin bilgiler,
Sarids Sarraf Hovannesyan
tarafindan kaleme alındı.
Hovannesyan'ın bu yazısını
Kevork Pamukciyan
günümüze aktardı. 1766
depremine ilişkin gözlemler
tstanbul merkezlı büyük bir
depremin nasıl sonuç
yaratacağını gösteriyor'
"Miladi 1766, Ermenilerin
1215 yıhnda ve 11 Mayıs'ta,
keza Hicri 1179 Zilhiccenin
13'ünde, perşembe gnnii,
Paskarya'dan 19 gün sonra,
sabahleyin saat onu çeyTek
gece, İstanbul'da şiddetli
gürlemeler, ani sarsıntılar ve
çok korknnç gürühülerle,
yaklaşık iki dakika süren bir
deprem meydana geklL Bazı
kninseler, zelzelenin aşağı
yukan yanm saat sürdüğünü
söyledfler veya zannettilerse
de, bu boşboğazhk idi ve
hakikate u> manıaktaydı.
Harabeye dönen
ıstanbul
Şehir taş yığınlany la doldu.
Maazzam camileri yıkn,
bilhassa Ana Camii
(Ayasofya) ve Fatih
tarafindan inşa edilen Sultan
Muhammed Camii'nL. Keza
hanlan \e bilhassa V'ezir
Hanı'nı» Başfacalannı
sövleyeceğim, zira şehrin her
tarafını surlann ve sair klgir
yapılann hepsini vıkıp
harabeye çevirdi. Taşİann
yığmmı gözyaşlan gibi
öflüne indir. Keza Çarşıyı
(Kapah Çarşı) da varalavıp
hasara maruz bırakü ve
kemerkriv le bazı
kısımlarıııı yıkn.
Deprem ara sıra yeniden
kendini hissettiriyordu. 9
Temmuz Cumartesi günii
geceleyin tekrar vuku buldu.
Daha önce avın 6'sında gece
saat üçte, Balat iskclesinin
karşısında bulunan Avnalı
kavak tesmiye olunan
semtteki Padişah Sarayı
yıkıkk tş bu ayın 25'inde,
saat vaklaşık beş buçukta,
birincisinden aşağı
kalmamak üzere, şiddetli ve
korknnç bir deprem daha
vuku bulup birçok yerleri
harabeye çevirdi. Ezcümle,
Edirne kapusu denen kara
tarafindald surun kapısını
yerle yeksan etti. Burada
oturan Yahudiler ve Türkler
harabelerin altında kaldüar.
tş bu seneyi bö> le geçirdikten
sonra, ertesi yıl 19 Ocak
1767'de, ikindi vakti, saat
yaklaşık on ikiyi çev rek
geçe. şiddetli bir zeİzele
daha oldu ve çok zarara
sebebhet verdi._
AJTU ayın 27'sinde, gece
vakti saat üçte yine şiddetli
bir sarsuıü hissedildL 12
Mart gecesi tekrar kuvvetii
bir sarsınO vukubuldu. Saat
yedide korkunç
gökgürühülerivle dolu
yağdı. Yine aym 25'inci
perşembe günü saat on
buçukta, kuvvetii sarsıntılarla
deprem oldu. Biz bu esnada
kilisede idik... 30 Ağustos
günü saat onbuçukta, 8 Eylül
gecesi sabaha doğnı ve aynı
avın dokuzunda, tekrar
sallandık. Bu esnada firüna
vardı ve şiddetli yagmur
yağdL Aynı saatte, Kartal'da
şimşekle dolu geldi. Seller,
200 kişinin sulara kapınp
boğulmalanna ve evlerin
vıkılmasına neden oldu».
Bundan sonrasını ise ancak
Tann bilir."
belırtiliyor ve yapılaşma için uygun
görülüyor.
Dolayoba, Götdağu Aydost ve Kurtköy,
Umraniye: Anadolu yakasının önemli
bir bölümünün sahıp olduğu bu
zeminde taşıma kapasitesi oldukça
yüksek. Ancak yeraltındaki kınklar
tehlike yaratıyor.
KartaL, Erenkin, Bostano,
Imranive'nin bir bölümü: Zemin
sağlam olmasına karşın yer yer
faylanma görülüyor. Zemin kayalaşma
sürecıni tamamladığı için yapılaşmaya
oldukça uygun olduğu belırtiliyor.
Aynca bu bölgede bulunan
Rahmanlar'ın zemin durumu açısından
iyi durumda olmadığı, Yakacık'm ise
çöplük üzenne kurulmasının son
derece riskli bir nokta olduğu
kajdedıliyor.
-SuHanbeyli: Zeminin depreme
dayanıklılığı oldukça zayıf. Bu nedenle
yüksek katlı apartmanlar yerine en
fazla iki katlı evler yapılması uygun
görülüyor.
Uyarılar unutuluyor
20yühk
raporlar
hâlâgüncel
/
stanbul Teknik Üniversite-
si'nden Prof. Dr. AykutBar-
ka, Kocaeli depreminın ar-
dından olası şiddetli bir depremin
Istanbul'u nasıl etkileyeceğine iliş-
kin New York Times muhabırinin
sorusunu "Şayet binalar yasalann
öngördüğü normlara uygun biçim-
de inşaedilirse, Istanbul'u sarsacak
olası bir depremde. bu depremde
gördügümüz manzaralarla karşıla-
şacağunızı sanmıvorum" dıye ya-
nıtladı. Barka'nın dikkat çektıği bu
noktanın, tnşaat Mühendısleri Oda-
sı'nca tam 20 yıl önce de ayrıntılı
raporlarladile getirilmış olması, 20
yılda Türkiye'nin depreme karşı
"üzülmek" dışında hiçbir şey yap-
madığmm kanıtmı oluşturuyor.
1992 Erzincan, 1995 Dinar dep-
remlerini de yerinde incelemiş olan ..
" tnşaat Mühendislen Odası tstanbul r ^
IŞuÎJesi Sekreter Oyesi Muttu Öz- ,'•/
türk, 1998 Adana Ceyhan depre-
mini de yerinde inceledikten sonra
şu belirlemeyi yapıyor
"Ceyhan'da inşaat mühendisliği
açısından da kentieşme açısından
da, yerel yönetim uygulamalan açı-
sından da, kargaşa ve sefalet açısuı-
dan da. insanlann çaresizliği açısın-
dan da. timsah göz>aşı döküp vaad-
de bulunan poütikaa açısından da
yeni hiçbir şey jBktu." Mısıs fayın-
daki kınlma ile meydana gelen bu
depremin ardından, 1999 Kocaeli
depreminin yıkımı yaşandı kı, yine
değişen bır şey olmadığı görüldü.
20 yıl 6nceld rapor
"Deprem mühendisliği ve dep-
rem yönetmeliği'' üzerine bundan
20 yıl önce düzenlenen ba açık otu-
rumda tMO Komisyonu tarafından
hazırlanan rapor, 1992 Erzincan,
1995 Dınar, 1998 Ceyhan ve 1999
Kocaeli depreminden çok önce, ya-
pılabilecek tüm uyanlann yapıldı-
gını ve artık uyanda bulunmanın
da gereksizleştiğini gösteriyor. 13
Ocak 1979 tarihini taşıyan bu rapo-
run hâlâ güncelliğini koruması, 20
yıldır hükümetlerin "üzüntülerini
bfldinnekdışında" bir adım bile at-
madığınm en somut kanıtını oluş-
turuyor. 20 yıl önce kaleme alınan
ama güncelliğini koruyan raporda
ana hatlanyla şöyle denıliyor
•İlkemizin.yerviizününçokak-
tif deprem kuşaklan üzerinde bu-
hınduğu geçmişteki gibi, getecekte
de sık sık şiddetli depremlere maruz
kabp ağır can ve mal kavıplanna uğ-
rayacağı arök çokrvi bilinmesigere-
ken bir gerçek oimaktadır. Türki-
ye'nin depremselliği üzerine\apdan
çahşmalarsonucunda \ ıldaen azbir
defa hasar>apan, 20 yilda birde çok
büyük birdepremin meydanagetdi-
ği saptannuşür.
• Deprem tıerkes için sonuçlan
karşdanmayacak tabö afet değOdir.
BuoJayakarşı gerekli önientier ahn-
dığıtakdirdedoğuracağı zararlann
özellikle can kaybının önüne geçil-
mesi mümkündür.
• Llkemizde sık sık rastlanan
depremler hemen her defasında sa-
deceve sadece üzüntüyle karşdanır.
Beffi birzaman geçtikten sonra unu-
tulurve her dcfasmda bu durura ay-
nen tekrarlarur.
• Türkrye'de günümüze değin
iktidarlann deprem zararlannm
önienmesi ve azaltıhnası konusunda
ülkenin yerleşme ve konut gereksi-
nimi ile uyu mlu bir poHtikasıııın ot-
maması ve depremlerolduktan son-
ra ortaya çıkan çokboyutlu konut
ihtiyacına çok acek çözümler bul-
mak amacı ile yaklaşümış olması
gerçekten anlambdır.
• Deprem bölgeterinde gelecek-
teki mudak felaketlerden can ve mal
kaybından korunmarun tek çaresi
bilimsel ve toplumsal bir konut ya-
tınm poUtikasmuı biran önce beör-
lenmesidir.