Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 AĞUSTOS 1999 SALI CUMHURİYET SAYFA
J v L J J L l LJJLI. kultur@cumhuriyet.com.tr 15
1) "The Agony And The Ecstasy" - Azap ve Coşku, Yönetmen: Carol Reed, 1965.
2) "Le Mystere Picasso" - Picasso Gizemi. Yönetmen: Henri - Georges Clouzot, 1956.
3) "Moulin Rouge" - Kırmızı Değirmen, Yönetmen: John Huston, 1952.
4) "Lust For Life" - Yaşama Tutkusu, Yönetmen: Vincente Minneüi, 1956.
Ressamlar fırtmalı, ilginç yaşamlanyla sinema tarihi boyunca çok sayıda filme konu oldu
Yarahcıhğııı doruldannda...ASLISELÇUK
Sinemanın vazgeçmediği kişiler, res-
samlar. Sinema neredeyse keşfedildiğin-
den bu yana şu ilginç figürden çok etki-
lenmiştir, ressamlardan. Çünkü bu fırça-
lı sanatçı. bır yazar ya da besteciye gö-
re, çıplak gözle anında görülebilecek bir
sanat yapmaktadır. Kimi zaman resim
tarihınden ya da bir senaristın düş dün-
yasmdan çıkan bu yaratıcılar dramarik bır
potansiyel ile yüklüdürler. Ya da daima
öyle kabul edilirler. Bu kahramanlann ya-
şantılan olağanüstüdür, duygusal dün-
yalan hep dalgalıdır, çoğunlukla yoksul-
lugun eşiğinde yaşamaktadırlar, yaratı-
cılıkla ilgili boğucu sıkıntılann kıska-
cındadırlar. En küçük bir başansızhğın
acısını bile derinden duyumsarlar. Bu
roman kişiliklerini anımsatan sanatçılar
genellikle trajik bir sonla bitirirler yaşam-
lannı.
Sinemada ressam kişiliği çoğunluk bu
prototipe göre işlenmiştir diyebiliriz.
Ressam tavan arasında veya bir çatı ka-
tında bannır. Yaşadığı mekân kirlidir.
soğuktur. Boya rüplerinin. fırçalann ve
tuvallerin arasında sehpası bulunur. Ki-
rasını ödemekte çok zorlanır, borç bul-
maya çalışır. İlginç bir üniforması var-
dır. Başında bir bere, boynunu saran can-
h renklerden oluşan bir atkı ya da fular.
Kadınlan onlann hem modeli, hem de
metresleridir. Günlük tüketimi değişmez
bir süreklilikle içki ve uyuşturucudur.
Işte sinemada yer alan ressam figürü
böyle biridir. Sinema tarihi boyunca da
çok sayidaki filmde ressamlar genel ola-
rak böyle anlatılmışlardır. Sessiz sinema-
dan itibaren ressam giydiği belirgin üni-
forması ile seyirci taraftndan hemen ayırt
edilir: O değişmez iş gömleği. beresi ve
keçi sakalı ile...
Douglas, Van Gogh'u oynadı
Holrywood'un altın çağı boyunca Ame-
rikalı sinemacılar bu kahramanla çok il-
gilenmişlerdır. Modigliani, Gaugin, Van
Gogh,Toulouse-Lautrecgıbı ünlü Avru-
palı ressamlannyaşamöykülerini beyaz-
perdeye aktarmışlardır. VmcenteMinnel-
h, Van Gogh'u çekmeye karar verdiğin-
de bu konuya titizlikle eğilmiştir. 1956
yapımı "Lust ForLife" (Yaşama Tutku-
suj'nda Van Gogh'un gerçeğini yakala-
yan birportresini çizmiştir. Hollanda"da,
Fransa'da çekilen film Irving Stone'un
renkli ve eğlenceli romanından çok de-
ğişik bir yaklaşımla peliküle aktanlmış-
tır. Resme yakınhğı olan, geçmişinde o
yolla çalışmalar yapan yönetmen Vincen-
te Minnelli çekimler boyunca kılı kırk yar-
mıştır. Van Gogh'un görüntüye girecek
resimlerinden dekor için oluşturulan
mekânlara dek ressamın özgün dünyası-
na son derece sadık kalmıştır. Hatta kul-
Ho
'Montparnasse 19" - Yönetmen: Jacques Becker, 1958.
ollywood'un altın çağı boyunca Amerikalı sinemacılar ressamlarla çok ilgilendiler.
Modigliani, Gaugin, Van Gogh, Toulouse-Lautrec gibi ünlü Avrupalı ressamlann
yaşamöykülerini beyazperdeye aktardılar. Sonra da bu ilginç ve trajik ressam figürü,
birçok sinemacının esin kaynağı oldu. Sinemada eskiden ressam, sonradan yönetmen
olan çok sayıda isim de sıralayabiliriz.
lanılacak sinema pelikülü için doğru say-
dığı malzeme konusunda stüdyolarla kav-
ga etmiştır Kirk Douglas, Van Gogh ro-
lünde gerçekten başanlıdır. Ressamın
dünyayı, yaşananlan anlamak ve bunu tu-
vale yansıtmak konusundaki sonsuz ara-
yışını perdeye çok iyi taşımaktadır. Do-
uglas o günlerde rolü hakkında şunları
söylüyordu: "Kardeşi Theo ile yapüğı
binlerce yazrçma rolümö yorumlamamı
kolaylaşbrmıştı. Van Gogh'un mektup-
lannı okuyunca satır aralanndan onun
geçirdiği evreleri gerçekten anlayabüi-
yordum. Van Gogh birtikte yaşanması
çok zor biriydi. Gaugin'le (Anthony Qu-
inn) olan iKşkisindeki bastinlrruş eşrinsei-
lik boyunınu ince a\ nntılarla. anlaşüma-
sı oldukça güç bir biçimi yeğleyerek yan-
sıtmayı denerken epeyce zorlanmjşöm."
Gaugin rolündeki başansıyla Anthony
Quinn'se 1956'daki en iyi yardımcı er-
kek oyuncu oscannı kazanmıştır.
Huston'ın 'Moulin Rouge'u
Van Gogh'un trajik yaşamı birçok kez
sinemacılann esin kaynağı oldu: "The li-
fe and Death of Vincent Van Gogh"
(Vincent Van Gogh'un Yaşamı ve Olü-
mü 'Yönetmen: PaulCos, 1987yapımı).
**Vincent and Theo" (Vincent ve Theo /
Yönetmen: Robert Alrman, 1990 yapı-
mı). "Vincent and Me" (Vincent ve Ben/'
Yönetmen Michael Rubbo , 1990 yapı-
mı) "Dreams"(Düşler/ Yönetmen: Ald-
ra Kurosava, 1990 yapımı),"Van Gogh"
(Yönetmen: Maurice Pialat, 1991 yapı-
mı) gibi...
John Huston'sa 1952 yapımı "Moulin
Rouge" (Kırmızı Değirmen) filminde
Fransız ressam Toulouse-Lautrec'i (Jo-
seFerrer)anlatır. Kendısı de eski bir res-
sam olan Huston, "Moulin Rouge"u çe-
kerken Lautrec'e dikkatle bağlı kalmış
ve böylece onun resmine saygın bir atıf-
ta bulunmuştur. Çekimlerde ressam Mar-
cd Vfert'es, fotoğrafçısı ve görüntü yönet-
meni Osvvald Morris ile bir filtre siste-
mi oluşturarak fîlm boyunca canlı, etkin
renkler.renkselyayımlamalar yaparak iz-
lenimci tablolan çağnştıran görüntüler el-
de etmiştir Huston. Filmin açılış sahne-
si neredeyse belleklerde yer etmiştir:
1880'ler Parisi'nde Moulin Rouge'un
şenlikli çılgm bayram havası, ritmin Can
Can danslannın. dansçılann hışırtılar çı-
karan kabank içeteklerinin, aynalarla sü-
ren tavana izdüşümlerinin yansıması.
rengârenk patlayan bir balo görünümüy-
le sarar seyirciyi.
Yönetmen Huston, "Mouiin Rouge"
da gerçekten olağanüstü etkileyıcı bir
yönetim sergiler. Can Can danslanrun, so-
kak fahişelerinin içtenlikli anlatımı, Pa-
ris'teki bistrolann dumanlı atmosferi. Pi-
erre La Mure'ün kitabından senaryolaş-
tınlan "Moulin Rouge"daki her plan ade-
ta bir resim çerçevesi görünümündedir.
Montmartre'ın dışavurumcu atmosferi
Technicolor sisteminin canlı yansıtma-
sıyla iyice pekiştirilmiştir. "Moulin Ro-
uge" böylece 1952 yılının en iyi sanat yö-
netimi, set dekorasyonu ve kostüm os-
car'lannı almıştır.
Picasso'nun belgeseli
"The Agony and The Esctasy" (Azap
ve Coşku/ 1965)'da yönetmen Carol Re-
ed, Italyan rönesansının en ünlü ressam
ve heykeltıraşlanndan Michelangeio ile
onun koruyucusu Papa II. Julius arasın-
daki ilginç çekişmeyi anlatmıştır. Irving
Stone'un romanından Phflip DunneVn se-
naryolaştırdığı filmde Michelangelo'nun
Sistine Kilisesi'nin tavan freskolannı
yaptığı dört yıl anlatılmaktadır. "The
Agooy and The Ecstasy"da Reed filmi-
nin belkemiğini Michelangelo'nun
(Charlton Heston) sanatçı saldırganlığı ile
askerlikten gelme Julius'un (Rex Harri-
son) aynı ölçüde inatçı kişiliğine oturt-
muştur.
"Montparnass* 19" filminde (1958)
Fransız yönetmen Jacaues Becker, Ital-
yan ressam Modigliani'yi zamanın en
ûnlütiyatro aktörü, Theâtre National Po-
pulaire'in unutulmaz oyuncusu Gerard
Philipe'e oynatmıştır. "Modigliani sü-
rekli murJuİuğun ya da umutsuzluğun,
sarhoşluğun ve yaratıcılığın donıklann-
da yaşardı. Vanarcasına yaşardı" diye
açıklamalarda bulunmuştu Gerard Phi-
lipe. 1964'te yönetmenliğini Luciano
Sİdce'nin yaptığı " d Greco"da ttalyan-
Yunan kökenli ressam el Greco'nun (Mel
Ferrer) Ispanya'daki yaşamı anlatılır.
Henri-GeorgesClouzot'nun 1956'daçek-
tiği Pablo Picasso çalışırken belgeseli
"Le Mystere Picasso" (Picasso Gizemi)
sinemanın caymadığı bu konuyla ilgili
ürünlerin başyapıtlanndan biri olmuştur
çoktan. Picasso üzerine James Ivory ye-
niden 1996'da "Survhing Picasso"yu
(Picasso ile Yaşamak) daha özel bir yak-
laşımı yeğleyerek gerçekleştirmiştir. Ka-
dınlar ve Picasso vardır karşımızda. Si-
nemada eskiden ressam sonradan yönet-
men olanlar deyince çok sayıda ad sıra-
layabiliriz: Jean Cocteau,Akira Kurosa-
va, David Lynch,Vincente Minnelli, John
Huston, Maurice Pialat, Federico Feflini,
Sergei Eisenstein. Patrice Leconte, De-
rekjarman,John Maybury.Sayı daha da
artabilir, ama bunlar en ünlüleridir...
Tiyatroda başrolde
Paltrow yine
erkek kılığmda
Kültür Servisi - HolK"wood'un
başanlı oyunculanndan Gwyneth
Paltnm. VVilliam Shakespeare'in 'As
You Like It' adlı oyununda başrol
oynuyor. Paltrow, Massachusetts'teki
WilliamstowTi Festivali'nde
sahnelenen oyunda da, tıpkı
kendisine Oscar ödülü kazandıran
Âşık Shakespeare filminde olduğu
gibi. evleneceği adamı baştan
çıkarmak için erkek kılığına giren
aristokrat genç kadın Rosalind'i
canlandınyor.
Oyun üzerine yayımlajıan eleştiri
yazılannda, Paltrow'un sahnede tüm
yeteneğini ve güzelliğini sergilediği
söyleniyor. "İngiliz aksanrvla
konuşma> ı başaran tek Amerikah
oyuncu' olarak değerlendirilen
Paltrow'a oyunda. Orlando rolünü
üstlenen Alessandro Nrvola eşlik
ediyor. Eleştirmenler, Paltrow ve
Nivola'nın çok uyumlu bir ikili
oluşturduğunu söylüyor ve özellikle
de PaltroYv'un performansındaki
naifliğe dikkat çekiyorlar.
Yönetmen Barry Edelstein. As You
Like It'i farklı yer ve zamanlan
harmanlayan 'postmodern kolaj'
niteliğinde bir yorumla sahneliyor.
Örneğin oyunda 194O'lı yıllann
tngiliz modasını yansıtan giysiler ve
1950'li yıllann müzikleri bir arada
kullanılıyor. Oyunda rol alan
sanatçılann büjiik çoğunluğu,
tiyatrodan çok televizyon için
yaptıklan çalışmalarla tanınan
isimler.
Ingiltere'deedebiyat derslerinin programının belirlenmesinde gençler söz sahibi
Shakespeareyerine Trainspotting
• Artık derslerde edebiyatın
ünlü isimlerinin yerine
gençlerin ilgi gösterdiği
yazarlara yer verilecek. Bu
değişiklik eleştirilerek
tartışmalara yol açtı.
Kültür Servisi-lngiltere'de edebiyat
dersinde yapılan bir değişiklikle, genç-
lerin artık pek ilgi göstermedikleri çok
sayıda yazar müfredattan çıkanlıyor ve
gençlere derslerde işlenecek yazarlar ko-
nusunda söz sahibi olma hakkı tanınıyor.
Edebiyat dersprogramıru gençlerin key-
fı kararlanna teslim eden bu değişiklik,
eğıtim ve sanat çevTelerinde yenı bir tar-
tışma konusu oldu. Değişiklik pek çok
açıdan eleştiriliyor.
Müfredattaki değişikliğe göre gençle-
rin artık ilgi göstermedikleri pek çok
edebiyat devi listeden çıkanlıyor. Bu
isimler yerine gençlerin daha çok ilgi
gösterdıkleri genç-yazarlara yer verile-
cek. Derslerde işlenecek yazarlar konu-
sunda öğretmenlerin seçimine daha faz-
la esneklik tanıyan değişikliğe göre prog-
ramda diğer ülkelerin yazar ve şairleri-
ne de yer verilebilecek. Ancak bu deği-
şiklik ulusal kültürün oluşumunda ulu-
sal edebiyatın da önemli bir yer tuttuğu-
na inanan kişilen rahatsız ediyor.
Ortaöğretim düzeyinde yapılacak bu
değışim. üniversitedeki gençlerin pro-
filini de değiştirecek elbette. Geçen yıl-
larda yapılan bir araştırma gençlerin üni-
versiteye girene dek biraz Shakespeare
kanştırmak dışında 20. yüzyıl edebiya-
tı öncesinden hiçbir yazan okumadıkla-
Gençler 16. yüzyılda yazılan bir Idtap yerine kendi çağjanmn yaşam tarzını anlatan kitaplan tarüşma> ı
nnı gösteriyordu. Bu öğrencilerin Röne-
sans edebiyatı gibi kapsamlı konularda
yıl bitirme ödevleri vermeleri de olduk-
ça güçleşiyordu elbette. Bir başka araş-
tırma da genç kuşağın uzun romanlar
okumaktan nefret ettiğıni göstenyordu.
Edebiyat öğretmenleri bu nefreti, ilgi ve
meraka dönüştürmeyi deneseler de bir
formül bulamadıklannı açıklıyorlardı.
Genç kuşağın 20. yüzyıl öncesi yazar-
larla en azından edebiyat derslerinde ta-
nışma fırsatı ortadan kalktığına göre bu
formülün keşfedilmesi olasılığı kalmı-
yor artık.
Başyapıtlardaki gizem...
Edebiyat öğretmenleri gençlerin baş-
langıçta sıkıcı bulduklan eski yazarlan
derslerde tanıştıktan sonra sevmeye baş-
ladıklannı, gerçek edebiyat meraklılan-
nın onlan daha yakından tanımak için ça-
ba harcadıklannı belirtiyorlar. En bü-
yük kaygilan ise bu yazarlann program-
dan çıkanldıktan sonra tamamen unutu-
lup gidecekleri.
Aslında edebiyat öğretmenlerinin işi
yeni programla biraz daha kolaylaşmış
olacak. 15-17 yaş arasındaki gençlerle
Trainspotting'i tartışmanın, 16. yüzyıl-
da yazılan bir kitaba ilgilerini çekmeye
çalışmaktan daha kolay olacağı kesin. Öğ-
renciler de kendi çağlannın yaşam tar-
zım anlatan ya da onaylayan yapıtlan
okurken daha az zoriayacaklar düş güç-
lerini.
Tımes gazetesinde bu konuyla ilgili gö-
rüşlerini yazan Bel Moonej'e göre: gü-
nümüzde sadece İngiliz gençlerinin de-
ğil, dünya üzerindeki bütün gençlerin
üzerinde çok büyük bir baskı var. Mil-
yonlarca yöne çekiliyor gençler, televiz-
yon ve tnternet'in de sayesinde bilgi ve
imaj bombardımanınatutuluyorlar. Kul-
landıkları dıl radyo ve televizyonlaıda-
ki spikerler taranndan bozuluyor ve genç-
ler bu dili kolaylıkla benimsiyor. Ken-
dilerini kaos gezegeninde yaşıyormuş
gibi hisseden bu gençlerden farklı çağ-
lann kitaplannı okumayı beklemenin de
bir anlamı yokmuş gibi görünüyor.
Ancak bu yaklaşım zaman değişse de
insan ruhunun temelde değişmeyeceği,
gerçek edebiyatın bu değişmez özü iş-
lediği düşüncesiyle çelişiyor. Çocukla-
ra program üzerinde söz sahibi olma
hakkını tanıyan düzenlemenin, yedi ya-
şındaki çocuklara yiyecekleri yemekle-
ri kendileri seçme haİdanı tanımaktan bir
farkı olmadığmı belirten eğitim uzman-
lanna göre okulun işlevi gençleri eğlen-
dirmek değil, yönlendirmek. Mooney
yazısında, bu nedenle programın değil,
derslerin işleyiş biçiminin değişmesini,;
çocuklann başyapıtlardaki gizemi ke-
yifle keşfetmelerine olanak tanınması
gerektiğini savunuyor.
Japon keman sanatçısı Stıigeo
VVatanabe yaşaımm yitirdi
I Kültür Servisi - Japonlann harika çocuğu,
keman sanatçısı Shigeo Watanabe. geçirdiği ağır
kalp krizi sonucunda yaşamını yitirdi. Genç yaşında
beyninin gördüğü hasarla müzik yaşamından
kopan 58 yaşındaki sanatçı amcası ve 90 yaşındaki
keman öğretmeni olan babası tarafindan kaldinldığı
hastenede öldü. llk resitalini yedi yaşında veren
Watanabe, 12 yaşında bestelediği ilk keman
konçertosu ile bir anda büyük ün kazandı.
Watanabe'nin dehası 1954 yılında Japonya'ya gelen
keman virtüözû Jascha Heifetz tarafindan
keşfedildi. 14 yaşındaki Watanabe, Heifetz'in
desteğiyle New York'taki Julliard Müzik Okulu'nda
okuyan en genç yabancı öğrenci oldu. Ancak
sanatçımn Ivan Galamian'la sürdürdüğü çalışmalan
üç yıl sonra aşın dozda uyku hapının yol açtığı
beyin hasan nedeniyle sona erdi. Bu olay üzerine
talihsiz bir kaza. intihar girişimi ya da başansız bir
cinayet planı yoramlan yapıldı. 1958 yılında evine
gönderildiğinde yatağa bağımlı bir haldeydi. Sanatçı
kısa süre önce eski parçalannın Shindo başlığı
altında basılmasıyla yeniden gündeme gelmişti.
Ankara'da Açık Hava Sinema
günleri
• Kültür Servisi-
Hotel Bılkent-
Ankara'nın 'Açık
Hava Sinema
Günleri 1999'
sürüyor. 1997
yılında açılan
Açıkhava
sinemasınm
programında yaz
sonuna dek
Propaganda, Kusursuz Cinayet, Kara Kedi Ak JCedi
ve Titanic, Aşk Mektubu, Gününü Göreceksin, Ah
Mary Vah Mary, Kuşatma, Kurda Tuzak ve Büyük
Umutlar adlı filmler gösterilecek.
CİE 5 Ulusal Kısa Hhn Yanşması
• Kültür Servisi -C1NE 5'ın düzenlediği ödüllü
Ulusal Kısa Film Yanşması'nın ikıncisine son
katılım tarihi 15 Eylül 1999 olarak belirlendi.
Yapıtlann video ve sinema Fılmi olmak üzere iki
dalda değerlendirileceği yanşmada konu sınırlaması
yok. Süresi 30 dakikayı geçmeyecek olan dramarik,
canlandırma ve belgesel türdeki filmlere sayı
sınırlaması da getirilmiyor. Yanşmaya 1 Ocak 1998
tarihınden sonra çekilen filmler kabul edilecek.
Ancak bu tarihten sonra İFSAK'ın yanşmasına
katılıp ödül kazanan yapıtlar katılamayacak.
Filmlerin yanşmaya bir adet VHS kopya, beş adet
filme ait dia, renkli opak fotoğraf ve yapımcı izin
belgesi ile birlikte gönderilmesi gerekiyor. En iyi
filme 1 milyar TL ödül verilecek olan yanşmada
başan plaketi ve para ödülü kazanacak kısa filmler
CINE 5'ten yayımlanma hakkını da kazanacaklar.
Ödüllü ve gösterime değer bulunan filmler,
sonuçlann açıklanacağı 1 Ekim 1999 tarihinden
itibaren iki aylık süre içerisinde CINE 5'ten
gösterilecek. Yanşmaya başvurular elden ya da
posta yolu ile CINE 5 Filmcilik ve Yapımcılık AŞ,
Eski Büyükdere Caddesi, No: 77, Maslak-Istanbul
adresine yapılacak. (286 35 35)
Mehmet Aksel'in sergisi
• Küftür Servisi - Mehmet Aksel'in illüstrasyon
sergisi The Marmara tstanbul'un Opera Sanat
Koridoru'nda 2 Eylül'e dek sürecek. Sergilenen
yapıtlann çoğu 1993 yılında Atatürk Kültür
Merkezi'nde lllüstratörler Derneği'nin
düzenlediği' lllüstratörler 1" başlıklı
sergide de yer almıştı. Aksel'in
illüstrasyonlannın büyük bir bölümüne kaynak
oluşturan dokümanlar, Istanbul'a 1800'lü
yıllarda gelen ingiliz ressam William
H.Bartlett'nin çizdiği desenlerin gravür haline
getirilip basıldığı kitaptan almdı.l993'te bir grup
arkadaşıyla birlikte lllüstratörler Derneği'ni kuran
sanatçı, kuruluşundan bu yana derneğin
başkanlığını yürütüyor.
Fotoğra! Avcılan Rasgele'
• ANKARA (AA) - Milli Parklar Av ve Yaban
Hayatı Genel Müdürlüğu, 2-5 Ekim tarihleri
arasmda Hatay-Belen II No'lu Kuş Gözlem
Merkezi'nde 'Süzülen Göçmen Kuşlar Gözlem
Günü, II. Fotoğraf Avcılan Rasgele' başlıklı bir
fotoğraf yanşması düzenliyor. Yanşma, 5 Ekim
Dünya Kuş Gözlem Günü etkinlikleri çerçevesinde
yapılacak. Günümüzde çevre sorunlanmn doğa ve
yaban hayatı üzerindeki olumsuz baskılan
karşısında yaşama mücadelesı veren doğal
kaynaklan korumak, onlara duyulan ilgi ve sevgiyi
yaymak, tarihi ornitolojik, kuş ve göç yollan
açısından dünyaca önemli olan Hatay- Belen'in
tanıtımmı yapmak amacıyla düzenlenen yanşma,
fotoğraf yoluyla da avcılık yapılabileceğini
\ıırguluyor. Slayt ve renkli baskı olmak üzere 2
dalda düzenlenen ve herkese açık olan yanşmanın
her bölümünde en çok 5 fotoğrafla yanşılabilecek.
2-5 Ekim tarihleri arasmda Hatay-Belen'de
çekilecek fotoğraflann, 18 Ekim 1999 günü mesai
bitimine kadar Orman Bakanhğı Milli Parklar Av ve
Yaban Hayatı Genel Müdürlüğu Eğitim Tanıtım
Şube Müdürlüğü'ne teslim edilmesi gerekiyor.
• Kültür Servisi - Kültür ve Edebiyat Dergisi E\
Şiir Inceleme Yanşması düzenliyor. Yanşmaya,
çağdaş şiirimizin Yahya Kemal, Nâzım Hikmet,
Necip Fazıl ile başlayan serüveninden günümüze
kadar gelen süreci içinden seçilecek bir şairin 'tek'
bir şiiri üzerine yapılmış ve hiçbir yerde
yayımlanmamış incelemeler katılabilecek.
Yanşmada dereceye giren çalışmalardan her birine
birer plaket ve birinciye 250 milyon T.L., ikinciye
150 milyon T.L., üçüncüye ise 100 milyon T.L. para
ödülü verilecek. Son başvuru tarihi 1 Eylül olarak
belirlenen yanşmanın sonuçlan 1 Kasım'da
açıklanacak. Adaylar, Çatalçeşme Sok. Gendaş
Işhanı Hanı No: 19 Cağaloğlu / tstanbul adresine
başvurabilirler. Aynntıh bilgi almak isteyenler
(0212) 572 10 20 nolu telefonu arayabilirler.