19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 AĞUSTOS 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 8 yıllık kesintisiz eğitimin ikinci yıldönümünde, derslik başına düşen öğrenci sayısı düşürülemedi Eğitimde hedeflere ulaşılamadı• Milli Eğitim Bakanhğı, 'Çağı Yakalama 2000 Projesi' hedeflerini gerçekleştiremedi. 30 kişilik sımflar ve her okula 1 bilgisayar laboratuvan vaat eden bakanlık, bilgisayar ihalesine 2 yıldır son noktayı koyamadı. EBRU TOKTAR ANKARA - Kamuoyunun büyük desteği ile 18 Ağus- tos 1997'dekabul edilen 8 yıllık kesintisiz temel eğı- tim, ikinci yıldönümüne gı- rerken Milli Eğitim Bakanhğı eğitim hedeflerinde çok ağıryol alıyor. Okullaşma oranını arttıran ve kırsal kesımde 6. sınıfa giden öğrenci sayısı- nı yüzde 81.7 oranında arttıran bakan- lık. aynı başanyı "EğitimdeÇağı Yaka- lama 2000 Projesi"' hedeflerinde göste- remiyor. 30 kişilik sımflar ve her okula 1 bilgisayar laboratuvan vaat eden ba- kanlık. bilgisayar ihalesine 2 yıldır son noktayı koyamazken Marmara Bölge- si'nde 10, Güneydoğu Anadolu'da 73, Akdeniz Bölgesi'nde 61'e dayanan sı- nıf mevcutlannı da hâlâ aşağı çekeme- di vebilgi teknolojisi sınıflannı kurama- dı. 8 yıllık kesintisiz temel eğitimde öğ- renci sayısını geçen yıla göre yüzde 13.3 diizeyinde arttırmayı başaran bakanlık, Egitim-Sen, alınacak 30 bin öğretmenin yeterli olmadıgını savundu 'Öğretmen açığı kapanmadıy ANKARA (ANKA) - Egitim-Sen Genel Sekreteri Kemal UnaL, Türkiye'de branş ögretmeni açığı bulunduğunu belirterek alınacak 30 bin öğretmenin varolan açıgı kapatamayacağını savımdu. Kemal Ünal, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 30 bin öğretmen alınacağına ilişkin açıklamasının sevindirici, fakat yeterli olmadıgını söyledi. Türkiye'de sekiz yıllık kesintisiz eğitime geçişle büyük miktarda branş ögretmeni sıkmtısı yaşandığını dıle getiren Ünal, köklü bir çözüm bulunmadan Türkiye'deki öğretmen açığımn kapanmayacağını söyledi. Öğretmen adaylannm merkezi sınava tabi tutulmamasuun sevindirici olduğunu, aksi bir uygulamanm yanlış olacağını ifade eden Unal, öğretmenlerin zaten birçok sınavdan geçerek öğretmenlik mesleğini hak ettiğini söyledi. Matematik, Türkçe, Ingilizce gibi ana derslerde büyük öğretmen açığı yaşandığına işaret eden Onal, özellikle bu alanlardaki öğretmen açığınm kapatılması gerektiğini kaydetti. Sosyal güvenlik yasa tasarısının gündeme gelmesiyle birlikte birçok öğretmenin emekliye aynldığmı söyleyen Onal, yıün ilk yansında 500 öğretmenin emekli olduğunu, yıün ikinci yansında da aynı sayıda öğretmenin emekli olduğunun tahmin edildiğini kaydetti. Kemal Onal, öğretmen açığının köklü çözümJer getirilerek giderilememesi halinde sürekli bir öğretmen açığı yaşanacağını ileri sürdü. Yapılacak 30 bin öğretmen atamasmm sevindirici olduğunu vurgulayan Ünal, bunun asla yeterli olmadıgını söyledi. diğer hedeflerinde belirlenen zamandan sapıyor. İlk aşamada en az 2 ilköğretim okuluna olmak üzere 2 bin 541 okula 2 bin 828 bilgi teknolojisi smıfi oluştur- mayı planlayan bakanlık, aradan 2 yıl geçmesine karşın beklenen etkinliği gös- teremedi. Tamamlanan ihale için Dünya Ban- kası'ndan onay bekleyen bakanlığın la- boratuvarlan, bu yıla yetiştirmesi de mümkün görünmüyor. 8 yıllık eğitime kaynak için 1997 yı- lında oluşhırulan eğitime katkı payı uy- gulamasma 31 Aralık 2000'de son ve- riliyor. Tasıt alım vergileri, Spor Toto. Spor Loto, at yanşlan, silah ruhsatlan, kara avcılığı, havayolu, tstanbul Men- kul Kıymetler Borsası'yla ilgili işlem- ler, cep telefonlan, RTÜK tarafından alınan reklam gelirleri, tapu işlemleri, eğitim. gençlik ve spor hizmetleri ver- gisinden yapılan kesintilerle oluşturulan eğitime katkı payı. bakanlığa büyük kay- nak sağlıyor. Bakanlığın gerek bağış, gerekse eğitime katkı payı kanalıyla akan gelirleri yeterince etkin ve venm- li kullanamadığı da eleştiriler arasında yer alıyor. 8 yıllık kesintisiz temel eği- tim sonrasında şu gelişmeler oldu: öflrencl sayısı Geçen yıl ilkögretim öğrenci sayısı 1 milyon 342 bin 618 iken, bu sayı 1998- 1999'da 1 milyon 352 bin 221'e çıktı. 6. sınıfa giden öğrenci sayısında ise bü- yük arnş sağlandı. 5. sınıftan sonra oku- la giden öğrenci sayısı köylerde yüzde 81.7, kentte yüzde 41.1 oranında arttı. 13 Doğu ve Güneydoğu Anadolu Böl- gesi'ndeki 19 kentin köylerinde birinci smıf öğrenci sayısında büyük artış ol- du. Derslik başına düşen öflrencl sayısı Şanlıurfa'da derslik başına düşen öğ- renci sayısı 82. Adana ve Batman'da 80, Bursa'da 78, Kocaeli'de 77, Diyarbakır ve tstanbul'da 76, Yalova'da 75, Hakkâ- ri'de 73, Mardin ve Şırnak'ta 70, Osma- niye ve Van'da 68, Kocaeli'de 66. ilk iki yılda derslik başına düşen derslik sayı- sında çok küçük bir düşme gerçekleşti- rilebildi. Ankara'da 63'ten 61'e, Gazi- antep'te 82'den 75'e, lçel'de 66'dan 62'ye, Istanbul'da77'den 76'ya, tzmir'de 65'ten 63'e, Konya'da 55'ten 50'ye, Şan- lıurfa'da 86'dan 82'ye, Van'da 72'den 68'e, Bat- man'da 88'den 80'e düşü- rüldü. Bitlis, Bilecik, Burdur, Hatay, Kırşehir, Rize, Ar- dahan ve Karabük illerinde öğrenci başına düşen öğren- ci sayısında hiçbir oynama olmadı. öflretmenler Ingilizce ve rehberlik öğ- retmen açığı kapatılamadı. Ingilizce öğretmen açığını kapatmak için getirilen söz- leşmeli öğretmenlik uygu- laması işlemedi. Rehberlik servisleri çoğaltılamadı ve etkin hale getirilemedi. Yönertme 8 yıllık eğitim sonrasın- da yapılan yöneltme siste- mi tam olarak oturamadı. Öğrencilerin yüzde 6O'ı genel liselere yönelmeye devam etti. Rehberlik servis- İeri etkin hale getirilemediği için öğ- renci dosyalan da tutulamadı. Kuran fcursları Danıştay'ın aynı yöndeki yönetme- lik ve genelgeleri iptal etmesine karşın 6. sınıfa geçen öğrencilerin Kuran kurs- lanna gitmesini öngören Diyanet Işleri Başkanlığı Yasası kabul edildi. Hükü- met, Danıştay'ın benzer mevzuatlan 8 yıllık kesintisiz temel eğitimin ruhuna ve çocuklann pedagojik gelişimine ay- kın bularak iptal edince, çareyi yasal değişiklik yaparak buldu. Yasanın Res- mi Gazete'de ilan edilerek yürürlüğe girmesi ile 8 yıllık kesintisiz eğitim bölündü. CHP hükümeti sucladı İktidar belediyelerine ayrıccdık MUTLU SERELİ ANKARA - lller Bankası'nca belediyelere yapılan yardımlann dışında 50 bin nüfusun altındaki yerlere gönderilmek üzere Maliye Bakanhğı bütçesinde oluşturulan kaynağın dağıtılmasında iktidar partili belediyelere ayncalık yapıldığı bildirildi. Yaklaşık 3 bin belediyeyi kapsayan ve 35 trilyon lira olarak belirlenen kaynağın dağıtılmasma ilişkin ölçiitler açıklanmadı. Maliye Bakanhğı da yardımlann partilere göre dağılımı konusunda bilgi isteyen CHP've yanıt vermedi. 'Yerel Yönetim Birimi' CHP'de yeniden yapılanma programı kapsamında yer alan "Yerel Yönetim BirimTnin (YBB) oluşumu tamamlanarak aktif duruma getirildi. Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi AB Dinçer'in başkanlığa getirildiği birimin üyeliklerine Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Çakmur, MYK üyesi İbrahim Tez, PM üyeleri Nurettin Sözen, Nazmiye Halvaşi. Necla Pur, Cavidan Demirağ, AB Ozcan ve yüksek disiplın kurulu (YDK) üyesi İsmet Çanakçı getirildi. Kurul. kuruluş ve çalışma raporunu 12 Ağustos 1999 Perşembe günü CHP Genel Sekreteri Tartaan Erdenı'e sundu. Yerel yönetimlerin bütçeleri, kaynak kullanımlan, hükümetle ilişkileri gibi konularda çalışmalaryapılması, izlenmesi; partili yerel yönetimlerin çalışmalannda işbirliği \e dayanışmanın gerçekleştirilmesi; yerel yönetimlere gereksinim duyulan her alanda danışmanhk yapacak ekiplerin oluşturulması: sosyal demokrat yerel yönetim anlayışının evrensel ılkeler doğrultusunda Türkiye'ye uyarlanabilmesı için araştırmalar yapılması ve projeler hazırlanması YBB'nin amaçlan arasında yer aldı. YBB'nin ilk çahşması YBB. ilk çalışmasını Maliye Bakanhğı'ndan belediyelere venlmek için aynlan 35 trilyonluk kaynağın hangi ölçütlere göre dağıtıldığı konusuyla ilgili olarak başlattı. Konuyla ilgili bilgi veren YBB Başkanı Dinçer. Maliye Bakanlığı'nın 1999 yılı bütçesinde "Belediyelere yapılacak yardım ve ödemeter" başhğı altmda bir kaynak aynldığını ve bakanın yetkili kıhndığını kaydetti. Temmuz ayında ödeneğin bir kısmının kullanıldığım anlatan Dinçer. 50 bin nüfusun altındaki yerleşim birimlerinde her 2 bin 500 nüfus için 2.5 milyar liradan başlayan ve aynı oranda arttınlan bir düzenleme yapıldığını belırttı. Ödeneğin dağıtılmasında bu düzenlemeye uyulmadığını ve iktidar partisine mensup DSP, MHP ve ANAP'lı belediyelere ayncalık yapıldığını kaydeden Dinçer. yalnızca gönderilen illerin bazı milletvekillerine bilgi verildiğini belirterek, CHP'nin konuyla ilgili başvurusunun ise yanıtsız bırakıldığını aktardı. Dinçer, Maliye Bakanlığf ndan bilgi alamadıklan için tek tek iller bazında bir çalışma başlattıklannı ve yardım miktarlannı illerden öğrendiklerini söyledi. Bazı illerde dağıtılan yardımlardan Dinçer'in verdiğı ömekler şöyle: "Kocaeti'nin 20 bin 400 nüfuslu Güzeltepe Uçesinde CHP'li belediyeye 4 milyar lira verilmesine karşın, Niğde'nin 64 bin 300 nüfuslu Bor ilçesinin MHP'H belediyesine 50 milyar Bra, Afyon'un 50 bin 950 nüfuslu Emirdağ Uçesinin CHP'li bdediyesine 15 milyar lira verilmiştir." Şair Can Yücel, Datça'da günebakan çiçekleriyle son yolculuğuna uğurlandı ' Vakitsiz yaürtnayın benFOZAN YAYMAN DATÇA- Türkiye'nin önde ge- len şairlerinden Can YüceL sövme- sini, saymasını, sevmesini ve daha '• 'güzel günlere olan ürrudi öğrettiği ülkesinin topraklanyla buluştu. Bu- luşma töreninin yansıttığı, "Yalan- sn bir dünyanın", "öte dünyaya" alkışlarla uğurlanması oldu. Ege'nin kültür zengini topaklanna Can Yü- cel'le birlikte biryenisi dahaeklen- di. Binlerce seveni, ömrünün son yıl- lannı geçirdiği Datça'ya gömülen Yücel'i son yolculuğunda yalnız bırakmadı. tzmir'de perşembe gecesi hayata gözlerini yuman ünlü şairin son yol- culuğu Datça'ya oldu. Vasiyeri üze- rine bu şirin beldede gömülmek üzere tzmir'den yola çıkanlan Yü- cel'e çok sayıda seveni yol boyun- ca eşlik etti. Can Yücel'in kısa sü- re önce "Beni Datça'ya, son yolcu- luğumda Bodrum'dan mavi yoku- lukla götürün" demesi üzerine dü- zenlenen program, matem havasın- da değil, eşi Gûler Yücel'in söyle- diği gibi "Bu dünyada Can Yücel'e şahit ohnanın mutluluğu içinde" geçti. Can YüceVin ölüm haberini alan ve şairin son yolculuğunda bulunduklan yerden geçecek olma- smı öğrenen sevenleri, güzergâhtaki Torbalı. Sö- ke ve Milas'ta da karşılama törenleri düzenlediler. Bu yerleşmelerden son kez geçen Yücel, yine alkış- larla karşılandı. uğurlandı. Mavi yolculuğun başlama noktası Bodrum'da ise Yücel'i yüzlerce kişi ellerinde Günebakan çiçek- lenyle karşılandı. Çünkü, vasiyette son yolculuğunun •günebakan' çiçekleriyle yapılması yer alıyordu. Yücel'in Bodrum Kalesi önünde yaldaşık bir sa- at duran tabutu önünde en çok yinelenen alkışlar oldu. Alana, şiir okuyanlar, fotoğraf çekerek son yolculugu belgeleyenler ve üzgün bakışlar ege- mendi. Ancak, bir şey görülmedi: Gözyaşı yoktu. Eşinin dediği gibi, insanlar Can Yücel'i tanıma- nın onurunu yansıttılar. Bodrum Kalesi önünde toplananlardan bazılan Can Yücel'i özetlerken şu kısa değerlendirmeleri yaptılar: Oğhı Hasan Yücel: Dünya denen gezegende da- ha güzel bir yaşam için uğraştı; iyi bir dünya va- tandaşıydı. ikizkardeşiCanan Yücel: Paylaşmayı anamızın karnında öğrenmiştik, hiç bu kadar yalnız kalma- mıştım. Şair tlhan Berk: Unutulmayacak bir insan ve şairdi. En önemlisi, can dosttu. ÖDP Genel Başkanı Ufiık Uras: Her zaman eşitlik ve hürnyet müca- delesi yaptı. Başlı başına bir örgüt- tü. Bize verdiği değerler doğrultu- sunda el ele vermeliyiz. tnönü Vakfi Başkanı Özden To- ker:Türkiye'nin yaşadığı süreci, öf- kesiyle, sevgisiyle hepimizden da- ha iyi ifade ediyordu. Bodrum'da mavi yolculuk önce- si kale önünde düzenJenen törene katılan kalabahk grup, şaire olan duygusunu iki heceyle yansıtıyordu; "Aşkolsun sana!" ve herkes aynı şe- yi dillendirdi: "BİZİ yalnız bırak." Mavi yolculuğun başladığı Bod- rum Iskelesi'ne kadar kale önünden grup eşliğinde getirilen Yücel'in ta- butu, buradan çiçeklerle, alkışlarla Datça'ya uğurlandı. Yolculuk süre- sınce üç feribotu dolduran Yücel' in yakınlan ve sevenleri yol boyunca Can Yücel'le özdeşleşen Kuzguncuk Çınaralü Kahvesi'nde şair için defter açıldı. (Fotoğraf: ALPER TURGUT) şairin şiirlerini okudular, ortak anılannı aktardılar. estetiğini yapü" oldu. Eşinin, Can Yücel'in şuurunun gidip geldiği son Datça'da tören düzenlendiği suada "Şarabi Eş- günlerde. "Bana Aziz Nesin'in telefonunu verin" istemini anımsatması üzerine sevenleri, şairin ya- şama olan eşsiz mizahi bakış açısını ortaya koy- duğu görüşünde birleştiler. fici saat süren yolculuğun sonunda Datça'ya ula- şan Yücel'in tabutu kent ıskelesini dolduran yöre halkınca, "Mekânına boş gekün" pankartıyla ve gü- nebakan çiçekleriyle karşılandı, alkış yağmuruna tutuldu. Datçalılar şairi çok sevdiği belde sokak- lannda son kez dolaştırdılar. Ardından, Datça'da- ki evine götürülen şair. bir süre burada bekletildi. Gece de Datça Devlet Hastanesi'nde bekletilen Can Yücel için dün toprağa verilmeden önce evi- nin bulunduğu eski Datça Mahallesi'ndeki alanda bir tören düzenlendi. Burada toplanan yaklaşık 3 bin kişi hep bir ağızdan şairin şiirlerini okudu. Tören sırasında şairin yakınlannın ve sevenle- rinin duygulu anlar yaşadığı gözlenirken. cami ye- rine köy meydanında cenaze namazı kıhndı. Tören sonrası omuzlar üzerinde mezarlığa gö- türülerek toprağa verilen Can Yücel için Datça'da- ki egemen görüş, "Sıkıh duran yumruğunda ha- yaün kendisi vardı ve hiç ara vermeksizin isyanın taya"nın 2. mekânı Kuzguncuk'taki Çınaraltı Kah- vesi'nde ÖDP üyeleri, dostlan ve sanatçı arkadaş- lan tarafından bir uğurlama töreni düzenlendi. Istanbul Haber Servisi'nin habenne göre şair Can Yücel ile özdeşleşen Kuzguncuk'taki Çınaral- tı Kahvesi'nin içi ve çevTesi dün dostlanyla tıklım tıklım doluydu. Gözyaşlan arasında Can Yücel için açılan deftere duygu ve düşüncelerini yazan partili ve sanatçı dostlan ile okurlan Yücel'in ken- di sesinden şiirlerini dinlediler. "Yaşlıgözistemez, çeknk melenk lazun değil, susun sıra neferi uyu- sun" ve - Aşkolsun Can Baba aşkolsun^ yazılı dö- vizleri taşıyan çocuklar ise Can dedelerinin kaybı nedeniyle hüzünlüydüler. ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Asena, "Onun mücadelesini aşka büyütecek ve yüceitece- giz. Onun gibi ölürken arkamızda güzellikler bıra- kacağız. Arük onunla birlikte'Geçmiş senin olsun. gelecek benim' diyebileceğiz" dedi. Şair Orfaan Alkaya ise Yücel'in gerçek bir sos- yalist ve deha olduğunu, üniversitelerde halen çevirilerinin tartışüdığını vurgulayarak Yücel'in şiir- lerini okudu. Yurttaşlar, vasiyeri üzerine Datça'da toprağa verilen Can Yücel'i alkış yağmuruna tuttu. (Fotoğraf: OZAN YAYMAN) GÖRÜg CUNEYT AKALIN YOK 6eç Bile Kaldı! Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Ömer Batı- rel'in istifa haberini, rastlantısal olarak, tatil için bulun- duğum bir taşra kentinde öğrendim. Çaybahçesinde yanımdaoturantemizyüzlü, kumral, sakallı genç, tür- banlı bayan arkadaşlanna kaygılı bir sesle "rektörün istifası"n\ haber veriyordu. Önce anlamadım, o kent- teki üniversitenin rektörü sandım; taşradaki kentte gençterin aralannda geçen konuşmada kastedilen kişi- nrn Istanbul'daki Marmara Üniversitest'nin rektörü Prof. Ömer Faruk Batırel olduğunu ertesi gün gazeteden öğrendim. Birkaç gün sonra, Marmara Üniversitesi Senato- su'nun eski Rektör Prof. Ömer Faruk Batırel'e sahip çı- kan bildirisinı gazetede görünce doğrusu yadırgadım, ama şaşırmadım. Senatörlerie onlan (en azından bir bö- lümünü) oraya getiren rektor arasında bir kader bırliği söz konusu olabilirdi. Öyle olmasa bile, vefa duygusu, hocalan böyle bir tepki veımeye itmiş dabilirdi... Taşra kentinden Istanbul'a dönüp de arkadaşlanm- dan kimi Marmaralı öğretim üyeterinin, Prof. Batırel'in yeniden göreve getirilmesi için imza topladıklarını du- yunca dayanamadım, kaleme sanldım. İstifa eden bir rektörün ardından bu satırlan yazmak hoş kaçmasa da düşüncelerimi kamuoyu ile paylaşmak zorunda hisse- diyorum kendimi. Marmara Üniversitesi ayncalıklı mı? Marmara Üniversrtesi, Istanbul'un Istanbul Üniver- sitesi'nden sonra ikinci büyük üniversitesidir. Bu üni- versitede öğretim, kentin çeşitli semtlerine dağılan kampuslardasürdürülmekteclir. Üniversitenin en büyük kampusu ise Göztepe'dekıdir. Üniversite ile az çok ılişkisi bulunan herkes, Gözte- pe Kampusu'nun uzun süreden beri Islamcı mılitanla- nn denetimi altında olduğunu bilir. Dahası ve belki de en vahim olanı, kampus içındeki faküttelerin durumu- dur. Göztepe kampusu içindeki kalabahk Atatürk Eği- tim Fakültesi ve fen-matematik fakültelerinde türban- lı öğrenciter nerdeyse çoğunluktadır. Bu fakültelerde YÖK'ün kıyafet yönetmeliği ile ilgili yazılan, duyuru tah- talannda solmaya terk edilmektedir. Geçen yılki me- zuniyet törenine öğrenciler türbanlı katılmıştır. Gözte- pe kampusunun bir Iran üniversitesinı andırdığı herkes- çe ifade edilmektedir. Rektör Batırel'ın eşinin türbanlı olduğu, kendisinintarikatçı olduğu, sosyal bilımlerala- nında kritik mevkileredincileri yerieştirdiğı, Istanbul'da üniversitelerle az çok ilişkisi dan herkesçe bilinen şey- lerdir. Dahası, YÖK'ün uyansı üzerine türbanlı öğrencileri, ikna etmek üzere üniversitede kurulan komisyonun üyesi bir öğretim göreviisi silahlı saldınya uğramış, fa- kat bu olay da örtbas edilmiştir. Prof. Batırel'i savunanlar, "kendisinin öğretim üye- lerince seçildiğini, üniversite içinde demokrat tavıhar aldığını, sağcıya da solcuya da kanşmadığını" öne sü- rüyorlar. Batırel'i savunan kimi akademisyenlere göre lü'de sık sık olay çıkması buna karşılık Marmara Üni- versitesi'nde olaya rastlanmaması, Marmara Üniver- sitesi'nin puanını yükseltmektedir. Bu da aynı kişilere göre, Batırel'in başansı olarak görülmelidir! Birkısım kendine "solcu" diyen akademisyenin des- teğini akjığına göre, Prof. Batırel'in usta bir politikacı olduğunu teslim etmek gerekir. Ne var ki bu, Batırel'in ustalığından çok, üniversite mensuplannın bir bölü- münün yanlış bakış açısından da kaynaklanıyorolabi- lir. Kemal Alemdaroğlu'nu, gerici ve "Ikitelli" bastnı ile birlikte boy hedefı yapan Öğretim Üyelen Derneği ve öğretim Etemanlan Sendikası'nın, bu konudaki suskun- luğu, olsa olsa "çifte standart"\a açıklanabilir. Ne var ki eski Rektör Batırel'i savunanlann argü- manlan çürüktür. Marmara Üniversitesi'nde olay çık- mıyor, çünkü özellikle Göztepe Kampusu islamcılann denetimindedir. Ülkede huzuru boyte mi sağlayacağız? Batırel'in öğretim üyelerinin çoğunluğunca seçildiği doğrudur, ancak bu Batırel'e cumhuriyet yasalan önün- de ayncalık kazandırmaz. Seçim demokrasinin "o/- mazsa o/maz" koşuludur, ama tek başına demokrasi üretmez. Hiüer'in sandıktan çıktığını, Humeyni'nin bü- yük bir kitle desteği ile ıktidara geldığini unutmayalım. Marmara Üniversitesi'ni yeniden düşünmek YÖK, Prof. Ömer Faruk Batırel'i görevden almakta geç kalmıştır. Istanbul'un göbeğındeki görünümler, Anadolu'daki birçok taşra kentındeki görünümlerden bile geridir. Bunun sorumluluğunun bir bölümünün Prof. Batırel'e ait olduğunu, her insafsahibi teslkn ede- cektir. Prof. Batırel'in görevden alınış biçimi ile ilgili olarak imza toplamaya çalışan öğretim üyelenne gelince: As- Inda bunadafazla şaşırmamak gerekir. Medyadaki Nev- val Sevindi-Fethullah Gülen Meclis'teki Mrş. Mer- ve Kavakçı olaylannın benzerlen, üniversitelerde uzun süredir yaşanıyor. YÖK'ün yetersiz biçimde de olsa, ola- yın üzerine gitmeye başlaması üzerine takke düşmüş, kel göaınmüştür. "Görevden alınış biçimi" hoş değilmiş, "Batırel kim- seye kanşmıyormuş". Şeklen demokratikolsun da ge- risinin önemi yok! Kendisine dokunmadıkça, kimi ay- dınlanmızın Erbakan gelmiş, Bahçeli gitmiş umurun- da değil. Gençliğin ve halkın ezici çoğunluğu laik-demokra- tik üniversiteden yanadır; dinciler, arkalanndaki devlet desteği çekildikçe ne yapacaklannı şaşınyorlar. Bunu görmek için soğukkanlılıkla çevreye şöyle bir bakmak yeter! YÖK Marmara Üniversitesi'nde geç bile kaldı! 12 kişi gozaltına alındı 'Muşlu Şeref çetesine operasyon tstanbul Haber Servig- Istanbul Organize Suçlar ve Kaçakçılık Şube Mü- dürlüğü ekiplerinin, tah- silat amaçlı adam kaçır- ma olaylarına kanşan 'Muşlu ŞereP çetesine yö- nelik düzenlediği operas- yonda, 12 kişi gozaltına alındı. Çıkar Amaçlı Suç Ör- gütleriyle Mücadele Ya- sası'na muhalefet ederek cürüm işlemek üzere si- lahlı teşekkül oluşnjrmak, adam kaçırmak, alıkoy- mak, çek-senet tahsilatı yapmak suçlanm işleyen 'Muşlu ŞereF grubu üye- lerine karşı operasyon dü- zenleyen güvenlik güçle- ri, 12 kişıyi gozaltına aldı. Gozaltına alınan kişilerin üzerlerinde ve gösterdik- leri yerlerde yapılan ara- malarda, 2 adet tabanca. 2 adet av tüfeği, 36 taban- ca fişeği, 65 av tüfeği fî- şeği, 5 adet şarjör, 1 adet kelepçe ve 1 adet sahte plakalı otomobil ele geçi- rildi. Gözaltındaki kişile- rin yapılan sorgulan so- nucunda, tahsilat amacıy- la 4 kişinin kaçınlması, bir kişinin Maltepe'de bulu- nan kahvehanesinin kur- şunlanması, bir kişinin ba- cağından kurşunlanması, zor kullanarak 7 milyar 120 milyon liraya ve bir otomobile el konulması olaylanna kanştıklannı iti- raf ettikleri belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle