Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 AĞUSTOS 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
JvLJI-iJ. L J K kurtur@cumhuriyet.com.tr 13
Ünlü yazann dostlanna 76. doğum günü nedeniyle kaleme aldığı son yazısı ve şiiri
'Abbas Ağa, hesabın t
Kendi kaleminden otobiyografisi
SERENCAM
Anam ilaç yapmış düşürmek için
Düşmemişjm.
Bakın ki işte dostlar,
O bile çok görmüş bana yaşamı
Bu insan sinirienir, kızabilir,
Ama alınyazısını kim bozabilir?
Yîrmi bir Mart dokuz yüz yirmi üç
Günlerden Nevruz
Açrmşım dünyaya gözlerimi
Rivayete göre çok ağiamışım
Ondan mı neden bilmem ama,
Tükenmez dertlerle ağır başım
•••
Rivayete göre de susar gidermişim.
Bakarmışım tavan boşluğuna kahverengi, alaca.
Her ne ise; Toprağı elemişler,
Kardeşim Mustafa'nın
Kurtıriduğu kundağa beni belemişler.
Böylece geçmiş üç yıl
Anısız ve hayaisiz
Öisem bile haberim olmazdı
Ölmemişim.
Sanınm mevsim yazdı
Ufak tefek de olsa
Anladım bir yerterde otduğumu...
Köpek kovalardı, ağlardım
Kedi tırmalardı yüzümü
Bir 'anne' sözcüğü vardı dilimde
O, köpeği degnekle azartar,
Kediyi akiınca dışan ederdi kapıdan.
Eveledik geveledik
Yaşam avucumuzda cedeneli hedik..
Cennet, cehennem bilmezdi o günlerde,
Kendimi de hiç mi hiç..
Bir bahçemiz vardı
Ağaçlanndan Cennet ırmağı akardı.
Dinleyen kim, irten kim?
-Hadi, derdi yeniden anam, şu dutu da ye!
nanim çalardım anama,
Tırtıl gibi doldan bedenini göstermiş,
Yeşil acısı dut tanelerine...
Yıl 928
Eiimden tuttu anam
Oumlupınar llkokulu'nda
Teslim etti Mustafa'yı ve beni Mustafa Öğretmen'e
Okul evimize
Üç adımlık bir yol...
Gittik, getdik
Yıllan yudum yudum
Tatlı şerbet ettik içimize.
Bir Şubat sabahı Tann'm
Gözyaşlanmı sel yaptı
Benle ben olan anamı
Kara topraklara eş,
Bana da el yaptı
O zaman on dörttû yaşım
Hâlâ o acıyla
Tıtrer içim, ağrır başım,..
Bir süre ağrılar içinde yüreğimi yudum
Acdanmı yüreğime gömerek uyudum
Sonra yaşamın gerçeği tuttu elimk
"Anan öldü, Sen yaşayacaksın!"
Bir kaş göz kırptım yaşama.
Rahmetler dileyerek
Dokuzuncu çocuğunu düşürürken,
Otuz dört yaşında toprağa düşmüş anama.
Yaşam içimizden sel gibi akıp gtdiyordu.
Ve beynimize şamar şamar vurarak
Hedef; Yaşamak, diyordu.
Gün o gün, saat o saat imiş meğer...
Şimdi aklımızın kapısını gelen döğer, giden döğer.
Bugün değil bu tekmeieme
On otuz, kırk yıl öncesi
"Sorma gir hanı" olmuştu yûreğimiz.
işimiz gücümüz insana dair.
Insanlar içimizde bir kuş sesi...
Abbas Sayar'ın, 21 Mart 1999'da 76.
doğum günü nedeniyle kaleme aldığı son
yazısı:
Otuz dört yaşında ilaç yapıp doku-
zuncu çocuğunu düşüren ve ardından
zamanın sonsuzluğuna bir mezann top-
rağı içinde eriyerek öyküsünü noktala-
yan anamın bana akluıun erdiği günler-
de söylediklerine göre. tam yetmiş beş
yıl önce -beş dakika önce, beş dakika son-
ra- belirttiğim saatte yeryüzüne "merha-
ba" demişim. Şimdi, bir saattir yetmiş al-
n yılımdan gün harcamaya başladım.
Doğrusunu sorarsanız, bir otuz-kırk
yaşlannda, yetmiş beş yıllık bir ömrü
tahayyül bile edemezdim. "tşte geldik
gkMyoruz" der, yaş konusunu noktalar-
dım. Yetmiş beş yılımı noktaladığım şu
saatte, "Yetmiş ara, yetmiş yedi, seksen"
diye içimden mınltılar başladı. Ben de
yaşamı yeniden ciddiye almaya başladım.
Genel sağlıgımı tehdit eden bir an-
zam yok. Ortadereceromatizma, orta de-
rece mide gazı ve kış aylannda rutube-
tin verdiği ağırlık... Rahat ev köşemiz-
de bunlan da Bektaşi te\'ekkülümüz için-
de hallediyoruz gibiyiz. On yıldır Ayva-
lık'tayım ve bu on yılımı mutlu bir evli-
liğin huzuru ve rahatıyla sürdürdüm. Da-
ha önce geçmiş altmış beş yılımda böy-
le bir dünyaya ulaşacağımı hayal bile et-
mezdim. Bana bu güzel, olumlu, verim-
li günleri yaşatan eşim Endere yaşam
tarihimin huzurunda teşekkürlerimi su-
nuyor, ismini saygıyla anıyorum.
Genel deyimiyle dört başı mamur geçiyor gün-
lerim. Ayvalık doğası harika! Elli metre önüm-
de denız, adalar. koylar, koylar... Her bir yön-
de doğanın büyük cezbesi...Balkonumda büyük
bir bakış açısı. Batı'da, Midilli dağlannda gü-
neşin kızıllıklar içinde kendini alıp gitmesi...
Özetle her şey güzel, her şey...
Eşim bilgisayarda anılanmı, şiirlerimi derli-
yor. Ben kalem yerine firçayı yeğleyip şekiller-
son yazısında geçmişin muhasebesini yapmıştL
le, renklerlebircümbüştutturuyorum. Birzevk
ki, bir huzur ki, bir güzel oluş İci deme gitsin...
Bu aralık geçmişin muhasebesini yapıyo-
rum sık sık. Geçmişteki bütün yanılgılanma rağ-
men iyilik terazisi ağır basıyor. Ve kendi ken-
dıme, "Abbas Ağa, hesabın temiz çılayor. Ala-
cagın borcundan fazla" diye bir ses geliyor
içimden. Bugüne kadar altısı şiir, dokuzu ro-
man olmak üzere on beş kitabım yayımlandı.
Ük romanım Yılkı An olmak üzere üst üs-
te üç roman ödül aldı: Yılkı Atı-TRT Ro-
man Ödülü, Çelo-TDK Roman Ödülü,
Can Şenliği-Madarah Roman Ödülü.
Başta Kültür Bakanhğı'nın ve Türki-
ye Yazarlar Sendikası'nın plaketi olmak
üzere çeşitli kuruluşlardan ona yakın pla-
ket aldım. Aynca Türkiye Edebiyatçılar
Derneği tarafindan venlen Altın Madal-
ya ve Onur ödülü sahibiyim.
Işin tadı sona kaldı. 70-80 yıllan ara-
sı gösterdiğim sanatsal başan, ansiklope-
dilerin de gözünden kaçmamış; aşağı yu-
kan bütün ansiklopediler Abbas Sayar
adına sütunlannda yer vermişlerdir: ''Ab-
bas Sayar 1923'te Yozgat'ta doğdu_" Be-
nim için şehrimi ansiklopedilere geçirmek
tarif edemeyeceğim bir mutluluk... En
son "Ana Britannica" ansıklopedisinin on
dokuzuncu cıldınde bize aynlan geniş
bölüm de yine yukandaki aynı tümcey-
le başlar.
Sevgıli okuyucu, Yozgath yetıştirdiği
evladının değer ve pahasmı bilmez. Şa-
irmiş, romancıymış, ressammış, müzis-
yenmiş... hiç umurunatakmaz... Benim-
ki gibi onlarca ve onlarca Yozgat'ın ye-
tiştirdiği değerler başka insan pazarla-
nnda rağbet gördüler. Bu duruma Yoz-
gat'ın geçmiş tarihi sebep oluyor. Her
yeni kuşak da eski kuşağın ayak izinde
gitmekten rahatsızlık duymuyor. Altmış-
yetmiş bin nüfuslu bir il merkezinde bir
piyanonun olmayışı, bir kenıanın olma-
ması hiç kimseyi rahatsız etmiyor. Üni-
versite görmüşlerin. Yozgat'a dönenlerin hiç-
birinin de bu konuda bir rahatsızlık duydukla-
nnı sanmıyorum. Otuz-kırk yıl çıkarttığım Bo-
zok gazetesinde sık sık bu konuya değindim.
Bir, valinin dikkatini çekmiş yazılanm. Vali
Muhittin Keskin Bey piyano aldıracağını vaat
etti. Onun da valiliği piyano alma gününü bek-
lemedi.
Şimdilik hoşçakalın!..
Avignon Festivali'nde 'Antoine Vitez'le Görüşme' sahnelendi
'Onu anımsatmakîstedim'Kültür Servisi- Avig-
non Festivali'nde sah-
nelenen 'AntoineVkezTe
Görüşme'. gazeteci
EmUe Copfermann'm
1981 yılında Vitez ile
yaptığı konuşmalardan
derlediğı "De Chaillot
a ChaiHot" adlı kitabın-
dan uyarlanmış bir oyun.
Bu konuşmalar, Anto-
ine Vrtez'üı tiyatro sana-
tına getirdiği önerilen,
Vitez'in, bu az sevilen
aktörünün geçmişini, iş-
sizlik günlerini içeriyor.
Bu görüşmede Vitez,
komünizm ve milliyet-
çilik ile ilgili sorulan sı-
kılmadan yanıtlıyor,
Aragon'la ilişkisini ve
dinle arasının bu kadar
iyi ohnasının nedenleri-
ni açıklıyor.
Genelde özenli ve
doğruluk kaygısı taşıyan
sözleri. yaşam sanatıy-
la ilgili kısımlarda daha
da bir coşkulu oluyor.
Ve bu gösteri. Antoine
Vitez'in tiyatro üzerine
yazdıklannın okunma-
sıyla tamamlanıyor.
Eleştirmen ve yazar
Jean Pierre Leonardi.
Antoine Vitez'in tiyat-
ro alanında da, düşünce
alanında da fazla hatır-
lanmadığını söylüyor.
Onun zamanında.
sahneye koyduğu oyun-
lann hepsinin, yorumla-
nnın, tavırlannın tartış-
ma konusu olduğunu ve
yaşadığı dönemde toplum için manevi bir motor iş-
levi gördüğünü belirtiyor. Şu anda onunla ilgili çok
fazla bir şey hatırlanmamasını ise popüler tiyatro-
nun ön plana çıkmasına bağhyor: "Bu paslanmayla
her şey değerini yitirmeye başladı."
Vitez'in öğrencileri ve ortaklan olan Daniel So-
X-#aniel Soulier tarafindan sahneye
konulan ve Vitez'in yaşamına ve
tiyatroya dair anlattıklannı içeren
'Antoine Vitez'le Görüşme' adlı oyun,
unutulmaya yüz tutmuş bu tiyatrocunun
zekâsmın parlak ateşini Avignon'da
yeniden canlandırdı.
uüer ve Jean Claud Du-
randbu kitaptan yola çı-
karak. Vitez'in zekâsı-
nın parlak ateşini yeni-
den canlandınyoriaı; An-
toine Vitez'i canlandı-
ran oyuncunun sahnede-
ki hareketlerinin seyir-
ciyi de oyunun içine kat-
tığını belirten Leonardi,
Vitez'in tiyatroyla olan
ilişkisini anlatarak de-
\ am ediyor: "Onun için
tiyatro mükemmel bir
bilinç aracıydı. Tarihin
sahneye tam olarak ak-
tanlması mümkün de-
ğfl. Ama yararh birkaç şe-
yin aydınhğa çıkanlma-
sı gibi bir işleve sahip ota-
bifir."
Vitez'in oyunlannda-
ki yoğun lirizm, büyük
başan lar kazanmasının
nedenlerinden biriydi.
Bu oyunu sahneye ko-
yan Vitez'in öğrencisi
Daniel Soulier, onunla
nasıl tanıştıgını, dostluk-
lannı ve bu oyunu ha-
zırlarken içine düştüğü
ikilemi, Vitez'i çok öz-
lediğini söyleyerek anlat-
maya başlıyor:
"Onn haüriatmakis-
tedîm \e eğer tiyatronun
devrimci bir rol oynava-
cağına inanmasavdım
başka bir şey yapardım.
VTtez'le 1975 yılında, ko-
münist parti ve benim o
sıralar beraber çaltştn
ğım Mehmet Ulusoy ara-
cınğryla tamşüm. Ani ve
güçlü bir dostluk kuruldu. Onunla birlikte oyuncu-
luk meslcğini \e rejisöıiüğü öğrendim. Oyunu hazır-
larken kendimi huzursuz hissettiğnn bir nokta var-
dı. Görüşmeleri yaptığj andan ölümüne kadar geçen
sürede, Vhez komünizmle ilgili görüşlerini tamamen
değiştirmişti."'
Leyla Gencer Şan Yanşması'nın jürisi yine önemli isimlerden oluşuyor
Genç şancdar için büyük bir firsat
Adma üçüncü kez şan yanşması düzenleniyor.
Kültür Servisi - "3. Yapı Kredi
Uluslararası Leyla Gencer Şan
Yanşması" 29 Ağustos-4 Eylül
günleri arasında Cemal Reşit Rey
Konser Salonu'nda gerçekleşecek.
Kuruluşundan bu yana kültür ve
sanat alanında önemli etkinliklere
imza atan Yapı Kredi.
dünyaca ünlü sopranomuz
Leyla Gencer'e teşekkür simgesi
olarak ilk kez 1995'te
düzenlemişti yanşmayı. tkincisi
1997 yılında yapılan yanşma,
geleceğin sanatçılannın ulusal ve
uluslararası alanda isimlerini
duyurabilecekleri bir zemin
yaratmayı hedefliyor.
Bu yılki Leyla Gencer Şan
Yanşmasf nın organizasyonunu
yine Aydın Gün üstleniyor.
Sekreterliğinı Georges Canet'nin
yürüttüğü yanşmada Roberto Negri
de piyanosuyla yanşmacılara eşlik
edecek. Yanşmanm seçici
kurulunda bu yıl da geçen yıllarda
olduğu gibi Leyla Gencer'in yanı
sıra Avrupa'da klasik müziğin
şalterini elinde tutan pek çok
önemli isim yer alıyor.
Başkanlığını La Scala Operası
Genel Müdürü Dr. Carlo Fonta'nın
yaptığı seçici kurulun üyeleri şu
isimlerden oluşuyor: Aydın Gün,
Fransa Toulouse Operası'nın
Intendantı Nicolas Joel, Fransa'da
yayımlanan Opera International
dergisinin Redaktör Şefi Sergio
Segaüni. Köln Operası Sanat
Yönetmeni Karen Stone, Italya
Camunale Tiyatrosu Sanat
Yönetmeni Gianni Tangucci ve
ltalyan Sanat Yönetmeni
Vincenzo de VTvo.
Leyla Gencer Şan Yarışmasf nın
kayıtlan 28 Ağustos Cumartesi
günü 16.00-18.00 saatleri arasında
yapılacak. Yanşmacılar ertesi gün
10.00-18.30 saatleri arasında da
elemeler için provaya katılacaklar.
30 ve 31 Ağustos günleri
yanşmanın elemeleri
gerçekleşecek. Elemelerden geçen
yanşmacılar 1 Eylül Çarşamba
günü 11.00-18.30 saatleri arasında
yan final için provalannı
yapacaklar. 2 Eylül Perşembe günü
saat 18.00'denitibaren
gerçekleşecek yan final öncesinde
10.00-14.00 saatleri arasında yine
prova var.
3 Eylül Cuma gûnü saat 11.00'de
finalin provalan başlayacak ve
ertesi gün de (4 Eylül) saat
10.00'dan 14.00'e kadar sürecek
provalar. Final ve ödül töreni ise
aynı günün akşamı saat
18.00'de gerçekleşecek.
6 Eylül Pazartesi saat 20.30'da,
yanşma sonunda dereceye giren
genç şancılann katılacaklan bir
gala düzenlenecek.
Galanın bir gün öncesinde 17.00-
20.00 saatlerinde orkestranm da
katılacağı bir genel prova
yapılacak. Gala günü de
10.00-13.00 saatlerinde prova
yinelenecek. Şan yanşmasıyla ilgili
aynntılı bilgi almak isteyenler
(0 212) 280 65 55'ten 7607'yi
arayabilirler.
BUAgAMADA
ŞUKRAN KURDAKUL
Can Yücel Yalnız
Bırakmayacak BizL
"Kovalamayın beni yatağa
Hiç uykum yok
Daha lafınıza kanşacağım
Ortalığı dağıtacağım
Televizyonu kapatacağım
Ayçiçeği resmi yapacağım daha
Baş parmağıma şiir okuyacağım.."
Gitmeden önce okuduğumuz dizelerte veda et-
ti bize Can. Ne zamandır, geldim gidiyorum hava-
sına girmesi içimizi burkuyordu zaten.
"Neylersin ölüm herkesin başında " dizesiyle ev-
rensel gidişata boyun eğer görünen Cahit Srtkı Ta-
rancı, aynı yıllar "Yaşadığım iyi kötü günleri - De-
ğişmem hiçbir cennet masalına " dıyerek insanog-
lunun yaşama tutkusunu bilgeliğe dönüştürmemiş
miydi..
Bizim loncanın ustaları Derviş Yunus gibi "Ka-
lanlara selam olsun.." deseler bile kopanlıp götü-
rülmedikterini bilirleraramızdan. Yüzyıllargeçer, ba-
şımız sıkıştıkça, yaratılan toplumun aykın güçleri
karşısındaki tavırlanmızı belirleyen silinmez güç
kaynaklan olur çünkü.
Görece bir yalnızlık, onlarsız kalan günlerimiz-
deki yalnızlığımız.
Baksanıza, kendisinden sonra gelen kaç kuşa-
ğın belleğinde yer aidı Can Yücerin şiirleri.
Düşüncenin öfkeye dönüştüğü yerde ne görü-
yoruz?
Can Yücel'in şiirini.
Buramıza kadar gelen toplumsal sapmalar, kal-
leşlikler, düzenbazlıklar, ayak oyunlan karşısında
acıdan dilimiz damağımız kuruyunca hangi tepkiy-
le içimiz açılıyor?
Can Yücel şiiriyle.
Dikkat edelim, özümsemenin, dayanamamanın,
direncin, doğrulann siperinde uygarca küfürierle do-
nandığı, son kırk yılın kendince yazdığı tarihini bı-
raktı bize Can.
Meclis'te yaşanan trajediyi izlerken birçoğumuz
biraz Can Yücel olmadık mı? "Tahkim" aldatma-
casının yasalaşmasına nasıl dayandığımıza şaştı-
ğım o salı günü ve gecesinde...
Neyzen Tevfık, Bakırköy Akıl Hastanesi'yle üf-
lediği ney arasında gidip gelirken azala çoğala bi-
rey olmasının keyfini çıkarıyorgibiydi yergilerinde.
Toplumsal gidişatın en dışa vuran terslikleriydi gö-
züne batan. Can'ın yergileri dışa vuran olumsuz-
luklann temelindeki yapıdan soyutlanmaz. Bu ne-
denle tepkiyi çoğu zaman lirizme dönüşmüş gö-
rürüz. Kendisinin de nasibini aldığı bu dünyada mat-
rak geçmeyle hüznün, alayla küfrün birlikte geliş-
mesi bu yüzdendir belki.
Yaşamı boyunca iki üç kez özeleştiri yapma zo-
runluluğunu duyması da bu kişisel gel-git dalga-
lanmalannın ağır basması nedeniyledir belki.
Meyhaneyle parti toplantısı, açıkoturumla tele-
vizyon konuşması farklı görünmemişti Can'a.
Buluşlarını cigarasının dumanını üfler gibi hesa-
ba kitaba, ölçüye vurmamasının kaynağı bu "hey
hey"\\ kimlikte gizlenmiş olabilir.
Ne var ki, yüzde yüz özgün, ama sözünü etti-
ğim "buluş"\an şaircedenetime alarak zenginleş-
tirdiği zamanlar unutulmaz dizelere imzasını atar
Can.
"Belkim bir kertenkeleydim
Bir güzelin çirkiniydim
Çirkinlerin en güzeli
Yeşil koşsa güneşlerin gölgesi
Ben en hızlı yeşiliydim
Kurbağ yanşlannda annemin
Çatal matal kaç çatallar kimbilir
Bin dereden bir kendimi getirdim
Haydan gelip huya giden bir huysuz
Hey heyler içinde bir heydim."
Biliyorum, bir daha rastlamak olası değil Can'a.
Bereket versin eskimeyecek yaratılarıyla yalnız ty-
rakmayacak bizi. |
'Güneşe Yolculuk' Avrupa Fılm
Ödüiepi'ne aday adayı \
• Kültür Servisi - Yönetmenliğini Yeşim
Ustaoğlu'nun yaptığı Güneşe Yolculuk, Avrupa
Film Akademisi (European Film Academy - EFA)',
tarafindan düzenlenen Avrupa Film Ödülleri 1999
(European Film Awards 1999) için aday adayı ;
olarak seçildi. 30 filmden oluşan adaylar, Avrupa ;
Film Akademisi Yönetün Kurulu tarafindan
belirlendi. Seçilen filmler akademi üyelerine
sunulacak ve 6 aday belirlenecek. Bu adaylar i
yanşmadan dört hafta önce Kasım 1999'da
açıklanacak. Güneşe Yolculuk aynca ağustos ayı
içinde tngiltere'deki Edinburgh Film Festivali,
Bosna'daki Saraybosna Film Festivali ve
Kanada'daki Montreal Film Festivali'ne katılacak.
tsviçre'de de gösterime giren filmin prömiyeri 13
Ağustos günü gerçekleşti.
Türk opena sanatçıları
Hırvatistan'a gidiyor
• ANKARA (AA) - Devlet Opera ve Balesi Genel
Müdürlüğü sanatçılanndan 7 kişilik bir ekip,
Dubrovnik Yaz Festivali'ne katılmak için 1
Hırvatistan'agidecek. Hırvatistan ile Türkiye ı
arasında gerçekleştirilen kültürel etkinlikler
çerçevesinde festivale katılacak ekip, yann Türk
bestecilerinin eserlerinin yanı sıra e\Tensel
eserlerden oluşan bir program ile izleyicilerin
karşısına çıkacak. Bu yıl 50. yıldönümü kutlanacak
festivale Nilgün Akkerman (soprano), Şebnem
Alkın (mezzo soprano). Ayhan Uştuk (tenor), Eralp
Kıyıcı (bariton), Tuncay Kurtoğlu (bas) ve Fügen ',
Serbest (piyanist) katılacak. !
CUMOK Tîyatro Kulübü amatör
oyuncuları bekliyor
• Kültür Servisi - CUMOK Tiyatro Kulübü' nün
sekiz ay önce başlayan çalışmalan, Aziz Nesin'in ;
'Incir Çekirdeği' adlı öyküsünden Fügen Kıvılcım^r
tarafindan uyarlanan oyunun provalanyla sürüyor. !
Önümüzdekı aylarda sahnelenmesi planlanan oyun
için amatör oyunculara gereksinim duyan topluluk,
tiyatro solumak isteyen, tiyatroyu seven, tiyatronun
boş zamanlan değerlendirmek için bir araç
olmadığını bilen herkesi katılıma davet ediyor.
Aynntılı bilgi almak isteyenler 0216 334 98 64 ve
0532 583 37 97 numaralı telefonlardan Fügen
Kıvılcımer'i arayabilirler.