Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 HAZİRAN 1999 CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Savaş ve Banş Müzesi
MetinERKSAN
O
rhan VeU (1914-1950)
"Yatan Için" adlı şıınn-
de şö>le der "Neler
yapmadık şu vatan için!
Kımıınız oldük; kimi-
mız nutuk sov tedik"
14
Yurtsevertık" ve "yalancı yurtsever-
Hk" konusunda Turk \e dunya şıınnın
en alaycı en acı deyışı olan bu dızeler
jnutulmaz bır ozdeyış nıtehğıne ermış-
ar
Karl Marx (1818-1883) ve Frederick
Engefe (1820-1895) ekonomıbılım-top-
lumbıhm-sıvasetbılım Sigmund Freud
11856-1939) tıpbılım-akıl hastalıklanbı-
um-ruhbılım alanında oluşturduklan bı-
lımselbılgılervekuramlarla,20 yuzyı-
lın duşünce vapısının oluşmasını, gelış-
mesını etkıleven \e değıştıren uç büyuk
bılgındır K Marx ve F Engels ınsanın
"beslenme gereksinmesi ve olgusu"na
ıhşkın S Freud ınsanın "ureme gerek-
suımesi veotgustTna ıhşkın bılımsel bıl-
gıler ve kuramlar oluşturmuşlardır
K Marx \e F Engels ın yazılanndan
oluşan "Doğu Sorunu" adlı yapıtta
(1897), Kjrun Savaşı (1853-1856) sıra-
sındaF Engels'ın25 Hazıran 1854 "Si-
Kstre Kuşatması ve Zaferi", K.. Marx'ın
28 Kasım 1855 "KarsKuşatmasıveTes-
umi"ne ıhşkın yazılan Turkıye'de \e
dunyada Turk tanhı ustune vazılmış res-
mı \ e ozel tüm yazılar v e kuramlarla kı-
yas edılemeyecek kadar aynntılı bılım-
sel bılgıler ıçenr K. Marx, F Engels, S
Freud "Savaş ve Banş" olgulan üstûne
sureklı bılımsel bılgıler oluşturan uç bü-
yuk bılgındır
. S Freud "Totem ve Tabu" (1913) ad-
lı kıfabında şunlan vazar "Birkuşağın
(neslin) ruhsal oluşumu bir sonraki ku-
şakta surmezse, eğer her kuşak suregi-
den vaşama iüşkin ruhsal oluşumunuye-
nıden duzenlerse toplumsal gelışme oi-
maz." (TveT/7 bolum/çocukluk done-
mınde totemızm)
"Mûzeter" \e "kütûphaneler'' ulus-
lann, ulkelenn, devletlenn ruhsal ve top-
lumsal oluşumunu ve gelışımını sağla-
yan kok-kaynak-temel kultur varlıklan
\e baş etkenlerdır "Muzeter" ve "kû-
tuphaneler" uluslann, ulkelenn, dev let-
lenn nıhsal ve toplumsal "bellekleri-
dir" u
Müzeter"ve*kütüphaDeler''ol-
madan, uluslar, ülkeler ve dev letler var-
lıklannı sürduremez
Turkhe Cumhuriyeti Devieti sınırla-
n ıçınde devlet kurumu oluşumunda ya
da ozel gmşım kuruluşu oluşumunda
bır savaş ve banş muzesı yoktur "Aske-
ri müze*1
demedım "Savaş veBanş Mü-
zesi" dedım "Askeri müze" başka bır ol-
gudur "Savaşve Banş Müzesi" başka bır
olgu "Asken Muze" askerlık olgusu-
na ılışkın, duragan (statık) nesnelenn, eş-
yalann, araç ve gereçlenn banndığı, ko-
runduğu, açıklandığı sergılendığı bır
yerdır "Savaş ve Banş Müzesi" savaş ve
banş olgusuna ıhşkın, devıngen (dına-
mık) olaylann ve olgulann, tanhbıhm,
sıyasetbılım, askerlıkbıhm, dûşuncebı-
lım, yontembılım, mantıkbılım kapsarrun-
da, algılandığı, ırdelendığı anlaoldığı
açıklandığı, çozümlendığı yaratıldığı,
banndığı, korunduğu, sergılendığı bır
yerdır "Askeri Müze" ulusun, ulkenın.
devletın askerlık olgusuna ozgu dura-
ğanbelleğıdır "Savaşve Banş Müzesi"
ulusun, ulkenın, devletm savaş ve banş
olgulanna özgû devıngen belleğıdır
Buyuk bır duşünur, buyuk bır onder,
büyük bır devnmcı, buyuk bır komutan
olan Atatürk sureklı olarak "uiusal bi-
Hnç"ten (mıllı şuur), "tarih büinci"nden
(tarih şuunı), Türklük bıhncınden (Turk-
lük şuuru) söz eder Atatürk' un her sö-
zunde "uiusal büinç", "tarih büinci",
"Turkldkbilinci" deyımlen ve tanımla-
n vardır 1912-1922 yıllan arasında bır
dızı buyuk meydan savaşmı, ateş hattın-
da savaşarak, kanla \e ateşle kazanıp
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti"nı bır
"kühür" ve "bilim" devletı oluşumun-
dakurmuş olan Atatürk, "Dünyayüzün-
de var olan deviefler savaşiar fle kunıi-
muştur" der (Uygar Bılgıler-Atatürk'ün
El Yazılan-Türk Tanh Kurumu Yayını-
Ankara 1969-sayfa 117 satır 5-6)
"Ulusalbflmç", "tarih bflmci" demek-
tır "Tarih bilinci". "tanh felsefesi"dır
"Felsefe" sozcuğunün "sozluk" tanım-
lanşunlardır Platon'a-Eflatun(lÖ427-
347) gore, felsefe, doğruyu bulmak, var
olanı bümek ıçın yontembılımsel dü-
şünmektır Aristotefcs'e-Ansto(lÖ384-
322) gore, felsefe, doğru olarun, var ola-
nın köklennı ve ılkelennı araşöran bı-
lımsel bılgı oluşmasıdır "Febefe" soz-
oüğunun daha bırçok tanımlaması var-
dır Bır ulusun "tarih feteefesi" yoksa, o
ulusun "uhısal bflincr yoktur "Tarih
febefesi" olmayan ınsan topluluklan
"ulus"olamaz "Tarih fefaefesT tanhsel
bılgı değıldır
"Tarih febefesi" tanhı çozumlemek
ve bılmek yontemıdır "Tarih felsefe-
si"nı algılamamış ınsan topluluklan, anı-
sız, belleksız ve geleceğe yönebk düşün-
celen olmayan bır ınsan yığınıdır
Dunyanın butun buyuk ve uygar dev-
letlennın buyuk kentlennde "Savaş Mü-
zesi" vardır Londra'da "War Museum-
Savaş Muzesi"nde brnncı kat salondan
ıkıncı kat salona çıkan büyuk merdıve-
nın alınlığında, ıkı salondan görunen,
boyutlan on metreye on beş metre olan
Çanakkale-Gehbolu savaşlan anısına
yapılmış çok gorkemlı bır savaş tablo-
su, çok çarpıcı bır gorüntu oluşturur
Bugunkü Ingıltere devletını var eden,
Ingılız-Fransız ordulan arasında Fransa'da
"Agincourt"da vapılan savaşı (1415) go-
runtuleyen tablo bıle, Çanakkale-Gtli-
boitı savaşlanıu görüntüieyen tablo ka-
dar görkemli değildir
Sovyetler Bırlığı dönemınde Mosko-
va'da oluşturulan, General Suvarov (1729-
1800), General Kutuzov (1745-1813),
Amıral Orlov (1737-1800), Amıral Nak-
himov (1802-1855) müzelen ve dığer
Rus general \e amıral adlan ıle oluştu-
rulmuş "Savaş Müzeteri" Rus savaş, ta-
nhını Rus ulusuna anlatım ve tanıtım
kurumlandır
"Türktarihi"nde sayısız savaş ve ba-
nş vardır Çıntanhlen 101766-627 yıl-
lan arası Turk ulusunun varlığını belge-
ler (W<. Eberhard: Çın'ın Kuzey Kom-
şulan,TTK 1942) "Türktarihi"ndekı
savaşlann başlama nedenlennı, savaşla-
nn nasıl yapıldığını, savaşlann nasıl so-
nuçlandığını savaşiar sonunda yapılan
"banş antiaşmalanru" bılımsel bılgıler
oluşumunda "TüridveCtnnhıırivetiDev-
ieti" yurttaşlanna ve dünya ınsanlanna
devıngen bır konum ıçınde bıldırmek.
"Savaş ve Banş Müzesi"mn ışlevıdır
"Savaş ve Banş Müzesi" msanlann sa-
vaş ve banş olgulan üstunde düşünme-
lennı sağlar Uluslan. ülkelen devletle-
n savaşiar ve banşlar var eder Ulusla-
nn, ulkelenn, devletlenn en yetkın tanın-
ma ve tanıtma kurumlan "Savaş ve Ba-
nş MüzesTdır Tanh, kultur uygarhk,sa-
nat muzelen "Savaş veBanş MüzesPnın
uzantılandır
Türkıye'de "Turk tarihi" kapsamın-
dakı savaşlan v e banşlan, aynntılı ya da
aynntısız bır sıraduzen (kronolojı) ıçm-
de gostergeleyen bır yapıt yoktur Boy-
le bır yapıt yokluğu, Turk tanhbıhmı
ıçın buyük bır eksıklıktır "Savaş ve Ba-
nş Müzesi" bu yokluğu gıderen bır kül-
turve tanh kurumu olacaknr tstanbul'un
Avrupa yakasındakı kımı asken kışlala-
n yıktık, kımını okul yaptık ya da kımı-
nıbaşkaamaçlarıçınkullanıyoruz Kım-
senın aklma bu asken kışlalardan bınru
"SavaşveBanş Müzesi" yapmak gelme-
dı
Şu an bıle Türk ulusunun, Turk ulke-
smın, Türkıye Cumhunyetı Devletı nın
en yığıt çocuklan, yurtlannı ıç ve dış
düşmanlardan, yurtlannı yurt haınlenn-
den korumak ve kollamak ıçın "şehit"
oluyorlar
Bu suregıden olgu bıle, bır "Savaş ve
Banş Müzesi'" oluşturmak ıçın yeterlı,
canlı ve kesın bır zonınluluktur
Son zamanlarda Galata, Bankalar Cad-
desı 'nde "Osmanh Bankası"nın tanhsel
bınası "muze" bınası vapılmak uzere
boşaltıldı "Savaşve Banş Müzesi"nıbu
görkemli yapı ıçınde oluşturmak "Tur-
Idye Cumhuriyeti Devleti''run ödevı ve
gorev ıdır
Yeter ki Aklımız Türbanlanmasın!
YaseminYAZia
B
en ılk kez, pe-
çelı bır kadını
Beyoğlu'nda,
seksenh yılla-
nn başında ts-
tıklal Caddesı'nde (o za-
man cadde trafığe açıktı)
gıderken dolmuşun pence-
resınden gormuştum Kal-
dınmda kapkara çarşaflı bır
kadın yuruj ordu o> le şa-
şırmıştım kı ılk bakışta,
sankı arka arkaya yürüyen
bır çarşaflı kadın gıbı gelen
bu goruntu, peçesını aynm-
sadığımda benı uzun suren
şaşkınhğa surüklemıştı
Osmanh Imparatorluğu
gunlennde Anadolu toprak-
lan ve tstanbul, Avrupahlar
ıçın büyülu Doğu masalla-
nnın dekonında suren ha-
yatlardı Islam dunyasının
örtulühayah Banlılannke-
şıf duygulannı kışkırtıyor,
kendılenne uzak gelen bu
dunyayı anılarında betım-
leyerek günyuzüne çıkan-
yorlardı
Gezgınler sanatçılar, ya-
zarlar ayakkabılannı çı-
kanp yumuşak halılar uze-
nnde yurüyerek, yuksek se-
dırlenn üzennde oturup, ış-,
lı ortulenn desenlennde dal-
gınlaşıp, küçuk çay bardak-
lannda ıçtıklen demlı çay-
da Doğu'nun gızemlı gun-
duz düşlennı gorüyorlardı
Bu, 'sömurge üFkeler'de
gorduklennden daha fark-
lı bır duyumsamaydı Gı-
zemlı (mısnk) ve ortülü
Çunku Doğu'da her şey bır
örtunun altındaydı gerçe-
ğın pek azı görunebılıyor-
du Kadınlar ortulmüştu,
sokaklarda bır gölge gıbı
yuruyorlardı Evlenncam-
lannda kafesler, panjurlar-
dan dışan sankı hıç hayat
sızmıyordu Yaşamın üstu
ortulmuştü Batılı yabancı
ıçın duşeaçık,amagercek-
lığe tam kapalı bır dunyay-
dı Yanılsamalan, sanıla-
n çok tnsana ıhşkın olan-
lar gızlıydı Bu yuzden bu
anılann, romanlannpek ço-
ğunda oznel algılamalar,
düşsel dayatmalar ağır bas-
maktadır Bugun Batı ulke-
lenndekı bırçok müzede
Doğu resımlen yapan res-
samlann tablolan galen du-
varlannı suslemekte, Batı-
lı sanatçılann büyülü Doğu
ımgelennı dışa vurmakta-
dır
Oysa Doğulu bır aydm
ıçın bu ortulü yaşam. bır tür
ıç dunyaların \e tenlenn
zıncıre vurulmasıdır Denn
ve saynl bır ıçe kapanıklı-
ğının da soylemıdır Umut-
suzluk karşısında dırenışın
değıl, baş eğen bır sabnn
goruntüsüdur Bu yuzden
bugün türbanlı kadınlan-
mızın bunu hayatlannda bır
dırenış ıçın taktıklannı du-
şununce, sormadan edemı-
yorum Başka bır 'erkek
egemen iktidar'ın buynı-
ğunda, dahası kuynığunda
gıderek sorunlannızı ger-
çekten çozebılır mısınız''
Çağdaş bır ınsan, gerçek
bır demokrat, elbette kım-
senın gıyımıne karşı çık-
maktan hoşnut olamaz, hat-
ta daha ılen gıdersek, bun-
dan toplumsal bır suçluluk
duygusu bıle duymaktadır
\ncak yuzyıllardır ortunün
altında yaşamış bır halkjn,
tenın çıplakhğındakı ger-
çek masumıyetı ve bunda
ınsana ıhşkın olanı duyum-
saması elbet kolay değıl
Çıplaklığın sözde kışkırtı-
cı, cınsel tacıze açık konu-
mu ve nedense hep erkeğı
tahnk eden şeytanı gücü,
tslam toplumlannın açma-
zıdır Ne yazık kı kadınlar
bu açmazın öznelendır
Bugün bır uygar ülkeye
gıdııı, bır şort ve askılı bır
Türkiye'nin 1 Numaralı Oençlik v# MOzik
bluz gıyın ve oylece ge-
zm ve goreceksınız kı er-
kekler sıze, bu ulkede örtu-
lu olduğunuzdan daha az
cınsel bakacaklardır lslam
toplumlannda kadın açık
da gezse kapalı da gezse bır
cınsel nesnedır Buna kar-
şı çıkmak varken neden ken-
dmızı sakmıyorsunuz
7
Be-
denınızı meta konumuna
getıren sısteme kızıyorsa-
nız, sızı kışkırtıcı bır cınsel
nesne konumunda goren
dmcı erkek kardeşlennıze
neden karşı çıkmıyorsunuz''
Tamam, bunu kışısel huzu-
runuz ıçın yaptınız dıyehm,
pekı neden sıyasete bulaş-
tmyorsunuz
1
' O denlı de-
mokrası âşığı olduysanız,
'demokrasi Baü sapkuüığı-
dır' dıyenlerle nasıl yola çı-
kıyorsunuz
9
Bu ıçtensızlık,
durüstluk duygulannızı ze-
delemıyor mu
1
Dın, her ınsanın hayat
karşısında duruşunu etkı-
ler Inamrsınız ya da ınan-
mazsınız Bu sızın hayatın
ıçınde, aslındabır zerre olan
ömrünüze katlanma bıçı-
mınız Hayatın aslına. ya-
nı ölumlu olduğunuza. ya-
şamın kaotık acılanna ta-
hammul edersımz ya da ede-
mezsınız Ama başkalan-
nın sızın yolunuzda gıtme-
sı ıçın, gen dönüşu olmayan
bır sıstemı dayatamazsınız.
Batılı gıyım tarzı sosval
hayatımızda gun geçtıkte
kadını zorluyor Sokakta,
çarşıda, otobüste, vapurda
sankı bır tehdıt altındayız,
sankı hep, ıç sansurlenmı-
ze yenık düşuyor gıyınme-
lenmız Bu yuzden artıVc,
bır kılık kıyafet kısıtlama-
sı varsa, sokakta Batılı gı-
yınenler de var dıye duşü-
nüyonım Meclıs'ıngıysı-
len bellı gıyersm, gıymez-
sın sızın bıleceğınız ış,
ama bırakın da bız de so-
kakta ıstedıgımızı gıyelım
BMAYIN!
İslam Dini =
Başörtüsü
Prof. Dr. Tahsin YAZICI
B
aşlığı okuyan her
okuyucu ıster ıste-
mez bıraz şaşıra-
cak Ancak şımdı ve bun-
dan yıllarca onceden ben
Türkıye'de gerçek Islamı-
yet brr yana bırakıhnış, sa-
dece başörtüsü üzennde
tartışılmıştır Bubakımdan
Türkıye'de Islamıyet de-
mnce akla ılk gelen başör-
tüsü sorunu olur
Oysa Islamıyet asla ba-
şörtusunden ıbaret değıldır
ve peygambennıız de Isla-
mıyetı sadece başörtüsü
ıçın bıze getırmedı Her
şeyden önce ınsanlar ara-
sındakı ılışkılen düzenle-
yen bır dın olduğu unutul-
muş. onun tanıtılması ye-
nne dm'ıuzaktanyaktndan
pek ügılendırmeyen sorun-
lar üzennde durulmuştur
Nıtekım Muslümanhğın
beş ana koşulu olan kefcne-
işahadet,savm(oruç)\e sa-
lat (namaz). zekât ve hac
gıbı temel konular unutul-
muş, bu temel ılkeler ara-
sında yer almayan ortunme,
yıllarca tartışma ve çekış-
me konusu ohnuştur ve ol-
maktadır
Bu taröşmalar nedenıy-
le, geleceğını sağlayacak
ogrenımını bırakanlar ve
yurdunu terk edenlenn du-
rumlanna acımak gerekır
Çünkü tslamıyetın temel
ılkesı olmayan ortünme yu-
zunden bu şekılde yersız bır
'fedakâruk'ta bulunanla-
ra acımaktan başka bır şey
yapılamaz
Burada, gerçek Islamıye-
tı mukemmel bır bıçımde
bılen Mevlâna'nın bu ko-
nu ıle ılgılı duşuncelennı
nakletmekle yetmeceğım
"Kadına'gızlen' di>
t
eem-
reOikce, onda kendisini gos-
terme isteği çogahr, dunır.
Halkta da o kadın ne kadar
gizlenirse onu gormek iste-
ği o kadar artar. Şu halde
sen oturmuşsun, her iki ta-
rafın da isteğini kızışün-
yorsun. Sonunda da bunu
doğru dürüst bir iş sam-
>xırsun. Oysa ki bu iş boz-
gunculuğun ta kendisidir.
Bir kadının mayasında ko-
tü bir işte bulunmamak
varsa yapma desen de, de-
mesen de ryi huyuna göre
hareket eder. Temiz yara-
tılışına uyarak ona gore
davTanır. Bırak onu, sen ış-
killenme, sen. Yook bunun
tersine mayası pisse yine
kendi pis >Dİunu tutacak-
ta"
(Mevlânâ Celaleddm, R-
hi mâ fih, tercume eden
Abdülbaki Götpmarlı. ts-
tanbul, 1959, s 75 )
Dının bu şekılde yanlış
anlaşılması nedenıyle ol-
malı kı -vaktıy le Ankara'da
kendısını zıyarete gıttığım
o donemın Dıyanet Işlen
Başkanı rahmetlı Hamdi
Akseki, bu satırlann yaza-
nna, "Oğlum,dhıuniziçuı
bir Luter gerek" demıştı
Onun bu konuda ne kadar
haklı olduğu gunumüzde
daha ıyı anlaşılmaktadır
Bundan yaklaşık bır bu-
çuk ıkı ay once Mıllıyet
gazetesınde, Turkıye'den
Iran'a gıden ve orada ay-
dın bır kışı ıle mulakatta
bulunan bır gazetecı, Ha-
künîdonemmdekı duzen-
lemelen hakkmda bılgı al-
maya çalışmıştı tranlı ay-
dm kışının anlattıklan bu
satırlann yazannı hayret-
te bırakmıştı
Zıra lslam devnmınden
sonra dort kez Iran'a gıt-
mek firsatmı bulmuştum
Bu bakımdan Hakimîdo-
nemmdekı uygarlaşma be-
nı şaşırtmıştı
Mulakatyapılan kışı, so-
nunda, "Biz boynumuzun
olçüsunü aldık, şimdi bu
rejimi Türkive >e Mısır'a
ihraç edeceğjz" demıştı kı,
bugün Humeyni dönemın-
de ıhraç edılemeyen rejım
ulkemıze ıhraç edılmışe
benzer
PENCERE
Körlemesine Gidiş...
Geçenlerde Humyet'ın 'Pazar' dergısınde çarşaf gı-
bı yayılmış btr haber gordum
"Eşıtsız dunya! "
"20 yıl ıçınde dunyadakı eşıtsızlık ve uçunım gı-
derek arttı Dunya ulkelen ıkı ayn gruba aynldı Zen-
gın ve gelışmış Kuzey Ulkelen, daha ıyı kaderıçın sa-
vaşan Güney Ulkelen Dunyanın en zengın uç kışı-
sının servetı, 48 en yoksul ulkenın gaynsafı mıllı ha-
sılasmdan fazla Dunya ulkelennm yûzde 20'sı dun-
ya refahının yûzde 85'ını kontrol edıyor Dunyada Ku-
zey ve Güney, Zengınler ve Yoksullararasındakı uçu-
rum gıderek buyüyor" (23 5 1999)
Maşallah, bu turden gerçekler artık gazetelenn pa-
zar eklennde "magazın habeıier" arasında yer alma-
ya başladı dunyadakı somuru duzenının venlennı
"Bırieşmış Mılletler" ıle "Dunya Bankası"yayımlıyor
•
Eskışehır Sanayı Odası, Hazıne'yı "Rekabet Kuru-
/u"na şıkâyet etmeye hazırianıyor
Neden''
Çunku "Hazıne" (yanı devlet) haksız rekabet yara-
tıyor, ptyasadan yuzde 130 faızle para topluyor, kre-
dı pastasının yuzde 60'ı Hazıne'nın elınde1
Işadamı
bır bankaya gıdıp kredı ıstese dıyoriar kı
- Deviet en yuksek faız veren muştenmızdır, üste-
lık senden daha guvencelıdm sana neden kredı ve-
relım'' Bızım ışımız tıkınnda
•
Geçenlerde Kanal 6'da bır açıkoturum ızlıyordum
Kahlanlar Ankara Sanayı Odası Başkanı Zafer Çağ-
layan, Istanbul Tıcaret Odası Başkanı Mehmet Yıl-
dınm, Cumhunyet Ekonomı Bolumu Şefi Özlem Yu-
zak, Dunya Gazetesı Genel Yayın Muduaı Osman
Aroiat konuşuyor
"- Bankalar özerkleştınldığı zaman "
istanbul Tıcaret Odası Başkanı Mehmet Yıldınm so-
zu hemen kesıyor
"- Aman özelleştınlmesın1
Şımdıye dek uygula-
malardan alınan sonuçlan gördük "
AroJat
"- Öze/teşönfe/n demednm, özerkleştınlsın dedım '
Yıldınm
"-Ha o başka! "
Gozukara ışadamı bankayı devletten alıp ıçını bo-
şaltryor kendı şırketlenne dağıtyor paralan, sonuç-
ta yıne devlet ışe el koyup bankayı kurtaracak, değıl
Kımı açıkgoz ışadamı da devlet desteğıyle banka
kurup halkın paralannı topluyor kendı ışlen ıçın kul-
lanıyor, sonuçta banka batarsa yıne devietın kurtar-
ması gerekecek
1
Hazıne'nın yuzde 130'lapıyasadan
paratopladığı bır ortamda, bankacılığı neresınden tu-
tarsan tut elınde kalıyor
1
Devlet butçesı ıse tek sozcukle "ıflas" durumun-
da! Borç butçesı bıle değıl, faız odemelen yuzde 4O'ı
aşmışi Tek tumceyle Turkıye faız batağında boğu-
luyor
Ya durust ışadamı ne yapıyor? .
Batıyor
1
"Haksız rekabet ortamr ışadamının yaşamında
karabasana donuştu
•
Dış dunya karşısında rekabet edebılecek bır eko-
nomı Türkıye'de nasıl oluşabılır'?
Içerdekı bozuk duzen nasıl aşılabıhr'?
Bütun onyargılan bır yana koyarak tum uiusal guç-
len topariayan bır ortak stratejide bırleşmeden bu
sorunun ustesınden gelınebıleceğıne ınanmak saflık-
tr, kor serbest pıyasanın kendılığınden her şeyı ço-
zumleyeceğını ılen surmek ıse artjk aşılmış bır dun-
ya goruşudur
oL
TEŞEKKUR
Dıskektomı operasyonumu
başanyla gerçekleştıren
Prof Dr
MUZAFFER BAYHAN
ıle Internatıonal HospıtaFın dığer doktor ve
personelıne, aynca ozenlı ve tıtız çalışmalanyla
kopan kıkırdak parçasını saptayan
Maçka EMAR'ın uzman doktorlan
MURAT DtNÇER
ve
ALPTEKİN PEKER'e
yürekten teşekkur edenm.
AHMET KORULSAN
TEŞEKKUR
17 05 1999 Pazartesı günü
aramızdan aynlan
sevgıh babamız
ŞAKİRZİYA
ŞENOL'un
Cenaze törenıne katılan, telefon
ve telgrafla acımızı paylaşan, çıçek gönderme
ve bağış yapma lütfunda bulunan tüm dost,
akraba ve yakınlanmıza sonsuz teşekkür ve
şükranlanmızı sunanz
AİLESt
BAKIRKOY UÇÜNÇU ASUYE
HUKUKHÂKTMLİĞİ'NDEN
1996 687 Esas 1999 236 karar
Davacılar Çığdem-Ayten-Yalçm Bılbay \ekıllen tarafindan
hasımsız olarak açılan gaıplık da\asının mahkememızde yapı
lan açık yargılaması sonunda Tekırdağ Hayrabolu. Buyukka
raklı,cılt022 04 sayfa81 kutuk232'denufiısakavıtlıMehmet
ve Rukıye oğlu, 20 4 1949 dlu Muammer Bılbay ın 9 7 1995 ta-
nhınden ben kendısınden bır haber ahnmadığı gıbı, Lıberal Ba-
kış gazetesmde yapılan ılana ve bu ılan tanhmden ıtibaren 1 se
neden fazla müddet geçmış olmasına rağmen da\ acılardan Av-
ten Bılbay'ın eşı dığer davacılar Çığdem ve Yalçın Bılbay ın
babalan Muammer Bılbay hakkmda bu malumat da alınmamış
ve dolayısıyla olümü de muhtemel gorûlmesıne bınaen 9 7 1995
tanhınden ıtıbaren Muammer Bılbay ın gaıplığıne, peşın alınan
harcınmah»ubuı\e,bakıye 1 121 700 TL sıkaraıharcmmda-
vacılardan tahsılı ıle Hazme'ye ırat kaydına, davanın mahıyeO
ıtıban ıle davacılar tarafindan yapılan vargılama gıderlennın
üzennde bırakılmasına, Yargıtay volu açık olmak üzere, davacı
vekılının yuzüne kaışı \enlen 8 4 1999 tanh \e 1996 687 esas,
1999
/
236kararsayılıhûkümılanenteblığolunur Basın 25473