Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 MAYIS 1999 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR
Izmit Şehir Tiyatrosu,'Roberto Zucco' adlı oyunun prömiyerini bu akşam gerçekleştiriyor
Koltesle bflmmeyene yolcuhık
15
GÜLERÇETİN
îzmit Şehır Tiyatrosu'nun Genel Sa-
nat Yönetmenı lşıl Kasapoghı, Aksanat
Prodüksiyon Tiyatrosu'nda yönettiğı
Abelard ve Heloise*. Aiacaklılar" ve
'Molh S.'deki Türk tiyatrosuna yeni
oyun kazandırma prensibinı Bemard
Marie Koltes'in 'Roberto Zucco" adlı
oyunuyla sürdiirüyor. Izmit Şehir Tiyat-
rosu'nun sahnelediğı oyunla birlikte
Türkiyelı ızleyiciler Kasapoğlu'nun
"Tıpkı Shakespeare gibi bundan dört
yüz yıi sonra dünya tiyatrosuna iz bırak-
ımş oyun yazarian arasında yer alacak"
dedıgi Bemard Marie Koltes'le de ilk kez
tanışmış olacak Roberto Zucco'nun
prömiyeri bu akşam Lluslararası tstan-
bul Tiyatro Festivali çerçevesinde ger-
çekleşecek. Oyunda Izmıt ÇehırTıyat-
rosu'nun bütün kadrosu. hatta tiyatro
bünyesinde açılan okulun öğrencıleri
rol alıyor. Zeynep Avcı ve Olcay Ku-
nal'ın çe\ ırdiği oyunun müziklen de Jo-
el Simona aıt.
1989 yılında aramızdan aynlan Ber-
nard Marie Koltes, ölmeden önce kale-
me aldığı son oyun olan Roberto Zuc-
co 'da, RobertoZucco adlı ttalyan bir ka-
tilın gazete kupürlerinden takıp ettiği
yaşamından esinlenmiş. Koltes" in ölüm
döşeğindeyken bir zarfa koyarak Peter
Stein'a göriderdiği oyun, 1990 yılında ya-
zann ölümünün ardından Berlin Scha-
ubühne Tiyatrosu'nda sahnelendi. Böy-
lelikle ilk kez bir Fransız oyununun prö-
miyeri Almanya'da gerçekleşmiş oldu.
Roberto Zucco. katilin öyküsü aracılı-
ğıyla iyılik ve kötülüğün sınırlannı ir-
delerken. Koltes'in karanlık evrenine
gırerek bilinmeyene doğru bir yolculu-
ğa çıkanyor ızleyiciyi.
Oyun üzerine görüştüğümüz lşıl Ka-
sapoğiu, iki yıl içinde önemli adımlar atan
tzmit Şehir Tıyatrosu'nun gelışimini de-
ğerlendirirken de "Şimdi adımlan hız-
landırmak, daha ileri götürmek, ama en
önemlisi, bütün Anadolu kentlerine ör-
nek olmak istiyoruz. Bütün Anadolu
kentlerinde böyle gruplar, tiyatrolar ku-
rulabilir. Bunun kültürel ve politik geri
dönüşümleri mutlaka oluyor" dıyor.
- Iyilik ve kötülük kavramlannı irdele-
yen bir oy un Roberto Zucco. Sizce bu iki
zıt kav ram arasında kesin bir sınırvar mı?
H.UlUSlARAflflSI
İ5TAHBUI
TİYATRO FESTİUALİ
• Bernard Marie Koltes " Roberto Zucco" adlı son
oyununda bir katilin öyküsü aracılığıyla iyilik ve
kötülüğün sınırlannı irdeliyor.Yönetmen lşıl Kasapoğiu,
bunun hiç bitmeyen sorgulama olduğunu belirterek, "Hele
| 1999 yılı Türkiyesi'nde, içinde bulunduğumuz cinnet
I durumunu çok iyi yansıtan bir sorgulama" diyor.
Galiba ne iyiliğin ne de kötülüğün öl-
çütü, sınırlan % ar. Zucco'nun yaşamına
kötülüğün sembolü olarak bakarsak,
"N'asıl kötü olmuş, onu kötü yapan ne,
acaba biz de ona çok benzer yapılar için-
de miyiz, arada sırada bizim de ayağımız
kayabilir mi" sorulanna yanıt bulma-
mız gerekir. O yapıdan gelen her insan
kötü olmuyor elbette. Ama bazılannın
ayağı kayıveriyor işte. Hepimiz, gerek
yaptığımız sanatta gerek içinde yaşadı-
ğımız toplumda hep incecik bir tel üze-
nnde yürüyonız. Bazen bir rüzgâr esı-
yor. çok kuvvetlı değılsek hop ayağı-
mız kayıyor, düşüyonız. Kötülük bu an-
lamda gerçek kötülük müdür? Bence
kötülük bazen bizim bireysel meselele-
rimizden. bazen de beslendiğimiz kül-
türyapısından kaynaklanıyor. Asıl bun-
lan ayırt etmek gerekiyor.
Zucco'yu ne yüceltiyorum,
ne de suçluyorum
- Zucco oncacinayetin ardından "Baş-
kalannı kötülük olsun diye öMünnüyo-
rum, önüme çıkıyorlar, onlan görmü-
yorum \e yalnızca yoluma devam etmek
için ezip geçiyonım onlan" diyor. Siz na-
sıl yaklaşıyorsunu/ bu açıklamaya?
Evet, Zucco. "Yohımdailerlerken önü-
me çıkıyorlar, onlan fark etmiyorum ve
ezheriyörum" diyor. Burada iki tarafi da
suçlayabiliriz. Birincisı. Zucco'ya "Baş-
ka insanlarla yaşıyorsan onlara saygı
göstermen, ayağuiın altındalarsa dikkat
edçezmemen gerek" diyebilirsinız. Zuc-
co'nun önüne çıkanlara da "Herkesinaya-
ğının altında dolaşma" diyebilirsinız.
Bu aslında hıç bitmeyen bir sorgulama.
Hele 1999 yılı Türkiyesfnde, içinde bu-
lunduğumuz cinnet durumunu çok iyı
yansıtan bir sorgulama. Ben de yoru-
mumda oyun yazannın yolunu izliyorum.
Ne yüceltiyorum Zucco'yu ne de suç-
luyorum.
-Oyundaki cinayetler,yazann karan-
lık. karmaşık dünyası izley kride nasıl bir
etki bırakacak sizce? Herhangi bir en-
dişeniz var mı?
Tiyatroculann. hep bir kadının çocuk
doğurması gibi bir şey ürettiklerini dü-
şünüyorum. Bizim şanssızlığımız, bu
çocuİdan doğurup büyütmeleri için iz-
leyicilere vermemiz. Seyirci bazen o ço-
cuğu çok seviyor, alıyor, büyütüyor, ona
dünyayı gezdirtıyor. Bazı çocuklan da
sevmiyor izleyici, bu çocuk geri zekâ-
lı, özürlü doğmuş. diyor. Sonuç olarak
almıyor, büyütmüyor. Bu nedenle bir
oyunun başansında, yazılanlara değil
de izleyiciye güveniyorum. Çünkü bir
oyun hakkında ne yazıhrsa yazılsın
önemli olan, izleyicinin o çocuğu büyü-
tüp büyütmediğidir. Roberto Zucco çok
zor doğmuş bir çocuktur. Büyüyüp bü-
yümeyeceğine izleyici karar verecek.
Endişelenip endişelenmediğime gelin-
ce... Bazen gerçekten *Eyvah,neolacak!"
diye de düşünüyoruz. Ama unutmamak
gerek. biz sadece tiyatro yapıyoruz. Dün-
yayı kurtarmıyoruz ki. Dünyayı kurtar-
mak görevimiz de değil. Insanlar sorgu-
lasınlar, daha güzel yaşasınlar diye bir
şeyler yapıyoruz. Bazen farkında olma-
dan kötü olursa ne olur diye kendimizi
yiyoruz. Biz bütün sanatçı ve teknisyen
arkadaşlanmızla elimizden gelen çaba-
yı gösterdik. Artık sevilir ya da sevılmez
diye endişelenmenin bir anlamı yok.
- tzmit Şehir Tiyatrosu'nun oyunu-
nun proje aşamasında festivale kaülma-
sı bir güven göstergesi olarak kabul edi-
lebüir mi?
Elbette bir güveni gösteriyor bu. Öte
yandan, bu tür prömiyerler festivalin
olumlu yanı. tşin heyecanlı yanı bura-
da aslında. Yıl içinde izlenmış ya da
başka yerlerde sahnelenmiş oyunlar da
yer almalı festivalde, ama Istanbul gi-
bi, ülkenin merkezinde gerçekleşen fes-
tivalin yeni projeler de doğurması gere-
kiyor.
Bu, Türk tiyatrosu için olumlu ve
önemli bir gelişme. Inşallah festival ile-
riki yıllarda ortak yapımlara da katılır,
projeleri ekonomik olarak da destekle-
yebilir.
- Başka tiyatrotarla yûrfiteceğiniz ye-
ni projeleriniz var mı?
Istanbul'da yeni kurulan Semaver
Kumpanya'da EuzoCorman'ın "Diktat"
adlı oyununu, Ankara Devlet Tiyatro-
su'nda da 'III. Richard'ı yöneteceğim.
löyıldır resim yapan Paul McCartney ilk sergisini Almanya da açtı
ozgurtukvemuuuluk
Kültür Servisi - Ingıliz rock mü-
ziğinin efsanevı topluluğu Beatles'ın
üyelerinden Paul McCartney, ço-
cukluk düşlerini gerçekleştiriyor..
Çok küçük yaşlarda resme uyanan il-
gisini hiç yitirmeyen ve bundan 16
yıl önce resim yapmaya başlayan
McCartney, ilk sergisini Almanya'da
açtı. Tıpkı müzik gibi, fırçalarda öz-
gürlük \e mutlulugu ifade ediyor
onun için...
"Benim John gibi akademiye gjt-
meşansım olmadı" diyor McCartney,
"Bu işin eğitimini almadığım için bir
gün resim yapabileceğim dünyada
aklımagelmezdi" Herhangi bireğı-
tim almamış olsa da bu güzel resim-
leri yaptığına inanmak hıç de güç
değil; çünkü söz konusu kişi, tek bir
nota bilmeden gitarı eline alıp
rock'n'roll tarihini değiştiren Paul
McCartney.llk öncelen resim konu-
sunda çok önyargılı olduğunu söy-
lüyor McCartney: "Küçük yaşlar-
dan beri resmi çok sev-
sem de herkesin resim
yapamayacağını düşü-
nürdüm. Sonra, tam
40 yaşındayken "Evet,
korkuyorum, ama yine
de denemeliyim' de-
dim kendime. Her şey
böyle başladı."
56 yaşındaki sanat-
çı. 16 yıldır tüm boş
zamanlannı resim ya-
parak geçıriyor. Bu sü-
reç içinde Matisse, De
Chirico. Magritte, Dali gibi ressam-
lardan esinlenerek yaklaşık 500 re-
sim yapmış. Ancak bu resimleri bü-
yük bir sır gibi herkesten saklamış
McCartney, taki Siegen kasabasının
kültür işlerinden sorumlu yetkilisi
WolfgangSuttner"dan bir sergı açma
teklifı alanadek "Busergiyigerçek-
leştirmekiçin çokdahaönemli bir kent
seçebilir ya da scrgiyi kendim finan-
se edebiHrdim"' diyor
McCartney. "Ama be-
nim istedigim bu degffl-
dL Gerçek bir def er-
lendirmeye ihtiyacım
vardı, ismimi kullan-
mak isteyen birine de-
ğil". Mayıs ayının ba-
şında Siegen'de açılan
ve temmuz sonuna
dek sürecek olan ser-
gide. McCartney'nin
Suttnertarafından se-
çılmiş 70 tablosu bu-
lunuyor. McCartney'nin resimlerin-
de, dışavurumculuğun ve ressam ar-
kadaşı VV'Ulem de Kooning'in etkile-
ri hissedilıyor.
Resim yapmayı beste yapmaya
benzettiğini belirtiyor McCartney:
"Özgürlük ve mutluluk... Tuvalin
önüne geçiyorum ve elimi tamamen
serbest bırakıyorum. Daha sonra da
elimin beni götürdüğü yolu izliyor.
sonuçta ortaya ne çıkacağını beküyo-
rum. Şimdi amacun resimlerimi in-
sanlarla paylaşmak ve iyi bir şeyler
yapıp yapmadığınıı görmek."
Bu arada Beatles'ın yıllar önce
kaydettiği Yellovv Submarine albü-
münden son anda çıkanlan ve kısa
bir süre önce bulunan gerçek bir Be-
atles şarkısı yaz sonunda single ola-
rak piyasaya sunulacak. John Len-
non'ın imzasını taşıyan 1968 tarih-
li şarkı, aralarda Beatles üyelerinin
de göründüğü bir çizgi film eşliğin-
de televizyonlarda yayımlanacak.
McCartney'nin, grup üyelen Rin-
go Starr ve George Harrison'la bir-
likte yürüttüğü diğer çalışma ise bir
Beatles biyografisi. Aynca Liverpo-
ollu yetkililerin Beatles anısına
düzenlediği RobbieNVmams'tan Boy-
zone'a çeşitli Ingiliz pop müzık yıl-
dızlannın katılacağı konserde, Beat-
les üyelennin de sahnede son kez bir
araya gelmeleri bekleniyor. Paul McCartney, arkadaşı VVlllem de Kooning ile.
Benjamin zander'e göre doğru yönetim, uyumlu bir çokseslilikle sağlanır
'İletişimi gözlerle kurabilirsiniz'
Kültür Servisi-Dünyanın her
yerinde verdığı yöneticilik se-
minerleriyle geniş kitleler ta-
rafından tanınan Boslon Filar-
moni Orkestrasf nın müzik di-
rektörü ve şefi Benjamin Zan-
der, Istanbul 'da bir seminer ver-
di. Dünya genelınde kuruluşu-
nun 100. yılını kutlayan Cast-
rol'un Türkiye'deki şirketi Cast-
rol Madeni Yağlar Sanayı ve
Ticaret AŞ'nin düzenlediği et-
kinlikler kapsamında yer alan
seminer, ışadamlan ve iş ka-
dınlanndan oluşan yaklaşık bin
kişilik izleyici topluluğuna ilginç
birdeneyim yaşattı. Zander, se-
mineri sırasında sık sık piya-
nosunun başına geçti, yaylılar
dörtlüsüyle ekip ruhu konusundakı dü-
şüncelerini pratiğe döktü.
Orkestrayı yönetmekle şirket yönetme-
>i bagdaştırarak 'yönetim" kavramına fark-
lı bir bakış açısı getiren Zander'in verdi-
ği semınerin başlığı YönetiminOrkestras-
vonu'. Bu kavramı. bir yöneticınin fark-
lı sesler çıkaran şirket çalışanlannı uyum
içinde bir arada tutma çabası olarak tanım-
lyor Zander: "Örneğinsenfonidepekçok
kişi farklı sesleri aynı anda uyum içinde
;ıkanyor. Neden diğer alanlarda da bu ol-
rnasın? Şirket bir orkestradır. Bir y öneti-
:i olarak şu çagnyı yapın:' Sizinle bir şar-
<ı söylemek istiyorum. Gelin bu şarkıyı
jırlikte söyleyelım." Bu arada size söyle-
ıilen şarkıyı da duymalısınız elbette, her-
<esin birilerine söyleyecek bir şarkısı var-
lu- çünkü." Zander, bir orkestra şefinin
ürkestraşefi Benjamin Zander, 'şirketbir orkestradır' diyor.
amacının orkestrayı mükemmel yönet-
mekten çok. müzisyenlerin, çalınan mü-
ziğin ruhunu yakalamayı amaç edinme-
lerini sağlamak olduğunu söylerken, bir
yöneticinin de çalışanlannı, işlerini mü-
kemmel yapmalan yönünde değil, işlerin-
den zevk almalan yönünde motive erme-
si gerektiğini anlatıyor. "Yönetirken, yö-
nettiğiniz Idşilerûı gözlerinin içinin parla-
masına dikkat edin" diyen Zander, insan-
lann cesaretini ve isteğini kıracak en kü-
çük davranışın, bütün meslek yaşamlan-
nı olumsuzetkileyecegini söylüyor: "Doğ-
rusu ben kalp kıran bir şef olarak anümak
istemem, hem zaten moti\asvonunu yitir-
miş bir orkestra da benim işimeyaramaz."
Klasik yönetme biçımlerinin terk edil-
mesi zamanının geldiğini duşünen ünlü
şef, geleceğin liderlerinin farklı düşünüp
farklı davranmalan gerektiğini
söylüyor. Bu farkı yaratan un-
surlan ise yarancılık. ögrenme-
öğretme ve olumsuzu olumluya
dönüştürmeçabası olarak açık-
lıyor. "Olumsuzluklara sapla-
nıp kalırsanız asla yol kat ede-
mezsiniz. Bu rutumunuzu der-
hal terk etmeli ve yeni olasüık-
lar üzerinde düşünme yeteneği
kazanmahsuuz. Bu yeteneği ka-
zanmakhiç de zor değil, yalnız-
caiki dakikamzı ahr inanm. Ama
o yeteneği sürdürmek gerçek-
ten zor bir iş."
İnsanlann, tıpkı kökleri top-
rağın altından birbirine bağlı
ağaçlar gibi birbirlerine bağlı
olduklannı söylüyor Zander. Bu
nedenle de endişeli, korkulu ya da insan-
lan dışlayan bir tavır içinde olmak birlik-
te çalışılan kişileri de olumsuz yönde et-
kılıyorve başansızlığayol açıyor. Yeni ola-
sılıklar geliştirmeye çalışan bir yönetici-
nin ise etrafına iyimserlik ışmlan saçtı-
ğını belirtiyor ünlü şef. Ancak bu olası-
lıklar üzenne diğer çalışanlann da katılı-
mını sağlamanın gerekliliğini vurgulu-
yor.
Zander'in meslek yaşamı boyunca keş-
fettiği en önemli şey; şefin sahip olduğu
sessiz güç. "Sesi çıkaran kişiler müzis-
yenler. Orkestra şefi ise gücünü, yalnızca
bakış vejestlerieuyguluyor. Bir şefin mü-
zisyenlerle iletişim kurabilmesi. onların
gözlerindeki ifadeye çok dikkat etmekle
mümkün olabilir." Zander, şirket yönetı-
cilerine de böyle davTanmalannı öneriyor.
YAPI KREDİ SANAT FESTİVALİ 99
Peppino di Capri
üe nostalji gecesi
KültürSenisi-Yapı Kredi Sanat
Festivali 99, haziran ayında da sü-
rüyor.
Yapı Kredi Sanat Festivali 99.
haziran ayı etkınliklerine Annibal
Pannunzk) Toplulugu nun Buenos
AiresTangogösterisiylebaşlıyor. 8
Haziran Salı ve 9 Ha-
ziran Çarşamba akşa-
mı saat 21.15'te Ce-
mil Topuzlu Harbiye
Açıkhava Tiyatro-
su'nda yapılacak olan
dört perdelik gösteri-
nin koreografisi Ma-
gui Danni'ye, müzik-
len ise CarlosGardel,
Astor Piazzoia ve Ata-
hualpa Vupanqui'ye
ait. Annibal Pannun-
zio'nun mizansel bil-
gisini de kullanarak
Arjantin tangosu ve
folklorik danslardan oluşturduğu
gösteri Arrabal. La Ciudad. Patk)
Gaucho ve En El 40 adlı bölümler-
den oluşuyor.
Brooklyn Funk Essentials & La-
ço Tayfa, 10 Haziran Perşembe ak-
şamı saat 21.00'de Cemıl Topuzlu
Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda
bir konser verecek.
11 Haziran'da saat 21.15'te Ce-
mil Topuzlu Harbiye Açıkhava Ti-
yatrosu'nda yapılacak olan Nostal-
Haziranda İstanbul'da.
ji başlıklı gecenin konuğu Peppino
di Capri. Roberta. Melancoüe. Lefs
Twist Again ve Don't Play That
Song Again gibi hit parçalar yara-
tan sanatçı, 1965 yılında Beatles ile
gerçekleştirdiği ltalya turnesi son-
rası tüm dünyada tanındı. 1973 ve
1976yıllanndaSanRe-
mo Şarkı Yanşması'nı
kazanan di Capri, 1991
yılında Eurovision Şar-
kı Yanşmasf nda Com-
me E Doce O Mare ad-
lı parçasıyla ttalya'yı
temsil etti. Peppino di
Capri, 1998'in eylül
ayında 40. sanat yılını
kutladı.
Alman Goethe Ens-
titüsü'nün işbirliği ile
düzenlenen Hannover
Bach Korosu konseri
19 Haziran Cumartesi
akşamı saat 19.30'da Aya Irini Mü-
zesi'nde gerçekleştirilecek.
Festivalin haziran ayı gösteri bi-
let'leri AKM-YKY Galatasaray Ki-
tabevi, Suadiye Vakkorama ve Ak-
merkez Vakkorama'dan temin edi-
lebilir. Aynca, http:www// supe-
ronline.com.ykykultur adresinden
lnternet aracılığıyla bilet alınabilir
ya da (0 212) 249 18 29 numaralı
telefondan rezervasyon yaptınla-
bilir.
KUŞBAKIŞI
MEMET BAYDLR
Doğa'nın Akiı
Insanlann doğa ile ilişkileri birbirlerine benze-
mez. Ben ömeğin çiçekten, böcekten, günbatım-
larından pek etkilenmem. Kelebekler de ilgimi çek-
mez, bülbüller de. Ormanlan severim, bir de de-
nizi ve dağlan. Gökyüzüne bakarak hayal kurma-
dım ömrumde bir kez olsun; yağmur altında yürü-
meyi de sevmem oldum bittim. Yağmur altında yü-
rümeyi anlatan edebiyatı da sevmiyorum doğal
olarak. Plastik bir sinek öldürme raketiyle odanın
içinde koştururken kendime güldüğüm ya da utan-
dığım olmuştur, ama çocuksu bir duygudur bu. So-
nunda sineği hep öldürmüşümdür. Canım sıkıla-
rak.
Yağmur altında yürümeyi sevmem dedim ya,
yağmuru sevmiyonjm anlamına gelmez bu. Tam
tersine yağmura da fırtınaya da, aya ve yıldızlara
da büyük bir aşkla ve merakla bakmak gerektiği-
ni düşünüyorum. Doğa dediğimiz fenomenin çıp-
lak gözle görülmesi mümkün olmayan, yalnızca ana-
liz gözüyle anlaşılabilir bir rrtrni ve kalıpları, düze-
ni vardır. Profesör Feynman bu ritim ve kalıplara
fizik kanunlan dendiğini bildirdikten sonra bunla-
nn gene) yapıları üstüne konuşalım biraz diyor. Üst
düzeyde bir kuşbakışı yaklaşımı.
Şimdi, böyle bir konu genellendiği zaman (Feyn-
man'ın hemen altını çizdiği gibi) derhal son dere-
ce derin ve felsefi bir düzleme taşınabilir. Herkes
anlasın diye öyle bir genellemeye kalkışınz ki ko-
nunun yüreğinden uzaklaşınz. Doğa kanunlarının
derin düşünceye boğulmuş bir çeşit anlatımı çı-
kar karşımıza. Oysa Feynman'ın dediği gibi "do-
ğa kanunlan harikulade güzel ve basittir."
Şimdi mümkünse yerçekımi yasastnı düşünelim
biraz. Sir Isaac Newton'ın ünlü yerçekimi yasa-
sı formülü. Dokuz işaretten oluşan bu formül, in-
san aklının becerebildiği en büyük genelleme ola-
rak adlandırılıyor. Aristo'dan başlayıp Koper-
nik'ten geçen. Galileo'dan Arşimed'e kadar. ora-
dan da Descartes'a kadar bir sürü akıllı adamın
üstünde düşündüğü bir olguyu Nevvton 1687 yı-
lında inanılmaz güzellikte bir basitliğe indirgeye-
rek bir tek formül haline getirecektir.
Richard Feynman yaklaşık üç yüzyıl önce dü-
şünülen bu denklem üstüne, onun tarihi ve bulu-
nuş metodu, keşfedilme yöntemi, nitelikleri üstü-
ne zamanımızda konuşmak tümüyle modern bir
girişım olacaktır diyor. Üstelik zaten bu harikula-
de ve basit doğa yasasını görüp anladığımız için
ne kadar akıllı olduğumuzu düşünüp kendimizi
beğenmek de gerekmez; yasayı izleyen doğanın
aklıdır zaten!
•••
F = G
Ne diyor Nevvton? İki kütle, aralanndaki uzaklı-
ğın karesiyle ters orantılı ve bu kütlelerin çarpımry-
la doğru orantılı olarak birbirlerini çekerler. Yalnız-
ca, kütlelerin birbirlerini hangi kurallara göre çek-
tiklerini ve (ama) çektiklerini söylüyorlar. Bu, evre-
nin büyük ve önemli bir bölümünü açıklayan bir for-
mül. Doğanın binbir büyüsünü bu dokuz işaretten
ibaret yalın bir güzelliğe indirmek için ne gerekir
peki? İnsan aklı gerekiyor. Doğaya bakan, merak
eden, onu anlamaya çalışan insanlar gerekiyor.
İşin şiirsel tarafi da bu noktada başhyor belki.
Yalnızca şiirsel değil elbette, yaşamsal tarafı da
Feynman olağanüstü bir ustalıkla anlatıyor: Ata-
lanmız baktılar ki yıldızlar gökyüzünde oradan ora-
ya gidip duruyorlar. Sürekli bir hareket, devinim var
üstümüzde. Galiba diyorlar atalarımız, bu yıldızla-
nn hepsi, bizim dünya dahil güneşin çevresinde
dönüyorlar! Bu gözlemler unutulduktan yıllarca
sonra Kopernik isimli bir adam çıkıp tek başına,
dünyanın ve benzeri önemsiz yerlerin güneş çev-
resinde döndüğünü söylüyor. Şimdi bu bilgiden,
bu noktadan yola çıkınca yeni, taze, muhteşem so-
rular çıkıyor ortaya.
Güneş etrafında nasıl dönüyorlar? Çember mi
çiziyoıiar, elips mi? Ne tarz bir hareket bu? Güne-
şi merkez olarak alıp mı dönüyorlar yoksa başka
bir eğim mi izliyorlar? Hızlan nedir mesela? İnsan
aklı bu, soracağı sorulann limiti yok
•••
Bu tartışmalar çok uzun yıllar sürmüş. Derken
efendime söyleyeyim, Tycho fTiko) Brahe adın-
da Danimarkalı bir astronom çıkıyor ortaya. 1546
ile 1601 arasında yaşamış bir adalı. Adamın ken-
dine ait bir adası var. Brahe'nin ne yaptığını bir baş-
ka kuşbakışı yazısına saklıyoruz. Şimdilik dünya-
nın bir öküzün boynuzu ucunda durmadığını bile-
lim -bilimin güzel, elzem, sağlam ve şiirsel oldu-
ğunu unutmayalım; insanın merak etme yetene-
ğinin olağanüstü sonuçları olduğuna inanalım ye-
ter.
BUGUN
• ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ'nde Pera Sanat
Günleri kapsamında saat 16.00'da Ilgaz Benekay ve
Flamenko Toplulugu nun sunacağı flamenko
konseri. saat 20.30'da ise Pera Müzk Bölümü'nün
Fahri Peldner'in yönetiminde sunacağı 'Geleneksel
Yılsonu Konseri' yer alıyor. (245 44 60)
• BEKSAV'da Salah Birsel ve Mehmed Kemal'in
anısına Banş İldan tarafından hazırlanan, Ataol
Behramoğlu. Nemika Kemal. Suna Aras gibi
edebiyatçılann katılacağı 'Şiir Duvan 1. Yıl ŞenBğj'
saat 16.00'da başlayacak. (349 91 55-56)
• ADAM KİTABEVİ tarafından düzenlenen imza
günleri kapsamında 15.00-17.00 saatleri arasında
Sina AkyoL Haydar Ergülen ve Enver Ercan
okurlanyla buluşacak. (293 41 05/3 hat)
11. ULUSLARARASIİSTANBUL TİYATRO FESTİVALİ
BUGUN
• Roberto Zucco, tzmit Şehir Tiyatrosu yapımı,
saat 21.00'de Taksim Sahnesi'nde izlenebilir.
• Hasret Ekin Tiyatrosu'nun oyunu, saat 15.30'da
Kenter Tiyatrosu'nda sahnelenecek.
• Molly S Aksanat Prodüksiyon Tiyatrosu'nun
oyunu, saat 19.00'da Aksanat'ta görülebilir.
YARIN
• Faust Düsseldorfer Schauspielhaus'un
sahneleyeceği oyun saat 21,00'de AKM Büyük
Salon'da izlenebilir.
• Roberto Zucco, Izmit Şehir Tiyatrosu yapımı,
saat 21.00'de Taksim Sahnesi'nde izlenebilir.
• Molly S Aksanat Prodüksiyon Tiyatrosu'nun
oyunu saat 19.00'da Aksanat'ta görülebilir.