17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9NİSAN 99SCUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tacikistan'da helikoptep kazası • MOSIOVA(AA) Tacıkistanda bir Rus askeri helikoptennin düştüğu ve içmdeki 1$ kişinin öldüğü biîdirildi. tus sınır muhafızlainı taşıyan Mi-8 tipı helıkojtenn, Tacıki stan-Afgarustan sınınndak Amu Derya nehrine diştügü \e helıkopterie bulunan 18 kişıden kırtulan olmadığı kavdedildı Helikopterin, yüksek ge-ilim hattına çarparak cüştüğü tahmin edıiıyor. Çin-Rujya sınırında deprem • \VASHJNGTON (AA) - Rusya-Çin sınınnda bugün Rıchterölçeğine göre 7.2 şiddetinde deprem olduğu bildırildı. Depremın TSI 16.11 'de mevdana geldığı ve merkezınin Rusya"nın ıızak doğusundaki Vladivostok kentinin 170 kilometre kuzeydoğusunda olduğu belırtildi. Antarktika'daki budar eriyor • LONDRA (AA)- Ingiliz Bilim Adamlan'nın yaptığı açıklatnada. küresel ısınma yüzünden Antarktika buzullanndan ıkisinin son biryılda 3 bın kilometrekare eridiğini bildirdi. Açıklamada uydu fotoğraflan. Larsen B buzlasının Nisan 1998"de ufalmaya başladığını, kasımdan bu yana 1714 kilometrekare eridiği belirtildi. Irak'ın güneyine hava saldırısı • VVASHINGTON (AA) - Amerikan Savunma Bakanlığı'ndan (Pentagon) yapılan açıklamada, F-18 uçaklannın. Irak'ın güneyindeki bir füze bataryasına yönelik saldında bulunduğu belırtildi. Irak"tan yapılan açıklamada da "Kara Direniş BirliklerT'nin Batılı uçaklara ateş açtığı belirtildi. İstanbul'da elektrik kesintisi • İstanbul Haber Senisi - Aktaş. Anadolu Yakası'ndaki Merdivenköy 5070 Indirci Merkezi'ni besleyen nakil hatlanndaki çahşmalar nedenıyle pazar günü bazı semtlere 10 saat süreyle elektrik verilemeyeceğini açıkladı. Saat 07.00-17.00 arası elektrik verilemeyecek yerlerşöyle Ünalan Mahallesi ve Üçpınarlar Caddesi ile cnan, Örnek Mahallesi, 35. Cadde ve civan, Narnık Kemal Mahallesi. Esenlerve civan. Sokak karşısı Esın Sitesi. Bag-Kur Bloklan, Din Görevlileri Sitesi ve civan. Tatbikatta yangın tüpleri boş çrttı • İstanbul Haber Senisi - İstanbul İtfaiye Daire Başkanlığı"nca her yıl istanbul Emniyet Müdürlüğü'nün çeşitli birimlerinde görevli polislere venlen 3 gûnlûk ilkyardım ve egitim kursu tamamlandı. Kursa katılan 194polıse emniyet müdürlüğu binasında tatbikat yaptınldı. Tatbikat sırasında emniyet müdürlûğü binasındaki bazı yangın tüplerinin boş olduğu ortaya çıktı. Çakıcı'nın adamları • İstanbul Haber Senisi - Ülkücü Tevfık Nurullah Ağansoy cinayeti tetikçilerinden Adnan Çiçek'i ihbar ettiği öne sürülen Şenol Turan'ı. ülkücü mafya elebaşısı Alaattin Çakıcı'nın talimatıyla öldürdükleri öne sürülen 3"ü tutuklu 5 sanığın yargılanmasına Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nde devam edildi. Tahır Umaç'ın tahliyesine karar verilen duruşma ertelendi. İdandalı anne • İstanbul Haber Senisi - Çocukları Ayşegül ve Vesile Al'ın velayetlerinin, eski eşı Halim Al"dan alınıp üçüncü bir şahsa verilmesi için Izlandalı anne Sophia Hansen'in açtığı davada avukat Hasıp Kaplan, Bakırköy 4, 5,6 ve 9. asliye ceza mahkemelennde devam eden ceza davalanyla ilgili süre istedi. Istemi kabul eden hâkim. duruşmayı etteledi. 'NATO'yagüveniyoruz, en hsa sürede evimize döneceğiz' KırkJareli Gaziosmanpaşa Göçmen Misafirhanesi'ne yeıieştirilen 3 bine yakın Kosovalı yorgun ancak umutlu. Çocuklar, yaşananlann pek ayırduıda değil, koşu- yorlar, oynuyorlar. Yaşlılarsa bir an önce yüzyülardır yaşadıklan topraklanna dönmenin özlemi içinde, kampa ahşmaya çalışıyor. (Fotoğraflar: HATİCE TUNCER) Korkıı bitti, mmıt varHATtCETUNCER ÖZKANGÜVEN K1RKLARELİ-KırkJareli Gaziosman- paşa Göçmen Misafirhanesi, yurtlanndan aynlmak zorunda kalmış 3 bine yakın Ko- sovaJıyı konuk edıyor. Günlerce Makedon- ya sınınnda bekledikten. trenlere doluş- tuktan sonra uçaklarla Kırklareli Gazios- manpaşa Göçmen Misafirhanesi'ne geti- rilen Kosovalılar yorgun. Ölüm korkusu, savaş ve hepsinden de önemlisi yurdundan ayn kalmak yormuş on- lan. Misafirhanenin giriş kapısında yakınla- rının gelip kendisini almasını bekleyen Belgrad Üniversitesi öğretün üyesi Prof. Dr. Kazun Kurun. sa\aştan önce ögrencileri ara- sında Sırplann da bulunduğunu söylüyor. "Benün dalım ekonomik turizm idi Onla- nn dilinde de dersler veriliyordu, bizün di- timizde de_ Aynı binada okuyordu çocuk- tanmız." Ama sonra savaş başladı ve her şey değişti: "Sonra 15-16 yaşuıdaki çocuklann elle- rinesilahlan verdüer. Onlardan çok korku- yorduk. Apartmanımı/.da kalanlann çoğu öğretim üyesiydL Her gece bu çocuklar bi- ziın yanımıza geliyorve biziere hakarette bu- lunuyor, küfrediyoriardı. Çocuklar. 66 ya- şında meslektaşım olan profesörü duvara dayanuşlar, kansı ve torununu da dizteri üze- rine çöktürüp kursuna dizdiler." 'Miloşeviç katil' Yugoslavya Devlet Başkaru Slobodan IViı- toşeviç'in bir katil olduğunu söyleyen Ku- run, "Okatildir. Onlar, Tıto'nunötümünü bekkdfler. Başka halklan pençelerinin al- onaalmakiçuı beldedfler" diye konuşuyor. Kurun, NATO'nun hava harekâtı başla- dığı sırada evinin yakınlanndaki bir kışla- da büyük patlama olduğunu. ancak bom- balann NATO uçaklanndan atıldığını da- 'ıa sonra öğrendiğini söylüyor. 10 yıldır Kosova'daki olaylann sürdüğünü anlatan Kurun. "\ATO'>aeskideninanmı>T)rdunı, ama şimdi inaımorum. Çünkü 10 senedir bu olaylar sürüyordu,onlarbunlan duymu- yordu" deyıp ardından da eklıyor "Savaşın ardından eve dönmeyi, Sırpla- nn da kendi e\lerine gftmesini isriyorum." Çocuk her yerde çocuk Misafirhanedeki çocuklar her şeye rağ- men sahncaklarda sallanıyor, kaydıraklar- da kayıyor, gülüşüp koşuşuyorlar. Neler olup bittiğini, yaşamlannın bundan sonra- sının belirsizlik içinde olduğunu anlayamı- yorlar bile. 16 yaşındaki Selda Bulak, babasıy la bir- likte Priştine'den kaçmış. Annesinin nere- de olduğunu bilmiyor. Evlerine giren yüz- Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan göçmenlere üzerinde "Çocuklar öldürülmesin. şeker de yiyebUsüüer" yanh2 kamyon yiyecek, gjyecek yardımında bulunarak çocuklara şeker dağrttı. Sığınmacüarayardım yağıyor Haber Merkezi - Kosova'dan kaçarak Türkiye"ye sığınan mülteciler için vali- likler seferber oldu. Kızılay'ın ardmdan Eskişehir. Kayseri. İstanbul, Gaziantep ve Adana valilikleri mültecilere yardım malzemesi gönderirken Kırklareli "ndeki çadırkentın kanalizasyon sisteminin ardın- dan elektrik düzeneğinin bir bölümü ta- mamlandı. Başbakan BülentEcevitvebakanlar, Va- kıflar Bankası'nca açılan yardım kam- panyasma 100"er milyon lıralık bağışta bu- lundular. Içişleri Bakanlığı açıklamasına göre Eskişehir Valiliği, 9 bin 601 kilogram muhtelif gıda ve 179 adet giyecek mal- zemesi, 783 soba ve elektrikli ısıtıcı; Kay- seri Valiliği, 3 bin 896 muhtelif ev eşya- sı (yatak, yorgan, nevresim, yatak örtü- sü), 35 ton gıda maddesi, 250 katalitik so- ba olmak üzere toplam 24 milyar 29 mil- yon liralık ayni yardım; İstanbul Valili- ği, 20 milyar lira tutarında 34 bin 200 te- mizlik malzemesi ile 200 battaniye: Ga- ziantep Valiliği, 15 milyar lira tutannda 3 bin 700 adet battaniye ve nevresim ta- kımı; Adana Valiliği, 200 ton temel gıda ve temizlık malzemesi gönderdi. Türkiye Kızılay Derneği, çadırkentte 1030 çadınn kuruluşunu tamamladı ve 2 TIR ile 300 branda çadır örtüsü, 1500 battaniye, 2 bın uyku tulumu gönderirken günde üç öğün olmak üzere 3 bin 500 ki- şiye sıcak yemek verilmesi işlemlerine başladı. TEDAŞ, mülteci kampındaki 2 bin ki- şilik barakalara elektrik verirken yeni ku- rulan 700 çadınn çevre aydınlatması ve iç elektrik düzeneğini tamamladı. Esenyurt Belediye Başkanı Gûrbüz Çapan da dün Göçmen Misafırhanesi"ne giderek Kosovalı göçmenlerletanışt. so- runlannı dinledi. Göçmenlere üzerinde "Çocuklaröldürülmesin. şeker de yiyebö- sinler" yazılı 2 kamyon v iyecek. giyecek yardımında bulunan Çapan, çocuklara şeker dağıttı. Öte yandan Genelkurmay Başkanlığı Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Bilgi Mer- kezi "nden yapılan açıklamada, Kosova harekâtında son 2 gündür 439 sorti ger- çekleştirildiği, harekâtın önceki günkü bölümünde 60 uçağın görev yaptığı be- lirtildi. leri maskeli Sırplar, silah zoruyla onlan trene bindirmiş. Tren içinde bir gün bek- ledikten sonra Makedonya'ya gönderil- mişler. "Bizi dövdüler, sövdüler. Ekmek bekliyorduk. Ama çamura düşüyordu ek- rnekler-" Savaşın olmadığı yıllarda Selda Bulak. manikürcülüğü öğrenmek için zanaat oku- luna gidiyormuş. Eğitim Sırpça verildiği için yüksekokula gitmemiş. Medina diye bir arkadaşından bahsediyor Selda. "Ben en çok onu seviyordum. Onunla çok gülüyorduk. En i>i arkadaşımdı. ge- zerdik. Sırp arkadaşlanm da vardı. Savaş- tan önce anlaülamayacak kadar güzeldi ya- şam. Gezerdik, eğlenirdik. Her şeyi mah- vettüer ama_" Kosova'da hukuk fakültesini bitirdikten sonra babasının mesleğini seçen, yani so- bacılık yapan Rezi Bakan. 2 hafta önce yurdundan kopanlmış. Savaş bitse de evi- ne dönmek istemiyor: •*\ugosla\7ıa"da değil, diplomam geçer- liyse burada çabşmak isti\()rum."" Kadınlar hanl hanl Kadınlar misafirhaneye gelir gelmez, kal- dıklan yerleri yaşanabilecek hale getirebil- mek için hanl hanl çahşıyorlar. Kimi çama- şır yıkıyor, kimi bulaşık. Çamaşırhanenin önünde bir Arnavut kadın. neden Türki- ye'de bulunduğunu bilmiyor. Sırplann sal- dınsı sırasında baygınlık geçirince ailesi hastaneye kaldırmak istenıiş. Ancak ailesin- den kopanlarak uçağa bindirilmiş. Uyan- dığındaysa Türkiye'de bulmuş kendini. Düzenli bir hayatları varken şimdi evle- nnden kopanlıp göçmen olmuşlar. Daha önce önemini hiç düşünmedikleri su doldur- maya yarayacak bir plastik bidon, üzerin- de yemek yenebilecek bir plastik masa al- mak için malzeme dağıtılan barakaya ko- şuyorlar. 'Ora bizim toprak' Kosovadaki yakınlanndan haber alabil- mek için kamptaki telefonlar önünde uzun kuyruklar oluşturmuşlar. Konuşma olana- ğı bulabilenler heyecanlı, endişelı ülkele- rinden ses duymaya çalışıyorlar. Priştine'de üniversite öğrencısi Valbona Ademi telefon kuyruğunda bekliyor. Yanm yamalak Türkçesiyle "Ora bizim toprak" diyor. Bjr an önce ülkesine dönmek istedi- ğini söyleyip devum ediyor: "Ama biz Sırplardan korkuyor. \ ar hâlâ orada insanlar yardım isti>orlar.*" NATO bombardımanı sırasında 55 kişi bir hafta bodrumda beklemiş. Sonra Sırplar gelip, gitmelerini istemiş. Evlerini bırakıp yollara düşmek zorunda kalmışlar. Arnavut yaşlı çift Nafiye Müslüyu ve eşi Sefanan Müslüyu bir ağacın altında otur- muş, çevreyi seyrediyorlar. Selman Müslü- yu 65 yılmı geçirdiği Kosova'dan 'öuııe- den' aynldığı için üzgün. Ellerini gösteri- yor: "Olsa hemen geri gjdeceğim, orada öl- mek istiyorum." Evlerinden aynlmak iste- meyenlerin öldürüldüğünü anlatıyor. "Ne- den dönmek tstiyorsun" sorusuna kızıyor: "Bunu nasıl sorarsın? Sen kendinidüşün. ne yapacaksın? Biz hep oradaydık, dedele- rûnizin dedeleri oradavdi-." ^IFMNOKTASI/ORAL ÇALIŞLAR e mail-oralcalislarıo turk.net Seçim günü yaklaştıkça biz gazetecilerin bu işe ilgisinin artması gerekiyor. Genel Ya- yın Koordinatörümüz Hikmet Çetinkaya. "Artık seçim yaz" deyip duruyor. Ben de yaz- mam gerektiğinin bilincinde- yim. Ancak gel gör ki, bu işe birtürlü ısınamryorum. Ben ısı- namadığım gibi, vatandaşın da ilgilenmediği gibi birduygu için- deyim. Sabah, Halil Ergün'le tele- fonla konuştuk. Beyoğlu'nda belediye başkanlığı için Fazi- let Partisi'yle yarışacak en önemli aday Halil Ergün. Halil, her zamanki dinamizmiyle işe sanldı. Geçen seçimlerde Re- fah Partısi'ni epeyce zorlamış ve az farkla kaybetmişti. Mo- dern ve gelişmiş bir Beyoğlu için Halil'den iyisini nereden bulabiliriz. Beyoglu'na Halil ya- kışır. Vatandaş, belli ki seçimler- le eskiden olduğundan daha az ilgileniyor. Bu seçimlerde, bir değişiklik olmayacak diye dü- 'îpek Tenolcay'dan Şok îtiraf şündüğ.ü için mi böyle davra- nıyor? Öcalan'ın yakalanma- sına kadar, Fazilet Partisi'nin farklı bir şekilde birinci olaca- ğı beklentisi, toplumun önem- li bir kesiminde huzursuzluk yaratıyordu. DSP'nin atağa geçmesi ve Fazilet'in hızının kesilmesi bir rahatlık yarattı. Seçimlerden sonra en azından içinde DSP'nin olacağı bir hü- kümet kurulur beklentisi, geri- limi azalttı. Ancak, gerilimin or- tadan kalkmasıyla seçimden beklenti de azaldı. Seçimlerde daha çok adaylar gayretli. Çün- kü, kazanan onlar olacak. Si- yasetin bir rant mesleği haline dönüşmesi, adayların bu işe sıkı sanlmalannın esas nede- ni. Halk ise, seçim bana bir şey sağlamayacak, diyedüşündü- ğü için, bir beklentisi olmadığı için seyirci gibi davranıyor. Geçmişte halk, 1970'li yıl- larda Ecevit'e ve onun partisi CHP'ye, bir umut vaat ettiği için büyük ilgi göstermişti. De- mokratik, adil ve çağdaş bir Türkiye isteyen milyonlar umut- la seçim sandıklanna koşmuş- lardı. CHP'nin oyları bu neden- le yüzde 42'lere kadar çıkmış- tı. Günümüzde partilerin böy- le bir umudu kitlelere taşıyama- dıkları çok açık. DSP bile var olanı koruyacağı, diğerleri ka- dar hırsızlık yapmayacağı dü- şüncesiyle rağbette. Ama bir değişim umudundan kimse söz etmiyor. O zaman yurttaş, bir şey de- ğişmeyecekse ben bu seçime neden ilgi göstereyim, deyıp bir kenara çekiliyor. Eskiden beri ben bu ülkede halkın ne- tere ve kimlere ilgi gösterdiği ko- nusundaşaşınnm. Ömeğin ga- zetelerin tirajları, TV'lerin ra- ting'i beni zaman zaman umut- suzluğa düşürür. Önümde Milliyet gazetesi- nin pazar eki olarak verdiği "Mega Pasha" ilavesi duruyor. Kafasına mavi peruk takmış bir kadın, mavi lensleriyle ob- jektife yan yan bakıyor. Altın- da haftanın en önemli haberi: "Ipek Tenolcay'dan şok itiraf: Sekssiz Yaşıyorum" tpek Tenol- cay'ın adını hiç duymadım. Fo- toğrafını da ilk kez görüyorum. Birden meraka düştüm. tpek Tenolcay'ın bu itirafı Milliyet'e ne kadar tiraj kazandırmıştı. Dağıtım servisinden Fazilet Koza'yı aradım. Üç büyük ga- zetemizin pazar tirajlarını öğ- rendim. Üçü de, çeşitli itiraflar- da bulunan kadınların çıplak fotoğraflarını pazann 'kültür' eklerine yerieştirmişlerdi. Tab- lo şöyleydi: Milliyet'in hafta içi satışlan 280 bin civanndaydı. Pazar satışt ise 323 bin. Hürriyet'in hafta içi satışı 450- 470 bin dolayında iken , azar satışı 684 bin, Sabah'ın ise haf- ta içi 440-450 bin iken pazar 671 bineçıkmıştı. Sabah'ın pa- zar ekinin kapağında çıplak bir Sevda Demirel fotoğrafının altında, "Bu 'Sevda' bitmez", Hürriyet'inkinde ise Manken Aysun Kayacı'nın ağzından, "Işimiz teşhircilik" yazıyordu. Üç gazete pazar günleri top- lam 500 bin fazla satıyordu. Acabaartış, IpekTenolcay'la- rın şok itirafları yüzünden miy- di? Haftalardır gazeteler bu ek- leri yayımladıklanna göre, de- mek ki böyle bir saptama ya- pıyorlar. Yani en büyük ilgiyi bu itiraflar görüyor. Görüldüğü kadanyla yurttaş, seçimler yerine Tenolcay'lann şok itiraflarına daha fazla itibar ediyor. Buna razı değilsek, biz ga- zeteciler, seçimlerin, sıyasetin Ipek Tenolcay'ın şok itirafla- nndan daha önce geçmesi için bir şeyler yapmalıyız. BtRBAKIMA SERVER TANİLLİ Osmanlı, Balkanlar ve Gelecek... Yahya Kemal'in ünlü Açık Den/z'inde dile getirdi- ği kimi duygular artık göçüp gitmiş bir dünyayla ilgi- lidir; özellikle, ne "Rakofça kıriannın hürhavası" kal- mıştr, ne de "akıncı cetlerinizin ihtirası"n\ duyabilir- siniz. Tarihin köprüleri altından çok sular aktı. Öyle de olsa, bir şeyi hatırlayıp övünebilirsiniz: Akıncı cetle- riniz, Arap illenne olduğu gibi Balkanlar a da, yakıp yıkan çılgın bir istilacı gibi gitmediler; beraberlerinde bir "banş"\ dagötürdüler. Birlikten, bütünlükten uzak, sürekli bir boğuşma içindeki o diyarlara, fetihle be- raber huzur da gitmiştir. Özellikle dinde hoşgörünün yani sıra, halklara tanınan görece özerkliğin payını da gözden uzaktutamayız. Imparatorluğu yönetenler, ıç- lerine aldıklan halkların inancından örfüne, dilınden kültürüne kadar, kendine özgü olanları saklı tutup serbestçe geliştirme özgürlüğünü de tanımışlardır. Arap illerinde, Balkanlar'da, bu arada Anadolu'da ki- mi zaman "mozaik" dediğimiz renkliliğin yüzlerce yıl- lık bir geleneği sürdürmesinde bu "liberalizm"in bü- yük payı vardır. Osmanlı'ya bakarken, bu yanının hakkmı vermeli! Ondan bir "senfez" kalmışsa, içinde bu da var. Ve Osmanlı çekilirken arkasından da anarşi başla- mıştır; hele milliyetçilik denen virüsün daha da kasıp kavurduğu Balkanlar'da! 19. yüzyıldan beri oraların tanhine bir bakınız, acı, kan ve gözyaşından başka bir şey göremezsiniz... • Işte, Tıto'nun Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra ya- rattığı sentezın degeri de burada karşımıza çıkar. Slo- ven'i, Hırvat'ı, Boşnak'ı, Sırb'ı ve Arnavut'u, onlann yani sıra Müslüman'ı, Katolik'i ve Ortodoks'u, göre- ce özerkliklerini tanıyarak, tek bir bayrak altında top- lamakkolaydeğildi; bunu başaımıştırTito. Aynca, bü- tün bu halklan bir ortaklaşa kalkınma ilkesi çevresin- de yönlendirmiştir: Onun "liberal komünizmi", mer- keziyetçilikten uzak, sanayi kalkınmasında "kendi kendineyönetim"e saygılı biryoldu. Hayır, Trto'nun politikası, Stalin'inkine benzemiyor- du: Yugoslav federalizmi de, eksiklerine karşın, Sov- yet federalizminden farklı olarak, merkeziyetçiliğın ve Ruslaştırmanın sıradan bir paravanası değildi. Ay- nca, 80'li ve 9O'lı yıllarda her iki toplumda baş gös- teren ekonomik bunalımın kaynağı da farklıdır: Sov- yetler Birliği'nde, bu bunalım köhnemiş yapıların ve aşın silahlanmanın sonucu iken, Yugoslavya'da da- ha çok, reformlann getirdiği borçlanmanın, dünyada- ki bunalımın ve federasyonun çeşitli birimleri arasın- daki yatınm savurganlığının esendir. Komünistsistemçökerken. vok arzu edilirdi ki.Av- rupa'nın liberal yönetimleri, geçmiş tarihin derslerini hatırlayıp Yugoslavya'nın bütünlüğünü sürdürecek önlemler alsın. Araya ağabeylik hukukunu da kata- rak, Yugoslavya, kendi sorunlannı çözmede tek ba- şına bırakılmayabilirdi; öğütlerin yani sıra mali des- teklerle, yeni ihtiyaçlara uygun yeni biryapılanmanın yolu açılabilirdi. Nerde! İlk sürtüşmelerin arkasından savrulmalar başladığında, yangına körüLe gidilmıştir. Süahlar pat- ladıöında da her şey çorap söküğü gibi akıp gitmiş- tir. Once Bosna'da, şimdi de Kosova'da, yalnız Bal- kanlar'ın değil, tarihin de en büyük dramlanndan bi- ri yaşanıyor. Avrupa'nın da orta yerinde... Ve herkesten önce Avrupa'nın. ayıbıdır olan biten! Pek arzu edilir ki, sonuca banşçı yoldan ulaşılsın. Ama karşımızdaki, sosyalizmden milliyetçiliğe "tered- di" etmiş bir kişi. Miloseviç, ne şiddete karşıdır, ne uzlaşma kaygısındadır. Ellerini kana bulamış bu ın- sanla ve çevresındekilerle uzlaşarak kurtarılacak bir şeyyoktur. Bunlar, kendileri gibi, önünedüştükleri mil- leti de yangına atan ufuksuz, gözü kara insanlar. Faşist bunlar! Zora başvurmaktan başka çare yoktu galiba ve zorun yasasını sonuna değin uygulamaktan başka çı- kar yol da yok! Bir yüzyıl biterken onun bize bıraktığı temel değer- lerin, yani özgürlüğün, hukukun veçoğulculuğun göz göre göre çiğnenmesine razı olmak, o değerler uğ- runa yapılmış onca özveriye saygısızlık demek olur. Sonra, bu değerleri kim saydırabiliyorsa o saydı- racaktır! Milliyetçi, cemaatçi, etnik ya da dinsel rekabetle- rin zaten bölüp parçaladıklan dünyamızın geleceği için, Balkanlar'da özgüriük ve hukuk adına kazanılacak bir zaferin büyük anlamı vardır. Yenilginin arkasından kaos başlayabilir. Ama zafer, yeni bir dünyayı kurmanın ilk yapı taşı olacak... Makam soföru yaşamını yitirdi Hakkâri Valisi'ne bombalı saldın ALİSEVMİŞ HAKKÂRİ - Hakkâri Valisi Nihat Ganpolat'a Yüksekova ilçesinde bom- balı saldın düzenlendi. Sal- dında Vali Canpolat hafif yaralandı, makam şoforii Çetin Deniz ise hastaneye kaldırılırken yolda öldü. Saldın sırasında koruma görevlisi Nesim Saz ile Hakkân ll Jandarma Ko- mutanı Albay Tahir Çebi ağır yaralandı. Bombalı saldınyı ger- çekleştiren kişi de patlama sırasında parçalanarak öl- dü. Patlama sonrasını gö- rüntülemek isteyen NTV, İHA, Show ve atv muha- birleri güvenlik görevlile- rinin saldınsına uğradılar. tlçede sokağa çıkma ya- sağı ilan edilirken 30 kişi gözaltına alındı. Çukurca ilçesi ile Bo- ğazköy'de yurttaşlara yar- dım dağıtılması töreni için Yüksekova'ya giden Vali Nihat Canpolat, yardım- lann dağıtılmasının ardın- dan bir süre kaymakam- lıkta dinlendi. Canpolat saat 15.30 sıralannda Hak- kâri'ye dönmek için kay- makamlıktan çıktı. Can- polat aracına yönelirken yanma yaklaşan bir kişi üzerindeki bombalan pat- lattı. Saldırgan patlama ile birlikte paramparça olur- ken Vali Canpolat hafif yaralandı. Valinin makam şoförü Çetin Deniz de has- taneye kaldınlırken yolda can verdi. Saldın sırasında koruma görevlisi Saz ile Alba> Ta- hir Cebi ağır yaralandı. Ya- ralılar helikopterle Van Devlet Hastanesi'ne kaldı- nldı. Patlamada hafif ya- ralanan bazı yurttaşlara da Yüksekova Devlet Hasta- nesi'nde müdahale edıldı. Albay Cebı. daha sonra askeri ambulans uçağıyla Ankara'ya gönderilerek GATA'da tedavi altına alındı. Patlama sonrası ya- şananlan göriintülemek is- teyen İHA muhabiri Fey- zullah Taş. NTV muhabi- ri Nevzat Alter ile Shovv ve atv muhabirleri güven- lik güçleri tarafından dö- vüldüler. Muhabirlerin çektiği görüntülere de el konuldu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle