Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9NİSAN 99SCUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Tacikistan'da
helikoptep kazası
• MOSIOVA(AA)
Tacıkistanda bir Rus askeri
helikoptennin düştüğu ve
içmdeki 1$ kişinin öldüğü
biîdirildi. tus sınır
muhafızlainı taşıyan Mi-8
tipı helıkojtenn,
Tacıki stan-Afgarustan
sınınndak Amu Derya
nehrine diştügü \e
helıkopterie bulunan 18
kişıden kırtulan olmadığı
kavdedildı Helikopterin,
yüksek ge-ilim hattına
çarparak cüştüğü tahmin
edıiıyor.
Çin-Rujya
sınırında deprem
• \VASHJNGTON (AA) -
Rusya-Çin sınınnda bugün
Rıchterölçeğine göre 7.2
şiddetinde deprem olduğu
bildırildı. Depremın TSI
16.11 'de mevdana geldığı
ve merkezınin Rusya"nın
ıızak doğusundaki
Vladivostok kentinin 170
kilometre kuzeydoğusunda
olduğu belırtildi.
Antarktika'daki
budar eriyor
• LONDRA (AA)- Ingiliz
Bilim Adamlan'nın yaptığı
açıklatnada. küresel ısınma
yüzünden Antarktika
buzullanndan ıkisinin son
biryılda 3 bın
kilometrekare eridiğini
bildirdi. Açıklamada uydu
fotoğraflan. Larsen B
buzlasının Nisan 1998"de
ufalmaya başladığını,
kasımdan bu yana 1714
kilometrekare eridiği
belirtildi.
Irak'ın güneyine
hava saldırısı
• VVASHINGTON (AA) -
Amerikan Savunma
Bakanlığı'ndan (Pentagon)
yapılan açıklamada, F-18
uçaklannın. Irak'ın
güneyindeki bir füze
bataryasına yönelik
saldında bulunduğu
belırtildi. Irak"tan yapılan
açıklamada da "Kara
Direniş BirliklerT'nin Batılı
uçaklara ateş açtığı
belirtildi.
İstanbul'da
elektrik kesintisi
• İstanbul Haber Senisi -
Aktaş. Anadolu
Yakası'ndaki Merdivenköy
5070 Indirci Merkezi'ni
besleyen nakil hatlanndaki
çahşmalar nedenıyle pazar
günü bazı semtlere 10 saat
süreyle elektrik
verilemeyeceğini açıkladı.
Saat 07.00-17.00 arası
elektrik verilemeyecek
yerlerşöyle Ünalan
Mahallesi ve Üçpınarlar
Caddesi ile cnan, Örnek
Mahallesi, 35. Cadde ve
civan, Narnık Kemal
Mahallesi. Esenlerve
civan. Sokak karşısı Esın
Sitesi. Bag-Kur Bloklan,
Din Görevlileri Sitesi ve
civan.
Tatbikatta yangın
tüpleri boş çrttı
• İstanbul Haber Senisi -
İstanbul İtfaiye Daire
Başkanlığı"nca her yıl
istanbul Emniyet
Müdürlüğü'nün çeşitli
birimlerinde görevli
polislere venlen 3 gûnlûk
ilkyardım ve egitim kursu
tamamlandı. Kursa katılan
194polıse emniyet
müdürlüğu binasında
tatbikat yaptınldı. Tatbikat
sırasında emniyet
müdürlûğü binasındaki
bazı yangın tüplerinin boş
olduğu ortaya çıktı.
Çakıcı'nın
adamları
• İstanbul Haber Senisi -
Ülkücü Tevfık Nurullah
Ağansoy cinayeti
tetikçilerinden Adnan
Çiçek'i ihbar ettiği öne
sürülen Şenol Turan'ı.
ülkücü mafya elebaşısı
Alaattin Çakıcı'nın
talimatıyla öldürdükleri
öne sürülen 3"ü tutuklu 5
sanığın yargılanmasına
Kartal 2. Ağır Ceza
Mahkemesi"nde devam
edildi. Tahır Umaç'ın
tahliyesine karar verilen
duruşma ertelendi.
İdandalı anne
• İstanbul Haber Senisi -
Çocukları Ayşegül ve
Vesile Al'ın velayetlerinin,
eski eşı Halim Al"dan alınıp
üçüncü bir şahsa verilmesi
için Izlandalı anne Sophia
Hansen'in açtığı davada
avukat Hasıp Kaplan,
Bakırköy 4, 5,6 ve 9.
asliye ceza
mahkemelennde devam
eden ceza davalanyla ilgili
süre istedi. Istemi kabul
eden hâkim. duruşmayı
etteledi.
'NATO'yagüveniyoruz, en hsa sürede evimize döneceğiz'
KırkJareli Gaziosmanpaşa Göçmen Misafirhanesi'ne yeıieştirilen 3 bine yakın Kosovalı yorgun ancak umutlu. Çocuklar, yaşananlann pek ayırduıda değil, koşu-
yorlar, oynuyorlar. Yaşlılarsa bir an önce yüzyülardır yaşadıklan topraklanna dönmenin özlemi içinde, kampa ahşmaya çalışıyor. (Fotoğraflar: HATİCE TUNCER)
Korkıı bitti, mmıt varHATtCETUNCER
ÖZKANGÜVEN
K1RKLARELİ-KırkJareli Gaziosman-
paşa Göçmen Misafirhanesi, yurtlanndan
aynlmak zorunda kalmış 3 bine yakın Ko-
sovaJıyı konuk edıyor. Günlerce Makedon-
ya sınınnda bekledikten. trenlere doluş-
tuktan sonra uçaklarla Kırklareli Gazios-
manpaşa Göçmen Misafirhanesi'ne geti-
rilen Kosovalılar yorgun.
Ölüm korkusu, savaş ve hepsinden de
önemlisi yurdundan ayn kalmak yormuş on-
lan.
Misafirhanenin giriş kapısında yakınla-
rının gelip kendisini almasını bekleyen
Belgrad Üniversitesi öğretün üyesi Prof. Dr.
Kazun Kurun. sa\aştan önce ögrencileri ara-
sında Sırplann da bulunduğunu söylüyor.
"Benün dalım ekonomik turizm idi Onla-
nn dilinde de dersler veriliyordu, bizün di-
timizde de_ Aynı binada okuyordu çocuk-
tanmız." Ama sonra savaş başladı ve her
şey değişti:
"Sonra 15-16 yaşuıdaki çocuklann elle-
rinesilahlan verdüer. Onlardan çok korku-
yorduk. Apartmanımı/.da kalanlann çoğu
öğretim üyesiydL Her gece bu çocuklar bi-
ziın yanımıza geliyorve biziere hakarette bu-
lunuyor, küfrediyoriardı. Çocuklar. 66 ya-
şında meslektaşım olan profesörü duvara
dayanuşlar, kansı ve torununu da dizteri üze-
rine çöktürüp kursuna dizdiler."
'Miloşeviç katil'
Yugoslavya Devlet Başkaru Slobodan IViı-
toşeviç'in bir katil olduğunu söyleyen Ku-
run, "Okatildir. Onlar, Tıto'nunötümünü
bekkdfler. Başka halklan pençelerinin al-
onaalmakiçuı beldedfler" diye konuşuyor.
Kurun, NATO'nun hava harekâtı başla-
dığı sırada evinin yakınlanndaki bir kışla-
da büyük patlama olduğunu. ancak bom-
balann NATO uçaklanndan atıldığını da-
'ıa sonra öğrendiğini söylüyor. 10 yıldır
Kosova'daki olaylann sürdüğünü anlatan
Kurun. "\ATO'>aeskideninanmı>T)rdunı,
ama şimdi inaımorum. Çünkü 10 senedir
bu olaylar sürüyordu,onlarbunlan duymu-
yordu" deyıp ardından da eklıyor
"Savaşın ardından eve dönmeyi, Sırpla-
nn da kendi e\lerine gftmesini isriyorum."
Çocuk her yerde çocuk
Misafirhanedeki çocuklar her şeye rağ-
men sahncaklarda sallanıyor, kaydıraklar-
da kayıyor, gülüşüp koşuşuyorlar. Neler
olup bittiğini, yaşamlannın bundan sonra-
sının belirsizlik içinde olduğunu anlayamı-
yorlar bile.
16 yaşındaki Selda Bulak, babasıy la bir-
likte Priştine'den kaçmış. Annesinin nere-
de olduğunu bilmiyor. Evlerine giren yüz-
Esenyurt
Belediye
Başkanı
Gürbüz
Çapan
göçmenlere
üzerinde
"Çocuklar
öldürülmesin.
şeker de
yiyebUsüüer"
yanh2
kamyon
yiyecek,
gjyecek
yardımında
bulunarak
çocuklara
şeker dağrttı.
Sığınmacüarayardım yağıyor
Haber Merkezi - Kosova'dan kaçarak
Türkiye"ye sığınan mülteciler için vali-
likler seferber oldu. Kızılay'ın ardmdan
Eskişehir. Kayseri. İstanbul, Gaziantep
ve Adana valilikleri mültecilere yardım
malzemesi gönderirken Kırklareli "ndeki
çadırkentın kanalizasyon sisteminin ardın-
dan elektrik düzeneğinin bir bölümü ta-
mamlandı.
Başbakan BülentEcevitvebakanlar, Va-
kıflar Bankası'nca açılan yardım kam-
panyasma 100"er milyon lıralık bağışta bu-
lundular.
Içişleri Bakanlığı açıklamasına göre
Eskişehir Valiliği, 9 bin 601 kilogram
muhtelif gıda ve 179 adet giyecek mal-
zemesi, 783 soba ve elektrikli ısıtıcı; Kay-
seri Valiliği, 3 bin 896 muhtelif ev eşya-
sı (yatak, yorgan, nevresim, yatak örtü-
sü), 35 ton gıda maddesi, 250 katalitik so-
ba olmak üzere toplam 24 milyar 29 mil-
yon liralık ayni yardım; İstanbul Valili-
ği, 20 milyar lira tutarında 34 bin 200 te-
mizlik malzemesi ile 200 battaniye: Ga-
ziantep Valiliği, 15 milyar lira tutannda
3 bin 700 adet battaniye ve nevresim ta-
kımı; Adana Valiliği, 200 ton temel gıda
ve temizlık malzemesi gönderdi.
Türkiye Kızılay Derneği, çadırkentte
1030 çadınn kuruluşunu tamamladı ve 2
TIR ile 300 branda çadır örtüsü, 1500
battaniye, 2 bın uyku tulumu gönderirken
günde üç öğün olmak üzere 3 bin 500 ki-
şiye sıcak yemek verilmesi işlemlerine
başladı.
TEDAŞ, mülteci kampındaki 2 bin ki-
şilik barakalara elektrik verirken yeni ku-
rulan 700 çadınn çevre aydınlatması ve
iç elektrik düzeneğini tamamladı.
Esenyurt Belediye Başkanı Gûrbüz
Çapan da dün Göçmen Misafırhanesi"ne
giderek Kosovalı göçmenlerletanışt. so-
runlannı dinledi. Göçmenlere üzerinde
"Çocuklaröldürülmesin. şeker de yiyebö-
sinler" yazılı 2 kamyon v iyecek. giyecek
yardımında bulunan Çapan, çocuklara
şeker dağıttı.
Öte yandan Genelkurmay Başkanlığı
Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Bilgi Mer-
kezi "nden yapılan açıklamada, Kosova
harekâtında son 2 gündür 439 sorti ger-
çekleştirildiği, harekâtın önceki günkü
bölümünde 60 uçağın görev yaptığı be-
lirtildi.
leri maskeli Sırplar, silah zoruyla onlan
trene bindirmiş. Tren içinde bir gün bek-
ledikten sonra Makedonya'ya gönderil-
mişler. "Bizi dövdüler, sövdüler. Ekmek
bekliyorduk. Ama çamura düşüyordu ek-
rnekler-"
Savaşın olmadığı yıllarda Selda Bulak.
manikürcülüğü öğrenmek için zanaat oku-
luna gidiyormuş. Eğitim Sırpça verildiği için
yüksekokula gitmemiş. Medina diye bir
arkadaşından bahsediyor Selda.
"Ben en çok onu seviyordum. Onunla
çok gülüyorduk. En i>i arkadaşımdı. ge-
zerdik. Sırp arkadaşlanm da vardı. Savaş-
tan önce anlaülamayacak kadar güzeldi ya-
şam. Gezerdik, eğlenirdik. Her şeyi mah-
vettüer ama_"
Kosova'da hukuk fakültesini bitirdikten
sonra babasının mesleğini seçen, yani so-
bacılık yapan Rezi Bakan. 2 hafta önce
yurdundan kopanlmış. Savaş bitse de evi-
ne dönmek istemiyor:
•*\ugosla\7ıa"da değil, diplomam geçer-
liyse burada çabşmak isti\()rum.""
Kadınlar hanl hanl
Kadınlar misafirhaneye gelir gelmez, kal-
dıklan yerleri yaşanabilecek hale getirebil-
mek için hanl hanl çahşıyorlar. Kimi çama-
şır yıkıyor, kimi bulaşık. Çamaşırhanenin
önünde bir Arnavut kadın. neden Türki-
ye'de bulunduğunu bilmiyor. Sırplann sal-
dınsı sırasında baygınlık geçirince ailesi
hastaneye kaldırmak istenıiş. Ancak ailesin-
den kopanlarak uçağa bindirilmiş. Uyan-
dığındaysa Türkiye'de bulmuş kendini.
Düzenli bir hayatları varken şimdi evle-
nnden kopanlıp göçmen olmuşlar. Daha
önce önemini hiç düşünmedikleri su doldur-
maya yarayacak bir plastik bidon, üzerin-
de yemek yenebilecek bir plastik masa al-
mak için malzeme dağıtılan barakaya ko-
şuyorlar.
'Ora bizim toprak'
Kosovadaki yakınlanndan haber alabil-
mek için kamptaki telefonlar önünde uzun
kuyruklar oluşturmuşlar. Konuşma olana-
ğı bulabilenler heyecanlı, endişelı ülkele-
rinden ses duymaya çalışıyorlar.
Priştine'de üniversite öğrencısi Valbona
Ademi telefon kuyruğunda bekliyor. Yanm
yamalak Türkçesiyle "Ora bizim toprak"
diyor. Bjr an önce ülkesine dönmek istedi-
ğini söyleyip devum ediyor:
"Ama biz Sırplardan korkuyor. \ ar hâlâ
orada insanlar yardım isti>orlar.*"
NATO bombardımanı sırasında 55 kişi bir
hafta bodrumda beklemiş. Sonra Sırplar
gelip, gitmelerini istemiş. Evlerini bırakıp
yollara düşmek zorunda kalmışlar.
Arnavut yaşlı çift Nafiye Müslüyu ve eşi
Sefanan Müslüyu bir ağacın altında otur-
muş, çevreyi seyrediyorlar. Selman Müslü-
yu 65 yılmı geçirdiği Kosova'dan 'öuııe-
den' aynldığı için üzgün. Ellerini gösteri-
yor: "Olsa hemen geri gjdeceğim, orada öl-
mek istiyorum." Evlerinden aynlmak iste-
meyenlerin öldürüldüğünü anlatıyor. "Ne-
den dönmek tstiyorsun" sorusuna kızıyor:
"Bunu nasıl sorarsın? Sen kendinidüşün.
ne yapacaksın? Biz hep oradaydık, dedele-
rûnizin dedeleri oradavdi-."
^IFMNOKTASI/ORAL ÇALIŞLAR e mail-oralcalislarıo turk.net
Seçim günü yaklaştıkça biz
gazetecilerin bu işe ilgisinin
artması gerekiyor. Genel Ya-
yın Koordinatörümüz Hikmet
Çetinkaya. "Artık seçim yaz"
deyip duruyor. Ben de yaz-
mam gerektiğinin bilincinde-
yim. Ancak gel gör ki, bu işe
birtürlü ısınamryorum. Ben ısı-
namadığım gibi, vatandaşın da
ilgilenmediği gibi birduygu için-
deyim.
Sabah, Halil Ergün'le tele-
fonla konuştuk. Beyoğlu'nda
belediye başkanlığı için Fazi-
let Partisi'yle yarışacak en
önemli aday Halil Ergün. Halil,
her zamanki dinamizmiyle işe
sanldı. Geçen seçimlerde Re-
fah Partısi'ni epeyce zorlamış
ve az farkla kaybetmişti. Mo-
dern ve gelişmiş bir Beyoğlu
için Halil'den iyisini nereden
bulabiliriz. Beyoglu'na Halil ya-
kışır.
Vatandaş, belli ki seçimler-
le eskiden olduğundan daha az
ilgileniyor. Bu seçimlerde, bir
değişiklik olmayacak diye dü-
'îpek Tenolcay'dan Şok îtiraf
şündüğ.ü için mi böyle davra-
nıyor? Öcalan'ın yakalanma-
sına kadar, Fazilet Partisi'nin
farklı bir şekilde birinci olaca-
ğı beklentisi, toplumun önem-
li bir kesiminde huzursuzluk
yaratıyordu. DSP'nin atağa
geçmesi ve Fazilet'in hızının
kesilmesi bir rahatlık yarattı.
Seçimlerden sonra en azından
içinde DSP'nin olacağı bir hü-
kümet kurulur beklentisi, geri-
limi azalttı. Ancak, gerilimin or-
tadan kalkmasıyla seçimden
beklenti de azaldı. Seçimlerde
daha çok adaylar gayretli. Çün-
kü, kazanan onlar olacak. Si-
yasetin bir rant mesleği haline
dönüşmesi, adayların bu işe
sıkı sanlmalannın esas nede-
ni. Halk ise, seçim bana bir şey
sağlamayacak, diyedüşündü-
ğü için, bir beklentisi olmadığı
için seyirci gibi davranıyor.
Geçmişte halk, 1970'li yıl-
larda Ecevit'e ve onun partisi
CHP'ye, bir umut vaat ettiği
için büyük ilgi göstermişti. De-
mokratik, adil ve çağdaş bir
Türkiye isteyen milyonlar umut-
la seçim sandıklanna koşmuş-
lardı. CHP'nin oyları bu neden-
le yüzde 42'lere kadar çıkmış-
tı. Günümüzde partilerin böy-
le bir umudu kitlelere taşıyama-
dıkları çok açık. DSP bile var
olanı koruyacağı, diğerleri ka-
dar hırsızlık yapmayacağı dü-
şüncesiyle rağbette. Ama bir
değişim umudundan kimse söz
etmiyor.
O zaman yurttaş, bir şey de-
ğişmeyecekse ben bu seçime
neden ilgi göstereyim, deyıp
bir kenara çekiliyor. Eskiden
beri ben bu ülkede halkın ne-
tere ve kimlere ilgi gösterdiği ko-
nusundaşaşınnm. Ömeğin ga-
zetelerin tirajları, TV'lerin ra-
ting'i beni zaman zaman umut-
suzluğa düşürür.
Önümde Milliyet gazetesi-
nin pazar eki olarak verdiği
"Mega Pasha" ilavesi duruyor.
Kafasına mavi peruk takmış
bir kadın, mavi lensleriyle ob-
jektife yan yan bakıyor. Altın-
da haftanın en önemli haberi:
"Ipek Tenolcay'dan şok itiraf:
Sekssiz Yaşıyorum" tpek Tenol-
cay'ın adını hiç duymadım. Fo-
toğrafını da ilk kez görüyorum.
Birden meraka düştüm. tpek
Tenolcay'ın bu itirafı Milliyet'e
ne kadar tiraj kazandırmıştı.
Dağıtım servisinden Fazilet
Koza'yı aradım. Üç büyük ga-
zetemizin pazar tirajlarını öğ-
rendim. Üçü de, çeşitli itiraflar-
da bulunan kadınların çıplak
fotoğraflarını pazann 'kültür'
eklerine yerieştirmişlerdi. Tab-
lo şöyleydi: Milliyet'in hafta içi
satışlan 280 bin civanndaydı.
Pazar satışt ise 323 bin.
Hürriyet'in hafta içi satışı 450-
470 bin dolayında iken , azar
satışı 684 bin, Sabah'ın ise haf-
ta içi 440-450 bin iken pazar
671 bineçıkmıştı. Sabah'ın pa-
zar ekinin kapağında çıplak bir
Sevda Demirel fotoğrafının
altında, "Bu 'Sevda' bitmez",
Hürriyet'inkinde ise Manken
Aysun Kayacı'nın ağzından,
"Işimiz teşhircilik" yazıyordu.
Üç gazete pazar günleri top-
lam 500 bin fazla satıyordu.
Acabaartış, IpekTenolcay'la-
rın şok itirafları yüzünden miy-
di? Haftalardır gazeteler bu ek-
leri yayımladıklanna göre, de-
mek ki böyle bir saptama ya-
pıyorlar. Yani en büyük ilgiyi
bu itiraflar görüyor.
Görüldüğü kadanyla yurttaş,
seçimler yerine Tenolcay'lann
şok itiraflarına daha fazla itibar
ediyor.
Buna razı değilsek, biz ga-
zeteciler, seçimlerin, sıyasetin
Ipek Tenolcay'ın şok itirafla-
nndan daha önce geçmesi için
bir şeyler yapmalıyız.
BtRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
Osmanlı, Balkanlar
ve Gelecek...
Yahya Kemal'in ünlü Açık Den/z'inde dile getirdi-
ği kimi duygular artık göçüp gitmiş bir dünyayla ilgi-
lidir; özellikle, ne "Rakofça kıriannın hürhavası" kal-
mıştr, ne de "akıncı cetlerinizin ihtirası"n\ duyabilir-
siniz. Tarihin köprüleri altından çok sular aktı. Öyle de
olsa, bir şeyi hatırlayıp övünebilirsiniz: Akıncı cetle-
riniz, Arap illenne olduğu gibi Balkanlar a da, yakıp
yıkan çılgın bir istilacı gibi gitmediler; beraberlerinde
bir "banş"\ dagötürdüler. Birlikten, bütünlükten uzak,
sürekli bir boğuşma içindeki o diyarlara, fetihle be-
raber huzur da gitmiştir. Özellikle dinde hoşgörünün
yani sıra, halklara tanınan görece özerkliğin payını da
gözden uzaktutamayız. Imparatorluğu yönetenler, ıç-
lerine aldıklan halkların inancından örfüne, dilınden
kültürüne kadar, kendine özgü olanları saklı tutup
serbestçe geliştirme özgürlüğünü de tanımışlardır.
Arap illerinde, Balkanlar'da, bu arada Anadolu'da ki-
mi zaman "mozaik" dediğimiz renkliliğin yüzlerce yıl-
lık bir geleneği sürdürmesinde bu "liberalizm"in bü-
yük payı vardır.
Osmanlı'ya bakarken, bu yanının hakkmı vermeli!
Ondan bir "senfez" kalmışsa, içinde bu da var.
Ve Osmanlı çekilirken arkasından da anarşi başla-
mıştır; hele milliyetçilik denen virüsün daha da kasıp
kavurduğu Balkanlar'da! 19. yüzyıldan beri oraların
tanhine bir bakınız, acı, kan ve gözyaşından başka
bir şey göremezsiniz...
•
Işte, Tıto'nun Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra ya-
rattığı sentezın degeri de burada karşımıza çıkar. Slo-
ven'i, Hırvat'ı, Boşnak'ı, Sırb'ı ve Arnavut'u, onlann
yani sıra Müslüman'ı, Katolik'i ve Ortodoks'u, göre-
ce özerkliklerini tanıyarak, tek bir bayrak altında top-
lamakkolaydeğildi; bunu başaımıştırTito. Aynca, bü-
tün bu halklan bir ortaklaşa kalkınma ilkesi çevresin-
de yönlendirmiştir: Onun "liberal komünizmi", mer-
keziyetçilikten uzak, sanayi kalkınmasında "kendi
kendineyönetim"e saygılı biryoldu.
Hayır, Trto'nun politikası, Stalin'inkine benzemiyor-
du: Yugoslav federalizmi de, eksiklerine karşın, Sov-
yet federalizminden farklı olarak, merkeziyetçiliğın
ve Ruslaştırmanın sıradan bir paravanası değildi. Ay-
nca, 80'li ve 9O'lı yıllarda her iki toplumda baş gös-
teren ekonomik bunalımın kaynağı da farklıdır: Sov-
yetler Birliği'nde, bu bunalım köhnemiş yapıların ve
aşın silahlanmanın sonucu iken, Yugoslavya'da da-
ha çok, reformlann getirdiği borçlanmanın, dünyada-
ki bunalımın ve federasyonun çeşitli birimleri arasın-
daki yatınm savurganlığının esendir.
Komünistsistemçökerken. vok arzu edilirdi ki.Av-
rupa'nın liberal yönetimleri, geçmiş tarihin derslerini
hatırlayıp Yugoslavya'nın bütünlüğünü sürdürecek
önlemler alsın. Araya ağabeylik hukukunu da kata-
rak, Yugoslavya, kendi sorunlannı çözmede tek ba-
şına bırakılmayabilirdi; öğütlerin yani sıra mali des-
teklerle, yeni ihtiyaçlara uygun yeni biryapılanmanın
yolu açılabilirdi.
Nerde! İlk sürtüşmelerin arkasından savrulmalar
başladığında, yangına körüLe gidilmıştir. Süahlar pat-
ladıöında da her şey çorap söküğü gibi akıp gitmiş-
tir. Once Bosna'da, şimdi de Kosova'da, yalnız Bal-
kanlar'ın değil, tarihin de en büyük dramlanndan bi-
ri yaşanıyor.
Avrupa'nın da orta yerinde...
Ve herkesten önce Avrupa'nın. ayıbıdır olan biten!
Pek arzu edilir ki, sonuca banşçı yoldan ulaşılsın.
Ama karşımızdaki, sosyalizmden milliyetçiliğe "tered-
di" etmiş bir kişi. Miloseviç, ne şiddete karşıdır, ne
uzlaşma kaygısındadır. Ellerini kana bulamış bu ın-
sanla ve çevresındekilerle uzlaşarak kurtarılacak bir
şeyyoktur. Bunlar, kendileri gibi, önünedüştükleri mil-
leti de yangına atan ufuksuz, gözü kara insanlar.
Faşist bunlar!
Zora başvurmaktan başka çare yoktu galiba ve
zorun yasasını sonuna değin uygulamaktan başka çı-
kar yol da yok!
Bir yüzyıl biterken onun bize bıraktığı temel değer-
lerin, yani özgürlüğün, hukukun veçoğulculuğun göz
göre göre çiğnenmesine razı olmak, o değerler uğ-
runa yapılmış onca özveriye saygısızlık demek olur.
Sonra, bu değerleri kim saydırabiliyorsa o saydı-
racaktır!
Milliyetçi, cemaatçi, etnik ya da dinsel rekabetle-
rin zaten bölüp parçaladıklan dünyamızın geleceği için,
Balkanlar'da özgüriük ve hukuk adına kazanılacak bir
zaferin büyük anlamı vardır.
Yenilginin arkasından kaos başlayabilir.
Ama zafer, yeni bir dünyayı kurmanın ilk yapı taşı
olacak...
Makam soföru yaşamını yitirdi
Hakkâri Valisi'ne
bombalı saldın
ALİSEVMİŞ
HAKKÂRİ - Hakkâri
Valisi Nihat Ganpolat'a
Yüksekova ilçesinde bom-
balı saldın düzenlendi. Sal-
dında Vali Canpolat hafif
yaralandı, makam şoforii
Çetin Deniz ise hastaneye
kaldırılırken yolda öldü.
Saldın sırasında koruma
görevlisi Nesim Saz ile
Hakkân ll Jandarma Ko-
mutanı Albay Tahir Çebi
ağır yaralandı.
Bombalı saldınyı ger-
çekleştiren kişi de patlama
sırasında parçalanarak öl-
dü. Patlama sonrasını gö-
rüntülemek isteyen NTV,
İHA, Show ve atv muha-
birleri güvenlik görevlile-
rinin saldınsına uğradılar.
tlçede sokağa çıkma ya-
sağı ilan edilirken 30 kişi
gözaltına alındı.
Çukurca ilçesi ile Bo-
ğazköy'de yurttaşlara yar-
dım dağıtılması töreni için
Yüksekova'ya giden Vali
Nihat Canpolat, yardım-
lann dağıtılmasının ardın-
dan bir süre kaymakam-
lıkta dinlendi. Canpolat
saat 15.30 sıralannda Hak-
kâri'ye dönmek için kay-
makamlıktan çıktı. Can-
polat aracına yönelirken
yanma yaklaşan bir kişi
üzerindeki bombalan pat-
lattı. Saldırgan patlama ile
birlikte paramparça olur-
ken Vali Canpolat hafif
yaralandı. Valinin makam
şoförü Çetin Deniz de has-
taneye kaldınlırken yolda
can verdi.
Saldın sırasında koruma
görevlisi Saz ile Alba> Ta-
hir Cebi ağır yaralandı. Ya-
ralılar helikopterle Van
Devlet Hastanesi'ne kaldı-
nldı. Patlamada hafif ya-
ralanan bazı yurttaşlara da
Yüksekova Devlet Hasta-
nesi'nde müdahale edıldı.
Albay Cebı. daha sonra
askeri ambulans uçağıyla
Ankara'ya gönderilerek
GATA'da tedavi altına
alındı. Patlama sonrası ya-
şananlan göriintülemek is-
teyen İHA muhabiri Fey-
zullah Taş. NTV muhabi-
ri Nevzat Alter ile Shovv
ve atv muhabirleri güven-
lik güçleri tarafından dö-
vüldüler. Muhabirlerin
çektiği görüntülere de el
konuldu