Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 NİSAN 1999 PERŞEMBE
mmm
İSTEK vakfı'mn
14. kunuluş
yıldönümü
• İstanbul Haber Servisi -
İSTEK Vakfrnın 14.
kuruluş yıldönümü
Acıbadem Lisesi'nde dün
düzenlenen törenle kutlandı.
Törende konuşan İSTEK
Vakfı'mn kurucusu ve
başkanı Bedrettin Dalan,
Türkiye Cumhuriyeti'nin
Atatürkçü eğitim verilen
gençlerle ilelebet
yaşayacağını söyledi. " .
ValiÇevik
taburcu oldu
• Yurt Haberieri Servisi -
Uğradığı bombalı saldında
agır yaralanan Çankın Valisi
Ayhan Çevik, tedavi
gördüğü Hacettepe
Lniversitesi Hastanesi'nden
dün taburcu oldu. Bu arada,
BingöTdeki diger bombalı
saldmdan yara almadan
kurtulan Bingöl Valisi
Süleyman Kamçı, saldınnm
huzuru bozmaya yönelik
olduğunu belirterek "Hiç
kimse huzurumuzu
bozamaz. Buna
yeltenenlerin hevesleri
kursaklannda kalacak" dedi.
Lösemi hastası
için kampanya
• İstanbul Haber Servisi -
Yaklaşık 8 ay önce lösemi
olduğunu öğrenen Ali Kaya
Süzer için yardım
kampanyası başlatıldı. lşsız
olduğunu söyleyen baba
Hıdır Süzer, oğlunun
Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi'nde tedavi
gördüğünü söyledi. Yeşil
kartlı olduğu için gereklı
bazı şeyleri üniversite
hastanesinde
karşılayamadığını söyleyen
Süzer, yurttaşlardan yardım
istedi. Süzer'e yardım etmek
isteyenler, Ziraat Bankası
Vatan Caddesi Şubesi
0960.0003.0003.3756.953
No'Iu hesaba bağışta
bulunabilirler.
Eminönü'nde
simit satışı
• İstanbul Haber Servisi -
Eminönü Belediyesi.
simıtlerin tüketiciye el
değmeden ulaşmasını
sağlamak amacıyla poşet
uygulaması başlattk
Beledıyeden yapılan
açıklamada, ılçe sınırlan
içinde izinli satış yapan
seyyar simitçilere.
beledıyenin hazırlattığı özel
poşetlenn dağıtıldığı
belirtilerek simitlerin yanı
sıra açma, çatal, poğaça gibi
yiyeceklerin de poşetlere
konularak satılacağı
belirtıldı.
Özgüp Radyo'nun
yayını
• İstanbul Haber Servisi -
Özgür Rad>o Genel Yayın
Yönetmeni Filiz Aslan.
Basın Müzesi'nde yaptığı
açıklamada, Radyo
Televizyon Üst Kurulu'nun
(RTÜK)radyolannın
yayınını 1 yıl süreyle
durdurma karannın, halkın
haber alma özgürlüğünden,
müzik beğenisine kadar
genış bir alana müdahaleyi
ifade ettiğini belirtti.
Sınav sonuçlam
belli oldu
• İstanbul Haber Servisi -
Özel Dershaneler Birliği
Derneği'nden (ÖZDEBİR)
yapılan açıklamada, 14 Mart
pazar günü gerçekleştirilen
ÖSS deneme sınavı
sonuçlarının belli olduğu
belirtildi. Açıklamada,
sonuç belgelerinin sınava
giren adaylann
baş\ urduklan dershane
müdürlüklerine gönderildiği
bildınldi.
Selnas yöntemi
Türkiye'de
• İstanbul Haber Servisi -
Doğacak bebeğin
cinsıyetınin belirlenmesi
amacıyla 1960'lardanbu
yana yürütülen bılimsel
araştırmalar sonucunda
Fransız bılim adamlannın
geliştirdiği. sperm hücreleri
ile ovül arasındakı
elektnksel ilişkiye dayanan
"Selnas Yöntemi" adı
verilen metodun
uygulanmasına Türkiye'de
de başlandı.
İP'den açıklama
• İstanbul Haber Servisi -
Işçi Partısı Genel
Merkezi'nden yapılan
açıklamada, Türk-lş'in
'Ozelleştirmeye Karşı
Sosyal Devleti Koruma
Komisyonu' ile ilgili yapılan
anketinde lşçi Partisi'nin
yüzde 77.38 oyla
ozelleştirmeye karşı parti
olduğu belirtildi.
Konuşııyorlar ama
söylemiyorlar
Yanıtlan alınamayan
îstanbul sorulannı
adaylara yeniden
yöneltiyoruz
• Altı partinin
İstanbul büyükşehir
belediye başkan
adaylan çağnlarak
düzenlenen seçim
programına
Gürtuna ile
Özdemir "Biz
yalnız çıkmak
istiyoruz" diyerek
katılmadılar.
Böylece verdikleri
sözlerin
tartışılmasından"
da kurtuldular...
IETT otobuslerı,
metro ve trsmvay
Bu
bayram da OtkKafes
3. Boğaz köpnisü
Orman Talanı
"Dalan hayranT ve DYP adayı Yalçın Özer, Dalan'm 3. köprûsüne. Gökkafes'ine veorman talanına karşL- (iisrte solda) MHP
adayı Ahmet Vefîk Alp, yüzer otoyol projesini çizdiği "T cetveU" ve uzunluk hesabını yaptığı bflgisayann "klavyesi" ile™ (üst-
te, sağda) FP adayı Ali Müfit Gürtuna da İETT duraklannda belediye hizmetini "başkan" kimliğh le duyururken_. (yanda).
OKTAY EKİNCİ
NTV kanahnda Murat Birsel'in yönet-
tiği "Başkanlar Tarüşryor" dizisinin İs-
tanbul büyükşehir belediye başkan aday-
lan için düzenlenen 3. ve son programı ge-
çen cumartesi (3.4.1999) günü "ikieksik-
le" yapıldı. FP adayı Ali Müfit Gürtuna
ile ANAP adayı AK Talip Özdemir tartış-
maya katılmazlarken, CHP adayı Adnan
Ptrfat, DSP adayı Zekeriya Temizel, DYP
adayı Yalçın Özer ve MHP adayı Ahmet
Vefik Alp,4 kişilik gazeteci ve uzman gru-
bunun sorulannı canlı yayında yamtladı-
lar...
Acaba FP'li ve ANAP'lı adaylar da ka-
tılsalardı ve süre de yeterli olsaydı, Istan-
bul"u yönetmek için oylanmızı isteyenler
hangi sorulanmıza yanıt vermeye çalışa-
caklardı?
Programın ardından telefonla arayan
dostlann bu meraklannı giderirken, Cum-
huriyet okurlannı da bilgilendirmiş ola-
lım.
Ali Müfit Gürtuna eğer gelseydi, "se-
çim tarihi belli otöuktan sonra art arda
onayladığı imar planı değişikliklerinin içe-
riği ve amacı hakkında" açıklama yapma-
smı isteyecektik. Şu kalan iki haftalık hiz-
met süresi için "belediye mülklerinin han-
gi gjderleri karşılamak üzere ardı ardına
satışa çıkanldığuıı" soracak, içme suyu
havzalannı ımara açan yönetmeliğin mah-
kemece iptalinden sonra neden "yeniden
devreye sokulduğunu" da anlatmasım
bekleyecektik...
Ali Talip Özdemir ise tartışmaya katıl-
ması durumunda "söz verdigi projeteri"
hakkındaki kaygılanmızı giderecekti. Ör-
neğin "500adetkathotopark yapacagun"
derken, bunlan "hangi imar planına" gö-
re ve "neretere" inşa edeceğini de açıkla-
yacak. aynca 5 yılda 200 bin konutu ve 60
bin öğretmene lojmanı da yine "hangi ka-
mu arazflerinde" planladığını anlatacak-
tı.
Programa kaülan diğer 4 adaya vakit
kalmadığı için soramadığımız en önemli
soru ise "3. köprü" üzerineydi. Polat, Te-
mizel, Özer ve Alp (bu arada Gürtuna ve
Özdemir de) hep birlikte 3. köprüye kar-
şıydılar, ama acaba "parti üderieri" ne
düşünüyorlardı?..
3. köprü hemen "tûm partilerin" ikti-
darlan paylaştıklan 199O'lı yıllardaki
"her hükümet döneminde" bir merkezi
yönetim dayatması olarak gündeme gel-
diğine göre bu partilerin adaylan Bay-
kal'm, Ecevit'in, ÇiDer'in, Yümaz'ın ve
Kutan'ın da artık kendileri gibi düşün-
dükleri ve köprü yerine tüp geçişi gerçek-
leştirecekleri "güvencesinT İstanbul hal-
kına verebiliyorlar mıydı?..
Folat'ın 'gökddenT
Tartışmada Adnan Polat'a yöneltilen
"Fulya Vadisi'ndeki gökdelene nasıl ruh-
sat akünız" şeklindeki soru ise aslında 18
Nisan 1999 sonrası için yine tüm adayla-
nn söz verdikleri "katüımcı yönetim" an-
layışına örnek olacak bir yanıt için eşsiz
bir firsattı.
Polat ve diğer adaylar, bu tür imar izin-
leri için "vereceğinr ya da "vermeyece-
ğün" türden bireysel açıklamalar yerine,
"Meslek odalan ve ünhersitelerin kaüb-
mrvla oluşturacağımız imar danışma ku-
rulunun ilk gündem maddesini bu tür ya-
pılar oluşturacak ve ahnacak karar ırygu-
lanacak..." diyebilselerdi, katıhmcılıği
sözde değil, "özde* savunduklannı da ka-
nıtlamış olacaklardı...
TemizeTin 'maHyecP deneyimi
DSP'li Zekeriya Temizel'e yine süre
yetmediği için yöneltemediğimiz sorular
arasında en önemlisi ise "vergi yasası"
üzerineydi.
Maliye Bakanlığı'mn
"tarihsel üriinü" olan son
vergi reformu yasasında
"imar rantmın" yine "ver-
gjye esas kazançlar dısmda
tutulmasına" onay veren
Temizel, acaba şimdi "ran-
ta karşı çıkan" bir yerel yö-
netim adayı olarak bundan
"pişmanhk" duyuyor
muydu?
Yine Temizel'in lstan-
bul'u "düırya finans mer-
kezleri" arasına sokma he-
defı eğer gerçekleşirse, bu
hizmet için gerekli "yeni
gökdelenJerin" inşa edile-
bileceğive "nâzım plan U-
kelerine uygun" arazi plan-
laması da acaba hazır mıy-
Ömerli'de yurttaşlann sorunlannı dfle getirmek için düzenlenen toplantılara gendfikk kadmlar kabtayor.
ÖmerU
9
desiyaset kadma endeksü
LEY1A TAVŞANOĞLU
Omerli. İstanbul'un Anadolu yakasında ay-
nı adı taşıyan barajın da bulunduğu güzel bir
belde. Beton yığınına dönen Istanbul'da talan
edilemeyen ormanlara sahip, yeşilin hâlâ ko-
runabildığı ender yörelerden birisi.
Türkiye'nin her yanında olduğu gibi Ömer-
li'de de seçim heyecanı gittikçe tırmanıyor.
Nüfusu 4000, seçmen sayısı da 1547 olan bu
güzel beldenin insan yapısı ise çok ilginç.
Beldede önümüzdeki öğretim yılında eğitime
açılacak bir lise yeni yapılmış. Yaptıran kişi
de ANAP'tan belediye başkanîığına adayhğı-
nı koyan Erdal Ydmaz. Hani, Şişli Belediye
Başkan Veküliği döneminde Giilay Anğ ya da
yeni kocasmm adıyla Gülay Ashtürk'ün bü-
tün yolsuzluklannı açıklayıp istifa eden Er-
dal Yılmaz.
Geçen gûnlerde Ömerii'de vatandaşlann
sorunlantu dile getirmek amacıyla düzenle-
dikleri toplantılara katıldık. Hele de kadınla-
nn toplantılanna. Siyah saten pardösülü, tür-
banlı değil, ama eşarphkadınlar... Diyorlar ki:
"Böyle gjyindığimbg bakmavm. Biz teset-
türiü değiliz. Afieden kalma ahşkanhkla bun-
lan giyiyoruz. Ama kız çocuklanmızı da çag-
daş gi> inme>e. çağdaş düşünmeye ve okuma-
ya özendiriyonız."
200 kadar Ömerlili kadının katıldığr açık
hava toplantısında konuşmalar disiplin çerçe-
vesinde yapıhyor. "Biz cahil gibi görünebili-
riz. Ama değffiz. Sij asetle de çok ilgilrviz."
Gerçekten öyle. Ömerlili erkek siyasete ne
kadar kayıtsızsa kadın tam tersi... üstelik ka-
dın, seçilecek olanlardan kendisi için bir şey
istemiyor, istedikleri hep çocuklan ve belde-
nin yaran için...
Türkiye genelinde yaşanan siyasette erkek
egemenliği Ömerli'nin de gerçeği. Erdal Yıl-
maz bundan yakınarak bize şunlan anlatıyor:
"Beledhe Mecüsi'ne kadın üye adayı ara-
dım. Bunda çok ısrarlrv dını. Bir bankada ça-
hşan Fatma Küçükbirinci'yc Oye adayhgı
önerdim. Ama eşi Murat Küçükbirinci kabul
etmedL"
Murat Küçükbirinci'yi bulup bunun nede-
nini soruyoruz:
"Benim olmadığnn yerde karun da ornıaz."
İstanbul'un burnunun dibindeki ömerii'de
kadın siyasete girmek için 2000'e bir kala hâ-
lâ kocadan izin almak zorunda...
Ömerii'de 18 Nisan"da ilk kez belediye se-
çimi yapılacak. Erdal Yılmaz dışında aday-
lıklannı koyanlar şöyle:
CHP: Murat Aytemiz
DSP: Tevfik Yılmaz
FP: Mahmut Yılman
DYP: Burhan Ktnlaraba
BBP: Asım Çam
MHP: Şinasi Doğan
Görünen o ki Ömerli gibi beldelerde parti-
ler değil, adaylar kişilikleriyie oy alacaklar.
"Kimin şansı daha fazJa" derseniz bir tahmin
yapmak güç. Ama dediğimiz gibi şans ada-
yın kişilıgine gülecektpartisine değil.
Yazımızın baştnda Ömerli'nin hâlâ yeşilin
ve ormanın korunduğu bir belde olduğunu
yazmıştık. Beldede Hazine arazisi ve Köy
Tüzel Kişiliği'ne ait orman alanı yaklaşık
2000hektar. Amaumanz,bizbunuyazd»kdi-
ye arazi ve orman mafyası ilgi alanuıı Ömer-
li'ye çevirmez. Ömerli gerçekten koruma al-
tına almması gereken güzel bir belde. Arazi
ve orman mafyasına orada geçit oknamalı.
HADEP adayı Güleç, Istanbul'da STÖ'lerin yetkilerini arttıracağını söyledi
6
Istanbul'u birlikte yöneteceğiz'
BARIŞ DOSTER
HADEP İstanbul büyükşehir be-
lediye başkan adayı Veli Haydar
Güleç Istanbul'un başta Mimarlar
Odası olmak üzere kent \ e çevrey-
le ilgili meslek odalan ile yönetil-
mesi gerektiğini belirterek "Shil
toplum örgütlerinin kent \ önetimi-
ne katüımlannın ve yetkiltrinin art-
bnlması hem \erimliliği ve say dam-
lığı getirir hem de halkı vönetimin
içine sokar" diye konuştu.
Güleç, kentteki temel sorunun
çarpık kentleşme olduğunu belirte-
rek "İstanbul'un sorunlan sistem-
den kaynaklanıvor \e ülkemizin ge-
nel sorunlanndan soyutlanamaz.
Sorunlann çözümü, siyasal ve eko-
Domik sistemden bağunsız olarak
düşünukmez" dedi. Kentın altya-
pı ve trafık sorunlannın her semt
ve her gelir grubu için geçerli ol-
duğunu anımsatan Güleç şöyle de-
vam erti:
"Özel şoförtü araba\a binen de,
belediye otobüsüne binen de trafik-
ten ve geç kalmaktan yakınıyor.
Bunknn çözümü için metroya, ray-
lı sisteme >e en önemlisi de deniz
ulaşımına ağuiık vermek gerekli."
3. köprüye karşı olduklannı ifa-
de eden Güleç, köprülerden geçi-
şin parasız oLmasını önerdiklerini,
bu sayede zamandan ve hızdan ka-
zanmayı amaçladıklannı vurgula-
dı. Güleç, tüp geçitten çok, deniz
üstündeki trafıği önemsediklerini
belirterek "Deniz ulaşımının hızı
artar, niteliği yükselirse insanlar
buna yöneürter" dedi. Hazine ara-
zilerinın belediyelere devTedihne-
sini öneren Güleç, belediyelere iş
bulma merkezi olarak değil. hiz-
met kurumu olarak baktıklannı
söyledi. Işe göre adam alınmasının
gerektiğini savunan Güleç, kimse-
ye ayncalık tanınmadan herkese
eşit hizmet götürülmesi gerektiği-
ni vurguladı. Güleç, başta Sulta-
nahmet olmak üzere İstanbul'da ta-
rihi ve kültürel birçok bölge oldu-
ğunu. bunlann özel şekilde korun-
ması gerektiğini, bu bölgelerde ye-
ni yerleşim ve iş alanlan açıhnası-
na karşı olduklannı öne sürdü. Gü-
leç şunlan söyledi:
"İmardan çe\reye. planlamadan
korumaya kadar kentle UgUi tüm
meslek odalaruun ve shil toplum
örgütlerinin, belediye yönetimlerin-
de en az yönetkfler kadar >etki ve
sözsahibiolması gerekir. Halkı baş-
katürlü yönetime katamazsmız. Bu
durum, bem her türlü yolsuzluğu.
kirnligi önler; hem saydanüığı, ka-
tüuncıuğ) artünr bem de hizmetin
niteliğini ve verimMIigi yükseltir."
'Uluslararası
profesör* Alp
Programda "vüzer oto-
yol", "Haliç altında oto-
park" vb. gibi çarpıcı pro-
jelenyle yine "mimar aday
farklılığınr sergılemeye
çahşan MHP'li Ahmet Ve-
fık Alp'e yöneltme firsatı-
nı bulamadığımız "temel
sorumuz" ise propaganda
afişlerindeki "söylem" ve
"poztanyla'' ilgiliydi.
Afişlerde "on parma-
ğmda on marifet" denerek
tanıtılan Alp'inbirincima-
rifeti olarak vurgulanan
"uluslararası profesör"
acaba ne demekti? Bilim
çevrelerinin yanı sıra mi-
marlık etiği ve mesleki ah-
lak ılkelen açısından da
mimarlar arasında "garip"
karşılanan bu "işhilme-
miş" unvanla poz veren
Alp, elinde "bügisayar
klavyesi" ile "T cervelmi"
tuttuğu afışlerini de yüzer
otoyol gibi acaba kendisi
mi tasarlamıştı?..
DaJan-Erdoğan'ın
'sentezi'
Yine bilboardlardaki
dev afişlerde "3. köprüye,
Gökkafes'lere veorman ta-
lanuıa hayır" diyen DYP
adayı Yalçın Özer'in "Ben
Dalan'ın, Erdoğan"ın sen-
tezi bir belediyecilik anlay>
şını savunuyorum" demesi
de önemli bir soruyu öne
çıkardı, ama ona da süre
yetmedi. Eğer olanak bu-
lunsaydı, özellikle 3. köp-
rünün ve Gökkafes'in
"Dalan'm temel projeteri"
olduğunu ammsatacak ve
Özer'den de şu konuda
açıklama yapmasını iste-
yecektik:
"Orman talanını da FP
yanhsı kaçak kentleşme sa-
kinleri sürdüriirken, ÇUler
de kızılağaç ve kestane or-
manlannı halka dağıtma
sözleri veriyor...
Bütün bunlar Dalan, Er-
doğan ve ÇUler hayranhğı-
nızm seçim sözlerinizle çe-
liştiğjni de göstermiyor
mu?.."Bakalım bütün bu
sorulara 18 Nisan'a dek
yanıt alabilecek miyiz?
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Köşeyi Hızla Dönme
Tepörü " :•-. l
Herkes binmiş, on beş dakika geçmiş, uçak
kalkmıyor. Başından beri söylenip duran yanımdaki
genç köpürmeye başladı: "Mutlaka bir milletvekili
veya bakan bekleniyordur!''... Dayanamadı, kabin
görevlilerine seslendi, onlar da, şimdi kalkıyoruz
efendim, dediler, bir on dakika daha geçti, derken
ön giriş hareketlendi, ara perdeler çekildi, bekle-
nen konuklar sonunda gelmişti, bir süre sonra
uçuşa geçtik.
"Hepsi moruk" diye söylenmesini sürdürdü
genç.
Bu bakış açısı, ilginç geldi.
Okumaya çalıştığım Hermann Hesse'nin seçme
sözlerini içeren kitapçıktan başımı kaldırdım.
"Tutucu... iş takipçisi... kayırmacı... dolandıncı...
işe yaramaz... gerici... düşüncesiz... bütün bunlan
ve benzerlerini dersin, anlanm, ama monık niye"
diye sordum.
Verdiği yantrtan, sorunun tipik bir yaşlı-genç ça-
tışması olduğu anlaşıldı.
Üniversite üçüncü sınrf öğrencisi, ekonomi oku-
yor, boy pos yerinde, atılgan, gözleri alev, vurdu
mu devirir cinsinden.
Milletvekilinin veya bakanın, düşüncesiyle, icra-
atıyla, kişiliğiyle, yetenekleriyle, beceriksizliğiyle,
başansızlığı ile falan ilgilenmiyor.
Derdi yaşıyla!
Gözlerimin önüne, TV'de yayımlanan, İstanbul
Üniversitesinde öğrencilerin ve hocalannın da ka-
tıldığı tartışma programında, hocasına, "Bize gölge
etmeyin ve önümüzden çekilin" diyen genç hukuk
öğrencisi geldi. Öyle anlaşılıyordu ki, hocalannın
odasına çat kapı girebiliyor, okul öğrenci temsilci-
siydi; hocalannın geniş hoşgörüsüne sahipti.
Ama, hocalar yaşlı insanlardı ve o gençti.
Yaşlılar çekip gitmeli, yerlerini gençlere bırakma-
lıydı.
Hemen her alanda yaşanıyor bu çatışma.
Magazin dergilerinin ise başlığı hazır: "Gençlik
terörü!"
Hayır, belki de görüntü çağının terörü.
Gençliğin dinamizmini bütün reklamlarda kulla-
nan tüketim toplumunun terörü.
Özellikle de günümüz toplumunda körüklenen,
köşeyi hızla dönme felsefesinin terörü!
• • •
40'ın 50'nin üzerindeki kuşağın -belki de 30 yaş-
lan kuşağı da!- gençlerin yükselmesinin önünde fi-
ziksel bir engel olduğu bir gerçek.
Ama fiziksel engeli aşmanın yolu, onun fiziksel
olarak ortadan kalkmasını istemek değil, tabii.
Toplumsal sistem öyle çalışsa, 25'lik genç de 20'li-
ğin önünde fiziksel engel olarak duracak!
Sorunun, öncelikle kafa yapısı, mesleki birikim,
başan, yetenek ve bütün bu özelliklerle "öndekine"
meydan okumak, onu geçmek olması gerekmez
mi?
Nice "genç", yaşlı bir kafaya sahip oiabildiği gibi,
nice "yaşlı" da gençlerden daha genç •!
bir kafaya, bakışa, üretkenliğe sahip değil mi?
Gençlik, hemen sonuç istiyoıi I
Yazıyı yazarken, yanımdaki masada oturan Tan
Oral'a takıldım, "Tan" dedim, "artık yaşımız ileriedi-
ğine göre, gençliğe sataşan yazı yazabiliriz ve tep-
kilerini çekebiliriz!"
Gülüştük.
"Keşke tepkilerini çekebilsek" dedi ve ekledi
"Sonuçla ilgilenmeseler, işleri üzerinde yoğunlaşsa-
lar ve derinleşseler, sonuç kendiliğinden getecek".
Sonuç!
Hem de bir an önce sonuç!
Ama sonuca varmanın doğru yöntemini nasıl
öğrenecekler?
Hermann Hesse'nin ne yazık ki şu an yanımda
olmayan kitabındaki bir paragraf bu yöntemi gös-
tenyordu.
Ozetle:
Sabır. Sabırla, işini bütün ayrmtılarında en iyi
yapma çabasını göstermek. Çalışmak, sabırla en
güzeli yaratmaya çalışmak. Dünyadaki bütün iyi
şeylerin ebesidir sabır. Dünyayı izlemek, okumak,
biriktirmek, meslek üzerinde yerel değil uluslarara-
sı boyutta yoğunlaşmak ve çalışmak.
Engelleri aşmanın başka yolu var mı?
Öğrenciler ders yapamıyor
Adaylar yasak
dinlemiyor
İstanbul Haber Servisi -
Siyasi partilerin ve adayla-
nn propaganda amacıyla
seçim araçlanndan yaptık-
lan yüksek sesli müzik ve
slogan yayını nedeniyle
okullardâ ders yapılamadı-
ğı belirtildi. Çok sayıda
öğretmen ve okul müdürü,
seçim araçlannm ve kon-
voylann çıkardığı gürültü
kirliliğinden şikâyet ede-
rek "Dersin en kritik anın-
da sokaktan duyulan Ge-
liyor. geliyor, falanca geli-
yor" anonslan,öğrencilerin
tüm konsantrasyonunu alt-
ûst ediyor" dediler. Yük-
sek Seçim Kurulu yetkili-
leri "Bu müzik w anonsla-
nn kesinlikle halkı rahat-
sız etmeyecek şekilde yapü-
ması gerekiyor, ancak gü-
venlik görevffleri bu konu-
da üzerierine düşeni yeri-
ne getirmiyor" diye konuş-
tular.
Yasalara göre "yüksek
sesle korna çaunanın" bile
yasak olduğu halka açık
alanlarda, partilerin ve
adaylann propaganda
araçlanndan yüksek sesle
yaptığı yayınlar, okullar
başta olmak üzere kamu
kurumlannda çalışanlan,
yaşlı ve hasta vurttaşlan
rahatsız ediyor. Oğretmen-
ler, ders sırasında en olma-
dık anda sokaktan geçen
seçim araçlannın çıkardığı
gürültülerin, öğrencilerin
tüm dikkatini dağıttığmı
belirtiyorlar. Özellikle ya-
zılı ve sözlü sınav sırasın-
da dışandan gelen şarkı-
türkü seslerinin öğrencile-
ri olumsuz etkilediğine
dikkat çeken öğretmen ve
okul müdürleri. "Seçildik-
ten sonra bir faydalan za-
ten dokunmuyor, bari se-
çilmeden önce de okulkr-
daki egitimi aksatmasın-
lar" görüşünü savunuyor- •
lar. İstanbul Milli Eğitim •
Müdürü ÖmerBahbey, ko-
nuyla ilgili kendılerine bu-
güne dek yazılı bir şikâyet
gelmediğini ifade ederek
"Ancak tabii ki bu seslerin,
okullann önünden geçer-
ken azaralması gerek" de-!
di. YSK'li bir yetkili ise ;
298 sayılı seçimlerin temel'
hükümlerine göre açık yer-
lerde seçim propagandala-;
nnın "halkı rahatsız ctme- ,
yecek şekilde ve ilçe seçim
kurullanndan izin alına- ',
rak"yapılması gerektiğini '
söyledi. !
Bu yasağı delen adayla- '
ra güvenlik kuvvetlerinin
ve valiliğin müdahale et-
mesi gerektiğini belirten
yetkili. "Ancak güvenlik
kuvvetlerinin bu konuda
görevûû yapmaması. siya-
silere bulaşmak istemcme-
leri nedeniyle yasalar uy-
gulanamıyor" dedi.