17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6NİSAN1999SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Barolardan açıklama: Zor koşııllarda görev yapan avukatlar savunma görevini yapamaz hale geldi Avukatlar: Yargı• Avukatlar Günü etkinliklerinde, yargı bağımsızlığının olmadığı bir ortamda, avukatlann görev yapamaz hale geldiği vurgulandı. Cumhurbaşkanı Demirel, yargı işleyişini çabuklaştırmanın önemli bir gereksinim olduğunu söyledi. Başbakan Bülent Ecevit, "Savunma, hukuk sisteminin vazgeçilmez unsurudur" dedi. Haber Merkezi -Avukatlar Günü çeşit- lı etkinliklerle kutlandı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Türkiye'nin yargı sisteminin işleyişini hızlandirmanın çok önemli bir gereksinim haline geldiğinı vurgulayarak "Bu kapsamda. avukatla- nn görevlerini en iyi şekilde yapabilraele- rini sağlayacakdüzenlemelerin degerçek- leştirilmesi. temel önceliklerimizden biri ounahdır" dedi. Demirel, "AvukaÜarGünü" nedeniy- le Ankara Barosu Başkanı avukat Hakkı Suha Okay'a kutlama iletisi gönderdi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ada- let sisteminin hiçbir kuşkuya yol açmaya- cak şekilde işlemesinin temel güvencele- rinden birisinin de savunma hakkı tanın- ması olduğunu belirtti. Ankara Barosu'nun Adliye Sara- yı'nda düzenledigi konferansta konu- şan TBMM Başkam HikmetÇetin, Tür- kiye'nin insan haklan, demokrasi ve hu- kukun üstünlüğü konulanndaki yasal ve anayasal engelleri hızla kaldırması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin ulus- lararası antlaşmalar ve hukukun gereği olan değişiklikleri zaman geçirmeden yapmasını isteyen Çetin, savunma hak- kı ve barolann önündeki engellerin kal- dınlmasının yargıyı daha güçlü ve etkin kılacağım kaydetti. Başbakan Bülent Ecevit de hak arama özgürlüğünün tam olarak gerçekleşmesi- nin güvenilir, sağlıkh bir savunmanın var- lığına bağh olduğunu vurguladı. Ecevit şunlan kaydetti: "Yargının insan hak ve özgüriükkrinin teminan olabilmesinin en önemli şartianndan biri,savunmanın güç- lü kıünmasıdır. Hukuk sistemimizin vaz- geçümez unsurlanndan savunma sorum- luluğunu üstlenmiş bulunan avukaüan- mız, hukukun doğasuıa uygun bir şekilde iskmesi ve adaletin yerine getirilmesi >ö- nünden kutsal bir görevi yerine getirmek- tedirier." 'Yargı bağımsız değJT Türkiye Barolar Birliği Başkanı Er- alpOzgen, sorunlan çözüme kavuştur- ma yetkisine sahip olup da bunu sağla- mayan kurum ve kuruluşlardan şikâyet- çi olduklannı belirtti. Özgen, "Avukat- hk yasa tasansını kadük hale sokarak çağdaş olanaklardan bizleri yoksun kı- lan, barolann ve dolayısı ile avukatlann bagınısızlığmı sağlamayan ve baroian- mızı hâlâAdalet Bakanhğı vesayeti altın- da tutarak yargı bağımsızlığına, bu açı- dan darbe vuran pariamentodan şikâ- yetçıyiz" görüşünü dile getirdi. Özgen, Yargıtay Başsavcısı ve bir savcı hakkın- da TBMM'ye araştırma önergesi veril- diğini anımsatarak "Böylece yargı men- supian üzerinde siyasi baskı kunna ve dolayısıyia esasen yetersiz olan yargı ba- ğunâzuğını dahi örtadan kaktırma niye- ti açıklanmış oldu. Yargı bagımsızugını tümü> le yok edecek olan bu zihniyetten de şikâyetçiyiz" dedi. Istanbul Barosu'nun kuruluşunun 121. yıldönümü ve 5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle Istanbul Barosu Yönetim Ku- rulu adına bir açıklama yapan Başkan Yü- cel Sayman, "Avukata karşı öfke. kin se- ferber edüiyor.Avukann can güvenliği teb- likede" dedi. Cumhuriyet başsavcısınrn, avukatı sanık aleyhine delilleri yok etme- ye hazır kişi olarak tanımladığını anımsa- tan Sayman, son dönemde avukatın var- lığını tehdit eden uygulamalarla karşılaş- tıklannı anlattı. Avukat bürolannın polis tarafından arandığını da ifade eden Say- man. Istanbul 4 No'lu DGM Yedek Hâ- kimliği'nin "olas terör eylemlerinin ön- lenmesi. varsa suç ve suç delilleri ile suçlu- lann yakalanması. terör örgütü mensup- lannın bu verierde var olması ihtimali de bulunduğundan" Istanbul Barosu Staj Eğitim ve Kültür Merkezi'nde arama ya- pılmasma karar verdiğini anlattı. Yaptık- lan itiraz üzerine karann, Istanbul Baro- su Staj Eğitim ve Kültür Merkezi'nin "di- ğer kültür merkezieriııden olmadığı anla- şıldığı" gerekçesiyle kaldınldıgını ıfade eden Sayman. "Siyasal iktidarlann istedi- ği oluyor, savunma ve avukat çökertihyor, yargı çöküyor" dedi. 5 Nisan Avukatlar Günü etkinlikleri tz- mir'de dün baro yönetim kurulunun Cum- huriyet Alanı'ndaki Atatürk Anıtı'na çe- lenk koyması ve saygı duruşuyla başladı. Baro Başkanı Çetin Turan, avukatlann zor koşullar altında görev yaptığını belir- terek "Bugün yargının bağınisızfağmdan söz etmek mümkün değU" dedi. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Ankara Şubesi Başkanı avukat Hüse- yin Yüksel Biçen. Ankara Adliye Sara- yı önünde basm açıklaması yaph. Bi- çen, herkes için koşulsuz, adil yargılan- ma hakkı, ve çağdaş bir hukuk sistemi istediklerini söyledi. Bu arada Istanbul Barosu bünyesinde lcurulan "Avukat Haklan Merkezi" ile Is- tanbul Barosu'nun lntemet servisi de dün hizmete girdi. Istanbul Barosu'nun tnter- net adresi şöyle: "http//wwwjstanbulba- rosu.org.tr." Cenclerin çoğu işsiz Petrolün Kâhtalıya yararı yok • Kâhta ilçesinde Türkiye petrollerinin yüzde 6O'ı üretilmesine karşın ilçedeki yurttaşlann petrol kuyulannda çalıştınlmaması, özellikle işsiz gençlerin tepkisini çekiyor. YUSUFZÎYAAY Türkiye petrollerinin yüz- de 60'ının Adıyaman ve ağırlıklı olarak Kâhta ilçe- sinde üretilmesine karşın il- deki yurttaşlann petrol ku- yulannda çalıştınlmaması, özellikle işsiz gençlerin tep- kisini çekiyor. Adıyaman, petrol üretımiyle ülke eko- nomisine yılda 37 trilyon li- ralık katkıda bulunuyor. Kâhta'daki işsiz gençler, ildeki kuyulardan petrol çı- karan Türkiye Petrolleri Anonim Ortakhğı'na (T- PAO) ateş püskürüyor. Kâh- talı işsiz gençler, ilçelerinin olanaklanndan yararlanma- lannın engellendiğini belir- terek, petrol üretiminde özellikle Batmanlı işçilerin istihdam edilmesini kabulle- nemediklerini anlatıyorlar. 'Kaynak aynlsın' Adıyaman'da yıllık 10 milyon 200 bin varil petrol üretilmesi ve bu petrolün ağırlıklı olarak Kâhta'da çı- kanlmasma karşın Kâhtalı işsiz yurttaşlann üretimde istihdam edilmemesi. nüfu- su 129 bin olan Kâhta ilçesi kaymakamı Recep Kızıl- ak'ın da eleştirisine neden oluyor. Petrol üretiminde Kâhtalı işsiz gençlere iş ola- nağı sağlanması gerektiğini belirten Kaymakam Kızıl- cık, bunun yanı sıra üretim- den elde edilen gelirden, şehrin eğitim sorunlannın çözümü ıçin kaynak aynl- masım istiyor. Güneydoğu'ya bereket getiren Fırat Nehri üzerinde- ki Atatürk Barajı'nın sulan- nın büyük kısmının Adıya- man ili sınırlan içinde bu- lunması ve il merkezine 1 ki- lometre kadar sokulmasına karşın barajın ekonomik ge- tirisinin Şanlıurfa'ya ağırlık- lı olarak kayması da ildeki yurttaşlann tepkisini çeki- yor. Bu durumdan şikâyetçi olan ilçenin ileri gelenleri ve yetkililerNemrutDağı'ndan su getirmeyi planladıklannı belirttiler. Adıyaman'ı Kâhta üzerin- den Şanlıurfa ve Diyarba- kır'a bağlayan karayolunun da, baraj sulannm altında kalması sonucu karayolu ta- şımacılığı feribot aracılığıy- la yapılıyor. Bu durum, Adı- yaman Valisi Kadir Çalışı- cı'nın deyimiyle Adıya- man'ı bir çıkmaz sokak ha- line dönüştürmüş. Kâhta topraklannın 1990'h yıllann başında Ata- türk Barajfnın sulan altında kalmasıyla topraklannı yiti- ren köylüler, topraklan kar- şılığında devletten aldıklan kamulaştırma bedellerini de eğlence ve lüks otomobile harcadıklan için şimdilerde işsizlik ve yoksulluktan şi- kâyet ediyor. UNEP'e basvuru tarihi 30 Nisan Bergama köylüleri çevre ödülüne aday gösterildi tstanbul Haber Servisi - Siyanürle altın madenciliği- ne karşı sürdürdükleri dire- nişi hukuk kazanımlanyla da başanya ulaştıran "Ber- gama köylüleri''nin Birleş- miş Milletler'e bağh UNEP tarafından yerilen "Sasaka- wa Çevre Ödühl" yanşma- sına "Türldje'nin adayı" olarak gösterilmesi kesin- leşti. Çevre Bakanlığı'ndan TMMOB'yegönderilen 17 Mart 1999 tarih ve 2057 sa- yılı yazıda, 1999 yılı ödülü için Mimarlar Odası ile Çevre Mühendisleri Oda- sı'nm görüşleri doğrultu- sunda Bergama köylüleri- nin önerilmesi için UNEP sekretaryasına 30 Nisan 1999'dan önce gerekli baş- vurunun yapılması istendi. BM'ye bağlı "Dünya ÇevreOrgütü" olarak faali- yet gösteren UNEP'in her yıl verdiği Sasakavva Çe\Te Ödülleri, çevre duyarhlığı- nı ve çevrenin korunmasın- da sivil toplum çabalarını kanıtlayarak bu konuda ba- şanlı mesajlar yaratan kişi ve kuruluşlara veriliyor. Çevre Bakanlığf nın da Türkiye adayının belirlen- mesi konusunda • TM- MOB'den görüş istemesi üzerine Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu "Bergama köylülerinin önerilmesi1 " karannı almış, aynı görüş Çevre Mühen- disleri Odası'nca da benim- senmişti. 'Dûnya tanryacak' Mimarlar Odası aynca "Bu öneriyie Bergama için ahnan yargı kararlarunız nedeniyle ulusal hukuku- muzunçevre haklannaolan bağhhğı da dünyaya tamnl- nuş olacaknr" değerlendir- mesıni yapmıştı TMMOB tarafından bu önerilerin Çevre Bakanlı- ğı'na iletilmesi üzerine "adayhk gerekçderi"ni ye- rinde bulan Dış Ilişkiler Da- iresi Başkanhğı, Sasakawa Çevre Ödülü'ne Türki- ye'den Bergama köylüleri- nin aday olarak gösterilme- si için gereken başvurunun yapılması karan aldı. Dün Kapıkule'den yolaçıkan Cumhuriyet Treni BNisan'da Eskişehir'de, 19 Mayıs'ta Samsun'da oiacak ve yıl boyuncatum Türki>'e'yi gezecek. Buharlı lokomotiflerin çektiği trende Atatürk'ün Kurtuhış Savaşı sonrasuıda kullandjğı 12 No'lu vagon, Atatürk Müzesi olarak hazırlandı. Kurtuluş Savaşı'nm hareketli müzesi olarak hazırlanan tren yurdu dolaşacak Cumhuriyet Treni yola çıkh HATİCE TUNCER EDtRNE - TRT Çocuk ve Genç- lik Vakfi ile Devlet Demir Yollan (TCDD) ortaklığıyla gerçekleştiri- len "Cumhuriyet Treni" dün Kapı- kule-Edinıe arasında ilk seferini yaptı. Kurtuluş Savaşı ve ulusal sa- vaşım tarihinin hareketli bir müze- si olarak hazırlanan tren bir yıl bo- yunca Türkiye'nin "demirağlan"nı dolaşacak. TRT Çocuk ve Gençlik Vakfi ve TCDD ortaklığıyla gerçekleştirilen ve ulusal mücadelenın tamtımına yönelik bilgı ve belgelerin yer ala- cağı hareketli bir müze olarak hazır- lanan Cumhuriyet Treni dün saat 11.00'de Kapıkule'den hareket etti. Edirne Ayşekadın îstasyonu'na 11.30'da düdük çalarak giren Cum- huriyet Treni, bando, öğrencilerin şen sesleri ve alkışlarla karşılandı. Atatürk posterleri ve bayraklarla süslü tren, lokomotifin püskürttüğü buhar ve öğrencilerin Kurtuluş Sa- vaşı günlerinin kıyafetleriyle yaptı- ğı gösteriler istasyonda toplanan yurttaşlan geçmiş günlere doğru duygulu bir yolculuğu çıkardı. CumhuriyetfilmiIskenderun 'da AKINBODUR tSKE3VDERUN - TRT ve Umut Sanat Fılm'in or- taklaşa yapımı olan "Cumhuriyet" filmi Atatûrkçü Düşünce Derneği'nin (ADD) İcatkılanyla tskende- run'da gösterime girecek. Umut Sanat Film'in ortak- lanndan AhmetAkıncı. Anadolu'da sınemaya ilgisiz- likten yakındı %e "Türkiye"de tran yanhsıHizbullah- çılar.cumhuriyrtçikrdensayıca çok. ekonomikolarak da daha güclü" diyerek Cumhuriyet yanlılarını filmi izlemeye çağırdı. Cumhuriyeti koruyacak cumhuriyetçimilitanlarye- tiştirilmesi gerektiğini belirten Akıncı, lskenderun'da düzenledigi basın toplantısında şunlan söyledi: "Ba- n camnerde ve cuma vaazlarmda cumhuriyrt karşıtı insan yeöştiriliyor. Bunlara karşı biz cumhuriyetçfler de, rejtaıi koruvacak cumhuriyetçi müitanlar vetiştir- metiyiz. Cumhuriyet fdmini her gösterdigimiz verde büyük coşku ve memnunlukla karsdanmadık. FÜmde Cumhuriyet'in nasd kurukhığu değü, gericflerle yapı- lan mücadeieanlaabyDr. Baştaöğretmen wöğrencfler ohnak üzere cumhuriyet yanhsı bütün yurttaşlan fB- mi izfemeve çağınyoruz." ADD lskenderun Şubesi 2. Başkanı Kemai Tarüa ise filmin bugünden itibaren lskenderun'da gösterime başlayacağım, 9 Nisan günü ise Belediye Kültür Sa- rayı'nda iki seans halinde izleyicüerle buluşacağını söyledi. Cumhuriyet Treni'nin yola çık- ması nedeniyle düzenlenen törende konuşan Edirne Valisi Mehmet Canseven, "'Cumhuriyet Treni, gençlerin Atatürk vecumhuriyetita- nımasında yarduna oiacak" dedi.. TRT Geneİ Müdürü Yöcel Yener amaçlannın demiryoln tarihini ya- şatmak ve büyük Atatürk'ün millet- le bırlikte mücadeleye nasıl hazır- landığını göstermek olduğunu söy- ledi. TCDD Genel Müdürü Hasan MoUaoğuilan da demiryollannın öneminin Kurtuluş Savaşı sırasmda anlaşıldığını ve yaşam gücünücum- huriyetten aldığını söyledi. Cumhuriyet Treni'nin ilk sefenne onur konuğu olarak katılan Türk sa- nat miizigi sanatçısı Müzeyyen Se- nar, Atatürk'le ilgili anılannı anla- tırken "Son sofrasında ben vardun. Cumhuriyet Treni'ne bindiğimde çok heyecanlandım. Gençler Ata- türk'ün izinde ghsüüer. Cumhuriye- ti yüceitsinler'' dedi. Bugün yeniden yola koyulacak olan Cumhuriyet Treni 23 Nisan'da Eskişehir'de ola- cak. Eti Holding tesisleri önünde çıplak eylem yapan Bergamalılar gözaltına alındı Kütahya'da siyanüre tepkiHaber Merkezi-Bergama köylüleri, Eu- rogold firmasınm uzaklaştırmak zorunda kaldığı 18 ton siyanürün Eti Holding'in Kütahya'daki tesislerine getirihnesini pro- testo ettiler. Bergama köylüleri hem işlet- me hem de Kütahya Valiliği önünde belden yukanlan çıplak gösteri yaparken, 42'si gö- zaltına alındı.Gözaltına ahnan kişilerdaha sonra serbest bırakıldı. Etibank 100. Yıl Gümüş tşletmesi Müdürü Mustafa Asun BeffiL siyanürün işletmelerine ücretsiz gön- derildiğini bildirdi. Siyanürlü yöntemle altın üretimine kar- şı yıllardır mücadele veren Bergamalı köy- lüler dün önce Kütahya'nın Tavşanlı ilçe- sine bağh Gümüşköy'de 18 ton siyanürün gönderildiği Eti Holding tesisleri önünde gösteri yaptılar. Işyerinin girişini kapatan Bergama köylüleri, belden yukan giysile- rini çıkardılar ve gaz maskeleri taktilar. Köylüler, "Siyanürcü şirket Kütahya'yı terk et". "Halkız, hakhyız, kazanacağc" sloganlan attı. Bergama Çevre Yürütme Kurulu Söz- cüsü Oktaj 7 Konyar. burada yaptığı konuş- mada, Bergama'dan Eurogold fırmasının Soğuk havaya rağmen üst kısımlan çıplak olan Bergama köylüleri, siyanürden korunmak için temsili gaz maskeleri detaktılar. Köylüler, "Siyanürcü şirket Kütahya'y ı terk et" sloganlan atü. (Fotograf: AA) nakletmek zorunda kaldığı 18 ton siyanürün, Kü- tahya'daki gümüş işletme tesislerine getirildiği- ni öğrendiklerini belirterek şöyle devam etti: "Emperyalist şirketkr ve onlann zehirli mad- deleri, ülkemizi terkedinceye kadar mücadele ye- ri neresiyse biz de orada oİacağız. Yalnız Berga- ma'da degU, Türkiye'nin hiçbir yerinde siyanür- lü alnn madencitigi istemiyoruz. Emperyalisderin dayatmaya çahşnklan uluslararası çok taraflı ya- ünm anlaşmalannı da kabul ermiyoruz." Bergama köylülerinin eylemi sırasında, işbaşı yapmak üzere otobüslerle gümüş tesisinin önü- ne gelen maden işçileri, işyerlerine girmek iste- diler. Eylemcılerle maden işçileri arasında tartış- ma çıktı. Maden işçileri, Bergama'dan Eurogold fırmasının nakletmek zorunda kaldığı 18 ton si- yanürün, Kütahya'daki gümüş maden sahasına getırildiğini doğruladılar. Şirket önündeki gösteriden sonra Bergama köylüleri otobüsle Gümüşköy'den Kütahya Vali- liği önüne geldiler. Burada da belden yukan giy- silerini çıkaran ve gaz maskeleri takan köylüler sloganlar attılar. Eylemci Bergamalıköylülerden 42'si daha sonra gözaltına alındı. Gözaltna alı- nanlar arasında CHP Izmir 2. bölge milletvekili adayı ve Bergama Çevre Yürütme Kurulu Söz- cüsü Oktay Konyar ile köylülerin eylemlerini iz- lemek üzere Istanbul'dan gelen, gazeteci Timur Danış'ın da bulunduğu belirtildi. 42 kişi akşam saatlerinde serbest bırakıldı. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Oğretmen' ve Çağnştırdıkları "... Açlıkla Bihnci Dünya Savaşı sırasında tanış- tılar. Parasızyatılıokudular. Yurt sevgisini onulmaz biryara gibi yüreğinde taşıyan bir avuç Osmanlı aydınıntn kızlanydı onlar. Yıkık kentlerde yaşayan ailelerinden öğrendiler alçakgönüllülüğü ve sa- deliği; dayanışmayı; yoksulluktan değil, onursuz- luktan utanmayı... Görevlerini ve onlara güvenen- lerin sorumluluğunu kendilehnden önde düşün- meyi, halklannın geleneğinden devraldılar; yaşa- mın küçük aynntılanna dek düzenli ve titiz olmayı yatılı okullann eğitiminden... Gençlikleri, bir 'güneş-adam'/n, yeniden kuru- lan ülkeye saçtığı coşku ve bilinçle ışıdı. Kendile- rine güvenmeyi öğrendiler ve bunu bir daha hiç unutmadılar..." Yukarıdaki yakıcı satırlar, değerli arkadaşım Erendiz Atasü'nün 1 Nisan Perşembe günü, bi- zim gazetenin 2. sayfasında yayımlanan "Bir öğ- retmen.." başlıkh yazısından. Ogretmeni Düriye Köprülü'nün ölümü üzerine kaleme aldığı yazının bir bölümü. Tüm Cumhuriyet okurlan gibi, ben de, gazete- mi sabah elime aldığım zaman, önce haber man- şetlerine bir göz atar ve sonra da önemsediğim ya- zariarı okurum. Ikinci sayfadaki çok değerli konuk yazarian akşama bırakırım. Ve günde en az attı gazeteyi gözden geçirmek durumunda olduğum- dan, kimi zaman maalesef bu yazılara dönmem mümkün olmaz. Ama birtatil gününe rastladığın- dan, Erendiz Atasü'nün yazısını kaçırmadım. Za- ten tatil günü olmasa da Erendiz'in, Türkçe usta- sı bu "eczacının" yazısını kaçırmazdım. Okurlanmın çoğunun o yazıyı okuduğuna ve be- ni gözyaşlanna gark eden o coşkulu satıriarı, be- nimle benzer duygular içinde içlerine sindirdikle- rineeminim. Fakat ben gene de bir kez daha anım- satıp, bu yazının bende çağrıştırdıklarını sizlerle paylaşmak istiyorum. "... Onlar, Türk atlannın nallan Anadolu'ya de- ğeli, bu topraklarda gerçekleşmiş en başanlı sen- tezdiler. Çelebilikleriyle Osmanlı, yoksulluktan ya- na alçakgönüllü, paylaşımcı yürekleriyle Müslü- man, dillerine duyduklan sevgiyle Türk, özgürdü- şünebilme yetıleriyle Batılıydılar. Içine doğdukla- n, parçası olduklan ortamla sonuna dek özgürce hesaplaşabilecek denli yürekliydiler. Başkalannın ülkelerini talan edebilme uğruna kendi halkını kır- dıran, ona iki yûz yıl sürmüş yıkımın tarifsiz acıla- nnı yaşatan; onu eşkıyanın, sıtmanın, veremin, ağanın ve tefeci- bezirgânın elinde çaresiz koyan Osmanlı düzenini vicdanlannda yargıladılar, hor gördüler ve reddettiler. Bu düzenin baş dayana- ğı genelgeçer Müslümanlıkla da hesaplaştılar, hiç korkmadan: Ya Tann inancını yitirdiler, ama insa- na inançlannı korudular, ya da kişisel yorumlann- ca Müslüman kaldılar. Bencilleşmeden kişilikliydi- ler. Onlar Cumhuriyet'in bireyleriydi, tümlenmiş in- san. Halkçılık ülküsü tam onlara göreydi. Her za- man solcuydular... ... Onlar, sapına kadar gerçekçiydiler. Cehale- tin, bağnazlığın, ihanetin derin kökierine çarpa ta- kıla yetişkinliğe ulaşabildikleri için, boyutlannı iyi bellemışlerdi karanlığm. Işıtma görevlerini sonu- na dek sürdürüp sessiz ve onurlu, çekildiler ülke- nin kihenmiş yaşamından..." Erendiz'in bu yazısı, beni kendimle hesaplaşma- ya itti. Tüm varlığımla ve benliğimle, "o öğretmen- lerden" biri olmaya çabalayah bir fikir işçisi ola- rak, kendimi sorguladım. Kendi yaşamımdaki "Düriye Köprülü'leri" dü- şündüm. Erendiz'in dostu olan ve binlerce öğren- ci yetiştiren Düriye öğretmen'i. "... Son güne dek panldayan çözümleyici ve bireşimci büyük zekâ- sını, engin edebiyat ve müzik kültürünü, Anka- ra'nın alçakgönüllü bir sokağındaki küçücük evi- ne, emekli ortaokul öğretmenliğinin sade konu- muna sığdırabilmişti, sonuna dek kendisiyle ve yakın çevresiyle banşık... Ve ülkesinden sorumlu bilinci, sonuna dek kavgalı sorumsuz siyasal dü- zenle... Sonuna dek öğrenebilmeyi sürdüren bu kadınlar böyleydiler işte..." O "güneş-adam", bir imparatoriuğun kalıntıları üzerinde onurlu Türkiye'yi oluşturmaya çabalar- ken, onun aydınlık yoluna ışık tutan öğretmenle- rin tümünü, en derin saygılanmla anıyorum. O "güneş-adam", eğerortaçağ karanlığına kar- şı, yılmadan ve usanmadan savaşabildiyse, ardın- da binlerce "Düriye oğretmen" olabildiği için sa- vaşabildi. Ve aradan geçen bunca zamandan sonra ve böylesine "kirlenmişlikler" yaşanırken, eğer gele- ceğe umutla bakabiliyorsak, ya da en azından ba- kabiliyorsam, Düriye ögretmenlerin bugün de var- lığına duyduğum inançtandır. Ben, Genel Yayın Yönetmenimiz Orhan Erinç'in yerinde olsam, Erendiz'in bu yazısını sık sık yeni- den yayımlanm. Bizleri sarsması, kendi kendimi- zi sorgulamamıza ve kendimize gelmemize zemin oluşturması için. Tüm "Düriye öğretmenler" nur içinde yatsın. Onlann üzerlerindeki "nur" bizim yolumuzu aydın- latıyor. Prof.Dr. Yeğinsü toprağa verildi tstanbul Haber Servisi - Geçirdiği ani rahatsızlık sonucu 6 gün önce yaşanunı yitiren tstanbul Tıp Fakültesi Iç Hastalıklan Anabilim Dalı ve Gastroenterohepatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Oktay Yeğinsü, dün Fatih Camii'nde kılınan namazın ardından Sahrayıcedit Mezarhğı'nda toprağa verildi. Yeğinsü için dün önce Istanbul Tıp Fakültesi'nde tören düzenlendi. 14 Mart Amfisi'ndeki törende Prof. Dr. Yeğinsü ve ölen tıp camiası mensuplan için saygı duruşunda bulunuldu. Törende konuşan arkadaşlan ve meslektaşlan değerli bir bilim adamı ve örnek bir insanı kaybetmenin acısmı vurguladılar. Prof. Dr. Yeğinsü'nün cenazesi daha sonra namazın kılınacağı Fatih Camii'ne götürüldü. Buradaki törene, Prof. Dr. Yeğinsü'nün ailesi, meslektaşlan, çalışma arkadaşlan, öğrencileri ve yazar Yaşar Kemal ile sanatçı Zülfii LJvanefi de katıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle