Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18NİSAN1999PAZAR
14 KULTUR
Can Göknil'in muskalan, tabletleri, tılsımlı kutulan Milli Reasürans Sanat Galerisi'nde
inancı sanata dönüstiırmel
GÜL ERÇETtN
Tanrılar ınsanların kaderle-
rini yazdıkları tabletleri gökyü-
züne asmışlardı. Kuş Adam An-
zu bunları çaldı. Kadersiz ka-
lan insanlar korunabilmek için
büyü ve muska yapmaya başla-
dılar. TannlartabletleriAnzu'dan
geri alarak yeniden gökyüzüne
astılar. Ancak kaderine egemen
olmak isteyen insanoğlu. büyü ve
muskadan vazgeçemedi...
Can Göknil yaklaşık iki yıllık
bir çahşma sonunda hazırladığı
yeni sergısinde dört bın yıl ön-
cesine dayanan bu Mezopotam-
ya efsanesınde doğuşlan anlatı-
lan büyü ve muska inançlanndan
yola çıkıyor. Yirmi sekiz yıllık sa-
nat yaşamında "Masal Tekerle-
meteri", "Agaçlarla İlgili Inanış-
lar", "Anadolu Tannçalan" ve
"Yaradılış Efsaneleri" başlıklı
sergileriyle tanh, söylence, ar-
keoloji, folklor, mitoloji eksen-
lerinde gezinen sanatçının bu kez
Milli Reasürans Sanat Ga-
lerisi'nde açılan sergisın-
de yer alan yapıtlan,
kader tabletlennden
muskaya uzanan bir
inancın öyküsünün sa-
natsal izdüşümleri.
"Can Göknil'in Mus-
kalan'' başlıklı sergı 6
Mayıs'adekgörülebi-
lir.
Mitolojıdeki ve ta-
rihteki muskalar sanat-
sal boyuta geçerken
Kuş Adam Anzu, Sel-
çuklu kartallannı çag-
nştıran dört metre
uzunluğunda ahşap bir
heykele dönüşüyor. Ef-
sanenın sergıye bir baş-
ka yansıması ise An-
zu'nun ya\Tulannın iki
büyük heykelı ile Na-
sip İyem'in atölyesin-
de hazırlanan 22 adet
pişmiş topraktan kader
tabletleri. Göknil, hey-
kellerin ve tabletlerin
üzerlerini fantastik,
zengin çağnşımlı fi-
gürlerle işlemiş.
70 parçadan olusan
sergide tuval, ahşap,
gürgen üzerine akrilik
boya, kurşun, altın va-
rak işli ve gravür mus-
Tılsımfa Kutular'
ahşap pişmiş
toprak akrilik,
1997.
kalaryeralıyor. Mezo-
potamya'da eskı Ur
kentinde evlerin du-
varlannda bulunan bü-
yûlü koruyucu kutu-
lar, Göknil'in sergi-
sinde "Tüsımlı Kutu-
lar"a dönüşürken ah-
şap üzerine kurşun ve
akrilik boya işlı kutu-
lann kapaklan ve bu
kapaklann altındaki
pişmiş toprak heykel-
cikler izleyicileri sürp-
rizler dünyasına davet
ediyor. Sergıdeki kur-
şun işlemelerin bir
göndermesi de naza-
ra karşı kurşun dökme
geleneği.
Muskalann konu-
lan da yapıtlann bi-
çimleri kadarçeşitli:
Kısmet açma muska-
sı, geleceği öğrenme
muskası, gelin olma
muskası, soyunu bir-
birine kavuşturma
muskası, iki kişiyi
ayırma muskası, il-
ham muskası, gûzel-
liği sürdürme muska-
sı, ineğin sütünü bo-
şaltma muskası, cinle-
Göknil'e Altın Aesop ödülü
14. Uluslararası Gabrovo Bienali'nden CanGöknil'e Büyük
Ödül-Altın Aesop verildi. Sanatçıya ödülü 15 Mayıs 1999 günü
Bulgaristan'ın Gabrovo kentinde sergi açıhşında düzenlenecek
törende verilecek. 2001 yilında düzenlenecek Bienal'de de Can
Göknil'in kişisel sergisi yer alacak.
Bienal'in grafik bölümünde 46X69cm boyutlannda, 1997
yapımı, 'Anadolu Mitotojisi' adlı yapıtıyla katılan ve
uluslararası yanşmada Grand Prix kazanan Göknirin resimleri
1985 ve 1995 yıllannda da Gabrovo Mizah Müzesi'nde
sahnelenmişti.
ri korkutma muskası, yemişleri
oldurma muskası, güzelı soyma
muskası, deliliği geçirme mus-
kası, sakal çıkarma muskası, ik-
tıdar muskası, gebelik muskası,
yel ve sel muskası, şeytan düğü-
nü muskası...
Orta Asya ve Anadolu
Can Göknil, sanatının mıtolo-
jiyle ilişkisini anlatırken "lnanç-
lartn düşsel dünyasını sanata dö-
nüştürmek beni çok çekryor. Ta-
rih öncesindeki yorumlann do-
ğalbğını ve yahnhğını seviyorum.
Mitoiojiden yolaçıkbğtm zaman
mitolojinin öykfisü bir izlek su-
nuyor. Bu, beni harekete geçiri-
yor. önce düşünme süreci başu-
yor, ardından da resimlerle bu
öyküJerianlauyorum" diyor. An-
cak sanatçı mıtolojiyle beslenen
öyküleri kendi dalı olan plastik
sanatlara dönüştürürken çıkış
noktası olarak çok bilinen Batı-
lı kaynaklan değil de Türk top-
lumlannın tarihte yaşadıklan Or-
ta Asya ve Anadolu topraklan-
nın ürünlerini yeğliyor.
Göknil, birkaçının dışında sa-
natçılann Türk mitoloji dünya-
sına ilgi göstermemesinden ya-
kınıyor: "Bizim sanatçılanmtz
Orta Asya ve Anadolu mitoloji-
sine pek ilgi göstermiyor. Oysa
Yunan ve Roma mholojOeri Rö-
.nançlanıı
düşsel dünyasını
sanata
dönüştürmek
beni çok
çekiyor. Tarih
öncesindeki
yorumlann
doğalhğını ve
yalınlığını
seviyorum.
Mitoiojiden
yola çıktığım
zaman
mitolojinin
öyküsü bir izlek
sunuyor. Bu,
beni harekete
geçiriyor.
nesans'ın başbca kaynaklanydı.
Biz de kendi geçmişimizden da-
ha fazla yararlamnalryız. Mitolo-
juniz ne yazık ki görseUeşmemiş.
Kitapçılara ghtiğinizde Baü mi-
tolojileri hakkında pek çok kay-
nak var, ama biz bu konuda geri
kalmışız."
Muska bugûn de güncd
Konulu sergileriyle geçmişe
yeni ve çağdaş bir yorum getiren
sanatçının Muskalar sergisinin
bir başka özellıği de muska inan-
cının bugün güncelliğini ve bir
yönüyle de işlevini koruyor ol-
ması. İnsanoğlu bugün yüklenen
toplumsal. dinsel anlamlar fark-
lı olsa da hâlâ mutlu bir yasam
beklentisiyle muska inancını sür-
dürüyor. Ancak Göknil'in sergi-
si binlerce yıllık bir izi sürerek
büyü ve muskanın sanatsal yö-
nünü sunuyor izleyıciye.
Göknil sergiye hazirlanma sü-
recinın en keyifli bölümünün
araştırmalan olduğunu belirti-
yor. Sergideki Kader Tabletle-
ri'nin esin kaynağı olan silindir
mühürlerin öyküsünü şöyle an-
latıyor: "British Museum'da ol-
dukbrmı öğrendiğim stHndir mö-
hürleri yakından görebilmekiçin
lngiltere'ye gittim. Koruyucu
özeDiği olan taşlann üzerine ka-
zuna tekniğnie işlenmişlerdL Mü-
hürlerin üzerinde mitolojik ve
düşsel kahramanlann resimleri
de \-ardi. tki işlevi vardı bu mü-
hürterin. Öncelikle mühriin bili-
nen islevindeki gibi iyelik beliri-
yordu. Silindiraksesuvargibi bo-
yuna takıkiığında ise sahibini ko-
ruyordu. inançlara göre. Mühür-
leri inceJerken yan insan yan hay-
van görünümlü dogaüstü yaraok-
laruı mitoloji, efsane kansık ya-
şanüaruun içinde buldum kendi-
mi. Mfizedeyken bu mühürlerin
tasiakçiznnlerini çıkardım. Araş-
rjrmalanmda tanışbğım doğaüs-
tü yaratıklardan çoketkilendim.
Onlan yapıtlanmda sezgilerim-
le yeniden yarattım. Kahraman-
tarunagüç göstergesiofaın boynuz-
larekledim_"
Sanatçının yurtiçındekı kay-
naklan arasında ise Arkeolojı
Müzesi'nin Osman Hamdi Kü-
tüphanesi'ndeki araştırmalan,
Tahsinve Neriman Özgfiç ile Se-
dat Alp'in kitaplan, lsmet Zeki
Eyuboğhı'nun binlerce yıllık bü-
yü ve muska dünyasını günümü-
ze taşıyan "Anadolu Büyüleri",
"Sevgi Buyüleri" adlı yapıtlan
yer alıyor.
Can Göknil'in Muskalan, mü-
zelerde, tarihi kaynaklarda, kitap-
larda bulduğu fıgürleri tuvale ta-
şımanın ötesine geçiyor. Hiçbır
zaman bire bir dokümanteT bir ni-
telik taşımıyor çalışmalan. Ba-
zen kaynaklardaki fıgürlerin bir-
kaçı birieşerek bir fıgürü oluştu-
ruyor. Çoğu kez de esinlenmele-
ri sonucunda tamamen özgün fi-
gürler çıkanyor, sanatçı ortaya.
Fıgürlerine. yazdığı ve resimle-
digi çocuk kitaplannın bıçemı
de yansıyor çoğu zaman.
Muskalardaki cinler, canavar-
lar geçen yıl Hollanda'da bir ya-
yınevinin talebi üzerine yazıp re-
simlediği 'çocuklan korkutma-
yan korku öyküsü' "Komşu Tey-
zenin Kedileri''nı çağnştınyor
Muskanın ve elbette Göknil'in
büyülü, huzurlu dünyasına da-
vet ediyor izleyiciyi. llk bakışta
Göknil'in biçemini ele veren ya-
pıtlarda pastel, uçuk, silik renk-
ler hâkim. Göknil, pastel renkle-
rini kırmızı ve yeşillerle zengin-
lestirse de kirmızılarla yeşiller
de pastelleşiyor sanatçının fır-
çasında. -s
Amerika'nın iki karşıt yüzü
Ortakyazgıyı paylaşan iki Hollywood efsanesi,
Marlon Brando ve Doris Day 75 yaşında
Kültür Servisi - Sinema dünya-
sının iki unutulmaz ismı, Marlon
Brando ve Doris Day... 3 Nisan 'da,
gözlerden uzakta, tek başlanna ve
sessizce 75. dogum günlennı kut-
ladılar. Ne var kı aynı gün doğma-
nın ötesinde büyük birer şöhret ve
Hollywood efsanesi olarak da or-
tak bir yazgıyı paylaşan Brando ve
Day, aslında Amerika'nın iki kar-
şıt yüzünü sımgelıyorlar. Bir yan-
da her zaman muhalif, katı ve asık
suratlı Brando; diğer yanda püri-
ten, naif ve sevimli Day...
Brando 75. dogum gününde hâ-
lâbir yıldız; ancak biraz daha şiş-
manlamış, yorgun ve biraz da
unutsuz. 44 yaşında setlere veda
ecen Day ise Kalifomiya'dakı kla-
sii yaşamını sürdürüyor. Unutul-
dığu kadar unutmuş da; yaptığı
fîmler üzerine konuşmamayı yeg-
liyor.
75 yaşındaki asi
Brando gerçekten de dünyanın
eı büyük oyuncularından biri...
Lstası ve yaratıcısı Elia Kazan'a
Cscar ödülü verilmesine rahatlık-
kkarşı çıktı; çünkü ona göre ya-
pian hatanın yok sayılması ya da
uıutulması ahlaki anlamda ola-
mksızdı. Kendiside 1972yılında
'taba' ile kazandığı Oscar'ı, Kı-
zderililere bağlılık göstergesi ola-
nk reddetmişti. Kendi kuşağınm
es akıllı. en ömek. en çekici, en ya-
kşıklı oyuncusuydu. Seçtıği her
nlle bedeninın ve yeteneğının sı-
rrlannı zorlamayı denedi; tıpkı
1'79 yılında çevirdiği 'Kıyamet'te-
k Kaptan Kurtz karakterinde ol-
ağu gibı.
John Fnuıkenheüner'ın 'Kayıp
jda'sında heykelsi beyaz teni,
cenle taranmış saçlan ve sol ku-
lğının arkasında bir çiçekle çık-
nştı izleyicmin karşısına Bran-
o. Johnny Depp'in 'The Bnrve'in-
c, ölümü dünyanın en büyük gös-
tnsı sayan, ağız mızıkası çalmak-
tusta, fırlama bir porno film ya-
jmcısını canlandınyordu. Jeremy Leven'ın 'Don Juan De
larco' filminde ise bir aşk ustasını...
Rkhard Dreyfussın "Gerçek bir yans ad. Dünyanın en
i ovuncusu; ona ulaşabilecek başka bir isim tanımıyorum"
ye söz ettıgi Brando, kısa bir süre sonra da Gabriel Gar-
aMarquez'in romanından Sean Penn tarafından sınema-
ı aktanlan 'Parriarkinin Sonbahan' filminde sergileyecek
Marlon Brando büyüyen bedeniyle devleşti.
Doris Day, 44 yaşında sinemayı bırakmıştL
yeteneklerini.
Brando dışında hiçbir Holly-
wood yıldızı böylesine trajik bir
fıziksel deformasyona uğrama-
dı; ancak o, gittikçe büyüyen be-
deniyle birlikte devleşti, tann-
laştı adeta. Başanlarla dolu si-
nema kariyeri bir yana, çocuğu-
nun ölümüne tanık olan Brando
yine de yaşamdaki dinginliğini
korudu.
Son profesyonel bakire
Doris Day de Brando gibi 75.
yaşını 3 Nisan'da kutladı... Yıl-
lar önce yakın arkadaşı Audrey
Landers şöyle söylemişti Day'e:
"Her kadının yaşamında önem-
li bir karar anı vardur; dürüstçe
yaşlanmak ya da yalancı olup
mutlu kalmak!"
Amerikan sinemasının en se-
vilen profesyonel bakıresi Day, 44
yaşında setlere veda etti ve dü-
rüstçe yaşlanmayı yegledi. Uzun
süredir basınla görüşmüyor, söy-
leşi tekliflerini reddediyor ve
"bir efsane olmak
T
"la da pek il-
gilenmedigi çok açık.
Kendisiyle söyleşi yapan son
gazetecı Molly Haskel, Day'ın ar-
tık kesinlıkle filmlerinden söz
etmek istemediğini belirtiyor.
Zamanında çok sevilmiş olsalar
da bu fılmlen başansız olarak
degerlendiriyor Day.
Peki bugün hepsi birer klasık
sayılan ve hâlâ televizyon kanal-
lannda gösterilen bu filmlerde
canlandırdığı kadın? Biraz fe-
minist, her zaman güçlü, kendi
kararlannı verebilen, pozitif ve
güleryüzlü... Müzikallerlebaşla-
yan kariyerinde, 1953'de Cala-
mıty Jane rolüyle gerçek bir
Hollywood yıldızma dönüştü.
1957 yılında 'PijamaOyunu'yla
altın dönemi başladı ve pek çok
sofistike komedide rol aldı. Day
artık bir kült oyuncuydu.
Özel yaşamı da oldukça il-
ginçti Day'in. 12 yaşında baba-
sı tarafından terk edildi, kendini baleye ve dansa verdi; an-
cak geçirdiği trafik kazasından sonra şarkı söylemekle ye-
tinmek zorunda kaldı. 17 yaşında Hollywood'daydı; başın-
dan bırçok evlılik geçti, bir oğlu oldu. Her zaman güçlü ve
farklıydı. Sinemayı ve insanlan bıraktı; ama kendisine her
zaman ilgilenecek bir şeyler buldu. Şu an yaşamını terk
edilmiş köpeklere adamış durumda.
İNGtLİZ OYUNCU JOHN GİELGUD 95 YAŞINDA
'Yaşamdaki tek
gerçek sahnede
J
Kültür Servisi - John Gielgud'un 20.
yüzyıl Ingiltere tiyatrosundaki yerini ta-
nımlamak güç aslında, çünkü geçen haf-
ta 95 yaşma gıren sanatçı yirminci yüz-
yıl lngıliz tiyatrosunun tarihıni oluştu-
ruyor neredeyse. Ingiltere'nin yaşayan
en büyük aktör ve yönetmenlerinden
olan Gielgud dünya tiyatro âleminde de
etkin bir isim.
Büyükanne ve büyükbabası Polonya-
lı olan sanatçının teyzesi bir oyuncu, da-
yısı da sahne tasanmcısıydı. Borsacı
olan babası ailesine ıyi yaşam standart-
lan sunmasına karşın lngiltere'de uzun
Gielgud, son olarak Elizabeth ve Shine'de rol almışb.
süre sürgünde hissetti kendisini.
Tiyatroyla tanışmasının ardından ar-
kadaşlan hassas ve zayıf bir bünyeye
sahip olan sanatçının hastalanmasından
korkuyorlardı. Ancak sanat aşkı ayakta
tuttu Gielgud'ı. Radyonun ve televiz-
yonun icat edilişini gördü. Kendi gö-
rüntüsünün ve sesinin bu kutulardan çık-
masından nefret ettı uzun yıllar. Mo-
dem Ingiliz tiyatrosunun gelişimine ada-
dı kendisini.
Sahneden aynldıgı anda çok az konu-
san bir adama dönüşüveriyor Gielgud,
çünkü ona göre hayattaki tek gerçeklik
sahnede olanlar.
Bu nedenle de çag-
daşı pek çok tiyatrocu-
nun aksine sınemayla
geç tanıştı. 1930'larda
bir film teklifini geri
çevırince yetmiş yaşı-
na kadar klasik tiyatro-
da haftada 100 sterlin
kazanarak sürdürdü ya-
şamını. Ancak yetmiş
yaşından sonra Arthur
adlı film ile bir şarap
şirketinin reklamlannın
ardından ekonomik sı-
kıntılanndan kurtula-
bildi.
Sanatçının 94. yaşı-
nın son birkaç ayı da
çok rahat geçmedi. Sag-
lık sorunlan nedeniyle
hastanede kaldıgı sıra-
da 40 yıldır tanıdıgı dos-
tu Martin Hensler'in
ölümünü ögrendi.
Pek çok kişinin sag-
lıgı konusunda endişe-
li olmasına karşın kla-
sik kuşagın oyunculan
bir bir ebediyete göç
ederken Gielgud sek-
senlerinde, hatta dok-
sanlannda tiyatro ve si-
nemanın aranan oyun-
cusu olmayı sürdürdü.
Elizabethve Shinegi-
bi filmlerde küçük ama
göz dolduran roller üst-
lendi. Şımdi ise yakın-
lan sanatçının yaşadığı
üzüntüler üzerine uzun
süre kalabahk içine çık-
mayacagını düşünüyor.
Y A P I R L A R ?
Gwyneth Paltrow
tiyatro sahnesinde
• Cwyneth
PaltTOW da gözünü
üyatro sahnesine dikti.
Âşık Shakespeare
fılmindeki rolüyle en
iyi kadın oyuncu
dalında Oscar alan
Paltrow, Nicole Kidman
ve Uma Thurman gibi
tiyatroya hazırlanıyor.
Paltrow önümüzdeki
yaz Massachusetts'de
düzenlenecek tiyatro
festivalınde bir
Shakespeare oyunuyla
sahneye çıkacak.
• Michelangelo
Antonioni.
'Destinazione Verna'
isimli yeni Fılminin
çekimlerine haziran
ayındaNapoli'de
başlıyor. Depresyon
geçıren bir kadının
öyküsünü anlatan
fılmde Sophia Loren,
Kim Rossi Stuart ve
Naomi Campbell
başrolleri paylaşıyorlar.
Çekimler, Napoli
dışında Roma ve
Sicilya'da da
gerçekleştirilecek.
• Shalna Twaln
bugüne dek albümleri
10 milyonun üzerinde
satan ilk kadın sanatçı
oldu. Twain, 'Come On
Over' ve 'The Women
in Me' adlı albümleriyle
büyük ilgi gördü.
Albümleri çok satan
diğer kadın sanatçılar
arasında Whitney
Houston ve Mariah
Carey yer alıyor.
• Courtney Love
son günlerde film
yapımcılıgı ile
ilgileniyor ve bir film
şirketi kurmak üzere.
Şirketin yapımcılıgını
üstlenecegi ilk film
romantik bir komedi
olacak
• C6rard
D6pardieU, yönettigi
ilk sinema filmi olan
'Un Pont Entre Deux
Rives'i tamamladı.
Yönetmenliğı daha
önce tiyatroda denemiş
olan D'epardieu, filmde
Carole Bouquet'yle
birlikte başrolü de
üstlendi.
• Müzlkaller
Hollyvvood'a geri
dönüyor... Kenneth
Branagh,
Shakespeare'in ilk
dönem yapıtlanndan
'Love's Labour's Lost'u
müzikal olarak
beyazperdeye aktarma
hazırlıklan içinde.
Branagh, romantik
komedi niteliğinde
olduğundan, yapıtın
müzikale çok uygun
düştügünü belirtiyor.
Dalgalan Aşmak
filminin yönetmeni
Lars von Trier de
müzikal fılme girişen
yönetmenlerden. Trier,
'Dancer in the Dark'ın
başrolünü Björk'e
vermiş.
• DreamWorks
Plctures. wes
Craven'ın yazdıgı ve
önümüzdeki sonbahar
yayımlanacak olan 'The
Fountain Society'nin
film haklannı sann
almak için 1 milyon
dolar ödedi. Craven'ın
aynı zamanda
yönetmenligim de
üstlenecegi film 2000
yılında çekilecek.
• Raoul RUİZ'in,
Marcel Proust'un
yaşamını anlatacagı
'Kayıp Zamanlar'
fılminin merakla
beklenen oyuncusu
bulundu. Filmde
Proust'u Marcello
Mazzarella
canlandıracak. Kadroda
yer alan diğer isimler
ise Catherine Deneuve,
John Malkovich,
Emmanuelle Beart,
Chiara Mastroianni ve
Vincent Perez.
• Al PadnO. Michael
Caton- Jones'un
yönettigi 'City By the
Sea' isimli filmde
başrolü üstleniyor.
Pacino filmde,
yürütmekte oldugu bir
cinayet araştırması
sırasında ailesine ilişkin
acı gerçeklen keşfeden
bir polisi canlandınyor.
• JuliaRoberts,
Steven Soderbergh'in
yönettigi 'Enn
Brockovich' isimli
filmde başrolü
üstleniyor. Roberts
filmde, Los
Angeles'taki bir hukuk
firmasında basit bir
görevle çalışmaya
başlayıp önemli bir '
5 5 e
davayı keşfederek '•'
büyük hukuk zaferi
kazanan bir kadını
canlandınyor.
• John Lennon,
tngiltere'de yayımlanan
rock müzık dergisi
Mojo'nun düzenlediği
anket sonucunda
bugüne dek yaşamış en
iyi şarkıcı seçildi.
• JackNlcholson
setlere dönüyor...
Nicholson, 'The
Country' isimli filmde
Amerika'nın güneyinde
görev yapan bir şerifı
canlandıracak.
Nicholson'a filmde Will
Smith rol arkadaşlığı
edecek.
• Richard Cere,
gelirini Dalaı Lama'ya
göndermek üzere
Malibu'daki evini sarışa
çıkardı. Faye Dunaway
ise Maria Callas ve
Aristotele Onassis
üzerine
gerçekleştirmeyi
düşündüğü filmi
finanse edebilmek için
Beverly Hills'deki
villasını satıyor.
Dunavvay bu filmde
kendisine Robert
Duvall'ın rol arkadaşlığı
etmesini istıyor.
• Cohen kardeşler,
yem filmlerinm başrolü
için George Clooney'i
seçtiler. 1930'lann
Amerikası 'nda geçen
fılmin adı "Oh Brother,
NVhere Are You?'.