Katalog

I^IİSAN 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Sarınak îu yılın şubat ayinda laradeniz'de son ıllann en büyük Irtınası kopmuştu. Itev dalgalardan Ordu'nun Perşembe içesine bağlı Mersin töyü de nasibini almış « balıkçı barınağının 200 metrelik bölümü fenerle birlikte denize eömülmüştü. Seçim calışması için gelip teçen siyasetçiler Vah vah" diyor ama tannağın onanmı için kimse kılını kıpırdatmıyor. -, Bannak bir an Elektrorak posta: som@posta.cumhiffiyetconi.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Fazilet, yurtdışından uçakla seçmen taşıyormuş.. "Taşıma suvla sandık dolar mı!" önce ]tT onanlmazsa gelecek kışa kadar tümüyle denizin «Sbini boylayacak ve bu kez daha çok para şerekecek. Ya da köy, talıkçıhğı bırakacak! Sınav yeri Istanbul Sarıyer'de cturan ve sınava Avrupa yakasında girmek isteyen Cniversite adayı ibrahim Aygüne Mardin'in Kızıltepe ilçesine sınav salonu gösteren ÖSYM, hatasını düzeltmiş. Üsküdar'da oturan ve Anadolu yakasında sınava girmek isteyen Celal Karaca'nın durumunda ise bir değişiklik yok; Samsun'a gidecek! S eçim sonuçlarına ilişkin kamuoyu araştır- ması yapmak yasak değil ama kamuoyu- na duyurmak yasak. Yine de her siyasetçi elinde bir araştırma sonucu ile ortalıkta do- laşıyor; herkesın elindeki kendini başta gösteriyor. Zaten başka türlüsü olamaz... Oysa... Seçime 20 parti giriyor... Yüzde 10'luk barajı matematiksel olarak 10 par- tinin aşması söz konusu... Daha yarışın başında partilerin yarısı saf dışı kalıyor... Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e göre Mec- lis'e altı parti girecek. Yüzde 70 fire var! Geçen seçim beş parti barajı aşmış, barajı aşa- mayan partilerin oy toplamı yüzde 14 dolayında ol- muştu. Bu kez Meclis'e yansımayan oylar yüzde 8 dola- yında olacak gibi... Demirel'in sözlerinden yola çıkarsak; altı parti oy- ların yüzde 92'sini paylaşacak... Seçim Paylaştıralım... X partisi ile W partisinin yüzde 11 'er oyla barajı kıl payı aştığını kabul edelim... Geriye kaldı oyların yüzde 70'i ve dört parti. Q partisi ile Z partisinin de yüzde 15'er oy aldığı- nı varsayalım... Bunlardan biri yüzde 13 olabilir, öte- ki yüzde 17... Sonuçta bu iki parti oyların yüzde 30'unu paylaşmış olacak. Kaldı yüzde 40 oy ve iki parti... Y ve V partileri başabaş gitse yüzde 20'şer oy ala- caklar. Biri öne çıkıp yüzde 22'yi bulsa, öteki yüzde 18'e inecek demektir. Türkiye'nin en büyük partisi yüzde 20'yi biraz aşa- bilen parti olacak... Heyhat... Bir zamanlar partiler tek başına yüzde . 40, yüzde 46 oy alırdı... Demek ki şimdiki partilerza- fiyet geçiriyor... Üzerinize afiyet ortada bir rahatsızlık var! Bu tablo da gösteriyor ki, seçimden birinci çıkan parti tek başına iktidar olamıyor... En iyimser tahminle, birinci parti en fazla 150 mil- letvekili ile Meclis'e girebiliyor. Hükümeti kurmak için gerekli 276 oy kafdağının ardındayatıyor... Kafdağının önünde yine koalisyon görünüyor. Üstelik iki partinin koalisyonu bile zor; üçlü, dört- lü koalisyon söz konusu. Sandıklar açıldığında mil- let, "Biz bu seçimi niye yaptık" diye sorabilir... Yine de bu seçimin bir yararı olabilir... O da, bir önceki seçimden daha az oy alan parti başkanları- nın milletten özür dileyip siyasetten çekilmesi... Ama ne mümkün... Herkes kendince bir kılıf uy- duracaktır sonuçlara... Hele ucundan iktidar ortağı da olurlarsa, işte size bir seçim başarısı daha! SESSİZ SEDASIZ 0) NURfKURTCEBE Yüksek Yerilim Hatt Erdinç UTKU Oyumun yansını şimdi, vansuıı da icraatlardan sonra versem olmaz mı? Fransız köylü kadınları taş kırarken Istanbul'danSacitSencer, 21 Mart 1934 tarihli Yedigün dergisinden bir sayfa göndermiş... Sayfadaki fotoğ- raflardan birinin altında şöyle yazıyor: "Intihap (seçme-seçilme) hakkın- dan bile mahrum Fransız kadınları yol vergisi ile mükelleftirler. Yukanya der- cettiğimiz fotoğraf yol vergisini vere- mediklerinden dolayı yol yapmak için taş kıran bir Fransız köyünün kadın- larını gösteriyor." Sacit Sencer, sayfanın yanı- na not düşmüş: "30'lu yıllardan demokrasi man- zaralan. Biryandaen gelişmiş 'demok- rasi'ye sahip Fransa, öte yanda 'Ke- malist diktatöriük' altında Türkiye. Nu- maralı cumhuriyetçilere ithaf olunur..." Arap rakamlarının sahifedeki yeri Milli Eğitim Bakanlığı Yayın- ları arasında 1993 yılında çık- mış bir kitap: Doğru Yazmak İçin Kompozisyon Bilgileri. Kitabın ikinci safyasındaki "ömek şe- ma"da yazı yazarken bir kağıdın na- sıl kullanılacağı anlatılıyor. Üstten alt- tan şu kadar, yanlardan şu kadar boş- luk verilecek ve kağıdın alt ortası "Ro- men rakamları ile sahife numaralan- dırma yeri" olarak kullanılacak. Yazı alanının sağ üst köşesi ise: 'Arap rakamları ile sahife numara- landırma yeri." PERŞEMBE ORHAN BURSALI Çiller Uzerine Varsayım (Merak Ettiğim Konular)-I- Bir varsayım kuralım ve Çil- ler'e oy verecek seçmenlerin en azından önemli birkısmının Çiller'in medyaya yansıyan özelliklerınin, kişisel ve ailesel olaylarının, politik hayatında- ki tutarsızlıklarının hepsinden haberdar olduğunu ve bunla- n kısmen de olsa doğru kabul ettiklerini sanalım? Yani: Çiller yalancıdır. Çiller güvenilmezdir. Çiller ailesinin mal varlığı şa- ibelıdir, yasal olmayan yollar- dan ve vergi kaçırılarak edinil- miştir. Çiller, bir Amerikan vatan- daşıdır. Çiller, kendisine rakip çıka- cak herkesi harcar, bir dostu yoktur. Çiller, amacına ulaşmak için her kötülüğü yapar, yasal ol- mayan her yola başvurur. Çiller ilkesizdir, kendi yara- rını dikkate alarak günlük ha- reket eder. -II- Sizce Çiller ne kadar oy alır? 5 milyon? 7 milyon? 9 milyon? Çiller örneğin 7 milyon oy alsın. Oy veren bu kadar yetişkin insanı nasıl tarif edeceğiz? Onlarla Çiller arasında hıç- bir bağlantı, hiçbir paralellık, hiçbir ortak düşünce ve man- tık izdüşümü, hiçbir düş birli- ği kurmaâan bu 7 milyon oyu nasıl açıklayacağız; bu müm- kün mü? -III- Örneğin şunları diyebiliriz miyiz: Seçmeni az veya çok Çiller gibi düşünüyor. Çiller yöntemleriyle köşeyi dönmek istiyor. Çiller gelirse, onun tutumundan kendisine de pay düşeceğini umuyor. Yalanı, zaten insan hayatının normal bir etkinliği kabul edi- yor ve kim yalan söylemiyor ki, diyor... Bu hayatta zaten kime gü- venilir, karın bile seni arkadan bıçaklamaya hazır, diye düşü- nüyor. Keşke benim de cebimde bir Amerikan vatandaşı kimli- ği olsa diye düş kuruyor. Bu ülkede alınteriyle zengin olmak zaten mümkün değil, diyor. Arkadaş, hedefe yürümek için önüne çıkan bütün engel- leri yıkacaksın ve meşru, gay- rimeşru yasal masal her aracı kullanacaksın, düşüncesini doğru kabul ediyor. Herkes öncelikle kendi çı- karını gözetmez, düşünmez mi, diyor. Çıkarlar ne gerektirıyorsa, duruma göre öyle hareket ede- ceksineinanıyor... Bu ülkede kim rüşvet almı- yor, kim vurgun vurmuyor dü- şüncesini kabul ediyor. -IV- (Bu varsayımın dışına çıka- rak, bir ara parantez açalım ve konuya başka bir açıdan da bakmayı önerelim: Bunların hiçbiri değil. veya seçmen oy verirken bunları esas kıstas al- mıyor. Ya neyi alıyor: Örneğin bir kadın olmasını... Çoğu er- keğin düşündeki sarışın kadın hülyasına, tepedeki bir kadın olarak yanıt vermesini... Er- kekler arenasında cesur bir kadın donkişotluğunu... Kadın seçmenlerin erkeklere karşı tepkilerini Çiller'i destekleye- rek dile getirmesinL.) -V- Bu soruların yanıtları aran- madan ve verilmeden, Türki- ye'deolgusal, reel politikayap- manın hiçbir zeminini görmü- yorum. Örneğin Çiller'in seçmenini nasıl kazanacaksınız? Çiller'e karşı, seçmeni ka- zanmak için hangi politikalan nasıl gelıştireceksiniz ve ha- yata geçireceksiniz? Politika- larınızı hangi zemine oturta- caksınız? Seçmenin görüşme- lerini ve düşüncelerini tam 180 derece değiştirebilmek için ne yapacaksınız? -VI- Tabii, yukanda kurduğumuz varsayımı çürütecek ve tama- men geçersiz kılacakken önemli bir başka olay da, Çil- ler'e ait olgu olarak kabul et- tiklerimiz konusunda seçmen- lerin çoğunun bilgi sahibi olma- masıdır. Bilgi sahibi olsa bile buna hıç mi hiç inanmamasıdır! O zaman kamuoyu oluştu- ran araçların da büyük bir ya- lan içinde olduklannı düşünme- meli miyiz? Böylece karşımıza daha bü- yük bir sorun çıkmıyor mu? -VII- Pirincin taşı kolay ayıklana- mayacak durumda. Belki de taşlarla pirinçlerin ayrışamayacak derecede bir- birine benzemesinden kaynak- lanan bir olayla karşı karşıya- yız... Ben gerçeğin nerede yattı- ğını kestiremiyorum.. Sizce gerçek nedir? Yoksa hepsi mi? HAYVANLAR ÎSMAIL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEJHÇAK behicak@turk.net ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI H A R B I SEMİH POROY TARIHTE BUGUN MVMTAZ ARIKAN Başka Türkiye Yok Haydi Fidan Dikelim ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ $IIRS£L FOrOGRAFLARIYlA UAÎLU.. 1333'TTE BUSÛM, ÜNLÛ /A/G/Cİ2 HAMtLTOAJ DOĞMUfTU. MİMARUK PAVfO . t/C>(SU£ S//S Ç _ Ç £fJ SÜYÛfC *zeMTL£&AJD£ FOTOG/SAF & AÇTt. SEMELUtU-B S&OrİK FOrOĞfZAPLA- 73M//A/S4A/ fMM/CTOM, ŞİÎ&SEL. , SU&ULU Ç &UAM, BELMl OE FOTOĞR^F SAHATtH/t M/Ç Bfe rÛ& /ZL£NfMCİLİt£Tİ&(EWR£SrO PEUE6İU&,. Şağala, fofoijraftarmdan lair örmtk gorû/üyor. DÜZÇİZGİ ÜMİT ZİLELİ I Seçim öncesi son yazımı yazıyorum. Karmaşık duygular içindeyim. Önümde, bir de- mokrasi ayıbı olan yasa gereği sizlere açıklayama- yacağım anketler duruyor!.. Geçen seçimlerde seç- meni yanlış yönlendiren ve dünya kamuoyu araş- tırma tarihine "yüzkarası" olarak geçecek bazı şir- ketler yüzünden halkı cezalandırmak, radikal par- tilerin ekmeğine çift kat tereyağı sürmek ancak bi- zim ülkemizde olabilirdi.. - Kendilerini kutluyoruz! Bu benzersiz (!) yasayı akıl edenler sayesinde mil- yonlarca insan başını ellerinin arasına almış kara kara düşünüyor. Bu ülkenin aydınlık insanlan oy- larını en yararlı şekilde nasıl kullanacaklannın san- cısını yaşıyor. Oylannın boşa gidebileceği, gerici ve faşist odaklann bu durumdan kâr sağlayabileceği endişesi cumhuriyetin pırıl pınl insanlannı perişan ediyor. Fısıltı gazetesi her geçen gün tirajını arttı- rarak acımasızca çalışıyor!.. Ipe sapa gelmez du- yumlar, nereden çıktığı belli olmayan (ya da belli olan) kaynağının sağlamlığı üzerineyemin billah edi- len birtakım anketler elden ele dolaştınlıyor. Utan- mazca, arsızca yalanlarla insanlann kafası biraz daha kanştırılmaya çalışılıyor. Bir taraftan "cesuryürüt" ve çetesi, diğer taraf- tan gericiler, kamuoyuna aslında hiçbir kıymet-i harbiyesi olmayan, baştan aşağı yalanlarla dolu söz- de anketleri pompalamayı sürdürüyor. Bunların emrindeki beslemeler manşetlerinde, köşelerinde ya da ekranlarda bağlandıkları kapının propagan- dasını aynen emredildiği şekilde, her türiü değeri çiğneyerek ve de hiç yüzleri kızarmadan yapıyor. - Ve karanlığın temsilcileri ellerini ovuşturuyor!.. ••• Gerçek ise tam tersini gösteriyor; - Anketler karanlığın temsilcilerinin suratında bir tokat gibi patlıyort. Saygın kamuoyu araştırma şirketlerinin yaptığı araştırmalar, sağcı kafanın yarattığı pisliğin içine gö- müldüğünü.solun ise yüzde40'laraulaştığını gös- teriyor. - Sevinçliyim; çünkü anketler solda bir partinin, Demokratik Sol Parti'nin birinci parti olacagını gös- teriyor. Yapılan dört ayrı araştırmada DSP tartış- masız birinci parti olarak görünüyor. - Sevinçliyim; çünkü CHP tüm araştırmalarda "baraj" sorununu tamamen geride bırakmış görü- nüyor. Böylelikle TBMM'de iki sol partinin bulun- ması kesinleşmiş oluyor. 18 Nisan sonrası çal- kantılı dönem içinde bu durum sol adına birgüven- ce oluşturuyor. Meclis'e, cumhuriyet devrimlerine bağlı isimlerin girmesi de kesinleşmiş oluyor. - Sevinçliyim; çünkü solda yer alan diğer parti- lerde de önemli bir kıpırdanma görünüyor. İçinde adı cumhuriyetle özdeşleşmiş değerieri, cumhuri- yete, devrimlere yürekten bağlı aydınları banndı- ran sol güçbirliğinin büyük bir atak yapacağı an- laşılıyor. Buraya kadar her şey gayet güzel. Ancak iş ye- rel seçimlere gelince bazı endişeler su yüzüne çı- kıyor. Sol partilerin bölünme tehlikesi belirii bazı risk- leri beraberinde getiriyor. Özellikle Istanbul ve Izmir'de bu tehlike tyice be-, lirginleşiyor. Ankara'da ise ibrenin Murat Karayal- çın'a kaydığı görülüyor. Ankara'yı geçmişte de çağdaş kent görünümüne kavuşturmayı başaran Karayalçın bu kez de demokrat, cumhuriyetçi seç- menin favorisi. Istanbul'da durum daha kanşık. Ağır topların meydana sürüldüğü mega kentte Anavatan'ın ada- yı Ali Talip Özdemir'in arkada kaldığı gözleniyor. Fazilet'in adayı Ali Müfıt Gürtuna'nın oyları da be- lirgin bir şekilde geriliyor. Ancak soldaki bölünme doğal olarak Fazilet'e yanyor. Araştırmalar solda DSP'li Zekeriya Temizel'in ön- de olduğunu gösteriyor. Izmir'de ise DSP'li Ahmet Pirişiina ile CHP'Iİ Yûk- sel Çakmur kıyasıya çekişiyor. Aradan Izmirlinin kâbusu Burhan Özfatura çıkabilir mi?.. Anavatan adayı Kutlu Aktaş ne kadar oyu kendi safına çe- kebilir, tartışılıyor. ızmirliler en doğru kararı vermek için sonuna kadar bekleyecek gibi görünüyor. Çak- mur tecrübeli ve hırslı... Piriştina ise saygın ve se- vilen bir isim. - Sol Izmir'de de kazanmalı.. ' • ••• İşte anketlerin gösterdikleri.. Haftaya, umudu yazmak, güzellikleri anlatmak is- tiyorum. Tünelin son karanlığını da aştığımızı hay- kırmak istiyorum. Bu ülkenin insanlarının hasret kaldığı aydınlığa ulaştığımızı kocaman harflerie ilan etmek istiyorum. - Hissediyorum, başaracağız. Email: zileli(ggaranti.net.tr Faks ve mesaj: (0.212) 287 42 41 BULMACA SEDAT YAŞAYAM 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA: 1/ llk Hıristi- yanların kaya- lan oyarak ya da yeraltını ka- zarak yaptıkla- 3 rı ve mezarlık ya da tapınak olarak kullan- dıklan yapı. II Bir dinsel tören " sırasında Ku- j ran'dan okunan on ayetlik bö- 8 lüm... "Yalçın g —-": Besteci- miz. 3/ Besin... Dolma yapmak için hazırlanan kanşım. 4/ Konya ilin- debirbaraj... Adkavmi 2 hükümdan Şeddad ta- 3 rafından cennete ben- 4 zetilerek yaptınlan ef- ,. sanevi bahçe. 5/ Keten dövmeye yarayan tok- 6 mak. 6/ Rusya'da Kara- deniz kıyısında bir plaj kenti... Ankara'daki özel bir tiyatronun kısa yazı- lışı. 7/Birnota... "—-Katoğlu"': Ressarnımız... Bircet- vel türü. 8/ Seslerin gittikçe ku\"vetleneceğıni anlatan mü- zik terimi. 9/ Bağıt... Klavyeli bir çalgı. YUKARIDAN AŞAĞI\'A: 1/ Önünden geçilerek ken- disine saygı gösterilmek istenen ölünün tabutu konul- mak için yapılmış yüksek yer. II Yemek... Muğla ilinde antik bir İcent. 3/ Sığla yağı da denilen bir zamk ve öz- su... tlave. 4/ Katışıksız, saf.. Torbayabenzer büyük göz- lü balık ağı. 5/ Beceriklilik. 6/ Denizayısı da denilen bir fok türü... tki tarla arasındaki sınır. 7/ Eski dilde tüy, kıl... Sıkıntı verme, üzme... Bir nota. 8/ Sigorta için verilen üc- ret... Bir kanal içinde hareket ederek açılıp kapanan per- de. 9/ Yiyecek bulamayan. yoksul kimse... Tanntanımaz.