17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 NİSAN 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMÎ / ekonomi(« cumhuriyet.com.tr 13 Sanayici, Meclis'te 'beyaz sayfa' istiyor • Ekonomi Servisi - Istanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldınm. 18 Nisan seçimlerinin Türkiye ekonomisi için yeni bir başlangıç olabileceğini belirterek "Köşe dönmece p»litikalannı vatandaşa kadar indirdik. Artık beyaz bir sayfa açılmasını istiyoruz" diye konuştu. Yıldınm. seçimlerin ardından oluşacak parlamentodan çıkması olası koalisyon hükümetının fazla uzun öraürlü olmayacağını öne sürdü. BM'nin Doğu Kalkınma Ppogramı • ERZURUM(AA)- Birleşmış Milletler Kalkınma Örgütü'nce (UNDP), Doğu Anadolu Bölgesi'ne yönelik olarak başlatılan "Doğu Kalkınma Programı" uygulamasına. mayıs ayında başlanacağı bildirildi. Programın amacınm, Doğu Anadolu Bölgesi'ne yapılacak yatmmlar için proje ve fınans desteği sağlamak olduğu belirtilirken program ıçın 1 mılyon dolarlık bütçe aynldığı ifade edildi. Petrol liyatları yükseldi • LONDRA (AA) - Uluslararası pıyasalarda petrol fıyatlan, yenıden 15 dolann üstüne çıktı. Dünyanın önde gelen petrol borsalanndan Londra Vadeli Işlemler Piyasası'nda, Kuzey Denizi Brent türü petrolün mayıs ayı vadeli fıyatı 38 cent artarak 15.19 dolara yükseldi. Ne\v York Borsası'nda Batı Teksas türü petrolün mayıs ayı vadeli fiyatı da 32 cent yükselerek 16.72 dolara Çıktı. Böylehkle uluslararası piyasalarda petrol fîyatlan şubat aymdan bu yana yaklaşık 5 dolar yükselmiş oldu. Petrol fiyatlannın yükselmesine neden olarak yatvnmcılar arasmda, Kosova krizinin yayılma endişesi gösteriliyor. Bjrikmiş 8örev zararları I ANKARA (AA) - Kamu bankalannın birikmiş görev zaran alacaklan çerçevesinde, seçimlerden sonra Ziraat Bankası ve Halkbank'a toplam 350- 400 trilyon liralık devlet tahvili verilmesi planlanıyor. Geçen günlerde Ziraat Bankası'na verilen 200 trilyon ile Halkbank'a verilen 80 trilyon liralık enflasyona endeksli tahvillere ilave olarak seçimleTden sonra Ziraat Bankası'na 150 trilyon. Halkbank'a da 200 ile 250 trilyon liralık devlet tahvili verilecek. Enerjide dışa bağımlı hale getirilen Türkiye, ihtiyacmm üçte ikisini ithal etmek zorunda Yerel kaynaldar beldiyorEkonomi Servisi - Enerji sıkıntısının an- cak özelleşhrmeyle aşılacağı yönünde gö- rüşlerin dayatılmasış la 'darboğaza* sürük- lenen Türkiye, kaynaklannı kullanamıyor. Enerjide dışa bağımlı hale getirilen Türki- ye, geçen yıl kullanılan enerjinin yüzde 62.3'ünü ithal ederken, enerji ihtiyacmm sa- dece yüzde 37.7'sini iç üretımle karşıladı. Türkiye'de stratejik öneme sahip enerji sektöründe "ciddi sıkıntılar yaşanacağı kor- kusu" yaratılarak bir an önce yapılması ge- rektiği savunulan özelleştırmelerde kamu yaran göz ardı edilıyor. Buna karşılık, yük- sek potansiyele sahip yenilenebilir enerji kaynaklanna yeterlı araştırma ve yatınm ya- pılmadığını rakamlar da ortaya koyuyor. Enerji ve Tabiı Kaynaklar Bakanlığı verile- Yerli üretim sadece yüzde 38 Özelleştirmeye dayalı ve kamu yarannın göz ardı edildiği politikalar sonucu kaynaklannı kullanamayan Türkiye enerji ihtiyacının sadece yüzde 37.7'sini iç üretimle karşıladı. rine göre, Türkiye geçen yıl 76.3 milyon ton petrol eşdeğeri enerji tüketti. Ticari enerjinin yüzde 43.9'unu petrol, yüzde 16.4'ünü linyit, yüzde 11.9'unu taş- kömürü, yüzde 4.6'sını hidrolik elektriİc, yüzde 13.2'sini doğalgaz, yüzde 0.5'ini de yenilenebilir kaynaklar oluşturdu. Tüketim için arzedilen 76.3 milyon ton pet- role eşdeğer enerjinin yüzde 62.3'ü ithal edilen kaynaklarla karşılandı. Ticari değeri olmayan odun ve atık gibi maddeler dikka- te alınmadığmda ise ithalat oranı yüzde 69'a kadar yükseliyor. Başka bir ifadeyle Türki- ye ticari enerji arzının yüzde 70'ine yakını- nı ithal etmek zorunda bulunuyor. Türkiye, tükettiği petrolün yüzde 89.4'ünü, taşkömürünün yüzde 86.3"ünü, dogalgazm ise yüzde 94'ünü ithal etti. Tüketilen elekt- rik enerjisinin yüzde 3'ü de ithalat yoluyla karşılandı. Petrol, taşkömürü, doğalgaz ve elektrik ithalatımn toplam 46.5 milyon ton ham petrole eşit olduğu hesaplandı. Temel enerji kaynaklan içinde Türkiye sadece lin- yit ithalatı yapmak zorunda bulunmuyor. Diğer tüm enerji kaynaklan için yurtdışına önemli ölçüde döviz ödenmesi gerekiyor. Bu arada. Türkiye'nin enerjide ithalata olan bağımlılığmda, geçen yıl 1997 yılına göre azalma olmasına karşm son dört yılda 2 puanlık bir artış kaydedildi. 1994 yılında yüzde 60.3 olan ithal enerjinin toplam ener- ji arzı içindeki payı, 1995 yılında yüzde 62.9, 1996'da yüzde 63.8,1997 yılında da yüzde 64.9 oldu. Geçen yılki azalma, linyit üreti- mindeki artıştan kaynaklandı. ÎKV Başkanı Meral Gezgin Eriş, siyasi tıkanıklığa karşın ticaretin geliştiğini söyledi 'AB üe üişküerzayıfEkoDomi Servisi -tktisadi Kalkınma Vakfi Başkanı MersüGezgin Eriş, seçim öncesinde Türkiye-AB ilişkilerinde ya- şanan siyasi tıkanıklığa karşın bu ülke- lerle yapılan ticarette yüzde 7 artış ol- duğunu söyledi. Eriş, Türk-AB firma- lan arasında ticari ilişkileri geliştirmek amacıyla "EU-Turkey Business Part- nership" adlı bir program için AB'den 560 bin ECU'luk destek aldıklannı söy- ledi. Eriş, dün düzenlediği basınla sohbet toplantısında, seçim sonrası gündeme alınması gereken sorunlan değerlendir- di. Eriş. Türkiye'nin ekonomik perfor- mansıru etkileyecek uyum yasalannın va- kıt geçirilmeden çıkanlması gerektiği- ni vurgulayarak "Gümrük, bankalar, sosyal güvenlik. özeDeştirroev-asalan ha- yata gecirilmek zorunda. OzeDeştirme çiklet gibi 15 yüdır toplumuo dilinde. Artık herkes işini yapsın" diye konuştu. Eriş, Türkiye'nin yasal düzenlemeleri yaşama geçirmesinin ardından AB'ye uyum konusunda kararlı bir tablo sergi- lemesi gerektiğini ifade etti. Eriş, Türk- AB firmalan arasında ticari işbirliğini geliştirmek amacıyla Türkiye'de "EU- TürkeyBusiness Partnership" başlıklı bir dizi program gerçekleştırdirlerini anlat- tı. Hazine Müsteşarhğı ve AB Komis- yonu tarafindan finansal destek sağla- nan projenin organizasyonunu yürüten Eriş, Türk firmalannın uluslararası pa- zarlara açılımı ve yabancı fırmalaria tek- nik, mali ve ar-ge alanlannda ortakhk sağ- lamalan açısından yeni bir fırsat olacak programın 25-26 Kasım 1999 tarihlerin- de lstanbul'da gerçekleştirileceğini bil- dirdi. Işsizlik, yoksulluk bitsin istiyorlar, ama 19 Nisan sabahı kimseye umut vermiyor 6 Bos sözlere kammıız tok 9 FAT1V1A KOŞAR MUTLU DEMİRKAN Hemen her şıddetli yağmurda sulann bastığı evlenyle tanınan Alibeyköy'de halk çeşıtlı önlem- lerle bu sorunu çözmüş. Ancak şimdilerde boğuştuğu başka ve daha temel sorunlan var Alibey- köy'ün; işsizlik, yoksulluk... Se- çimlenn kendileri için ne ifade et- tiğini, beklentilerini ögrenmek için gittiğimiz semtte "'ekmek alacak kadar.bayram tatilinde hasretka- hnmış anneyi görmek için Anado- lu')a gidecek kadar para bulama- maktan" şikâyet edenler bile var- dı. Istanbul'daki altyapı sorunundan en büyük payı alan semtler arasın- da bilinen Alibeyköy'de. geçmiş dönemlerde özellikle seçim za- manı talep edilen yol, su. elektrik gjbi istekler artık halkın gündemin- de yer almıyor. Aslında halkın seçimden başka bir beklentisi olduğu da söylene- mez. İşsizlik bitsin. yoksulluk son bulsun istiyorlar. ancak 19 Nisan sabahından da umutlu değiller. Konuştuğumuz pek çok kişinin siyasilere güvenini çoktan yitir- diğini ve seçim yanşında vaat edi- lenlere hiç kulak asmadığını fark ettik. Kimisi geçmişte hem sağ hem sol partilere oy vermiş ama umduğunu hiçbirinde bulamamış. kimisi üye olduğu partiye bile gü- venİnîyitirmiş... Alibeyköy, konfeicsiyondaki durgunluktan sonra tam anlamıy- la işsizliğe teslim durumda. Baş- ka semtlerden iş bulabilirim' umu- duyla çok sayıda işsizin geidiği Alibeyköy'de ilk durağımız mer- kezdeki bir kahvenin önünde sır- tını duvara dayayıp bekleyen bir verenin de bu 'kaçak' işçileri ter- cih ettığini belirten Alibeyköylü Abdullah Kaya, "Biz günlük2 mü- yonKra istesek, onlar 1 milyona ra- n ohıyor. Üsteiiksigorta da istemi- yorlar. Biz 2 miryona çanştıgımız- da bOe karmmızı doyurarmyonız, ama bu para bile onlann işine ya- nyor. Her yerde RomenJer çalışn- nhyor arük" diye konuşuyor. Abdullah Kaya ve yanında bu- lunan 3-5 kişiyle sohbeti sürdürür- latıyor. Kaya. "Partflerin hepsük- tidara gekli. Sorunlanmızı dinle- meven siyasüere ne yapayım Id. Bir kömür arabası gelse de ekmek pansnı çıkarabüsek.diye bektrvo- ruz. Gelsinler derdimizi dinlesin- ler" diye konuşuyor. Eskiden Deri-fş Sendikası'nın işyeri temsilciliğini yapan ve kı- sa bir süre önce Tuzla Organize De- ri Sanayi Bölgesi'nde çalıştığı iş- yerınden atılan Nuri Yılmaz, iş Istanbul'daki altyapı sorunundan en büyük payı alan semtler arasında bilinen Alibeyköy'de halk, siyasilerin sözlerini inandıncı bulmuyor. Tuzla Organize Deri Sanayi Bölgesi'ndeki işinden atılan ve bir yıldır işsiz olduğunu söyleyen Nuri Yılmaz, "Benimle birlikte pek çok insan işinden atıldı. Bu kadar kişi açlıkla karşı karşıya bırakılırken ses çıkarmayan partilere nasıl güvenelim" diye konuşuyor. HALKIN NABZI gnıp oluyor. Hepsinin işsiz oldu- ğunu öğrendiğimiz gruba, gazete- ci olduğumuzu söylediğimiz an- da her biri bir ağızdan konuşma- ya başlıyorlar. Piyasalardaki dur- gunluk kadar işsizliğe neden olan bir diğer nedenin kaçak Romen işçiler olduğunu öğreniyoruz. Romenlerin bir Türk ışçisinden çok daha ucuza çalıştığını ve iş- ken. Kaya'nın 1 yıldır işsiz oldu- ğunu öğreniyoruz. Beş yıl önce Erzurum'dan gelerek Istanbul'da rutunmaya çahşan Kaya, oy kul- lanmıyormuş ama kullarursa, tuii- h olduğu için' Halkın Demokrasi Partisi'ne verirmiş. Kaya. bay- ramda annesini görmek için Erzu- rum'a gidemediğini. yol ücretini 'bir türtü denklestircmcdiğini' an- bulma umuduyla Gebze'deki evın- den kalkıp gelmiş Alibeyköy'e. Siyasi partilerin vaatlenne "hiçbir şekilde" inanmadığını söyleyen Yılmaz. "Benimle birlikte pekçok insan işinden abkh. Bu kadar kişi açlıkla karşı karşıya bırakılırken ses çıkarmayan partilere nasıl gü- venelim" diye konuşuyor. Nuri Yılmaz daha önceki seçimlerde oyunu Refah Partisi'ne vermiş, ama partı vaatlerini yerine getirir- ken onun deyimiyle 'belli kis3eri kalkuHnrnuşvefaklre birşey dûs^ memiş.'" Bu nedenle artık o parti- ye oy vermeyecekmiş. Yılrnaz, 6 aydır iş bulamadığını anlatıyor. 2 çocuk babası Yılmaz'a göre ikti- darda olan partiler işçi çıkaran iş- verene teşvik bile verdi. Gorüştüğümüz Alibeyköylüler- den Destan Acar, geçmişte DSP'ye de, DYP'ye de oy vermiş, ancak onun deyimiyle "boş vaatiere" inanmayanlardan. Acar, partile- rin vaatlerine inanmıyor, ona gö- re, her seçim döneminde söyle- nen ve sonra unutulan çok şey var. Acar, daha kötü durumda olan- lardan da bahsederek bulunduğu durumu anlatıyor: "Hastanedete- mizlik işinden ayhk 40 mirvon lira kazamyorum. 15 miKon ldra ödü- yorum. 2 çpcuğum konfekshonda çafaşjyordu. Şimdi işsizler. Öjle za- man ohıwr ki. ekmek alacak pa- ra bulannyonız." Alibeyköy ü do- laşırken, neredeyse önümüze çı- kan herkesle konuşuyoruz. Tom- balacı, 6'lı ganyan oynayanlar, parkta oturanlar ve kapısırun önün- den meraklı bakışlarla biri süzen- ler... Benzer yanıtlar almamak için sorulan değiştiriyoruz. ancak bo- şuna. lîilim İnsunhırı. Mühcndis ve Mim.trlar ile Ekolojistlerden İşçi Partisi - Sol Gücbirliâi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı, meslektaşımız, EMO İstanbul Şube Eski Başkanı, Bilim ve Mücadele Adamı Qk.Yûk.Mûh. UNALERDOGAN OY VER ÇAGRISI Prof. Dr. Moiz Eskenazi Prof Dr. Ertuğrul Acun. Prof. Dr Gediz Akdeniz Prof Dr Sina Akfiıı. Prof Dr. Mehmet Can Akyolcu Prof. Dr Ergin Anoğlu. Prof Dr. İnci Başer Prof Dr. Atba Bozkınt, Sümeroiog Muazzez Ümiye Çığ. Prof Dr İsmail Duman. Prof. Dr M. Tahir Hatiboğlu Prof. Dr. İnci Gökmen. Prof Dr Ali Gökmen Prof Dr Aykut Kence Prof Dr Eren Omay. Prof Dr. Leziı Onaran Prof Dr Ayfaan Örkul Prof Dr. Gönül Yenereoy Doç. Dr. Figen Doran Doç Dr Şaban Doran, Doç. Dr Meral Kence. Doç Dr M. Şerif Onaran. Doç Dr. İlhan Tomanbay. Dr Yûcel Çağjar. Dr. Nüvit Soyiu (TMMO8 ^"K Ûyesı).Öğr Gör Harun Ardan. Yusuf Buldu aMMOB YK ÜyeşO, Musa Kaynak. aMMOB YK Ûyesı), Etem Kırca (Metalurji Müh. Odaa İst. Şb Bşk.), Hale Öıen (Sınop Çevre Dostlan Der Bşk.). Remal Secer Lürü KırayogKı. Levent Gediılioğlu Yusuf Savaş Emek. Fevzi Yılmaz. Erhan Karaçay. Suat Pınar. Atılla Türköz. Ender Helvacıoğlu Selçuk Dılşen, Aydın Erdemir. Tolga Çoban, Hakan Aydoğdu. Çagatay Keskınok. Fuat Çağlayan. Haluk Uzun, Hür Fırtına. Saıt Arasan, Nusret Gerçek. Zıya Çağlı, Nryazi Parlar, M. Necati Durgun, Ayhan A^çı. Sevda Ersezer, Yılmaz Ersezer, Fent Işık. Fj«mı«n Güçlü, Mehmet Işık, Serhat Özyar, Rıza Ayhan, Bergüzar Özbahçecı. M. Murat Özbahçeci. Ayhan Durgun. Yusuf Çelifc Düzgün Çaynak. Ahmet Şûkrü Büyûker. Alı Nazım Çaton. Nevzat Kaçmaz. Gûlay Seyran. Salih Pekin, Mehmet Hamuroglu. Abdülkadir Özdemir, Fevzı Yılmaz, Serdar Uygur Akın Tlıran. Ömer Bakal, M. Gündûz Bilgılı, Ayhan Özer, Yunus Ankan. A.Tanfc Demirel. Alı Kırang. Nusret Kara, Yunus Ankan, Namık K. Ersezer Şükrü Gûnbulut, Filiz Ersezer Talat Yurtkan, Tanzer Ozdemir İlker Sümerkan, Nazif tnam, Zeki Topbay, Atüla Erdoğan. Cemal Boga. Namık Kemal Bora, Etem Erkoç, Enis BUgiç Rezzan Baykent, Sadi Ba^er. Ersen Kınayyıgıt, Önder Özkaynak, Senoer Toygar, Ataman Kını?. Mete Gürsoy, Şevket Sankaya. Fatma Sankaya, Seyit Ali \azgan. Mustafa Özçehk, Fikret Ersezer. Yakup Akbulut Mehmet Patlar, Menn Şımşek. Orhan Benlioğlu. Esma Şenhan, Serap Çatalpınar. Mustafa Aynur. Engin ÇiçekJiyurt, Leyla Bahçeci. İfiet Akşen. Selma Sokrnen, Engin Demirel. Özgûr Özyar T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı'ndan Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketinin Hastalık Sigortası branşında faalryette bulunmak uzere aimış olduğu ruhsat 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanununun3. maddesininikincifıkrasının (a)bendi uyarınca ıptal edıldiğinden anılan kanun hükümleri uyarınca ilan olunur. BAŞSAĞUĞI Hocalann hocası Hacettepe Tıp Fakültesı eski Dekaru ve Histoloji ve Embriyoloji Kürsüsü Kurucusu Prof. Dr. İLHAN KERSEM kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz Hocamıza Tann'dan rahmet. kederli aılesine. camıamız mensuplanna başsağhğı dılenz. Cerrahpaşa Tıp Fakültesı Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı ANKARA8.ASLİYEHUKUK MAHKEMESİ'?<DEN Dosya No: 1998/745 E Davacı Döndü Kutlu tarafindan davalı Nüfus tdaresı aleyhi- ne mahkememızde açılan ısım tashıhı davasının yapılan yargılamasınm sonund Mah- kememızce venlen 1998/745 Esas - 03.03.1999 tarih ve 1999' 112 sayılı karar ile dava- cınuı, Kınkkale ılı, Delice ilçesı Karpuz köyü nüfusunun cilt: 0034, kütük sıra no: 0012'de nüfusa kayıtlı Şahin ve Hawa"dan olma 11.10.1980 doğumlu davacı Döndü Kutlu'nun ismınin AYSU olarak tashihıne karar venlmiştır. İlan olunur. 06.04.1999. Basın: 15437 HYUNDAI K L İ M ACORPORATİON/Bectronıc DepL DünyaMarkasmdan İŞTE İMKÂN! DAHA ÇOK KAZANMAK için siz de H Y U N D A I AİLESİNE KATILIN SPLİT KLİMA VE ELEKTRONİK ÜRÜNLERİMİZİN Tüm Türkiye'de satış ve servisi için Teminat verebilecek, Showroom açabilecek Ciddi kişi ve kuruluşlara BAYİLİK VE SERVİSLİKLER VERİLECEKTİR Antalya Mrk: (0242) 32410 25 (pbx) Faks: 324 10 26 DİYARBAKIR İŞ MAHKEMESİ'DEN Sa>ı 1997,72 Davacı S5K Genel Müdürlüğü tarafindan davalılar Mehmet Alı Uyan ve arka- daşlan alohıne mahkememızde açılan ıstırdat dav-asının >arnlan açık yargılama- sı sıraiioda venlen ara karan gereğınce. Davalı Mehmet Alı Uyan adma çıkanlan teblıgarm bıla teblıg ıade edıldığı, C. Sa\cüıgı'nca yaptuılan adres araştırmasmda tum aramalara rağmen bulunamaiıŞmdaa ılanen tebbgat yapılmasına karar venl- mış olup, mahkememızde yapılacak olan 1 7 1999 gönlü duruşmasına gelerek da- va ile ılgılı bılgı ve belgelennı sunması veya kendını bu vekılle temsıl ettumcsı. aksı takdude yargüamaya ^okluğuoda de\amolunacagı \e karar venleceğı dava dılek(£Si >enne iaım almak uzere lUnen tebîıg oluıur Bısın 63M3 BAŞSAĞUĞI Malıye Bajonlığı eski Gelırler Kontrolöni Yemınli Malı Müşavır BULENT DÖKMEN'in ölümünü ûzüntüyle öğrenmış bulunuyonız. Kendisıne Allah'tan rahmet, ailesine, dostlanna ve tüm meslek mensuplanmıza başsağhğı dileıiz. Maliye Eski Gtlirler Kontrolörleri YardımlaşiM ve Mali Eğttim Vakfi ve Maliye Gelirler Kontrolörleri Derneği VEFAT Ismail Hakkı eşi, merhum Coşkun, Suna, Yılmaz, Orhan, Ihsan ve Vedat'ın anneleri NECtBE BUZCU vefat etmiştir. Cenazesi 15.4.1999 günü Galippaşa Camii'nde kıltnacak öğle namazını müteakıben Küçükyalı Mezarhğı'nda toprağa verilecektir. AİLESİ Değerli dostumuz BÜLENT DÖKMEN'İ kaybettik. Onu çok özleyeceğiz. Muzaffer Doğru Erbil-Nihat Erbil İŞÇtNİN EYRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Ve İnsanlar... Önceki gece bugüne kadar hiç gidemediğim bir akraba evindeydim. Kosova, Priştine'den çok merak ettiğim bir akraba ailesi gelmişti. Hani her- kesin çocukluğundan iz bırakan özel sevdiği, in- san sevgisi ve sıcaklığı saçan kimi akrabalar, ev- ler vardır. Işte o ailelerden biriydi. Bir de ailenin özel merak edilmesi gereken ko- numları vardı: En büyük ağabey, anneannemin anlattığına göre uyumamak için boynuna ip asa- rak ders çalışan, doktor olabilmiş ilk Müslüman- dı. Tito döneminde tıptaki bilimsel başanları ne- deni ile otomatik milletvekili seçilenlerdendi. On- dan henüz bir haber yok. Çocukları, torunlan, damatları ile kalabalık aile- yi oluşturan diğer iki kardeşten de haber yok. Sa- dece evlerine el konulduğunu, bir kardeşin ailesi- nin bir kız kardeşin evine sıgındıklarını söylenti olarak biliyoruz. Gelebilen en küçük kardeş, kapatılan Arnavut Üniversitesi'nde profesördü. Ama ondan önce il- legal üniversitede öğrenci olan kızının yaşamı ris- ke girmiş.. Amerikalı televizyonculara Ingilizce çe- virmenlik, rehberlikyapmış.. Belgrad'dan aranan listede olduğu öğrenilince kaçmasına karar veril- miş. Dayisının ailesi kaçarken götüreceklermiş. Evin önüne almaya geldiklerinde polis ateş açıyormuş. O dakikada aile diğer kardeş ve anne-baba hep birlikte kaçmaya karar vermişler. Baba paltosunu bile alamamış. Aceleden ekmek almayı da unut- muşlar. Sonuçta Makedonya sınır kapısında üç gün hiçbir şey yiyemeden tamamen aç kalmışlar. Sının geçtiklerinde, Makedon Amavutlannın yar- dımlaşma örgütünün desteğinde Gostivar'a götü- rüldüklerinde yedikleri ilk yemekten sonra baba ağır hastalanmış. Acil hastaneye götürülüp ameliyata alınmak istenmiş.. Orada rastladığı öğrencileri du- ruma el koymuşlar.. Boş mideye yenen yemek ne- deniyle bir tür bağırsak düğümlenmesini ameliyat- sız ilaçla çözümlemişler. Bir haftalık sayfalarla an- latılabilecek yolculuk serüveninin ardından amca çocuklannın evindeler. Tabii ki sağ kaçabildiklenne şükrediyorlar. Evle- ri arkalarından, birkaç saat geçmeden yağmalan- mış. Anne arada sessiz gözyaşlan ile kardeşinin ve yeğenlerinin ölümlerini anlatıyor. Babamla an- nemin ölen aileyi tanıması gerektiğini anımsatıyor. Oysa biz giderken dayım tarafindan uyanlmıştık. Yarayı deşmeyecek, konuyu açmayacaktık. Evet, hani NATO'nun yanlışhkla Türklerin yaşa- dığı mahalleye düşen bombası vardı ya.. Işte ölen- ler arasında kardeşi ve üç cocuğu vardı. En kü- çük bebek, patlamanın şiddeti ile olacak dışan fır- lamış, kurtulmuştu. Öğrenebildiğine göre onu he- nüz Priştine'de olan diğer ablası almıştı. Aslında yaşıyor olmak yeterince büyük şans ve mutluluk. Makedonya'daki Müslüman Arnavut- lardan, Türkiye'deki dayanışmadan, buna karşın Sırplar ve Makedonlardan gelen düşmanlıklardan öyle insana ait örnekler veriyorlar ki.. Ayrımcılığı reddeden kültürle yetişmiş bir aile olarak öyiesi- ne derin çelişkileri yaşıyortar ki.. Evet yine de şükretmeye çalışıyoriar. Ama ya- şam boyu kendi yağları ile kavrulmuş, bütün bi- reylerinin iki ayağı üzerinde durmayı öğrendiği bir kültürde, candan karşılayan bir akraba da olsa başkalarına sığınmış olmak öylesine ağırlarına gi- diyor ki.. Baba hasta olmasa, çadır koşullanndan ürkmemiş olsalar, Kırklareli kampında kalmayı yeğ- lertermiş. Bu arada durmadan telefon çalıyor. Ankara'dan bir teyze nerede ise bir saat konuşuyor. İş edin- miş, olaylann başladığından bu yana sadece yu- murta pişirerek bütün zamanını ve Almanya'dan oğlunun gönderdiği paranın tamamını telefonlara ayırarak, Priştine, Pizren'deki bütün bildiği akra- ba telefonlarını arıyormuş. Bir telefon için saatler ayırarak, inatla, resmen bir haberieşme ağı oluş- turmuş. Onun sayesinde birçok ailenin durumundan da- ha haber alındı. Zaten Kosova bağlantılı bütün dernekler son zamanlarda aynı misyonu üstleniyor. Her gelen uğrayıp bildiklerini anlatıyor. llgili ailelere hemen ha- ber veriliyor. Kırklareli'ne her gün seferler düzen- lenip, bağlantı kurulabilenler akraba evlerine da- ğıtılıyor. Kalabalık olanlar paylaşılıyor. Karısı sınırda ölen Ahmet Ağabey, 19 kişi olan çocuk ve torunlarını parçalamamak için, bütün akraba davetlerine iti- raz etmiş, toplu misafir- hanede kalmayı seçmiş. Haberieşme seferber- liğine karşın gelebilenler, bilgi alınabilenler, birleş- tirilebilen aileler azınlık- ta. Ama dernekler Türki- ye'ye sığınmış olanlar için giyim yardımını artık almı- yoriar. öylesine çok yardım toplanmış ki, Kırklareli mi- safirhanesi depolan dol- muş. Bağış yapmak is- teyenlerin Makedonya ve Arnavutluk'takilere ulaş- tırılmak üzere Kızılay'a başvurmalan önerilıyor. Sorgulama yarınlar üzerine. Geri, ülkelerine dönebilecekler mi? Dön- seler yağmalanmış, işgal edilmiş evler ilk sorun. Zaten Kosova'da özerk- liğin geri alınmasının ar- dından Amavutlar ve hat- ta Türkler, kitlesel işten çıkanlmışlar, hızlayoksul- laştınlmışlardı. Şimdi hiç- bir şeyleri yok. Biz savaşsız, gönüllü serbest göçü yaşamış- tık.. Hâlâ çevremle, ta- bağında yemek bırakıl- ması, ekmek atılması üze- rine kavga yapacak kadar bilinçaltı korkulanm var. Avrupa'nın göbeğinde, bu yüzyılda, insanlık ayı- bı bir vahşetin izlerini bu yüz binler nasıl sılebile- cekler?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle