Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 MART 1999 SALI
HABERLER
6
Çeyrek yüzyıldır Aile içi şiddete karşı mücadele veren Amerikalı Marya Grambs,
Türkiye'de Mor Çatı örgütünün davetlisi olarak dizi konferanslar veriyor
kadına uygulanan şiddeti önlemeye çahşıyoruz'
LEYLA TAVŞANOĞLU
Bugün 8 Mart... Dünya Kadmlar Günü... Bugün ka-
dın hâlâ zayıf, hâlâ erkeğinden dayak yiyor, hâlâ aile
içi şiddete manız kalıyor. Dayağı, şiddeti önlemek, yok
etmek için harcanan çabalar, yapılan çalıştnalarda
önemli ilerlemeler sağlanmasına karşın hâlâ kesin çö-
zûme ulaşilmış degil. Aile içi şiddetle yıllardır uğra-
şan, bu konuda mücadele veren Amerikalı Marya
Grambs. bugünlerde Türkiye'de Mor Çatı örgütünün
davetlisi olarak dizı konferanslar veriyor. Kendi aile-
sinde şiddeti yaşadığı için bununla uğraşmayı kafası-
na koyduğunu scyleyen Marya Grambs'la İstanbui'a
geldiği gün bu scyleşıyi yaptık.
- Türkiye ziyaretinizi ne amaçla yapıyorsunuz?
GRAMBS - Ben 25 yıldan fazla zamandır ABD'de
aile içi şiddet sorunuyla ugraşıyorum. Hatta, ABD'de-
ki ilk kadın sığınma evlerinden birisinin kurulmasın-
da da yardımcı oldum. Buraya da bu deneyimlerim-
den Türk kadmlannın yararlanması için geldim. Ame-
rikan Basın ve Kültür Merkezi (L'SIS) bu ziyareti or-
ganize etti. Ben sadece ABDde değil, başka ülkeler-
de de aile içi şiddet konusunda çalıştım. Fakat şimdi-
ye kadar ilk kez Türkiye'de bu amaçlı bir çalışma ya-
pıyorum. On gün ıçınde sekiz şehirde konferans vere-
cegim. Bunu da Mor Çatı grubu örgütledı.
- Bu şehirler hangOeri?
GRAMBS - ls:anbul ve Ankara dışında tzmir, An-
talya, Diyarbakır. Adana, Mersin. Son yıllarda kadın
haklannı korumaJc ve aile içi şiddetle mücadele etmek
için dünyada ciddı bir akım başladı. BM'nin düzenle-
diği kadın konferanslannm da buna katkısı oldu. Ne
'ünyada ilk kadın sığınma evleri 1975'te
yapıldı. Aslında ilk hareketin başlangıç ülkesi
tngiltere. ilk kadın sığınma evi orada
kurulmuştu. Bir gecede ev kadın ve çocuklarla
doldu. Düşünün, nazik, kibar îngilizler meğerse
kanlannı hastanelik edene kadar döverlermiş.
ABD'ye dönersek... Dediğim gibi aile içi
şiddetle mücadele ülkemde 25 yıl önce başladı.
Bütün hızıyla da sürüyor. O.J. Simson duruşması
aile içi şiddetin ne korkunç bir olay olduğunu
insanlara bir kez daha gösterdi.
yazık ki 25 yıl öncesine kadar aile içi şiddet konusu te-
laffuz bile edilmiyordu. Çeyrek yüzyıllık bu çalışma-
lanmıza karşın, rüzgâr hızlanmasma rağmen aile içi
şiddeti hiçbir şekilde engelleyemedik.Yalnız, hangi
noktada durduğunu da bilmiyoruz. Sorun yûzyıllar bo-
yunca öylesine gizli tutulmuş, öylesine hiç kimse bir-
birine bir şey söylememi ş ki... Hatta inkârbile edilmiş.
Bu konuda herkesin eğitilmesi lazım. Örneğin polisi
de, yargıcı da, doktoru da, öğretmeni de aile içi şidde-
tin bir suç olduğu eğitimini almalı. Böylelikle olay gö-
rünür hale geliyor. Bu türdeki suçlann arttığını sanmı-
yorum artık. Ama bunlar, insanlar eğitildikleri için
gözle görülebiliyor. Yineliyorum... Yirmi beş yıl ön-
cesine kadar bu tür olaylar suç olarak ele alınmamış;
kadın aile içi şiddete manız kaldığında polise ya da ada-
lete başvurmamış.
-Neden?
GRAMBS - Çünkü fena halde utanmış. Benim do-
ğup büyüdüğüm kent olan California'nın Oakland ken-
tinde yakın zamana kadar bir köpeğin kaybolması, ai-
le içi şiddete uğrayan kadından daha önemli sayılıyor-
du. Anlayın. konunun ne kadarciddiye almmadığını...
Şimdi ise artık çok ciddiye alınıyor.
- Kadınlan aile içi şiddetten koruma hareketi ne za-
man başladı?
GRAMBS - Dünyada ilk kadın sığınma evleri
1975'te yapıldı. Aslında ilk hareketin başlangıç ülke-
si tngiltere. İlk kadın sığınma evi orada kurulmuştu.
Bir gecede ev kadın ve çocuklarla doldu. Düşünün, na-
zik, kibar Îngilizler meğerse kanlannı hastanelik ede-
ne kadar döverlermış.ABD'ye dönersek... Dediğim gi-
bi aile içi şiddetle mücadele ülkemde 25 yıl önce baş-
ladı. Bütün hızıyla da sürüyor. OJ. Simson duruşması
aile içi şiddetin ne korkunç bir olay olduğunu insanla-
ra bir kez daha gösterdi.
- Aile içi şiddetin durdurulmasi için ne gibi çanşma-
lar yapıyorsunuz?
GRAMBS-Eskiden aile içi şiddete pasif kalınır, s-
es çıkanlamazdı. Ama bugün bunun en küçük bir be-
lirtisi görülse çok şiddetli tepkiler veriliyor. Bunun ön-
lenmesine çalışılıyor. Dayak yiyen kadın fıkralanna
rağbet edilmiyor. Böyle bir fikra anlatan olursa kına-
nıyor. Aynca ünlü erkek sinema yıldızlanna, "Kadın
dövmek çok çirkin ve nefret verici bir davranış" sözle-
ri söyletiliyor. Bazılan televızyonlara çıkıp, "Benço-
cukken annem babamdan dayakyerdi" dıye anlatıyor.
Bö> lelikle de insanlarda belli bir bilinç oluşuyor. Şim-
di çocuklara, hıç kimseye dayak atılmaması gerektiği
öğretilecek olan bir eğıtim programı hazırlanıyor. Bu-
rada bir nokta tespit ettik. Aile içi şiddet büyük ölçü-
de kültür ve refah düzeyiyle ilgili. Parasal sorunlar, ge-
çim sıkmtısı şiddet davranışlannı cesaretlendirebili-
yor. Ama hep de böyle olur diye bir kural yok. Kendi
ailemi hatırlıyorum. Annem de, babam da kültürlü,
eğitim düzeyleri yüksek, ıyi para kazanan insanlardı.
Ama annem her Allah'ın günü babamdan dayak yer-
di. Zaten ben o nedenle bu işe girdım. Bu mücadeleyi
veriyorum. Çocukluğumda babamm annemi dövme-
sinden öylesine utanırdım ki sonunda, 17 yaşında psi-
kolojik tedavı gördüm.
- Feld, roDer tersine dönse. Diyelim ki kadın erkeği
ber Allah'ın günü dövüyor. Bu tür olaylarla da ilgüeni-
yor musunuz?
GRAMBS- Aslında şiddet, dayak, fizik gücü kimin
üstünse onun tarafından uygulanıyor. Erkek arkadaşı-
nı, kocasını döven kadın yok değil. Ama erkeğin ka-
dına uyguladığı şiddet kadar da yaygın değil.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliklerinde kadınlar aynmcılığın önlenmesini, daha çok söz hakkı ve siyasal katılım istedi
'Kötü smav veren kadnı siyasetçfler örnek ohııaıııah'
• UNCHR Sosyal Servis Danışmaru Nemia
Temporal, dünvadaki mültecilerin yüzde 80'ini kadın
ve çocukların oluşturduğunu belirterek savaş, zulüm
ve işkenceyle karşılaşan, eşlerini kaybeden kadınlann
daha savunrnasız ve tehlikelere daha açık olduğuna
dikkat çekti.
ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - 8 Mart Dünya
Emekçi Kadınlar Günü kap-
samında Ankara "da düzenle-
nen etkinliklerce, "kötü sı-
nav veren kadın sryasetçilerin
gelecek kuşaklar için örnek
annmaması" istendi Türk-tş
Genel Başkanı Bayram Me-
nü, "KadınıikincUınıfgöraı
her türlü çag*ışı antayış,
Mustafa Kemal Atatürk'ün
ve Cumhuriyeti» aydınlığı ile
yok olmaya mahkûmdur"
dedi.
142 yıl önce kadın işçile-
rin "eşit işe eşit iicret, 8 saat-
Mk işgünü" amacıyla başlat-
tıklan mücadelenin dönüm
noktası olan 8 Mart yüzyılın
başında süreklil ık kazanarak
"Dünya Emekçi Kadmlar
Günü" olarak kabul edılmiş-
ti. Yüzyılın son Dünya Ka-
dmlar Günü, dün Türki-
ye'nin çeşitli yerlerinde dü-
zenlenen etkinjklerle kut-
landı. Türk-lş'ir.düzenlediği
tören, yurdun çeşitli yerlerin-
den gelen kadın sendika üye-
lerinin katılımıyla gerçekleş-
tirildi. Türk-lş Genel Başka-
nı Bayram Meral, kadınlann
siyasette hak ettikleri yerde
olmadığını belirterek "Ne ya-
zık ki Atatürk'in kadmlâra
bakışı günümüz siyasetçile-
rinde eksik. Atatûrk. Avrupa
ülkelerinin çoğandan önce
kadınlanmıza seçme \e seçil-
me hakkını venniştir. Ancak
kadınlanmız siyasette hak et-
tikleri yerde değidir" diye
konuştu. Bazı kadın siyaset-
çilerin kötü sınav verdiğini
kaydeden Meral, "Bu kötü
deneyim, kadınlanmızın bu
alandaki yeteneklerine duyu-
lan güveni sarsmamabdır"'
dedi.
Kadın, aile ve sosyal hiz-
metlerden sonımlu Devlet
Bakanı Hasan Gemici de bu-
rada yaptığı konuşmada,
Cumhuriyet döaeminde ya-
pılan yeniliklerte kadınlann
birçok hakka sahıp oldukla-
nnı belirterek "Ancak Cum-
huriyet öncesi ve sonrası ka-
dınlann hakettikleri konum-
da olduğunu söyfemek yanhş
olur. Ülkemizde kadınjarm
yüzde 72'si okur-yazar. İşgü-
cüne kanhmı çok daha dü-
şük,yüzde 252 onuunda" di-
ye konuştu. ILO temsilcisi
Gülay Aslantepc. "Kadın so-
nınlan 8 Mart'ta düzentenen
panelierie, konaşmalarla çö-
zülmez. Kadın hakian veril-
mezahnır. Bunun yolu da eğı-
timden geçer" görüşünü dile
getirdi.
Çalışma ve Sosy al Güven-
lik Bakanı HakanTartan ya-
yımladığı iletide, kadınlann,
diğer alanlarda olduğu gibi
çalışma yaşammda da örgüt-
lenmeleri ve sendikalar için-
de etkin görevleralmalan ge-
rektiğine inandığını belirtti.
Tartan, bugünden itibarçn Iş-
çi Sağlığı ve Iş Güvenliği
Merkezi (İSGÛM) tarafın-
dan Izmir, Manısa, Kocaeli,
Zonguldak ve Boluda başla-
tılacak sağlık ve güvenlik ta-
ramalannda çalışan kadınla-
ra ağırlık verileceğini bildir-
di.
CHPGenel Başkanı Deniz
Baykal. varolan tüm eksik-
liklere karşın Türkiye'de ka-
dın örgütlerinin giderek ço-
ğaldığını ve güçlendiğini se-
vtnerek izlediklerini belirtir-
ken, kadınlann siyasette da-
ha etkin olmasımn da temiz
siyaset arayışlannın başanya
ulaşmasında önemli rol oy-
nayacağını vurguladı. Bay-
kal, toplumsal yaşamdan
kaynaklanan eşitsizlikler ve
aynmcılığın sürdüğünü be-
lirterek "Bu nedenle sorunia-
ruı dile getirilmesinin ötesin-
de. somut adımlann hızla
arılmasına büyük ihtiyaç \ ar-
dır. Me\cut tüm eşitsizlikleri
ve aynmcıhklan ortadan kal-
dırana kadar mücadeleyi
sürdürmeBviz" dedi.
DlSK Genel Başkanı RKJ-
van Budak. Türkiye'de ka-
dınlann kendilerini saran ge-
leneksel anlayışın baskısı al-
tında ezildiklerini belirterek.
bu nedenle DlSK'in kadın-
lann yaşamın hef alanında
eşitlik, eşit ücret gibi istekle-
rini her platformda destekle-
diğini bildirdi.
Türk Harb-fş Genel Baş-
kanı tzzet Çetin, kadınlann
gerek toplumsal ve ekono-
mik olarak, gerekse yasal
olarak eşitsizlikler içinde bu-
lunduğunu söyledi. Çetin,
kadınlann karşı karşıya kal-
dığı sorunlar dikkate alınma-
dan ülkenin gelişmesi ve iler-
lemesinin mümkün olmaya-
cağını söyledi.
Enerji-Yapı Yol Sen Genel
Sekreteri Bedri Tekin, Koca-
eli'de kadınlann tek kişilik
hücrelerde kadınlar gününü
kutladığını belirterek u
Gö-
zaltılar örgütlenmeye, hak
aramaya. demoknarik tepki-
ye gözdağıdır. Bu gözdağlan
bizleri örgütlenme isteğin-
den, hak arama isteğinden,
haksızhklara tepki gösterme
isteğinden alıkoyamayacak-
ür" dedi.
Birleşmiş Milletler Mülte-
ciler Yüksek Bürosu da
(UNCHR) özel bir toplantı
düzenledi. Mültecilik başvu-
rusunda bulunan ve toplantı-
ya katılan tüm kadınlara
UNCHR görevlileri tarafın-
dan menekşe armağan edildi.
UNCHR Sosyal Servis Da-
nışmanı Nemia Temporal,
dünyadaki mültecilerin yüz-
de 80"ini kadın ve çocuklann
oluşturduğunu belirterek sa-
vaş, zulüm ve işkenceyle kar-
şılaşan. eşlerini kaybeden ka-
dınlann daha savunmasız ve
tehlikelere daha açık olduğu-
na dikkat çekti. Temporal,
kadın mültecilerin, kadın ol-
maktan kaynaklanan sorun-
lanna bir de mültecilik soru-
nun eklendiğine işaret eder-
ken, zaten az sayıda olan er-
keklere oranla çok büyük
sorunlarla karşılaştıklannı
söyledi.
IZMİR
4
75. yılda
kadmlar için tarih
yazmış olacağız'
Güneydogu'da kadın ohnak zor..Yaşamın bütün \ükü Cüncy dogu'nun kentlerinde de köyierinde de kadmın siründa. Aile pbuıiaına-
smdan habersiz çocuk doğuran. tarlada çalışan. dayak yhen >e dahası acıması/ törelerin kurbanı olanlar da onlar...DİE ve GAP Kal-
kınma İdaresi'nin yaptığı araşürmalar Güneydoğu kadınının içinde bulunduğu trajik durunıu ortaya koyuyor. Okuma bilmeycn, hor-
lanan, mal gibi alırup saülan kadınlan.. GAP Kalkınma İdaresi tüm bu olumsu/Juklan silnıek için Güncydoğu'nun çeşitli kentlerinde
Çok Amaçlı Tophım Merkezleri'ni (ÇATOM) hizmete soktu. Gfineydoğulu kadın işte bu merkederde kendini tanımaya çahşıyor.
TürkKadınlan Birliği Trabzon 'da toplandı
Yurt HaberteriServisi- Dünya Kadınlar Gü-
nü nedeniyle çeşitli kentlerde etkinlikler dü-
zenlendi. Zonguldak'ta Emekçi Kadmlar Plat-
formu'nun bildirisini dağıtan iki kişi tutuklan-
dı. Dünya Kadmlar Günü, Türk Kadınlar Bir-
liği tarafindan, yurdun dört bir yanından gelen
kadın derneklerinin temsücilerinin katıhmiyla
Trabzon'da kutlandı. Yaklaşık 250 kadmdan
oluşan grup. Trabzon'da Atatürk Arutı önünde
toptanarak saygı duruşunda bulundu, îstiklat
Marşı okundu. Burada Türk Kadınlar Birliği
adına yapılan açıklamada şu görüşlere yer ve-
rildi: "ToptamunyansuutemsUedenbi/kadın-
lann çagdaş haklannın havatageçirilmesi gere-
ğmmdahada artnğıgünümüzde.8Martiarm
kutlanmaa daha önemli bir hak gelmiştir. Uhı
önder Atatürk 'ün kadmlarunız için öngördüğü
reformlar doğrultusunda, O'nun çizdiği yoUa
yürüy üp. O'nun gösterdigi hedefe uiaşmak az-
miveçabası içindeyiz. Bizkadmlarbugün,dün-
den daha çok söz hakkı istiyoruz. Siyasal kao-
lım Btiyoruz. Emeğimizin değeri bilinsin istiyo-
ruz."
Törene katılan Milli Savunma Bakanı Hik-
met Sami Türk'ün eşi Fatma Türk de gazete-
cılere. bütün Türk kadınlannı. haklanna sahip
çıkmaya çağırarak, "DSPolarak kadınlara hak
ettikleri söz hakkını veren partiyiz. Bunu daha
da geüstireceğiz'' dedi. Kadınlar daha sonra
büyük bir Türk Bayrağı açarak toplu halde
Kahramanmaraş Caddesi'nde bulunan Üreten
Kadın Evi'ne kadaryürüdüler. Yürüyüş sırasın-
da Dağ Başını Duman Almış ve Onuncu Yıl
Marşı'nı söylediler. Türk Kadınlar Birliği üye-
leri bugün Trabzon Kapalı Cezaevi ile Doğum
ve Çocuk Bakımevi Hastanesi'ndeki kadınlan
ziyaret edecekler. Zonguldak'ta Emekçi Ka-
dınlar Platformu'nun Dünya Kadınlar Günü
ekinliklerinin yer aldıgı davetiyelerini dağıtan
Aliye Uzunovab (Öfreünen), Metin Özevlîk,
Vavuz Aydm, Mustafa Bacı, Necdet Ozsaygın
(TTK işçisı), Şfikran Sümer(İHD üyesı), Atil-
la Kaya (Çağdas, Hasad Derneği üyesi), Nazh
Hediye Bahadır (SSK hemşiresi) ve Ali Erdaş
polıs tarafından gözaltma alındılar. Mahkeme-
ye çıkartılan sanıklardan Nazlı Hediye Baha-
dır ile Ali Erdaş davetiyelerde yer alan "Wre-
nişgfilü asb sotanayacak" sözlerinden ötürü tu-
tuklandı.
Antalya'da. Yerel Gündem 21 Antalya Kent
Konseyi Kadın Meclisi üyeleri basm toplantı-
sı düzenlediler. Toplantıda kadın meclisi adına
okunan bildiride, kadınlann her alanda erkek-
lerle eşit olmalannın gerektiği vurgulanarak,
''kadını yalnızca oy potansiyeli, vftrin süsü veba-
samak olarak gören zihnivetin >ıkdması gerek-
tig" belirnldi.
tZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - "8 Mart Dünya
Kadınlar Günü"nde Iz-
mir'de de çeşitli etkinlikler
düzenlendi. Oz lplik-lş Sen-
dikası tzmir Şubesi Başkanı
Sabriye Bereket kadın işçi-
lere, sendikalarda daha aktif
görev almalan konusunda
çağnda bulundu.
Kadın Adaylan Destekle-
me ve Eğitme Derneği Iz-
mir Şubesi'nce (KA-DER)
dün saat 10.00'da Cumhuri-
yet Alanı'nda bir toplantı
düzenlendi. Atatürk Anı-
tı'na çelenk konulması ve
saygı duruşundan sonra ya-
pılan açıklamada, 8 Mart'ın,
yalnızca bir kutlama günü
değil, kadının 2000 yılmın
eşiğinde geldiği noktayı sor-
gulama, değerlendirme ve
kadınlar arası dayanışmayı
güçlendirme günü olduğu
vurgulandı. KA-DER tara-
fından bu seçimlerde genel
ve yerel meclislerde daha
çok kadın görme isteminin
dile getirildiği belirtilen
açıklamada, "Eğer 20-25 ka-
dın parlamentoya girebilse
böe, CumhurivetimLrin 75.
yılında kadınlar için tarih
yazmış olacağız" denildi.
Açıklamada şu görüşlere y-
erverildi: "Biz bihyonız ki
kadmın olduğu yerde banş,
sevgi, hoşgörü vannr, emek
ve demokrasa vanhr. Biz ka-
dınlar, yaşamın kalitesini
yükseltmek için %anz. Bu ne-
denlede yaşamın her alanın-
da ve politikada \ar ohnak
istiytmız. Bugün temiz Mec-
lis, temiz siyaset için sadece
kadınlann değil, kirii olma-
yan, çeteye, mafy aya bulaş-
manuş, kadmasaygdı, kadın
sorunlanna duyarlı erkek
adaylann da parlamentoya
taşmması yurttaş olarak he-
pimizin görevidir. Mecliste
ve siyasette kirlenmeyi önle-
yebi'ldiğhniz sürece Türki-
ye'de demokrasi gelişecek-
ıır*Sağhk ve Sosyal ^
Emekçileri Sendikası Izmir
Şubesi'nin (SES) örgütlü
bulunduğu SSK Tepecik ve
Bozyaka hastaneleri ile
DEU Tıp Fakültesi Hastane-
si'nde de çeşitli etkinlikler
gerçekleştirildi. Karşıyaka
Belediyesi'nce Şefkat İşle-
gen'in özgün baskı resim
sergisi, Ziya Gökalp Sanat
ve Kültür Sarayı'nda açıldı.
Türkiye Çocuklara Yeni-
den Özgürlük Vakfı Izmir
Şubesi ile DEÜ Devlet Kon-
servatuvan'nın ortaklaşa
düzenlediği "Anne-Çocuk-
Suç" başlıklı etkinlik Saban-
cı Kültür Merkezi'nde ya-
pıldı. Etkinliğe, tzmir Mil-
leu-ekili Hasan Denizkurdu,
SODEV'den Hüseyin Çor-
lu, Karşıyaka Milli Eğitim
Müdürü Erdal Türker, Psi-
kiyatrist Hüsnü Uçar ve es-
ki bir mahkûm katıldılar.
ANAP Balçova Kadın
Komisyonu üyeleri, yurttaş-
lara çiçek dağıttı ve Balço-
va Belediyesi önündeki Ata-
türk Büstü'ne çelenk bırak-
tılar.
Ege Üniversitesi Fen Fa-
kültesi Konferans Salo-
nu'nda insan hakian ve de-
mokratik toplum çerçeve-
sinde kadının konumunu in-
celemek amacıyla bir panel
gerçekleştirildi.
TMMOB Makina Mü-
hendisleri Odası tzmir Şu-
besi ve Bornova Belediye-
si'nin işbirliğiyle Türk Sa-
nat Müziği alanında önemli
eserler vermiş kadın beste-
kârlan anma etkinliği ger-
çekleştirildi.
Ş1FI&.NOKTASI I ORAL ÇALIŞLAR
Hürriyet gazetesinin dünkü manşe-
ti "İşte devletin gücü" sözcüklerinden
oluşuyor. Bu manşetin hemen altında
bir başka başlık, haberi tamamlıyor:
"Ecevit: Türk devleti güçlü." Manşet
haberın altındaki sp>otta ise şunlar yer
alıyor: "Yıllardır Türkiye 'nin başına be-
la olan Apo'yu Kenya'da yakalayıp
getiren devlet, Çankırı'yı kana boya-
yan bombacılan da 48 saat geçme-
den yakalamayı başardı."
Devletin bu gücünü görünce, bir-
den en değerli aydınlarımızın katillen-
nin neden yakalanamadığı sorusu ak-
la geliyor. Her şeye kadır "güçlü dev-
letimiz" ne hikmetse bu önemli cina-
yetlerin hiçbirinin katilini yakalayamı-
yor. Yakaladığını ise yargılayıp ceza-
landıramıyor. Hürriyet gazetesinin
manşetinin altında tek sütunluk haber
zaten bu gerçeği kafamıza vuruyor:
"Gazefec; katilleri neden yakalanmı-
yor?"
Bu haberın iç sayfalardaki başlık ve
spotlarında şunlar yer alıyor "Çeteler
'Türk Devletinin Gücü'
çökertildi... Apo bile yakalandı ama...
Gazeteci vuran eller kınlmıyor. Abdi
Ipekçi, Çetin Emeç, Uğur Mumcu...
Uçü de_ Türk basınının güzide kale-
miydi. Ûçûne de kıydılar. Katilleri hâ-
lâ ortada yok. İnsan sormadan edemi-
yor: 'Çeteleri çökerten, Apo'yu bile ya-
kalayan devlet, gazetecilerin katilleri-
nı neden yakalayamıyor?' Aslında da-
ha kahredicıbirsoru da var kafalarda:
'Acaba devlet bunlan isteyerek mi ya-
kalamıyor?"
Hürriyet'in "Devlet isteyerek miya-
kalamıyor" sorusu dogru. Ancak şu-
nu da eklemek gerekiyor; katilleri ya-
kalanıp cezalandınlmayanlar, yalnızca
gazetecıler değil. Bu ülkenin en de-
öerli savcılarından Doğan Öz'ün,
Adana'dateröre karşı canını dışineta-
karak mücadele ederken öldürülen
Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul un,
DlSK Genel Başkanı Kemal Türk-
ler'in, Profesör Cavit Orhan Tûten-
gil'in katiHeri de yakalanamadı. Yaka-
lananlar ise bir şekilde ya beraat etti-
rildiler ya da serbest bırakıldılar.
"Devletin gücü" nedense iş ülkücü
cinayetlerine gelince çaptan düşüve-
riyor Dünyanın öbür ucundan Oca-
lan'ı yakalayıp getinyor. ama kendi gö-
revlısi olarak çalışan Yeşil'i bir türlü
bulup yakalayamıyor. Ipekçi cinayeti,
azmettiricileri dışında tamamen aydın-
lanmış durumda. Ama cezaevinde tek
kişi bile yok. O zaman "devletin o kar-
şı konulamaz gücü" buraya neden
uzanamıyor? Tetikçileri cezalandırsa,
acaba azmettiricileri ele verirler diye
mi korkuluyor? Yoksa devletin buraya
uzanan gücüyle bu cinayet arasında
bir ortaklık mı var?
Aslında buradakı sorulardaki yan-
lışlık, "devletin gücü "nün dogru sap-
tanmamasıyla, yani içeriğiyle ilgili. Bu
"devletin gücü" 1940'lardan bu yana
hep sağcılardan ve demokrasi dışı
güçlerden yana oldu. Bu ülkede faşi-
zan her askeri darbe, sağcıların des-
teği ve o çok sözü edilen "devletin gü-
cü " harekete geçirilerek gerçekleştiril-
di. Yani bu ülkede devlet her zaman
muhalif güçlere karsı "güçlü" oldu. A-
ma ış, sosyalist 7 TIP'Iİ genci öldüren
Haluk Kırcı'nın ıfadesini almaya ge-
lince, onu tutuklamaya gelince, "dev-
letin gücü" uçup gitti.
"Devletin gücü"; Abdi Ipekçi'nin ka-
tili Mehmet Ali Ağca'yı Maltepe As-
keri Cezaevi'nde tutmaya, cinayetin
tek tanığını korumaya yetmedi. Aynı
"devletin gücü" Doğan Öz cınayetini
bütün açıklığıyla itiraf eden Ibrahim
Çiftçi'nın mahkûm edılmesini sağla-
maya da yetmedi. "Devletin gücü"
Çıftçi'ye devlet ihaleleri vermeyi de ih-
mal etmedi. "Devletin gücü" Muzaf-
fer Erdost'u bir kitap yazdığı için, "bö-
lücülükten" mahkûm etmeyi başanr-
ken(!), Teğrnen Dr. Necdet Güçlü'nün
katili eski Ülkü Ocakları Genel Başka-
nı İbrahim Doğan'ı daTBMM'yedok-
tor olarak atamaktan çekinmedi.
"Devletin gücü"; Tuğgeneral Veli
Küçük ün. Abdullah ÇarJı ile o kadar
sık neler konuştuğunu ve neden ko-
nuştuğunu birtürlü çozemedi, ama bir
konuşması yüzünden Eşber Yağ-
murdereli yı 22 yıl içerıde yatırmak
için hapse atmaya yerti. Nedense
"devletin gücü" arttıkça, demokrasi-
nin, özgürlüklerin vegelirdağılımında
adaletin gücü azalıyor. Belki de "dev-
let güçlü" olduğu için, gazeteci katil-
lerinin peşine kimse düşemiyor. Dev-
let, demokrat olsa, şeffaf olsa Ipek-
çi'nin de, Emeç'in de, Mumcu'nun da
katili daha kolay yakalanmaz mıydı?
Çağdaş ve demokratik olmayan bir
devletin güçlü olması bir sağlık işareti
mi? Günümüz dünyasında güçlü ola-
bileceği ne kadar gerçekçi?