22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2SMART1999 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kaplancılar Almanya'da 16 yılda nasıl t e r ö r i z e oldu? Sözde vergiyle büyük servetMTTtNGÜR IÖLN - Kaplan'ın teşkilatı 16 yillık ey- lern ıçinde tam 7 kez bölündü. Bu neden- l e (emalettin Kaplan, kendisine başkaldı- rarur ve teşkılattan aynlanlar için hazırla- d ı ğ 23 Mart 1995 "thtar ve tevbih vazBi" başıklı fetvada, a>Tilanlann çok ağır suç ış- ledklerini ve fıtne olduklannı söyleyerek şöye dıyor. "Hayri'lerin, A\cı'lann mez- h£f değ^tirmderi ve doiayısıyla hareketten «yrtmalan bir fitnedir. Soysal'lann, La- t i f ferin şirk fetvasını kabul etroemeleri ve dobyısıyla aynlıp gitmeleri bir fitnedir. Ubcyd'lerin, Settar'lann tavizkâr oluşlan, onaama diişkünlükleri para> a diişkünlük- len. bomba patlatınaları. silahlar kuşan- maan, izinsiz cuma nanıazı kıldırmalan ve b u uretle bu harekete ihanet \e hıvanet et- rneteri birer fitnedir. Birtiği bozma, öldür- aae tinayetinden daha bihüktür ve daha koriaınçtur. Fitnecinin arkasından gitmek, katün arkasından gitmekten daha yanlış ve daha günahbr. Keza, bölücünün arkasın- dar gitmek ve>a onun tertip ettiği toplanO- tarı katılrnak. katillerin. canilerin arkasın- dan gitmek gibidir \e onlann toplantısına katfanak gibidir. Hatta daha çirkin \e da- ha korkunçtur. Sağduyuya sahip teşkilatı- mızuı tümü, Ruhr bölgesinin bü\ ük bir kıs- mı buniara karşı gereken tavn almışlardır ve bunlann ihanet içinde oMuklannı kabul etmişlerdir. Ruhr bölgesinin geri kalan las- mına sesleni\or \e di\orum ki, üç tane ya- lancının arkasından gitmeyin; siz de diğer teşkilat mensuplanmız gibi bunlara karşı tavır aluı da dünyanızı da ahiretinizi de zin- danetmeyin!" Nasıl ıtıark mihoneri oldular? Kaplan dönemınde teşkılatta önemlı gö- revlerde bulunanlardan ve daha sonra "fit- ne" damgası yiyenlerden eski bir Kaplan- cı. cemaatten nasıl para alındığını şöyle an- latıyor "Sözde, Anadolu Federe İslanı Dev- leti kurduklannı söylevervk '\ergı' adı al- tında cemaatten haraç aldılar. Her vü bir maaş verme zorunluluğu getirildi. Miislii- man ve saf cemaat. Kutsal kelimeleri kulla- narak para alırlardı. Din sönıürüsü buna denir. lsiam devletini ilan ettikleri vıl 3 mü- yon mark topladılar!" Cemalettın Kaplan, Almanya ve Hollan- da'da cemaat tarafından satın alınan cami- lenn mülkiyetini kendi üzerine geçırmek amacıyla HalilDemiradındaki yakınınabir vakıf kurma talımatı veriyor. 23 Nisan 1990'da Halıl Demir, Kaplan'ın verdiği ve- kâletname ile Hollanda'nın Rotterdam ken- tinde "İslama Hizntet VakfTnı kuruyor. B. X G. Monster adındaki noter tasdikli tü- ^töktevakfın yöneticisi olarak şu adlar yer alıyor: Başkan Cemalettin Kaplan, sekre- ter Kırşehir doğumlu Rıfat Uzun, mali iş- • Cemalettin Kaplan 23 Nisan 1990'da islama Hizmet Vakfı'nı kurdurtuyor. Sonra da Almanya ve Hollanda'da cemaatin yaptırdığı milyonlarca mark değerindeki camilerin mülkiyeti bu vakfa aktanlıyor. Böylece Kaplan kısa sürede büyük bir servete sahip oluyor. Kandınlan cemaat mensuplan camileri geri almak istiyor, ama başaramıyor. Kaplan ölmeden önce vakfın başına oğlunu getiriyor. yorlar. Ama alamıyorlar. yasalar karşısın- da elleri ayaklan bağlanıyor Çıkar uğruna çok ciddi bir iç çatışma başlıyor. Düşman- hklann gelişmesiyle Kaplancılann silah- lanmaya başladıkları belirtıliyor Kaplan ölmeden 6 ay önce vakfın başına oğlu Me- tin Kaplan'ı getiriyor. Cemaatten toplanan 35 kilo altının. Kap- lan' ın ölümünden sonranerde oldugu bilin- mıyor. Aynlanlar Metin Kaplan'daolduğu- nu söylüyorlar. Bunun üzenne Kaplan'ın eskı eşiyle Metin Kaplan aılesi arasında tartışmanın sürdüğü belırtiliyor Bundan üç yıl önce, Almanya'da yaşayan aşın dıncı gmplara mensup Cezayırlilerin sılah almak ler sonımlusu Kırşehir doğumlu Osman Baldede. üyeler Osman korkaz \ e Mehmet Sepetçi. Vakfın kuruluşuyla teşkilat içinde "Herkes hakkını vakfa devretsin" baskısı başlıyor. Bu baskı üzenne, başta 54 kişı üzerine 5 milyon marka alınan Köln'deki Ulucamı olmak üzere birçok cami derne- ğinin mülkiyeti vakfa devredılıyor. Kısa bir süre içinde milyonluk servete sahip olan Kaplan aılesine karşı teşkilat içmde muha- lif gruplar çıkmaya başlayınca çatışmalar başlıyor. Karşı gruplar. u Kandırtldık. Ha- yır paralanmızla alınan cami verleri Kap- lan'ın eline geçti. Oyuna geldik. Camileri- mizi geri auneava kadar direneceğiz" dı- amacıylalslamiCemaatlerBırliğı'ninmer- kezindeki üst düzey yöneticileTe 270 bm mark bıraktıklan belirtiliyor. Kaplancılara emaneten bırakılan bu paranın geri veril- mediği, ınkâr edildığı söyleniyor. Bu gelışmeleri Alman hükümeti gör- mezlikten geldı. Yıllarca oynanan oyunla- ra göz yumdu. Almanya'nın en lüks salon- lannda, Koblenz kentinde Anadolu Federe İslam Devleti kuruldu. Devletin bayrağı yıllardır Köln'ün merkezindekı Uluca- mi'nin önünde asıh. Camılerde Almanya ve Tûrkiye düşman- lığı yapıldı, kâfirlere ölüm çığlıklan atıldı. Kımı camılerde, Hıcri yılbaşı gösterilerin- de. oyuncak türünden olduğu söylenen si- lahlarla adam öldürme eğitimlen yapıldı. Alman yetkıliler seslerini çıkarmadı. Teş- kilat içinde şimdiye kadar üç cinayet işlen- dı, faılı meçhul kaldı. Şimdi sadece Alman- ya'da başlatılan operasyonlar, dini kul- lanarak terör estıren teşkilatı etkisiz hale getirecek mı? 'Vur de vuralım, öl de ölelim'Cemalettin Kaplan, 1991de Kötn Kapalı Spor SatonıTnda düzenlenen hicri yılbaşı toplarıtısında. Almanya ve Avnıpa'nın çeşitli kentlerinden katılan 2 bin 500 taraftarına emirler yağdınjor, onları terörize ediyor. "Islamı insanlara üç kez anJarın, anlamazlarsa anladıkları dilde aniatın" divordu. "Vur de vuralım, öl de ölelim" skjganlan arasında konuşmasmın sonunu şöyle bağlıvordu: "Medresede ilmi öğreneceksiniz, tekkede tarikatı vaşavacaksınız, kışlada tetik çekmenin ilmini ->'$ yapacaksınız. Müslünıan bilecek, bir taraftan tespih çekeceksiniz. bir taraftan da tetik çekeceksiniz. Buna kimse mani olamaz. Müslüman aynı zamanda bir askerdir. Hem öylesine bir asker! Müslüman bir hocadır, medreseyi bıtirmiştir. Müslüman tekke sakinidir, ya şevhtir ya da mürittir. Müslüman aynı zamanda bir askerdir, ama varbaylar gibi asker değildir. Şeriatı öğrenmiş. tarikatı hakkıyla yaşayan askerdir!" DEĞİŞEN DÜNY4DAN HÜSEYİN BAŞ Günlük yaşamın alışkanhkları ara- sında yer alan, ne var ki aşın ve sü- rekli alındığında kaçınılmaz biçimde "bağımlılıkla" sonuçlanan alkol kul- lanımı, pek ayırdına vanlmasa da ka- mu sağlığını tehdit eden en sinsi afet- lerden biri. Çok yakın bir süre önce alkol kullanımıyla ilgili olarak yayım- lanan iki rapor, çoğunca hafıfe alınan "alkol" alışkanlığı ve "bağımlılığının" kamu sağlığında neden olduğu kor- kunç yıkımı dile getirmektedir. Ciddi Le Monde'un birinci sayfasında manşetten verdiği habere göre, Fransa alkol tüketiminde 1996 ra- kamlanyla kişi başına yılda 15.6 lit- reyle Avrupa şampiyonudur. Aslında 196O'lı yılların sonundan bu yana al- kol tüketiminde bir azalma gözlen- mektedir. Örneğin 15 yaş üstündeki yetişkinlerde 1980'de yılda 22.3 litre olan saf alkol tüketimi, 1990'da 16.6'ya gerilemiş, ancak "Kamu Sağhğı Yüksek Kurulu"nun (HCSP) 2000 yılı içın 11.3 litre hedefinin bir hayli uzağında kalınmıştır. Fransa'da, toplam olarak, 18 yaşın üstündeki erkeklerin yüzde 15.9'u, kadınların ise yüzde 5.1 'i aşın alkol kullanmak- tadır. Le Monde'un konuyla ilgili başya- zısında Fransa'nın alkol tüketimin- deki performansını "utanç"olarak ni- telemesi, kuşkusuz, nedensız değil. Profesör Philippe-Jean Parqet ve Michel Reynaud tarafından kaleme alınan rapor, Fransa gibi bir ileri sa- nayi ülkesinde bile alkolizmin önlen- mesi, bağımlıların teşhisi ve tedavi- siyle ilgili olanaklann yetersizliğini or- taya koymakta ve bu konuda acilen alınması gereken önlemlerı dile ge- tirmektedir. Sağlık Bakanı Bernard Kouchner "kuru uyuşturvcu" olarak nıtelediğı alkolü, "kamu sağlığının" bir numa- ralı düşmanı saymaktadır. Ancak, ne denli yetersiz de olsa, alkolün top- lumsal yaşamdaki yıkımlan konusun- da giderek artan bir bilınçlenmenin olduğu da söylenebilir. Kamu sağlığı kültüru, toplumda artan biçimde ka- bul görmektedir. Alkol tüketiminde 6O'lı yılların sonundan itibaren göz- lenen azalma eğilimi de esasen bu- nu kanıtlamaktadır. Bugün Fransa'da alkol tüketimleri tıbbi bakım gerektiren 5 milyon insan mevcuttur. Bunun 2 milyonu "alkol bağımlısı"ü\r. Sağlık Bakanlığı'nın yaptığı araştırmaya göre, 1996-1997 yıllannda alkolizm, deklare edilen bir hastalık olarak devlete en az 80 mil- Bir Sinsi Diişman yar franka mal olmuştur. Bu rakam, Gayri Safi İç Hasıla'nın yüzde 1'ine tekabül etmektedir. Aşın alkol almak- tan her yıl 40 bin kişi hayatını kaybet- mektedır. Trafik kazalarının üçte biri, ev kazalarının yüzde 20'si, ış kazala- rının yüzde 15'i, aile içi şiddetin yüz- de 8O'ı alkolden kaynaklanmaktadır. Alkolün toplumsal yaşamdaki yı- kımıyla ilgili ikinci rapor kilise tarafın- dan yayımlanmıştır. Fransız Kilise- si'nin "sosyalkomisyonu"nun geçen 12 Mart'ta kamuoyuna açıklanan araştırmasında "alkolizm", "katı uyuşturucular" sınıfına dahil edılmış- tir. Çoğunca "doğal", dahası "sıra- dan" olarak görülen ve "hoşgörüy- le" bakılan "alkol" uzun süre ve aşı- rı kullanıldığında esrardan, sayıca ele alındığında eroınden, sonuçları itiba- nyla da "tütünden" çok daha tehli- kelidir. • • • Alkol tüketimi açısından Türkı- ye'nin durumunun Fransa'dan par- lak olduğu söylenemez. Kişi başına yılda ortalama olarak 20.85'le Fran- sa'nın da önünde sayılması gerekir. Ama daha da tehlıkeli olan, Avru- pa'da alkol tüketiminin giderek azal- masına karşın Turkiye'de bu tam ter- sine, büyük bir hızla artmaktadır. Or- neğın bizim çaresiz ve güçsüz Yeşi- lay'ın verılerıne göre, 1950'li yıllarda kişi başına tüketilen alkollü içkı mık- tarı 1 litre ıken 1998'de 16 lıtreye çık- mıştır. Araştırmalara göre, Turkiye'de 17 milyon kişı alkol almaktadır. Alko- liklerin sayısı ise 4 milyonun üzerin- dedir. Durum, bir başka felaket olan "fü- tünde" de farklı değildir. Batı dünya- sındaki reklam kısıtlamaları, alınan çeşitli önlemlerle gerıleyen "sağlığa zararları" bilımsel olarak saptanan "alkol" ve "tütün", Sağlık Bakanlı- ğı'nın suskunluğu, uluslararası tica- retin kutsal dokunulmazlığıyla bu ko- nuda meydanın bütünüyle boş oldu- ğu Türkiye'nin üzerine boca edılmış- tır. Dünyanın hıçbir ülkesinde kamu sağlığı Türkıye'deki kadar "kenara itılmış" değildir. Alkollü içkıleri ve tütünü özendiren tüm araçlar, göstermelik bir-iki kısıt- lamaya karşın en geniş biçimiyle kul- lanılmaktadır. Buna karşılık, giderek artan alkolizm tehlikesiyle ilgili uyarı, teşhıs ve tedavı olanakları acınacak ölçüde yetersızdir. Daha da kötüsü, bu konuda devletin umut vericı her- hangi bir ginşımi de ufukta görün- memektedir. YENÎCIHAZLA CEP TELEFONUGÖRÜŞMELERIENGELLENECEK Cezoevletikapsunuı olanı dısındu Demirel '27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü' doiayısıyla mesaj yayımladı 4 Tîyatro çağdaşbğuı göstergesi' ANKARA(Cıunhuriyet Bürosu)-27 Mart Dün- ya Tiyatrolar Günü kutlanıyor. Cumhurbaşkanı Sü- leyman Demirel. bir ülkenın kültür. sanat ve tiyat- roya verdiği değenn çağdaşlık anlayışının en önem- li göstergelennden bin olduğunu \11rgulad1. Demirel, Dünya Tiyatrolar Günü nedeniyle ya- yımladığı mesajda, asırlardır kültür ve sanatın ge- İişmesi gibi uygarlığın gelişmesine de katkıda bu- lunan tiyatronun toplumsal yaşamın tüm yönleri- ni farklı bakjş açılanyla yansıttığmı belırtti. lnsa- nı ve sosyal çevreyi işleyerek resmeden tiyatronun toplumlann yaşam felsefelerinı etkılediğıni \e bı- linçli kuşaklann yetişmesine öncülük ettiğine dik- kat çeken Demirel şu görüşlen dile getırdi. "Sos- yal ve siyasal somnlan eleştirel olarak da inceleyen tiyatro, üısana olan dogmatik bakış açısının değiş- mesindeinsan haklannuıtesisivedemokrasinin ge- işmesinde önemli bir zemin olusturmuştur. Tiyat- ro ue seyircinin karşüıklı etkileşimi icerisinde top- hımun eğitinu. düi, sanat anlayışı, küKürü geüşmiş, bu savede tiyatro sanaü da büyük mesafekr katet- miştir. L'zerinde >aşadtğınıız dünvayı anlamak için ÖDemli bir anahtar olan tiyatro. insanlık tarihniin gelişmesine ışık tutmuştur. Bir ülkenin kültüre. sa- nata ve tiyatroya verdiği değer. çağdaşlık anlayışı- nnı en önemli göstergeleridir."' Atatürkun ulusun çagdaşlaşma tercihleri doğ- rultusunda sanata, edebıyata ve tiyatroya büyük önem verdığuıe işaret eden Demirel. cumhunyet dönemınde Türk tiyatrosunun çağdaş toplumsal yaşama ışık tuttuğunu vurguladı. TBMM Başkanı Hikmet Çetin de tiyatronun geçmişten günümüze ulaşan ve etkın yapısıyla geleceğe açılan bir büyük sanat dalı olduğunu vurgulayarak "Tiyatro bir ba- kuna bizim hayaumızdır, bütün kültürel etkinlikle- rini. sanat zenginlikJerini kapsayıp içererek dün- den bugüneulaşu;bizi kavrar,yoğururveeğitir" de- di. Başbakan Bülent Ecevit, ınsanlann ıç dünyala- n ile karşılaştırabilen, gerçeklere yöneltip eğitieı uyancı gücünü koruyan, düşündüren ve bılgıyi ço- ğaltan temel sanatlardan bırisi olan tiyatronun, in- sanlık tarihinin tüm aşamalannda yer aldığını vur- guladı. Ecev it. dılın zengınleştirilmesi. kültürel de- ğerlenn ve cumhuriyetın temel kazanımlannm ko- runması ve yüceltılmesı konusunda da tiyatro sa- natmın önemli bir görev üstlendiğıne dıkkat çekti Dev let Tiyatrolan Genel Müdürlüğü'nün Türk tıyatrosuna yenı oyunlar kazandırmak. oyun ya- zarlığını gelıştırmek ve desteklemek amacıyla du- zenledığı yarışmaya 158 eser katıldı. Seçicı kurul. birincilik ödülü vermezken; ikıncilik ödülünü "Otello'nun Ölümü" adlı oyunuyla Aslıhan Ün- lü'ye, üçüncülük ödülünü de "Emin Bev Pansivo- nu" adlı oyunuyla da CahideBirgülSesveren'e ver- dı. Ödül törenınde konuşan Kültür Bakanı tstemi- hanTalay. sanat dallannın büyük onem taşıdığını v urgularken insan düşüncesıne hıtap etmesı. insa- nın ufkunu genışletebılmesi ve insanlık tarıhıyie yaşıt olmasi nedenıy le tiyatronun en ayncalıklı sa- nat dalı olduğunu belirttı ANKARA (AA) - Organize suç örgütlerinin başlannm, cep telefo- nuyla cezaevinden dışanya talimat verdiği iddialan üzerine. cezaevle- rindeki hükümlü ve tutuklulann cep telefonuyla görüşmelennm önüne geçiliyor. Özel bir şirket tarafından yerleştınlen elektronık cıhazlar sa- yesinde, cep telefonlanyla dışany- la görüşme olanağı ortadan kaldın- lıyor. Cep telefonlannı kapsama alanı dışında bırakan sistemin ılk olarak Ankara Merkez Kapalı Ce- zaevi ile Ümranıye Cezaevı'nde uygulamaya sokulduğu bildırildi. Elektronik cihazlar, Ankara Mer- kez Kapalı Cezaevi'nin4tarafına 1 hafta önce yerleştinldı. Aynı sis- tem, Ümraniye Cezaevi'nde de uy- gulamaya girdi. Yetkıliler, sistemin çalışmaya başlamasıyla, tutuklu ve hükümlülerin cep telefonuyla gö- rüşme olanaklannın ortadan kaldı- nldığını kaydettiler. Organize suç örgütlerinin başla- nnm, cep telefonuyla cezaevinden dışanya talimat verdikleri iddialan üzerine konu, Hasan Denizkur- du'nun Adalet Bakanı olduğu dö- nemde, Milli Güvenlık Kurulu'nda ele ahnmıştı. Uyuşturucu kaçakçı- sı olduğu iddia edilen Yaşar Oz. PKK lideri sanık Abdullah Öca- lan'ın Suriye'den kaçarak Italya'ya geçtiği sırada. tutuklu bulunduğu Metris Cezaevi'nde, bu olayı pro- testo gerekçesiyie bir Italyan vatan- daşını rehin almıştı. Öz, cep telefo- nu ile basın kuruluşlannı arayarak rehin alma olayının gerekçesini ve taleplennı anlatmıştı. Bayrampaşa Cezaevi'nde yapılan kontrollerde de çok sayıda cep telefonu ile ba- tarya ele geçirıliyordu. Suç örgütlennin önde gelen isim- lerinin. dışandaki adanılanna tali- mat vererek cezaevine yeni gıren tutuklu ve hükümlülerin yakınla- nndan haraç topladıklan iddialan, Ankara Merkez Kapalı Ceza- evi'nde de gündeme gelmişti. Ka- sımGençyilmaz'ın, galerıci Ali Al- tınışık ve kardeşlenne ışkence y ap- tığı ve haraç istedıği. bu konuda Al- tınışık'ın yakınlanyla cep telefonu ile bağlantı kurduğu iddialan da Ankara Cumhunyet Başsa\cılı- ğı'nca araştırılmıştı. Bu iddıalar üzerine Gençyılmaz'ın yanı sıra Kürt Ahmet'in yeğenı Şahin Tur- gut da Ankara Merkez Kapalı Ce- zae\i'nden başka bir cezaevine nakledilmişti. 293 89 78 (3H*T) I I I K <,1 < 1 CAM.I Mt'ZİK. Sür-esittce İR E O ĞÖZDEMİR ERDOĞAN Rez: (0216) 358 49 30 / Bağdat Cad. No: 227/A Çiftehavuzlar SES-1885 ORTAOYUNCULAR IrtiKLAL CAD. N0:140TCL(0 212) 25118 65-66 FAX (0 212) 244 43 27 www.oftaOYuncular.com Ferhan Şensoy FERHANGİ ŞEYLER Ferhan Şensoy FELEK BİR GÜN SAIAKKEN 31M«tÇar^mba:21.S0. FERHAN ŞENSOY'un YAŞAJVIAK PAHALI Perşembeve Cuma: 21.00 Ferhan Şensoy'un ÇOK TUHAF SORUŞTURMA Cumartesi:18.30ve21.00 T C. Küll* Bakar*?nr koflııtanyla GULDURü Derya Baykal U AN MUTFAKTAYIM Yman-Yâncteo Feıhai^NSOY Mûik f*w)KlZILO< Salı. 21.00, Pazar. 15.30 ve 18.30 IC Kûttûr >akanlıâı v» tKO'mn kaltJoııyk] Bılet Satıs Yerleri: Ortaoyuncular Gişesi: 251 18 65-66 VAKKORAMA-Taksim, Suadıye. Akmerkez ETİLER Ulıısoy Travel Center Tel: 283 40 83 -I TİYATRO İSTANBUL PROFILO KULTUR MERKEZI'NDE T.C. Kültür Bakanlığı İSTANBUL DEVLET OPERA ve BALESİ T.C. Kültür Bakanlığı İSTANBUL DEVLET OPERA ve BALESİ ALIŞVERİŞ ve EĞLENCE MERKEZİ MALTÎPE, AtatürtCd No 41 (Beledıve Yonı) Tel 0216 442 60 30 PROPAGANDA 11 15-13.45-16.15-18.45-21 15 1+HISsa'htSmlGm) ER RYAN'I KURTARMAK 12 30-15 40-18 45-21 45 n Barıllet ve Gredy Yonelen. Gencoy Gurün Bıletlet Prcfilo Alıjverı? Merkezı ile Vakkorama da sahlmaktadır Tel 216 4 0 70 Telefonta reiervas>on ycpılır Kredı kartı geçeHıd GUNUNU GORECEKSIN 11.00-13.30-16.00-18.30-21.00 Okullara Cumhunyet filmi. Özel seanslar için rezervasyon yaptırınız Gereklı guvenhk tedbirlerı altnmıştir 7 - 25 NİSAN ARASINDA YALNIZ 17 OYUN Çar>amba 2100 Ondırunlı) Perşembe 2100. Cuma 2100 Cumartesı 15 30 ve 2100 Paıar15 30 KADIKOV BELEDIYESİ CAİDAŞ CStTİM KOlTOR MERKEZİ (CAFEHASA SPOB SALONU YANI SIFA HASTANESI KARŞISI) GHe (02161 418 95 49 Vaktorama TadsiRE (02121 251 28 83 VaKkorama Suadyı 10216) 360 90 90 EFES Püsen'in kültür ve sanata katkıları artarak sürecek llanlarınız için: 0212.293 89 78 ATATÜBK KÜLTÜR MERKEZİ'NDE P.I.Çaykovskı KUĞU GÖLÜ bale 4 perde KoreografıveSahneyeKoyan DerehDEANE Orkeslra Şefi Elşad BAGIROV 27 Marl Cumaıtesı 15 30 22 Nisan Perşembe 20 00 C.Orff CARMINA BURANA bale 1 perde Koreografi ve Sahneye Koyan Youri VAMOS / Oıtıestra Şefı Serdar YALÇIN 1-8 15-29 Nıson'erşemt» 20 M N.Sımon/C.Coleman TATLI CHARITY müzikal 2 perde Koıeografı ve Sahneye Koyan Tony STEVENS, Orkeslıa Şefı Elşad BAGIROV 3 Nsan Cumariesı 15 30 ' 7 21 Nisan Çarsaırta 20 00 13-27 Nisan Salı 20 00 P.İ.Çaykovskı UYUYAN GÜZEL bale 3 perde Koceogtalı ve Sahneye Koyan Derefc DEAKE • Oıkestıa Şefı Elşad BAGIROV 6 Nisan Salı 20 00 14 Nisan Çarşamba 20 00 P Mascagnı CAVALLERIA RUSTICANA operâ 1 perde R.Leoncavallo I PAGLIACCI opera 2 perde OVearaŞitı SerdatfALÇlN Sahneye Koyan SOmeıay AB1MAH lONuanCumaflea 15 30 G. Puccuni TOSCA opera 3 perde Orkestra Şefı Antonio PIROLLI / Sahneye Koyan Yetıta KARA i7NısanCumaı1esı15 3O Bıletler Afaturk Kullur Merkezi gişelerinde satılmaktacfır A.K.IM gise tel: (0212) 251 10 23 251 56 00 (7 hat) 254 ATATÜRK KÖLTÖR MERKEZİ KOMSER SALONU KARIŞIK DUYGULAR SONKİÜÇDÖRT bale 1 perde Müzık M. RIESSUR M. NYMAN Koreografi ve Sahneye Koyan ErlalUfiURLU AŞKA DAİR NE YOKSA bale 1 perde Müzık E KARAİNDROU Metm Kûr>alBAŞAR Koreografi ve Sahneye Koyan Hıily» AKSUUR ESKİ ŞARKILAR modern dans 1 perde Müzık A.S. TOKER, A.YAVAŞCA, E.SAYM, Z.MÛREN, A ATÎŞ Kcreografı ve Sahneye Koyan NilBERKAN Müzık Dûzenlemesı Serdar YALÇIN Dekor EminÜÇER . Kostüm ŞandaZIPÇI Işık MelinKOÇTÜRK Tülay UĞUBLU/Pınar MÛLOOR/Ilke KODAL Erdal USURLU/Denız BERGE/Alkış PEKER Sıbel SÜREl/Oktay KERESTECI Nıl BERKAN/Nur BERKAN/lale SEZGİN Çıjdem ERKAYAA^nan ŞADALAK 2-9-23-30 Nisan Cuma Saat 19 00 Bıleller Atalurk Kullur Merkezi gişelerinde satılmaktadır A.K.M gise lel: (0212) 251 10 23 251 56 00 (7 hat) 254
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle