20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28MART1999RAZAR 12 PAZAR KONUGU MHP Genel Başkanı DevletBahçeli, sağ-sol kavgasının ülkeye zarar verdiğini söyledi Türk milliyetçileri geleceğebakar' Sürpriz parti MHP olacak - MHP ö'nümüzdeki seçimden ne bekliyor? Barajı aşabilecek mi? - MHP, Türkiye'de, hangi kesimin yaptırdığı kamuoyu araştırması olursa olsun, hepsinde gelişen ve büyüyen tek parti oiarak görünüyor. Biz Anadolu'yu çok dolaştık. 161 bin kilometre yol yaptık. Gittiğimiz her yerde çok yakın ilgi gördûk. Bütün farkh siyasi kesimlerden olanlann da MHP'nin toplantılanna katıldıkiannı görüyoruz. Şunu önemle belirtmek istiyorum ki bizim mitinglerimizin hiçbirinde taşıma unsur yoktur. Sözgelimi, Konya'da bir miting yapacaksak Aksaray, Aiyon oraya toplansın. gibi bir eğilim içinde değiliz. O il, ya da ilçenin gerçek yapısını görmek için bunun ûzerinde özellikle duruyoruz. Fakat, komşu illerden yönetici arkadaşlanmız geliyorlar. O arkadaşlanmız, mitingdeki takdim konuşmalanndan sonra alana dağılıyoriar ve değerlendirme yapmaya çahşıyorlar. Sonra da bu değerlendirmeleri bize intikat ettiriyorlar. Tüm bunlardan gördüğûmüz, MHP'nin bugünkü siyasi konjonktür içinde yıpranmamış bir parti oiarak dikkat çektiğidir. îlgi var. Ancak bu ilgi, bugün henüz, MHP'ye oy vereccğim. noktasında değil. Yani seçim süreci içinde topluma hangi projeleri sunabilirsek. görüşlerimizi ne ölçüde benimsetebilirsek.. sanıyorum o oranda da müspet tepki oya dönüşebilir. Ama şunu söyleyebilirim: 18 Nisan'da yapüacak seçimin sürpriz partisi MHP olacaktır. Camianıızda iki kavramı kullanmama karan aldık. Bunlardan birisi "baraj", öbürû de "ıttifak". Arkadaşlanmız da buna gerekli hassasiyeti gösteriyorlar. Dolayısıyla baraj endişemiz de yoktur. Toplumsal proje hazırlıyoruz - Türkîye'yiiçten ve dıştan parçalayıp bölınek isteyenler artık örneklerle kanıtlandt Cumhurbaşkanı bile, "Sevr yandaşlanmn " varlığını dile getiriyor. Bu durumda MHP, içerde bir banşın ve birleşmenin yöntemlerini aramayacak mı? - MHP, Türkiyemizi zaafa uğratmak ve kuşatmak isteyen iç ve dış güçierin dün oldugu gibi bugün de varlıklanni sürdürdüğünün şuurundadır. Türkiye'nin istikrara, huzura. banşa ihtiyaci vardır. Birlik ve beraberliğe ihtiyacı vardır. Türk milliyetçilerinin bu konuda büyük hassasiyet içinde olduklan bilinmelidir. Türkiye'de bazı çevrelerin, farklılıklan öne sürerek bir aynmcıhk ve bölücülük yapnklan açiktır. Bunu milletimiz için yararlı görmemekteyiz. - Sağ-sol çatışması yerine, laiklik-dincilik çatışması ağır basmaya başladı. Bu süreç boyunca partinin yolu ne olacaktır? -Türkiye'de bazı çevrelerin farklılıklan öne sürerek bir aynmcıhk ve bölücülük yapmakta olduklan açıkttr. Bunu milletimiz için yararlı görmemekteyiz. Bu rür davranışlann da hiçbir siyasi partiye ya da sosyal gruba- kuruluşa bir hayrr getireceğini sanmıyoruz. Milli devlet ve üniter yapımızın korunmasında, birlik ve beraberliğimizin pekişmesinde, farkhhklan değil, benzerlikleri öne çıkararak bütünlesmeyi gerçekleştirecek bir toplumsal projeyi hayata geçirmenin hazırlıklannı yürütüyoruz. - İç banş için MHP'nin geleceğe dönük bir hazırlığı var mı? iç bartş hangi temeller üzerine kurulabUir? Demokrasi laik cumhuriyet ilkesinden saparak kurulabUir mi? - Son yıllarda ülkemize hâkim olan siyaset anlayışının kavgacı, çattşmacı ve inatçı bir görüntü sergilemekte oldugu açık. Bu anlayış Türkiyemizde maalesef cepheleşme ve kamplaşmayı kışkırtmaktadır. Dolayısıyla toplumsal gerginliği arttırmaktadır. Dün, sağ- sol zitlaşmasını teşvik edenler, 21. yüzytlın eşiğindeki bir Türkiye'de önce inananlar- inanmayanlar, sonra laik-antilaikler, daha sonra da cumhuriyetçiler ve demokratlar şeklinde bir zıtlaşmayı yerleştİrmekte ısrarlı oldular. Cumhuriyetsiz demokrasi, demin de dediğim gibi, demokrasisiz cumhuriyet olamaz. Bunlar, birbirlerini tamamlayan kavramlar ve kurumlardır. Cumhuriyet ve demokrasi ikilemi ve buna uygun bir zıtlaşma-kamplaşma çok daha tehlikelidir. Böyle kamplaşmalar, zıtlaşmalar içinde MHP bulunamaz, bulunmamıştır da... LEYLA TAVŞANOĞLU Türkiye hızla biryeriere doğru gidiyor, ama nereye? Kimileri ülkemizi, karşıdakiduvara hızla ilerieyen, frenleri boşalmış bir kamyona benzetiyor. Kamyon bu duvara toslarsa ne olur? Toslamadan önce birüeri harekete geçip kamyonun hızını kesmeye çalışııiar mı? Bu sağduyuyu gösterecek birUeri ufukta hiç de görünmüyor inancı yaygın. Kimileri de çokyakın birgelecekte köklü bir değişim olacağımn sinyallerini aldıklarmı söylüyorlar. Bu arada bazı çevrelerde konuşulan nokta bugünün Türkiyesi 'nde MHP 'nin kilit durumda oluşu. MHP 'nin şimdiki Genel Başkanı Devlet Bahçeli 'nin, partisini laik- demokratik çizgiye çekmekle Türkiye 'nin önünü açacağı görüşü yaygınlaşıyor. Bu kaygılar ve düşüncelerigö'z önüne alarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yle bu konuşmayıyaptık. Türkçü-mUliyetçi akımın İslamcüıkla bağdaşmasımn kökeni, irtica tehlikesinin boyutlan, iç banşın hangi temel ilkeler üzerine oturtulabileceği, demokrasinin laik cumhuriyet ilkesinden saparak kurulup kurulmayacağı gibi temel sorulara yanıt aradıL Bahçeli'nin temel görüşleri şöyleydi: "Milli devlet ve üniter yapımızın korunmasında, birlik ve beraberliğimizin pekişmesinde farklılıklan değil, benzerlikleri öne çıkararak bütünleşmeyi gerçekleştirecek bir toplumsal projeyi hayata geçirmenin hazırlıklannı yürütüyoruz." "Cumhuriyetsiz demokrasi, demokrasisiz cumhuriyet olamaz, Bunlar, birbirlerini tamamlayan kavramlar ve kurumlardır" "Genelkurmay'ın irticanın tehlike oldugu tespitleri varsa ve o konuda hassasiyet gösteriyorsa biz bir siyasi parti oiarak bu konudaki hassasiyeti dikkaüe takip edip bunun ortadan kaldınlması noktasında anlayışla yaklaşmak gerektiği kanısmdayız." PORTRE / DEVLET BAHÇELİ 1948, Adana-Osmaniye doğumlu. Ortaöğrenimini Çukurova Koleji ve Istanbulda Ata Koleji nde, yüksek- öğrenimini Ankara ÎTÎA da Dış Ticaret Bölümü 'nde tamamladı. Daha sonra Istanbul 'a gitti ve I987'ye kadar asistan ve yardımcı doçent oiarak akademik görev yaptı. Aynı yıl Alpaslan Türkeş 'in çağnsı üzerine MÇP 'ye girdi. Beş buçukyıl süreyle MÇP, daha sonra MHP 'nin genel sekreterliğini, Türkeş ö'lene kadar da genel başkan yardımcdığını yaptı. Türkeş öldükten 45 gün sonra yapılan MHP Genel Kongresi 'nde genel başkanlığa adaylığını koyarak kazandı. Şimdiki halde MHP 'nin genel başkanlığım yürütüyor. - Partinizin ideolojisi Türkçülükie ne ölçüde örtüşüyor? -Türkçülük, Türk milliyetçılığının Tanzımat dönemındeki adıdır. Şu an için genel anlamda milliyetçilık oiarak algılanmaktadır. MHP, Türk milliyetçiliğini esas alan ve her türlü plan ve programında temel almış oldugu bir dünya görüşü oiarak kabul edilir. - Turanveesir Türkierin kurtarûması hedefi 1991 'deSovyeüer Bir- liği'nin ytkılmasıyla gerçekJeşliğinegöre bu konudaki amaçlannız nedir? -Bu, geçmişte birrüya, bir hayal oiarak nitelendiriliyordu. Ama SS- CB'nin çöküşüyle bırlikte o topraklarda bulunan ve Müslüman Türk kimliğini koruyan topluluklar hürriyetlerine ve bağımsızlıklanna ka- vuştular. Dolayısıyla Türk milliyetçilerinın özlem duyduğu bir olay gerçekleşmiş oldu. Bundan sevinç ve mutluluk duyuyoruz. Tabii şim- di her biri ayn bir devlet. En son bağımsız Türk devleti diye nitelen- dirdiğimiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'mn yanı sıra bağımsızlıkla- nnı gerçekleştirmek suretıyle kardeş topluluklar devlet olma özelli- ğine kavuşmuşlardır. Şimdi, o devletlerin varlığını, statüsünü kabul ederek karşılıklı ilişkıler içinde Türkiye'den Türk cumhuriyetlerini kapsayan devletler arasında iyi ilışkıler kurmayı düşünmekteyiz. - Bu ilişkiler öncelikle hangi alanlarda olacak? - Öncelikle ekonomik yönü ele almakta fayda var. Kültürel bağla- nmızı güçlendirmekte yarargörüyoruz. Dünyanıngelişimı içinde ge- liştirebileceğimiz siyasi ilişkileri öne çıkarmakta fayda var. - Dokuz Iştk öğretisi bugünkü koşullarda nasıl değeriendiriiebi- lir? - Dokuz Işık görüşü Türk milliyetçiliği fikrini Türk milletinin her alanına uygulayabilmek açısından Başbuğumuzun (Alpaslan Türkeş) ortaya koymuş oldugu bir göriişler demetklir. Şu an için bu görüşle- rin temelini teşkıl etmiş olan ilkelerin, geçerliliğini ko- ruduğu kanaatindeyim. Türkiye'de ahlakın bu kadar bo- zulduğu birdönemde Dokuz Işık'ın ahlakçılık ilkesini yok farzetmek doğru değıldır, kanaatindeyim. Sosyal adaletin. gelır dağılımındakı bozukluğun, bölgelerara- sı dengesizliğin, buna benzer birçok sosyal ve ekono- mik verilerin böylesine karamsar bır tablo çizdiği birdö- nemde Dokuz Işık ilkesinin geçersiz olduğunu ifade et- mek oldukça zordur. Üniter devlet - Turancılık ve Türkçülük 20. yüzyıhn başında Rus- ya'dan Türkiye'ye yansıdı. Ismail Gaspırah, Ağaoğlu Ahmet. YıısufAkçura bu akımın başını çekıüer. Meş- rutiyet'te üç akun var: Türkçülük, İslamcılık ve Os- manucılıL İkinci Dünya Savaşı 'nda da tazelenen Tu- ranctuk akımının başını çeken Nihal Atsız da laik bir kişiydi. İslam öncesi TürkJüğün kaynaklanndan da esinleniyordu. Çokpartili rejimden sonra Türkçü mil- liyetçi akımın islamcüıkla bağdaşmasımn kökeni siz- ce nedir? Amerikan etkisi bunda etken olmuş mudur? - Böyle dış bır de\ letın Türkiye"deki fıkrî oluşumda etkisi olduğunu ıfade etmekte oldukça zorlanmz. Bu bir süreçtir, bu bir birikimdir. Osmanlf nin çözülüşüyle bir- likte ortaya çıkmış olan bu fikir akımlan Cumhunyet dönemine de yansımıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin ku- rucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatûrk İcuruluş fel- sefesini Türk milliyetçiliği fikrine dayandırmıştır. Bu- gün Cumhuriyetimiz bu temel üzerine üniter devlet ya- pısını korumaktadır. MHP, bu süreçte oluşan tüm fikir- lerin gerçekleşebilecek olan unsurlannı özümsemiş ve programını milliyetçi düşünce oiarak kabul etmiş olan bir siyasi partidir. Geçmiş dönemleri o günün şartlan içinde bölüm bölüm ele almakta yarar olabilir. Bir fikrî gelişım için bize kaynak görevi görebilir. Ama bugün Türk milliyetçiliği birikimin bir sonu- cudur ve MHP'nin de programının esası olmuştur. Böyle bır gelişim- de Türkiye'nin gerçekleri üzerine düşünmek lazım. Dış devletlerin et- kisıni aramamakta fayda var. Her şeyden önce biz bu ülkenin insan- lanyız; bu ülke için düşünürüz, bu ülke için vanz. Milletimiz oldugu sürece onun mutluluk ve refahını arzulayan bir anlayışın sahipleriyız. Öyleyse dış etkilerden çok ülke gerçeklenne dayalı düşünceleri ge- liştirmekte yarar görmekteyiz. Bugün MHP'nin yapmak istediği şey de budur. Türkiye'nin gerçeği, yüzde 99.9 insanın lslamiyeti kabul ettiği bir ülke olmasıdır. Milliyetçi düşünceyi ortaya koyarken Cum- huriyetimizin temel ilkelerine sadık kaldığımızı ifade etmeliyiz. A- ma bu gerçeği de ihmal etmemeliyiz. Yani. bir Tük milliyetçisi insan- lanmızın ınançlanna ters düşen bir davranış içinde bulunamaz. An- cak. onlann inançlannı istismar ederek de siyaset yapamaz. - İslamcılık akımının irticaya dönüştüğünü de kabuletmek lazım. Bu yoldaki siyasaUaşma hakkında ne düşünüyorsunuz? - Bu konudaki resmi kayıtlann tam oiarak ne olduğunu bilemiyo- ruz. Ortada bir irtica kavramı dolaşıyor. Tarifi nedir? İrtica olarak kim- ler kastediliyor? Bunlar açıklanmıyor. Kastedilen bazı zümreler ol- duğu ve tedbirlerin de o zümrelere karşı geliştirildiği ifade ediliyor. Fakat uygulamaya baktığınızda bu tür kavramlann muhatabı olma- yan insanlann irticai faaliyet adı altında mağduriyetlerini görüyoruz. Örneğin ANASOL-D hükümetınde, irticai unsurlarla ilişkisi vardır gerekçesi altında çok yakından tanıdığımız, ama irticayla hiç ilgisi ol- mayan milliyetçi ülkücü insanlann tasfiye edildiğini görüyoruz. Tür- kiye'de bazı kavramlann netleşmesinde çok büyük yarar var. Bugün- kü yargı organlanmız böyle bir durumu tespit etmeye muktedirdir. Devletimiz, bu manasıyla güçlüdür. İrricaı faaliyetlerde bulunan un- surlar tespit edilir. Bunlar bağımsız yargı önünde gerekli cezaya çarptınlabilirler. A- ma inanan her insanı irticai faaliyet içinde görmek de çok yanlıştır. Bunlann birbirlerinden ayırt edilmesi gerektiği inancmdayım. Keli- me kavramı olarak geriye dönüş olarak düşünüyorsak, MHP hep ge- leceğe bakar. Türk milliyetçileri hep geleceğe bakarlar. Geçmişle ge- lecek arasında bir köprü kurarak geleceği algılamaya çahşırlar. Ama hiçbir zaman da geriye dönüşü düşünmezler. Onun için milliyetçili- ği irticai bir faaliyet içinde görmek çok yanlıştır. Türkiye'de inanan insanlan da bu anlamda bütünüyle görmekte çok büyük yanhş. yapı- lır. Türkiye'deki bazı söylemlere baktığımızda ve devletimizin. bazı kurumlanmızın ortaya koyduğu hassasiyetleri göz önünde bulundur- duğumuzda böyle bir faaliyetin su yüzüne çıktığma dair kanaatler de toplumda yaygınlaşıyor Bunlarla ilgili hassas olmak gerekmektedir. Başta siyasi partılerimiz bu hassasiyeti ortaya koymalıdır. Aydınlan- mız. sivil toplum kuruluşlanmız hassas olmalı. Cumhuriyetin temel niteliklen bürün siyasi faalıyetlerin uzlaştığı bir siyasi zemin olarak kabul edılmelı. Bunun ûzerinde de tartışma yapılmamalı. Bu tartış- malann yoğunlaşnğını görüyor ve bunlara üzülüyoruz. Inananlar ve inanmayanlarbiçiminde bircepheieşme ortaya çıkıyor. Laik-antilaik gibi bır cepheleşme süreci devam ettirilmek isteniyor. Son günlerde de çok daha büyük bir tehlike arz edebilecek bir şekilde cumhuriyet- çiler-demokratlar bıçımınde bir cepheleşme söz konusu. Türkiye ar- tık bu şekliyle bütün ilkelerinı ortaya koymuş bir ülkedir. Demokra- sisiz bir cumhuriyet, cumhuriyetsiz bir demokrasi olmaz. Bu ikisini karşı karşıya gerirmek Türkiye'de çok büyük yaralar açabilir. Bu ko- nuda çok hassas olmak gerektiği kanısındayım. Gençliği korumalıyız - Solcu-sağcı ya da milliyetçi-sosyalist diye adlandırdan gençlik gruplannm üniversüedeki iç çaüşmalan neredeyse kan davasına dönüşmek üzere. Sizce burada netür bir çözüme gerek var? Bu ça- ttşma Türkiye'ye karşıtçevrelerin işineyaramıyormu? - Türkiye'yi zayıflatmak, Türkiye'yi kuşatmak isteyen her türlü iç ve dış güçler bundan yararlanmak isterler. Türkiye'de artık kavgaya, çatışmaya yer olmadığını anlamak lazımdır. Türkiye'nin, her şeyden önce istikrara, banşa ve huzura ihtiyacı vardır. Yakın tarihte yaşan- mış olaylariTBffbakın. Ma'sum AnatlöTuînsânım sa5-^ol <i\nnıi şek- linde karşı karşıya getirerek fikir çatışmasının, fıkir teatisinin de öte- sinde şiddete dayalı olaylan teşvik etmek Türkiye için en büyük kö- tülüktür MHP, geçmişte de bu anlayışa sahip. Sözlerimin başında da ifade ettiğim bazı şeylere katılmam mümkün değil. O günlerde yaşa- yan bir insan olarak bunu söylüyorum. O günkü sosyal ve ekonomik şartlar iyi analız edilmeli. Basit bir sağ-sol kavgası gibi topluma tak- dim edilmesinin hiç kimseye bır fayda sağlayacağını sanmıyorum. Sa- nıyorum bu. Türkiye'de artık bütün gerçek yönüyle anlaşılır hale gel- mıştir. Üniversitelerde zaman zaman öğrenci olaylan meydana geli- yor. Bu öğrenci olaylan, çok pratik birbiçimde sağ- sol çatışması ola- rak nitelendiriliyor. Bunun doğru olmadığı kanısındayım. Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlan ve yıllardır devam eden ve karsı karşıya bu- lunduğu tehlikeleri de dikkate aldığımızda bunlann üniversiteye yan- sımalannın da olduğunu görmek mümkündür. İrtica marjinal grup PKK sadece Güneydoğu Anadolu dağlannda değil. üniversitede de gençliği ve desteği olan bir olgu. Biraz önce sözünü ettığimiz irticai unsurlann da acaba üniversitede desteği var mı? Şu an için tamamıy- la marjinal bir grup kalmış. Mevcut uygulamalar içinde ve dSnyada- ki değişim karşısında sonuç ahnamayacak, teröre dayalı sol fikrin ar- tık geçerliliğı olmadığı bir dönemde bu şekilde küçük grupçuklar ha- linde bunlann konınması. zaman zaman bazı olaylara teşvik edilme- sini çok geniş düşünmek lazım. Biz Türk milliyetçileri. milliyetçi, ül- kücü hareket olarak bu tür bir kavganın içinde olmak istemiyoruz. Bunda da kesin ifadeler kullanmaya çalışıyoruz. Kavganın Türk mil- letine, Türkiye Cumhuriyeti Devletı'ne ve Türk milliyetçilerine sağ- layacağı bir fayda yoktur. Siyasi gelişme MHP'ye yeni ufuklar açnuş- ken, kavga yaparak bu ufuklan karartmanın akılcı bir yönü var mı- dır? Onun için biz ülkücü gençliği mümkün oldugu kadar fikri geliş- me noktasında teşvik edıyoruz. Bu kavgalardan uzak olması gerektiğini düşünüyoruz. onlara bu- nu telkin etmeye çalışıyoruz. Kendilerine iyi yetişmelerini tavsiye ediyor. bunlan da inanarak yapıyonız. Bu gençlik 12-24 yaş grubuy- sa geleceğimiz demektir. 12-24 yaş grubu, 21. yüzyıhn ilk çeyreğin- de, özellikle cumhuriyetimizın 100. yılını kutlayacağımız dönemin- de 25-50 yaş grubu olarak ülkenin siyasetinde. bürokrasisinde, üni- versıtelerinde ve birçok kesimlerinde yer alacak olan insanlardır. Bu insanlar milletimizin gözbebeğidır; iyi korunmalı, çatışmalardan uzak tutulmalıdır. Dünyadakı gelişmeleri iyi izleyebilmelidir. Bu gençleri- miz üniversitelerde çok sağhklı bir eğitimle iyi yetıştinlmelidir. Tür- kiye'yi çok iyi tanımah, Türk milletinin, muhtemel gelişmeler için- de geleceğinin ne olabileceğini düşünebilmelidir. Bütün bu nedenler- le gençlik korunmalıdır. Gençliğin küçük çatışmalanndan büyük pa- nıkler yaratarak. bunlan siyasi platforma taşıyarak. "Birflerini kare- lıyonız. Bunlar hâlâ eski yapıdaJar. Bu anlaytsı hâlâ koruTOrlar", ge- rekçesıyle gençliğin önünü hiç kimse karartmamalıdır. Türkiye'ye ya- zık olur. Türkiye'yi seven solcusu, sağcısı, kim varsa bu konuda has- sas olmalıdır, dikkatli olmalıdır diye düşünüyoruz. Dolayısıyla üni- versite gençliğinın bu tür davranışlannı da tasvip etmiyoruz. Buna mü- saade etmeme gayreti içindeyiz. Bunu başarabildiğimiz ölçüde yap- maya çalışacağız. - Başında, medyada, siyasalyaşamda "Ülkücü mafya " deyimistk sıkyineleniyor. Bu alanda ünlenen kişilerde var. "Ülkücümafya ba- baları" diye anüan kişilere karşı bir değeriendirmeniz olacak mı? - Ülkücülükle bağdaşmayan, belkı de bağdaşamayacak kavramla- nn başında gelen bir kavramdır, mafya. Mafya olarak gördüğûmüz kışılerin ülkücü olması, ülkücünün de mafya olması mümkün değil- dir. Bu, milliyetçi-ülkücü camiaya yapılan en büyük hakaret ve hak- sızlık olarak gördüğûmüz bir durumdur. Yolsuzluk ve rüşvetin bu kadar yaygınlaştığı, kayıtdışı ekonominin GSHM'nin yüzde 40'Ianna ulaşnğı, siyasetin kirlendiği bir Türkiye'de kokuşmuşluğun ve çürümüşlüğün üzerine bir örtü oturtarak bu örtü- ye de "ülkücü mafya" diye yazmışlar. Bu yığın altındaki pis kokular toplumda yayılmaya başladı; son zamanlarda meydana gelen bir ta- kım gelişmelerle bu örtü kıpırdamaya başladı. Nihayet yavaş yavaş örtü, bu çürümüşlüğün. kokuşmuşluğun üzerinden kaydı, gerçek su yüzüne çıktı. Şimdi söyleyebilir miyiz? Son gelışme- lerde hiç ülkücü bir bakanı, ülkücü bir milletvekili- ni, ülkücü bir işadaımnı gördünüz mü? Var mı? Ger- çekler ortaya çıkmıştır. Şimdi de, aynı çevreler baş- ka bir zemine kaydılar. Diyorlar ki: "Tamanı, bu de- dikkriniz yok, ama bu işkrdeki tetikçiter sizin esU adanılannız." Bu, büyük haksızhktır. Herolumsuzlukta "esidut- kücü" tabiri yapıştınlmaktadır. Ama, bakan olmuş bir kişi için aynı tabir kullanılmıyor. Bu "iUkücü maf- ya" suçlamalan ve bu şekilde kullanılan bır tabir mil- liyetçi-ülkücü camiayı çok üzmektedir. Bu alçakça saldınya artık bir son vermek lazımdır. Bu konuda medyamıza. basın mensuplanna da çok büyük görev düştüğü inancmdayım. O zaman. örtünün altındaki asıl kokuşmuşlukla, çürümüşlükle hep beraber daha rahat bir mücadeleyi yürüteceğimizi sanıyorum. Anlayışla yaklaşınz - Genelkurmayın irticayı birinci tehlike veyakın tehdit sayması üzerine ne düşünüyorsunuz? - Biz, parlamento dışında olan bir muhalefet par- tisiyiz. Genelkurmay'la. Milli Güvenlik Kurulu çer- çevesinde herhangi bir temasımız olmuyor. Genel- kurmay, Türkiye'de cumhuriyetin bir kurumudur. Tespitleri varsa o konuda hassasiyet gösteriyorsa biz bir siyasi parti olarak bu konudaki hassasiyeti dikkat- le takip edip Türkiye'de böyle bir tehdit varsa, bunun ortadan kaldınlması noktasında anlayışla yaklaşmak gerektiği kanısmdayız. - Türk müliyetçüiğinin İslam ümmetçiiiği içinde erimesi tehlikesi dinci partilerin gelişmeleriyle birtikte büyümüyor mu? - Türk milliyetçiliği, İslam ümmetçiiiği içinde erimiyor. Böyle bir tehlike olduğunu da sanmıyorum. Ama Türk milliyetçılennin 12 Ey- lül'den bugüne yaşamakta olduklan bir süreç var. Bu sürecin zaman zaman ortaya koyduğu dağınıklıklar söz konusu olmuştur; ya da si- yasi tercihlerden farklılaşmalar ortaya çıkmıştır. Ama bütün bunlan, Türk milliyetçiliği eriyor gibi nitelendirmek doğru değildir. - MÇP'yle RP, geçmişte birlikte hareket etmişlerdi... - MCP ve RP, 1991 yılında genel seçimlerde bir ittifak yaptı. Ama seçim sonrasında, hangi parti ne kadar milletvekilliği kazanmışsa Meclis'te yeniden aynşmak suretiyle kendi partilerine dönmüşlerdir. Bunu, ümmetçilikle milliyetçiliğin birbirlerini eritmesi şeklinde algı- lamamak gerekir. Seçim sıstemındeki yanlışlıklann Türkiye'yi nere- ye götürdüğünü gönnek ve bu yanhşlıklarda ısrar etmemek lazımdır. MHP. kendisini Türk-tslam ülküsünde kaynağını bulan Türk milliyet- çiliği diye tanımlar. Türk milletinin genelde iki temel özelligi var. Bi- risi, inanç olarak Müslüman olması, ikincisi de tarihten bugüne akan bir mıllı kültürünün bulunması. "Türk müliyetçisiyinı''. diyen bir ki- şinin bu iki değerden birisini yok farzederek davTanması doğru değil- dir. Ama bunlardan birisine ağırlık veriyor gibi bir mesaj da algıla- mamak lazımdır. Bu iki temel nitelikten besleniyor, ama Türkiye Cumhuriyeti içinde siyasi aksiyon olarak yerini alıyor. - MHP'nin Atatürk 'e bakışt nedir? - Bir Türk milliyetçisine, "Atatürk'e bakışuıız nedSr" sorusunu çok yadırganm. Türk milliyetçisi Atatürk'ü sevmek mecburiyetindedir. "Ben Atatürk'ü sev mhorum". diyen bir Türk milliyetçisi olamaz. Bu konudaki hassasiyetimi özellikle belirtmek istiyorum. Bir inancı is- tismaredenler kadar, Atatürk'ü istismar edenleri de tasvip etmiyorum. - Türkeş 'in ölümünden önce ve sonra MHP kesiminde uç veren ayrüıklar, hizipler ve aynşmalar partinin küçülmesine miyoi aça- cak? Sağdaki ve soldaki bölünmelerin bir modelisizin alanmızda da yaşanıyor mu? - Bılindiği ve tabiatın kuralı oldugu gibi bazı mevsimlerde ağaçlar yaprak dökerler. Ama yine ağaçlar canlı kalır ve büyümeye devam ederler. Milliyetçi Hareket bu anlamda bir "çuıar"dır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle