Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SYFA CUMHURİYET 28 MART 1999 PAZAR
]4 KULTUR
"iyatro Stüdyosu, David Mamet'in 'Bağla Şu İşi' adlı oyununu Kadıköy'de sahneleyecek
Paraya, çıkara dayalı bir dünya
GILERÇETtN
i>Btro Stüdyosu bir kez da-
ha "ürkiye'de ilk kez sahnelenen
biıoyunla açıyor perdelerini.
Docuzuncu yılına giren tiyatro-
nuc bu yıl sahneleyeceği oyun,
Anerikangösteri dünyasının en
önmli isimlerinden David Ma-
me'in "Bağla Şu îşj" adlı yapı-
tı. /.merikan sinema endüstrisi-
ninçıkar ilişkilerinden yola çı-
kar oyun paraya endeksli, işle-
rin;arçabuk baglandığı, bütün
de^rierin yitirildiği bir dünya-
yı, ;ani günümüzü anlatıyor. Bu-
güre dek Türkiye'de bir tek oyu-
nu .ahnelenen Mamet'in oyu-
nunı Türkçeye Pınar Kür ka-
zaniudı. Ahınet Levendoğlu'nun
yörcftiği oyunda PayidarTüfek-
çfogu, Mehmet Ali Kaptanlar
ve Şebnem Köstera rol alıyor.
Bjgüne dek 30'a yakın senar-
yoyı, 30'un ûzerine oyuna im-
za aan Mamet, oyunculuk ve
eğitnenlik kariyerlerinin yanı
sıra -omandan kuramsal kitapla-
ra, şirden çocuk öykûlerine, film
ve ti/atro yönetmenliğinden ya-
pımcılıga, sanat yönetmenliğine
kada" uzanan üretken bir sanat-
çı. Oyun 7 Nisan'dan itibaren
KadJcöy Çağdaş Eğitim ve Kül-
tür Merkezi'nde sahnelenecek.
Ahraet Levendoğlu, Payidar Tü-
fekç.oğlu ve Mehmet Ali Kap-
tanlcr ile provalar sırasında ko-
nuştuk.
Yaşamın ta kendisi...
- Mamet'in oyununu sahnete-
meye nasıl karar verdiniz?
AHMET LEVENDOĞLU -
Tiyatro Stüdyosu'nun her za-
man izlediği ölçütler doğrultu-
sunda verilen bir karardı. Nite-
likli bir oyun metni olması, in-
sanlığa ilişkin önemli bir özü ve
sözü olması, bugüne kadar Tür-
kiye'de oynanmamış bir merin
olması gibi genel ölçütlerimizi
yerine getiren biroyun. Mamet'in
bugüne kadar bizim bildiğimiz,
birtek metni oynandı Türkiye'de.
Oysa olağanüstü üretken bir ya-
zar. Amerikan tiyatrosunun en
önde gelen bir iki çağdaş yaza-
n arasında kabul ediliyor. Yak-
laşık otuz yıla yakın süredirböy-
Ie birnoktada duran bir yazann
ancak bir oyununun sahnelen-
miş olduğunu düşünürsek çok
büyük bir gecikmişlikle buluş-
muş olacak izleyiciyle. Ogecik-
mişliği de gidermek gibi bir ama-
cımız var.
- Oyunun metni oyunculara
büyük bir pay bırakryor. Tam,
düzgün cümleler neredeyse hiç
yok. Bir de anlanlmakistenenkr
• Oyunun ustalığı ve önemi, insanlığın bugün
geldiği noktayı anlatmasından kaynakJanıyor. Paraya
endeksli, tümüyle kişisel çıkarlara dayalı ve acımasız
bir dünya... Ülkemiz için de Özallar'ın, Çillerler'in
Türkiyesi'nin bütün göstergeleri bu oyunun özünü
oluşturuyor. Paraya, çıkara endeksli ilkelerin, sevginin
ve bütün insani değerlerin yok edildiği ve köşe
dönmeciliğin, iş bitiriciliğin insanlar için en önemli
şeyler kılındığı Türkiye'yi bu oyun anlatıyor.
Ahmet Levendoğlu'nun yönettiği, ilk kez sahnelenecek oyunda Payidar Tüfekçioğlu. Mehmet Ali Kaptanlar ve Şebnem Köstem rol alıyor.
hep derinde gizli. Oyuncu ola-
rak aiışıkolduğunuzbir tarz mry-
dı, zoriandıgına anlar oldu mu?
MEHMET ALl KAPTAN-
LAR- Hiç aiışık olmadığımız bir
oyunculuktu. ilk bakışta, oku-
yuverdiğinizde size pek bir şey
söylemiyor gibi geliyor. Daha
sonra metnin içinde ılerlemeye
bas,ladığınızda kuyular açılıve-
riyorayağınızınaltında. Herku-
yuya düştüğünüzde başka bir
dünyayla yüzleşiyorsunuz. Bir
sözü, bir durumu yaşamak için
çeşitli açıklık ve zenginlikler su-
nuyor oyuncuya.
Konu olarak da farkl ı. Yaşamın
ta kendisi... Başlayan, bıten, alı-
şageldiğimiz bir öykü yok. Bu-
rada bıraktıgımız zaman ışık ne-
rede yanarsa orada sürüyor. Bit-
meyen, sürekli akan bir şey var
oyunda. Bu noktada oldukça
zevkli ama o yanm kalan, kınk
kınk cümleler ezber konusunda
bizi oyuncu olarak zorluyor. Duy-
gudan duyguya atlayan. görü-
nüşte bir mantık izlemeyen bir
metin. Kendi cümlelerinizi oku-
dugunuz zaman baştan sona bir
tirat olarak gidemiyor. Hep öte-
ki oyuncular giriyor araya.
PAYIDAR TÜFEKÇIOĞLU
- Mamet'in kendi dıli bu. Ne
demek istediğini dört replik son-
ra falan anlıyorsunuz. Ameri-
kan kültürünün sokak dili dedi-
ği şeyı çok iyi kullanıyor. Bu bö-
lük pörçük gibi görünen dil Ma-
met'in kendisinin yarattığı bir
şey değil. Kültürün dile yansıma-
sı. Aslında insanlar böyle konu-
şuyor...
LEVENDOĞLU - Ama oyun
yazarlığı geleneği bu bölük pör-
çüklüge izin vermemiş yüzyıllar
boyu. Aslında bölük pörçük ve
turuk konuşan insanlan çok düz-
gün konuşturmuş yazarlar. Ma-
met'in yaptığı ise o fazlalığı at-
mak. Yani insanlar yaşamda na-
sıl konuşuyorlar ise oyunlannda
da öyle konuşuyorlar. Ama biz
oyunlarda düzgün konuşan insan-
lara alıştığımız için böyle kesin-
tili bir metin karşımıza çıktığın-
da yadırgatıyor. Oysa durumun
kendisi bu.
Değersiz bir dünya süreci
- tzleyidlerin oyunu yadırga-
ma olasılığı var mı?
LEV E> DOĞLU - Ben yadır-
gayacaklannı sanmıyorum. Ti-
yatro dıli çok çabuk alışılan bir
'Haluk ve Zuhal
popülerliği seçti'
- Yeni projede Zuhal Okay ve Hakık Biigmer'in isimlerini
göremiyonız. Bu, yeni projeye yöneHk geçkri bir durum mu yok-
sa Tiyatro Stüdyosu sadece Ahmet Levendoğlu'yla mı sürdüre-
cekserüvenini?
- Gcçici bir durum değil. Haluk'la Zuhal dokuz yıl boyunca
kendi tiyatrolan olan Tiyatro Stüdyosu'na çok büyük emek har-
cadıktan sonra, farklı bir yolda ilerlemek ıstediler. Daha popü-
ler işler dogrultusunda sahne çalışmalan gerçekleştirme düşün-
cesindeler. Dokuzyıl boyunca Tiyatro Stüdyosu'nun hemen he-
men bütün oyunlannda, en büyük rolleri aîarak tiyatronun bü-
yük ağırlığını taşimışlardı. Farklı bir çızgide gitme düsünceie-
ri, karşılıkh anlayış içinde görüp kabul ettiğimiz bir şey oldu.
şey. Belki ilk bir iki dakika bu
insanlar diğer oyunlarda izledi-
ğımiz insanlurdan farklı konuşu-
yor gibi bir soru işareti oluşabi-
lir. Ama izleyici çabuk alışacak,
5-10 dakika içinde bu insanlann
öyle konuşan insanlar olduğunu
kavrayacak \e oyunu böyle bir
algılamayla izleyecektir.
- Oyun bizim ülkemiz üzerine
de çok şey söylüy or. Sizce Tü rld-
ye'de de çarkı döndüren tek şey
para ve çıkar mı?
Oyunun ustalığı ve önemi in-
sanlığın bugün geldigi noktayı
anlatmasından kaynaklanıyor.
Oyun Amerikanın film dünya-
sının içinde değil de herhangi
bir ülkenin herhangi başka bir
meslek alanında geçiyor olabi-
lir. Çok rahatlıkla Türkiye'de de
geçiyor olabilir. tnsanhgın bugün
geldiği nokta ise paraya endeks-
li, tümüyle kişisel çıkarlara da-
yalı ve acımasız bir dünya... tn-
sanlar kendi çıkarlan için çevre-
sindekı en yakın insanlann bile
omuzlanna basarak yükseliyor.
İnsanlığın yüzyıllar boyu, hatta
binlerce yıl boyu biriktirmiş ol-
duğu değerler artık bitme nok-
tasında, tersleniyor, dışlanıyor,
çöpe atılıyor. Değersiz bir dün-
ya sürecine girilmiş durumda ar-
tık. Bütün bunlann dogrultusun-
da belki de en büyük değer olan
sevgiyi de yitirmekte olan bir
insanlık söz konusu. Ülkemiz
için de bu, hepimizin bildiği gi-
bi 1980 sonrası Türkiyesi'nde
bu ülkeyi yöneten kişilerin göz
göre göre ve bile bile çizdikleri
birtablo. Yani Özallar'ın, ÇBler-
ler'in Türkiyesi'nin bütün gös-
tergeleri bu oyunun da özünü
oluşturuyor. Paraya endeksli, çı-
kara endeksli, ilkelerin, sevgi-
nin ve bütün insani değerlerin
yok edildiği ve köşe dönmecili-
ğin, iş bağlamacılığın, iş bitiri-
ciliğin insanlar için en önemli
şeyler kılındığı Türkiye, bu oyu-
nun anlattığı şey.
Yangında suçlu bulunduk
- Oyunun çok maco bir söyle-
mi var. Bumı nasıl değerlendiri-
yorsunuz?
Bu da düzenin bir sonucu. Bi-
razcık gücü olan herkes kendi-
sini her şeyi elde etme hakkına
sahip hissediyor. Elde edilecek
şeylerden biri de kadın... Biryaz-
lık ev, bir kışlık ev, bir araba gi-
bi elde edilecek bir meta. Sözü-
nü ettiğiniz söylem de bunun
oyuna yansıması.
-Yeni sezonda da kendi sahne-
nizde penfc açamı>orsunuz.Ode-
on Sineması konusunda İJskü-
dar Eleledryesi'\ le aranızdaki da-
va sonuçlandı mı?
Yaklaşık üç yıl kadar süren
dava ne yazık İci geçen ay so-
nuçlandı. Bu konuda hiç hoş şey-
ler düşünmediğimi açıkça söy-
lemeliyim. Dava süresince üç
bilirkişi kurulu olûşfuruldu. Bu
kurullardan bir tanesi büyük öl-
çüde bizim lehimize karar çıkar-
mıştı. Oluşrurulan ikinci bir bi-
lirkişi kurulu yüzde elli- yüzde
elli bir kararkoyduortaya. En son
karan veren kurulun en ufak bir
şüphe payı bırakmaksızın bizim
bu yangında suçumuzun olma-
dığı konusunda karar vermesine
karşın mahkeme, davayı Üskü-
dar Belediyesi'nin lehine sonuç-
landırdı. Bu ne yazık ki artık
Türkiye'de görmeye alıştığımız
yargı skandallanndan birini oluş-
turuyor. Yüzde yüz bizim lehi-
mize karara bağlanan bir bilir-
kişi raporuna karşın dava bizim
aleyhimize sonuçlanabiliyor.
Oradan temyize gitti karar. An-
cak temyizden de beklediğimiz
karar çıkmadı.
Onuncu yılımızda etkinlikle-
rimizi kendi yerimiz olmayan bir
salonda sürdüreceğiz. Bu artık
alıştığımız bir durum. Ama ya-
nan Odeon salonu gibi bir şeyi
edınme noktasına bu kadar yak-
laşılmışken. üç yıllık emek, ça-
ba ve beklentinin sonrasında bi-
ze göre çok yanlış bir karar so-
nucu salonu kaybetmiş olmamız
elbette çok üzüntü verici bir şey.
FRANSA
Behramoğlu
'Şairlerin
tlkbaharı 'nda
Kühür Senia - Eski Fransa
Kültür Bakanı Jack Lang,
Milli Eğitim, Araşörma ve
Teknoloji Bakanı ve Kültür
Bakanı'nın katkılanyla Frartsa'da
21 Mart'ta başlayan 'Ulusal Şiir
Haftası' sürüyor. 28 Mart'a dek
sürecek olan Ulusal Şiir Haftası
kapsammda Sorbourne
Üniversitesi 'Centre de poetique
comparee' (Şairlerin tlkbahan)
adı altında üç gün süren bir
'Şairter Buluşması' düzenledi.
'Günbatımı Şiirsel Değildir'
üstbaşlığında gerçekleştirilecek
etkinliklerin ilki dün 'Çağdaş Şiir
Neden Bu Kadar Güç' başlığında
Bernard Cenquiglinl, Michel
Deguy, Florence Dday, Marie
Etienne, Micheie Grangaud,
Pierre Lartigue, Claude Royet-
Journoud ve Michel Stenrjniak'ın
kahlımıyla gerçekJeştirildi.
Bugün yapılacak olan 'Şiir Dilin
Belleğklir' başlıklı etkinliğe
Türkiye'den Ataol Behramoğlu
katılıyor. Etkinlikte aynca
Guennadi Aygi, Mostefa Harkat,
Atner Huzangai, Yuri Rytkheou,
Oljas Süle>manov. Akimhsu
Tanaka, Jacques Karro, Marcel
Benabou, Claude Esteban, Lajos
Nyeki, Saül Yurkievich, Leon
Robel, Remy Dor ve François
Cheng konuşmacı olarak yer
alacak. Şairler Buluşması'nın son
etkinliği ise 'Şiir Ne Söylüyorsa
Söylediği Odur' başlığı altında
gerçekleştirilecek. Cuma günkü
etkinliğe Valerie Beaudouin, Eric
Beaumarin, Jany Berrerti, Paul
Braflbrt, Dominique Buisset,
Alain Chevrier, Aıınick Duny-
Allaigre, Myrto Gondkas, Monica
GuelL Nella Henn, Bernard
Magne. Tibor Papp, Jacques
Roubaud, Fronçois Sarhan,
Bernardo Schiavetta, Thelma
Sovviey katılacak.
Yayımcılar, Kültür Bakanı'na açık mektupla bandrol almayacaklannı açıkladılar
'Buyrun toplaUn kitaplanmızjjKültürServisi-50'ye yakın yayımcı, Kül-
tür Bakanı'na açık mektupla, 1 Nisan 1999
tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olan
'Bandrol Yönetmeligi'ne uymayacaklannı,
kitaplannın üstünü kirletmeyeceklerini ka-
muoyuna açıkladı.
Türk yayımcılığının önde gelen yayımcı-
lannın hazırladığı açık mektupta, her ay çı-
kanlacak kitaplan bandrolsüz diye toplatma
yetkisi olan Kültür Bakanı'na, yönetmeli-
ğin öngördüklerinin yerine getirilmeyeceği
ve bandrol yapıştınlmayacağı madde mad-
de gerekçeleriyle belirtilerek "ÜçihtilaLbun-
ca darbe görmüş bu iilkede, ihtilalcUerin bi-
le cesaret edemediğini yapın... Türk yayım-
cıhk tarihine en çok kitap toplatan bakan
olarak-. evet en çok kitap toplartıran Kültür
Bakanı olarak geçin.J" denildi.
Her maddenin altına "Bu yüzden toplata-
caksanız, buyrun toplabn kitaplanmızı..."
denilen mektupta şu konulara değinıliyor:
1- Her kitabımızın üzerine adımızı, unva-
nımızı biz istediğimiz için koyacağız. "konul-
ması zorunlu" olan amblemlerimizı ise ca-
nımız isterse koyacağız, o kitap gerektırmı-
yorsa koymayacağız.
2- Her kitaba. Kültür Bakanlığı demek
olan "KB kısaltmalartnı 8 puntodan küçük
ounayacak" bıçiminde koymayacağu. Ken-
di yayınevimizin adını ise istediğimiz pun-
toda koyacağız.
3- Her kitaba yayımlanacağı yılın "son iki
rakamını" siz ıstediniz diye koymayacağız.
Kendi isteğimizle hem yayın yılını hem de
ayını zaten yazıyoruz.
4- Her kitaba, "işimizi yapbğımız Uüı" ko-
dunu koymayacağız. Ama yalnızca ilin de-
ğil, ilçenin, mahallenin, sokağın adını bile za-
ten kendi isteğimizle koyuyoruz.
5- Her kitaba, "biryayımcınumarası" alıp
koymayacağız. Bu numarayı almak için ba-
kanlığınıza, adresimizi, unvanımızı, ikamet-
gâhımızı (!!) ve adresimizi vermeyeceğiz.
6- Her kitabımıza, bakanlık istiyor diye "sıra nu-
marası" vermeyeceğiz, isteyen yayımcı arkadaşlan-
mız gene vermekte ya da vermemekte özgür kala-
cak.
7- Her kitabımıza bandrol almak için, Maliye Ba-
kanlığf na başvurarak almamız istenen izinle tasdik
ettirilen "sipariş fişlerini" kullanmayacağız ve de si-
ze vermeyeceğiz. Kaldı ki hepimiz Maliye, Ticaret,
Açık mektubu
imzalayan
yayınevleri
Açılım Yayınlan, Alan
Yaymcınk, Alev Yayınevi.
Altm Kitaplar, Arkeoloji ve
Sanat, Avesta. Aynntı
Yayınlan, BDS Yayınlan.
Belge Yayınlan, Berfin
Yayınlan. Beyaz Yayınlan,
Bilgj Yayınevi, Bu Yayınlan.
Bulut Yayınlan, Can
Yayınlan, Cep Yayuılan.
Ceylan Yayıncılık. Çhi
Yazılan. Ege Yayınlan, Engin
Yayıncüık. Esin Yayınlan.
Evrensel Basın Yayın, Gendaş,
Güncel Yayıncıhk Ithaki
Yayınlan, Kavram Yayınlan,
Kaos Yayınlan, Kelebek
Yayuıevi, Mavi Bulut
Yayınlan, Metis Yaymlan.
Müjde Yayıncılık, Oda
Yayuılan. Oğlak Yayınlan,
OM Yaymlan, Ozan
Yayıncılık, Öteki Yayınoı,
Pan Yayıncılık, Pencere
Yayınian, Peri Yayınian,
Sarmal Yayınevi, Scala
Yayıncılık, Sel Yayınalık,
Sis Çam Yayınevi, Sol
Yayınlan, Sorun Yaymlan,
Ümit Yayıncılık, Varlık
Yaymlan.
Içişleri ve Adalet bakanlıklarının ilgili hükümlerine
uyarak kunjlmuş yasal şirketleriz.
8- Her kitabımıza bandrol verilırken istenen ve ki-
tabı önceden sansür etmekte kullanılacağı şimdiden
çok açık olan "kitapla ilgili bUgüeri" bakanlığınıza
vermeyeceğiz. Bakanlığınız kitaplann içerikleriyle il-
gili beyannameler istemekle uğraşacağına kitaplan-
mızı kürüphanelere almakla uğraşsın.
9- Her kitabımıza bandrol almak için hiçbir belge
hazuiamayacağız ve bu belgeleri "0 kültür müdür-
lükleri"ne vermeyeceğiz. Bu bandrolleri almak için
il düzeyindeki memurlannızın önüne çıkarak "Neolur
birazbandrol lütfen" diye kapılarda yalvar yakar ol-
mayacağız, onca zorluklarla bu kitaplan çıkarmaya
çalışırken birde bandrol almak için bakanlığınıza bir
kuruş bile vermeyeceğiz... Bunun yerine ülkemizin
yüzünü ağartan kitaplar çıkarma işimize devam
cdeceğiz.
Yosma, Viyana'da saftnelenecek
• Kültür Servisi - Dostlar Tıyatrosu'nda geçen
sezon sahnelenen Bertolt Brecht'in Yosma adlı
oyunu 2-3 Nisan tarihlerinde Viyana'da
Interkulttheater'de izleyicilerin beğenisine
sunulacak. Genco Erkai'ın düzenlediği, Zeliha
Berksoy'un tek kişilik gösterisinde Brecht'in
müzikallerinden bölümler, şiir, öykü ve skeçleri yer
alıyor. Brecht'in dogumunun 100. yılı anısına
sahnelenen Yosma'nın müzik düzenlemesi Server
Acim'e ait.
Ara Güler'in fotoğrafları
Almanya'da sepgileniyor
• Kültür Servisi - Ünlü fotoğraf sanatçımız Ara
Güler'in fotoğraflan sanat kolonisi olarak
nitelendirilen Almanya'nın Worpswede kentinde
sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Lichtbild
Galerie'de açılan sergi 'Haliç'in Insanlan (Von
Menschem am Goldenen Hom) adını taşıyor. Ara
Güler'in çok bilinmeyen karelerinin de yer aldığı
büyük boyutlu toplam 57 siyah- beyaz fotoğraf, 30
Mayıs'a kadar görülebilecek. Lichtbild Galerie,
Almanya fotoğraf sahnesinde önemli bir yere sahip.
Şimdiye kadar F. Talbot. August Sander,
VVeston, Rene Burri, Karl Blossfeld gibi fotoğraf
ustalannın çahşmalanna yer veren galeri, içinde
yüzlerce fotoğrafin bulundugu çok önemli bir
koleksiyona da sahip. Türkiye'den YGS Yayınlan,
Almanya'dan Edition M. de, Güler'in
70. doğum yılı için Türkçe, Almanca ve Ingılizce
hazırlanan 'Ara Güler'e Saygı' adında bir albüm
hazırladı.
Nisan ayında Bilgi'de Sinema'
• Kültür Servisi -Bilgi Üniversitesi'nin nisan
ayında gösterime sunacağı filmler arasında Akira
Kurosava, James Mangold, Wong Kar-Wai, Manoel
de Oliveira gibi tanınmış yönetmenlerin yapıtlan yer
alıyor. Sinemaseverler ay boyunca yönetmenlerin
Ran, Heavy, Happy Together, Journey To The
Beginning of the World adlı fîlmlerini izleme
olanağı bulacaklar. Nisan ayında gerçekleşecek 18.
Uluslararası Film Festivali'nın Belgesel
Bölümü'nün sponsorluğunu üstlenen Bılgi
Üniversitesi, aynı zamanda bu bölümün fılmlerinin
son gösterimlerine (22 Nisan-2 Mayıs arasında) ev
sahipliği yapacak. Festival sinemalannda bu fılmleri
izleme firsatı bulamayan izleyicilere, 'Bilgi'de
Sinema' programı içerisinde izleme olanağı
verilecek. Aynntılı bilgi almak isteyenler216 23 15
numaralı telefonu arayabilirler.
Mari Antuanet Tunçay'ın neshn
sergisi
• Kültür
Servisi -
Yaşarbank,
ressam Mari
Antuanet
Tunçay'ın
yapıtlannı 5
Nisan'da
tstanbullu
sanatseverlerle
buluşturuyor.
Bankanın
Harbiye
şubesinde
açılan sergi 22
Nisan'a kadar
görülebilecek. Sanatçı, 1995'te lstanbul Güzel
SanatlarGalerisi'nde, 1996'da HABITAT II Insan
Yerleşimleri Konferansı kapsamında ve Anadolu
Kulübü'nde, 1997'de Galena ve Anadolu
Kulübü'nde düzenlenen karma sergilere katıldı.
Tapihi eserden küttiir menkezine
• Kültür Senisi - Beylerbeyi Sarayı Gazhanesi,
Mülkiyeliler Birliği Jstanbul Şubesi tarafindan
restore edilerek kültür merkezi haline getiriliyor.
1862 yılında Kuzguncuk'ta inşa edilen Beylerbeyi
Sarayı Gazhanesi, 1940'ta faaliyetinı durdurmuş ve
metal bölümleri sökülerek Kadıköy Gazhanesi'ne
taşınmıştı. Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma
Kurulu ve Boğaziçi Imar Müdürlüğü'nün onayladığı
projelerle önümüzdeki günlerde inşaatına
başlanacak olan Mülkiyeliler Birliği Kültür
Merkezi'nde 250 kişilik konferans salonu, iki sergi
salonu, 75 kişilik iki seminer odası, kitaplık,
lokanta, kafe, spor salonu ve yürüyüş alanlan
bulunacak. Müîkiyeliler Birliği Kültür Merkezi
projesi. tarihi değeri olan sanayi tesislerine yeni
hizmet fonksiyonlan yükleyerek onlan yok
olmaktan kurtarma ve bu yoldan endüstriyel
mirasımıza sahip çıkma amacını güdüyor.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in himayesine
aldığı projeyi Kültür Bakanlığı destekliyor. Mimar
Gökhan Avcıoğlu'nun hazırladığı restorasyon
projesi yaklaşık 1 trilyon liraya mal olacak.
Ankara Rlm Festivali'nde uzun
metrajb film gösterileri başlıyor
• ANKARA (AA) -11. Ankara Uluslararası Film
Festivali'nde uzun metrajlı film gösterimi 30 Nisan-
9 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Toplu
gösterim kapsamında Locarno Film Festivali'nin
50. yılı nedeniyle, sinemaya bir saygı duruşu
olarak projelendirilen ve Locarno Demi Siecle:
Reflexions sur l'avenir (Locarno Yanm Asır:
Gelecek Hakkında Düşünceler) adlı kısa film serisi
uzun merraj olarak izlenebilecek. Seride dünyanın
dört bir yanından yedi ünlü yönetmenın, 'Sanat
sinemasının gösterişli yapımlara yenik düşmüş
kitlelerdeki yeri' ve gözlenen hızlı değişim gibi
noktalardan hareket ederek sinemanın geleceği
konulanndaki kısa metraj filmleri, 'Dünya
Sinemasının Buluşması' adı altında tek seans
halinde gösterime sunulacak. 'Dünya Sinemasının
Buluşması' kapsamında Chantal Akerman
(Belçika), Marco Bellocchıo (Italya), Abbas
Kiarostami (Iran), Robert Kramer (ABD),
Idrissa Quedraogo (Burkina Faso), Raul Riez (Şili)
ve Samir'in (Isviçre) filmleri izleyicilerle
buluşacak.