Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 MART 1999 PERŞEMBE
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ StRMEN
Dikkat Savaş!..
Bir sırça saray gibi kinlıp unufak olmuş. nafile
düşler peşinden ağlamak umar olmadığına göre
Tito'nun Yugoslavyası'nın ardından gözyaşı dök-
menin de bir anlamı kalmamıştır.
Ama bu parçalanışı seyreden, hatta Almanya ör-
neğinde olduğu gibi, kendi nüfuz bölgesi hesapla-
nyla ona el altından destek veren kimi Avrupalıla-
nn uzak görüş yoksunluğuna şaşmamak da elde
değil.
Miloseviç belasında somutlaşan Sırp şoveniz-
mi ve ırkçılığı Balkanlar'ı bir kez daha Avrupa'nın
ufunet merkezi haline getirmış bulunuyor. Rambo-
uillet görüşmelerinde, Sırp tarafının uzlaşmaz tutu-
mu, her türlü banşçı çözümü saf dışı edince, ön-
ceki geceyi düne bağlayan saatlerde, NATO Genel
Sekreteri Javier Solana Yugoslavya'ya karşı ha-
vadan askeri harekâta başlama emrini verdiğini
açıkladı.
O sıralarda, Dünya Bankası yetkilileri ile görüş-
mek üzere, ABD'ye uçmakta olan Rusya Federas-
yonu Başbakanı Yevgeni Primakov, uçağını Atlan-
tik üzerinden çevirerek ülkesine döndürdü ve Mos-
kova NATO'yu uyardı, hatta uyarmanın da ötesin-
de tehdit etti.
Dün sabah ise taraflann kendilerini savaşa hazır-
ladıklan bir sırada, Slobodan Miloseviç, banş gö-
rüşmeleri için bir çağn daha yaptı. Ne var ki herkes
Miloseviç'in Saddam gibi, bir oyalama ustası ol-
duğunu, aslında hiçbir uzlaşmaya razı olmayaca-
ğını, vakit kazanıp durumu sulandırmaya çalıştığı-
nı biliyor.
24 Mart günü ise Ingiltere'de bulunan NATO em-
rindeki Amerikan B - 52 uçakları havalandılar.
Kısacası, savaşın eli kulağında.
Kimsenin kuşkusu olmasın ki Miloseviç'in, böy-
le bir saldınya yanıtı, Saddam'ınkinden daha kap-
samlı olacaktır. Üstelik unutmamak gerekir ki Sad-
dam'ın tersine Miloseviç, Ruslann aktif desteğine
sahiptir.
NATO ilk aşamada ne yapmak istiyor? Bir yaban-
cı uzman, NATO'nun ilk amacının Yugoslavya'nın
gözlerini oymak ve kulaklarını tıkamak olduğunu
söylüyor. Yani ilk hedef gözleme ve dinleme tesis-
leridir. Yerden havaya füzeler, ondan sonra çok da-
ha rahat biçimde vurulabilecektir.
Burada haklı olarak şu soru geliyor gündeme:
"Böyle bir operasyon gerçekten zorunlu muy-
du?"
Operasyonun bırkaç günde kolayca başanya eri-
şemeyeceği, Miloseviç'in direnişinin hemen kınla-
mayacağı ve bu ırkçı liderin çevresinde bütünleş-
miş olan şoven Sırplann daha da tek yumruk hali-
ne gelebilecekleri düşünülürse, sorunun pek yaba-
na atılır cinsten olmadığı da kolayca anlaşılır.
Aynca Sırp vahşetini nefretle izlerken, bir nokta-
yı da gözden uzak tutmayalım. Aslında Rambouil-
let'de, Sırplara oranla daha ılımlı görünen Amavut
tarafı ve Kosova Kurtuluş Ordusu'nun amacı da
açıktır. Onlar, Arnavut damgalı bağımsız bir Koso-
va devleti istiyorlar ki bu da son amaca yönelik ge-
çici bir aşama. Sonuçta vanlacak nokta, bu devle-
tin öte yandaki kardeş ile bütünleşerek Büyük Ar-
navutluk rüyasının yaşama geçinlmesidir,
Bu gerçek göz önünde tutulup olaya Devletler
Hukuku açısından yaklaştığımızda görünen, ey-
lemli kalkışma karşısında bulunan bağımsız birdev-
lete müdahale edildiğidir.
Ancak Sırp vahşetine müdahale edilmediğinde
neler olduğu ve daha neler olabileceğini de Bosna
ve Kosova olaylan gösteriyor.
Kaldı ki nevraljik Balkanlar'da Sırplann ateşleye-
ceği barut fıçısı, bir ucu Türkiye'ye kadar uzanan,
zincirleme etkisi olan, bütün Avrupa'yı istikrarsızlı-
ğın göbeğine sürükleyecek, büyük bir savaşa ne-
den olabilir.
Zaten VVashington da müdahale gerekçelerini
açıklarken, bu gerçeği özenle vurgulamıştır.
Miloseviç'in çıldırttığı Sırp şovenizmi müdaha-
leyi kaçınılmaz kılıyor ve savaş hepimizin kapısını
çalıyor.
FP adayı Cürtuna
'Hedefimiz oy
avcılığı değil'
tstanbul Haber Servtsi
- tstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Ali
Müfit Gürtuna, hedefle-
rinin oy avcılığı olmadı-
ğını söyleyerek "Biz sa-
dece geİecekseçimleridü-
şünen kadro değiliz, gele-
cek nesillcri diişünen bir
kadroyuz" dedi.
Fazilet Partisi (FP) Ka-
dıköy belediye başkan
adayı Nusret Bayraktar
ile İSTON tarafından
üretilen bank ve çiceklik-
lerle yeniden düzenlenen
Kadıköy Iskele Meyda-
nı'run açılış törenine ka-
tılan Ali Müfit Gürtuna,
belediye olarak işin en
iyisini yapmaya çahştık-
lannı söyledi.
Ali Müfit Gürtuna,
2001 yılında bütün atık
suların antılmış olarak
denıze verileceğini belir-
terek "Holdinglerin, çı-
kar çevrelerinin adayı de-
ğiliz. Sizin adamınız, si-
zin adayınızız. Hizmetle-
rin devamı için bu çahş-
kan kadro yeniden işba-
şına gehnetidir. Aksi hal-
de İstanbul'un gelişme
çizgisi durur. geriye dö-
nüş başlar. Biz sadece ge-
lecek seçimleri düşünen
kadro değiliz, gelecek ne-
silleri düşünen kadro-
yuz" dedi.
Nusret Bayraktar ise
Sütlüce Mezbahası'ndan
sonra Hasanpaşa'daki
Gazhane'nin de bir kül-
tür merkezi haline getiri-
leceğini söyledi.
FP lideri Recai Kutan
'Herkes dikkatli olmalı'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - FP Genel
Başkanı Recai Kutan, Ge-
nelkurmay'da görevli ko-
mutanlann Yargıtay Cum-
huriyet Başsavcısı Vural
Savaş'a yaptığı ziyarete
tepki gösterdı. Kutan.
"herkesin dikkatli olması
ve gerginliği ürmandıra-
cak adımlardan kaçuııl-
ması gerektiğuu"" söyledi.
Partisinin son günlerdeki
zikzaklanna gerekçe bul-
makta zorlanan Recai Ku-
tan, kapatılan RP'nin eski
lideri Necmettin Erba-
kan'ın baskısını yalanla-
yarak "Genel başkan be-
nim ve işimin başında-
yun" dedi.
Son günlerdeki tavır
değişikliklen nedeniyle
zor durumda kalan Recai
Kutan. basın toplantısı
düzenleyerek kendisini ve
partisini savundu. Kutan,
"Siyaset yapmak, siyasi
konuşmalar bazılanmn
işine gelmiyorsa, hemen
rejimle, anayasal düzenle
irtibatiandırılrvor" dedi.
İstanbul Barosu, 7 Mart'ta yaşamını yitiren sendikacının ölümüne ilişkin önemli bulgular saptadı
'Yeter işkencede öldüraldü'• istanbul
Barosu'nca
yapılan
açıklamada,
"Yeter'in
gözaltında ölümü,
bize göre şüpheli
bir ölümdür ve
işkence sonucu
yaşamını
yitirdiğine ilişkin
önemli bulgular
mevcuttur"
denildi.
İstanbul Haber Servisi- tstanbul Barosu.
gözaltındayken 7 Mart'ta yaşamını yitiren
DtSK'e bağlı Limter-lş Sendikası eğitim
uzmanı Süteyman Yeter'in "is,kence" so-
nucu yaşamını yitirdiğine ilişkin önemli
bulgulann mevcut olduğunu açıkladı.
tstanbul Barosu Başkanlığı'nca dün ya-
pılan yazılı açıklamada, Süleyman Yeter'in
5 Mart 1999 günü gözaltına alınarak tstan-
bul Terörle Mücadele Müdürlüğü'ne götü-
rüldüğü ve gözaltındayken 7 Mart 1999 gü-
nü yaşamını yitirdiği anımsatılarak "Ye-
ter'in gözalünda ölümü. bize göre şüpheli
bir ölümdür ve işkence sonucu yaşamını yi-
tirdiğine ilişkin önemli bulgular mevcut-
tur" denildi. Açıklamada, Yeter'in daha
önce Temmuz 1997'de gözaltına alındığı ve
DGM tarafından işkence gördüğüne ilişkin
rapora bağlandığı ve tstanbul 7. Ağır Ce-
za Mahkemesi tarafından görülen davanın
teşhis aşamasına geldığine dikkat çekılerek
"5 Mart 1999 tarihindeld gözalüna alnıa ile
29 Nisan 1999 tarihinde yapılacak teşhis
duruşması arasuıda bağlann olduğu, teşhi-
si engelleme amacına matufbulunduğu dik-
kate alınması gereken bir durumdur" gö-
rüşü savunuldu.
Açıklamada aynca Yeter'in ölümüne
ilişkin olarak FatıhAdliyesi"ndeeşi\eavu-
katlannın şıkâyet dilekçesi verdikleri sıra-
da konuşmalannın polis tarafından banda
alındığı ve Fatih Cumhuriyet Savcısı'nın
olaya tepkisiz kaldığı, koridorlan doldu-
ran sivil görevlilerin caydırmaya yönelik
davranışlarda bulunduklan anlatıldı.
Adli Tıp Morgu'nda Yeter'e yapılan
otopsiye katılan Avukat Gülseren Yoleri ve
Avukat Metin Narin'in ceset üzerinde açık
ve gözle görülür işkence izleri gördükleri-
ne ilişkin anlatımlan bulunduğuna dikkat
çekilen açıklamada özetle şu ifadelere yer
venldi:
"Bütün bu bulgular, Yeter'in gözaltın-
dayken işkenceye maruz kaldıgını ve ölü-
miinün. maruz kaldığı bu işkence sonucu
meydana geldiğine ilişkin somut şüpheleri
taşıyan, üzerinde önemle durulması gere-
ken bulgulardır. İşkencenin kayıt dışı bıra-
kılmasına i/in \ermeyeceğimiz tüm kamu-
oyunca bilinmelidir. İnsanlann bedenleri
ve ruhlan üzerinde \e her yerde acımasız-
ca ve sınırsı/ca kol gezen, işkenceyi sistema-
tik bir uygulamaya dönüştüren ve bunu bir
intikam aracı olarak kuüananlara fırsat ve-
rilmeyecek, yaşama hakkına kastedenler
karşılannda her zaman tstanbul Barosu'nu
bulacaklardır". Süleyman Yeter - Ölümü taröşılıyor.
Seçimin iptalini isteyen DTP Genel Başkanı Cindoruk'tan liderlere zirve çağnsı
'Demirel rahatLadı, ben rahatlamacbm'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DTP Genel Baş-
kanı Hüsamettin Cindoruk,
küskünler ve seçim bloku
arasında uzlaşma sağlanma-
sı için "Kderlerin bir araya
gelmesi" önerisinde bulun-
du. Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel'i de eleştiren
Cındoruk, "Ben Cumhur-
başkanımızın yaka cebinde
anayasa taşıdığuu bttirdim.
Şimdi anlaşılan içtüzük de
taşıyor. İçtüzüğu, Meciis Ge-
nel Kurulu'nun yorumla-
ması gerekirken, Cumhur-
başkanı, Genelkurmay Baş-
kanı \orumluyor" dedi.
DTP Genel Başkanı Cin-
doruk, partisinin Aydın Mıl-
letvekili İsmet Sezgin ile
"Eski Medis Başkanı" sıfa-
tıyla TBMM'de ortak basın
toplantısı düzenledi. Cindo-
ruk, TBMM'de son günler-
de yaşanan olaylan değer-
lendirirken. "Bu genşmeler,
bizim demokrasi kalitestdi-
ğimi/i. demokrasi düşüklü-
ğümüzü, parlamentoya kar-
şitlığınıızı bir kez daha orta-
yakqynnıstur''dedi. Olayla-
nn tüm sorumluluğunun
TBMM'nınolağanüstütop-
lanmasını sağlayan 116 kişi-
ye yüklenmek istendiğinı
savunan Cindoruk, "Şimdi
olavlar bir korku filmine
çevirilmek isteniyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Demi-
rel'in "içtüzük yorumlarha-
le ge)mesini" de eleştiren
Cindoruk, "Demirel rahat-
ladım, diyor ama ben rahat-
lamadun" dedi. Demirel ile
"içtiği su ayn gmTKdiğT yö-
nündekı yorumlan da de-
ğerlendıren Cindoruk, "De-
mek ki Sayın Demirel uzun
süredir su icmiyor. Çünkü
kendisini 2-3 yıkiır görmü-
>t)rum" diye konuştu.
Olağanüstü toplantı kara-
nnın ardından TBMM'nin
büyük bir kaülımla çalıştığı-
nı, ANAP-DSP-DYP cep-
hesınin demokratikleşme ve
bazı önemli yasalan çıkar-
ma konusunda önemli bir
fırsatı kaçırdığını ileri süren
Cindoruk, TBMM Başkan-
vekili Uluç Gürkan'ın uy-
gulamalarını ise "Başka
parlamentoda olsaydı 1 saat
başkanlık vapamazdı" diye
eleştirdi.
Seçimlerin 18 Nisan'da
yapılması durumunda Tür-
kiye'yi "kaosun" beklediği-
ni savunan Cindoruk, "Eğer
iki seçim aynhrsa, yerel se-
çimler >ine zamanında ya-
pılır. yani hiçbir çaba, mas-
raf boşa gjtmez. Ben de za-
ten şimdi seçim çahşmalan
için geziye çıkacagım'* diye
konuştu. Cindoruk, son ge-
lişmeler nedeniyle yaşanan
"tehlikeli" gidişin durdurul-
ması için siyasi parti lider-
lerinin bir araya gelerek, uz-
laşma zemini aramalannı is-
teyerek. "BöylecehemYük-
sek Seçim Kurulu rahatla-
mış olur, hem de bazı )asa-
lann çıkanlma imkâru var-
sa çıkanhr. Çünkü seçimler
öncesinde Meclis'in böyle
açık tutulmaa da hoş değfl"
diye konuştu.
Cindoruk bir soru üzerine
ise kapatılan RP'nin yasak-
lı genel başkanı Necmettin
Erbakan'la telefon görüş-
mesi yaptığını doğruladı.
Başlangıçta, parti olarak "li-
derler değil, gruplar düze-
yinde" temaslarını sürdür-
düklerini savunan Cindo-
ruk, ısrarlı sorular üzerine
"Saym Erbakan'la telefon-
da görüştü m. Kendisi bir es-
ki başbakandır, çok eskiden
beri tanıdığım bir siyasetçi-
dir. Ama fildrlerimiz ay-
ndu"" karşılığını verdi.
YöreJerindeki 18 ton siyanürün uzaklaştınlmasını isteyen Bergamahlar, istemleri gerçekteşinceye dek eylem karan aldılar.
Bergamolüaryeniden eylemde
OZANYAYMAN
BERGAMA - Yörelerinde siyanürlü yöntemle işletilmek
istenen altın madenine karşı 8 yıldır direnen Bergama halkı,
ara verdikleri eylemlere bir yıl sonra yeniden başladılar
Eurogold'un Ovacık'taki maden sahası önünde toplanan
köytüler, şirketin madeni işietmesinin hukuki olarak
mümkün olmadığım, ancak bölgede 18 ton siyanür
bulundurduğunu belirterek, siyanürün derhal bölgelerinden
uzaklaştinlmasını istediler. Sabahm erken saatlerinde
Çamlıca, Narlıca, Ovacık'tan gelerek maden sahası önünde
toplanan köylüler, burada "Türkiye Afiika otmav'acak".
"Siyanürcü şirket Türkiye'vi terk et". "Halkız-haklıyTZ,
kazanacağız'' sloganlan atarak sahayi çevrelediler. Maden
sahası etrafmda yağmur altında zincir oluşturan köylüler,
maden girişine de Türk bayrağı diktiler. Bu sırada maden
sahasındaki görevlililerin kamerayla gnıbu çekmesi dikkat
çekti. Köylüler bu duruma sert tepki göstererek, madeni
kuşatan tel örgüleri zorladılar. Beı^ama Çevre Yürütme
Kurulu Başkanı Oktay Konyar, siyanüriü altına 8 yıldır
direndiklerini, ancak kendileri gibi "emperyalizmin de
direndiğini*' belirterek şöyle konuştu: "Biz dümada bir
örneği dahaofanayan bu mûcadeleyi kazanacağız.
MücadeJemi/ saygın ilkeli >e provakasv'onlara kapaiıdır.
Eylemkrimize bir uklır ara vermiştik. Bunun nedeni
devletimi/e gü\ emüğimiz içindi. Ancak inisiyatifi yeniden efc
ahyoruz.'' Konyar, tzmir Valisi Kemal Nehrozoğlu'nun
Eurogold'a, maden sahasında bulundurduğu 18 ton
siyanürü tahliye etmesi için 15 gün süre verdiğini
açıklayarak "Bu sûreyi biz belirlcriz. Siyanür bölgeden
derhal gönderibnelidir. Vaitnin verdiği sürevi tarumryoruz.
Devlet yurttaşının sağhğı için tedbîr aiır. Ancak tavnnuz çok
net ve yurttaş olarak gücümüzü göstereceğiz
7
' diye konuştu.
Köylüler, daha sonra toplu olarak yürüyüşe geçti.
Çevre yolunda bir kilometrelik zincir oluşturan köylülerin
eylemi sırasında jandarma kuvvetleri geniş güvenlik
önlemleri aldı. Maden sahasının Narlıca girişine gtden
köylüler, burada maden sahası güvenlik ekipleriyle
tartıştılar. Güvenlik görevlilerinin köylülere sözle
sataşmalan üzerine köylüler. maden sahasını taşladılar. Bir
grup kadınm taşıdığı "Demokrasi yönetimi olan bir
yönetimde hukukun verdiği karara rağmen, Eurogold'un
yalancı sözkrinc kanmryoruz. Siyanürü götürmesini ve tel
örgülerikakfarmasını istiyoruz" pankartı dikkat çekti. Öte
yandan Eurogold'dan yapılan açıklamada. depodaki
siyanürün en kısa zamanda bölgeden çıkartılacagı belirtildi.
ANAP
Okuyan: FP
fınldağa
döndü
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP Genel
Başkan Yardımcısı Yaşar
Okuyan, FP'nin siyasi
yasaklı Necmettin Erbakan
tarafından uzaktan kumanda ile yönetilen
çok başlı bir parti görüntüsü sergilediğini
söyledi. Sürekli karar değiştiren FP'nin
"firüdağa" döndüğünü ilen süren Okuyan,
"MİUet 18 Nisan'da bu finldağı
durduracak" dedi. Yaşar Okuyan, dün
parlamentoda düzenlediği basın
toplantısında, küskünlerin imzası ile açılan
Meclis'te yaklaşık 2 haftadır dramatik
olaylar yaşandığını söyledi. 9 ay önce
seçim karan alınmasına önayak olanlann
bugün seçmenden kaçtığını ileri süren
Okuyan, şunlan söyledi: "Başlangıçta
yüzde 40-50 oy alacağuu savunan FP, şimdi
ayaklan yere basmaya başladığı için
seçimden tüymenin yolunu aramaktadır.
CHP ile biriikte küskünlerin arkasuıa
saklanan FP, aynı zamanda eski y asakh
Uderini kurtarmak için entrikalar .
çevirmektedir. FP Genel Başkanı Recai'
Kutan, milletvekillerine' Seçim
bölgelerinize gidin' dedi, ancak kimse onu
dinlemedi. Çünkü FP uzaktan kumanda
edilen bir parti durumuna düştü."
Okuyan bir soru üzerine, FP'nin üç başlı
bir görüntü sergilediğini belirtirken,
başlardan birinin Erbakan, diğerinin Recai
Kutan. üçüncüsünün ise bugünlerde
cezasını çekmek üzere hapse girecek olan
eski tstanbul Belediye Başkanı Tayyip
Erdoğan olduğunu ileri sürdü.
ANAP'lı Okuyan, bugünkü koşullarda
Meclis'ten herhangi bir yasa çıkarmayı
ummanın düş olduğunu savundu. Okuyan,
Genelkurmay lkincı Başkanı Orgeneral
HUmiÖzkök'ün Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Vural Savaş'ı ziyaret etmesi ile
ilgili bir soruya da, "Hangi gerekçe ile
niçin ve ne zaman randevu talep edildiğine
bakmak lazım. Bu ziyaretin Vural Savaş'a
acımasız saklınlann yapıldığı bir döneme
rastlaması bazı çevTeler tarafından manalı
bulunuvorsa bunu bilemem" vanıtını verdi.
Tüm Bel-Sen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı'nın açtığı davalan kazandı
Özfatura'nın cezalam yargıdan döndü
NECATİ AYGIN
İZMJR - Büyükşehir Beledi-
ye Başkanı BurhanÖzfatura'nın
belediyede çalıştırdığı memurlar
hakkında açtığı tüm davalar ve
atamalar yargıdan döndü. Özfa-
tura'nın Tüm Bel-Sen yönetici-
leri hakkında açtığı davalar da
beraatle sonuçlandı. Her zaman
hukukun üstünlüğüne inandıkla-
nnı belirten Tüm Bel-Sen İzmir
Şube Başkanı Hüseyin Doğan.
"Bağımsızyargı bir kezdaha ver-
diği kararia 'Ben buranın horo-
zuyum kimseye hesap yermem'
deme cüretini gösteren Özfatura
ve onun gibi düşünenkri uyardı.
Herkesin yargı karaıianna sayg»-
h olması gerekir "dedi.
Kamu Emekçileri Sendikalan
Konfederasyonu'nca (KESK)
grevli. toplusözleşmeli sendikal
haklann verilmesi için yurt gene-
linde 18 Nisan 1996'da düzenle-
nen etkinliğe, Tüm Bel-Sen tz-
mir şubelerinin yönetici ve üye-
leri de katılmışlardı. Izmir Bü-
yükşehir Belediye Başkanı Bur-
han Özfatura, etkinliklere katı-
lanlar hakkında idan soruşturma
açtırmış, 146 çalışanın görev
yerlerini değiştirmişti.
Tüm Bel-Sen tzmir Şube Baş-
kanı Hüseyin Doğan, Özfatu-
ra'nın buuygulamalannın Iş Ya-
sası'na aykın olduğu için idare-
nin üyeleri hakkında verdiği ka-
rarlann iptali istemiyle tzmir
tdare Mahkemeleri'ne davalar
açtı. Doğan davanın sonuçlany-
la ilgili şunlan söyledi:
"Mahkemeler, idarenin \erdi-
Demirel DSİ bölge müdürleri toplantısına katıldı
6
Her kurum kendini kanıtlamalı'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Siilevman DemireL Türkiye'de
her kurumun kendisini kabu! ettırmek ve
kanıtlamak zorunda olduğunu belirtirken Devlet
Su îşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü'nü ülkenin
"yAhz kurumlanndan biri" diye nıteledi. Devlet
Su Îşleri (DSİ) bölge müdürleri toplantısı, dün
Cumhurbaşkanı Demirel, TBMM Başkanı
Hikmet Çetin ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Ziya .4ktaş'ın katıhmıyla gerçekleştirildi.
Cumhurbaşkanı Demirel, toplantıııın açılışında
yaptığı konuşmada, Keban Barajı'nın işletmeye
girdiği 1940 yılından bugüne kadar 146 miryar
kilovatsaat elektrik ürettiğini bildindi. Demirerin
"Bunu 4'er sentten değericndirelim" sözlcrinin
ardından salonda bulunan mımar Abdullah
Demir'e. "Senin hesabın ku>-v«lidir Abdullah.
Öyle rahat oturma" diye seslenmesi, salonda
gülüşmelere neden oldu. Türkiye'yi kim idare
ederse etsin, DSt'nin hevesini karşılayacak
olanaklarm verilemediğini belirten
Cumhurbaşkanı Demirel. "Benim idare ettiğim
10 sene de dahiL Ama sırtiannı sıvadanz,' Sene
sonunda bir şey yapanz' filan diye" dedi.
Demirel, tüm bunlara kaîşın Tüıkiye'de 195
barajın kurulduğuna işaret etti. Şanlmrfa T-2
tüneli ve buradaki santralm bitirilmesini isteyen
Demirel, "Bunlan neden söylüyorum. Bunlar bir
Cumhurbaşkanı'nın isi mi? E\et efendün işi.
Neden işi? Eğer burada bir tesis yapdıyor, geien
gecen bakjyor,'Ya bu ne zaman bitecek, bu ne
biçim devlet' diyorsa devtetin başı bundan
rahatsjz olur" diye konuştu. Demirel. suyun,
kullanım açısından çağdaş insanın ölçüsü haline
geldiğini söyledi. Enerji Bakanı Ziya Aktaş,
finans sorunlannm çözülmesi için DSl'nin bir an
önce katma bütçeli kuruluş haline
dönüştüriilmesini hedeflediklerini kaydetti.
Konuşmalann ardından Borçka ile Muratlı
barajlan ve hidroelektrik santrallan sözleşmeleri
tmzalandı. Öte yandan Azerbaycan'daki Türk
Sanayici ve îşadamlan Beynelhak Cemiyeti
Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Yangın ve
beraberindeki heyeti kabu! eden Demirel. Türk
cumhuriyetierinin bağımsızlıklannı korumaîanm
istediklerini belirtti. Demirel. kabul sırasında
yaptığı konuşmada şunlan söyledi: "Biz, 'Bu
ülkeleri idare edelim' istemiyoruz. Biz kendi
ülkeınizi idare etmekte sıkıntı içindcy iz. Bizden
başka o ülkekrin dostu yoktur. Dost biziz. Biz o
ülketer üzerinde hesapyapmaya. Sadece onlann
iyiliğini düşünürüz."
ği kararlan iptal ederek, üyeleri-
mizi eski görevlerine iade karan
verdi. Yargının bu karanyla Bü-
yükşehir Belediye Başkanı Özfa-
tura'nın uygulamalannuı huku-
ka aykın olduğu tcscil edilmiş ol-
du.""
Doğan, Özfatura'nın Tüm-
Belsen'in sendikal etkinliklerini
etkisız hale getirmek için, sudan
bahanelerle, sendika yöneticile-
ri hakkında idari soruşturmanın
yani sıra adli davalar da açtığını
vurguladı. Olay tarihinde arala-
nnda Tüm Bel-Sen tzmir Şube
Başkanı olan Mehmet Düşünce-
B'nin de bulunduğu sendika yö-
netim kurulu üyeleri. Hüseyin
Doğan, Hüseyin Obuz, Nazmiye
Özen, Faysal Özçift, Salah Aksu
ile üyelerden Şahap Demir, tbra-
him Ayvaz,Mehmet Utku, Aycan
Öndey,Oktay Akpınar hakkında
davalar açıldığını söyleyen Do-
ğan, bir yılı aşkın süren yargıla-
malar sonucunda bu davalardan
aklandıklannı söyledi. Doğan,
Burhan Özfatura'nın şikâyeti
üzerine işyerlerinde sendikalan-
na ait bildirilen izinsiz dağıttık-
lan için, kendısiyle biriikte, Hü-
seyin Obuz, Yasedin Cidem,
Hamdi Zerin, Zeynel Koç, Hüse-
yin Koç hakkında ceza davalan
açıldığını, bu davanın da beraat-
le sonuçlandığını belirtti.
Sendikal etkinliklere katılan-
lann bazılanna 8'de birmaaş ke-
simi cezası verildiğini anlatan
Doğan. konuyla ilgili olarak tz-
mir tdare Mahkemesi'ne dava
açtıklannı ve mahkemenin ceza-
lan hukuka aykın bularak kesi-
len paralann faiziyle biriikte ge-
ri ödenmesi karannı verdiğini
söyledi.
Doğan. bir basın açıklamasın-
da, Büyükşehir Belediyesi'nde
"çeteleşme" olduğunu içeren
sözlerinden dolayı hakkında da-
va açıldığını. ancak davadan be-
raat ettiğini söyledi.
Özfatura'nın belediye başkan-
lığına seçildiği ilk günden bugü-
ne dek sendikalanna yönelik
baskılanm sürdürdüğünü. sendi-
kanın baskılara hukuk yoluyla
yanıt verdiğini vurgulayan Do-
ğan. şöyle konuştu: "Biz her za-
man hakkımıa hukuk kurallan
içinde aradık. Hukuka, bağımsız
yargıya olan güvenimizi her za-
man taşıdık. Nhekim, bağımsız
yargının verdiği karaıiarla haklı
olduğumuz ortaya çıktı. Bizim gi-
bi Özfatura'nın da yargı karar-
lanna uy nıasını bekliyoruz. Sen-
dikal etkinliklerimizi bugüne dek
olduğu gibi bundan sonra da
karartüıkla sürdüreceğiz.''