Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MART 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
^ekai Ormancı, doğadaki görüntünün izleyicideki yabancılaştmcı etkisi üzerinde duruyor
'Resim kendinî ifade etmeK';SRA ALİÇAVUŞOĞLU
Bastlı imgelerden yola çıkarak ekst-
a baskı izlenimlerini tuvale aktaran Ze-
kaiOrmana'nın son çalışmalan 15 Ni-
>an tarihine dek Kare Sanat Galerisi'nde
ızleyicilere sunuluyor. Zekai Ormancı,
doğadaki görûntûlerin izleyici üzerinde-
ki yabancılaştıncı etkisi üzerinde duru-
yor. Ormancı, her gün karşılaştığımız
nesneleri parçalara bölerek tuvaline ak-
tanyor ve bu aynntılar ait olduklan nes-
neleri çağnştırrnadıgı gibi, nesneyle olan
tüm bağlan da kopanlıyor. Sanatçı bu sü-
reçte her aynntı gerçek yerini bulunca-
ya dek bilinçli bir ayıklama sürecinden
geçiyor ve sonunda anlamı kendinde ka-
palı organik bir bütünlük oluşturuyor.
Zekai Ormancı ile resimlerinin içeri-
ği ve oluşum süreci üzerine görüştük.
- Resimlerinizin en önemli özelKklerin-
den biri. çok şiddetU renkkrin bir araya
gelhor olması. Rengin yapıtiannız içitı
ifade ertigi anlam nedir?
ZEKAI ORMANCI - Şiddetli renk-
leri özellikle; resmin estetiğine katkı
sağladığı ve sanatsal anlamda almak is-
tediğim sonuca çok büyük bir yarar sağ-
ladığı için kullanıyorum. Ister şiddetli,
ister pastel renkler olsun ofset teknigi ile
basılmış, renk ayınmıyla yapılanmış bir
etki yakalamak amacı güdüyorum. Do-
layısıyla pastel renklerinbile şiddetli ol-
tnasa da temiz ve pür olmasına dikkat
ediyorum.
Nesnelerin aynntılan
-Ofset tekniğinde üç beş rengin üstüs-
te basılmasıy la elde edilen sonuç, ru> ali-
nize boyalann kanlarak aktanlmasıy la
yansıyor. Bu süreçten söz edebilir misi-
niz?
Resimlerimin ön aşamasında tasanm
yapıyorum. Masabas,ında işin düşünsel
boyutunu çözûyorum. Zaten kullandığım
boya ve sürüş tekniği macera aramaya
müsait değil. Tekniğin güç oluş.u nede-
niyle yaratmaeyleminin başka bir sûrec-
te gerçekleşmesi gerekiyor. Bunu yara-
tının uygulama aşaması olarak kullan»-
yorum.
- Pekiyarannın uygulama aşaması ne-
lere dayaıuyor?
Masa başındaki çalışma yöntemim
kolaja dayaruyor. Kolajda genellikle ba-
(Fotoğraf: KADERTUĞLA)
macım, birbiriyle aynı düzlemde buluşma şansı olmayan ya da
doğada, güncel yaşamda yan yana görme şansımız olmayan
aynntılan yan yana getirmek. Plastik sorunsalla iç içeliğim söz
konusu. Resmi kendinin dışmda başka bir şeyi ifade etme aracı
olarak görmüyorum. Sanatın kendi gerçekleriyle baş başa kalması,
araç olmanm ötesinde amaç olmayı da beraberinde getiriyor.
sıh imgeler bir araya geliyor.. Ofset tek-
niğinde basılmış medyatik alıntılar...
Basılı imgelerden yola çıktığım için ger-
cegine de kaynağına da ters düşmüyor.
Kaynağına göndeıme yaparak geri dö-
nüyor. Yararlandığım malzemeye saygı-
mı da göstermiş oluyorum. Bunun ıçin-
de başka etkenler de sayabilirsiniz. Flo-
resan renklerin kullanıhyor olması tele-
vizyonlara kadar götürebilir bu işi. Ger-
çeği malzeme olarak kullanıyorsam işin
aslına uygun yapmak dunımundayım.
Yaptığım eskizi, malzemeleri bir araç
gibi kullanıyor görünüyorsam da aslın-
da onun elki gücûne sadık kalarak ve say-
gı duyarak bir anlamda amaç olarak da
ele alıyorum. Bu biraz da medyaya say-
gıdan kaynaklanan bir olay.
- Bunun içinde yergi hiç yok nıu?
Bu tamamen ızleyicilerin hayal gûcü-
nebağlı..
- Yapıtlannızda nesnelerin bütününü
parcalayarak, aynnrılarla farkh bir dil
yaratıyorsunuz. Bunlara. nesnelerin mîk-
roskopik görüntüleri diyebiür miyiz?
Yapıtlarımda kullandıgım formlar,
gündehk yaşamda her an karşımızda
olan nesnelerin aynntılan. Mikrosko-
pikten öte kadraj... Onu daha önce ait ol-
duğu nesneden ayırarak kadre ettiğimiz
zaman artık o nesneden aynlıyor ve plas-
tik bir eleman olmaya başlıyor. Dolayı-
sıyla daha önce ait olduğu nesneyle hiç-
bir bağı kalmıyor. Amacım. birbiriyle ay-
nı düzlemde buluşma şansı olmayan ya
da doğada. güncel yaşamda yan yana gör-
me şansımız olmayan aynntılan yan
yana getirmek. Herhangi bir fotoğraf
makinesinin herhangi bir parçasını da
plastik eleman olarak kullLnabilirim.
Ama bu fotoğraf makinesini çağnştır-
mamalı. Eğer çağnştınrsa, amacından sa-
pıp bu kez kendinin dışında başka bir şey
ifade etmeye doğru yol ahr. Bunlan salt
plastik eleman olarak kullanıyorum.
Plastik sorunsalla iç içeliğim söz konu-
su. Resmi kendinin dıştnda başka bir
şeyi ifade etme aracı olarak görmüyo-
rum. Resim bir olguysa, kendi plastik so-
runsah ile baş başa bırakılıp kendini ifa-
de etmeli diye düşünüyorum. Sanatın
kendi gerçekleriyle baş başa kalması,
araç olmanm ötesinde amaç olmayı da
beraberinde getiriyor.
'Teknigimi hiç değiştirmedim'
- Peki bu bir tekrara yoi açıyor mu?
Tekrardan neyi kastettiğimize bağlı.
Yapıtın, yapılaruna ve kurgu >öntemin-
de bir tekrardan söz edebilinz. Palet
mantığmın sürüp gitmesi de bir tekrar...
Ya da bütün resimlerinizin soyut olu-
şu... Ama tekrar. konformist bir yakla-
şımın içine girerse kısırbir dairenin için-
de döner durur. Her rengi kullanıyorum.
hiçbir rengi kendime yasaklamıyorum.
Her türlü kompozisyon tarzmı kullanı-
yorum. Değiştirmediğim tek şey tekni-
ğim. Bu da benim icat ettiğim bir şey de-
ğil, yüzlerce yıldır süregelen yalama
teknigi.
- Tekniğin öne çıktığım söyleyebilir
miyiz?
TSesnenin fotoğrafik görüntüsünü el-
le yapmaya çalışarak tekniğin gücünü or-
taya çıkarmaya çalışıyorum. Kompozis-
yon tasalan gütmeme rağmen, teknik
yaratının bir adım önüne geçiyorsa, ya-
nılgı var demektir. Ne olursa olsun ya-
ratı tekniğin önünde olmalıdır. Üsluba
yaslanmamn zararlı olacağıru düşünü-
yorum.
Sultanahmet 'teki Marmara Üniversitesi Rektörlük Binası, Çağdaş Sanatlar Müzesi oluyor
Türkiye ÇağdaşSanatMüzesVne kavuşuyor
BAKAMJKÇAĞDAŞ SANAT GALERİSİNE DÖNÜŞTÜRDÜ
Ayasofya sergi alanıKûhürServisi-Geçmişte önce Hıristiyan-
lann, sonra Müslümanlann ibadet yeri ola-
rak kullandığı, Atatürk'ün emriyle 1934'te
müze haline getirilen Ayasofya, bu kez ser-
gi alanı olarak kullanılacak. Genç ressam ls-
maü Acar, 'Ayasofya' temalı yapıtlannı 'Aya-
sofya ve Sanaİ İzdüşümler Resim Sergjsi' baş-
lıgı altında 8 Nisan'dan itibaren Ayasofya'nın
ilginç mekânlannda sergileyecek. Kültür Ba-
kanlığı'nın ev sahiplığinde, Telsim'in ana
sponsorluğunda ve Karum Tekstil'in deste-
ğıyle gerçekleşecek sergi 8 Mayıs'a kadar sü-
recek.
Serginin tamtımı için Ayasofya Müze-
si'nde gerçekleştirilen basın toplantısına Kül-
tür Bakanı İstemihan Talay. Kültür Bakanı
Müsteşan Tekin Aybaş, ressam îsmail Acar.
Telsim tcra Kurulu üyesi Ydmaz Dağdeviren
ve Karum Tekstil Yönetim Kurulu üyesi Me-
teAysalkatıldı.
Hazine Dairesi yenileniyor
Ayasofya'nın, 1460 yıllık tarihinin en gü-
zel olaylanndan birine tamklık etriğini söy-
leyen Talay, bütün dünyanın görmek istedi-
ği bu görkemli yapıtı yalnızca mevcut duru-
muyla değil, çağdaş bir anlayışla bezeyerek
sunmak karannda olduklannı dile getirdi.
Talay, "Sanatçının kendi yorumlannı ve ya-
prtlann gerçek görüntülerini birleştirerek ya-
ratüğıbu yapıtlan tüm dilnyaya gösterme im-
kânıbulacağız.Ayasof>ab6yİe-
ce ilk kez çağdaş sanatlar gale-
risi işlevini de üstlenmiş oluyor"
dedi.
Îsmail Acar'ın yaklaşık on
yıldır üzerinde çalıştığı resim-
ler, Ayasofya'nın duvarlannda,
tavanlannda ve daha değişik
yerlerinde yer alan, tamamlan-
mamış, eksik kalrruş ya da za-
manla aşınmış resim. gravür ve
mozaiklerin sanatçının tarih bil-
gisiyle ve yorumlanyla tamam-
lanmasıyla ortaya çıkmış. Böy-
lece Ayasofya'daki yapıtlann
gerçek görüntülerinin ne ola-
bileceği düşünülerek, bu gö-
rüntülerin sanal tzdüşümleri ak-
tanlmış resimlere.
Tümü Ayasofya temasını iş-
leyen yüzden fazla yapıt, mü-
zenin elverişli olan heT nokta-
sınayerleştirilecek. Örneğin ait
katta uzun süredir bulunan res-
torasyon iskelesi bir sergi me-
kânına dönüştürülecek.
Kültür Bakanı Talay, Ayasof-
ya'da üç yıllık bir zamana ya-
yılarak gerçekleştirilecek ve 1
trilyon liraya mal olacak resto- tsmail Acar
rasyon çalışmasını da bugünden itibaren baş-
lattıklannı belirtti.
Kültur Bakanı İstemihan Talay bugün ay-
nca Topkapı Sarayı Hazine Dairesi'ne ait
mücevherlerin sergilendiği bölümlerin Gi-
lan Mücevher'in sponsorluğunda gerçekleş-
tirilen 'Hazine Dairesi Yenilenme Projesi'nı
de imzaladı. Tamamı 2003 yıhnda bitirilecek
olan proje kapsamında, her yıl bir salonun iç
tasanmı, aydınlatma. iklimlendirme ve gü-
\ enlik sistemleri yenilenecek. Gilan Mücev-
her. aynca bu proje çerçevesinde. Topkapı Sa-
rayı Sergi ve Konferans Salonu'nu çağdaş kul-
lanıma uygun bir biçimde yenileyerek hazi-
ran ayında açacak.
Osmanlı devletinin 700. kuruluş yıldönü-
mü etkinliklerine de deginen İstemihan Ta-
lay. projelerle ilgili olarak bilgi verdi.
20Ma\ıs'taTurktslam Eserleri Müzesi'nde
'Polonya'daki Türk Eserteri' sergisi Türk ve
Polonya cumhurbaşkanlan tarafindan açıla-
cak. Bu sergide 400 obje sergılenecek. Bu ob-
jeler arasında silah takımlan. Türk çadirla-
n, sultanportreleri ve Karlofça Antlaşması 'nın
orijinali de ilk kez sergilenecek. Aynca kut-
lamalar çerçevesinde Paris, Versailles Sara-
yı' nda 'OsmamVıun thtişamı' başhkl\ bir ser-
gi açılacak. Eylül a>nnda ıse İsraillıler tara-
findan 'OsmanL Yöneriminde Ortadogu'
adıyla 1800-1900'lü yıllan fotoğraflarla yan-
sıtan bir sergı gerçekleştirilecek.
'm sergisi Ayasofya Müzesi'nde yer atayor.
• 'Hepböylebir
müzenin düşlerini
kurdum' diyen
Marmara Üniversitesi
Güzel Sanatlar
Fakültesi Dekanı
Prof. Hüsamettin
Koçan, MÜ Çağdaş
Sanatlar Müzesi'nin
yeni bir yüzyıla
girerken
gerçekleşmesinin son
derece önemli
olduğunu vurguladı.
Kültür Senisi- Uzun yıllardırça-
lışmalan sürdürülen Marmara Üni-
versitesi Çağdaş Sanatlar Müzesi,
KültürBakanı İstemihanTalay. Mar-
mara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Ömer Faruk Batırel ve Marmara
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakülte-
si Dekanı Prof. Hüsamettin Koçan m
katıldığı bir toplantıyla kamuoyuna
duyuruldu. Müzenin, Marmara Üni-
versitesi Rektörlük Binasfnda fı-
nansal kaynaklara bağlı olarak 2000
yılına giımeden açılması planlanıyor.
Restorasyon projelerinin hızla ha-
zırlandığı müzeye Kültür Bakanhğı
tarafindan 50 milyar TL verilecek.
Aynca müzenin açılması için gerek-
li olan fmansman ihtiyacı. açılacak
kampanyalarla sağlanacak.
Hüsamettin Koçan; bütün sanat-
çılann bu projeden dolayı çok heye-
canh olduklannı dile getirerek Tür-
kiye'de bir ilki gerçekleştirdiklerini
vurguladı. Hüsamettin Koçan. cum-
huriyet döneminde çağdaş sanat ku-
rumlarının oluşması için büyük bir
çaba harcandığını, ancak bunun son
yıllarda hiç de iç açıcı olmadığmm
altmı çizdi. "Hep böyle bir müzenin
düşlerini kurdum. Türkiye, çağdaş
sanatryla son derece iyi bir noktaya
gelmiştir. Böylebir potansiyelin mü-
zeleştirilerek butopluma\erilmesi de
sağlanacakür. Bunu da Marmara
Üniversitesi gerceklestiriyor. Bunun
yeni bir yüzyda girerken gercekleşi-
yor olması ise son derece önemlL"
Kültür Bakanı İstemihan Talay ise
Türkiye'nin böyle bir müzeye ihti-
yacı olduğunu vurgulayarak çağdaş
sanatlar müzesinin üretimi de teş-
vik edeceğini belirtti. Talay. müze-
nin kurulması için bakanlık olarak
desteklerinin sonuna dek süreceği-
ni de sözlenne ekledi.
2677roetrekaredefiçbölüm
Türkiye'de büyük bir eksikliği gi-
dereceğine inanılan Çağdaş Sanat-
lar Müzesi, MÜ Rektörlük Bina-
sı'nın giriş vebodrumkatlan ile kon-
ferans salonundan oluşan bölümle-
rinde sanatseverlerle buluşacak. Mü-
ze, Sultanahmet bölgesinin tarihi
kimliği ile çağdaş sanatı buluştura-
rak önemli bir işlevi de yerine getir-
meyi amaçlıyor. Bu özelliğiyle kül-
türel sürekliliği olduğu kadar, çağaş
sanatın insanla buluşmasına, kültü-
rel belleğın derinleşmesine de kat-
kıda bulunacak.
Üç bölümden oluşan müze, mev-
cut binanın 2677 metre karelik ala-
nına yayılacak. 800 metrekarelik ala-
nı kaplayan birinci bölümde, 'Mü-
zcsini Düşleyen Sergi' olarak nite-
lendırilen Marmara Üniversitesi Gü-
zel Sanatlar Fakültesi 'Özgünbaskı
Koleksiyonu' sergilenecek. Sanatçı-
lann ve sanat adamlannın bağışla-
nyla oluşturulan bu koleksıyon.
1906'dan günümüze kadar sanat ta-
rihimizi bir araya getinyor. Kolek-
siyon. çağdaş Türk sanatımn en bü-
yük buluşmalanndan biri niteliğini
de taşıyor,
Müzenin 1052 metrekarelik ikin-
ci bölümünde ise çağdaş sanat gale-
risi yer alacak. Galeride özel kolek-
siyonlar ve büyük sergiler düzenle-
nerek, müzeye dinamik bir yapı ka-
zandınlması hedefleniyor.
Üçüncü bölümde, müzenin çok
amaçlı salonlan yer alacak. 812 met-
rekarelik alana yayılan bu mekânda
konferans ve toplantı salonlan ile
hizmet bürolan bulunacak.
Çağdaş Sanatlar Müzesi'nin ku-
ruldugu MÜ Rektörlük Binası, bu yıl
aynı zamanda 100. yılını da kutlu-
yor. 1899yılındaRaimondod'Aran-
co tarafindan yapılan bina, yerel özel-
liklerin yanı sıra mimann kendineöz-
gü bir dil önerdıği yapılar arasında
bulunuyor. Yeniçeri Müzesi, Ziraat
Maadin ve Orman Nezareti olarak
kullanılan bina, cumhuriyet döne-
minde tktisadi ve Ticari llimler Aka-
demisi'ne verildi. 1977'deki sabo-
tajdan sonra onanlan bina, Marma-
ra Üniversitesi Rektörlüğü'nün hiz-
metine verilmişti.
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Anadohı ÜnivBrsitesi'ııde
Klasik Müzik Setertepüği...
"Chopin'i çaldıktan sonraı, kendimi hiçbir zaman
işlemediğim günahlardan ötürü ağlamış ve benim
olmayan trajedilere yakınmış gibi hissederim..."
Ingiliz şairi ve yazan Oscar Wilde, böyle diyor "Bir
Sanatçı Olarak Eleştirmen" başlıklı yazısında. Mü-
ziğin ruhu nasıl derinden etkilediğini hiç kuşkusuz
en çarpıcı biçimde dile getiren özdeyişlerden biri.
Müzik, çağlar boyunca sadece kulağa hoş gel-
diği için değil, ama ona atfedilen başkaca nitelik-
lerden ve işlevlerden ötürü de sanatta hep ayn bir
yer tuttu. Bergama Asklpeionu'nda, ruhsal rahat-
sızlıklan olanlann müzik dinlemeleri için yapılanve
hastalann bu yoldan iyileşmelerirVın öngörüldüğü
mekân, bugün ziyaret edilebiliyor.
Yine çağlar boyunca, müziğin savaş karşısında
bir seçenek ve banşın güvencesi olarak da belir-
ginleştiğine tanık oluyoruz. "Halk şarkılannı ele
geçirmek için çıkılacak bir avın, kahramanlannın
onca yüceltilmelerine yol açan bir insan avından
çok daha iyi olduğunu düşünüyorum." Müziğin ila-
hi ritmini kulaklan bütünüyle sağır olduktan sonra
bile duymayı başaran Beethoven'e ait olan bu
söz de, müziğin yalnızca ınsanı insan kılan değer-
lerin sözcüsü olabileceğini gösteren bir başka ka-
nıt.
En geç Rönesans ile birlikte Batı dünyası, mü-
ziğin insanoğlunu eğrtici işlevinin debilincine var-
mıştı. Montaigne, babasının onu küçüklüğünde
her sabah keman sesiyle uyandırttığını ve bunu eği-
timin önemli bir parçası saymış olduğunu yazar.
Sanatın toplumsal tarihi bize, müziğin yüzyıllar bo-
yunca ve gittikçe yoğunlaşan bir düzeyde eğitim
aracına dönüşmesinin sayısız örneklerini sergiler.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllannın hemen
başında Mustafa Kemal Atatürk'ün klasik mü-
zik eğitimine verdiği önem, bu arada hiç zengin sa-
yılamayacak bütçe olanaklarına karşın Ankara
Devlet Konservatuvan'nın kuruluşuna önemli öde-
neklerın ayrılması, yukandaki bağlamda değerlen-
dirilmeiidir. Türkiye'de klasik Batı müziği eğitimi-
ne çok erken bir dönemde tanınan bu ağırlık, çok-
lannın sandığı ve söylediğinin tersine, bilinçsiz bir
Batı hayranlığıyla değil, fakat ancak bu müziğin yüz-
yıllan kapsayan mirasının çağdaş insan eğitimine
temel olacak bir birikim niteliğiyle ortamımıza ka-
zandırılması amacıyla açıklanabilir. Türkiye Cum-
hunyeti'nde bu amaç, 1940'lardan başlayarakKöy
Enstitüleri ve Halk Evleri aracilığıyla da eğitim po-
litikasının temel bir öğesi olarak sürdürülmüştü.
Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvan,
geçen günlerde bir zamanlann bir aydınlanma pc-
litikasına çok yakışan bir girişim başlattı. Köy Ens-
titülerinin yeni bir yıl dönümüne doğru yol aldığımız
günlerde başlatılan bu anlamlı girişimle, ilköğretim
öğrencilerine klasik Batı müziğini sevdirmek ve ta-
nıtmak amaçlanıyor. İlki 17 Mart günü gerçekeşti-
rilen ve Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvan
Müzik Bölümü tarafindan sunulan klasik Batı mü-
ziği konserinden önce, ilkokul öğrencilerine çalgı-
lar, parçalarvebestecilerhakkındaaçıklamalarya-
pıldı. İlk konsere altı ilkokuldan gelen öğrenciler ka-
tıldı. Her hafta sürdürülecek olan konserler, böyle-
ce yalnızca bir dinleti olmakla sınırlı kalmayacak, fa-
kat aynı zamanda bir tür ömeklemelerle klasik Ba-
tı müziği eğitimi niteliğini taşıyacak. Bu programla,
bu eğitim yılı boyunca yaklaşık iki bin ilkokul öğ-
rencisine ulaşılması planlanıyor.
Genelde sanat ile ilişki kurmanın salt duygu dü-
zeyinde gerçekleşebileceği, bir başka deyişle sa-
natın üzerinde düşünülecek değil, fakat yalnızca
hissedilecek bir şey olduğu düşüncesi, günümüz-
de artık çoktandır terk edildi. Onun yerini, yaşa-
mın kendisi gibi, sanatın da üzerinde düşünüldü-
ğü ve bilindiği ölçüde daha anlamlı yaşanabile-
ceği düşüncesi aldı. Anadolu Üniversitesi Devlet
Konservatuvan'nın başlattığı girişim, bu düşün-
cenin potasında değeriendirildiğınde daha da önem
kazanıyor. Çünkü ilkokul çağındaki çocuklara kla-
sik Batı müziğini öğreterek algılatmak, geleceğin
bilinçli klasik Batı müziği dinleyicileri için bir tür fi-
danlık düzenlemekle eşanlamlı.
Müzik, tarihi boyunca hep her türlü bağnazlığın
doğal panzehiri olmak gibi bir özellik taşıdı. Ote
yandan Anadolu topraklannda tarih boyunca çe-
şıtli kültürlerin aşılarıyla serpilip gelişen Anadolu
düşüncesi de bağnazlıklara, yobazhklara elveriş-
ii bir zemin olmaktan hep uzak kaldı. Adını bir an-
lamda böyle bir düşünce mirasından alan Anado-
lu Üniversitesi'nin, klasik Batı müziği gibi bütün in-
sanlığa ortak bir sesi, ilkokul çocuklanna bilgi te-
meliyle birlikte duyurma girişimi, aslında üstlenil-
mesi doğal bir misyonun yerine getirilişi diye yo-
rumlanmak gerekir. Konserlerde ilkokul öğrenci-
leri için çalanlar, Devlet Konservatuvan'nın genç
öğrencileri; sanatçılık yaşamlannın arifesinde on-
ları da böyle bir misyona ortak etmek, bu gençle-
rin sanatlannı anlamlandırmaları bağlamında ay-
nca önem taşıyan bir adım.
e-posta: ahmetcemal<a superonline.com
Cumhuriyet ve Atatürk' konseıH
I Kültür Servisi - Bursah müzikseverler bugün saat
20.30'da Uludağ Üniversitesi Fethiye Kültür
Merkezi'nde Bursa Bölge Senfoni Orkestrası
(BBSO) ve TRT Ankara Radyosu Çoksesli
Korosu'nu bir arada dinleme olanağı bulacaklar.
'Cumhuriyet ve Atatürk' başlıklı konserde
A. Adnan Saygun'un 'lstiklal Savaşı Kantatı', Nevit
Kodallı'mn 'Cumhuriyet Kantatı' ve Muammer
Sun'un "Kurtuluş Müzikleri ve Ulusal Marşlar'
başlıklı yapıtlan yorumlanacak. BBSO'yu şef
Hikmet Şimşek, TRT Çoksesli Korosu'nu ise şef
Elnara Kerimova yönetecek.
BUGÜN
• CRR'de saat 19.30'da Dimitri Bashkirov'un
Mozart, Schubert, Liszt ve Brahms'ın yapıtlannı
yorumlayacağı piyano resitali yer alıyor. (232 98 30)
• AKSANAT'ta îngiliz Oda Orkestrası'nın, Nigel
Kennedy'nin yönetiminde Vîvaldi'nin 'Dört
Mevsim' adlı yapıtını seslendirdiği konser 12.30 ve
18.30 saatlerinde gösterilecek. (252 35 00)
• tDOB, AKM'de saat 20.00'de 'Carmina Burana'
operasını sahneleyecek. (251 10 23)
• tFSAK'ta saat 20.15'te ArtoMuhtaryan'ın
katılacağı 'Varoluş' başlıklı dialı söyleşi yer alıyor.
(292 42 01)
• BELGESEL StNEMACILAR BtRLİĞt'nde
Semra Sander'in yönettiği 'Motiflerin Dili* adlı film
13.00'ten 19.00'a kadar her saat başı gösterilecek.
(292 39 84)