20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23MART1999SALI HABERLERİN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edime Kocaeli Çanakkale Izmır Manisa Aydın Denizli PB PB PB PB PB PB PB PB 13 14 13 13 17 10 18 13 Sinop 9 Adana Samsun PB 8 Mersin Trabzon _Y 8 Diyarbakır PB Giresun Y 8 Şanlıurfa PB 12 Ankara A 10 Mardin PB Eskişehir A 11 Sitrt PB 10 Konya Sıvas _9 Hakkâri 6 Van K Zonguldak A 11 Antalya A 18 Kars ,T*\ Parçalıbututlü DIS MERKEZLERYurdun doğu kesimlen ıle zamanla yurdun ba- t kesimleri parçalı yer yer çok bulutlu, Doğu Karaderıız ıle Doğu Helsinki K 0 Budapeşte Anadoiu'nun doğusu Stockholm K 1 Madrid K 0 Beıiin 6 Moskova K Y 5 Aşkabat Y 20 A 21 Astana PB L o n d r a Y 1 6 kent cek.Yağışiarkar, doğu Amsterdam Y 9 Belgrad Karadenız luyılannda Brüksel Y 10 Sofya & £ £ £ & £ ^ s p v B 1* p ^ : tıda artacak, doğuda Bonn Y 7 Atına değişmeyecek. Münih Y 5 Zürih PB 15 Y 8 Bişkek Y 15 Tiflis Y 8 Y 15 Kahire A 25 Y 9 Şam Y 18 Bulutlu- k Çok bulutlu . Yağmurtu Kartı k Gök gürûltüû GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Seçim karşıtı cephe ise, 240! Bu iki rakamı çözümlersek ortaya çıkan manza- ra hükümet cephesini oluşturan üç partiye yakışır renkler içermıyor. Seçimlerin 18 Nisan'da yapılmasında direnen cephenin bir numaralı üyesi, 135 milletvekilli gru- bu olan ANAR Bu partiden küskünlerin sayısı 30 dolaylannda. Demek ki ANAP'ın TBMM'de en az 110 "sağlam" milletvekili var. Gelelim 95 üyeli DYP'ye; küskün milletvekili sa- yısı hayli yüksek. 30 dolayında. Ecevit'in DSP'sinde ise emir komuta zincirine bağlı. 59 asker bulunuyor. Bu üç partinin küskünlerini hesap dışı bırakırsak; son olaylarda, ANAP artı DYP artı DSP'nin toplam 219-220 milletvekili ile Meclis'te bulunması, oy kuljanması gerekıyor. Üç parti tam kadro gelseydi sonuç değişir miy- di? Hayır! Fakat hiç olmazsa kamuoyuna, oldubit- tiye karşı yürekli ve inançlı savaşım verdiklerini ka- nıtlayabilirierdi. Ne ki, suçlanacakcephe, sadece "karşı cephe" değil. Rakamsal gerçekler, Ecevit'in taze ifadesiy- le "Meclis'te çevrilmekte olan entrikalara karşı" iktidar çevrelerinde de ciddi tutarsızlığı önümüze çıkanyor. "Türkiye 'de hukuk dışı girişimleri önleyecek ku- nımlann variığından" söz açan Ecevit; pazar gü- nü o kurumlann başında gelen TBMM'de zarzor bir araya gelen üç partiden 76 milletvekilinin pek çokanlam ifade eden "aldırmaz, ilgisiz" davranış- lanna -nedense- değinmiyor. İktidar ve ortaklarını TBMM'ye ilgisiz kılan iki ne- den var: Birincisi; FP'nin, küskünlerin vereceği erteleme önergesini reddedeceğini açıklaması. Ikincisi; Ge- nelkurmay Başkanı'nın demecinden sonra siyasal odaklarda "artık seçim ertelenemez" yargısının pekişmesi. Bu iki öğenin daha çok iktidarı etkilediği böyle- ce ortaya çıkıyor. Hele ikinci neden: "asker konuş- tu, iş bitti" mantığını ilk kez egemen kılıyor ve ik- tidar ve destekleyici partileri "rehavete " sürük- lüyor. Son olaylar, Ecevit'in, 1973'lerde ilk kez iktidar koltuğuna oturttuğu Necmettin Erbakan'ı ve O'nun gibi düşünenleri hâlâ yeterince tanıyama- dığına ilişkin gözlemleri doğruluyor. Kaygılı gelişme İki gündür hemen her çevre "şirpdi ne olacak" sorusuna yanıt arıyor. Bir şey olmadı! Demiref için yollar yürümekle aşınmadığı gibi, bugünkü hükümet ve onunla gö- rüş birlikteliği olan hükümet için de tüzüksel çare- ler, çözüm olanakları asla tükenmez! Kavgalı, neredeyse tabancalı-bıçaklı oturuma başkanlık yapan Yasin Hatiboğlu'nun yerine Mec- lis'i elhak her türlü olanağı zoriamak ya da bulmak- ta ustalaşan Uluç Gürkan yönetti. Biraz kavga, biraz tartışma... Zaten olaylar cıvı- mış. Tüzük gereği pazar şamatası "yok farz edildi". Oldu da bitti maşallah! Merak kamçılayan olayları izlerken asıl gözden kaçınlan sorun, Nevruz'la başgösteren yeni öğe- ler içeren kimi kıpırdanmalar. Polise kurşun sıkılması, Filistinlilerin Israil gü- venlik güçlerine karşı kullandığı taşlarla, sopalar- la saldınlara benzer eylemler... Meclis'e Erbakan eliyle gelen dayatma ile Istan- bul'daki sokak olayları arasında tuhaf bir benzer- lik dikkatinizi çekmiyor mu? Polise saldmlann biçimi, sanki gelecekte uygu- lanacak etnik savaşımlann denenmesi gibi bir duy- gu uyandınyor insanda. Beri yanda; Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın Fethullah Hoca'ya gösterdikleri muhabbetten sonra, Gülen tarikatı okullarında 4 askeri okul öğ- rencisinin eğitildiğine ilişkin Izmir'den gelen ha- berler, Meclis içinde ve dışındaki olaylara kanşıyor. Bu olaylara bütünüyle bakıldığı zaman; bu ey- lemlerin gjderek biçim değiştirerek büyüme olası- lığını gündeme getiriyor. Devlet çarkına karşı toplumun belirli kesimlerin- den tehdit kokan sesler geliyor. Soysal: Meclis • Baştarafı 1. Sayfada söyledi: "FP hesaplar içine gjrdi de öbür partiler girmedi mi? Böyle durumlarda parti hesaplan ikinci plana atılıp ulusal hesaplar önce- liğe geçmeliydi. Ona inan- dığım için hareketin başın- dan beri küskünlere destek verdim. Elimden geküğince yönlendirmeye çalıştım. Hesaplann ikinci plana atılması için çahşüm. Bir öl- çüde başarüı da oktum. FP'nin ısranyla 312. mad- de hesabuım sonraya bıra- kılması konusunda birçok çevreyi ikna ettim. Ancak artık işler istemediğim mecralara sürüklenmekte- dir. Bunu, bağımsız bir mil- letvekili olarak önlemekte yetersiz kaldığunı görüyo- rum. Kişiliğhnin spekülas- yon konusu yapümasına izin vermem. Kişiüğûn so- nunsuzca spekülasyonlara konu ediliyor. Birkaç ay da- ha milletvekUi kalayım di- ye böyle davrandığıın söy- leniyor. Bu gibi sözlere asla tahammül edemem." Soysal, "Güvenoylama- sına katılacak mısınız" so- rusuna, "Hayır, istifa et- tim" yanıtını verdi. Soysal, bir başka soru üzerine, "Otaytann bu noktaya gel- mesinden hükümet de so- rumludur, Cumhurbaşka- nı da, TBMM Başkanı da sorumludur. Kendi sorum- luluğumu onlann yanında çok küçük bir sommluluk olarak görüyorum" dedi. Siyasettetı aynlmadığını, tersine daha "bağunsızlaş- mış" olarak devam edece- ğini ileri süren Soysal, "Kimse vuruşmadığunı söyleyemez. Ama vuruşa- rak çekilmek enayi gibi vu- rulup kahnak degU" görü- şünü dile getirdi. Hasan Korkmazcan da ANAP yönetimi tarafindafı kesin ıhraç istemiyle parti disiplin kuruluna sevk edildiğini basından öğren- diğini belirterek "Bu ne- denle TBMM Başkanvekil- liği'nden ve ANAP'tan isti- fa edıyorum" dedi. 30 yıl- lık parlamenterlik yaşa- mında ilk kez üyesi olduğu bir partiden istifa ettiğini ifade eden Korkmazcan, "İhraç istemi bugünkü ANAP yönetimi ile aynı si- yasi anlaytş, tutum ve or- taklık içinde olmadığımın, millet ve tarih önündeki açık kanıadır" dedi. Fazilet Partisi'ne soruşturma • Baştarafı 1. Sayfada lu, Musa DemircL, Ertan Yülek,Te- mel Karamollaoğlu, Cevat Ayhan, Necati Çelik, Fehim Adak, Bülent Aruıç, Bahri Zengjn. Hasan Aksay, Aydın Menderes, Osman Yumako- ğullan, Zeki Ünal, Lütfü Doğan, Hanefı Demirkol ve Mehmet Ali Şahin, 17 Aralık 1997 tarihinde ku- rulan FP'nin Genel Idare Kurulu ve Disiplin Kurulu üyeleri sıfatını taşımaktadırlar. - Anayasanin 68. maddesinde, "Temelli kapatüan bir siyasi parti başka ad altında kunılamaz", 2820 sayıh Siyasi Partiler Yasası'nın 95. maddesinde ise "temelli kapaülan siyasi partilerin kapatdma tarihin- de üyeligi devam eden kuruculan, genel başkanu MKYK üyeleri ile her kademedeki yönetim ve disip- lin kurulu üyeleri ve TBMM Siya- si Parti Grup üyeieri başka bir par- tinin kurncusu, yöneticisi ve denet- çisi olamazlar" hükümleri bulun- maktadır. - FP Denizli Milletvekili Rama- zan Yenidede, 15 Mayıs 1998 gün- lü basın açıklamasında şöyle demiş- tir: "... Bu hareket temelde zulme karşı bir isyandır. Zorbalığa karşı birisyandır... Atatürkçülük ve çağ- daşlık kilıfına bürûnerek, ülkeyi soyanlara, meydanlarda eşitlik na- ralan atıp en ilkel kabilelerde bile görülmeyen vahşeti toplumun bir kesimine reva görenlere, inançlan gereği başını örten kadınlara, kız- lara aç sırtlanlar gibi saldıranlara karşı bir isyandır... Bu millet, bu zulme, bu vahşete, bu antidemok- ratik uygulamalara daha ne kadar dayanabilir? Birisi çıkar da 'bunla- nn başörtüsü siyasi bir simgedir' derse, bir başkası da kalkar bırile- ri için 'bunlann kıyafeti ahlaksız- lık ve fahişelik simgesi' diyebilir... Bu ülkede bazı şeyler korkunç de- recede istismar ediliyor. Özellikle laiklikve Atatürkçülük... Hırsız, 'ben laikim ve Atatürkçüyüm' di- FP şikâyetçi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - FP'li bir grup milletve- kili. partilerine yönelik asılsız iddialarda bulunduğu gerekçe- sıyle Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'i Adalet Ba- kanı Seiçuk Öztek'e şikâyet et- ti. Öztek"e sunulan dilekçede, Yüksel'in seçim takviminin yürüdüğü bir dönemde FP hak- kında çeşitli iddialan dile getir- mesinin Siyasi Partiler Yasa- sı'na (SPY) aykın olduğu savu- nularak görevden alınması is- tendi. FP Karabük Milletvekili Hayrettin Dflekcan, Yüksel'in FP'yi kamuoyuna yasadışı bir örgüt gibi yansıttığını ileri sür- dü. FP milletvekilleri Hayrettin Dilekcan, Mehmet Ali Şahin, Fikret Karabekmez, Nezir Ay- dın ve ÎS'ecmettin Aydın, Genel Başkan Recai Kutan adına şi- kâyet dilekçesini Adalet Baka- nı Öztek'e sundu. Gazetecilere açıklama yapan Hayrettin Dilekcan, Yüksel'in görevini yerine getirirken sergi- lediği davranışın tüm kamu- oyunu rahatsız ettiğini savun- du. Yüksel'in meslek kurallan- na uymadığını, kendi kafasın- da suçlular üreterek kamuoyu- nu uğraştırdığını iddia eden Di- lekcan, "tddianamelerin mah- kemeyeintikalinden birkaç gün önce basına sazdınldığu soruş- turmalann gizli yapıldığmın herkes tarafından bilinmesine rağmen adeta televizyon dizile- ri gibi basın yayın organlannda yayımlatümak üzere kişilerin mahkeme karar vermeden ön- ce psikolojik olarak mahkûm edildikleri hepimiz tarafından yakmen bUuıiyor" dedi. Dilekcan, Savcı Yüksel'in, ticari kuruluşlan birterörörgü- tü gibi değerlendirdiğini savu- narak. "Adalet Bakanlığı'nca daha önce yayımlanan genelge- leri hiçe saymak suretiyle ba- kanhk ve başbakanlık yapmış bazı önemli şahsiy etler hakkın- da takibatlaruı mutlaka başsav- cılar tarafından yapüması gere- kirken, \'üksel hiç de üzerine vazife olmadığı halde yetki gas- petmek suretiyle hereket et- mekte" diye konuştu. Seçim takviminin yürüdüğü bir dönemde partiler hakkında bir ışlem yapılamayacağını sa- vunan Dilekcan. "Sayuı savcı- mn yapmış olduğumuz bu şikâ- yet sonuçlanıncaya kadar gö- revde tutulmamasuu istiyoruz. Sayuı savcı duygulanyla hare- ket eden bir görünüm sergjte- mektedir" yor, soysuz böyle diyor, çalıştığı kurumda birçok kadını taciz eden adam 'ben Atatürkçü ve çağdaşun' diyor. Zulüm, baskı, işkence, da- yatma, soygun, vurgun her türlü antıdemokratık uygulama bu kılıf içerisinde yürütülüyor." Bu sözleri nedeniyle sanıkYenidede hakkında TCK'nin 312-2. maddesi gereğince yargılanabilmesi için dokunulmaz- hğının kakhnlması talebiyle fezleke tanzim edilmiştir. - Milli Görüş'ün teorisyenlerin- den Ahmet Akgül tarafından yazı- lan ve hakkında Ankara DGM ta- rafından verilmiş toplatma kararla- n bulunan "lslam Davası ve Adil Düzen, Dava Erierine Mesajlar ve Metot, Erbakan Devrimi" isimli kitaplarda şeriat devleti için cihat ve ordulaşma sözde fıkirleri işlen- miştir. Günümüzde FP, Ahmet Ak- gül'e konferanslar ve seminerler verdirmektedir. Bu konudaki FP Gerze llçe Teşkilatı ve Köseköy ve Uzunçiftlik belediye teşkilatlannın Milli Gazete'deki ilanlan ektedir. Ahmet Akgül hakkında 15 Mart 1999 tarih ve 1999/733 sayılı Mil- li Görüş hakkındaki iddianame- mizle kamu davası açılmıştır. - FP Hatay Milletvekili Mehmet Sılay, 1998 baskılı" Parlamentodan Haber" bashklı kitabında, "başlar- ken" bölümünün 7. sayfasuıda şöy- le demektedir: "Türkiye'de yaşanan olaylara evrensel gözlükle bakılınca görülür ki, dünya tarihinde milletlerin dini duygulan ve inançlanyla savaşan- lar daima kaybettiler. Yakın tarih- te tran'da bunu deneyenler ya ülke- yi terk ettiler ya apoletleri söküldü. Cezayir'de Fransız çocuklanna hiz- met uğruna halka dayatanlann, zorbalann bugün hiçbiri hayatta degil." Bu kitap da Ankara DGM tarafından toplaölmıştır. - FP Ağn Belediye Başkanı Ze- ki Başaran bir toplantıda şunlan söylemtştir: /"Gözünü rakı masasmda açtu rakıyla devam etti, rakıyla da öldü. Ömrü İslam düşmanlığı ile başladı, İslam düşmanlığı ile devam etti, İs- lam düşmanlığı ile öldü. Kardeşim öyleyse. nereye göreyaşadıysa, ora- ya defhedin yahu_ Efendim Arap- ça harfleri kargacık burgacıktır, teknikve teknoiojiyi engellhor. onu degiştireü'm. Yay seni hain. seni ha- in. Millet lanetle anıyor seni ve se- nin gibileri... Buyurun v« 70 sene önce Yahudiler telkinatta bulundu 'söyleyin' dediler. '7 asırdır Müs- lümanlan harp meydanlannda ye- nemedik.' O hakfedeyin ki' Din ay- ndır, Müslümanlar siyaset yapa- maz' deyin ve bunu 70 sene önce bir hain söyledi. tçimizdeki bir ha- in, dışunızdaki ehlisalip ile anlaşa- raksöyledi." Başaran. "Din ayn, devlet ayn" gibi sözler sarfederek büyük önder Atatürk ve devrimlerine "hayasız- ca" saldırmıştır. Maalesef Türki- ye'de belediye başkanlığını sürdü- ren bu şahıs hakkında Ağn Cum- huriyet Başsavcılığı soruşturması- nı sürdürmektedir. - FP Manisa Milletvekili Bülent Armç, türbanla ilgili olarak "Bir rektör kalkıyor diyor ki 'Niye bu kadar başörtüsünde ısrar edeıier anlamıyorum. Nihayet 1 metre bez parçası degil mi?' Şimdi ben o ka- dar kin duyuyorum ki bu konuş- mayı yapan insana, yani en azından hakaret etmek istiyorum ve ona şu- nu söylemek istiyorum: Şu bayrak da nıhayet 1 metre bezden ibaret" konuşmasını yapmışür. - Konya Selcuklu Belediye Baş- kanı İsmail Oksüzler, Garnızon Komutanı ve Vali'nin de bulundu- ğu bir toplantıda, "Komutan da ol- sa, vali de oba haddini bilmeli" şek- linde sözler sarf etmiş, hak ettigi cevabı almıştır. - tstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylannın tespiti ile U- gillolarakNecmettin Erbakan, Re- cai Kutan ve Recep Tayyip Erdo- ğan'ın, Erbakan'ın Balgat'taki 'Öğretmenesaldırılardurdurulsıın' Eğföm-Sen 2 Noiu Şube Başkanı Alaaddin Dinçer. tstabul Milli Eğitim Mûdnrü Ömer Balıbeş "i makamında ziyaret etti. Dinçer, son olarak öğretmen Zeynei Soysal"m bıçakiı saldınya uğradığı L mraniye Endüstri Meslek Lisesi'nden iki öğretmenle birlikte gerçeklestirdigi ziyarette, söz konasu okulda öğretmenJere yönelik tehditkrin sürdüğüoû vurgulayarak önlem alınmasmı istedi. Soysal'a yapdan sakhnyı kınayan Endüstri Meslek Lisesi'nde görevli 28 öğretmenin okulda dağıtilan bir bildiriyle tehdit edildiğini ifade eden Dinçer, olaylardan okul müdürûnün de sorumhıhığu bulunduğunu öne sürerek hakkında soruşturma açdmasını istedi. Dinçer, bu okuldaki saldın ve tehditieri içeren bir dosyayı Balıbey'e sundu. tl Miffi Eğitim Müdürü Baübey ise gerekK önlemlerin abnacağuu kavdetti. (Fotoğraf: KADER TUGLA) evinde bir araya gelmişler ve bu gö- rüşme Kanal E televizyonunda gö- rüntühı haber olarakyayunlanmış- nr. - 13 Mart 1999 tarihli Milliyet gazetesinde "Gensoru tuzağı'' baş- lıklı haberde, "Erbakan, Erez'le buluştu. Hükümet, 312'nin kalk- masını engellerse gensoru verilecek. Bugün Meclis toplantısına Recai Kutan ve arkadaşları katılmaya- cak. Erbakan tarafından yönetilen FPIiler katılacak, FP'nin, kapaül- mış bir partinin devamı olup ouna- dığuun fotogran, Meclis'e yansıya- cak" ifadelerine yer verilmiştir. -13 Mart 1999 tarihli Yeni Yüz- yılgazetesinde " Erbakan 'dan huruç hareketi" başhğı altında, "Hoca FP'lileri Meclis'e gönderiyorve si- yasi yasağının kalkmasını istiyor" denilmiştir. - Aynı tarihli Radikal gazetesin- de "Hoca'nm Askerleri, Fazilefte manga devri" başlıklı yazıda, "Parti yönetimini tamamen dışla- yan Erbakan, Meclis toplantısına katılacak 100 millervekilini 10'lu gruplara ayirdı. Erbakan, her gru- bun başına da güvendiği adamla- nndan bir manga komutanı atadı" ifadelerine yer verilmiştir. -14 Mart 1999 tarihli Cumhuri- yet gazetesinde "Meclis'te taktik savaşı" başhğı altında "FP'nin ön- derliğindeki küskünler, 18 Nisan seçimlerini iptal ettirmek ve RP'nin yasaklı lideri Necmettin Erbakan'ı kurtarma yasalan çıkar- mak için çabalannı yoğunlaştırdı- lar" denilmiştir. - Radikal gazetesinin 21 Mart 1999 tarihli nüshasındaki "Erba- kan'ın son çahmı". ertesı günkü nüshasmda "Hoca'nın inadı inat", 22 Mart 1999 tarihli Hürnyet ga- zetesinde yer alan •'HocaBaskını", aynı tarihli Sabah gazetesinde yer alan "Fazüet'in intiharT başlıklı haberlerde özet olarak kapatılan KP'nin siyasi yasakİL£&kı..geftel başkanı Necmettin Erbakan'ın, se- çimlerin ertelenmesi ve 312. maddenin kaldınlma- sı konusunda FP milletve- killerini yönlendirmesi ile ilgili olaylan dile getiril- miştir. - FP Genel Başkanı Re- cai Kutan 15 Mart 1999 gü- nü Altuıpark Konferans Salonu'nda yapbğı konuş- masında, Necmettin Erba- kan, Şükrü Karatepe ve Re- cep Tayyip Erdoğan'ı kur- tarmak amacıyia312. mad- denin kaldınlması için yü- rüttükleri çahşmalan dile getirmiştir. - Ekte de sunulan bilgi ve belgelere göre FP hak- kında 2820 sayıh Siyasi Partiler Yasası hükümleri- ne göre FP'nin kapatılma- sı için işlem yapılması ta- lep olunur. Bayramda 9 günlük tatil ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ba- kanlar Kurulu, 1 ve 2 nisan günlerinin resmi tatil ilan edilerek bayram tatilinin 9 güne çıkanlmasmı kararlaştınrken te- rör eylemleri nedeniyle turizmde yaşa- nan bunalımın aşılabilmesi için 3 aşa- malı bir çözüm planının devreye sokul- masını benimsedi. Buna göre, tanıtım için ek ödenek aynlırken bazı hizmet alanlannda indirim yapılacak ve iç pazar genişletilecek. Bakanlar Kurulu, bir aylık bir süreden sonra dün Başbakan Bülent Ecevit baş- kanlığında toplandı. Yaklaşık 2 saat sü- ren toplantının ardından açıklama yapan Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Şükrü SinaGürel. Devlet Bakanı ve Baş- bakan Yardımcısı Hikmet Uluğbay'ın IMF ile görüşmeleri konusunda bilgi sunduğunu belirterek seçimlerden sonra Türkiye'nin sağlayabileceği uluslararası kaynaklann şimdiden anlamlı ve sağlam bir zemine oturtulduğunu söyledi. Gürel, Türkiye turizminin son zaman- larda bir örtülü ambargo tehdidi altında bulunduğunu belirterek bunun önlenme- si için Turizm Bakanlığı'nın gerekli ça- hşmalan yürüttüğünü kaydetti. Gürel, bu alanda siyasal girişimlerin yanı sıra eko- nomik önlemlerin de gerekebileceğine işaret ederek tanıtım ve halklar ilişkile- rin güçlendirilmesi için ek kaynak yara- tılması, bazı hizmet alanlannda belirli indirimlere gidilmesi, dış pazardaki da- ralmaya karşı iç pazann genişletilmesi gibi önlemlerin alınacağını belirtti. Gü- rel, Turizm Bakanı AhmetTan'ın bu ko- nuda yapacağı çalışmayı bir sonraki gö- rev yapacak Bakanlar Kurulu'na sunaca- ğını bildirdi. Gürel, 25 Mart Perşembe ve 26 Mart Cuma günlerinde kamu görevlilerinin idari izınli sayılmasının kararlaşnnldığı- nı belirterek böylelikle bu iki günün de Kurban BayTamı tatiline eklendiğini söy- ledi. Sağlık Bakanı Mustafa Güven Ka- rahan'ın ılik nakli, doku tiplemesi ve do- ku bankası kurulmasına yönelik çahş- malan konusunda kurula bilgi sunduğu- nu da bildirdi. Gürel, Kosova'daki son gelişmeleri Bakanlar Kurulu'na aktardı- ğını belirterek "'Eğer banş anlaşmasınuı yolu seçilmezse NATO'nun Kosova ile il- gili bir girişimin somut adımlannı atma- sı için koşullar olgunlaşımş otacakür" de- di. Gürel, bir soru üzerine de, kamudaki toplusözleşme görüşmelerinde herhangi bir ilerlemenin olmadığını belirterek "Biz olanaklarımızı sonuna kadar zorla- yarak ve yeni adaletsizliklerin de ortaya çıkmamasına özen göstererek kendi öne- rilerimizi hazıriadık. Bundan sonra u- muyorum sonuç ahnz" diye konuştu. Soruşturma başladı Yüksel'in suç duyurusu- nu incelemeye alan Yargı- tay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, Cumhuri- yet'in sorusu üzerine. "De- 111 topluyoruz. Verilmiş bir karanmız yok" dedi. Savaş, TBMM Başkanlı- ğı'na bir yazı yazarak ka- patılan RP'nin milletvekil- İerinden FP'ye geçenlerin adlannı ve geçiş tarihlerini istedi. Yazıda, 16 Ocak 1998'de Anayasa Mahke- mesi'nce kapatılan RP'nin milletvekillerinden önce bağımsız kalıp sonra FP'ye geçenlerin adlan ve geçiş tarihlerinin bildirilmesi is- temine yer verildi. Savaş, daha önce FP yöneticileri- nin RP'nin devamı niteli- ğinde olduğunu gösteren açıklamalan ile bu konu- daki bilgileri incelemeye aldığı anımsatıldı. Kutan: FP anayasaya uygun FP Genel Başkanı Recai Kutan, dün konuya ilişkin sorular üzerine, suç duyu- rusu gerekçelerini henüz bilmediğıni belirterek, "Gerekçeler neler, görme- den bir şey söyleyemem. Mevcut partiler içinde ana- yasa ve yasalara en uygun hareket eden parti FP'dir. Bu konuda yapılacak iddi- alann uzaktan yakından il- gisi yok" dedi. FP Genel Başkan Yar- dımcısı Abdullatif Şener de, "Bu tip haberier dahi FP'nin demokrasi ve insan haklan konusundaki ısrar ve talebinin ne derece hak- lı olduğunu gösterir" dedi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada tan yolunda, geçen pazar günü TBMM'de yaşanan- lar için derin bir değerlendirme yaptı: "Meclis Başkanı'nın bir komisyona havale ettiği olayı başkanvekilinin müzakereye koyması hoş biro- lay değildir!" Yok canım. Neden hoş olmasın? Dünyanın sonu mu ki! DemireTİ uğurtayan Başbakan Bülent Ecevit, küs- künlerin harekete geçtiği gün yaptığı "sivildarbe"'yo- rumunun, önceki gün Meclis'te yaşananlartakanrtlan- mış olduğu düşüncesindeydi: "Entrikalaryürümeyecek. Bu girişim aslında benim birkaç gün önce kullandığım ve hakkımda gensoru konusu olan sözümü doğruluyor. Yani bir sivil darbe girişimiyle karşı karşıyayız." Kamuoyu Ecevit'in o değerlendirmesine "bir an için ağzından çıkmış söz" gözüyle bakma egilimin- deydi. Ecevit de gensoru görüşmeleri sırasında o sö- zünün "anlık tepki" olduğunu söylemişti. Demek ki o değeriendirme Ecevit'in içine sinmiş! Pazann yankılan ise öğle saatlerinden itibaren dal- ga dalga gelmeye başladı. ANAP'lı TBMM Başkan- vekili Hasan Korkmazcan, partisinden ve bu göre- vinden istifa etti. ANAP, Meclis'i yönetme sırası ona gelebilir diye, Korkmazcan'ı disiplin kuruluna gön- dermişti. Korkmazcan'ı Mümtaz Soysal izledi. Soysal'ın de- ğeriendirmesi yazıları gibi yalın ve netti: "İş çığnndan çıktı." Küskünler sıkıştıkça Soysal'a danışıyordu. Soysal onlar için de ciddi bir kayıp. Demirel'i Takip Partısi mı desek, Derie Topla Parti- si mi desek, Dargınlan Topla Partisi mi desek, DTP'li- lerin tutumu ise bir başka âlem. Seçimin ertelenme- si önergesini onlar veriyor, kavgasını FP çıkanyor. Bu bağlamda DTP'nin yaptğına "elsopasıyta bağcı döv- mek" denir! TBMM'nin cinlerini doruğa çıkaran Cin- doruk da dün, genel kuruldaki kavga sırasında DTP'lilerin görünümüne açıklık getiriyordu: "Bizim arkadaşlanmız kavgayı önlemeye çalışıyor- du." Son katılmalarla birlikte DTP, pariamentonun en renkli partilerinden biri haline geldi. Her kesimden adam var. Birleşmiş Milletler gibi parti oldu. Yargının rolü! Meclis'in içinde olup bitenlerin ucunu yakalamaya çalışırken DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'den ge- len haber "beklenmedik" değildi. Yüksel, FP'nin ka- patılması için dava açması istemiyle Yargıtay Cum- huriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. * Yükset'tn bu ha2irtığı yaptığı sıralarda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş da FP'lilerin ken- disi hakkında Meclis araştırması yapılması için baş- lattıklan girişimle ilgili düşüncelerini kamuoyuna açik- lıyordu. Savaş'a göre, FP'lilerin böyte bir girişimde bu- lunmaya hakkı yoktu. Yüksel'in başvurusundan hemen sonra FP'liler so- luğu Adalet Bakanlığf nda aldılar: "Yüksel, hukuku çiğnemektedir. Şikâyet ediyoruz. Bu şikâyetimiz sonuçlanıncaya kadar görevden el çektirilsin." FP'lilerin Adalet Bakanı'yla görüşmeleri sürerken Savaş da TBMM Başkanlığı'na başvuruyordu: "RP'den FP'ye geçen milletvekilierinin geçiş tarih- lerinin tarafımıza bildirilmesi..." Savaş'ın, FP'nin kapatılması için davaaçılması ko- nusundaki düsüncesi ise şöyle: "Delilleri topluyoruz, verilmiş karanmız yok." Yasalan, "bizim haklı olduğumuz durumun uygu- lanması" olarak yorumlayan FP'lilerin tutumu bizde yazının başlığını çağnştırdı... Dün saat 15.00'te Uluç Gürkan başkanlığında top- lanan Meclis'te saşırmadığımız görüntülere tanık ol- duktan sonra, hükümet hakkında verilen gensoru oy- landı. Güvensizlik oylan 236'da kaldı. 276'yı bulma- dığı için gensoru reddedildi... Onümüzdeki dönem için bir durumun daha attını çizmek gerekiyor: Yargı, siyasette daha belirieyici bir rol oynayabilir! VuralSavaş sert çıktı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Yargıtay Cumhu- riyet Başsavcısı Vural Sa- vaş, bir grup FP milletveki- lince hakkında verilen araştırma önergesinin ana- yasa ve yasalara aykın ol- duğunu belirterek "Araş- tırnıa önergesini verenler veişleme koyanlarCumhu- riyet tarihimizde göriilme- miş biçimde yargı bağun- sızhğmı ihlal etmişlerdir" dedi. Başsavcı Savaş, dün yaptığı yazılı açıklamada, 15 Mart'taki basın toplan- tısındaTCY'ninkaldınlan 163. maddesi ile "vatan hainhğj" kavTamı arasında- ki ilişkiyi \Tirguladığını anımsattı. Savaş, bu basın toplantısından sonra "ana- yasamn 24. maddesine ay- kın olarak devletin temel düzenini din kurallanna dayandırma amacıyia din duygulannı ve dince kutsal sayüan şeyleri istismar eden. amaçlanna daha ko- lay varmak için Türkiye'yi bölmeye çauşan çok güçlü iç ve dış mihraklara destek veren bazı politikaa ve ya- zarlann" kendisınin yaptı- ğı değerlendirmenin huku- ka aykın olduğunu ileri sü- rerek kamuoyunu yanılt- maya çalıştıldannı bildir- di. "Büyük Atatürk'ün sağhğmdâ TBMM'nin Uk kabul ettiği yasalardan bi- ri olan İhaneti \ ataniye Ka- nunu. devlet düzenimizi di- ni esaslara dayandırmaya yöneük faaliyetleri vatana ihanet saymışür" dıyen Sa- vaş, 6 Temmuz 1960 tarih ve 15 sayıh yasada da "va- tana ihanet'' kabul edilen cürümlerin tek tek sayıldı- ğını. bu cürümler arasında, TCY'nin kaldınlan 163. maddesini çiğneyen faali- yetlerin de bulunduğunu belirtti. BAŞSAĞLIĞI TMMOB Harita ve Kadastro Mühendıslen Odası Bursa Şubesi Başkanımız ZEKİTEKE 20.3.1999 tarihinde vefat etmıştir. 24 yılhk meslek yasamı süresince onurlu, başanlı. venmlı ve üretken bir çizgide ülketnızdekı banşa, dostluğa ve demokrasiye koyduğu katkılar her zaman anımsanacaktır. Kendisıne Tann'dan rahmet, ailesi ve tüm meslektaşlanmıza başsağlığı dilenz. TMMOB Harita ve Kadastro Mühendialeri Oda» Genel Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle