20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 MART 1999 SALI OLAYLAR VE GORUŞLER Kamu Hizmetlerinde Değer Kargaşası ve Milletvekili Haklan Doç. Dr. TONGUÇ GORKER G eçmişte sıradan bir kli- şan ile tamamlayıp zorunlu hizmet ve as- nik hekimligi görevim- kerlik hizmeti arası verdikten sonra 20 den, başkentre bir ba- kanlığın en yüksek gö- revine atanmıştım ve ay- lığım üçte bir oramnda azalmıştı. Bir sayın bakanımız "Memu- nın aldığı para onunı ile ölçülûr, parası- nın azalması denıek oaurunun azalma- sı demektir" derrüşti. örtıek olarak'ken- dimi gösterip. onurumdan bir şey yitir- mediğimi belirtmiştim. Sanınm canı sı- kılmıştı. Günümüzde kamu personeli ödeme- leri o denli dengeden yoksun duruma geldi ki, ne o sayın bakanın, ne benim sözlerimin önemi kaldı. 20 yıldır orası burası kurcalanarak aşındınlan 657 sa- yılı Devlet Memurlan Kanunu'nun son görünümüne bir göz atalım: Gazetelerin yazdığına göre, makam tazmınatlı olanlarbiryanabırakılırsaen yüksek değerlendirme 452.345.000 lira aylıkJa hâkimler için yapılmış. Tasıdık- lan sorumluluk ve günün 24 saati için- de bulunduklan stres anımsanırsa, el- bette haklannı almışlar. Sorumluluk ve stres yönünden çok farklı durumda ol- mayan uzman tabipler ise 244.650.000 lirada kalmışlar. Hem de en yüksek de- receye ve kıdeme ulaşmış olma koşuluy- la... Uzman tabip ne demek? Çok yoğun programlı 6 yıllık yükseköğrenimi ba- hekimden sadece birisinin kazanma şan- sı olan TUS'u kazanmak, 4 ila 5 yıl uz- manlık eğitimini yoğun hizmetle birlik- te yürütürken doktora dengi bir araştır- ma tezini hazırlayıp kabul edilmesini beklemek ve son olarak kuramsal (teorik) ve pratik uzmanhk sınavlannda başan- lı olmak demektir. Hiç bir ayn meslek sınıfina girmeyen yükseköğrenimli ge- nel idare hizmetleri sınıfı bir memurun ise başlangiç aylığı 92 mılyon lira. Ba- nnmaya bile yetmez. Unvanlı görevlere ve milletvekili ay- lıklanna geçmeden önce, memur aylık- lannın nasıl hesaplandığını anımsaya- lım. Memur aylığı, önce her memur için geçerli olan 1500 rakammı geçmeyen göstergelerle hesaplanıyor. Bu göster- geye, görevin niteliğine ve önemine gö- re ek göstergeler ekleniyor. Hâkimin ek göstergesi 4000. üniver- site doçentinin 4800, uzman tabibin 3600. Bu uzman tabip iş yoğunluğu yük- sek bir hastanede değil de Rekabet Ku- rulu'nda çalışıyorsa, ek göstergesi 5300 oluyor. Hâkimden de, üniversite doçen- tınden de yüksek. Rekabet Kurulu'nda çahşan hekimin aynca ne özelliği oldu- ğunu kimse bilmiyor. Dahası var. TBMM 'nin başbekçisi 3900 ek göster- ge alıyor. Uzman tabipten daha yüksek. TBMM'nin atölye kalfası, müze rehbe- ri ve garaj amirinin her birinin ek gös- tergesi 5500. Doçentten de, hâkimden de, uzman tabipten de, hatta Rekabet Kuru- lu 'nun daha degerli uzman tabibinden de daha fazla... Daha yüksek görevlere gelelim: Ge- nelkurmay Baskanı 9000, Anayasa Mah- kemesi Başkanı 8000, müsteşarlar 7500, kıdemli profesörler 6400 ek gösterge alıyorlar. Milletvekilleri burdardan han- gisine denk sayılıyor dersiniz? 9000 ek gösterge ile Genelkurmay Başkanı'na denk sayılıyorlar. Birde. emeklilik aylığına da yansıyan makam tazminatlan var. Bir kimse 6 ay müsteşarlık yapıp sonra 1.5 yıl müşavir adı altında aylık alıyorsa emekliliğe yan- sıyor. ama bir yıldan fazla müsteşarlık yapıp sonra mesleğine (öğretmenlik, avukatlık, tabiplik, mühendislik) dön- meyi tercih ediyorsa, ceza olarak makam tazminatı emeklilikte ödenmiyor. Makam tazminatı olarak Türk ordu- sunun kuvvet komutanlan 20 bin gös- terge, Anayasa Mahkemesi Başkanı 15 bin gösterge, müsteşarlar 10 bin göster- ge, valiler ve rektörler 7 bin gösterge, pro- fesörler 6 bin gösterge, doçentler 2 bin gösterge alıyorlar. Milletvekilleri bunla- nn hangisi ile eşdeğerde sayılıyor der- siniz? Hiç birisiyle... Milletvekilleri bun- lann hepsinin üstünde olarak 22.500 ek gösterge karşılığı makam tazminatı alı- yorlar. Milletvekillerinin bu değerlen- dirmeden makam tazminatı almalanna kim karar veriyor? Kendileri! Kamu hizmetlerinde bu değer karga- şasmı düzeltmelerini beklediğimiz mil- letvekillen, kargaşayı düzeltmek yerine bu kargaşadan kendileri hesabına yarar- lanmak yolunu benimsiyorlar. Ve yarar- lanma eğilimleri bununla da kalmıyor. Birmemurun emeklilik hakkını kaza- nabilmesi için siirekli bir görevde en az 25 yıl fîiien çalışması gerekiyor. Oysa U- kokul nıezunu bir milletvekili. sörgetişi 30 vaşuıda milleftekili olup iki yıl sonra, yaşuıı başını almıs. \iiksek mahkeme baş- kanlanndan. müsteşarlardan.kuw«t ko- mutanlanndan daha fazla emeklilik ay- iığını ömür boyu almaya hak kazanabi- liyor. Milletvekili, yurn'çinde sehirlerarası da- hil tüm telefon konuşmalannı sının ol- maksızın para ödemeden yapabiliyor. Yurtdışı konuşmalannda da aylığından daha fazla ödemeyi gerektirecek miktar olduğu takdirde, fazlasını ödüyor. Milletvekilinin dokunulmazlığı var ve hertürlü adi suçu hesap vermeksizin iş- leyebiliyor. Yüce Divan'agitmesorunu- nu da komisyon oyunlanyla önleyebili- yor. En yüksek aylığı alırken. dilediği her işi ek olarak yapabiliyor. Amenka'da bir milletvekili, bir uz- man tabibin ikı katı para alıyor Türki- ye'de ise 30 yıllık bir uzman tabibin 5 katı. Başka kryaslamayagerek yok. Tür- kiye'deki milletvekili emekli ayhğının ve telefon harcamalannın bir benzeri hiç- bir ülkede yok. Dokunulmazlığm böy- lesinin bir benzeri de hiçbir ülkede yok. Sorunun çözümü için öncelikle genel değerlendirmenin yeniden ele alınması zonınludur. Milletvekiline tanınan para- sal ve sosyal haklar, genel düzensizliğin, gücü elinde tutan kimseler tarafından kötüye kullanılması olarak nitelendiri- lebilir. Sorunu yeni yasalar cözümleye- cektir ve bu yasalan çıkaracak olan Mil- let Meclisi'nin üyeleri yine milletvekil- leridir. Çok yaklaşmış olan genel seçimlerden önce seçmen vatandaş bu gerçekleri bil- mek zorundadır. Basından izlediğimiz milletvekilleri izleme komiteleri, hem adaylardan hem de siyasal parti yönetim- lerinden yazılı taahhütnameler ıstemeli ve bunlan medya aracılığıyla duyurma- lıdırlar. Artık futbol kulübü tutargibi oy vermenin zamanı geçmiştir... Artık uya- nık olma ve oyumuzu verirken toplum olarak yaranmızı düşünme zamanı gel- miştir. Oyumuzu vereceğımiz milletve- kili, haksız emekliliğe, haksız milletve- kili aylıklanna. haksız dokunulmazlık yapönmlanna, haksız kamu personeli değerlendirmelerine karşı olacağını, bun- lan değiştirmek için savaşım vereceğı- ni. parti disiplini vb gerekçelerle bu sa- vaşımından vazgeçmeyeceğini taahhüt etmelidir. Ve izleme komitelerinin ışle- vi seçimlerden sonra da devam etmeli- dir. 'Bağımsız Yargı' Neymiş, Görecek Batılılar RAHMİ K U M A Ş BM Türk Derneği Başka, 0 nsanın bugünlcü durumuna gerek biçim, ge- I rekse öz yönünden gelmesi için, ya$amın var olduğu süre ölçüsünde zaman gerekli olmuş- tur. Bu süre İsa'dan sonra 1999 yıl olmakla birlikte, tsa'dan öncesini de düşünmek ve bu sayıya eklemek zorunlu olmuştur. Çünkü in- san ve insanlık İsa'dan önce de olmuştur. llkçağ Atina'sında, ilk ve ortaçağ Roma sında gö- rülen hukuk savaşımlan sınırlı olmakla birlikte, yi- ne de bu alanda bir ilk adım olarak alınabilir. Bu ara- da, ömeğın Ingıltere'de "Taç"ı sınırlama savaşım belgeleri dönemi yaşandı. Sonunda Batı, Rönesans ve Reform dönemini de algılayarak Aydınlanma Ça- ğı'na ulaştı. 18. yüzyılda insan haklan kavramı Ame- rikan (1776) ve Fransız (1789) Insan Haklan Bildir- geleri ile ilk kez uluslararası bir boyut kazandı. İn- sanlığın, o zamana dek gösterdiği çabalar ile bu yüz- yıldaki sıçrama, sonunda insanlığı 1948 Bildirgesi'ne kavuşturdu. Bu bildirgeden önce çeşitli ülkelerde, de- ğişik zâmanlarda gösterilen uğraşlar bir bakıma ge- çenlerde yitirdiğimiz büyük ceza hukukçumuz Fa- ruk Erem'in dediği gibi olmuştur: "Mtortı kanadt- nın ydkende, / Derin sularda birbirine çarpan iki kum tanesinin çıkardığı sesin / Fırtınada payı var." ABD'nin yaşadiğı iç savaşuı. bu ülkede yakm yılla- ra dek süren zenci-beyaz çatışmasmın insanlığın "renk aynnunr aşmasında çok büyük etkisi oldu. insanlığın "cinsavnmınT aşmasında Atatürk Tür- kiye'sinin de katkısı olmuştur. Bu büyük devrimci- nin bir Islam ülkesinde kadına, kurduğu Cumhuri- yet'in 11. yılında sağladığı haklan hiçbir Batı ülke- nı si kendi kadınma sağlayamamıştır. 1215'te Magna Carta Libertatum'u (Büyük Özgürlük Bıldinsi) ka- bul eden. devletinin başına kadınlardan yönetici ge- tiren îngiltere dahi tüm kadınlanna insanlık hakla- nnı Türkiye'den sonra vermiştir. Mezhep savaşlan Batı tarihinin yüzkarasıdır. Mez- hep aynlığı yüzünden Paris'te bir gecede kaç kişi- nin öldürüldüğünü bilmeyen yoktur. Saint-Barthe- lemy toplukınmı ilk soykınm (jenosit) olarak alın- maktadır. Biz de Maraş. Çorum ve Sıvas'ta bu ilkel- liği yaşadık ve utanıyoruz. New York:İnsan Haklan Evrensel Bildirgesi. Bir- leşmiş Milletler'in bir büyük başansı olduğundan, 14-16 Eylül 1998 günlerinde New York'taki Birleş- miş Milletler yapısmda bir etkinlik düzenlenmiştir. Bu etkinliğe sivillik, açıkçası hükümetlerdışılık özel- lıği haklı olarak verilmeye çalışılmıştır. Bu bakım- dan dünyanın dört bir yanından NGO (Non Govern- mental Organisation) ve DPI (Depertmant of Pub- lic Information) temsilcileri çağnlmıştır. 2601 kişi- nin, 619 sayıdaki NGO (Sivil Toplum Kuruluşu) ve DPI (Halkla tlişkiler Örgütü) adınalcatıldığı bu top- lantılara en büyük katılım ABDtien olmuştur. Bbflbk doğal karşılanmıştır. Çünkü toplantı ABD'decflmuş- tur. Gana'dan 42 kuruluş ve 175 kişi bu toplantıya katılmıştır. Bu BM Genel Sekreteri'nin Ganalı olu- şu ile açıklanabilecek bir görünüştür denilebilir. Fransa'dan 30 kuruluştan 61 kişi, Pakistan'dan 8 ku- ruluştan 25 kişi, Yunanistan'dan 4 kuruluştan 7 ki- şinin katılmış olduğu bu toplantılara Türkiye'den 1 kuruluştan 3 kişi katılabilmiştir. Bu kuruluş Birleş- miş Milletler Türk Derneği, katılanlar da denıek başkanı, genel sekreteri ve New York'ta yaşayan Defhe Haünan'dır. Üç gün süren bu toplantılarda Mısır Cumhurbaş- kanı'nın eşi Bayan Mübarek. Güney Afrika Başka- nı'nın eşi Bayan Mandela. eski Fransa Baskam'nın eşi Bayan MMterrand konuşmacı olmuştur. Bu ba- yanlar ülkelerindeki sivil toplum kuruluşlannın, BM'nin NGO/DPI bölümünde etkin olmalanndan bu sonucu almışlardır. Bunda belki de kendi dev let- lerinin dış siyasetlerinin de payı olmuştur. Ama burı- dan şu sonucu çıkarmış oldum: Türkiye her düz- lemde uluslararası toplantılarda boy göstermiş olma- lıdır. Yurtiçinde yapılan etkinliklere, yurtdışı boyut getiremeyince bir bakıma kendi kendimizi doyurmus, ya da kandırmış oluyoruz. Onun ıçın, bu bağlamda dışa açık siyaset yürütmek çok gerekli olmaktadır. Ostelik bir sevindirici dunım daha karşımıza çıkmak- tadır: 1 Ocak 1999'dan sonra Birleşmiş Milletler NGO/DPI bölümüne yazılacak kuruluşlan belirle- yen 18 kişilik BM yankuruluna Türkiye de girmiş- tir. Bu durum karşısında Türkiye'den sözgelimi Ata- türkçü Düşünce Derneği, Halkevlen. Tüketici Hak- lannı Konıma Derneği, Çocuk Haklan Derneği gi- bi kuruluşlar BM'ye başvurarak kendilerini yazdır- malıüırlar'. Bu Ronuda gerekTı işlemleri yapmada kendilerine BM Türk Derneğfolarak yardıma hazı- nz. Ülkemizde: Türkiye'de insan haklannm Atatürk'ün Aydınlanma Devrimi ile boy atmaya başladığını söy- lemeye gerek yoktur sanınm. Çünkü, Atatürkten ön- ce bu ülkedeya$ayanlar laıkJu,yurttaş değildL Bu ül- ke insanını insariyapan, ona kurduğu Cumhuriyet'in 11. yılında bütün haklannı veren ve yaptığı anaya- saya (1924) "Türklerin Kamu Haklan" diye bölüm koyarak ne önemli bir ınsan haklan gerçekleştirici- si olduğunu gösteren Atatürk için demeğimiz 10 Aralık 1997'deÇanakkale'de "Atatürkv* İnsan Hak- lan" konulu bir açık oturum düzenledi. Daha başka etkinlikler de... Dernek olarak yabancı dilde ilk kez bir dergi çıkanp bunu da insan haklanna özgülemiş olduk. Türkiye'nin insan haklan alanında dünya ölçe- ğinde özellikle Batılılarca geri itilmesı çok anlam- lıdır. Türkiye'de Güneydoğumuz nedenıyle yaşanan can güvensizliği (yargısız infazlar, toplu öldürme- ler) PKK terör önjütünün işidir. Evet oradaki güve- nilmez ortamda devletin güvenlik güçleri yanlış kı- mi örneklere neden olmuşlardır. Örneğin bir yurtta- şa dışkı yediren kişi gibi... Yalnız bu tür olumsuz- luklar bizi eleştiren Batı'nın da alnında vardır. (Bu bizi haklı kılmaz elbette.) Ama terör ortamında ın- san haklan nasıl boy atabilir ki... Önce can güvenli- ği ve yurt güvenliği sağlanacak kı arkadan bu olum- suzluklar düzelebilsin. Güneydoğu'daki durum ne- deniyle Batı, gölge etmese başka bir şey istemiyo- ruz. "Suçhı, suç işiediği wrde yargılanır'' kurah ge- reği Apo'yii Türkiye'de yargılama hakkını elde et- tik.Şimdi biz Apo'yuyargılamabecensivle Batı j'a ders verme konumuna geImelryiz.'Önce1>ü kâliiı ıl- kellik yapıp öldürmeineldeçağdaşlığfmızı ğösterdik. Şimdi de onu Batı 'nın çağdaş yargılama kurallany- la yargılayacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın. Uluslararası anlaşmalar yöntemine uygun biçimde bağımsız yargı önüne çıkanlacaktır. Bağımsız yar- gının en yetkin örneğini görecek, kendilerinin "in- san haklan"na pek çok tanık olduğumuz saygısız- hklanndan utanacaktır Batı. lUerdeb ı ^ v r r Tabii ki, sadece, Bellona'da. Şimdi Bellona oturma grubu veya koltuk takımı sahîbi olabilmenîz için, o kadar çok kolaylık var ki... • Zengin koleksiyon, uygun fiyat • Peşin fiyatına 5 taksit aya varan vade seçenekleri • Peşin ödemelerde özel indirim • Adrese teslim Semrnu 10/1 Ttkmu, Datn Doi* Bu kamponya, T.C Sanayi Bakanhğı'nın 25.05.1994 tarch ve 21940 sayılı tebliğ huküralerıne uygun olarak yapılmaktadır 01 03.99 tarıhi itıbariyle başlayan kampanya, iırefim ve stot ımkanlarıyla sınırlıdır. BOVTAŞ A Ş OSB 8Cd No. 14 38070 Kayseri. mMiS Tthm Dat*. StdtfAim www.bellona.com.tr Ücretsız Tûketld Hdttı 0 800 361 8986 BELLONA PENCERE Gidiş 0 Gidiş... Pazar günü Nevruz'du. llkbahann ilk günü.. Güneş Nevruz'da koç burcuna giriyor, geceyle gündüz eşitleniyor. Adem yaratılmış bugün, Nuh'un gemisi karaya oturmuş, Hazreti Ali doğmuş... Anadolu'da Nevruz bahar bayramıdır; kırtara çı- kılır, biberii lop yumurta yenir, yanında yeşilsoğan, kuru köfte de olursa tadına doyulmaz; çocuklar uçurtma uçururlar, çeşitli oyunlar oynanır. Nevruz şenliktir. • Pazar günü evde oturup televizyonlannın başı- na geçenler ne gördüler? Nevruz kırlarda kanlı bir köşe kapmaca gibi ya- şanıyordu; PKK'ye dönük gençler, eyleme çıkmış- lardı; polisle çatışıyorlardı; kavgalı, gürültülü, ça- tapatalı, gerilimli, öfkeli Nevruz'un tadı tuzu kaç- mıştı... Bizim TV'ler bir kavga sahnesi yakaladılar mı, on kez, yirmi kez, otuz kez yinelerler; aynı sahneyi bir, bir daha, bir daha, bir daha izleyenin başı dönü- yordu. TV seyircisi bu sahneterden bıkjp elindeki kuman- da aletiyle zap yapsa, bu kez karşısına Meclis'te- ki kavgalı oturumlar çıkıyordu. Sayın milletvekille- rimiz de Nevruz bayramında sanki kavgalı, itişli kakışlı, dövüşlü, öfkeli, çatışmalı birfılm çeviriyor- lardı. TV'ler itiş kakış sahnelerini bir daha, bir daha, bir daha gösteriyorlardı. • . " . •: Bir dostum telefon etti: •.'* *•".'- - Televizyonlan izliyor musun?.. - Evet.. . , v - Bu ülke batmış.. ~ - DemeL - Benim dememle ne olacak, Patagonya 'dan ge- Ien bin yanm saat bizim televizyonlan izlese an- lar.. - Peki, ne olacak?.. >. - Beklenen olacak.. Beklenen ne?.. • Halk çoğunluğu ülkede geleceğin güvencesini anyor; eski deyişle "istikrar" özlemi herkesin ben- liğini yavaş yavaş sardı; birincil güdüye dönüşme- ye başladı. İş bu kez daha değişik görünüyor; Türkiye'nin var- lığı dışardan ve içerden tehdrt edildiği için toplum- da savunma istenci derinden tohumlanıyor. San- ki Ulusal Kurtuluş Savaşı'ndan önceki süreçte ol- duğu gibi aşağıdan yukanya doğru bir ortak egili- min güçlendiği izleniyor; nereden geldiği belirii sal- dırılara karşı dayanışma duyusu yoğunlaşıyor. ü- derler ve partiler, bu ortak içgüdüsel egilimi sez- dikleri oranda yannlan yakalayabilecekler... Yoksa tuzla buz olacaklar. Ülkemiz, devletin, toplumun, halkın ağırlıklı güç- leri, ister istemez, varoluşun yörüngesinde birara- ya gelerek bütünleşecekler... Gidiş o gidiş... • 20'nci yüzyılın başında, dünya egemenleri Tür- kiye'nin aleyhincteyken,- Anadolu halkı var oluşü- nu kanıtlayıp 1923 iaik Türkiye Cumhuriyeti'ni kur- du. 21'inci yüzyıltn eşiğinde bu ülke ne irticaya teslim olur, ne parçalanıp bölünebilir, ne de bir çe- tenin elinde mafya cumhuriyetine dönüşebilir... Bu yoldaki tüm politikalar iflas edecektir. Siyasal partilerin başında bulunanlar, bu gerçe~ ği gördükçe yarına kalabilecekler... GAYRİ3V1ENKULÜN AÇIK AKTIRMA İLANI TC ALANY4 2. İOIA DAİRESİ'NDEN DosyaNo: 1998;550 Tal. Saülmasına karar verilen gayrimenkulûn cinsi, kıymetı, ade- di. evsafi: 1- Alanya Hacet Mah. 193 ada 8 parsel sayılı taşmmazm ta- mamı 455 m2 olup, bu taşınmazın doğusu yol. baüsı yol. kuze- yi yol ve güneyı ise 23 parsel sayılı tasuunazla çevrili olan bu yer üzerinde borçluya ait 2 Noiu bağımsız bölümün 1. katta olup, tek daıre üzennde yapılmıştır. Dairenm taban alanı 100 m2 olup, 3 oda bir salon ve müştemılattan ibarettir Şehır merkezındedir. Tüm bu özellıkleri ile bulunduğu yer ve mevkisı itiban ile 7.750.000.000.- TL muhammen bedel ûzerinden satılacaktır. Sa- tışsaatı 10.00-1010 2- Alanya Hacet Mah. 193 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ta- mamı 455 m2 olup. bu taşınmazm doğusu yol. bansı yol. kuze- yi yol ve gûneyi ise 23 parsel sayılı tasınmazla çevrili olan bu yer üzennde borçluya ait 4 No'lu bağımsız bölüm 3. Son kat ohıp, tek daire üzerinde yapılmıştır. Daırenın taban alanı 100 m2 olup, 3 oda bir salon ve muştemilattan ibarettir. Şehir merkezindedir. Tüm bu özellıkleri ile bulunduğu yer ve mevkisi itiban ile 7.500.000.000.- TL muhammen bedel ûzerinden satılacaktır. Sa- tış saati 10.20-10.30. Sabş $arnan: 1- Saftş. 21.05. 1999 gûnû saat 10.00'dan 10.30'a kadar .\lanya Beledıye Bşk. Mezat Salonu'nda açık art- tırma suretıyle yapılacak. Bu arttırmada tahmin edilen kıynıetin yüzde 75'ini ve nıçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir be- delle alıcı çıkmazsa, en çok artnranın taahhüdü bakı kalmak şar- hyla 01.06.1999 günü saat 10.00-10.30'da ikinci arttırmaya çı- kanlacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse gay- nmenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak ûzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arrtrana ihale edile- cektir. Şu kadar ki arttırma bedelinin malın tahmin edilen iay- metinin yüzde 40'ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçha- nı olan alacaklann toplamından fazla obnası ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masrafiannı gecmesı laamdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir 2- Artnrmaya ıştırak edeceklenn, tahmin edilen kıymetin yüzde 20'sı nıspetınde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış, pesin pa- ra tledir, alıcı ıstediğınde 20 günü geçmemek ûzere mehil veri- lebılir. Tellalıye resmı, ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcı- ya aıttır. Binkmiş veıgiler satış bedelınden ödenir. 3- lpotek sahibı alacaklılarla diğer ılgilılerin (*) bu gayrimen- kul üzenndekı haklannı hususiyle faız ve masrafa dair olan ıd- dialannı dayanağı belgelen ile on beş gün ıçmde dairemize bıl- dirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sıcilı ile sabit ol- madıkça paylasmadan hanç bırakılacaklardır. 4- thaleye katılıp daha sonra ihale bedehnı yatırmamak sure- tıyle ıhalenın feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasmdaki tarktan ve diger za- rarlardan ve aynca temerrüt faızınden müteselsilen mesul ola- caklardır. ihale farkı ve temerrüt faizı aynca hükme hacet kal- maksızın dairemizce tahsil olunacak. bu fark. varsa öncelikle te- minat bedelinden alınacaktır. 5- Sartname, ilan tarihınden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafi venldıği takdirde isteyen alıcıya birör- negi göndenlebihr. 6- Saüsa ıştirak edenlenn şartnameyi görmüş ve mündereca- tını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bılgı almak ısteyenlenn 1998/550 Tal. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvur- malan ılan olunur. 05.03.1999 (*) tlgılıler tabirine irtıfak hakkı sahıpleri de dahildır. Basın: 11666
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle