25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
<; . ,~-Y-Ş SAYFA ^_1 CUMHURİYET 17 MART 1999 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Ulusal i Örgütlenirken... t::û KEMAL ÖZMEN Ulusal Sana 9 9 lkemizin yaşadığı sorunla- U nn en temel kaynağında, ha- len yaşamakta oldugumuz feodal köhne kalıntıların, aşıret ve tarikat gelenekle- rinin genç demokrasimizi kemırmekte olduğunu söylemek gerek. Sanayimızin tüm yurda yayılamamasın- dan. ulusal sanayinin tam anlamıyla oluş- tnrulamamasından beslenen gencilik. ar- kasına aldığı dış desteklerle cumhunye- timızı yıkmak için her türlü düzmece ve hile (tertip ve takıyye) ile saldırmaktadır. Ülkemız kaynaklarınıa ulusun tüm kat- manlanna ve rüm bölgelere adıl dağılımı- nın sağlandığını (hatta bu yönde gırişim- lerin olduğunu) söylemek olanaksızdır. Tüm ülkeye ortak gönencı getirebilecek sanayıleşme (üretim ekonomisı) yerine faiz ve rant ekonomısmin süregelmesinin doğal sonucu; bir avuç ınsan ya da kurum ülke gelinnin çok büyük bir kjsmını hor- tumluyor. geniş halk kesimlen ıçin (tan- mın desteklenmesi, ışçi ücretleri, yatınm kredilen \ b.) ıse, ülke gelırinın çok az bir kısmını paylaşmak kalıyor. tthalat ve ih- racatımız arasmdakı ülkemızaleyhine ge- lişen açık dev boyutlara vanrken yöneti- cılerimizden beklediğimiz ithalat çılgın- lığına gem vuracak, ıthaiatın ulusal eko- nomıyi tahribınden kurtaracak bir terbi- ye çızgısıne çekecek açıklama ve karar- lann aJınmasından ses yok. L'lusal para- mız pul olurken yabancı paralann ülke- mize giriş ve cıkışına kural koymak, yö- netmelik y apmak gibi zorunluluklara kim- senin (yönetıcilerimizin) el atmaya nıye- tı yok. Oysaki egemenlik. önce birtoprak ve belırlenmiş sınırlan ve bu sınırlan ke- sinleştiren bayrak ise... Toprak ve bay- raktan sonra egemenliğin en önemlı gös- tergesı ulusalparanmgeçttiiHğu vürürlük- \rı Dernegı Genel Başkam te oluşu değıl mıdır? Sayın Bülent Ecevtt 23 Aralık I995'te Kadıköy Meydanı'nda yaptığı konuşma- da İstanbullularaşöyleseslenmiştı: "Güm- rûk Birtiği Anlaşması Türkrye'nin lehine defildir. Onu da Sevr gibi yırtıp parçala- nz." O günlerdekı Başbakan Tansu ÇiDer'ın imzaladığı Gümrûk Birliği Anlaşmasfnı gerçeklere çok da aykırı bir şekilde Tür- kiye'nin Avrupa Bırlıği'ne ginşi şeklin- de yansıtmasına karşı Sayın Ecevit haklı bir öngörü ıle Gürnrük Birliği Antlaşma- sı'nın Türkiye'nin aleyhine ışleyeceğinı görüyor ve bu antlaşmayı SevTolarak ni- telıyordu. Aradan geçen zamanda da Sa- yın Ecevit haklı çıktı. Üstelik bu bir ön- görü olmaktan çıktı. Sayın Ecevit'in gö- revlendırdiği Dışişlen'nden sorumlu Dev- let Bakanımız Sayın Şiikrii SinaGürei'in Gümrük Birliğ! ıle ilgili yaptığı araştırma sonucunda açıkladığı rapor "Gümrük Bir- liği Anlaşması'nın geçen iiç yillık sürede ülkemizin akyhine işlediği ve Türkiye'nin zaranna oMuğu" şeklindedır. Artık bir öngörü olmaktan cıkıp somut araştırma so- nucu ülkemız aleyhine ışleyen Gümrük Bir- liği Anlaşması, Sayın Başbakan'ın haklı bir benzetmesi ile ulusumuz için bir Sevr belgesıdir. Gereğı yapılmalı, yırtılıp par- çalanmalıdır. llusal Sanayici ve İşadamlan Derneği olarak ülkemizin yannlannın aydınlıkola- bilraesi için tüm halkın ortak gönenç dü- zeyinin yükseltilmesinin sağlanması, ül- ke kaynaklannın adil dağılımı ile sanayi- leşmenin füm yurda yayılması ve demok- rasi ıçinde hep birlikte kalkınmanm öne- mine ınanıyoruz. Ve tabii ki tüm bunlar ıçin en önemli halkanın: tam bağımsızlık iLkesinin kavranması, ulusal devlet ve ulu- sal ekonominin güçlendirilmesi olduğu- nun altını çiziyoruz. Ulus ötesı (finans kapital) ya da bir başka deyışle, sanal sermaye, gelişmekte olan ülkelerin uyanışı karşısında şimdiler- de MAI'yi (çok taraflı yatınm anlaşma- sı) dayatıyor. Bu anlaşma ile yapmaya ça- lıştıklan: ulus dev letlerin kazançlannı. bı- rikimlennı hortumlarken çıkabilecek her türlü yurtsever sesi kısmak. ulusal ekono- milen entirken gelişmekte olan ülkeleri ulus ötesı sermayenın talan sofrasma çe- virmektir. Gelişmekte olan ülkeleri hor- tumlamayla birlikte. gelışmiş ülkelerde- ki nükleer atık başta olmak üzere her tür- lü sanayi artıklannı gömebilecekleri çöp- lükler konumuna getirmeyi amaçlıyorlar. MAl'ye (çok taraflı yatınm anlaşması) karşı çıkmak bir yurtseverlik gereğidir. MAI'yi olumlayan açıklamaları yapan işadamlan örgütlenni ibretle izliyoruz. Ama çok yakfndır ki MAI'nin anlamı yurtseverlerce tüm yurda ıyice anlatıldık- ça, bu örgütlerin yönetıcılen Anadolu'da- ki üvelerinin yüzüne bakamaz duruma geleceklerdir. Dünya ticaret hacminın el- li katı daha büyük birciroya sahip olan uJus ötesi sermayeye (fmans kapitale) sırtını da- yamak kısa vadede size güç v e moral sağ- layabılir. Ama uzun vadede alınlannda taşıdıklan "vatan hainliği" damgası. on- lan bırakın üyelennın yüzüne bakabilme- yi. ailelennin gözünün ıçıne bakabilmek- ten dahı alıkoyacaktır. Bugün ülkemizde yaşanan sıkıntılann. ülkemızin içinde bulunduğu çıkmazın çok benzerleri. çokça aynılan gelişmekte olan ülkelerde de yaşanmakta... Çünkü ulus- lararası finans kapitalin tüm dünyadaki ge- lişmekte olan ülkelere son yırmi yılda da- yattığı globalleşme. yeni dünya düzeni programı iflas etmekte. Yenı dünya düzen- cılerinin. globalleşmecilenn tüm dünya- da uygulamaya çalıştıkları etnik ya da mezhepsel farklılıklan kaşıyarak toplum- lan birbırine kırdırma. ülkeleri küçük par- çalara bölme. özelleştirme yolu ile ulusal değerlerin, toplumsal kazançlann yağma- lanması, borsa spekülasyonlan ile ülke üretim kazançlannın hortumlanması, ül- keleri kendı emnndeki bir avuç ışbirlikçı şirketle denetımleri altına almak hayalle- n. alabıldiğine tüketımi pompalamalan ve borsa, döviz. kredı not oyunlan ıle ge- lişmekte olan ülkeleri ekonomık boyun- duruk altında tutma programlannın tü- kendıği, çıkmaz yol oJduğu, tüm dünya- daki son gelişmelerle artık herkesin gö- rebileceğı bir gerçek durumuna gelmiş- tır. Yurtsever işadamlanmızın ve aydınla- nmızın yıllarca anlatmayaçalıştığı ulusal sanayimızin güçlendirilmesi ve sanayi- nin tüm yurda adil dağılımı ile sosy al dev- let gereklilıği şimdi daha net kavranırdu- ruma gelmiştır. Artik uluslararası basın da. uzun süredır görmediğimiz ölçüde geliş- mekte olan ülkelerin aldığı kararlarla il- gili yazılarvedüşüncelerledolu. Paraka- nunlannın çıkanlması. gümrük duvarla- nnın yükseltilmesi. ithalat çılgınlığına gem vurularak rekabete açık ulusal eko- nominin güçlendirilmesi, rantiye egemen- liğinin kınlarak hızla üretim ekonomisi- ne geçiş kararlannın alınması önlemleri- rtin, gelişmekte olan birçok ülkede aynı an- da tartışmaya açılması ve bu önlemlerin karar altrna alınmaya başlanmasının tesa- düf olmadığı hepimizin bilgisi içindedır. Globalizmın tükendiğıni artık kendi ka- lemşorlan da kabul edıyor. Asya krizın- den sonra. ulusal borsalann dikineduran iskambil kâğıtlan gıbi bırbirlerinın üze- rine zıncırleme yıkılışlan sırasında bu ye- ni dünya düzencilerinin.globallesrnecıle- rin gönüllü sözcüleri. ,Amerikan Merkez Bankası'nın müdahalesi için çığlıklarat- madılar mı? Oysa yine bu yazarlar, savu- nucular. bize yıllarca bu yeni dünya dû- zenini, "Müdahaleyok,devlet küçûlecek, her şeyi piyasa beürle>'ecek" diye vııttur- maya çalışmamışlar mıydı? Uluslararası finans kapital yutarken, hortumlarken ulu- sal dev letleri seyırci bırakacaksınız, son- ra finans kapital çıkmaza, zora düşünce müdahale çığlıklan... Maske düştü... Şimdi ulusal ekonomilerin yaralannı sarma. sanayinin tüm yurda yayılması ile büginin yaratılmasına kaynak aktanla- rak. ülke ekonomilerinin güçlendiriierek sosyal devletin öne çıkanlması, halkın or- tak gönenç düzeyinin yükseltilmesi için adımlar atılmalıdır. Işte. Ulusal Sanayici ve tşadamlan Der- neği (L'SİAD) bu tartışma ve gelışmele- nn doğal bir sonucudur. Yeni dünya dü- zenirun, uluslararası finans kapital sözcü- lerinın, ışbiriikçilerin, gönüllü kabadayı- lannın karşılanna Türkiyeci çözümleri koyacak sanayici ve işadamlan artık ül- kenin geleceğine ilişkin program tartışma- lanna ağırhklannı koymak istiyorlar. Ku- rulmuş olan Ulusal Sanayici ve İşadam- lan Derneği. felsefesini, Mustafa Ke- mal'ın ulusal sanayi yaratma gırişiminde- ki çabalanndan almaktadır. Yine USİAD girişımi 198O'lı yıllarda globalleşme rüz- gârlannın çılgınca estiği dönemde îstan- bul Sanayi Odası üyesı Sayın Çelikerin. yine aynı dönemde Eskışehir'den Zeytin- İioğluGrubu'nunçıkışlanile 1980'liyıl- lardakı Sayın SojTiyûce'nin millı ilaç sa- nayiı kavgasındakı onurlu çıkışlannın, bi- rikimınin ürünüdür. Bu birikım yurdun dört birtarafından bulduğu yankı ıle, 1998 Hazıran ortalannda örgütlenme çalışma- lanna başlamış, 1999 yıhnın başında da tüm kuruluş aşamalannı tamamlayarak tüzelkişıliğıne kavuşmuştur. Geçen do- kuz aydaki yoğun örgütlenme ve prog- ram tartışmalannda daha net kavradık ki USİAD'ın varlığı ve çabası ülkemizin esenlige çıkma ve ulusal ekonomisınin güçlenmesi sürecinde, Cumhuriyet de- ğcrlerinin komnmasında hava kadar, su ka- dar gereklı. Ve onun için L'SİAD var ve var olacak Bir Kurum: Nezih H. Neyzi TUNÇ TAYANÇ D oğrusu, Nezih Veyzi'yı ne zaman tanı- dım. ne kadar görüştük. pek anımsayamıvorum. Sanki hep tanıyordum. her zaman görüşüyorduk. sık sık. bir- likte oluyorduk; öyle anım- sıyorum yada anımsamak is- tiyorum. Kimi zaman lstanbul'da yaşanmış bölük pörçük gö- rüntülervarbelleğimde: Tür- kiye'deki ilk "pazararaşbr- ma" şirketi olan Peva'da. Emre Kongar,Sezgin Tüzün ve BülentTanla'yla birlikte "Kamuoyu araşürnıalan ne- dir, nedeğtfdir"e yanıt arar- ken; Pazarlama ve Kamu- oyu Araştırmalan Derne- ği 'nin ender katıldığım top- lantılanndan birinde, bir bar- da sohbetederken; uzun mü- cadeleler sonunda 1996 yı- lında lstanbul'da yapılan, ESOMAR (European Soci- et> for Opınion andMarke- ting Research)Türkçeye çe- virirsek, Avrupa Kamuoyu ve Pazar Araştırmalan Der- neği'nin 49. kongresinde. The Bosphorus Hotel'in merdivenlerinde, lobisınde. toplantı salonunda "tyi gi- diyor" ya da "Kanton iyi" dı- ye sevincimizi belirtirken; Dıvan Oteli'nde bir yandan yemek yer, bir yandan da Devlet îstatistik Enstitüsü ile demek ilişkilerini irdeler- ken... Kimi zaman Ankara'da yaşanmış görüntülervar An- kara Üniversitesi 100. Yıl Salonu"nda "Kamuoyu Araştırmalan Birinci Ulus- lararası Sempozyumu"nda •*seçim araşürmalan"nda örnekleme sorununu tartı- şırken; Tanh Vakfı'nın "Bi- lanço 1923-1998: Türkiye Cumhuriy«ti'nin 75. Yılına Tophı Bakjş"ında pazar araş- tırmalannın Türkiye'deki ge- Iışmesıni dinlerken nereden bilebilırdim ki bu son gö- rüşmemiz olacak, kısa bir süre sonra Nezih Bey yüre- ğineyenikdüşecek.,.., , ( , Bütün bu görüntülerde ay,^ nı Nezih Bey var Sakin. yu- musak, gözlennin içi gülen... Oysa Türkiye"deki pazar araştırmasının tarihi birgün yazılacak olursa, dünyada olan bıteni izleyen, öngörü sahıbi, inançlı ve inatçı, ne yapmak istediğini bilen baş- ka bir Nezih Bey'e de değı- nileceğinden kuşkum yok. Nasıl olabilirkı:-1948y*n- da_ pazar araşörmalan ça- bşmalanna Nevv York'ta baş- ladım... Görevim Türki- ye'den uçakiledışsatımı(ih- racı) yapüacak rnial bulmak \« kargo işini geüştirmektL-" der (Bkz. Pazarlama ve Da- ğıtım Araştıımalan. Türki- ye'deki Uygulamalar. Peva Yaymlan.'lstanbul. 1990, s. 3). 196 l'de Peva Piyasa Etüd ve Araştırma'yı kurar. Bir yandan şirket ayakta kala- cak, u araştırma''ya gönül veren kadrolaryetiştırilecek. üniversitelerde dersler ven- lecek, öte yandan da "pazar arasrjrmasT konusunda iş- verenlereğitılece.ktir; bunlar yapılırken belirli ilkeler de korunacaktır... Ancak Nezih Bey sadece u pazar araşnrması'*nın sı- nırlan ıçinde kalacak değil- dır. Ulaştırma Bakanlığfnda görev ler alacak, dedesı Prof. MehmetAli Ayninin "Mfl- Hyetçflik'' kitabını. dilini gün- celleştirerek yeniden gün ışı- ğınaçıkaracak, Türkiye'nin değişik sorunlanna ilişkin görüşlerini Cumhuriyette okuyuculanna iletecek, özet- le ders verecek ve öğrete- cektir. Şimdi, -sanırım- görev bizlere, yaklaşık ellı yılını verdıği işverenlere. bu süre içinde "dergâh"tan geçen arastırmacılara düsüyor; bir- çok seçenek var: Nezih Bey'in yazılannı derlemek, kitaplastırmak; genışanlam- da u araşürma'"nın. dar an- lanıda da "pazar araşürma- a"nın Türkiye'deki serüve- tunı yazrnak; Pazarlama ve KamuoyuAraştırmalan Der- neği bünyesinde adına dü- zenli ve sürekli bir "pazar araşürmasıödülü" oluştur- mak... Özetle, bir "kunım" olan Nezih Bey' i kurumsal- laştHmak; ama burüan yapar- ken de onun "insan sıcakb- ğı"nı göz ardı etmemek... Ulusumuzun Solda Sınavı İSMET KEMAL KARADAYI KT 1500, sizi yormayan bir felefon. Çünkü ahizeye, kabloya bagımlı olmadan, tek tuşla özgürce görüşmenizi saglayan Speaker Phone Sistemi ne sahip. Elbette hepsi bu kadar degil. Yine tek tuşla ulaşabileceginiz 20 hafızalı Memory Bank, Quick Memo, tek tuşla yeniden arama, ses kesme .. Bütün bu özeliikleri, en uygun fiyata sunan KT 1500 ile tanışın, hayatınız kolaylaşsın. l M r« aı ii » < ^â> s. st <t u u » oııosv Gi-"» IF a ma, v 42 u mm, a * « t » v IE «• :;>««*fc151 ?»•"* ***# s 55 lUJâu m * «3 v Kfjo* r>. m 11 « 21! U n •«UUIC3I2I/ MH h ı 3W I? 71 «t*». 3d > !'? ^ 1 / ^ Wa- Oi 73 1 t a Tc V: 12 «V«J» lU» £1 21 U'Ckdn l>) Sl 31] 15 2«'0rç» Ita 3W U %'*lm k b ı m « I ^ U W ] l i « i 3 ^ h e d r i S I > ] 7 ( 7 4Mİnp26il>ı><WW<>:^ V, » S < U a m » !1 •Olia> m!i\ Gs Wn>«iaf> 2i; 1S i> •COnMOtMMa - < : • r STIİ U « G U 2l2i4 3l,M»ıM22ÎBK'g«^B<»g3,^.r< 231 5< 03 O>» T -An g ı2 3! Oı»l r< 2X ^ 7C •SUUHI9P12 u n r ^ C S 2K ::t ı «2 •Hiunma Mn 3«H 21; 1 a •snKJvuoom nuu«i2)4'CnfarSc i« a K,'*«JK U- 20 nihu '< uı r a oı-b m •= t^™. « J » •İSUMUUMIM r/uuac:.?, w. w 6u '< $,&* m a «1 «•*» 2u u w <™j» r<. IC53Z 371 50 Ü'V« W » 25» 12 50/Ortn İS2 06 t».C«* to**r 5X 5! » J t a fe 5Ü « ü B « » M 520 •' 2I<'3>> i 5«3 55 «1 f S S M » 2li « 52/Em BMt^ MV : « r S I ! : : » . >! ;S î U V ^ * 2 XJ & « 17,'» >n=»y ÜC « «A-M 539 T »SeA» V 512 20 UA^tı LB » «59 23UJ'5» Tt » 0 0 Kl'üm 25i 9" 33(1J™ 513 «3I f ü * V r c ı s JC « 5». 9 M us u 38,Ht> o « - \ m u n H » *«»•. ı« 125 ?= *.ılı y* \ 212 •-' u x a a > « « 271 <c lL T fı Tl 111 Tfhı '••! ':ân 'I111 "."^jı 1»J 7 1 ' 1 1 " U Tılfm H' - T l r t r t r ı l'l " - l •mmtTXm* r *1M ' ' 211X 94 •UTSBK352 X J f r n< ^ 222u«1 m»u.sı 233*3ii&v«^!c23' 7 2 * * n * # . b 1»seufapte m larrabok ; r I;23J*« • * » m s r i / > m * ı ı c s« 23!25S5/Şqa23<lli7'Ubılti» 22211 3! •!•» ">. 231 U n/b T< 2t 16 «7Vfr tmm 3361 <3AM* Dn t 222 i> Wy** te 232 20 Vtltm k 331U 7! HnaUlS03WUuı »S ! 125 3*1» İU»£31« 211 39 17 •OKUUBteKİj'Ea b n 212 « ÜMtan Wa> M » / « M 2 1 < 1! Î8 -^OUUjOar HjaAr A.S 217 3 &Ha»ftto»İ3S 7S 54 •J»«l«ll|03«2VOiw " ' " 77/W»U*"*« 12 W\U* Ücretsiz Tükatici Hattı KLJMTEL 1 900'ler bitiyor, iki bmler başlayacak. Görüp izlediğimiz, ABD, YDD, AD. IMF! Küreselleş- me, özelleşme, SevT, ırk ya da şeriat! Mafya, çete, üs, te- sıs, manda, kapitülasyon, ıç ve dış borçlar!... Iki bine bir var... Tükene- si "vahşi kapitalizm"! Can çekişen bir "emperyalizm''! Halk deyimiyle adı "liboş''a çıkmış neoliberalizm! Hak, plan, insaf dışı bırakılmış si- vil kuruluşlar! Yaygın ve zor- ba teknoloji! Uyanık "getiş- miş"lerin "az geüşmiş''ler üzenndekı egemenlıği!.. Aslında ülkemizde, eko- nomik yöntem ve yönetim- lerin, yönetimsel ekonominin tüzel yenı'leri arantyor; ye- niden yapılanmalar ve çağ- daş devlet politikalan araş- tınlıyor. Gerek bireyselde, gerek toplumsalda kurtuluşu- muzun usa uygun, geçerli ideolojileri bence anlaşılmış- tır. Bunlardan bıri Kemalizm, ötekı Türkiye sosyalizmidir. Mustafa KemalAtatürk ü ve Cumhuriyet ilkelerini kav - ramış. benimsemiş düşünür- lerimiz, polinkacılanmız, yıl- lardır Türk solunu inceliyor, algılıyor; böyle bir **sol"a ılişkin çağdaş, bilımsel de- yimlen korkmadan kullanı- yorlar. Bakıyoruz. bireylerimiz, halkırruz, ulusumuz, toplu- mumuz, ^tophıma ilişkin"i. "emeğe değer veriş"i. "eşft- Ugf". her türlü "sömüriiye karşı'' oluşu, isteme ve diren- me haklannı öğrendı, anla- dı, irdeliyor... Onlar artık. kimlerin eli cebinde, kimler altını oyuyor; kimler kendi- lerini talana, soyguna uğra- tıyor vb. biliyor. lşte şimdi tam zamanı, şun- lan sorabilinz: Tüm bunlara karşın, kur- naz, popülist. çıkarcı. kan- dıncı davranışlarniçın? Kim- ler, o her türlü yiyıciliğı ve vurgunlan savunuyor? "Emek-sermaye çelişki- 9 n nj, "yurttave dünyada ba- nş"ı,devrim ilkelenni. laık- liği, insan haklannı bılme- yenler, savunmayanlarnere- de kalıyor? Kim "'tşine. dü- menine, maslahabna bak: bı- rak \apsinlar. bırak geçsinler. sana ne" dıyor. 1 Sorulan çoğaltabiliriz. Ne ki, yıllaryılı cağdışı yöntem- ler içinde yanlış yönetimler gelip geçiyor; bizler suskun insanlar oluyoruz, ödün ve- riyoruz. seçmesini bilmiyo- ruz. Gölgemîzden korkar ya da birbirimizin gözünü sağ- da solda oyarolmuş, ömeğın şu genel uyanlan unutmu- şuz: Bencil olma, 'ben'liğe ka- pılma! Kendıni tanı; dünya- yı, toplumunuunutma!. Eşıt- lığin, hakça dağıtımın, tüzel paylas.ımın gerçeğinı bil ve uygula! 'Tek'çiliği, 'dedigim dedik'liği bırak, konulara do- nanımlı ve çok yanlı yanaş! tnançlarla. kişisel özellikler- le oynama; akılla. bilinçle, bılgiyle hareket et; onurlu kal!.. Türkiye'nin tarihine. Cumhuriyetin devrim yasa- lan vedinamiklerine, halkın maddı çıkan ve ınsancıl di- leklerine sahip çık! Karanlık- tan ve gizlihkten yana değil. aydınlıktan ve açıklıktan ya- na ol! tnsanıru sev ve koru!.. Ulus, artık yukanda be- Iırtmeye çalıştığım "sol"u umacı gibi gösteren yalan- cılara, talancılara: oy, demok- rasi, duygu sömürücülerine inanmıyor, yer de vermeye- cek. Güç birliği içindeki sol yelpazeyi yurt geneline yay- manın, deneylerden yararla- narak yüreklere su serpme- nin zamanıdır. Solda artacak her oy, bir yandan tükenışı görülen sağcı iktidarlan dü- şündürüp hizaya getırir. öte yandan türlü yolsuzluklar arasında halkımızın gelece- ğe yönelik umudunu çoğal- tır ve yaşatır. PENCERE Erbakan Medyayı Kemalist Yaptı •* Erbakan elma yanak badem bıyık, gözler vel- fecri okur, hazret kaçın kurasıdır, ne köprüleryap- mıştır gelip geçmeye, ne salıncaklar kurmuştur ko- lan vurmaya, ne neler pazarlamıştır alıp satmaya; sonunda bir sıçrarsın çekırge, iki sıçrarsın çekir- ge, üç sıçrarsın çekirge derken bir ömürboyu kaz- dığı kuyuya kendi düşmüş, partisi kapatılmış, Nec- mettin Hoca'nın politika yapması yasaklanmıştır. O günden bugüne bizim üçkâğıtçı demokratlar- da ses seda yoktur. Filanca partinin liderıne sorun: - Erbakan 'a siyasetin yasaklanması karşısında ne düşünüyorsunuz beyefendi?.. - Öhöö.. öhö.. - Açıklama yapmayacak mısınız? - Hımmm.. - Evet, sizi dinliyoruz.. ister filanca parti olsun, ister falanca parti, is- terse fişmekân partisi başkanı, bu konuda kem- küm etmekten öteye gidemez, sonuçta der ki: - Bir partinin kapatılması ve liderıne siyasetin yasaklanması onaylanamaz... Ancak bu parti lidennin "dış ses"idir; "iç ses"\ şöyle konuşur: - Istemem cebime koy!.. Peki, bu ikiyüzlülük daha ne kadar sürecek?.. Türkiye'de politika yaşamı ne zaman saydamla- şacak?.. Dürüstlük ne zaman geçerli olacak?.. • Bir demokrasi nasıl oluşur?.. Çok partili rejim kurulduğundan bu yana karşı- devrime dönüştü. 1946'dan bu yana yaşadığımız sürecin nirengi noktalarını vurgulamak çok kolay- dır; Avrupa'daki demokrasi sürecine tam ters bir degişimi yaşadık. Ülkemizde sola kapalı sağa açık çok partili rejim, laikliğe karşı savaşım sürecini başlattı. Şeriatçılığı pompaladı. Tanm kesimindeki en gerici toplumsal güçleri iktidara tırmandırdı. Toprak ağalan ve aşiret reisleri siyasal iktida- ra ağıriıklarını koydular. Cemaatlervetarikat- lar bu ortamda palazlandılar. Etnik çelişki kö- rüklendi. Çünkü Avrupa'da sağ-sol, daha baş- ka deyişle sermaye-emek üzerine yükselen demokratik tartışma, kırk yıkJan bu yana biz- de yasaklanmıştı. Adnan Menderes, iktidardayken Necip Fazıl'ın irtica propagandasını "devletin örtülü ödeneği"^e besliyordu. Bu gerçek belgeleriyle açıklandı. Özalın tarikatlarla ve mafyayla ilişkilerinin ba- ğırsaklan deşilip ortalığa dökülmedi mi?.. Erbakan başlangıç degil... Son mu?.. Hayır. ' ' • Ha Erbakan, ha Kutan, ha Tayyip, ha da bir baş- kası; bunlar politikanın lunapark aynalarına geri- ci yüzlerinden gayn bir suret yansrtmıyoriar. Ne ya- zık ki çok partili rejim demokrasiye dönüşemedi; tarikat ve cemaat şeyhlerinin ayakları artınakırmı- •21 halılarserdik... . •••..^Miy.jiı ' Medya şimdi kızılca kıyamet koparıyor, Erbakan üzerine çeşitlemeler yapıyor... ını;t.., ı Peki. ama çok partili rejimın karşıdevrime yol aç- tığını kabul etmeden, hangı gerekçeyle Erbakan'a siyaset yasağı koyabilirsiniz?.. Her yasa, bir ana- yasaya dayanır: her anayasanın bir hukuk temeli vardır: her hukukun ıçerigini oluşturan bir felsefe- din Aydınlanma felsefesini dışlayarak Erbakan'a politika yasağı koymak olanağı var mı?.. • Yine de sonuca bakmalı!.. Bizim medya Erba- kan'a karşı baştan sona Kemalist kesildi.. Maşallahmaşallah... ULUSAL SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNECİNDEN AJdığımız duyTimlar yurdun dört bir yanından işadamlanmızın derneğimizle ilişki kurmak. adres ve telefonlanmızı edinmek için basın organlannı vb. yerleri aradıklan yönündedir. USİAD a aşağıdaki adres ve telefonlardan ulaşabilirsiniz. Genel Merkez Adres: Abide-i Hümyet Cad. lskete Sok. No: 6 1 Şışli-lstanbul Bılgı \e Iletışım ıçin Zekı Polat Tel: (0212) 247 44 93 Faks: (0212) 230 70 77 Ankara Temsıkimız: Şefîk Soyuyüce Izmır Temsılcımız Rıd\an Burteçm \nkara (ve Iç Anadolu ıçinl Bılgı ve ılehşun ıçin Kutlan Guneş Tel: (0312)341 22 03-44 Izmır (ve Ege Bolgesı ıçın) Bılgı ve ıletışım ıçin Erdal Genç Tel (0232) 42i 65 91 - 425 52 64 HALIT DERINGOR FENERBAHÇE 1999 Hasat Vayınları Yeni Çıktı ~> GENEL DAĞrTIM Ulucan Daeıtım Hakkı Üİu Narlıbahçe Sokak \o. 5 Cağaloğlu İstanbul Tel. (0212) 526 89 94 - Tel: (0212) 512 04 31 Faks: (0212) 51146 46 Yaşam, kalbin iki vuruşu arasındaki zamandır. Kalbinizi koruyun. TÜRKKALPVAKFI ' 79 May/s Cd. No: 8 Şışlı/İSTANBUL Tel.(0 212)2120707 (pbx)10Hat Faks:(0212)212 6835
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle