Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
<; . ,~-Y-Ş
SAYFA
^_1 CUMHURİYET 17 MART 1999 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Ulusal i Örgütlenirken... t::û
KEMAL ÖZMEN Ulusal Sana
9 9 lkemizin yaşadığı sorunla-
U
nn en temel kaynağında, ha-
len yaşamakta oldugumuz
feodal köhne kalıntıların,
aşıret ve tarikat gelenekle-
rinin genç demokrasimizi
kemırmekte olduğunu söylemek gerek.
Sanayimızin tüm yurda yayılamamasın-
dan. ulusal sanayinin tam anlamıyla oluş-
tnrulamamasından beslenen gencilik. ar-
kasına aldığı dış desteklerle cumhunye-
timızı yıkmak için her türlü düzmece ve
hile (tertip ve takıyye) ile saldırmaktadır.
Ülkemız kaynaklarınıa ulusun tüm kat-
manlanna ve rüm bölgelere adıl dağılımı-
nın sağlandığını (hatta bu yönde gırişim-
lerin olduğunu) söylemek olanaksızdır.
Tüm ülkeye ortak gönencı getirebilecek
sanayıleşme (üretim ekonomisı) yerine
faiz ve rant ekonomısmin süregelmesinin
doğal sonucu; bir avuç ınsan ya da kurum
ülke gelinnin çok büyük bir kjsmını hor-
tumluyor. geniş halk kesimlen ıçin (tan-
mın desteklenmesi, ışçi ücretleri, yatınm
kredilen \ b.) ıse, ülke gelırinın çok az bir
kısmını paylaşmak kalıyor. tthalat ve ih-
racatımız arasmdakı ülkemızaleyhine ge-
lişen açık dev boyutlara vanrken yöneti-
cılerimizden beklediğimiz ithalat çılgın-
lığına gem vuracak, ıthaiatın ulusal eko-
nomıyi tahribınden kurtaracak bir terbi-
ye çızgısıne çekecek açıklama ve karar-
lann aJınmasından ses yok. L'lusal para-
mız pul olurken yabancı paralann ülke-
mize giriş ve cıkışına kural koymak, yö-
netmelik y apmak gibi zorunluluklara kim-
senin (yönetıcilerimizin) el atmaya nıye-
tı yok. Oysaki egemenlik. önce birtoprak
ve belırlenmiş sınırlan ve bu sınırlan ke-
sinleştiren bayrak ise... Toprak ve bay-
raktan sonra egemenliğin en önemlı gös-
tergesı ulusalparanmgeçttiiHğu vürürlük-
\rı Dernegı Genel Başkam
te oluşu değıl mıdır?
Sayın Bülent Ecevtt 23 Aralık I995'te
Kadıköy Meydanı'nda yaptığı konuşma-
da İstanbullularaşöyleseslenmiştı: "Güm-
rûk Birtiği Anlaşması Türkrye'nin lehine
defildir. Onu da Sevr gibi yırtıp parçala-
nz." O günlerdekı Başbakan Tansu ÇiDer'ın
imzaladığı Gümrûk Birliği Anlaşmasfnı
gerçeklere çok da aykırı bir şekilde Tür-
kiye'nin Avrupa Bırlıği'ne ginşi şeklin-
de yansıtmasına karşı Sayın Ecevit haklı
bir öngörü ıle Gürnrük Birliği Antlaşma-
sı'nın Türkiye'nin aleyhine ışleyeceğinı
görüyor ve bu antlaşmayı SevTolarak ni-
telıyordu. Aradan geçen zamanda da Sa-
yın Ecevit haklı çıktı. Üstelik bu bir ön-
görü olmaktan çıktı. Sayın Ecevit'in gö-
revlendırdiği Dışişlen'nden sorumlu Dev-
let Bakanımız Sayın Şiikrii SinaGürei'in
Gümrük Birliğ! ıle ilgili yaptığı araştırma
sonucunda açıkladığı rapor "Gümrük Bir-
liği Anlaşması'nın geçen iiç yillık sürede
ülkemizin akyhine işlediği ve Türkiye'nin
zaranna oMuğu" şeklindedır. Artık bir
öngörü olmaktan cıkıp somut araştırma so-
nucu ülkemız aleyhine ışleyen Gümrük Bir-
liği Anlaşması, Sayın Başbakan'ın haklı
bir benzetmesi ile ulusumuz için bir Sevr
belgesıdir. Gereğı yapılmalı, yırtılıp par-
çalanmalıdır.
llusal Sanayici ve İşadamlan Derneği
olarak ülkemizin yannlannın aydınlıkola-
bilraesi için tüm halkın ortak gönenç dü-
zeyinin yükseltilmesinin sağlanması, ül-
ke kaynaklannın adil dağılımı ile sanayi-
leşmenin füm yurda yayılması ve demok-
rasi ıçinde hep birlikte kalkınmanm öne-
mine ınanıyoruz. Ve tabii ki tüm bunlar
ıçin en önemli halkanın: tam bağımsızlık
iLkesinin kavranması, ulusal devlet ve ulu-
sal ekonominin güçlendirilmesi olduğu-
nun altını çiziyoruz.
Ulus ötesı (finans kapital) ya da bir
başka deyışle, sanal sermaye, gelişmekte
olan ülkelerin uyanışı karşısında şimdiler-
de MAI'yi (çok taraflı yatınm anlaşma-
sı) dayatıyor. Bu anlaşma ile yapmaya ça-
lıştıklan: ulus dev letlerin kazançlannı. bı-
rikimlennı hortumlarken çıkabilecek her
türlü yurtsever sesi kısmak. ulusal ekono-
milen entirken gelişmekte olan ülkeleri
ulus ötesı sermayenın talan sofrasma çe-
virmektir. Gelişmekte olan ülkeleri hor-
tumlamayla birlikte. gelışmiş ülkelerde-
ki nükleer atık başta olmak üzere her tür-
lü sanayi artıklannı gömebilecekleri çöp-
lükler konumuna getirmeyi amaçlıyorlar.
MAl'ye (çok taraflı yatınm anlaşması)
karşı çıkmak bir yurtseverlik gereğidir.
MAI'yi olumlayan açıklamaları yapan
işadamlan örgütlenni ibretle izliyoruz.
Ama çok yakfndır ki MAI'nin anlamı
yurtseverlerce tüm yurda ıyice anlatıldık-
ça, bu örgütlerin yönetıcılen Anadolu'da-
ki üvelerinin yüzüne bakamaz duruma
geleceklerdir. Dünya ticaret hacminın el-
li katı daha büyük birciroya sahip olan uJus
ötesi sermayeye (fmans kapitale) sırtını da-
yamak kısa vadede size güç v e moral sağ-
layabılir. Ama uzun vadede alınlannda
taşıdıklan "vatan hainliği" damgası. on-
lan bırakın üyelennın yüzüne bakabilme-
yi. ailelennin gözünün ıçıne bakabilmek-
ten dahı alıkoyacaktır.
Bugün ülkemizde yaşanan sıkıntılann.
ülkemızin içinde bulunduğu çıkmazın çok
benzerleri. çokça aynılan gelişmekte olan
ülkelerde de yaşanmakta... Çünkü ulus-
lararası finans kapitalin tüm dünyadaki ge-
lişmekte olan ülkelere son yırmi yılda da-
yattığı globalleşme. yeni dünya düzeni
programı iflas etmekte. Yenı dünya düzen-
cılerinin. globalleşmecilenn tüm dünya-
da uygulamaya çalıştıkları etnik ya da
mezhepsel farklılıklan kaşıyarak toplum-
lan birbırine kırdırma. ülkeleri küçük par-
çalara bölme. özelleştirme yolu ile ulusal
değerlerin, toplumsal kazançlann yağma-
lanması, borsa spekülasyonlan ile ülke
üretim kazançlannın hortumlanması, ül-
keleri kendı emnndeki bir avuç ışbirlikçı
şirketle denetımleri altına almak hayalle-
n. alabıldiğine tüketımi pompalamalan
ve borsa, döviz. kredı not oyunlan ıle ge-
lişmekte olan ülkeleri ekonomık boyun-
duruk altında tutma programlannın tü-
kendıği, çıkmaz yol oJduğu, tüm dünya-
daki son gelişmelerle artık herkesin gö-
rebileceğı bir gerçek durumuna gelmiş-
tır.
Yurtsever işadamlanmızın ve aydınla-
nmızın yıllarca anlatmayaçalıştığı ulusal
sanayimızin güçlendirilmesi ve sanayi-
nin tüm yurda adil dağılımı ile sosy al dev-
let gereklilıği şimdi daha net kavranırdu-
ruma gelmiştır. Artik uluslararası basın da.
uzun süredır görmediğimiz ölçüde geliş-
mekte olan ülkelerin aldığı kararlarla il-
gili yazılarvedüşüncelerledolu. Paraka-
nunlannın çıkanlması. gümrük duvarla-
nnın yükseltilmesi. ithalat çılgınlığına
gem vurularak rekabete açık ulusal eko-
nominin güçlendirilmesi, rantiye egemen-
liğinin kınlarak hızla üretim ekonomisi-
ne geçiş kararlannın alınması önlemleri-
rtin, gelişmekte olan birçok ülkede aynı an-
da tartışmaya açılması ve bu önlemlerin
karar altrna alınmaya başlanmasının tesa-
düf olmadığı hepimizin bilgisi içindedır.
Globalizmın tükendiğıni artık kendi ka-
lemşorlan da kabul edıyor. Asya krizın-
den sonra. ulusal borsalann dikineduran
iskambil kâğıtlan gıbi bırbirlerinın üze-
rine zıncırleme yıkılışlan sırasında bu ye-
ni dünya düzencilerinin.globallesrnecıle-
rin gönüllü sözcüleri. ,Amerikan Merkez
Bankası'nın müdahalesi için çığlıklarat-
madılar mı? Oysa yine bu yazarlar, savu-
nucular. bize yıllarca bu yeni dünya dû-
zenini, "Müdahaleyok,devlet küçûlecek,
her şeyi piyasa beürle>'ecek" diye vııttur-
maya çalışmamışlar mıydı? Uluslararası
finans kapital yutarken, hortumlarken ulu-
sal dev letleri seyırci bırakacaksınız, son-
ra finans kapital çıkmaza, zora düşünce
müdahale çığlıklan... Maske düştü...
Şimdi ulusal ekonomilerin yaralannı
sarma. sanayinin tüm yurda yayılması ile
büginin yaratılmasına kaynak aktanla-
rak. ülke ekonomilerinin güçlendiriierek
sosyal devletin öne çıkanlması, halkın or-
tak gönenç düzeyinin yükseltilmesi için
adımlar atılmalıdır.
Işte. Ulusal Sanayici ve tşadamlan Der-
neği (L'SİAD) bu tartışma ve gelışmele-
nn doğal bir sonucudur. Yeni dünya dü-
zenirun, uluslararası finans kapital sözcü-
lerinın, ışbiriikçilerin, gönüllü kabadayı-
lannın karşılanna Türkiyeci çözümleri
koyacak sanayici ve işadamlan artık ül-
kenin geleceğine ilişkin program tartışma-
lanna ağırhklannı koymak istiyorlar. Ku-
rulmuş olan Ulusal Sanayici ve İşadam-
lan Derneği. felsefesini, Mustafa Ke-
mal'ın ulusal sanayi yaratma gırişiminde-
ki çabalanndan almaktadır. Yine USİAD
girişımi 198O'lı yıllarda globalleşme rüz-
gârlannın çılgınca estiği dönemde îstan-
bul Sanayi Odası üyesı Sayın Çelikerin.
yine aynı dönemde Eskışehir'den Zeytin-
İioğluGrubu'nunçıkışlanile 1980'liyıl-
lardakı Sayın SojTiyûce'nin millı ilaç sa-
nayiı kavgasındakı onurlu çıkışlannın, bi-
rikimınin ürünüdür. Bu birikım yurdun
dört birtarafından bulduğu yankı ıle, 1998
Hazıran ortalannda örgütlenme çalışma-
lanna başlamış, 1999 yıhnın başında da
tüm kuruluş aşamalannı tamamlayarak
tüzelkişıliğıne kavuşmuştur. Geçen do-
kuz aydaki yoğun örgütlenme ve prog-
ram tartışmalannda daha net kavradık ki
USİAD'ın varlığı ve çabası ülkemizin
esenlige çıkma ve ulusal ekonomisınin
güçlenmesi sürecinde, Cumhuriyet de-
ğcrlerinin komnmasında hava kadar, su ka-
dar gereklı. Ve onun için L'SİAD var ve
var olacak
Bir Kurum: Nezih H. Neyzi
TUNÇ TAYANÇ
D
oğrusu, Nezih
Veyzi'yı ne
zaman tanı-
dım. ne kadar
görüştük. pek
anımsayamıvorum. Sanki
hep tanıyordum. her zaman
görüşüyorduk. sık sık. bir-
likte oluyorduk; öyle anım-
sıyorum yada anımsamak is-
tiyorum.
Kimi zaman lstanbul'da
yaşanmış bölük pörçük gö-
rüntülervarbelleğimde: Tür-
kiye'deki ilk "pazararaşbr-
ma" şirketi olan Peva'da.
Emre Kongar,Sezgin Tüzün
ve BülentTanla'yla birlikte
"Kamuoyu araşürnıalan ne-
dir, nedeğtfdir"e yanıt arar-
ken; Pazarlama ve Kamu-
oyu Araştırmalan Derne-
ği 'nin ender katıldığım top-
lantılanndan birinde, bir bar-
da sohbetederken; uzun mü-
cadeleler sonunda 1996 yı-
lında lstanbul'da yapılan,
ESOMAR (European Soci-
et> for Opınion andMarke-
ting Research)Türkçeye çe-
virirsek, Avrupa Kamuoyu
ve Pazar Araştırmalan Der-
neği'nin 49. kongresinde.
The Bosphorus Hotel'in
merdivenlerinde, lobisınde.
toplantı salonunda "tyi gi-
diyor" ya da "Kanton iyi" dı-
ye sevincimizi belirtirken;
Dıvan Oteli'nde bir yandan
yemek yer, bir yandan da
Devlet îstatistik Enstitüsü
ile demek ilişkilerini irdeler-
ken...
Kimi zaman Ankara'da
yaşanmış görüntülervar An-
kara Üniversitesi 100. Yıl
Salonu"nda "Kamuoyu
Araştırmalan Birinci Ulus-
lararası Sempozyumu"nda
•*seçim araşürmalan"nda
örnekleme sorununu tartı-
şırken; Tanh Vakfı'nın "Bi-
lanço 1923-1998: Türkiye
Cumhuriy«ti'nin 75. Yılına
Tophı Bakjş"ında pazar araş-
tırmalannın Türkiye'deki ge-
Iışmesıni dinlerken nereden
bilebilırdim ki bu son gö-
rüşmemiz olacak, kısa bir
süre sonra Nezih Bey yüre-
ğineyenikdüşecek.,.., , ( ,
Bütün bu görüntülerde ay,^
nı Nezih Bey var Sakin. yu-
musak, gözlennin içi gülen...
Oysa Türkiye"deki pazar
araştırmasının tarihi birgün
yazılacak olursa, dünyada
olan bıteni izleyen, öngörü
sahıbi, inançlı ve inatçı, ne
yapmak istediğini bilen baş-
ka bir Nezih Bey'e de değı-
nileceğinden kuşkum yok.
Nasıl olabilirkı:-1948y*n-
da_ pazar araşörmalan ça-
bşmalanna Nevv York'ta baş-
ladım... Görevim Türki-
ye'den uçakiledışsatımı(ih-
racı) yapüacak rnial bulmak
\« kargo işini geüştirmektL-"
der (Bkz. Pazarlama ve Da-
ğıtım Araştıımalan. Türki-
ye'deki Uygulamalar. Peva
Yaymlan.'lstanbul. 1990, s.
3). 196 l'de Peva Piyasa Etüd
ve Araştırma'yı kurar. Bir
yandan şirket ayakta kala-
cak,
u
araştırma''ya gönül
veren kadrolaryetiştırilecek.
üniversitelerde dersler ven-
lecek, öte yandan da "pazar
arasrjrmasT konusunda iş-
verenlereğitılece.ktir; bunlar
yapılırken belirli ilkeler de
korunacaktır...
Ancak Nezih Bey sadece
u
pazar araşnrması'*nın sı-
nırlan ıçinde kalacak değil-
dır. Ulaştırma Bakanlığfnda
görev ler alacak, dedesı Prof.
MehmetAli Ayninin "Mfl-
Hyetçflik'' kitabını. dilini gün-
celleştirerek yeniden gün ışı-
ğınaçıkaracak, Türkiye'nin
değişik sorunlanna ilişkin
görüşlerini Cumhuriyette
okuyuculanna iletecek, özet-
le ders verecek ve öğrete-
cektir.
Şimdi, -sanırım- görev
bizlere, yaklaşık ellı yılını
verdıği işverenlere. bu süre
içinde "dergâh"tan geçen
arastırmacılara düsüyor; bir-
çok seçenek var: Nezih
Bey'in yazılannı derlemek,
kitaplastırmak; genışanlam-
da
u
araşürma'"nın. dar an-
lanıda da "pazar araşürma-
a"nın Türkiye'deki serüve-
tunı yazrnak; Pazarlama ve
KamuoyuAraştırmalan Der-
neği bünyesinde adına dü-
zenli ve sürekli bir "pazar
araşürmasıödülü" oluştur-
mak... Özetle, bir "kunım"
olan Nezih Bey' i kurumsal-
laştHmak; ama burüan yapar-
ken de onun "insan sıcakb-
ğı"nı göz ardı etmemek...
Ulusumuzun
Solda Sınavı
İSMET KEMAL KARADAYI
KT 1500, sizi yormayan bir felefon. Çünkü ahizeye, kabloya bagımlı olmadan,
tek tuşla özgürce görüşmenizi saglayan Speaker Phone Sistemi ne sahip. Elbette hepsi bu kadar degil.
Yine tek tuşla ulaşabileceginiz 20 hafızalı Memory Bank, Quick Memo, tek tuşla yeniden
arama, ses kesme .. Bütün bu özeliikleri, en uygun fiyata sunan KT 1500 ile tanışın, hayatınız kolaylaşsın.
l M
r« aı ii »
<
^â> s. st <t u u » oııosv Gi-"» IF a ma, v 42 u mm, a * « t » v IE «• :;>««*fc151 ?»•"* ***# s 55 lUJâu m * «3 v Kfjo* r>. m 11 «
21! U n •«UUIC3I2I/ MH h ı 3W I? 71 «t*». 3d > !'? ^ 1 / ^ Wa- Oi 73 1 t a Tc V: 12 «V«J» lU» £1 21 U'Ckdn l>) Sl 31] 15 2«'0rç» Ita 3W U %'*lm k b ı
m « I ^ U W ] l i « i 3 ^ h e d r i S I > ] 7 ( 7 4Mİnp26il>ı><WW<>:^
V, » S < U a m » !1 •Olia> m!i\ Gs Wn>«iaf> 2i; 1S i> •COnMOtMMa -
< : • r STIİ U « G U
2l2i4 3l,M»ıM22ÎBK'g«^B<»g3,^.r< 231 5< 03 O>» T
-An g ı2 3! Oı»l r< 2X ^ 7C •SUUHI9P12 u n r ^ C S 2K
::t ı «2 •Hiunma Mn 3«H 21; 1 a •snKJvuoom nuu«i2)4'CnfarSc i« a K,'*«JK U- 20 nihu '< uı r a oı-b m •= t^™. « J » •İSUMUUMIM r/uuac:.?, w. w 6u '< $,&* m a «1 «•*» 2u u w <™j» r<.
IC53Z 371 50 Ü'V« W » 25» 12 50/Ortn İS2 06 t».C«* to**r 5X 5! » J t a fe 5Ü « ü B « » M 520 •' 2I<'3>> i 5«3 55 «1 f S S M » 2li « 52/Em BMt^ MV : « r S I ! : : » . >! ;S î U V ^ * 2 XJ &
« 17,'» >n=»y ÜC « «A-M 539 T »SeA» V 512 20 UA^tı LB » «59 23UJ'5» Tt » 0 0 Kl'üm 25i 9" 33(1J™ 513 «3I f
ü * V r
c
ı s JC « 5». 9 M us u 38,Ht> o « - \ m u n H » *«»•. ı« 125 ?= *.ılı y* \ 212 •-' u x a a > « « 271 <c
lL
T
fı Tl 111 Tfhı '••! ':ân 'I111 "."^jı 1»J 7 1 ' 1 1 " U Tılfm H' - T l r t r t r ı l'l "
-
l •mmtTXm*
r
*1M ' ' 211X 94 •UTSBK352
X J f r n< ^ 222u«1 m»u.sı 233*3ii&v«^!c23' 7 2 * * n * # . b 1»seufapte m larrabok ; r I;23J*« • * » m s r i / > m * ı ı c s«
23!25S5/Şqa23<lli7'Ubılti» 22211 3! •!•» ">. 231 U n/b T< 2t 16 «7Vfr tmm 3361 <3AM* Dn t 222 i> Wy** te 232 20 Vtltm k 331U 7! HnaUlS03WUuı »S ! 125 3*1» İU»£31« 211 39 17 •OKUUBteKİj'Ea b n 212 « ÜMtan Wa>
M » / « M 2 1 < 1! Î8 -^OUUjOar HjaAr A.S 217 3 &Ha»ftto»İ3S 7S 54 •J»«l«ll|03«2VOiw " ' " 77/W»U*"*« 12 W\U*
Ücretsiz Tükatici Hattı
KLJMTEL
1
900'ler bitiyor, iki
bmler başlayacak.
Görüp izlediğimiz,
ABD, YDD, AD.
IMF! Küreselleş-
me, özelleşme, SevT, ırk ya
da şeriat! Mafya, çete, üs, te-
sıs, manda, kapitülasyon, ıç
ve dış borçlar!...
Iki bine bir var... Tükene-
si "vahşi kapitalizm"! Can
çekişen bir "emperyalizm''!
Halk deyimiyle adı "liboş''a
çıkmış neoliberalizm! Hak,
plan, insaf dışı bırakılmış si-
vil kuruluşlar! Yaygın ve zor-
ba teknoloji! Uyanık "getiş-
miş"lerin "az geüşmiş''ler
üzenndekı egemenlıği!..
Aslında ülkemizde, eko-
nomik yöntem ve yönetim-
lerin, yönetimsel ekonominin
tüzel yenı'leri arantyor; ye-
niden yapılanmalar ve çağ-
daş devlet politikalan araş-
tınlıyor. Gerek bireyselde,
gerek toplumsalda kurtuluşu-
muzun usa uygun, geçerli
ideolojileri bence anlaşılmış-
tır. Bunlardan bıri Kemalizm,
ötekı Türkiye sosyalizmidir.
Mustafa KemalAtatürk ü
ve Cumhuriyet ilkelerini kav -
ramış. benimsemiş düşünür-
lerimiz, polinkacılanmız, yıl-
lardır Türk solunu inceliyor,
algılıyor; böyle bir **sol"a
ılişkin çağdaş, bilımsel de-
yimlen korkmadan kullanı-
yorlar.
Bakıyoruz. bireylerimiz,
halkırruz, ulusumuz, toplu-
mumuz, ^tophıma ilişkin"i.
"emeğe değer veriş"i. "eşft-
Ugf". her türlü "sömüriiye
karşı'' oluşu, isteme ve diren-
me haklannı öğrendı, anla-
dı, irdeliyor... Onlar artık.
kimlerin eli cebinde, kimler
altını oyuyor; kimler kendi-
lerini talana, soyguna uğra-
tıyor vb. biliyor.
lşte şimdi tam zamanı, şun-
lan sorabilinz:
Tüm bunlara karşın, kur-
naz, popülist. çıkarcı. kan-
dıncı davranışlarniçın? Kim-
ler, o her türlü yiyıciliğı ve
vurgunlan savunuyor?
"Emek-sermaye çelişki-
9
n
nj, "yurttave dünyada ba-
nş"ı,devrim ilkelenni. laık-
liği, insan haklannı bılme-
yenler, savunmayanlarnere-
de kalıyor? Kim "'tşine. dü-
menine, maslahabna bak: bı-
rak \apsinlar. bırak geçsinler.
sana ne" dıyor.
1
Sorulan çoğaltabiliriz. Ne
ki, yıllaryılı cağdışı yöntem-
ler içinde yanlış yönetimler
gelip geçiyor; bizler suskun
insanlar oluyoruz, ödün ve-
riyoruz. seçmesini bilmiyo-
ruz. Gölgemîzden korkar ya
da birbirimizin gözünü sağ-
da solda oyarolmuş, ömeğın
şu genel uyanlan unutmu-
şuz:
Bencil olma, 'ben'liğe ka-
pılma! Kendıni tanı; dünya-
yı, toplumunuunutma!. Eşıt-
lığin, hakça dağıtımın, tüzel
paylas.ımın gerçeğinı bil ve
uygula! 'Tek'çiliği, 'dedigim
dedik'liği bırak, konulara do-
nanımlı ve çok yanlı yanaş!
tnançlarla. kişisel özellikler-
le oynama; akılla. bilinçle,
bılgiyle hareket et; onurlu
kal!.. Türkiye'nin tarihine.
Cumhuriyetin devrim yasa-
lan vedinamiklerine, halkın
maddı çıkan ve ınsancıl di-
leklerine sahip çık! Karanlık-
tan ve gizlihkten yana değil.
aydınlıktan ve açıklıktan ya-
na ol! tnsanıru sev ve koru!..
Ulus, artık yukanda be-
Iırtmeye çalıştığım "sol"u
umacı gibi gösteren yalan-
cılara, talancılara: oy, demok-
rasi, duygu sömürücülerine
inanmıyor, yer de vermeye-
cek. Güç birliği içindeki sol
yelpazeyi yurt geneline yay-
manın, deneylerden yararla-
narak yüreklere su serpme-
nin zamanıdır. Solda artacak
her oy, bir yandan tükenışı
görülen sağcı iktidarlan dü-
şündürüp hizaya getırir. öte
yandan türlü yolsuzluklar
arasında halkımızın gelece-
ğe yönelik umudunu çoğal-
tır ve yaşatır.
PENCERE
Erbakan Medyayı
Kemalist Yaptı •*
Erbakan elma yanak badem bıyık, gözler vel-
fecri okur, hazret kaçın kurasıdır, ne köprüleryap-
mıştır gelip geçmeye, ne salıncaklar kurmuştur ko-
lan vurmaya, ne neler pazarlamıştır alıp satmaya;
sonunda bir sıçrarsın çekırge, iki sıçrarsın çekir-
ge, üç sıçrarsın çekirge derken bir ömürboyu kaz-
dığı kuyuya kendi düşmüş, partisi kapatılmış, Nec-
mettin Hoca'nın politika yapması yasaklanmıştır.
O günden bugüne bizim üçkâğıtçı demokratlar-
da ses seda yoktur.
Filanca partinin liderıne sorun:
- Erbakan 'a siyasetin yasaklanması karşısında
ne düşünüyorsunuz beyefendi?..
- Öhöö.. öhö..
- Açıklama yapmayacak mısınız?
- Hımmm..
- Evet, sizi dinliyoruz..
ister filanca parti olsun, ister falanca parti, is-
terse fişmekân partisi başkanı, bu konuda kem-
küm etmekten öteye gidemez, sonuçta der ki:
- Bir partinin kapatılması ve liderıne siyasetin
yasaklanması onaylanamaz...
Ancak bu parti lidennin "dış ses"idir; "iç ses"\
şöyle konuşur:
- Istemem cebime koy!..
Peki, bu ikiyüzlülük daha ne kadar sürecek?..
Türkiye'de politika yaşamı ne zaman saydamla-
şacak?.. Dürüstlük ne zaman geçerli olacak?..
•
Bir demokrasi nasıl oluşur?..
Çok partili rejim kurulduğundan bu yana karşı-
devrime dönüştü. 1946'dan bu yana yaşadığımız
sürecin nirengi noktalarını vurgulamak çok kolay-
dır; Avrupa'daki demokrasi sürecine tam ters bir
degişimi yaşadık.
Ülkemizde sola kapalı sağa açık çok partili
rejim, laikliğe karşı savaşım sürecini başlattı.
Şeriatçılığı pompaladı. Tanm kesimindeki en
gerici toplumsal güçleri iktidara tırmandırdı.
Toprak ağalan ve aşiret reisleri siyasal iktida-
ra ağıriıklarını koydular. Cemaatlervetarikat-
lar bu ortamda palazlandılar. Etnik çelişki kö-
rüklendi. Çünkü Avrupa'da sağ-sol, daha baş-
ka deyişle sermaye-emek üzerine yükselen
demokratik tartışma, kırk yıkJan bu yana biz-
de yasaklanmıştı.
Adnan Menderes, iktidardayken Necip Fazıl'ın
irtica propagandasını "devletin örtülü ödeneği"^e
besliyordu. Bu gerçek belgeleriyle açıklandı.
Özalın tarikatlarla ve mafyayla ilişkilerinin ba-
ğırsaklan deşilip ortalığa dökülmedi mi?..
Erbakan başlangıç degil...
Son mu?..
Hayır. ' '
•
Ha Erbakan, ha Kutan, ha Tayyip, ha da bir baş-
kası; bunlar politikanın lunapark aynalarına geri-
ci yüzlerinden gayn bir suret yansrtmıyoriar. Ne ya-
zık ki çok partili rejim demokrasiye dönüşemedi;
tarikat ve cemaat şeyhlerinin ayakları artınakırmı-
•21 halılarserdik... . •••..^Miy.jiı '
Medya şimdi kızılca kıyamet koparıyor, Erbakan
üzerine çeşitlemeler yapıyor... ını;t.., ı
Peki. ama çok partili rejimın karşıdevrime yol aç-
tığını kabul etmeden, hangı gerekçeyle Erbakan'a
siyaset yasağı koyabilirsiniz?.. Her yasa, bir ana-
yasaya dayanır: her anayasanın bir hukuk temeli
vardır: her hukukun ıçerigini oluşturan bir felsefe-
din Aydınlanma felsefesini dışlayarak Erbakan'a
politika yasağı koymak olanağı var mı?..
•
Yine de sonuca bakmalı!.. Bizim medya Erba-
kan'a karşı baştan sona Kemalist kesildi..
Maşallahmaşallah...
ULUSAL SANAYİCİ VE İŞADAMLARI
DERNECİNDEN
AJdığımız duyTimlar yurdun dört bir yanından
işadamlanmızın derneğimizle ilişki kurmak.
adres ve telefonlanmızı edinmek için basın
organlannı vb. yerleri aradıklan yönündedir.
USİAD a aşağıdaki adres ve telefonlardan
ulaşabilirsiniz.
Genel Merkez
Adres: Abide-i Hümyet Cad. lskete Sok. No: 6 1 Şışli-lstanbul
Bılgı \e Iletışım ıçin Zekı Polat
Tel: (0212) 247 44 93 Faks: (0212) 230 70 77
Ankara Temsıkimız: Şefîk Soyuyüce Izmır Temsılcımız Rıd\an
Burteçm
\nkara (ve Iç Anadolu ıçinl
Bılgı ve ılehşun ıçin Kutlan Guneş
Tel: (0312)341 22 03-44
Izmır (ve Ege Bolgesı ıçın)
Bılgı ve ıletışım ıçin Erdal Genç
Tel (0232) 42i 65 91 - 425 52 64
HALIT DERINGOR
FENERBAHÇE 1999
Hasat Vayınları
Yeni Çıktı
~> GENEL DAĞrTIM
Ulucan Daeıtım
Hakkı Üİu
Narlıbahçe Sokak \o. 5 Cağaloğlu İstanbul
Tel. (0212) 526 89 94 - Tel: (0212) 512 04 31
Faks: (0212) 51146 46
Yaşam, kalbin iki vuruşu arasındaki
zamandır.
Kalbinizi koruyun.
TÜRKKALPVAKFI
' 79 May/s Cd. No: 8 Şışlı/İSTANBUL
Tel.(0 212)2120707
(pbx)10Hat
Faks:(0212)212 6835