Katalog

13 MART 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Akit gazetesi yazan Dilipak'ın da aralannda bulunduğu 30 sanıklı davanın ilk oturamu ertelendi DGM'den türbana taviz yok• tstanbul 1 No'lu DGM'de görülen duruşmaya, şeriatçı Akit gazetesi yazan Abdurrahman Dilipak, Yeni Şafak gazetesi yazan Ahmet Taşgetiren'in de aralannda bulunduğu 16 sanık ile 4'ü türbanlı 55 avukat katıldı. İstanbul Haber Servisi - 'Türban zin- ciri' eylemi nedeniyle haklannda "hal- kı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge fark- hbğı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiİderT iddiasıyla haklannda dava açı- lan ve aralannda şeriatçı Akit gazetesi yazan Abdurrahman Dilipak'ın da bu- lunduğu 30 sanığın yargılandığı duruş- manın ilk oturumu "türban krİH" ne- deniyle ertelendi. İstanbul 1 No'lu DGM'de görülen du- ruşmaya, tutuksuz yargılanan şeriatçı Akit gazetesi yazan Abdurrahman Di- lipak, Yeni Şafak gazetesi yazan Ah- met Taşgetiren'in de aralannda bulun- duğu 16 sanık ile 4'ü türbanlı 55 avu- kat katıldı. Yeniden Doğuş Partisi lide- ri Hasan Celal Güzel de destek vermek amacıyla duruşmada hazır bulundu. Çok sayıda türbanlı izleyici salonun ye- tersiz olması nedeniyle DGM dışmda bekledi. Duruşmada. kimlik tespitinin ardın- DSipak ik 30 sanığın yargılandığı davanın ilk oturumu türban krizi nedeniyle ertelendL (Fotoğraf: BERTAN AGANOGLLT) dan savcı Setamettin Celep, Adalet Ba- kanlığı ve Türkiye Barolar Birliği'nin (TBB) yayımladığı kılık kıyafet genel- gesi uyannca türbanlı avukatlann du- ruşmaya aUnmamalannı istedi. Mahke- me, savcınm istemi doğrultusunda tür- banlı avukatlar MacideGöç.Şeyma Dö- vücü, Hayriye Çiçek ve GühTdan Sön- mez'in dışan çıkanlmasına karar verdi. Heyetin oybirliği ile aldıgı karara itiraz eden Şeyma Dövücü, bu konuda gerek- li ihbann baroya yapılarak haklannda disiplin soruşturması başlatılabileceği- ni ifade etti. Diğer sanık avukatlan da bakanliğın ve TBB'nin yayımladığı ge- nelgenin savunma hakkınm üzerinde ol- madığım söylediler. Heyet üyelerinden birinin heyet başkanına "Dinlemeyin bunlan" dediğini öne süren avukatlar, bu sözlerin tutanağa geçirilmesini iste- diler. Duruşma salonunda gerginliğin artması ve türbanlı avukatlann salonu terk etmemesi üzerine mahkeme heye- ti duruşmaya ara verdi. Duruşmaya ara verildiğini açıklayan mahkeme heyeti ile avukatlar arasında- ki tartışma on dakika kadar sürdü. Sa- lonun boşaltılmaması üzerine mahkeme heyeti salondan çekildi. Yaklaşık 1 sa- at 10 dakika süren aradan sonra mahke- me heyeti duruşmayı ertelediğini bil- dirdi. Kararda, avukatlann türbanlı avu- katlar ile ilgili karara bir arada itiraz et- tıkleri ve salonda kargaşa yaşandığı vur- gulanarak "Başlangıç koşullannınoluş- madığı ve oiuşmayacağı anlaşıtdı** deniî- di Oturumun sona ermesınden sonra sa- nıklar DGM önünde bekleyen şeriatçı- lar tarafından alkışlarla karşılandılar. Grup polisin uyansı üzerine dağıldı. İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcı- lığı tarafından hazırlanan ıddianamede, sanıklann TCY'nin "haJkısmıf,ırk,din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik etmek" fıilini düzenleyen 312. maddesi uyannca 1 yıl 4 ay ile 4 buçuk yıl arasında hapis ce- zalanna çarptınlmalan isteniyor. Yuva vakfı davasındaki beraat kararı bozuldu ANKARA (AA) - Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Türkiye'de üni- versiteyi kazanamayan imam-hatip mezunlannı Mısır'daki El Ezher ile diğer Islam ülkelerindeki üniversitelere gönde- rerek "şeriat savaşçriarT yetiştirdikleri ve "âyasi amaçiacû- rüm işiemek için teşekkül ohışturduklarT gerekçesiyle yar- gılanan ve beraat eden 4 sanık hakkındaki hükmü bozdu. Dairenin bozma gerekçesinde, sanıklann, yurtdışmdaki ls- lami eğitim veren üniversitelere ve şeriat okullanna ıllegal yoldan öğrenci gönderdiğine dikkat çekildi. Ankara 1 No'lu DGM, 15 sanığın, "siyasi amaçla cürüm iştemek için teşekkül oluşturmak" suçundan beraatlanna hük- mederken bu sanıklann, "resmi beigede sahtedBk" fiilinden yargılanmalan için de görevsizlik karan vermiş ve dava dos- yalannı sanıklann yakalandıklan Samsun, Kayseri ve Van ağır ceza mahkemelerine göndermişti. Davayı açan Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete YükseL beraat eden 15 sanıktan, Suffe tnsani Bilimler Aka- demisi adı altında illegal okul açan sanıklar Ömer Korkmaz. Bölent Alan ve Eyüp Sabri Öner ile yine aynı amaçla yurt- dışına öğrenci gönderme faaliyetlerini yürüten, kapatılan RP'nin halkla ilişkiler bölümûnde görevli Muhittin Hamdi Yıkhnm hakkındaki beraat karannı temyiz etmişti. Diğer 11 sanık hakkındaki beraat karan temyiz edilmediği için kesin- leşmişti. Yargıtay 8. Ceza Dairesi, savcı Yüksel'in 4 sanık hakkındaki temyiz istemini karara bağladı. 8. Ceza Daire- si'nin bozma gerekçesinde, temel amaçlan Türkiye'de geçer- li bulunan laik düzeni yıkıp şeriat düzenine dayalı bir sistem getirmek olan sanıklann, siyasal yaşamdaki yerini legal ola- rak alıp sonradan yaygın ve etkin biçimde laiklik karşıtı fa- aliyette bulunması nedeniyle kapatılan RP ile organik bağ içinde olduklanna işaret edildi. Saruklann, RP'nin istemlerini ve amaçlannı göz önüne alarak 1996'da kurduklan Yüksek Ögrenim Yurtdışt Mezun- lan Gençlik ve Dayanışma Vakfı (YUVA) bünyesinde, dev- letin yetkili kurumlannın bilgisi dıjında ve izni olmadan il- legal olarak "YUVA Vakfi Yüksek Oğrenim Özd Suffe Insa- niÎKmler AkademısT isimlibiryükseköğrenimkurumuoluş- turduklan kaydedilen gerekçeli kararda, sanıklann, yurtdışm- da îslami eğitim veren üniversitelere ve şeriat okullanna il- legal yoldan öğrenci gönderdiklerine dikkat çekildi. Kararda, sanıklann, öğrencilerin oradaki faaliyetlerini iz- leyip yönlendirdikleri ifade edilerek böylece Yuva Vakfi'nın legal olarak kurulması aşamasmda resmi kuruculanna sunu- lan faaliyetler dışında anayasa ve yasalara aykın faaliyetler- de bulunmak için örgütlendikleri belirtildi. DİSK'te yönetim yanşıbaslıyorÂNfKARA (Cumhuriyet Bürosu)- DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak'ın DSP'den tstanbul mılletvekili adayı ol- masınının ardından konfederasyonda genel başkanlık yanşı başladı. Bazı sen- dikayöneticilen, aralanndan genel baş- kan çıkaracak olan DtSK yönetim ku- rulu üyelerinin "tabanın desteğini alma- dıklan" gerekçesiyle yenilenmesi için olağanüstü genel kurul ıstiyor. Rıdvan Budak'ın milletvekilı seçil- mesi durumunda kimin genel başkan olacağı tartışmalara yol açtı. DİSK iç tü- züğüne göre yönetim kurulu üyeleri gö- rev bölümü yapacak ve genel kurula ka- dar kendi içinde genel başkanı belirle- yecek. Ancak DlSK'e bağlı bazı sendi- ka yöneticileri, yönetim kurulu üyeleri- nin "sendikalarryla ifişldsi kahnamış za- yıf insanlar" olduğunu sa\-unarak kon- federasyon yönetiminin büyük ve güç- lü sendikalara dayandığını vurguladılar. DtSK Yönetim Kurulu üyesi ve başkan- ivıdvan Budak'ın milletvekili seçilmesi durumunda kimin genel başkan olacağı tartışmalara yol açtı. DİSK iç tüzüğüne göre yönetim kurulu üyeleri görev bölümü yapacak ve genel kurula kadar kendi içinde genel başkanı belirleyecek. Bazı sendika yöneticileri, aralanndan genel başkan çıkaracak olan DtSK yönetim kurulu üyelerinin "tabanın desteğini almadıklan" gerekçesiyle yenilenmesi için olağanüstü genel kurul istiyor. vekili Atuia Önger'in herhangi bir sen- dikanın başkanlığını yürütmediğini be- 1irten bir yönetici"Yönetimdekilerin ço- ğu böyiedir. Tabana dayanmayan \e sen- dikalann desteğini almayan yönetimin iş başında kalması zordur. Seçim bundan gerekli kıhnıyor. Olağanüstü genel kuru- lu beküyoruz" diye konuştu.Tabana da- yanmayan yönetimin konfederasyonu "çeldp çeviremeyeceğiııi'' tartışan yöne- tici şunlan söyledi: "Genel kurula gidilmesi şart Kunı- lun süresi olmasuıa rağmen kendi taba- nr>lasendikalara dayanmayan konfede- rasyon yönetimi yüzünden genel kuru- la gitmeyi ve yönetimin değişmesini bek- Byoruz. Aslında genel kurul 2000 yıhn- da olacaktL Ancak beliren yeni durum- la bûiikte bu yaz veya sonbaharda yapı- lır. Genel başkanhğa tabanı olan ve üye sendikalann da sempati duyduğu biri- nin getirilmesi DİSK'in varanna oiacak- tirT Tekstil tşçileri Sendikası Genel Sek- reteri Süleyman Çelebi, Budak'ın seçil- mesi durumunda tüzük gereği yönetim kurulunun göre\' bölümü yapacağını be- lirterek "Genel kurula kadar yönetim, kendi içinde genel başkanı belirleyecek. Genel başkanlık için tûm üyelerin eşit şansı var. Mevcut genel başkanvekih' ve- ya genel sekreter deotabiür. Yönetim ku- rulumın vereceği karara göre erken ge- nel kurul, olağanüstü genel kurul veya normal genel kurul yapdır" diye konuş- tu. DlSK'e bağlı bazı sendika yönetici- leri ise rahatsızlıklann kişisel olduğunu ve bunlann düzeltilebileceğini söyledi- ler. DtSK Orgütlenme Daire Başkanı ve yönetim kurulu üyesi Huhısi Karh üye sendika yöneticilerinin söylediklerinin doğru olabileceğini, ancak kendilerini bu göreve işçilerin getirdiğini söyledi. Yönetim olarak genel başkanlık konu- sunu görüşmediklerini kaydeden Karlı şunlan söyledi: "Genelbaşkanımızvar. Sadecegörevi askıda. Seçimkri kazanu-- nlar kunılunu toplayarak konu- yu tarbşu-ız. Yanlan mutabakat çerçeve- sinde görevimize devam da edebüiriz, genel kurul isterlerse onu da yaparız. Başkanlar kurulu, 'olağanüstü genel ku- rul yapalım" derse görev bölümüne de gerek yok. Bir iki ay içinde yapdır. Onemli olan kişikr değfl, kurumlanür." Bu gelişmelerin DtSK içinde sorun yaratmayacağını belirten Karlı, sorunu kendi içlerinde çözebileceklerini söyle- di. DlSK'in ilkelennin yaşamın içinden geldiğini ve doğruluğunun kanıtlandığı- nı vurgulayan Karlı "Biz başkanlar ku- rulunun karan doğrultusunda hareket ederiz. Sendikalann vereceği karar önemlidir. Zaten olağan genel kurula İJS yıl kaldı. Seçimlerden sonra genel eğüim betti olur" diye konuştu. Sendika yöne- ticileri, genel başkanlık için Genel Baş- kanvekili Atilla Onger ile Genel Sekre- ter Murat Tokmak'ın yanşabileceğini belirtiyor. Şanlıurfa'da öğrenci cetesi 5 çocuk tutuklandı ŞANLJURFA (Cumhuriyet) - Şanlıurfa'da ilköğretim okulu öğrencilerinin okul çıkışlannda önlerini keserek zorla ceplerinde- ki paralannı alan 5 kişilik çocuk çetesi yakalandı. Adliyeye sevk edilen çocuklartutuklanarak cezaevine konuldu. Emniyet Müdür- lüğü'ndenyapılan açıklamada, iki haftadırokul civannı mesken tu- tarak ilköğretim okulu öğrencilerinin önlerini kesen, bıçak,jilet gibi keski aletlerle korkutarak ceplertndeki paralan alan H. D. (15), K. D. (12), R. U. (14), B. Z. (14) ve M. Z. T. (13) adlı çocuklann yaka- landığı belirtildi. Bir süredir şikâyet konusu olan çocuk çetesinin, iki hafta içinde 15 öğrencinin ceplerindeki 100 ile 250 bin lira arasındaki harçlıklannı gasp ettikleri ve öğrencileri tartakladıklan öğrenildi. Emniyetteki sorgulamalannın ardından adliyeye sevk edilen 5 çocuk tutuklanarak cezaevine gönderildi. Diyarbakır Cezaevi davası Tutuklama istemine ret DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde 24 Eylül 1996 tarihinde 10 tutuklunun ölümü ve 23 tutuklunun da yaralanmasıyla sonuçlanan olayın failleri olarak haklannda I2"şer yıl hapis istemiyle dava açılan 29*u polis, 36'sı jandarma, toplam 65 güvenlik görevlisinin yargılanmalanna devam edildi. Davanın müdahil avukatlanndan Mustafa Özer, tutuksuz yargılanan tüm sanıklann bir an önce tutuklanmalan gerektiğini belirterek "Dün- yanın hiçbir yerinde bu şekilde bir cezalandırma hakkı hicbir dev- letgörevüsineverUemez" dedi. Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkeme- si'nde dün yapılan duruşmaya, tutuksuz olarak yargılanan sanık- lar kaüimadı. Mahkertıe heyeti, sanıklann tutuklanması yönündeki müdahil avukatlann istemlerini reddederken duruşmayı, diğer tanıklann dinJenilmesi için ileri bir tarihe ertetedi. Türkiye ve Türkmenistan imzaladı Doğalgazda önanlaşma AŞKABAT(AA)-Türkiye ileTürkmenistanarasında doğalgazalım- satımmı içeren önanlaşma, Türkmenistan'ın başkenti Aşkabafta imza- landı. Anlaşmaya, Türkmenistan adına Cumhurbaşkanı Saparmurat TürkmenbaşL Bakanlar Kurulu Başkan Yardımcısı Batır Sancayev, Türkiye adına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ziya Aktaş. Botaş Genel Mûdür Vekili Nadir Bryıkoğlu, PSG Konsorsiyumu adına Ed- ward Smith imza koydular. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ziya Ak- taş, Türkmenistan'ın başkenti Âşkabat'ta, Akaltın Oteli'nde BOTAŞ ik Türkmenistan arasında yapılan, doğalgaz alım-satım önanlaşması imza törenınden sonra basın mensuplanna açıklamalarda bulundu. Petrol ve doğalgaz ahrkeo, bunu olabildiğince fazla sayıda ülkeden ai- mak istediklerine işaret eden Aktaş, "Böytece fiyat jrekabet we ülkeye bağmüdıkaçKndaBdaharahatbirkonunKUolahnıistiywTiz''dcdL ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Kırgınlar. 18 Ocak seçimlerinde, gönüllerinde yatan yer- lereadayolamayan, hattatümüyledışlanan "kır- gınlann", geçen dönemdekı tutumlannı değer- lendirmeye yeterince fırsat bulamamıştım. Bu- gün sizlerle bu konulardaki düşüncelerimi pay- laşmak istiyorum. öncelikle, adaylann belirlenme sürecinin ön- cesindeki bazı gelişmeler üzerinde duracağım. Ve buna geçmeden önce, özellikle vurgulamak isterim ki; geçen yıllar boyunca, "solda birieşme" sloganıyla DSP ve CHP'yi birleştirme çabalannı, hep anlamsız buldum ve bunu defalarca yaz- dım. (Aynı şey hiç kuşkusuz HR SODER SHP için de geçerli idi.) Sayın Bülent Ecevit'in, "12 Eylül sonrasında yalnız bırakıldım" düşüncesinin doğru olmadığı- nı biliyorum ama, kendi "anlayışı" çerçevesınde bir parti oluşturmak istemisini ve "uyum içinde" çalışacağını umut ettiği insanlann dışında kalan- lara "yüz vermemesini" saygıyla karşılıyorum. Böylesi bir "merkezi*yapı ve otorite, benim de- mokrasi anlayışımla bağdaşmaz ama, herkes benim gibi düşünmek zorunda değıl elbette. Ve Sayın Ecevit, "tırnaklarıyla kaza kaza", gitgide yükselen bir trend yakalayabildiğine göre kendi açısından haklı vetutarlıdır. Kaldı ki böyle "tekse- çici" aday belirleme, kimi değerli insanlann yıp- ranmadan aday listelerine ahnmasını da müm- kün kılmış. Bu açıdan da kutlanması gerekır. Böyle bir anlayışı saygıyla karşılıyorum ama, kendi anlayışım çerçevesinde, demokratik bul- muyorum. Kimbilir; belki de bu, benim sorunum- dur. Bu anlayışa itiraz etmeye hakkımız olmadığı doğrudur, fakat birtakım siyasetçilerin, "CHP içinde demokrasikalmadı^"diyerekCHP'den ay- nlmalanndan sonra, "daha demokratik bulduk- lan" DSP saflanna katılmalannı, tek kelime ile ayıphyorum. Eğer bu siyasetçilerimiz, "DSP içinde seçilme şansımı daha yüksek buluyor ve hizmetimi sür- dürmek için bu partiye katılıyonım" deseydiler, inanın hiçbir itirazım olmazdı ve saygı duyardtm. Fakat bunu böyle dile getiren pek çıkmadı. Başta CHP olmak üzere, dıger bazı partilerde de bazı isimlerin belediyelere aday olamaması ve milletvekili listelerinde dışlanmalanna gerçekten üzüldüm. Bu, (bence) degertı siyasetçilerin isim- lerini anarak, acılannı kargılamak ıstemıyorum. Fakat bazı isimlere, gerçekten yazık oldu. Üste- lik salt kendi açılanndan degil, memleketimiz si- yasal yaşamı açısından yazık oldu. Fakat "kırgın" milletvekillerinin. daha sonra "oyunun kurallannı" zorlamak istemelerine çok kızdım. Olaylar, kendi yararlarına gelişir ve kural- lar kendi çıkarian doârultusunda^le^ilirken. hiç itiraz etm«pşn^ış)t.laVııiş(iiişşnfffoşjlke çıkar- /a/7n;"(!) ahıfftsBraiınnı, utan^rvSieKjuldum. Farklı demokrasTanlayışlannın ve uygulama- lannın varlığı, kaçinılmaz bir olgudurrSeçim sis- temleri, seçim bölgelerinin büyüklüğü. adaylann belirienmesi, kısıtlamalar vb. konularda çok fark- lı yaklaşımlar olabilir. Fakat demokrasinın "ol- mazsa olmaz" 5 kuralı vardır ki; ben bunlan, "de- mokrasinin altın kurallan" olarak isımlendiriyo- rum. Işte bu kurallardan biri ya da birkaçı olmaz- sa, o siyasal sistem şöyle ya da böyle olabilir ama, demokrasi degildir. Fazla aynntıya girmeden, o 5 kuralı bir kez da- ha anımsatmak istiyorum: - Dürüst ve samimi seçimler. - Bu seçimlerin, önceden belirlenen düzenli aralıklariayapılması (Tabii bu seçimler öne alına- bilir ya da geri bırakılabilir. Fakat ilke olarak se- çimlerin "aralıklan" önceden belirlenmiş olmalı- dır). - Bu seçimlere, birden fazla ve farklı göruşleri temsil eden adaylann katılması. - Çoğunluk karşısında, azınlık haklannın da devlet güvencesi altında olması. - Ve nihayet, oyunun kurallannın bozulmama- sı, yani hangi kurallarla ıktidara gelinmişse, aynı kurallarla iktidardan gidilebileceğinin kabulü ve bunun tartışma dışı tutulması. Işte bizim "kırgınlar", demokrasinın bu temel kuralını ihlal ettiler. Kurallar kendi çıkarian doğ- rultusunda işliyorken "iyi kurallar"d\. Fakat iş "farklı" yönlere gidince, bu kurallar "kötü" ve "antidemokratik" kurallar oluverdi. Ne kadar ayıp... Demokrasi zor bir rejimdir. Hele bizim gibi, fert başına düşen yıllık ulusal gelir payı 3000 dolar ci- vannda olan ülkelerde, demokrasiyi uygulamak ve sürdürebilmek çok zordur. Ve burada "insan faktörü" çok önem kazanır. İnsanlar beni bazen umutsuzluğa itiyor. İnsan- lan çok sevmeme rağmen... 'Cumhuriyete Kanat Gerenler' CD-ROM'da Cumhuriyetin 75. yıldönümü nedeniyle hazırlanan "Cumhuriyete Kanat Gerenler" ko- nulu CD-ROM. Pera Palas Oteli'nde düzenlenen koktey İle tamtıidı. Geceye. CD-ROVI bel- geselde konu edilen bazı tarihi kişilikler ile yakınlan ve iş dümasından ünlü kişiler katıl- dı. TRT tarafından hazırlanan belgeselin Koç Sistem'in CD-ROM ortamma aktardığı kay- dında, Cemal Kutay'dan Cahit ArTa, Cemal Reşit Rey 'den Hasan Âli Yücel'e kadar pek çok başanya adını yazdırnuş 273 kişiyi temsilen 17 portrenin tanıtum yer alıyor. GtRİŞtMCtYE EURO UYARISI 4 Rekabet için maliyet düşürün' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Dış Tica- ret Müsteşan Yavuz Ege, Avrupa Birliği'nin (AB) ortak para bırimı Euro'ya geçmesiyle içe dönük bir yapıya kavuşabileceği, bu du- rumda Türk rırmalanmn rekabet güçlerini art- tırabilmek için maliyetleri düşürmeleri gerek- tiği uyansında bulundu. Ege. dün tktisadi Araştırmalar Vakfı (İAV) ve Ankara Ticaret Odası'nca (ATO) düzenle- nen "Euro'nun Dünya Ticaret ve Finans Siste- mi ik Türkiye Ekonomisi C zcrindeki Muhte- mel Etkfleri" seminerinde, Euro'yla AB ülke- leri arasında fiyat kıyaslamalannın daha ko- lay yapılabileceğıne işaret etti. Ege, "Bu, re- kabetin arrmasını heraberinde getirecek. firma bazında yeniden \apüanma ve birleşmeler gün- deme gelecektir" uyansında bulundu. Ege. " İ Ikenıizin bu yeni oluşumdan uzak kalmaması için sanavki ve ihracatçılanmızın uzıın vadeli plan yapmalan. flrma bazında ye- niden yapılanma ve mali\etleri düşürme faali- yetlerine ağutk vermeleri, bu amaçla Avrupa- h firmalarla ortakhk arayışına girmeleri önem taşunaktadır" diye konuştu. ANMA BEDİATARAN 192O - 1995 VEFAT1N1N DORDUNCU YILINDA RAHMETLE ANIYORUZ.