Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SŞUBAT1999CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Eski Maliye Bakanı Temizel; yazar, heykeltıraş ve şairleri kapsayan Telif Yasası'yla ilgili görüşlerini açıkladı
adaletiiçiııgereldfBANU SALMAN
ANKARA-Yazar, heykeltıraş ve şairlerin defter tu-
tup vergı verecek olması nedeniyle göstenlen tepki,
tartışma yarattı. Maliye Bakanlığı'nın hazırladığı teb-
liğe göre süreklı olarak serbest meslek faaliyeti gös-
termeyenler, gelirleri ancak 10.5 milyar liralık istis-
na tutannı aşarsa beyanname verecek. Aylık brüt 700
milyon liradan yılhk 8 milyar 400 milyon lira gelir
elde eden bir ücretli bile 1 milyar 580 mi lyon lira ver-
gi ödüyor. Aynı geliri elde eden serbest meslek sahi-
bi ise 7 milyar liralık istisna indirildikten sonra mat-
rah olarak ücretlinin ödediği verginin bile altında tu-
tan gösteriyor. Aynca 1 milyar 400 milyon lira mat-
rahından gider indırimi yapıp ve stopaj kesintilerini
de mahsup ettikten sonra vergı ödeyecek.
Eski Maliye Bakanı ve DSP'nin tstanbul Büyük-
şehir Belediyesı'nin başkan adayı Zekeriya Temizel
bir işverene bağlı olarak yapılması durumunda ek bir
yükümlülük olmadığını, düzenlemenın gazete çalı-
şanlan gibi birçok kişi açısmdan olumlu olduğunu
vurguladı. Temizel, TBMM'nin yaptığı yasal düzen-
lemeye göre yapılabilecek en uygun düzenlemenin
gerçekleştirildigini savunurken şu açıklamayı getir-
di:
"Bu işi and olarak yapanlann hiçbir ilave yükfim-
lütüğü yok. İşverene tabiyse, siz gazetede çakşıyorsa-
nız zaten oradan ücret aİıyorsunuz, o da orada kay-
nakta kesüıti suretiyle vergilendiriliyor. Eğer bir kişi
Serbest meslek erbabıyım' di\orsa, bunun taıunu
1952 yılından beri yasada var, onun gereklerini yeri-
ne getirmek gerekiyor. Bu vergi adaleti hakkaniyet
açısından gerekli. Direkt olarak o kişileri ilgilendiren
değiLonlara ödeme vapanlan ilgilendiren birolay. Bu
üstelik bir sürii insana. gazete çalışanlaraıa çok bü-
yük bir avantaj sağhyor."
Temizel, heykeltıraş gıbi bazı serbest meslek faali-
yetinde bulunanlann kaynakta kesıntinin nihai ver-
gileme olmasından büyûk sıkmtı çektiklerini, çünkü
harcamalannı indirim olanağına sahip olamadıklan-
nı anlattı. Temizel "Kesin katılmadığım birolay var.
V'ergiye tabi edilmek sureti> le siyasi baskı altında bt-
rakümak. O zaman müyonlarca >ergi yükümlüsü böy-
le bir baskıyla karşı karşıyaysa herkesin hakkını bir-
den savunmak gerek. Niye kalkıhp da bir iki kişi sa-
vunuisun değü mi?" diye konuştu.
Şair, ressam, bestekâr, heykeltıraş, hattat, karika-
türist, yazar, televizyon program yapımcısı, senarist
ve bilim adamlannın kazançlanna ilişkin TBMM'den
geçen yıl çıkan vergi yasası uyannca yapılan 19 Şu-
bat 1999 tarihlı tebliğe göre uygulamada getirilen ko-
laylıklar şöyle:
- Yeni yasayla götürü usulün kaldınlmasıyla gelir
vergisi bağışıİclan dışmda serbest meslek sahipleri de
1 Ocak 1999'tan iribaren gerçek usulle vergilendiri-
lecek.
- Serbest meslek kazançlannı sürekli (mutat) ya da
geçici (anzi) yapıyor olsalar da gelir vergisi tevkifa-
tı yoluyla yüzde 10-20 oranlan arasında stopaj kesin-
tisi yapılacak.
- Serbest meslek faaliyetini sürekli olarak yapan-
lar, vergiden istisna futulan 7 milyar liralık sınır dik-
kate ahnmaksızın yılhk beyanname verecekler. Ge-
çici serbest meslek faaliyeti yapanlar ise, 7 milyar li-
ralık istisna tutan düşüldükten sonra geliri 3 milyar
500 milyon lirayı aşıyorsa beyanname verecek. Eğer
istisna tutannı aşmıyorsa beyanname vermeyecekler
ve stopaj kesintileri nihai vergileme olacak.
- Serbest meslek faaliyetinde bulunanlara gelir ver-
gisi beyannamesinde gıder indirimi olanağı da tanı-
nıyor. Yalnız istisna edilen 7 milyar liraya denk ge-
len giderler indirim kapsamına alınamayacak.
16. Milli Eğitim Şûrası kararları
Temeleğitim
12yûa gkardsın
ANKARA (Cuınhuriyet
Bürosu) - 16. Mılli Eğitim
Şûrası, zorunlu temel eğitim
süresinin 12 yıla çıkanlma-
sını benimserken Anadolu ı-
mam-hatıp, Anadolu liseleri.
Anadolu meslek hselen, sü-
per liseler gibi 70'e ulaşan
okul sayısının tek çatı, çok
program adı altında toplan-
ması konusunda görüş birli-
ğine vardı. Böylece şûra,
özellikle imam-hatip lisele-
rinin özel bir lise türü olmak-
tan çıkanlarak tek çatı altın-
da toplanacak lisede bir
program olarak eğitim ver-
mesini önerdi.
Bakanhğın danışma kuru-
lu niteliğindeki 16. Milli
Eğitim Şûrası Genel Kuru-
lu, bazı kararlar aldı. Konu-
su mesleki ve teknik eğiti-
min ortaöğretimin bütünlü-
ğü içinde yenıden yapılandı-
nlması olarak belirlenen ge-
nel kurulun açılışında konu-
şan Milli Eğitim Bakanı Me-
tin Bostancıoğlu, 15. Milli
Eğitım Şûrasj'ndaalman 8
yrrMc keStritisizterheTSgTrirh'"
karannın yaşama geçirildi-
ğine dikkat çekerek "Şûra
kararlannında gerçekleşme-
si için gereken siyasi iradeyi
göstereceğiz'" dedi. Genel
kurul 1. komisyonu sonu-
cunda ortaöğretimin tek ça-
tı altında toplanması ve lise
türü enflasyonuna son veril-
mesi benimsendi. Komis-
yonun önerileri şöyle:
• Zonıniu temel eğitim sü-
resi 12 y ıla çıkanlmalı. Orta-
öğretim de bu süreye göre
ptantanmah.
• Ortaöğretim bugünkü
parçalı yapısmdan kurtanla-
rak farklı amaçlara göre dü-
zenlenmiş geniş tabanlı tek
bir yapı altında toplanmalı.
• Sistemin yönetim, fi-
nansman. planlama ve prog-
ram geliştirme aşamalann-
da; meslek kuruluşlan, seu-
dikalar, işve işveren kuruluş-
lan, öğrenci-ögrermen-veB
temsilrileri yeralmah.
• Okullar tam gün-tam yıl
kullanılmah
• Meslekj teknik eğitim
programlanndan mezun
otanlara, meslek yükseko-
kullanna sınavsız geçis. hak-
kı \erilmeli.
• Ulusal meslek standart-
lannı gelıştirmek ve belgele-
mek için 'Türk MeslekStan-
dartlan Kurulu" adlı özerk
bir yapı oluşturulmalı.
• Ülkenüi sektöreldağram
haritası hazırlanmak. yöre-
sd ve bölgesel eğitim bunagö-
re biçimlendirilmeü.
• Oğrencı gelişim dosya-
lan bilımsel standartlara gö-
re geliştırilerek rehberlik
hizmetlerinden sorumlu
okul, aile. kamu kurum ve
kuruluşlan ile işbirliği yapıl-
malı.
• Mesleki danışmanhk
hizmeti verihnelL
• Eğitsel kol etkinlikleri-
ni yürütenlere ücret desteği
sağlanmah.
• Kız öğrendlerin mesle-
ki \« teknik eğitim program-
lanna aunmalan için özen-
dirici önlemleralınmalı. Ders
kitaplanndaki cüısiyete da-
yalı avnmcınk kaldıninıau.
• Engellinin eğitıme göre
değil, eğıtimin engelliye gö-
re yapılanması sağlanmah.
Engel gruplan dikkate alına-
rak yönlendirme yapılmalı.
tşverenlerin, çıraklann yüz-
de 3'ünü engelli çıraklardan
almalan konusunda özel bir
çaba gösterilmeli. Üstün ze-
kâlılar için de özel olanaklar
sağlanmah.
• Mesleki ve teknikeğitim
programlanndan mezun
olacak ögrencileri istihdam
eüne. işe yerieştirme ve izle-
me birimi oluşturulmalı,özel
istihdam bürolannın açdma-
9 teşvik edilmeiL
• Doğu ve Güneydoğu
Anadolu bölgelerinde acil
kalkınma için mesleki ve
teknik eğitime önem veril-
meli. Mesleki teknik eğitim-
deki öğretmen ve öğrenciler
ış kazalanna karşı sıgorta et-
tirilmeh. • , .•
Türk-lş'ebap sendikalann oiuşturduğu platform,işçilerin kazanımlannın eUerinden alınmayaçalıylrfıgtnı savundu. (BERTAN AGANOĞLU)
Türk-lş'e 'taviz siyaseti' tepkisitstanbul Haber Scrvisi - tstanbul tşçi Sendika
ŞubeleriPktformu,Türk-iş'inhükümetle yapılan
toplusözleşme görüşmelerinde izlcdiğı "taviz si-
yasetini" eleştirerek. konfederasyonun işçilerin
gücûne güvenerek hareket etmesi çağnsmda bu-
lundu.
Petrol-lş, Harb-îş, Yol- tş'in de aralannda bu-
iunduğu Türk-tş'e bağlı çok sayıda sendikanm
oiuşturduğu tstanbul Işçi Sendikaları Şubeleri
Platformu dünGürmişsuyu'ndaki Tûrk-tş \. Böl-
ge Temsilciliği önünde bir basm açıkiaması yap-
ü. 100'ü aşkın işçinin katıldığı açıklamada plat-
form adına konusan Basm-tş tstanbul Şube Baş-
kanı S&tanKaya, kamu kesimindeçahşan 500 bin
işçinin yaşammı doğrudan etkileyen toplusözleş-
me sürecini endise ve kaygıyla izlediklerini ifade
etti. Kamu kesimindeki ortalama ücret seviyesi-
nin asgan geçım standartlannın altında kaldığının
devletin resmi kurumlannca yapılan araştırma-
larlada saptandıgvnı söyleyen Kaya,Türk-Iş'inilk
açıkladığı 50 milyon seyyanen artı yüzde 35 iste-
minden geriye dönüsû hiçbir işçinin kabul etme-
yecegini vurguladı.
Hükümet ve devlet yetkililerinin toplusözleşme
görüşmderinde işçilerin en küçük hak' rftermni
"kriz var" gerekçesiyle gen cevirdiğim ifade e^
den Kaya, "Ama ayıu hükümet« de\1et, sıra ban-
kacılara, tckelci sermaye gruplanna geldiğinde
katrilyonlan bir çırptda bu kesimlere akıtmaktan
geridunmıyorlar" diye konuştu. Kaya, hiiküme-
tin "esnekçahşma'
>
yı toplusözleşme hükmü hali-
ne getirerek işçilerin kazanımlannı eUerinden al-
maya çalışüğmı da savunarak, "Çahşma ve Sos-
yal Gü^nlik Bakanı Nami Çağan ise bûyükbirpiş-
kinlikle patronlaradavrandıklangibiiş^üeredav-
ranmayacaklannu çünkü IMF'ye söz \«rdikleri-
oi. el âleme rezfl olamayacaklanıu belirthor. Ama
tşçiler rezfl olmuş, beylerin zerrece umunıoda de-
P"dcdi.
üörüşınden«ftSlA&nötin uzlaşfnaz tutumu ne-
deniyle tıkanma aşamasına geldiğini dile getireu
Kaya. tıkanıklıgı aşmanm yolunun Türk-lş'in son
günlerde ızlediğı "işçi tarafi olarak taviz wrmeye
haanz,azıcıkda siz taviz verin" anlayışından geç-
mediğini kaydetti.
Karabük'te düzenlenen mitingde haksız rekabetin giderilmesi gerektiği vurgulandı
Eiıerjide 4
ihtisas gümrülderi' istemi
AYKUTKÜÇÜKKAYA
KARABL'K - Hak-lş Konfederas-
yonu Genel Sekreteri ve Özçelik-lş
Sendikası Genel Başkanı Recai Bas-
kan, enerjide haksız rekabetin orta-
dan kalkması için ihrisas gümrükle-
rinin acilen kurulması gerektiğini
belirterek "Hükümetsesimizekulak
vermezse Ankara yürüy üşü günde-
me gelecek ve yapuacakür" dedi.
Karabük'tekı SKil Demokratik
İnisiyarjf Grubu'nun düzenlediği
"Ulusal Demir Çelik Sanayüni Koru-
yatajn" mitingi önceki akşam Kara-
bük'te yapıldı. Atatürk Anıtı önün-
de kar yağışına karşın toplanan 5 bi-
ni aşkın kalabalık 'Kardemir-Kara-
bük omuz omuza", 'İşçi-sendika o-
muz omuza' sloganlan attı.
Başkan. 1997 ortalannda Asya ve
Rusya'da ortaya çıkan krizin 3 enteg-
re tesıse darbe vurduğunu söyledı.
Başkan, maden ve kömür ocaklan-
nın entegre tesisler varsa üreteceği-
ni kaydederek şöyle konuştu:
"Cevherden flretimde 1 kişi 15 kt-
şni istihdam eder. Bu,3 entegretesis-
te çaüşaniaria birlikte400 bin kişinin
dolayh istihdam edilmesi demektir."
Başbakan Bülent Ecevit'in Karde-
mir modelini önemsediğini anlatan
Başkan, Ecevit hükümetinden beş ta-
lepte bulundu:
• Demir çelik kütük ve profıl it-
halatının kısıtlanması için koto ve
fon konulmalı, ihraç kaydı ile yapı-
lanlar hariç tutulmalıdır.
• Demir çelik ithalatı için ihtisas
gümrükleri acilen kurulmalıdır. thti-
sas gümrükleri düzenlenirken dürüst
ihTacatçılann çıkarlan da zedelen-
memeli ve gözetılmelidir.
• Teşvik kütük ithalatının süresi
kesinlikle üç ayı geçmemelidir.
• Haddelenmiş ürün ihracatında
ithal kütük yerine yerli kütük kulla-
nımı özendirilmelidir.
• Hurda ithalatında (ihraç kaydıy-
layapılacak üretim hariç) fon konul-
mahdır.
Mitingi Kardemir AŞ Genel Mü-
dürü Esat Ozalp işçilerle birlikte iz-
lerken 1994 yiîında dönemin ÇiDer
hükümeti tarafından Kardemir ka-
patılmak istendiğinde sokaklara dö-
külen Karabüklüler şimdi de ihtisas
gümrüklerinin biran önce kurulacak
haksız rekabetin ortaya çıkması için
'Mart' aymı beklemeye başladılar.
ESKİ YATAGINIZI DEGIŞTIRMENIZ İÇİN
A
81 kişiye 12 milyar para cezası
Geçen yıl eylem yapan
gişe memurlan yargıda
\N
**<*
tstanbul Haber Servisi -
Kamu sendikalan yasa tasa-
nsını protesto etmek ama-
cıyla geçen yıl mart ayında
4 saatlik işbırakma eylemi
yaptıklan gerekçesiyle hak-
lannda dava açılan Enerji
Yapı Yol-Sen yöneticilerinin
de aralannda bulunduğu gi-
şe memurlannm yargılan-
dıklan davanm ılk duruşma-
sı gergin başladı. Polis, sen-
dikacılann ve gazetecilerin
duruşmayı izlemesine izin
vermedi.
Duruşma öncesinde Do-
ğancılar'daki Üsküdar Adli-
yesi önünde toplanan sendi-
ka yönetici ve üyeleri, Çi-
çekçi'deki adliyeye yürümek
ıstedi. Polis. toplu yürüyü-
şün yasak olduğunu belirte-
rek grubun trafıği aksatma-
yacak şekilde yolun kenann-
dan yûrümesine izin verdi.
li kj d
kacı ise polis tarafından zor-
la dışan çıkanldı.
Duruşma sonrasında adli-
ye önünde gazetecilere açık-
İama yapan avukat Gokhan
Candan, davanm usulen
yanlış açıldıgını öne sürerek
buna dair dilekçeyi mahke-
me heyetine sunduklannı ve
dilekçenin incelenmesi
amacıyla davanın ertelendi-
ğini bildirdi. Enerji Yapı
Yol Sendikası tstanbul Şube
Sekreteri Mustafa Can da,
önceki günkü eylemde gö-
zaltına alınanlann hâlâ ser-
best bırakılmadığını söyle-
di. Gişe memurlannın zehir-
lenmemesi ve insanca çalış-
ma ortamı sağlanmasını is-
tediklerini ifade eden Can,
taleplerine olumlu yanıt ve-
rilmediği takdirde eylemle-
rini yayarak sürdürecekleri-
ni kaydetti. Can, iktidann,
I b l Vlilii t b l
Yataş'ınız
şı. cinsî fark etmcz! Tek kışılik esk» yangtnızı 7 . 0 0 0 . 0 0 0 TL, ^WPPesKi y.ıugınızı 1 2 . 0 0 0 . 0 0 0 TL'yc alıyoruz
ş'ınızı pGŞİn fîya.tina taksİtİG venyoruz Aıtık uykusuzluk yok! Sırt a£rısı yoH Eskı yv.^vıyi-^ (-nmılnn yon
.
Grup, polis korteji ejliğinde Istanbul Valiliği ve Istanbul
davanm görüleceği Usküdar
3i • MVSEM (^352) !46
* 0 «
«7 U 91
acsısı - r*r**-**vr"r
re»>IOBIM• IsrtımuLıttieıraMwrmr,(atmn BOUJ,BUBS».ÇAWKKAL£.Ennc
MHRMUMHfHS(&3U)S1 C M <UMttUI jtkSB) ?13S0 71 <!W0 -KMTMBHUD^n)
2IIH1«14 » 1 36 K (2 MQ WU.TtK «MO) 3O 76M 325 « t m |ADT>«««M| • • » * (0««l 3P 3 İ « | 5 »« • « e y » B * (MM»«3 B 06
(0-3821 » 6 57 » fTOKAT) • * V M K-Htj 7S 06 08 • 226 74 75 • WC# »3W, 2S| 15 44 • TtlaaZOII 0MBJJ S\ 17 M W8UHT. OdNUSHMCl
. KO<nA(l
213 16 73 (3 l*fl UVTVtM •
1 r i l U HOlt II«Ğ«2MM: «OAM Hiaır YaUl Hoo» M l 2» » • M U U ÇaoUra Yata» H m «9 62 U • Okmn Yala» Hont 479 69 34 • H«My Yang Ho». 3 » 99 «1 • Küçilıaaat Y«aJ Hgm» 447 06 6t (3 M) • SaWK
Vaias Homa 34a 67 69 • AHTACYA Yatts Hon» 247 17 ?2 • BAUKESM Yataf Ho«ı« 242 31 31 244 98 28 - OIYAfMJUM Y»U4 Homa 251 65 65 |2 (W1|' ELUtû Yataş Home 234 37 36 • U2İIICMI YaUf Hon« 214 60 33 • ERZURU91
YWq Ho<M 235 1» 6< Î18 67 36 • O«D»«TEI' Yaial Ho«i< 2 » 70 31 • lâOM Yala* to»t 227 H 42 • KTU«U. BasHMf Yau> HoıM 259 69 53-259 B M • tor<lk»rt Vatts Hona 652 0S 50 (3 « 1 • CaoMt Y«ıaj H m
425 « 03 • HU> lalM HDa» «35 71 53 521 93 13 • IblaK Uubl Yatt| Hma 675 01 93 (3 balj • Uoaüm YaU< Hoo. 364 55 43 « » 66 «J • Ştnw»la! Y«m Hıau 644 15 M • Şql> Yıu, H m 230 77 73 • Yıkacd Y»a| Hmt
3M '• 10 • IIMİI >•".»> YBIÎS NOIM 341 35 57 ' K»»« Ya»| Homa 212 05 20 ' KAVSfHİ YIMI Mon« 235 73 3e ' IULATYA Vliaa H > » 2 76 66 325 46 61 66 • I « M « Ya1a| Hom, 276 10 79
1
Bu > w x ı > * C Sanay, ve TıcarM BMu»»,^^ nm K M«yu 1994 tarlll v. 21»40 uyılı n u t j hüMlaNniM uygun oMra* yapAntMadıı Fıyatlvı KDV d»h«* Va<v mnlaııraiiı oMMMMı m#»M>i»ı
j jtyBtlara ayrMMi vao»ti!ia«ahitf Tal«ıtör ulok v. ûr«{"Ti olsnaVtan datutndftkav^tanacakdK. Bu « M p a n ^ Yatal A.Ş 'fltft »tMt fiyat garafıttsi «R<AÖ«dif Tavvye a<flta«i Tiyadardvr Fıyatfaomız TOıt Ur«srd*
YATA5
p
davanm görüleceği
Adliyesi'nin Çiçekçi'deki
yerine geldi. Adliyeye gir-
mek isteyen grubu engelle-
yen polis, içeriye sadece 10
sendika yöneticisi ile avu-
katlann girmesine izin ver-
di. Bu arada gazeteciler de
adliyeye alınmadı. Dışanda
kalan memurlar, içeriye
alınmamalannı alkış ve slo-
gan atarak protesto ederken
bazı memurlar ile polis ara-
sında tartışmalar yaşandı.
tçeriye zorla gıren bir sendi-
ğ
Emniyeti Müdürlüğü'nün
memurlara sert tavnnı da k>
nadıklannı belirtti.
Karayollan Genel Mü-
dürlügü, aralannda sendika
yöneticilerinin bulunduğu
toplam 81 kişi aleyhine
"devktizararauğrattıklarr
gerekçesiyle toplam 12 mil-
yar 489 milyon 417 bin pa-
ra cezası istemiyle dava aç-
mıştı. 81 kişiden 61 'i Üskü-
dar Adliyesi'nde, 20'si de Is-
tanbul Adliyesi'nde yar-
gılanacak.
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Normal Zekâlılar
İçin Bir Yaa!
Haluk Şahin'in yıllar önce Amerika'dan yolladvğı
çok keyifli yazılar vardı. Bunlardan birinde, seçim kam-
panyaa sırasında, başkan adaylannın TV'deki tartış-
malannı anlatıyordu.
O yazısının biryerinde, "Reagan bütünyanıtlan bi-
liyor, ama sonılan bilmiyor" demişti.
Orhan Pamuk'un "menajerieri"r\\r\ bana saldıran
dizi yazılarını okurken her nedense o tümceyi yeniden
anımsadım. Çünkü yanrtlarm ve benım gibi düşünen-
lere yönelik aşağılamalann, bu köşede sergilenen sav-
larla hiçbir ılgisı yoktu.
Oysa ben, normal zekâda herkesin anlayabileceği
kadar açık yazmıştım...
•••
Saldınlann yönekjiği o yazılarda, çok somut iki nok-
ta yer alıyordu
Birincisi bir "itiraf"\\\.. Orhan Pamuk'un iki kitabtnı
almış, ikisini de -tüm direnmeme karşın- bitirememiş-
tim.
Bir de ortaya çıktı ki; okurlanmın meğer büyük bir
kesimi aynı durumdaymış... Hatta bunlann içıride ün-
lü yazariar ve yazın adamlan bile varmış.
Ikincısı ise bir "sergileme" idi!.. Pek Sayın Pamuk,
kitaplarının orasına burasına, Atatürk'ü ve hatta Kur-
tuluş Savaşı'nı aşağılayan tümceler sıkıştınyordu. Ve
o tümcelenn bazılan yazılanmda "aynen" sergilen-
mişti...
Bunlar yanlış mı? Değil!
Öyleyse yanlış otan, bunlann yazılması mıdır?
Yazdıklanmın dogru olmadığını söyleyen yok. Ama
bunlann geniş kitleiere duyurulması üzerine, sinırden
uyuyamadıklan anlaşılan bazı kışiler var. Tahsin Yü-
cel'ın "menajer" olarak nrtelendirdığı, "aynı kabıleye
mensup" kışiler bunlar...
Içlerinden bırisı Radikal'deki köşesini günlerce ba-
na saldırmaya ayırdı.
Bırilen de, geleneksel çızgisine onur vermeyecek bir
biçimde, Cumhuriyet sayfalanndan bile yararlandı.
Hatta bunlardan şairolan birisi, daha kendisı doğma-
dan ş_iirleri yazın dergilerinde yayımlanan Yekta Gün-
gör Ozden'e bile laf attı.
Anayasa Mahkemesı Başkanı şiiryazmaya kalkar-
sa, Ahmet Taner Kışlalı da kitap eleştırmeye kalkar
demeye getiriyordu. Yani haddimizı bilmiyorduk! Ken-
dımizi "dünyanın merkezi" sanıyorduk!..
Ve de Orhan Pamuk'u "çekemedığimiz" için böyle
yapıyorduk!
Neresıni düzetteceksiniz?
Atalarımız boşuna "Zırva tevil götürmez" deme-
mişler...
•••
Gelelim asıi Radikal'deki, giderek "pehlivan tefrika-
sı" gibi uzayan saldın yazılanna... Niçin bu şiddet, bu
celal? Ve niçin Murat Belge?
Çünkü Pamuk ile Belge arasında, ideolojik ve çıkar-
sal ortaklık var.
Ikisı de "aynı ideolojik kabıle"den... Üstelik de Pa-
muk'un kitabını yayımlayan yayınevınin kurucusu Mu-
rat Belge'nin kendısı...
Eğer hakkında yazılanlar nedenıyle Sayın Pamuk'un
kitaplan daha az satarsa, Sayın Belge'nin de cebine
daha az para gırmış olacak...
Belge'nin bu konudaki daha ıkinci yazıa çıkmıştı.
Istanbul Edebiyat Fakültesi'nin ünlü bir profesörünün,
bir başka Radikal yazanna çektiği faksta şu satırtar
yer aldı:
"Belge'nin bugün Ahmet Taner Kışlalı'ya çatan bir
yansı varRadıkal'de. Bönce biryazı. Yöneticisioldu-
ğu biryayınevinı (dolayısıyla kendi kışisel çıkannı) sa-
vunmak için gazetedekı köşesini kullanmanın, hem de
böyle sık kullanmanın dürüst bir tutum olmadığının
aynmında değil."
• • •
Roman okumayı bilmemek... Cehalet ve demago-
ji... Türk tipi McGarty'cilik yapmak... Ve de ilkellik...
Sayın Belge'nin bana ve benzer düşünceleri pay-
laşıp savunanlara yönelttiğı suçlamalar işte bunlar!
Once pek Sayın Pamuk'un kıtaplannı yanm bıra-
kanlaria alay ediliyor. Sonra romanın nasıl doğduğu
anlatılıyor. Ve -cehaletimizi biraz olsun gidermek için
olacak- bir sürü bilgi alt alta sıralanıyor.
Bu kadar bilgiye hayranlık duymamak elbette ki
olanaksız(!).. Ama ne yazık ki, o bilgelerde de ufak te-
fek bazı bilgisizlikler var.
Örneğin özel Bilgi Ünıversrtesi'nin bu sayın yöneti-
cisi tarafından, bizlere bu yazılarda verilen derslerin
binsi şu tümcelerle başlıyor:
"Roman, Aydınlanma döneminde ortaya çıkmış bir
edebiyat türüdür... Gerçekgidir başlangıçta."
Aydınlanma 18. yüzyılın ürünüdür. Oysa bugün an-
ladığımız anlamda roman, daha 16. yüzyılda, Röne-
sans döneminde Cervantes'lerle başlar. Ama köken-
leri daha da eskiye gıder. Başlangıçta gerçekçı oldu-
ğu da doğru değildir. Gerçekçilik bir 19. yûzyıî akımı-
dır.
iki satır içinde birkaç yüzyıllık bilgi yanlışlan. Bu ka-
darctk kusur, kadı kcırtda bile bulunur.. Ne var ki iş bu
kadarta da bitmiyor...
• • •
Türkiye'de Orhan Pamuk'u sevmek de serbesttir,
Atatürk'ü eieştirmek de!
• Bu köşede yazılanlan bunlann tersı gibi anlamanın
iki açıkiaması olabilir: Ya böyle yapan kişi normalın al-
tında bir zekâya sahiptır.. ya da doğru anladığını gös-
terirse verecek yanrtı yoktur!
Orhan Pamuk'u sevmek, romanlarından keyif al-
mak serbesttir... Ama güç okunduğunu ve Atatürk'ü
sinsice aşağıladığmı sergilemek de serbesttir.
Atatürk'ü eieştirmek başkadır, "Çocukluğunda kız
kardeşi ile tariada karga kovalayan sapık bir padi-
şah"ian söz etmek başkadır...
Peki nedir "ilkellik"?
İlkellik, bazı somut gerçekleri alt alta sıralamak mı-
dır? Yoksayadsıyamadığı gerçeklerin yazılmasına kar-
şı çıkmak ve bunlan yazanlara saldırmak mıdır?
Nedır "demago//"?
Demagoji, "gazete okumamak"\a övünen ve ikinci
cumhuriyetçilerce "Türkiye'nin bir numaralı aydını"
olarak ilan edilen bir yazarla ilgili somut bilgileri sergi-
lemek midir? Yoksa yanıt bulunamayan somut veıi-
leri bir yana bırakıp, söylenmemiş şeyleri söylenmiş
gibi gösterip sözde yanıt vermeye kalkışmak mıdır?
•••
Siz"Aica/fyanyafradaro/fuyab/7d/m"diyorsunuz..
Birisi "Okumadan konuşmayın" diyor. Ötekisi ise si-
ze o hakkı bile tanımıyor; "Siz kendinizi ne sanıyorsu-
nuz, gidin de kendi alanınızda konuşun" demeye ge-
tiriyor.
Yani siz emeği beğenmiyorsunuz... Adam karşını-
za geçip, "Sen ahçı mısın ki yemek hakkında konuş-
maya cüret ediyorsun" dıyor.
Siz Atatürk'ü aşağılayan tümceteri sergiliyorsunuz...
Birisi "Onlar cımbızla çekilmiş tümceler" diyor. Öte-
kisi ise "Türk tipi McCarty'cilerbunlar" diye yırtınıyor.
Yazmak serbest, ama yazılanın altını çizmek suç!
Son söz...
Ben eskiden, romanlan beni sıktığı halde Orhan Pa-
muk'a ve düşüncelerini genelde paylaşmadığım hal-
de, Murat Belge ve benzerlerine, bir ölçüde saygı du-
yardım.
Artık, ne Atatürk'ü aşağılamak için "heykellerine sı-
çan güvercinler"\n arkasına sığınan bir yazara.. ne de
O'nu savunurken "///Verieşen yazara ve şaire saygı
duyabiliyorum.