16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2€ŞUEAT 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Berlin'de Altın Ayı'yı kazanan 'The Thin Red Line', sıcağı sıcağına bugün gösterime giriyor Savaşa özgii cehennem günleriBirkaç gûn önce sona eren Ber- lin film festivalinde. Alrman. Cronenberg, Chabrol, Taverni- er, Frears gibi yönetmenlerin fîlmlerinın arasından sıynlarak büyük ödül Altın Ayı'vı kaza- nan 'The ThinRed Line-İnce Kır- mızı Hat". bugün bizde de gös- terime giriyor sıcağı sıcağına. Bu yıl Berlin'e gitmeye gerek kalma- dan ayağımıza gelen bu Altın Ayı'lı film özetle, tkinci Dünya Savaşı'nın iyice kızışarak Pasi- fik Okyanusu'na da sıçradığı 1942 yılında, Japonlann elinde- ki stratejik öneme sahip bir Pa- sifik adasına çıkarma yapan bir Amerikan birliğinin serüvenini anlatıyor. Dahadoğrusuyönetme- nin, bir romancı tavnnı çağnştı- ran yaklaşımıyla, yöredekı do- ğal güzelliklerle taban tabana zıt, gerçekçi savaş sahneleri ve yo- gun bir lırizm içeren bölümler arasında gidip gelerek, her biri başlıbaşına 'çesit' olan bir grup askerin portresini çiziyor. insanın insanı kırdığı savaşm korkunçlu- ğunu, kıyıcılığını derinlemesıne sergileyerek. Dakikalar boyun- ca seyirciyi hem etkilerken hem de düşündüren ve duygulandı- ran, kolayca akıldan çıkmaz gö- rüntülerin agır bastığı, az diya- loglu, yalın ve şiirsel, kendine özgü Terrence Malkksineması- nın gücünü örnekliyor 'tnce Kır- mızı Hat'. (Filmin adı da, Ame- rika'nın tutucu Orta Batı kesi- minde kullanılan, akıllıyla deli, birbirinden sadece ince kırmızı bir çizgiyle aynlır anlamına ge- len bir deyişten kaynaklanıyor- muş.) Spielberg'e verilen yanıt Şimdiye dek seyrettiğimiz, ama pek de hazzetmediğımiz savaş. as- kerlik ve ordu hiyerarşisi üstüne yapılmış filmler arasında, alışıl- mıştan farklı. üç saate yayılmış uzunluğuna karşın gitgide artan bir ilgiyle seyircisini içine alan, görkemli. kanlı canlı, mükem- mel bir epik izlenimi bıraktı biz- de 'tnce Kırnuzı Hat'. baştan be- lirtmek gerekirse. 5 ay kadar önce sinemalanmı- zı şenlendiren, bütün dünyada hem eleştirmenlerin övgüsünü hem de gişede başan kazanmış, 25 dakikalıkçarpıcı birNorman- diya çıkarması bölümüyle açı- lan, Spielberg' ın kutsal vatan gö- revi üstüne yıne milliyetçi tıraş- lar çektiği, ABD ordusunu yağ- layıp pulladığı o dehşetengiz sa- vaş başyapıtı 'ErRyan'ıKurtar- mak'tan (ya da Brian De Pal- ma'nın irkiltici "Casualties of War'undan ya da Ofiver Stone' un Vietnam üçlemesınin ılk opus"u 'Platoon'dan) kuşkusuz daha ok- kalı, esash ve önemli bir film 'İnce Kırmızı Hat', özü ve biçı- miyle. Bu türde Coppola'nın 'Apocalypse Now-Mah$er'i > a da Kubrick'in Full Metal Jacketı gibi klasikleşerek çağdaş sine- ma tarihinde, şimdiden kılomet- re taşı niteliğine erişeceğini zan- nettiğimizbu savaş karşıtı destan, 20 yıldır setlerden uzaklaşmış, eskı bir tanıdık yönetmenin. Ter- rence Malick'in, sinemaya gör- kemli dönüşünün ürünü aynı za- manda. Meraklısının bıldigi gibi, Ame- rikan sinemasında 1970'li yıllar- da ortaya çıkan Spielberg, Scor- sese. Lucas. Coppola. De Palma gibi, dünün genç, bugünün yaş- h usta yönetmenleri kuşağından Malick aslında. 1970'lerin iki ktilt fîlmi ~ 15 yaşındaki yeniyetme bir kız- la (Sissy Spacek) dengesiz bir gençten (Martin Sheen) oluşan. kendilennı yollara vurmuş, katil ve kaçak bir âşık çiftin ürpertici hikâyesini anlatarak zamanla 'cult film' konumuna erişmiş 'Bad- knds' (1973) ve gencecik Richard Gerc, Brooke Adams ve Sam She- pard'ın tarlalarda çalışan 3 Gü- neyli göçmeni oynadığı. yüzyıl başlanmn ABD sinde geçen sem- bolik dram-dönem filmi, güzelim 'DaysofHeaven'la(1978). 1970'li yillara damgasını vurmuştu Ter- rence Malick. Yönetmenin ken- dine özgü hikâye anlatım tarzıy- la, ressam paletinden perdeye B' ir tepenin alınmasını hikâye ederken 'kan, şiddet, dehşet, pislik kaosu' yayan ve 'ruhlan zehirleyen' savaştan kolay kolay unutulmaz manzaralar sunan bu Terrence Malick yapımı, modern bir savaş filmi başyapıtı. Komutanlann, 'yalanlanna inanmalannı ve ölmelerini beklediği' asker kahramanlann tüm insani yanlanyla resmi geçit yaptığı bu savaş karşıtı epik haftanın, ayın hatta mevsimin filmi. yansımış kanısv uyandıran. zen- gin görselliğinin öne çıktığı bu iki önemli filminden sonra, renkli Hollywood yaşamı \e zihniye- tiyle bağdaşamayarak sinema- dan (kopmasa da) uzaklaşmış, NepaPde trip yapıp Himalaya- lar'da Budizm'e takılmış. Yunan adalannda sıcak Akdeniz atmos- ferine ısınmış, egzotik Afrika'nın gizemleriyle ilgilenmişti, 1943 Illinois doğumlu Malick. JamesJones romanından Harvard mezunu. felsefeci. ga- zeteci-yazar ve sınema eğitimin- den geçmiş. Austin-Teksas'ta gözlerden ırak yaşamayı seçmiş Terrence Malick. savaşı bizzat yaşayıp anılannı vaza yaza isim yapan Janıes Jones'un ('From HereTo Eternitj- İnsanlar Vaşa- dıkça'nın devamı nıtelıgindeki), 1962"de yayımlanmış 'The Thin Red Line' adlı romanından yola çıkarak senaryosunu yazdığı 'tn- ce Kırmızı Çizgi'yle yine setlere dönmüş, 'Daysof Heaven-Cennet Günleri'nden yıllarca sonra. Ama bu kez Guadalcanal'daki cehen- nem günlerıni kendi tarzmda hi- kâye ediyor. kamerasıyla savaş, hayat, ölüm ve insanın tahrip et- me güdüsü üstüne tefekküre da- larak. Malum tarafindan hamasi kah- ramanlık mavallan okumaktan- sa daha çok işini bilir Steven Spi- elberg'in popüler 'Saviıtg Priva- te Ryan'ına verilmiş bir yanıt gi- bi algılanan ve savaşın tam gö- beğinde, sırat köprüsündekı acı- nasi 'insagbk haUeri'ne kamera tutan. zerigın. görsel düzeyi ve edebi, seçkin anlatımıyla anti- Spıelberg tonlardan çalan. savaş- lan tutuşturan şiddetin nereden kaynaklandığı, aşkın nereden gel- diği gibi sorular soran, 170 da- kikalık. etkileyici bir lirik destan önümüze sürüyor, bu üçüncü fil- miyle Malick. Yedinci sanata ilginc filmler kazandırmaktansa yıllardır ken- dı haiinde ve köşesinde. esraren- gız yaşamayı seçmiş. bizi yete- neklerinı döktüreceği eserlerin- den yoksun bırakmış bu aynksı yönetmen, 20 yıl sonra çektiği bu üçüncü filmiyle. iç-ses"lerle an- lattığı asker karakterlerinin dü- şüncelerine neredey se ortak edı- yor seyircisini film boyunca. Cen- net gibi adayı bir anda cehenne- me çeviren savaşı sadece anlat- makla kalmayıp adanın tepesine mevzilenmiş Japonlara karşı hü- cuma geçen Amerikalı askerler- deki ölüm korkusunu, heyecanı, dayanılmaz boyutlardaki stresi ve gerginliği görüntüleyen film. tam bir can pazarına dönüşen adanın zaptedilmesinden kurtu- labilenlerin gen döneceği dra- matik bir finale kadar sürüyor. Ünlüler ve ünsüzter Amerikan askerlerinin çevrey- le ilişkilerine 'bakarken'. mutlu, sakin ada yerlileriyle savaşta bu- runlarından soluyan, gerilmiş. bedbin askerleri karşılaştınp kı- yaslayan Malick, Nick Nolte. Se- an Penn, VVoody Harrelson,John Cusack, Ben Chaplin, John Sa- vage gibi ünlülen (başta ve son- da 2 dakikalığına boy gösteren John Travolta'yla George Clo- one>'i saymıyoruz), Jim Cavi- ezeL Adrien Brod>, John C. Re- illy, Arie Verveen, Jared Leto, Dash Mihok, Larry Romano ve iticı 'Crash' filminden hatırla- nacak Efias Koteasgibi pek tanın- mamış oyuncularla kaynaştıran bir kadroyu bir araya getirmiş. Adada, onlan kuşatan savaş or- tamına ilişkin her şeyi sorup so- ruşturan askerlerden, filmin an- latıcısı Kentucky'li Witt (JknCa- viezel çok iyi), sürekli fırar etti- ği için bir türlü askerligini biti- rememiş, bütün olup-bitene de- lilik olarak bakan. masumiyet sembolü gibi, yerli bir genç kızı görünce annesinin ölümünü anımsayan, adalı çocuklann hiç kavga etmemelerine şaşan, tatlı bir esintinin kucağında. yeşil çi- menlere yayılıp masmavi gökte- ki bulutlann ağır aksak geçişle- rine takılan biri. Ona sert davran- sa da gözkulak olan çavuşuysa (Sean Penn), idealist VVirt'ın tam karşıt karakteri, VVitt'in yürek- ten savunduğu 'her şeyin iyi ol- duğu başka bir dünyanın varol- duğuna inanmayan", gerçekçi, bıçkın ve biraz da kaderci bir as- ker. Filmin öteki asker kahraman- lan da, ya sürekli kansını, evini ya adamlannın canını düşünü- yor ya da tepenin alınması uğru- na, kahramanlık gösterisine gin- şiyor mecburen. Vs.vs. Balta girmemiş bir ormanda nehre dalan, şiddeti sembolize eden. ürkünç, kocaman bir tim- sah görüntüsüyle açılıp sakinle- rinin banş ve huzur içinde yaşa- dığı. her tondan yeşille mavinin 20 yıldır kayıp ünlü sinemacının dönüşü 'İnce Kırmızı Hat'la yıllar sonra yenidcn yıldızı parlayan, Amerikan sinemasının ketumluğuyla nicedir J.D. Salinger'ı sayılan efsanevi Terrence Malick, film çekmeyi yaşamının en önemli olayı gibi görmeyen, Heidegger çevirecek kadar felsefeye vâkıf, Amerikalıdan çok Avrupalı bir aydının kültürüne ve birikimine sahip, gözlerden uzak Austin/ Teksas'taki evinde ya da Paris'te oturan, 56 yaşındaki esrarengiz, sıradışı bir entelektüel sinemacı. Neredeyse çeyrek asırdır kimseyle röportaj yapmıyor, fotoğraf makinesi görünce kaçıyor, kameranın genelîikle hep arkasında durmayı yeğliyor, hatta İnternet'te Web sıtesi bile yok. Uzun yıllar sonra yaptığı üçüncü filmi 'TheThin Red Line', ahşılmış bir Amerikan yapımından çok yahn ve şiirsel bir üslup tutturan, uzunca, ama alabildiğine ilginç bir Avrupa filmi tadmda. Altın Ayı kazanmasıyla yeniden adından söz ettiren Terrence Malick"in, Hollyvı'ood'la bundan sonraki ilişkileri bakalım nasıl seyredecek, meraka ve beklemeye değer doğrusu. The Independent eleştirmeni David Thomas The Thin Red Line'ı "kendisini tamamıyla yürekten işine vermiş. çok yetenekli. geniş ufuklu ancak yeterince pratik yapmamış. usta bir yönetmenin eseri" olarak tantmlıyor. The Thin Red Line / Yönetmen, senaryo: Terrence Malick, James Jones'un romanından / Kamera: John Toll / Müzik: Hans Zimmer / Oyuncular: Jim Caviezel, Sean Penn, Nick Nolte, John Cusack, Elias Koteas, VVoody Harrelson, Adrien Brody, John Savage, Dash Mihok, Ben Chaplin, John C. Reilly, John Travolta, Miranda Otto, George Clooney, Arie Verveen/ 1999 ABD (Özen Film) kaynaştığı, cennetten farksız bir Pasifik adasından nefıs görüntü- lerle başlıyor 'tnce Kırmızı Hat', bir iç-sesin dogadaki bunca çe- kişme ve çattşmanın nedenini sorgulayan tümcesi eşliğinde. Derken adanın ufkımda beliren bir Amerikan savaş gemisinde- ki askerleri tanıyoruz. Sigara ik- ram eden 'şahin' generalinin (John Travolta) verdıği. ne paha- sına olursa olsun bu önemli Pa- sifik adasının düşman Japonlar- dan alınması emriyle 15 yıldır beklediği yükselme firsatını ya- kalayarak şahin kesilen, hırslı, acımasız bir albayın (Nick Nol- te) komutasındaki Amerikan as- kerleri adaya çıkıyor kayıp ver- meksizin. Çünkü 'Ryan'daki ala- bildiğine kanlı ve şiddetli Oma- ha Beach çıkarmasının tersine, üstlerine ateş eden, bomba salla- yan fılan yok. Ama adanın tepe- sine mevzilenmiş Japonlann ma- kineii tüfek yuvalanndan ölüm yagmaya başlıyor çok geçmeden ve adeta cennetten bir köşeyi an- dıran adayı anında cehenneme çeviriyor savaş. 210 numaralı te- penin fethedilmesi geciktikce bir- liğini ateşe atmaktan çekinmeyen albayımız kûplere binecek, adam- lannı göz göre göre ölüme yol- lamak istemeyen emrindeki yuf- ka yürekli yüzbaşıyla (Elias Ko- teas) çatışacaktır... Kaçınlmaması gerekir^ Bereket, bir başka yüzbaşımn (John Cusack)kahramanlığıylate- pe düşüyor ve ada Amerikalıla- ra geçiyor. Pirus zaferi gibi bu yenginin sonrasında, gariban Ja- pon tutsaklara eziyet eden kimi öfkeli Amerikalılan engelliyor ötekiler. Komutanlann, 'yalan- lanna inanmalarnu ve ölmeleri- ni beklediği' bu asker kahraman- lann tüm insani yanlanyla resmi geçit yaptığı, doğal güzellikler- le savaşın fiziksel terörünü har- manlayan, aşktan savaşa, aydın- lıktan karanlığa dönuşüveren 'tn- ce Kırmızı Hat'. genelde hep ka- zananın tarafindan anlatılan tüm savaş karşıtı filmlerin çizgisini sürdürüyor. Bir tepenin alınma- sını hikâye ederken 'kan, şiddet, dehşet, pislik kaosu' yayan ve •ruhlan zehirieyen' savaştan ha- tın sayılır manzaralar sunan bu Terrence Malick filmi, yöneltti- ği sorularla ve anlatımı, oyuncu- luğu, görüntü ve müzikleriyle, meraklısını beyazperdede 3 saat- lik bir meditasyona davet eden, hatta bir kez izlemenin belki de yetmeyeceği. zengin açılımlara sahip, engin. yoğun ve çevreci bir yaratıcı-yönetmen filmi. Ter- rence Malick'in sinemaya döndü- ğü 'İnce Kırmızı Hat' sonuçta mükemmel, kusursuz bir başya- pıt değil, ama kolayca unutulacak bir epik de değil kesinlikle. Bey- lik deyişle kaçınlmaması gereken, Avrupai bir Amerikan yapımı. YENİ BASLAYANLAR... YENİ BASLAYANLAR La Vrta e Bella - Hayat Cüzeldlr Bugün gösterime giren bir başka önemli yeni film de. geçen yıl Cannes'da jüri büyük ödülünü kazanmış, ödül rekortmeni bir Italyan yapımı olan "La YTta e BeUa - Hayat Güzeldir". En iyi yabancı film Oscar'ına da aday gösterilen "Ha\Bt Güzeldir", son dönemde ününü ttalya"nın dışına taşımış, başanlı komedyen ve yönetmen Roberto Benigni'nin son eseri. Ikincı Dünya Savaşı'nın mutluluğunu gölgelediği, Nazi çizmesi altında hayatı pahasına bile olsa sevgili kansıyla küçük oğlunu yaşatmak uğruna elinden geleni yapan, Roberto Benigni'nin ustaca canlandırdığı; toplama kampı yolcusu, Yahudi kökenli, sıradan bir ttalyanın hikâyesini aktanrken hayata bağlılığın ve sevginin gücünü de kanıtlayan, baştan sona sıcacık ve insancıl olabilen etkileyici bir film "La \Tta e BeUa" Büyük Charlie Chaplin'in tarzını yakalamış görünen yönetmen-oyuncu Roberto Benigni, "Hay^t Güzeldir "de bıze savaşın darmadağın ettiği: faşizmin, ırkçılığın kucağına oturtulmuş; 1940'h yıllann paramparça, acılı Avrupası'nda, katı gerçeklere karşı mücadele etmekten asla yılmayan bir 'hayal gücü'nün neleryapabileceğini anlatıyor özetlemek gerekirse. Yer yer gerçeküstü bir bakış açısına da sahip yönetmen Roberto Benigni, güldürüyü, yergiyi, toplumsal duygusallığı banndırken aynı zamanda eşine az rastlanır güzellikte bir aşk hikâyesini de anlatan, esprili, duygu dolu, nefıs bir film imzalamış sonuçta. Duygusal, komik karakterlerle dolu, masalsı bir başyapıt "Hayat Güzeldir''. KEDİ GOZU VECDİ SAYAR Bir Milyon Altı Yüz Otuz Beş Bin Yüz Ylpmi Üç'te Kaç?? Beklenen gün geldi. Siyasi partilerin aday listeleri açiklandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi, belediye meclisi, il ge- nel meclisi üyelikleri ile il ve ilçe belediye başkanlık- lan için yirmi bir partiden toplam bir milyon altı yüz otuz beş bin yüz yirmi üç aday... Aday adaylığından, adaylığa terfi etmeyi başaran bu politikacılar arasında kedilere yönelik bir projesi olan kaç kişi vardır dersiniz? Ya, bu yirmi bir parti arasında ciddi bir kültür poli- tikası olan kaç parti var? Dilerseniz, önce listeleri tarayalım. Bir partinin kül- tür politikasının en somut göstergelerinden biri, lis- telerine aldığı kültür-sanat ınsanlarının sayısı değil mi? Kedilerden yana net tavır koyan bir tek parti gö- rünüyor. Can Yücel'den Adalet Ağaoğlu'na, Fethi Naci'den Leyia Erbile, Fakir Baykurt'tan Mende- res Samancılar'a. Ertıan Bener'den Mina Urgan'a pek çok sanatçımızı ıçeren bir lıste ile seçmenin kar- şısına çıkan ÖDP'nin bu seçimde alacağı sonuçtan çok, yaklaşımını, politikalarını krtlelere ne ölçüde ak- tarabileceğini merak ediyorum. "Merak kediyi öldürür" deyip geçmeyin. Bu alan- da sağlayacaklan başan, meşajlarını geniş krtlelere ulaştırabilmeleri çok önemli. Özellikle, diğer partile- rin -en azından, solda olduğunu iddia eden partile- rin- seçim şonrası politikalannı etkileyebileceği dü- şünülürse, ÖDP'nin geleceği, kedilerin gelecegini çok yakından ilgilendiriyor. ÖDP, aday lıstelen ile şu umudu verıyor: Ülkemizin gelecegini biçimlendirmek, bir avuç "profesyonel po- litikacı"n\n işi olmaktan çıkabilir; ülkesini seven, top- lumsal "yazg/"mızı değiştirmek için çaba gösterme- ye talip olan idealist kediler de siyasal yaşama gire- bilir... Diğer siyasal partilerde de kedileri temsil eden adaylar var elbette, az da olsa. CHP'de Zölfü Liva- neli, Yavuz Top, Halil Ergün (Beyoğlu'nda başkan adayımız), ANAP'ta Ediz Hun, Yılmaz Karakoyunlu, EMEP'te Gülsen Tuncer... Işçi Partisi'nin de bu par- tilerin gerisinde kalmayacağını düşünüyorum. Arna, kesin listeler henüz elimize ulaşmadığından biz de ke- sin konuşmayalım. Şaır Başbakanımızın partısi ıse, kedileri iyiden iyi- ye terketmişe benziyor (evdeki kedilerin kapının önü- ne konduğunu duyduğumda olacaklan anlamıştım za- ten). Kedilerin "defterebağlanması", DSP'nin sanat- çılara duyduğu yakınlığın ipuçlannı vermeye yetiyor, ama dilerseniz önümüzdeki seçimlerde oyumuzu kimden yana kullanmamız gerektiği sorusunu yanıt- lamadan önce (KADER'ın iztediği politikanın sanat ör- gütterine de ömek olması beklenirdi, ama ne yazık ki bunu yapacak bir örgütlenmeye sahip değil sanat alant), siyasi partilerimizin programlannda kültür ve sanata ne denli yer verdiklerini incelemekte yarar var. Az sonra... Ender Sakpınar Italya'cla • Kültür Servisi - tzmir Öevleît 1 Senfonı Orkestrası şefı ve Izmir'in ikinci senfoni orkestrası olan Ege Senfoni Orkestrası'nın şefi ve müzik direktörü Ender Sakpınar, bugün San Remo'da, 27 Şubat Cumartesi günü de Cenova'da Di Sanrema Senfoni Orkestrası'nı yönetecek. Konserlerde Bortolotti, Busoni, Casella, Britten, Rimsky ve Moussorssky'nin yapıtlan seslendirilecek. BUGUN • AKSAlNAT'ta Londra Covent Garden Tiyatrosu ve Moskova'daki Kızıl Meydan'dan görüntüler içeren 'Rus Balesi'nin Yıldızlan' adlı bale gösterisi 12.30'da lazer-disk'ten izlenebilir. 19.00'da MoDyS. 'Görmeye Dair' adlı tiyatro oyunu yer alıyor. • BORUSAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde 10.00- 13.00 arasında Leyla Sakpınar ve Sonja Bohlander Tannsever'in yönettiğı 'Müziğin Rengi' başlıklı çocuk atölyesi; saat 18.30"da ise John Cook'un katıldığı 'Geçmişten Günümüze Dans ve Müzik' başlıklı söyleşi yer alıyor. (252 45 91) H CRR'de Mehmet Avni Ozbek'in yönetimindeki Ankara Deviet Türk Halk Müziği Korosu'nun sunacağı 'Türkülerimiz Söylenir Üç Kıtada' başlıklı konser 20. 00'de başlıyor "(231 54 98) • DULCINEA da Aydın Tekerin 'Dans Sergisi' kapsamında performans sanatçılannın sunacağı gösteriler 19.00 ve 21.00 saatlerinde izlenebilir. (245 10 71) • TMMOB'nin 'Kent vc Yaşam Etkinlikkri' kapsamında saat 19.00'da Bakırköy, Sakızağacı Mahallesi, Şinasi Gürünlü Sokak, No: 21'de Acar Avunduk'un katılacağı 'Eski Eser Liygulamalan' başlıklı söyleşi yer alıyor. (543 23 68) • İDOB, saat 20.00'de AKM'de Çaykovski'nin 'KuğuGölü' balesini sunacak. (251 10 23) K Ü L T Ü R # Ç t Z İ K K  M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle