16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 ŞUBAT1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER TMMOB Başkara Yavuz Önen, yabancı sermayeye geniş olanak tanınmasına karşı çıktı ^Egemenlik ükesi çiğneniyor'IŞIKKANSU ANKARA - TMMOB Başkanı Yavuz Önen, özellıkle enerji sektörûnde yaban- cı sermayeye büyük olanaklar tanuıması ve uluslararası tahkımin kabul edilmesi istemlerine kırşı çıkarak, "Bu koşullarda Türkhe toptumuna meşnı savunma hak- kı doğmuştur. Türkiye Cumburiyeti'nin kuruluşuna temel teşidl eden "egemenlik' ilkesi ayaklar aitınaahnıyor1 ' dedi. Llusal polıtıkalan son derece güçlü ol- duğu ıçın Türkiye'nın "dünyanınnernan- gi bir ülkesi'" olmadığını dıle getıren Ya- vuz Önen. "Türkiye'nin 400 ayn yöresin- deserbest bölge kumlması için dosyalar şu anda Çankaya Köşkü'nefletümişdurum- da.Ru devletiçinde <fevletyaratnıak,Tür- kiyeyi parça parça satmaktan ibaret bir • Yabancı sermayeye büyük olanaklar tanınması ve uluslararası tahkimin kabul edilmesi istemlerine karşı çıkan Önen, "Bu koşullarda Türkiye toplumuna meşru savunma hakkı doğmuştur. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna temel teşkil eden 'egemenlik' ilkesi ayaklar altına alınıyor" dedi. projedir'' diye konuştu. Önen, konuya ilişkin şu görüşlere yer verdi: "Geüşmfcj ülkeler,örneğin Avrupa ülke- leri, çevre kirliligine neden olan yatınmla- nnı Üçüncü Dünya ülkelerine doğru kay- dırmakistiyorlar.Çünkü.kendi ülkekrin- de çevreye dönük büyük duyarlılık var ve çevre kirtiliğini önlemck için de büyük ya- onmlar gerekiyor. OysaTürkiye'de çevredcnetimi di>e bir şey yok. Yani çevreyi kirieten sana\ i anla- mında Türkiye bir cennet Bu anlamda serbest bötgeter ber türtüdenetimden yok- sun önetnli otanaklar sağhyor. Serbest böl- geierde. l'luslararası Çakşma Orgiitü. hat- ta Türkiye Cumhurheti Anayasası ve ya- salannda hüküm altına alınmış kurallar geçerti değil. İşgücünün en ucuz şekilde kullanıldığı, son dönem politikalann ra- hatça uvgulanabileceği, baska bir huku- kun egemen olduğu alanlar yaranlmak is- teniyor." Bu tür uygulamalara karşı "ulıısal yar- gı erkrnin en son direnme mevzii haline geldığini. oysa "yargı kararlannı uygula- mama" yönteminin Türkıye'deki siyasi iktidarlann temel politikası olduğunu vur- gulayan Önen şöyle devam etti: "Serbest bölge u\gulaması ulusal ege- menlik tezini bitiren.fiilenortadan kakb- ran bir uygulama. Hiçbir kurai, hiçbir de- netim, ulusal yargı yok devrede. Yabancı sermaye, tam teslim almadan Türkiye'ye gelmek istemiyor. Eşit olmayanlann eşh sayüdığı bir düzen istiyoriar. Ne birikim, ne dcneyim. ne uygulama açısından Tür- kiye'deki fırmalann dünyatekeüeri Ue ya- nşması söz konusu değii. Ulusal ölçekte hiçbir koşulun ileri sürülmesini istemiyor- Türk-iş Başkanlar Kurulu toplanıyor Kamuda 'seyyanen' sıkmtısıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Hükümet ile Türk- lş arasında görüşmeleri sü- ren kamu iş sözleşmelerin- de. sendıkanın istediği yüz- de oranlarında anlaşılırken hükümetın 50 milyon liralık iyileştirmeye sıcak bakma- dığı bildirildi. Hükûmetin, sendika tarafından istenen 50 milyon liralık seyyanen zammı verme yanlısı olma- dığı öğrenıldi. Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral hü- kümetin düşündügü zam oranının kendilerini tatmin etmeyeceğini söyledi. Me- ral, en son ne yapabılecekle- rini ve nerede duracaklannı kararlaştırmak için bugün başkanlar kurulunu toplaya- cağını bildirdi. Yaklaşık 500 bin kamu iş- çisini ılgilendiren toplu iş •sözleşmesı için Türk-lş Ge- nel Başkanı ve Yönetim Ku- rulu üyeleri, dün Başbakan Yar'dımcısı Hüsamettin Öz- kan ve kamu sözleşmelenn- den sorumlu Devlet Bakanı ŞükrüSinaGürel'le görüştü. Yaklaş.ık 30 dakika süren gö- rüşmenın ardından açıklama yapan Meral, sözleşme is- temlerinde ve oranlarda bir sorun yaşanmadığım ancak seyyanen kısmında zorlan- dıklannı belirtti. Devlet Bakanı Gürel'in Başbakan Bülent Ecevh ile görüşmesinden sonra yeni- den bir araya gelineceğini bildirdi. Meral, hükûmetin. toplusözleşmeleri bir an ön- ce sonuçlandırarak AbduDah Ocalan'ın yakalanmasıyla ülkcde oluşan olumlu hava- ya yeni bir halka eklenmesi gerektiğini kaydetti. Bakanlarla yapılan görüş- menin ardından Türk-lş Ge- nel Merkezi'nde Meral baş- kanlığmda Tes-Iş, Petrol-tş, Teksif, Türk Harb-İş. Tek Gı- da-îş. Türkiye Maden-tş yö- neticilerinden oluşan Kamu Koordinasyon Kurulu top- landı. Türk-îş Genel Eğitim Sekreten SaBh Kıhç, çeşitli zam seçenekleri hazırladık- lannı belirterek bu seçenek- lerin bugünkü başkanlar ku- rulunda değerlendınleceğini ve karara vanlacağını söyle- di. Kılıç, hazırladıklan tavan zam seçeneğinin birinci altı ay için 50 milyon lira iyileş- n'rme ve yüzde 35 zam; ta- ban olarak da 20 milyon lira iyileştırme ve yüzde 30 veya 35 zam yapılmasını öngörül- düğünü kaydetti. Türk-lş'in hazırladığı ta- van zam seçeneğine göre, halenbrütçıplak 164 milyon lira olan ücretlere bırincı al- tı ay için 50 milyon lira ıyi- leştirme ve yüzde 35 zam ya- pılması durumunda işçi üc- retleri brüt çıplak 289 mil- yon liraya; taban zam seçe- neğine göre 20 milyon lira iyıleştirme ve yüzde 35 zam yapılması durumunda ise brüt çıplak 248 milyon lira, yüzde 30 zam yapılması du- rumunda brüt çıplak 239 milyon liraya yükseliyor. Türk-lş'in yüzde oranlan- nı tartışabileceği ancak sey- yanen zamdan vazgeçmesi- nin mümkün olmadığı kay- dedildi. Hükûmetin ise sey- yanen zamma sıcak bakma- dığı ve ilk aln aylık dilim için yüzde 35'in üzerine çıkma- yacağı belirtiliyor. tlk görüşmelerde, Gürel "Seyyanen zam bizün sözu- mûz değil. Bir orta yol bul- maya çalısacagtz" açıklama- sını yapmış, Meral de "Top- tusözJesmede onun sozü be- nim sözüm diye bir şey o\- maz. Taraflar orurur. ortak bir çözüm yolunda karara vanr" diye karşı lık vermıs- ti. Türk-lş, halen ortalama brüt çıplak 165 milyon lira olan kamu işçisinin ücretine birinci altı ay için 50 milyon lira iyileştirme ve yüzde 35 zam yapılmasını, ikinci, üçüncü ve dördüncü aylar için de enflasyon oranı ile yüzde 5 refah payı eklenme- sini istiyor. KANLI VE YILDIRIM'IN SON MAHKEMESİ 24 ŞUBAT'TA AÇIKLAMA Gazetenızınl5Şubatl999 Pazartesi tarihli nüshasının başsayfasında yayınlarup 6. sayfasmda devam eden "Jet- pa'nın avukatı ararayor'" baş- lıklı yaada şahsım hakkmda bazı satırlar da yer almakta- dır. - Her şeyden önce ben, Is- tanbu) Ünıversitesi Hukuk Fa- kültesi'nde öğretim üyesi de- ğil, araştırma görevlisiyim. Adım da -'Necaf değil "Ne- jaftır. - Yeterlik sınavım vermiş biri olarak, ciddi ve bilimsel değen olan bir doktora tezi ha- zırlama gayreti ile son bir yıl- dırçalışmalanmı Frankfurt'ta değil, Istanbul Cniversitesi Hukuk Fakültesi'nde sürdür- mekteyim. Bu sömestr içinde de doktora tezimi vermeyi planlamaktayım. Bu durum- da, Frankfurt'ta çalışmalartmı sürdürmek üzere fakülteden raporlu olmama imkân bulun- mamaktadır. Kaldı ki. fakülte- mız. talep edilse bile, böyle mesnedsiz bir gerekçe ile Frankfurt'ta bulunmama izin vermez. Bilgi kaynağmızın bu haben açıkça gerçek dışıdır. - Birkaç yıl önce Yeni As- ya Gazetesf nde edebiyat ya- zılan yazmak ise konu ile il- gisı olmayan biv bilgıden iba- rettir. Son yıllarda bu edebi yazılanmı dahi adı geçen ga- zetede yayınlamış değilim. Haberde bu hususun zıkredil- mesinin konu ile ilişkisi anla- şüamamıştır. - Benim hiçbir tarikat ile ilişkim olmadığı gibi, eşimi tarikat aracılığı ile seçtiğtm id- diası da, ciddi ve güvenilir ol- ma iddiasında bulunan bir ga- zetedeyer almasındanüzüntü duyduğum bir beyandır. - M.Fadıl Akgündüz ile ta- nışmakta oldugum doğrudur. Kendisinin bazı hukukçu dostlanna sorduğu gibi bana da bazı sorunlannı aktarması ve görüş istemesi tabiidir. Fa- külteden ücretsiz izinli olarak 2 yıl önce bilimsel çalışmala- nmı sürdürmek amacı ile Al- manya'da bulunduğum da doğrudur. Bunlann hiçbirisi suç olmadığı gibi, kınanacak hususlar da değildir. Eşimin ailesinin Almanya'da bulun- duğu da doğru olan, fakat ko- nuyla ilgisi bulunmayan bilgi- lerden bırisıdir. - Yıne bu haberde bana at- fedilen sözü de söylemiş de- ğıhm. Kombassan'ınparalan- mn bloke edilmesinden basm yoluyla haberdar olanlardan birisiyim. Dolayısıyla, şahsı- ma isnad edilen bu beyan da tümüyle gerçek dışıdır. - Ciddi ve güvenilir haber kaynaklan kullanmaya özen gösteren gazetenizde bu açık- lamamın yayınlanacagı ümidi ile teşekkür eder, saygılar su- nanm. NejatAday Örgüt üy«si olduklan gerekçesiyle 125 yıl hapse mahkûm olan gençler, karann Yargıtaj 'ca bozulma- sı üzerine 24 Şubat'ta gekcelderini belirleyecek son duruşmaya çıkacaklar. Gelecek için son umut AYŞEYTLDIRIM Ümit Kanlı ve BanşYıkünm için 24 Şubat "son şans'. Mart 1995 'te, Gazi olaylannı protes- to gösterileri nedeniyle yurt ça- pında düzenlenen operasyon- larda gözaltına aJmdjlar. lsnat edilen suçlamalann hiçbirin- den ceza almadılar ama, "örgüt üyesi'' olmaktan 12.5 yıl hapse mahkûm oldular. Yargıtay, Iz- mir DGM'nin verdiği karan bozdu. Son mahkemeleri 24 Şubat'ta yapılacak. Anneleri GültenKanh ve Ay- şe Yıkiınm. çocuklannın suç- suz yere dört yıldır cezaevinde bulundugunu belirterek. "Oğ- hımuzu istiyonu" dediler. 9 Eylül Oniversitesi lnşaat Mühendisliği 3. sıntföğrencisi Banş Yıldınm, Ege Kültür Sa- nat Merkezi'nde bağlama, gitar ve flüt dersleri veriyordu. Sana- ta tutkundu. Şiir ve beste yapı- yordu. Grup Günışığı'nın üye- siydi. "Bugün birçok grup Ba- nş'tn türkülerini söylü\»r. Tûr- küleri dışanda.. ama o içeride" diyor anne Ayşe Yıldınm. Ege Kültürve Sanat Merkezi'ni ba- san polis,raüzikdersleri veren Banş'ı da gözaltına alıyor. Bundaıı sonrasuu anne Ayşe Yıldınm şöyle anlatıyor. "Bir şeyi olmadığı için çıka- cağınısandık. O nedente \nka- ra'dan kaltup İzmir'e bile git- medik Fakat 15 gün çok körü işkenceiergördügü gözaitından sonra, Riahkemeye çıkardılar ve cezaevinegönderdiler. li mu- dunıuzu yine yrtirmedik.. ta ki 21 Eylül İ995'e kadar. 3 kişinin öklüğü cezaevine saldında ağır yaralandı. Yaşad^mıbüe 4 gün sonra soykdiler. Umit Kanlı da ağır yaralıydı. Zaten Gülten Kanb'yb orada tanışök." Doktorlann Banş'ın rahat- sızlıklannın birkaç yıl sonra or- taya çıkacağıru söylediğini be- lirten Ayşe Yıidınm. bir yıla yakjndır göz bebekleri rahatsız otan ve bir kulağı duymayan Banş'mtedavi edilmediğinden yakındı. Ege Üniversitesi Türk Müzi- ği Konservatuvan öğrencisi olan Ümit Kanlı da Banş gibi Ege Kültür Sanat Merkezi'nde tiyatro, halk oyunlan ve halk müzigi dersleri veriyordu. Ümit Kanlı, Banş'tan bir gün önce gözaltına alındı. Oğlunu gözaltına ahndıktan 15 gün sonra gördüğünü belir- ten Kanlı, şöyle devam ediyor; "Bambaşka birisi olmuştu. Bir anne, bir insan olarak o is- kenceciteri hiç afTetmeveceğim. Yine de çıkacagını düşünüyor- dunı ve ukulundan uzak kaJdı- gı için üzülüyordum. Sene kay- betmesin diye bir yıl boyunca her gün okuktan dersterini, no- talannı cezae>ine tasıdım. Ga- yet umuttuyduk çıkacak diye. Çünkü bir suçu yoktu. Bu ao- lan yaşarken 2lEylül 1995'te bir dahayıküdık.Cezaevinedü- zenlenen operasyonda ağır ya- ralandu günlerce komada kal- dı. Şimdi gencecik vücudunda işkencenin yanı sıra bu operas- yonda aldığı darbekrin izkrini taşıyor. Çıkarüan zoıiuklar yü- zünden en doğal hakkı olan te- davklen yararianaınıvor." "Oğlumu istiyonun" diyor şımdi Gülten Kanlı: "Çeteler, katilter elini kolunu sallayarak geziyor. Cezaevine girseler bile özet odalarda kalıp cep telefo- nuy(atekrvizyonlardacanh bağ- lantı kuruyoriar. Bu kadar hak- solık olur mu? Biz de vatanda- şız ve vergi veriyoruz. Çocukla- nnuz suçlamp ispata gerek du- yulmadan yülarca cezalandın- Hvoriar." BAM TEÜ" YOLA ÇIKTI! lar.'Sen yatınmında benim yarattığım ara mallannı kullanacaksın' bilediyemeyece- ğiz." Önen, Türkiye'ye bu koşullarda "meşru müdafaa hakkı'* doğduğunu be- lirterek yabancı sermayeye tanınan ola- naklar, uluslararası tahkim uygulaması- nın kabulü ile "Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna temel teşkil eden egemenlik Ukesinin ayaklar altına alındığı'"nı savun- du. Önen şöyle konuştu: "Cumhuriyet, kapitülasyonlan berta- raf ederek, ulusal ekonomi politikalan uy- gulavarak Osmanlı tmparatortuğu'nun bir anriteziolduğunu ortaya ko> muşru. Biz hâlâTürkiye'de ulusal politikalann geçer- li olduğu tezinden yanayız. Bir şekilde alarmvermemiz lanm. Çanlan çalmamız lazım.Gün o gün. Gecikirsek geriye dönü- şü daha zor bir sürece girmiş olacagız.'' ISTMİKOM Seçmen vekflini izleyecek İstanbul Haber Servisi - lstanbul Mil- .otvekıh tzleme Komitesı(tSTMtKOM), millersekili adaylanndan, 21. dönem mil- letvekili adaylan için hazırladığı aday ta- nıma formunu doldurup kendilerine ilet- melerinı isteyerek bunlan kamuoyunadu- yuracağını açıkladı. ISTMİKOM, ITÜ Maçka Sosyal Te- sıslen'nde düzenledığı toplantıyla "21. Dönem Milletvekilteri İçin Millerveküi ve MUIerveküiAdayıTanımaForımı" ile "Si- yasal Ahlak Kurallan SözJeşmesi"nı ba- sına tanıttı. Siyasi partiler arasında yalnız- ca İşçi Partisi ve Yeniden Doğuş Par- tisi'nin temsilci yolladığı toplantıda, ISTMİKOM ve Seçmen 2000 lstanbul Genel Koordinatörü Metin Karadağ, 24 Aralık 1995 genel seçimlennden bir haf- ta önce Muğla'da başlayan millervekili izleme komitelerinin dünyada da benzer- lerinin olduğunu ve yalnızca ABD'de benzer yapıda 3 bin 500 sivil toplum olu- şumu bulundugunu söyledi. Türkiye'deki oluşumlann daha çok Ku- zey Avrupa ülkelerindekilere benzediği- ni ve şu an 51 ilde millervekili izleme ko- mitelerinin oluştugunu vurgulayan Kara- dağ, "tstanbul'da ilk caksmalar 23 Mayn 1998'de başladı. Biz yurttaşlann bilgilen- dirilmesini amaçhyoruz.3 secim bölgesive 32 ilçede yurttaşlann gönüllü kanlımuıa dayanan bir çauşma yürütüyoruz" dedi. 21 partinin il başkanlıklanna Siyasi Ah- lak Kurallan Sözleşmesi'ni ve tanıma formlannı götüreceklerinı ifade eden Ka- radağ, "MiDerveldn ada> lanndan forrrüa- n 10 Mart tarihine kadar doldurup geri vermelerini istevecefiz ve bunlan Inter- net'le. medya aracıkğıyla, diğer yollardan kamuoşuna duyuracağız. Bu formlan ay- nca il seçim kuruluna da \erecegiz. Fonn- lan doldurmavan adaylara ait bölümkr isesiyahsatuiageçecek" diye konuştu. Ka- rarsız seçmenlenn yüzde 40 dolayında ol- duğuna dikkat çeken Karadağ. parlamen- toya olan güvenin yüzde 18, milletvekil- lerine olan güvenin yüzde 13 olduğunu kaydetti. Karadağ şöyle devam etti: "Seç- men 2000 projesi ile ild seçim araa süreç- te tüm adaylan tüm seçim bölgeterinde a- day tanıma toplantılanvla tanıyacağız. Temsiledenkıie,temsiledilenler arasında- ki sis perdesinin kalkmasını istrvoruz." HAFTAYA BAKIŞ AHMET TAJNER KIŞLALI Karaoğlan'ın Dönüşü mii? Bazı yabana gazeteci ve haber ajanslanndan ben- zer sorular geldi: - Son gelişmeleri "Ecevit'in dönüşü" olarak nite- lendirebîlirmiyiz? "Kıbns Fatihi" olmasının üzerinden 25yıl geçti. Şimdi benzer bir havayı yakalamışa ben- ziyor.. Ecevityeniden Türkiye'nin siyasalyaşamında be- lirieyici bir konuma mı geliyor? Kamuoyunun bu- günkü görünen desteği, seçimlere acaba ne ölçü- de yansır? Ben bunlara bir soru daha eklemek istiyorum: Bugünkü Ecevrt ile 25 yıl önceki ne ölçüde benze- şiyor ya da aynlıyor? • * • 25 yıl önceki Ecevit! Karnplaşmış bir Türkiye'de, bir kesimin pariayan yıldızı idi. Söyîemi sert ve kıncıydı. Özellıkle Demi- rel ve Türkeş ile tüm köprüleri atmıştı. Giderek işveren çevreleri de O'nunla tüm köprü- leri attı. "İşçi babası" ve "sermaye düşmanr'g\b\ görül- mekteydi. Ama Ecevit o gün de dindarlarla dincileri ayırma- ya büyük özen gösteriyordu. O gün de ırkçı-şoven milliyetçılerle savaşıyor, ama aynı zamanda da "Ata- türk milliyetçiliği"n\r\ ödünsüz bayraktartığını yapı- yordu. O gün de, biryandan demokratikleşmeyi savunur- ken, öte yandan "halklara özgüriük" diye bağıranla- nn meydanlarda üzerlerine yürüyordu... Bugünkü Ecevit! Artık bir kampın adamı değil. Söylemi çok daha ılımtı ve uzlaşmacı. Recai Kutan'ta bile köprüleri at- mış sayılmaz. İşçi kesiminden kopmamış, ama işveren kesimiy- le barışmış. Ideolojik çizgisinin ana noktalannı ise koruyor. • • • Ecevrt dış siyasette her zaman usta, kararlı, kişi- likli ve atılgandı. Iç ayasette olduğu gibi, dış siyaset- te de gerektiğinde "ölçülü bir risk" almaktan hiçbir zaman çekinmemişti. Bunu Kıbns'ta da, haşhaş yasağını kaldmrken de, Ege'de de göstermişti. Son olarak Öcalan konu- sunda kanrtladı. ANASOL hükümetinin dış siyaseti de, Ecevit'in damgasını taşıyordu... Önceki hükûmetin milli eğitimde yapabildikleri de Ecevit'in geleneksel çizgisine uygundu. Ama o hü- kümet döneminde başlayıp şimdi giderek belirgin- leşen bir yeni olgu var... Sol artık ekonomiyi de iyi yönetebileceğini göste- riyor. Ecevit'in ekonomi kurmayian da, şimdilik iyi puan topluyorlar. • * • "Banş Harekâtı" Ecevit'in oyiarının yüzde 33'ten yüzde 42'ye çıkmasında kuşkusuz ki büyük etken ol- muştu. Hem de secimler yaklaşık üç yıl sonra yapıl- dığıhalde... Oyleyse "öcalan Harekâtı" da şimdi Ecevit'in par- tisini FP'nin de önüne geçirir mi? önümüzde seçimlere sadece iki ay var. Bu süre içinde olayın etkisi biraz azalır, ama azımsanmaya- cak ölçüde de sürer. Türkiye şu anda, Cumhuriyet tarihindeki en yük- sek oranda "kararsız" seçmen kitlesine sahip. Ka- rarsız seçmeni ise bu tür olaylar, toplumda o anda esen rüzgâriar çok etkiler. Kararsız seçmen güçlü- ye yönelir. Kararsız seçmen çok.. CHP'den uzaklaşan seç- men çok.. Hatta MHP'nin dinci bir görünüm kazan- masından, gençlerinin üniversitede "tekbir" getire- rek yaptığı saldınlardan rahatsız olan seçmen çok.. Ve Ecevit artık toplum genelinde, 25 yıl önceki gi- bi "bölücü" değil, "birteştirici" gibi algılanıyor!.. • * • Bunalımlı bir dönem... "Istikrar" arayışı içinde bir toplum... "Kıbns Harekâtı"r\öan "Öcalan Harekâtı"na uza- nan bir çizgi... Dürüst, güven veren bir önder... Tüm bunlann "Karaoğlan'ın dönüşü" anlamına gelip gelmediğini, iki ay sonra anlayacağız. ÖZÜR! Şayın Mahmut Makal'ın çok ilginç mek- tubunu, Öcalan olayı nedeniyle bugün köşeme aiamadım. Vermiş oîduğum sözü pazar günü ye- rine getireceğim. Hastalanan 10 kisiden 4'ünün olduğu ileri sürüldü Naldedüen yaşhlar yeni ortama uyum saglayamadı TAYFUN TALIPOGLU "BAM TELİ" İLE NTV'DE lstanbul Haber Senisi- lstanbul Büyükse- hır Beledıyesi'nce Kayışdağı'nda yaptınlan ve yaklaşık bir ay önce hizmete giren 2. Da- rülaceze'yeOkmeydanı'ndannakledılen 120 kimsesizden 10'unun yeni bir ortama uyum sağlayamama ve sağlık koşullannın yetersiz- lıği nedeniyle hastalandığı, bunlardan 4'ünün ise hayatını kaybettiği öne sürüldü. lstanbul Büyükşehir Belediyesi Darülaceze Müesse- se Müdürü Şaban Deniz, dok- tor ve psikiyatri uzmanlannın nakillerden önce, yaşlı ve has- talarda yer değişikliğinin ban- lannda ölüme yol açabileceği konusunda uyanda bulundu- gunu kabul etti. Uzmanlann uyansına kar- şm yaşlı ve hastalann nakle- dilmesi sonucu ölümler mey- dana gelmesine ilişkin olarak Darülaceze'de görevli bir yet- kili şu iddıalarda bulundu: "Okmeydanı'nda yer alan Darülaceze'deki daire 2 ve da- • Kayışdağı'nda yaptmlan 2. Darülaceze'ye Oktneydam' ndan nakledilen 120 kimsesizden 10'unun hastalandığı, bunlardan 4'ünün de öldüğü iddia edildi. yetersiz sağlık hizmeti. yer değiştinneye bağlı psikolojik çöküntü. uyum sorunlan \e fîzild koşullann rvi olmaması faktörlerinden mey- dana gekü. Örneğin ölenkrden biri, 1952 do- ğumlu Zeki Akso\ adlı aklen malul Idşi, Ka- yısdağı'na götürülmesini protesto için hiç ye- mek yememiş ve hastalanarak ölmüş," Darülaceze Kayışdağı Şubesi'nde görevli DT. UfukYurtsever yaptığı açıklamada, 1 Şu- bat'ta göreve başladığını belirterek, kendisinden önce Kayışdağı'nda kadrolu doktorbulunmadığını, haf- tanın birkaç günü Okmeyda- nı'ndan gelen doktorlarca sağlık hizmeti verildiğinı söyledi. Yurtsever, "Ben göreve başlama- dan önce Kayışdağı'nda ısınmada bazı sorunlar olmuş. Borular paüa- rruş. ancak tamir edilmiş. Şimdilik verilen hizmetler genel hatJanyla uvgun. Burada psiki>atri hastalan, aklen maluller >e özürlüler kalıyor. Aynca Okmeydam'ndan nakledi- knkrden bazılannda uvum sorunu NTV 19 ŞUBAT CUMA 21:05 ire 9'daki aklen maluL, geri zekâu, bunak ve özürtüleroen oluşan.yaşian 40ile70 arasında değişen 100"ün üzerindeki Idşi Kayışdağı tam bitmeden, hizmete geçmeden, 'açıîdı' diye göstermek için Ramazan Bayranu öncesinde buraya nakledildi. Daha önce sağlık sorunu bulunmayanlar, buraya gittikten sonra hasta- lanmaya başladı. Kayışdağı'nda özettikle sağ- lık, ısınma ve bakmı hizmetkrinin tam olarak \erilememesi, fîziki şartiann uygun olmama- sı ve buraya gönderiknlerin uzun süredir Ok- meydanı'nda kalması nedeniyle bayramdan buyana 10Idşi ağır hastalandı. Bunlardan 4'ü ise vefat etti. Bu üzücü olay, Darülaceze yöne- ticileri için büyük bir kusurdur. Kayışda- ğı'ndald ölümler, soğuk, bakunsızhk,Sgisiziik. oluyor" dedi. lstanbul Büyükşehır Belediyesi Darülace- ze Müessese Müdürü Şaban Deniz de, Ok- meydam'ndan Kayışdağı'na nakledilen 2 ki- şinin burada vefat ettiğini, rahatsızlanan 2 ki- şinin ise tedavi için götürüldüğü Okmeyda- nı'nda öldüğunü belirtti. Bu sayının Darüla- ceze'nin vefat onalamalanna göre normal ol- duğunu ifade eden Deniz. "Doktorlannuz ve psikiyatri uzmanımız nakillerden önce, yaşlı ve hastalarda yer değişikliğinin. yeni bir orta- ma intibak edilemeyişinin. bazılannda ölüme yolaçabileceğini sö>lemişti. Ancak Okme\ da- nı'ndaki merkezde bir daireden diğer bir da- ireye nakil bile bazen problem, üıtibakszuk meydana georiyor'' dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle